• Sonuç bulunamadı

Barolarımızdaki Tatlı Heyecan: Seçimler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Barolarımızdaki Tatlı Heyecan: Seçimler"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TBB Dergisi, Sayı 55, 2004

27

başkandan

Özdemir ÖZOK

BAROLARIMIZDAKİ TATLI HEYECAN:

SEÇİMLER

Av. Özdemir ÖZOK *

Avukatlık Yasası’nın 82. maddesinde, baroların yetkili organı, baro genel kurullarıyla ilgili olarak şu düzenleme getirilmiştir. “Genel kurul iki yılda bir Ekim ayının ilk haftası içinde baro başkanlarının daveti üzerine gündemindeki maddeleri görüşmek üzere toplanır”. Bu hüküm doğrultu-sunda barolarımızda Ekim ayı içinde tatlı bir heyecan ve demokratik bir yarış başlamıştır. Bilindiği gibi genel kurullarda, Baro Başkanı, Yönetim Kurulu, Disiplin Kurulu, Denetleme Kurulu yanında TBB delegeleri seçilmektedir. Yazıyı yazmaya başladığım 13.10.2004 günü itibariyle, Adana, Adıyaman, Antalya, Artvin, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Edirne, Elazığ, Erzurum, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Malatya, Manisa, Mersin, Muğ-la, Nevşehir, Niğde, Karaman, Kayseri, Konya, Kastamonu, Kırklareli, Kırşehir, Kars, Kocaeli, Kütahya, Kahramanmaraş, Sakarya, Uşak, Sam-sun, Sinop, Siirt, Rize, Iğdır, Isparta, İzmir. Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Yalova, Yozgat, Osmaniye barolarımızda secimler yapılmış ve iki yıl için yeni baro yöneticileri göreve getirilmiştir. Bize ulaşan genel kurul çağrı yazılarına göre ay sonuna kadar tüm barolarımız seçimlerini ta-mamlamış olacaklardır.

Şu ana kadar yapılan seçimlerde, birkaç baro dışında hemen, hemen tüm barolarımızda ikinin üzerinde başkan adayı ve ekipleri yarışmıştır. Bu durum, barolarımızda yönetime daha çok meslektaşımızın ilgi duy-duğunu gösteren ve barolarımızdaki demokratik yarışın yaygın hale geldiğini sergileyen, çok anlamlı bir gelişmedir. Barolarımızda

(2)

28

TBB Dergisi, Sayı 55, 2004

Özdemir ÖZOK

başkandan

ğimize ve meslektaşlarımıza yakışan olgunlukla geçen bu demokratik yarışların, meslek ve yurt sorunlarının çözümünde en büyük dinamizm olacağı inancındayım. Yenilenmiş veya yeniden seçilmiş olan başkan ve kurul üyeleri genel kurullarından aldıkları güç ve yetkiyle işlere hızla sarılmak durumundadırlar. Çünkü, mesleğimiz, meslektaşları-mız ve yargıyla ilgili bunca sorun orta yerde dururken, göreve talip olarak seçilen başkan ve yöneticileri çok karmaşık ve sıkıntılı görevler beklemektedir.

Hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan, sırf politik tercihlerle, sayıları hızla artırılan hukuk fakültelerinden mezun olan genç meslek-taşlarımızın, staj başta olmak üzere, staj sonrası mesleki yaşamlarını insanca sürdürme talepleri yanında, yıllardır büyük zorluklar ve bin bir sıkıntı ve çileyle meslek yaşamlarını yürütmek durumunda olan özverili meslektaşlarımızın, gelecekle ilgili ciddi endişeleri vardır. Avukatlık Yasası’nda 2001 ve 2004 yıllarında yapılan değişikliklerle önemli kaza-nımlar elde edilmiş olmasına karşın, yaşanan somut olaylar nedeniyle bunların yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle önümüzdeki dönemde, meslek ve meslektaşların sorunlarını ayrıntılı bir biçimde ele alarak, çözüme yönelik çalışmalara hız vermek gerekmektedir.

Meslek ve meslektaşlarımızın yaşamsal sorunları yanında, yurt sorunları da giderek içinden çıkılmaz, sorunlar sarmalı haline dönüş-mektedir.

AB-Türkiye, ABD-Türkiye ilişkilerindeki çok kritik süreç yanında, yurt olarak üzerinde güvenle yaşadığımız vatan topraklarının bulundu-ğu coğrafya üzerindeki insan toplulukları tarihin en sıkıntılı ve endişeli günlerini yaşamaktadırlar. Irakta müdahale öncesi umut veren sözler yerini, umutsuzluk ve karamsarlığa bırakmıştır. Tarih bir süre sonra, sanat, kültür ve uygarlıkların beşiği olan Mezopotamya’nın demokrasi, özgürlük ve insan hakları çığlıkları arasında çağcıl barbarlar tarafından nasıl harap edildiğini yazacaktır.

AB-Türkiye ilişkileri bağlamında son ilerleme raporu, tezahüratlar, alkışlar, kutlamalar arasında yeterince incelenememiştir. TBB olarak ülkemiz için son derece önemli olan ve asla duygusallıkla değerlendir-meye tahammülü olmayan bu konuda ayrıntılı bir inceleme yaptırarak meslektaşlarımızın bilgisine sunacağız. Çünkü, bu rapor ilerde ülke-mizin başını ağrıtacak çok ciddi hükümler taşımaktadır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da, bizim rehberimiz “akıl ve bilim” olacaktır.

(3)

TBB Dergisi, Sayı 55, 2004

29

başkandan

Özdemir ÖZOK

Bilim ve bilginin ışığında ülkemiz, insanımız ve geleceğimiz için en sağlıklı çözümlerin kabulü gereklidir. Ama üzülerek ifade etmek iste-rim ki uygulamada bu böyle olmamakta, politik ve kişisel dürtüler ön plana çıkmaktadır. Bütün bunların yanında, bunca önemli uluslararası sorunlarla karşı karşıya olan ülkemiz deneyimsiz bir iktidar tarafından yönlendirilmekte ve yönetilmektedir. Her birinin hükümet sorunu, siya-sal iktidar sorunu olmaktan çok, başlı başına bir devlet sorunu olan ve ülkemizin geleceğini önemli ölçüde etkileyen konularda çok duyarlı ve titiz davranılması gerektiği halde bu titizlik, bu duyarlılık gösterileme-mektedir. Pek yakında, AB üyeliği adına, yıllar içinde benimsediğimiz ve özümsediğimiz bağımsızlık, egemenlik, üniter devlet, ulusal birlik, ulusal bilinç, yurttaşlık gibi kavramların içlerinin nasıl boşaltıldığını daha net bir biçimde algılayacağız.

Tarihsel süreç içinde, Cumhuriyet dönemindeki tüm iktidarların ulusal bir politika olarak algıladığı, Kıbrıs başta olmak üzere kimi dış ilişkilerimizde çok önemli mevzi kayıpları yanında, son uygulamalarla çağdaş dünyanın bize karşı bakışında da önemli değişiklikler olmuştur. Ortadoğunun ilk ve tek laik, demokratik sosyal hukuk devleti olma id-diasında olan ve İslam dini ile moderniteyi birleştiren Avrupalı Türkiye artık dışardan bu özellikleriyle değil, dinsel motifleri daha net algılanan bir ön Asya ülkesi olarak görülmek istenmektedir. Bu bakış bu günkü iktidar ve yandaşlarını hiç rahatsız etmediği gibi mutlu da etmektedir. Halbuki unutulmamalıdır ki Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı, tam bağımsızlık, laiklik, kayıtsız şartsız egemenlik, demokrasi, özgürlük ve insan hakları yanı sıra çağdaş değerlerle karılmış ve bu temel değerler üzerine yükselmiştir.

Bu değerler üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni özellikle ABD ve AB, İslam demokrasisinin uygulayıcısı olarak görmekte ve bizi öbür İslam ülkelerine model olarak kullanmayı planlamakta ve bu düşünce üzerine BOD projesini oturtmak istemektedirler. Seçilen bu modelin kuruluş felsefesi ve yukarıda saydığım kuruluş ilkelerini korunduğu sürece istenen ve beklenen bu değişikliğin yapılmasının da mümkün olamayacağı anlaşıldığından, bu model üzerinde kimi yapısal değişiklik-lerin gerçekleştirilmesi ve devlet düzeninin dinsel motiflerle süslenerek bu coğrafyada yaşayan İslam ülkelerine örnek olması istenmektedir. Böylece Türkiye’yi, İslam ve Arap dünyası için “bakın, İslam günlük yaşamı yönlendirse de demokrasi olabiliyor” diyebilecekleri model bir ülke

(4)

30

TBB Dergisi, Sayı 55, 2004

Özdemir ÖZOK

başkandan

haline getirmek istemektedir. Bu dış bakışa koşut iç uygulamalar yanın-da, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideolojisi olan Atatürkçü düşünceye saldırısı, yine Başbakanlık müsteşarının laik düzen için söyledikleri tesadüfen dillendirilmiyor.

80 yıllık süreçte nereden nereye geldik? Bu ülkeye karşı sorumluluk duyan her yurttaşın bu soruyu kendi kendine sorarak gereğini yapması ve şu sorulara yanıt bulması gerekir. Tüm dünyanın ırkçı-ulusalcı akım-larla başının dertte olduğu 1920’li yıllarda, evrensel değerlere (bağımsız-lık, egemenlik, özgürlük, demokrasi, laiklik) dayalı, temelinde bilim ve sanatın egemen olduğu, ailede, yurtta ve dünyada barışın hedeflendiği, bir toplumsal düzen nasıl kurulmuş ve geçen bu süre içinde bu denli nasıl yozlaştırılabilmiştir?

Ülkemizin böylesi önemli iç ve dış sorunları yanında, mesleğimiz ile meslektaşlarımızın karşı karşıya olduğu kimi sıkıntılarının çözümü için el ve gönül birliğiyle çalışmak; yeni projeler üretmek durumunda ve zorundayız.

İşte yeni dönem bu nedenlerle daha fazla çalışmayı, daha fazla üretmeyi, daha fazla özveriyi gerektirmektedir.

Bu duygu ve düşüncelerle yeni seçilen başkan ve üyeleri sevgi ve saygılarımla selamlıyor, başarılı ve sağlıklı bir görev dönemi geçirme-lerini içtenlikle diliyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu yüzden ülkede siyasal sistemin bu etnik dağılıma göre yapılması azınlıklar tarafından tepki ile karşılanmaktadır(Kut,1996: 33). Birçok anlaşmazlığı bu

Mısır’da Müslüman Kardeşler hareketinin devrim sonrası siyasi iktidar boşluğunu doldurarak yönetim kadrolarına gelmesi sadece ABD, Almanya, Fransa, İngiltere

 Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, pek çok ülkede temel eğitim olanaklarına sahip olmayan milyonlarca insan bulunmaktadır.  Dünyada 1

ABD tarafından ülkeye önerilen 'şartlı yardım' (Küba hükümetinin ABD'den bir grup uzmana adada hasar tespiti yapmas ı için izin vermesi) Küba tarafından sert bir

Dünyanın iklim pazarı haline gelmesi karşısında dipten gelenlerin sesini birikten festival “Su ve Yaşam Hakkı” konulu film yarışması sonucunda üretilen 24 ve toplamda

Karap ınar halkı için ekmek teknesi olan, büyük sürüleri besleyip, verimli tarım alanlarını barındıran topraklar nas ıl oldu da böylesine büyük bir çölleşme tehdidi

Biliminsanlar› bu tür problem- lerin, yeni bitkilerin di¤er bitkilerden uzak yerlerde büyütülerek ve daha baflka önlemler alarak ortadan kalkaca¤›n› söy- lüyor ve

Göç, yoksulluk ve kentleşmenin sonuçlarından biri olan sokakta çalış(tırıl)an çocuklar olgusu, Türkiye’de başta büyükşehirler olmak üzere birçok kentin