• Sonuç bulunamadı

Amerikan Koleji bunalımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Amerikan Koleji bunalımı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

é

İstanbul'da yüzyıldan beri eğitim yapmakta olan Amerikan okulu

birkaç yıldan beri gittikçe genişleyen bir bunalım içindedir... Bu­

nalımın çözüm yolu, kolejleri tam manâsiyle bir üniversite şek­

line sokmaktır. Bu yolun gerçekleşmesi için de Türklerin idareyi

tamamiyle ellerinde bulundurmaları veya ana kararları alacak

mevkilere geçmeleri ve masrafların büyük kısmının devlet bütçe­

sinden karşılanması öngörülmektedir. Başka bir deyimle, kolejle­

rin millîleştirilmesi bu üçüncü çözüm yolunun gerçekleşmesine

yol açacaktır.

T

'

S ö L.

v *

Amerikan Koleji bunalımı

■kim— :;îii— ıi]ii^gıw»MiBaa«ı«»8838a^8»8iBS8 m m m m ® m

I

m STANBUL’da yüzyıldanberi eğitim yapmakta olan Amerikan okulu (B e­

bek’teki Robert Koleji, Yüksek Kısım ve Arnavutköy’ündeki Kız Koleji)

birkaç yıldanberi gittikçe genişleyen bir bunalım içindedir. Türk eğitimiy­

le yalandan ilgili olan bu meseleyi gereğiyle anlayıp olumlu bir şekilde çö­

zümlemek zamam gelmiştir.

Y A Z A N :

---Prof. Dr. Kemal KARPAT

K olejler uzun yıllar azınlıkla­ rın çocuklarını eğittikten sonra, Birinci Dünya Savaşından sonra yavaş yavaş büyük şehirlerden

gelen Türk asıllı varlıklı aile

çocuklarının bir eğitim merkezi halini almıştır. 1355 yılından son­ ra mevcut kız ve erkek kolejle­ re bir yüksek kısım ilâve edile, rek orta eğitimin ihtisas ve mes­

lek! yönlerden tamamlanması

sağlanmıştır. Yine bu tarihten

sonra yurdda, diğer liselerden ve ortaokullardan mezun olan ka­ biliyetli fakir öğrencilere burs­ lar verilerek, bunların da kolej­ de eğitim görm eleri temin edil­ miştir. Bugün tüm öğrencilerin takriben üçte biri, kolejde burs, la okumaktadırlar. Halen yüksek

(Üniversite) kısmında 900, kız

kolejinde 400 ve erkek kolejinde

700 kadar öğrenci vardır. Bu

üç okulun senelik bütçeleri 45 milyon lira (4.9 milyon dolar)

civarındadır. Bunun yandan

fazlası yüksek kısma sarf edil­ mektedir. Gelirin %15’i taksitler­ den (senelik okul taksiti 2750 li. radır) geri kalan kısmı ise 10 milyon dolar değerinde olan va­ kıftan gelen 500 bin, çeşitli hi­ belerden temin edilen 100 bin ve nihayet A ID ’nin verdiği 2.3 mil­ yon dolar yardımla sağlanmakta­ dır. Böylece geriye senede bir milyon dolarlık bir açık kalmak­ tadır.

YARIM MİLYAR TL.

Üç okulun tüm maddi varlığı ise yarım milyar liraya yaklaş­ maktadır ki bunlar da, 200 mil­

yon lira değerinde 500 dönüm

arazi, binalar, kitaplar, laboratu-

var, teçhizat ve makinelerden

ibarettir. Kolejlerin idaresi, ya­ rıdan fazlası Amerikalı olan ve

merkezi New York’ta bulunan

bir mütevelli heyeti ve bu he­ yetin seçtiği bir müdürün elin­ dedir. Mütevelli heyeti Türk üye­

lerinin bir kısmı iş adamları

veya onların yakınları, Amerika­ lıların büyük kısmı ise Türkiye ile şu veya bu şekilde ilgisi bu­ lunmuş çeşitli sosyal gruplara mensup kişilerdir.

Kolejlerde eğitimin kalitesi, öğ­ rencilerin her bakımdan iyi ye­ tişmesi için sarfedilen gayretler,

öğretmenlerin evsafları benzeri

okullarla mukayese kabul etme­ yecek kadar yüksektir, öğrenci başına senede takriben 25 bin lira harcandığı düşünülürse bu durumu tabii karşılamak gere­ kir.

Kolejlere bir yüksek kısmın

ilâvesi ve burslar yolu ile öğ­

rencilerin sosyal menşeilerinde

meydana gelen farklılaşma oku­ lun eski kapalı aristokratik tu­ tumunu kökünden değiştirmiştir. Ayrıca, öğrenci ve öğretmenlerin yurd sorunlarına daha yakından

katılmalarım ve diğer eğitim

müesseseleri ile kaynaşmalarını

sağlamıştır. Eğer vüksek kısım

ilâve edilmemiş olsa idi, belki

de kolejlerde diğer yabancı okul­ lar gibi Türk kültürü ve eğiti- mile şekli bağlantılarım muha­ faza ederek eğitimlerini istedik­ leri gibi devam ettirebilecekler­ di.

MÂLİ KRİZ

Bugün, kolejde bulunan öğren­

ci ve öğretmenlerin ezici bir

çoğunluğu yurd sorunlarıyla da­ ha yakından ilgili program deği­ şiklikleri yapmak, diğer öğren, ci ve sosyal gruplarla kaynaş­ mak, başka bir deyimle okulun her bakımdan millîleşmesini is­ temektedirler. Bıı isteğe kuvvet

veren baş âmil ise kolejlerin

içinde bulundukları mali sıkıntı, dır. Amerikan hükümetince AID kanalı ile verilen ve bugün oku­ lun birinci derecede gelir kay­ nağı olan yardımın süresiz de- vam etmeyeceği daha başlangıç­ ta belli idi. Bu yardımın yeri­ ne geçecek yeni malî kaynaklar bulmak çabası ise başarısız ol­ muştur. Nedenleri ise toplumu-

muzda parasız eğitim görmek

alışkanlığı ve Amerikalıların ka­ tıldığı her teşebbüsün arkasında sonsuz mali imkânlar bulundu­ ğu düşüncesidir. Bütün bunlar kişilerden beklenen yardım ümit­ lerini boşa çıkarmıştır. Kolejde çocuklarını okutmak için yanşan varlıklı bir çok aile bile koleje her hangi bir yardımda bulun­ mayarak çocuklarının eğitimini

(taksit olarak ancak 2750 lira

alındığı ve öğrenci başına mas­ raf m 25.000 lira olduğu hesabile) Amerikalılara yüklemekte bir sa­ kınca görmemişlerdir.

İşte, bir yandan malî sıkıntı, diğer yandan okulun tam m illi­ leştirilme isteklerile karşılaşan

mütevelli heyeti bunalımın çö­

zümlenmesine yarayacak üç hal şekli düşünmüştür.

KAPATMAK M İ?

Bunlann üzerinde birer birer

duralım:

Birinci çözüm yolu İd mütevel­ liler bunu tercih etmiş gibi gö­

rünüyorlar, yeni mali imkânlar

bulunmadığı takdirde vüksek kıs­

mı kapatmak ve kolejlerin lise

ve ortaokul kısımlarını geliştir­ mektir. Bu çözüm yolunu savu­ nanlar öğrencilerin daha küçük yaştan itibaren batı kültürü ile

yetişeceklerini ve İngilizceyi

köklü olarak öğreneceklerini öne sürüyorlar. Bunlar ise yaşlı ve

tutucu Amerikalılarla koleji bir

çeşit aile müessesesi şeklinde gö­

rüp orasını tekellerinde bulun­

durmak isteyen bâzı Türklerdir.

Bunlar yabancı dil konuşmayı

vasıta değil amaç ve başka bir

kültürü bütünü ile benimsemeyi

modernleşmenin ve batılılaşma­

nın özü telâkki etmektedirler.

Halbuki bugün Türkiye’nin ulaş­

tığı sosyal ve kültürel gelişme

ve m illî kimlik dâvâsı yukarıda­ ki görüşlerle bağdaşmamaktadır.

Halen yabancı dil öğrenme me-

todlan ve imkânları o kadar ge­ lişmiş ve nisbeten ucuz bir şe­ kilde teinin edilmektedir ki, öğ­

rencilerin yalnız dil öğrenmek

için yabancı bir okula yıllarca

devamını lüzumsuz hale sok­

maktadır. Meseleye kültür açısın­ dan bakıldığı zaman bugün Tür­ kiye’nin kendi öz kültür kaynak­

larına dayanarak bütün sanat

kollarında evrensel değerler taşı- yan, yâni başka kültürlere bağlı insanların da anlayacağı ve ru­ hen katılacağı eserler yaratmak

yolunu tuttuğu görülmektedir.

Fransızın, Amerikalının veya İn-

gilizin ruhî kalıplarına bürün­

mek lüzumunu duymadan ve ya­

bancılaşmadan kendimize dön­

mek yolu ile modernleşmeyi bu­ gün başarmağa başladık. Bu ge­ lişmeyi durduranlayız.

K olejin yüksek kısmım kaldır­ mak demek lise kısımlarının pra­ tik ihtiyaçlarımıza ve benliğimi­ ze daha uygun gelişmesini ve ol­ gunlaşmasını sağlayan imkânları yok etmek demektir.

ÖTEKİ Y O L...

İkinci çözüm yolu yüksek kıs­ mı Orta Doğu Teknik Üniversite­ sine veya Hacettepe Üniversitesi­ ne bağlamaktır. Bu yol da yan­

lıştır, çünkü kolejlerin sağlam

bir eğitim gelenekleri vardır.

Bunlar, binaları, idare kadroları ile birbirini tamamlayan kendine mahsus özelliği olan bir bütün­ dürler. Kolejleri değişik şekiller­ de kurulmuş üniversitelerin em­ rine vermek bunları parçalar ve sonsuz rekabet ve entrikalara yol açabilir. Amaç, Amerikan kolej­ lerini ne pahasına olursa olsun yok etmek değil. Türk eğitimine

en faydalı bir şekle sokmak­

tır.

Ü N İVERSİTECE

DÖNDÜRÜLMELİ

Üçüncü çözüm yolu kolejleri

tam mânasiyle bir üniversite

şeküne sokmak ve bu halile ge­ liştirmektir. Bu yolun gerçekleş­ mesi için de Türklerin idareyi ta­ mamiyle ellerinde bulundurmala­ rı veya ana kararlan alacak mev­

kilere geçmeleri ve masrafların büyük kısmının devlet bütçesin­ den karşılanması öngörülmekte­ dir. Başka bir deyimle kolejlerin

millîleştirilmesi bu üçüncü çö­

züm yolunun gerçekleşmesine yol açacaktır.

Bu durumda mevcut ma) ve

mülk kolejin hükmi şahsiyetine ait olduğu için tasarruf hakkı da Türklerin eline geçmiş olacaktır. Şüphesiz ki, Amerikalılar temel bir anlaşma (Lozan) ile varlığı garanti altına alınan ve kendileri­ ne bir etki imkânı sağlayan bu müessesenin kontrolünü kolayca

elden çıkarmak istemeyecekler.

Kolejlerin Amerika’da on milyon dolar değerinde vakfı bulunduğu ve bunun Türkiyeye getirilemeye­

ceği düşünülürse Amerikalılara

ne gibi etkiler verileceği söz ko­ nusu olur kî bu da başlı başına bir meseledir.

Kanaatimizce Amerikan okulu­ nun tam bir Türk Üniversitesi şekline sokulması her bakımdan

mümkündür. Böylece yeni bir

üniversite elde etmek, bir kaç

bin lise mezununa da yüksek

tahsil vapmak imkânı verilmiş

olacaktır.

BİR TEKLİF

Ancak üzerinde ısrarla durmak istediğimiz başka bir mesele var­ dır. Koleji herhangi bir üniversi­ te şekline sokarak bırakmak ye­ ter bir çözüm yolu değildir.

Bugün, Türkiyede bir çok eği­ tim alanlarında vüksek ihtisas ve araştırma yapmak imkânı yoktur. Başka bir deyimle, bir iki alan

müstesna Türkiye’de. bugün,

yüksek seviyeli doktora ve ihti­

sas yapılamamaktadır. Halen

mevcut yüksek ihtisas ve araş­ tırma kadrolarını kullanacak im­

kânlardan mahrum olduğumuz

için de branşlarında normalin üs­ tünde başarı gösteren elemanla­

rımızı kaybediyoruz Bu kişiler

gelir temin için değil (zaten bu duruma gelen bir kimse için bol

gelir imkânları vardır) mesleki

bakımdan tatmin olamadıkları

için dışarıya gitmektedirler. Bü­ tün gelişmelere rağmen Türkive- de. bütün dünyaca tanılan ve te­ mel kavnak olarak kullanılan sü­ rekli yayınlar hemen hemen vok gibidir. Dünya çapında isim ya­ pacak kabiliyetli bilginlerimiz bu­

lunmasına rağmen, bunlar, kabul edilmeleri için mutlak kendileri­ ni dışarıda tanıtmak zorundadır­ lar. Ondan sonra da cazip teklif­

ler karşısında oralarda kalmak

durumuna düşmektedirler. Niha­ yet, doktora yapacak öğrencileri­

mizin büyük bir kısmım çok

miktarda döviz harcayarak dışa­ rıya göndermek zorundayız. Bun­ lann bir çoğu da iyi olduktan

için orada alakonmaktadırlar.

Bugün Türkiyede. bütün dünyaca kabul edilecek yüksek seviyede araştırma ve yayın yapabilecek,

aynca üniversitelerimize öğre­

tim kadrolan yetiştirecek üstün kalitede eleman vardır. Bunlan bir arada toplamak, hem yurd­ da kalmalannı sağlamak ve hem

de çalışmalanm desteklemek

için, mutlak bir yüksek ihtisas

ve doktor okuluna ihtiyaç var­

dır. Bövle bir okulun kurulması ve gelişmesi için en müsait yer

Amerikan kolejidir. Bir Türk

idaresinin elinde, devlet bütçesin­ den yardım gören böyle bir okur yalnız Türkiyenin âcil bir ihtiya­ cını karşılamakla kalmaz, koleji de bugün içinde bulunduğu buna­ lımdan kurtarmış olur.

Haber ve makalelerden sorumlu müdür: _________ _ HAŞAN PUHU

Spor bölümünden sonımlu müdür : ...— ——... NAMIK 8EVİK

Magazin bölümünden sorumlu müdür: --I . ■ . ,,, DOĞAN ŞENER Teknik Sekreter: ... ... ... ... TURBAN AYTUL Şehir Haberleri Şefi : FARUK DEMİRTAŞ * Yurt Haberleri Seti : İBRAHİM ÖRS * Dış Haberler Şefi : SAMİ RUHEN * Fotoğraf Servisi Şefi: RÜÇRAN ÜNVER * Dış Münasebetler Şefi : NECDET GÜN KUT *

tlân Servisi Şefi: ORHAN PEKSAYAR * Satış Servisi Şefi: MUSTAFA

ERÖZ * Tertip ve Dizgi Servisi Ş e fi: SABAHATTtN GÜI.TAN * Baskı Şefi: HAKKİ ÖZTINAZ * Klişe Şefi: SABAHATTİN ENEŞ

B Ü R O L A R

ANKARA (Şef : YILMAZ ÇETİNER) : Kızılay, İzmir Cad- Sipahloğlu Han Tel : 17 41 80.

İZ M İR : (Ş e f: İSMAİL SfVRİ) • Çankaya, Yılmaz Han Kat: 2. Tel: 37 475 ADANA: (Ş e f: ALÂETTtN KUTLU) : Belediye karşısı Tel: 5190 — 6090 ALMANYA: (ORHAN T Ü R E L): Gr. Grleehenmarkt 37, Köln. 21 35 53 FRANSA : (MİŞEL PERLMAN) : 54 Rue Custine Paris 18. Tel: 078 - 6063. İNGİLTERE: (D. BARAN SAROL): 65 Palaca Court, Moscow Road, London

W. 2. Tel: 10 - 229 - 2007.

I Vakit Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı tmsâk I Vasati 4.2fi 12.14 16.15 19.42 21.46 2.09 " Ezani «.44 4.32 8.33 12.00 2.03 6.27 K HAZİRAN 1970 + Hicri 1390 Rebiül’âhır 12 * Rum! 1386 HAZİRAN S

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

A) Besin olarak tükettiğimiz sebze ve meyvelerde bol miktarda vitamin bulunur. B) Vücudumuzda düzenleyici olarak görev yapan vitaminler bizi hastalıklara karşı korur. C) Büyüme

Bir öğrenci olarak kendimi Doğu Akdeniz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde bulduğum için çok şanslıyım.. Bu prestijli fakültede okumak, diş

• Kontrast nesneyle ışık kaynağı arasındaki uzaklığa ve ışık kaynağının büyüklüğüne bağlıdır.. • Işık kaynağı uzak ve güçlü ise yüksek, yakınsa veya güçlü

NOT: Mücbir sebepler dışında kampüse dönüş saati 22.00’den sonra olan izin talepleri ve izin formları kabul edilmeyecektir. • Öğrencinin kalacağı ayrıntılı adres

SEV çatısı altındaki liselerimiz Üsküdar Amerikan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Tarsus Amerikan Koleji ve SEV Amerikan Koleji, öğrencilerin ihtiyacına göre değişik

İnsan Vücudunun Gelişimi ve Düzenlenmesi Atatürk İlkeleri ve Modern Türkiye Tarihi (Türk öğrenciler için) Sinir Sistemi ve İnsan Davranışlarına Giriş Tıp Öğrencileri

Yabancı sözcük kullanma tutkusunun temelinde, eski çağlarda olduğu gibi, yetersizlik, güvensizlik duygularına bağlı olan büyüsel düşünce ve anlaşılmazlığa

• Ruhsat tarihten itibaren 6 ay içinde faaliyet izin belgesi alıp hasta kabul ve tedaviye başlamayan hastanenin ruhsatı iptal edilir.. Özel