• Sonuç bulunamadı

Prof. Dr. Handan YOKUŞ SEVÜK  (s. 139-155)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Dr. Handan YOKUŞ SEVÜK  (s. 139-155)"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H

RESMİ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE

YALAN BEYAN SUÇU (TCK m.206)

Prof. Dr. Handan YOKUŞ SEVÜK*

Öz

Türk Ceza Kanunu’nun 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlen-mesinde yalan beyan suçu ile bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi cezalandırılmaktadır.

Yalan beyanda bulunma, genellikle kimlik bilgilerine ilişkin gerçek dışı bilginin bildirilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle kimlik bilgilerine ilişkin yalan beyanda bulunma eyleminin niteliğini, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, başkasına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanılması suçu ile Kabahat-ler Kanununda öngörülen kimliği bildirmeme kabahati açısından değerlendirmek gerekmektedir. Bu husus, makalede özel olarak ele alınmaktadır.

Bu makalede resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, Yargıtay kararları dikkate alınarak incelenmektedir.

Anahtar Kelimeler

Yalan beyan, kamu güveni, resmi belgede sahtecilik, kimliğini bildirmeme kabahati, başkasına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanma

PROVIDING FALSE INFORMATION IN THE COURSE OF ISSUING AN OFFICIAL DOCUMENT (TCC ART.206) Abstract

By the crime of “Providing False Information in the Course of Issuing an Official Document” under the article 206 of the Turkish Criminal Code, any person who provides false information to a public officer who has the authority to issue an official document is punished.

H

Hakem incelemesinden geçmiştir.

* Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı

Öğretim Üyesi (e-posta: hyokus@gmail.com) ORCID: https://orcid.org/0000-0003-0517-9540 (Makalenin Geliş Tarihi: 15.01.2019) (Makalenin Hakemlere Gönderim Tarihleri: 18.01.2019-18.01.2019/Makale Kabul Tarihleri: 08.02.2019-23.01.2019)

(2)

Untrue declaration often occurs in the form of providing false information on identity information. Therefore, it is required to evaluate the nature of the act of untrue declaration on the identity, in terms of the crime of providing false information in the course of issuing an official document, the crime of using other’s identity card or ID information and the nonnotification the identity prescribed in Law of Misdemeanors. This issue is particularly addressed in the article.

In this article, the crime of providing false information in the course of issuing an official document is examined taking into consideration the decisions of the Supreme Court.

Keywords

Untrue declaration, public confidence, counterfeiting official documents, the misdemeanors of nonnotification the identity, using other’s identity card or ID information

(3)

I. GENEL OLARAK

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler başlıklı ikinci kitabının “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenmiştir1. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun öngörüldüğü Türk Ceza Kanunu’nun 206. maddesine göre; “Bir resmi

belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulu-nan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”.

Bu suç ile kişinin beyanının doğruluğunu ispat edici nitelikteki resmi belgenin düzenlenmesi sırasında, kamu görevlisine yalan beyanda bulunması yasaklan-maktadır.

Maddenin gerekçesinde, bu suç ile öğretide “fikri sahtecilik” olarak adlan-dırılan suçun düzenlendiği belirtilmektedir2. Bu suç, kişinin yalan beyanına da-yanılarak düzenlenen resmi belgenin, içerik olarak gerçeği yansıtmaması sebe-biyle, öğretide kamu görevlisinin resmi belgede fikri sahtecilik suçuna (TCK m.204/2) benzetilmekle birlikte 3, bu suçu fikri sahtecilik suçundan ayıran husus, fikri sahtecilikte kamu görevlisinin gerçeğe aykırı belge düzenlemesi söz konusu iken, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda sahteciliğin üçüncü kişi tarafından gerçekleştirilmesi söz konusudur4. Bu bakımdan suç öğretide, özel şahısların resmi belgede fikri sahtekarlığı olarak da adlandırılmaktadır5.

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunda, failin belgenin düzenlenmesi sırasında yalan tanıklık yaptığı belirtilerek, öğretide fiilin yalan tanıklık kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüştür6. Ancak kişi-nin doğru beyanda bulunmaması sebebiyle belgekişi-nin gerçeğe aykırılığı7, yalan beyan sonucunda sahte belgenin oluşması8 söz konusu olacağından, burada bel-gede sahtecilikten söz edilebilir9. Nitekim yalan tanıklık suçunda (TCK m.272), tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık

1 Öğretide TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen suçun, 765 sayılı TCK’daki karşılığı, Gökcen

tarafından 343, 344 ve 351 maddeler olarak, Yaşar/Gökcan/Artuç tarafından ise 343 ve 528. maddeler olarak belirtilmektedir. Gökcen, 201; Yaşar/Gökcan/Artuç, 6307.

2 Bu suç ile öğretide fikri sahtecilik olarak adlandırılan suçun yaptırım altına alındığına ilişkin

görüş için bkz. Koca/Üzülmez, 711; aksi görüş, Gökcen, 203.

3 Tezcan/Erdem/Önok, 957; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 862.

4 Gökcen, 203; Tezcan/Erdem/Önok, 957; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 862. 5 Soyaslan, 501.

6 Bu konuda bkz. Erman/Özek, 487; Soyaslan, 501; Artuk/Gökcen, 488; Toroslu, bu suçta

muhakeme dışı sahte tanıklık bulunduğunu belirtmekle birlikte, fiilin özünde dolaylı fikri sahtecilik olduğu görüşündedir. Toroslu, 237.

7 Gökcen, 203; Artuk/Gökcen, 488. 8 Yaşar/Gökcan/Artuç, 6308.

9 Tezcan/Erdem/Önok, 957; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 862; Koca/Üzülmez, 711; Artuk/Gökcen, 488; TCK m.206’daki suçun, resmi belgede sahtecilik suçunun bir türü

(4)

yapmak yasaklanmakta iken, TCK m.206’da düzenlenen suç bakımından böyle bir durum söz konusu olmadığı gibi, kişinin yalan beyanına dayanan resmi belgenin düzenlenmesi suretiyle belgenin içeriğinde sahteciliğe neden olma söz konusudur. Dolayısıyla bu suç ile resmi belgenin doğruluğunu, güvenirliliğini sağlamak amacıyla yasaklanan esas husus, kişinin yalan beyanda bulunmasıdır.

II. KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu ile korunan hukuki değer, kamu güvenidir. Bu suç ile belge üzerinde belgenin doğruluğuna ilişkin bir koruma sağlanmış10, belgenin güvenilirliğini sağlama amacına hizmet edile-rek, toplumun resmi belgeye duyduğu güven korunmuştur. Bir başka ifadeyle, yalan beyanla oluşturulan resmi belge nedeniyle, resmi belgenin doğruluğuna, gerçekliğine karşı toplumda var olan güvenin bozulması önlenmek istenmiştir11. Kişi, kendi beyanıyla sahte bir resmi belgenin düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip olmayıp, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında doğru söyle-mekle yükümlüdür. Kişinin yalan beyanda bulunması halinde toplumda, resmi belgelerin gerçeği yansıttığı ve sahteciliğe konu olmayacağı hususundaki kamu güveni sarsılacaktır.

Bu suç tehlike suçu olarak düzenlenmiş olup12, bir resmi belgenin düzen-lenmesi sırasında yalan beyanda bulunulması halinde suçun hukuki konusu olan kamu güveni bakımından bir zarar tehlikesinin oluşacağı varsayılmıştır. Suçun oluşması bakımından yalan beyanda bulunmanın, ayrıca bir zarara yol açıp aç-madığının önemi bulunmamaktadır. Burada, kişinin yalan beyanına dayanılarak düzenlenecek resmi belgenin varlığının, kamu güvenini sarstığı kabul edilmek-tedir.

III. SUÇUN UNSURLARI A. Maddi Unsur

1. Fail ve Mağdur

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun faili bakımından, kanunda herhangi bir özellik aranmamış olup, bu suç herkes tarafından işlene-bilen bir suçtur.

Kamu görevlisi, bu suçu görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu bir bel-genin düzenlenmesi sırasında işlerse, resmi belgede sahtecilik suçu (fikri sahte-cilik) söz konusu olur (TCK m.204/2)13.

Bu suçun mağduru, toplumu oluşturan herkestir.

10 Tezcan/Erdem/Önok, 932. 11 Yaşar/Gökcan/Artuç, 6308.

12 Gökcen, 214; Tezcan/Erdem/Önok, 932.

(5)

2. Fiil

Bu suç, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunulmasını yasaklamakta olup, suçu oluşturan fiil, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunmaktır. Yalan beyanda bulunmanın, resmi belgenin düzen-lenmesi sırasında olması gerektiği, “resmi belgenin düzendüzen-lenmesinde yalan

beyan” şeklindeki maddenin başlığından anlaşılmaktadır14.

Bu suç, resmi bir belgenin düzenlenmesi esnasında yalan beyanda bulu-nulması halinde söz konusudur. Resmi belgeden kastedilen, kamu görevlisinin görevi gereği düzenlediği belgedir. Resmi belge hükmündeki belgelerin düzen-lenmesinde yalan beyanda bulunulması halinde bu suç oluşmaz, ancak bu du-rumda dolaylı faillik yoluyla resmi belge hükmünde belgenin sahteciliği söz konusu olur (TCK m.210, m.204)15.

Yalan beyanda bulunmanın herhangi bir kamu görevlisine değil, resmi belge düzenleme yetkisine sahip olan kamu görevlisine yönelik olması gerek-mektedir. Fail, resmi bir belgenin düzenlenmesine esas olmak üzere kamu görevlisine gerçek dışı açıklamada bulunacaktır.

Resmi bir belgenin düzenlenmesine esas teşkil etmek üzere kişi tarafından yapılan gerçeğe aykırı açıklamalar, kimlik bilgileri16, ikametgah adresi17, ekono-mik durum gibi hususlara ilişkin olabilir18. Burada suçun oluşması bakımından

14 Öğretide, maddede “suçun faili olan kamu görevlisinin” bir resmi belgeyi düzenlemek

yetki-sine sahip olması gerektiğinden söz edildiği için de, yalan beyanın resmi belgenin düzenlen-mesi sırasında olması gerektiği ileri sürülmektedir. Tezcan/Erdem/Önok, 957; Özbek/

Doğan/Bacaksız/Tepe, 863. Bu suçun karşılığı olan mülga 765 sayılı TCK m.343’de “resmi

bir varaka tanzimi esnasında” denilmek suretiyle bu husus açıkça düzenlenmekteydi.

15 Koca/Üzülmez, 713; Artuk/Gökcen, 489.

16 Yargıtay, TCK’nın 206. maddesinde öngörülen suçun oluşması için, failin görevlilere kimliği

ile ilgili yalan beyanda bulunmasının, suçun soruşturma veya kovuşturması için düzenlenen-ler dışındaki diğer resmi belgedüzenlenen-lerin düzenlenmesi aşamasında olması gerektiğini belirtmek-tedir. Bkz. Y2.CD, 21.3.2018, E. 2018/22, K. 2018/3136, (www.kazanci.com.tr).

17 “Somut olayda ise; sanığın Nüfus Müdürlüğüne ikametgah adresi olarak bildirdiği yerdeki evi

kiralamış olduğunun dosya kapsamından anlaşılmış olması karşısında, gerçek dışı beyan söz konusu olmayacağı gibi, evin olay tarihi itibariyle boş olmasının da beyanın gerçekliğini etki-lemeyeceği cihetle, sanık hakkında herhangi bir suçu oluşturmayan eylemi nedeniyle beraate hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde unsurları oluşmayan resmi belgenin düzenlenme-sinde yalan beyan suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş olması”, Y21.CD, 2.2.2016, E.2015/5706, K. 2016/703, (www.lexpera.com.tr).

18 “Sanığın, 5838 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinden yararlanarak tahakkuk etmiş vergi ve

trafik cezalarından kurtulmak amacıyla, Trafik Büro Amirliğine halen kullanmakta olduğu motosikletinin trafik belgeleri ve plakasını zayi ettiğine ve trafikten çektiğine dair gerçeğe aykırı beyanda bulunarak trafik kaydını sildirdiğinin anlaşılması ve aynı maddedeki “...bu madde hükmünden gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak suretiyle yararlananlar bu fiilleri baş-kaca bir suç teşkil etmediği takdirde 5237 sayılı TCK’nun 206. maddesi gereğince cezalan-dırılır” hükmü karşısında; yüklenen “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulun-mak” suçunun tüm unsurları itibariyle oluştuğunun kabulü ile mahkumiyetine karar verilmesi

(6)

önemli olan, beyanın gerçek dışı olması ve resmi belgeyi düzenlemeye yetkili kamu görevlisince -görev gereği- resmi belgeye esas teşkil etmesidir.

Beyan, resmi belgeyi düzenleme yetkisine sahip olan kamu görevlisine gerçek dışı açıklamaları içerecek şekilde yazılı veya sözlü olarak yapılabilir19.

Suçun oluşması için açıklamanın gerçek dışı olmasının yanında, ayrıca belgenin delil gücünün de bu beyana dayanmış olması gerekir. Bu nedenle resmi belge ile ispatı gerekmeyen hususlara ilişkin yalan beyanda bulunulmuş olması halinde suç oluşmaz20. Beyana dayanılarak düzenlenen resmi belgenin, kişinin beyanının doğruluğunu kanıtlayıcı nitelikte olması gerekmektedir. Maddenin gerekçesinde bu husus “Kişinin açıklamaları üzerine düzenlenen resmi belgenin

bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması suçun oluşması için gereklidir.” denilmek suretiyle belirtilmiştir. Beyan üzerine düzenlenen belge,

yapılan beyanın doğruluğunu ispat etme niteliğine sahip değilse suçun oluştu-ğundan da söz edilemeyecektir.

Beyanın doğruluğu, düzenlenen resmi belgeyle ispat edilecek ise resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu oluşur. Beyanı alan kamu görevli-sinin, beyanın doğruluğunu araştırma yükümlülüğü varsa ve beyanın doğru olduğunu tespitten sonra resmi belgeyi düzenlemesi gerekliyse, bir başka deyişle resmi belge sadece kişinin beyanı üzerine değil de, kamu görevlisi tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre oluşturulacaksa, TCK m. 206’da öngörülen suç söz konusu olmaz21. Resmi belgenin düzenlenmesinde, kişinin beyanının

gerektiği gözetilmeyerek beraat kararı verilmesi”, Y21.CD, 21.3.2016, E. 2015/7077, K. 2016/2651, http://www.hukukmedeniyeti.org/arama/karar (21.12.2018).

19 Yaşar/Gökcan/Artuç, 6309; Tezcan/Erdem/Önok, 958; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe,

863; Artuk/Gökcen, 488.

20 Erman, 516; Tezcan/Erdem/Önok, 959; Yaşar/Gökcan/Artuç, 6310; Özbek/Doğan/ Bacaksız/Tepe, 863.

21 Bkz. TCK m.206’nın gerekçesi; “Suç tarihinde sanığın kendisini Suriye’den göç eden Ö. E.

A. olarak tanıtıp Gaziantep Tıp Fakültesi’nin resmi kayıtlarında bu isimle işlem yaptırmak sureti ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; suç tarihi itibariyle hastane yetkililerinin Suriyeli sığınmacıların beyan ettikleri isimdeki kişi olup olmadığını denetleme görevinin bulunup bulunmadığı, kamplarda veya emniyette kayıt olma şartının aranıp aranmadığı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması”, Y11.CD, 13.1.2016, E. 2014/16045, K. 2016/396,(www.kazanci.com.tr); “SSÇ ...’ın, hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılan diğer SSÇ...’in Cumhuriyet savcısından aldığı ziyaretçi izin belgesi ile kendisini ... olarak tanıtıp üzerinde İlayda’nın fotoğrafının bulunduğu ve bu isme göre düzenlenmiş öğrenci kimlik kartını kullanarak cezaevinde yatmakta olan arkadaşını ziyaret etmekten ibaret eyleminde, cezaevine ziyarete gelen kişilerin ibraz ettiği belgedeki kişi olup olmadığını denetleme görevinin cezaevi yetkililerinin görevi olduğu, ziyaretçi izin belgesi ve üzerinde kendi fotoğrafını taşımayan öğrenci kimlik belgesini kullanan SSÇ ...’nin bu kişi olup olmadığının basit bir araştırma ile tespit edilebileceği, bu suretle yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi”, Y21.CD, 24.2.2016, E. 2015/10931, K.2016/1621, (www.lexpera.com.tr).

(7)

yeterli olmadığı, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırıl-masının zorunlu olduğu hallerde, araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenebileceğinden, kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve beyanı içeren belge ispat aracı olarak kullanılamayacağından, failin resmi belge-nin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sorumluluğu doğmaz22.

Kişinin kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunması halinde somut olaya göre, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, başkasına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanılması suçu (TCK m.268)23 veya Kabahatler Kanununda kimliği bildirmeme kabahatinin (KK m.40) oluşması söz konusu olabilir24. Dolandırıcılık suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında, kendi kimlik bilgi-leriyle aranan sanığın araç kiralayacağı bilgisi alınması üzerine yapılan araş-tırma ve takip neticesinde görevli polis memurları tarafından yakalanıp ve kim-liğini ibraz etmesi istendiğinde, yakalanmamak için başkasına ait sürücü belge-sini kullanması şeklindeki somut olayda, kamu görevlisine kimliği hakkında ger-çeğe aykırı beyanda bulunan sanığın eyleminin nitelendirilmesine ilişkin uyuş-mazlığı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararı, TCK m.206, TCK m.268 ve Kabahatler Kanunu m.40/1 hükümlerinin uygulanması hususunda Yargıtay’ın görüşünü ortaya koymaktadır: “Hakkında dolandırıcılık iddiaları

bulunan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/3711 soruşturma numarası ile yürütülen soruşturma kapsamında dolandırıcılık suçundan şüpheli olarak gerçek ismiyle aranan sanık ...’ı yakalama çalışmaları devam ederken, sanığın araç kiralayacağı bilgisinin alınması üzerine olay yerine giden emniyet ekiple-rince araç teslimi sırasında sanık ...’a kimliği sorulduğunda görevlilere ince-leme dışı sanık ...’un sürücü belgesini ibraz ettiği, ancak, hakkında herhangi bir tutanak düzenlenmeden gerçek kimliğini ikrar ettiği ve tutanakların sanığın ger-çek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda; sanığın, başkasına ait kimliği, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil

22 Bkz.YCGK, 23.5.2017, E. 2014/9-464, K. 2017/285; YCGK,12.5.2015, E.2013/11-469,

K.2015/154, (www.kazanci.com.tr).

23 Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun düzenlendiği TCK

m.268’e göre; “(1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapıl-masını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.”.

24 “Kişinin kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten çekinmesi ve özellikle de gerçeğe aykırı

beyanda bulunması resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, gerçek kimliğini saklamak sure-tiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptırma gibi 5237 Sayılı TCK’da yer verilen suçları oluşturabilir. Benzer şekilde söz konusu fiillerin 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa (m.67/1) muhalefet, 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanununa (m.25) muhalefet ve 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanununa ( m.16 ) muhalefet gibi özel kanunlarda ihdas edilmiş suçları oluştur-ması da mümkündür. Ayrıca şahsın kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten çekinmesi veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahatini de oluşturabilir.”; YCGK, 23.5.2017, E. 2014/9-464, K. 2017/285, (www.kazanci.com.tr).

(8)

adına çıkarılan yakalama emrinin infazını engellemek amacıyla kullanması ve kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma ve kovuşturma yapılmamış olması hususları göz önüne alındığında, iftiranın özel bir şekli olan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun, olay tarihinde sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin bulunmaması ve tüm tutanakların sanığın gerçek kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması gözetildiğinde ise resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmayacağı, sanığın eyleminin Kabahatler Kanununun 40. maddesinde “Gö-revle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adre-siyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunul-ması” şeklinde tanımlanan “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı kabul edilmelidir.”25. Yargıtay, TCK m.206’daki suçun oluşması bakımından sadece yalan beyanda bulunulmasını suçun oluşumu bakımından yeterli saymamış, yalan beyanda bulunmanın resmi bir belgenin düzenlenmesi esnasında olmasını aramıştır. Nitekim somut olayda, sanığın hakkında resmi belge niteliğindeki tutanaklar düzenlenmeden gerçek kimliğini bildirmesi ve tutanakların sanığın gerçek kimliği ile düzenlenmesi karşısında TCK m.206’daki suçun oluşmaya-cağına karar vermiştir.

Failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, gerçek ve hayatta olan bir kişinin kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması halinde özel bir iftira suçu niteliğinde olan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu oluşacaktır (TCK m.268)26. TCK m.268’deki suç bakımından failin, işlediği bir suç sebebiyle hak-kında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimli-ğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve o kişi hakkında iftira etmişcesine soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması söz konusudur. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için, failin daha önce bir suç işlemiş olması veya bir suçtan aranması, kendi kimliğini vermesi halinde hakkında bu suçtan işlem yapılacak olması

25 YCGK, 6.6.2017,E. 2015/183, K. 2017/315,( www.yargitay.gov.tr).

26 “Somut olayda; müştekinin kilitleyerek park ettiği aracından oto teybi ve iki paket sigara

çalan ve olaydan kısa bir süre sonra yakalandığında üzerinden herhangi bir kimlik çıkmayan sanığın, hakkında yapılacak soruşturma ve kovuşturmayı engellemek amacıyla görevlilere kimliği hakkında bilgi verirken adının ... olduğunu beyan ederek gerçek bir kişinin kimlik bilgilerini kullandığı, 31/01/2009 tarihli teşhis tutanağı ve ...Devlet Hastanesinden alınan 13/01/2009 tarihli raporun kardeşi ... adına düzenlenmesine sebebiyet verdiği, daha sonra kolluk görevlilerince annesi ... ve kardeşi ...’in beyanlarının alınması sonucunda sanığın ger-çek kimliğinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, TCK’nın 268. maddesinde düzenle-nen suçun oluşması için başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmanın da yeterli olduğu göze-tilmeden, sanığın TCK’nın 268. maddesinin yollamasıyla anılan Kanun’un 267. maddesi uya-rınca cezalandırılması gerekirken, suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan hüküm kurulması”, Y2.CD, 21.3.2018, E. 2018/22, K. 2018/3136, (www.kazanci.com.tr).

(9)

gerekmektedir27. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu (TCK m.206) başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan (TCK m.268) ayıran en önemli özellik, TCK m. 206’da düzenlenen suç bakımından failin, kamu görevlisine kimliği hakkında yalan beyanda bulun-masıyla bir başkası hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılmasına neden olmamasıdır. Bu bakımdan failin hakkında soruşturma ve kovuşturma yapmasını engellemek amacıyla hayali bir kimseye ait bilgileri kullanması halinde, TCK m.206’daki suç söz konusu olacaktır28.

Kimliği bildirmeme kabahatinin düzenlendiği Kabahatler Kanunu m.40/1’e göre; “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği

veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulu-nan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.”29.

27 YCGK, 7.2.2017, E. 2014/9-205, K. 2017/61; “Olay günü ihbar sebebiyle emniyet

birimle-rinin uyarıya geçirildiği .... plaka sayılı aracı alkollü vaziyete kullanan sanık ...’un, otoparka gireceği esnada güvenlik güçleri tarafından durdurulduğunda direksiyon başında olduğunun, diğer koltukta ise yine alkollü olan şikâyetçi ...’un oturduğunun tespit edilmesine karşın, sanığın aracı kendisinin değil şikâyetçinin kullandığını beyan ettiği olayda; kendisini cezadan kurtarmak amacıyla savunma yapan sanığın, şikâyetçi hakkında soruşturma veya kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla hareket etmediği, bu durumda TCK’nun 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir. Öte yandan; sanığın kendi kimliğini veya kimlik bilgilerini saklamadan yalnızca şikâyetçinin aracı kullandığını beyan etmesi, bir başka anlatımla şikâyetçinin kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmaması nedeniyle, iftira suçunun özel bir işleniş biçiminin düzenlendiği TCK’nun 268/1. maddesinde yer alan “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgile-rinin kullanılması” suçunun unsurları da oluşmamıştır.”, YCGK, 7.2.2017, E. 2014/9-205, K. 2017/61, (www.kazanci.com.tr).

28 “Sanığın işlediği suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapmasını engellemek

amacıyla, Yasin K. adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını jandarma görevlilerine verildiğinin ileri sürülmesi karşısında, Yasin K.’nun gerçek kişi olup olmadığı araştırılarak; gerçek kişi olmasında TCK’nın 268. maddesi yollamasıyla 267/1.maddesine uyan iftira, hayali kişi olması halinde ise aynı Kanunun 206/1. maddesinde öngörülen yalan beyanda bulunma suçu-nun oluşacağı gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.”, Y4.CD, 27.9.2012, E.2011/16353,K.2012/18822, (Yaşar/Gökcan/Artuç, 6324).

29 “Kişinin kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınması veya gerçeğe aykırı bilgi

vermesinin kabahat oluşturabilmesi için bilgiyi soranın kamu görevlisi olması ve onun da kanunen bunu sormaya yetkili olup göreviyle bağlantılı olarak bu bilgiyi sormuş olması gerekir. Bu sebeple kamu görevlisi olmayan kişilerin kanunen kimlik sorma yetkileri olsa bile bu kişilere bilgi verilmemesi veya gerçeğe aykırı bilgi verilmesi kabahat oluşturmayacaktır. Aynı şekilde kamu görevlisi olsa bile kanunen kimlik sorma yetkisi yoksa veya böyle bir yetkisi olsa dahi bilgiyi göreviyle bağlantılı olarak sormamışsa bilgi verilmemesi veya ger-çeğe aykırı bilgi verilmesi kabahat oluşturmaz. Mevzuatımızda kamu görevlilerin kimlik sorma yetkisine dair hükümler bulunmaktadır. Örneğin; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salâhi-yetleri Kanununun 4/A ve Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 46. mad-deleri uyarınca polis ve jandarmanın suç işlenmesini önlemek ve işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için veya diğer kanuni yetkilerini kullanırken kendisinin polis veya jandarma olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabileceği belirtilmiştir. Kimliği bildirmeme kabahati bilgi vermekten kaçınma veya gerçeğe aykırı beyanda bulunma ile işlenmiş sayılır. Diğer bir anlatımla kimliği bildirmeme kabahatinin oluşabilmesi için fiilin

(10)

Kimliği bildirmeme kabahatinin oluşması için, bilgi vermekten kaçınma veya gerçeğe aykırı beyanın kamu göreviyle bağlantılı olarak sorulması sırasında olması yeterli olup, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan farklı olarak resmi bir belgenin düzenlenmesi esnasında olması şart değildir. Başka bir ifadeyle, kimliği bildirmeme kabahati ile 5237 sayılı TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nın 206. mad-desi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu göre-vinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlan-tılı olarak sorması üzerine kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde ise Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesi uygulanacaktır30.

B. Manevi Unsur

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Suçun taksirli hali kanunda öngörülmemiş olup, taksirle işlenmesi söz konusu değildir (TCK m. 22/1). Failin belli bir saikle hareket etmesinin suçun oluşması bakımından bir önemi yoktur.

Bu suç doğrudan kastla işlenebileceği gibi olası kastla da işlenebilir31. Failin, resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine bilerek ve isteyerek yalan beyanda bulunması halinde kastın varlığından söz edilebilir.

yapılması yeterli olup kişinin kimliğinin belirlenememesi, kamu görevinin aksaması gibi bir neticenin gerçekleşmesi gerekli veya zorunlu değildir.”, YCGK, 23.5.2017, E. 2014/9-464, K. 2017/285, (www.kazanci.com.tr).

30 “Olay tarihinde görevli polis memurlarınca durumundan şüphelenilerek kullandığı araç

dur-durulan sanığa kimliği sorulduğunda, hakkında yakalama emri olduğu için abisi ...’nün kimlik bilgilerini verdiği, ancak bu beyanına itibar edilmeyen sanığın yakalanıp karakola götürül-düğünde, hakkında herhangi bir tutanak düzenlenmeden gerçek kimliğini ikrar ettiği ve tuta-nakların gerçek kimlik bilgilerine göre tanzim edildiği olayda; sanığın, başkasına ait kimlik bilgilerini, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla değil adına çıkarılan yakalama emrinin infazını engellemek amacıyla kullanması ve kimliği kullanılan kişi hakkında bir soruşturma ve kovuşturma yapılmamış olması hususları göz önüne alındı-ğında, iftiranın özel bir şekli olan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun, kollukça yapılan araştırmada, sanığın gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanağın bu kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması ve sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin bulunmaması gözetildiğinde ise resmi belgenin düzenlen-mesinde yalan beyan suçunun oluşmayacağı, sanığın eyleminin Kabahatler Kanununun 40. maddesinde “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adre-siyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması” şeklinde tanımlanan “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı kabul edilmelidir. Bu nedenle, sanığın eyleminin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluştur-duğunu kabul eden yerel mahkeme hükmü ile resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğunu kabul eden Özel Daire kararında isabet bulunmamaktadır.”, YCGK, 9.5.2017, E. 2015/179, K.2017/267, (www.yargitay.gov.tr).

(11)

Bu bakımdan failin kastının, beyanının gerçeğe aykırı olduğuna yönelik olması gerektiği gibi, bulunduğu beyanın resmi bir belgeye esas olacağına ve beyanın kamu görevlisine yapıldığına yönelik olması da gerekir.

Kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması, kimliğine ilişkin gerçek dışı beyanda bulunması halinde, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçu oluşur (TCK m.268/1)32.

C. Hukuka Aykırılık

Bu suç bakımından ilgilinin rızası, bir hukuka uygunluk nedeni teşkil et-mez33. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu bakımından savunma hakkının hukuka uygunluk sebebi oluşturabileceği öğretide ileri sürülmüştür34. İfade ve sorgu tutanağının resmi belge niteliği dikkate alındığında, şüpheli ve sanık, ifade ve sorgu sırasında kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplan-dırmakla yükümlü (CMK m.147/1-a) olduğu için, kimliğine ilişkin yalan be-yanda bulunması halinde savunma hakkı hukuka uygunluk sebebinden yararla-namaz. Bununla birlikte şüpheli veya sanık kimliği dışında, örneğin, kişisel ve ekonomik durumu hakkında (CMK m.147/1-g) yalan beyanda bulunursa, kişinin kendisini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlayıcı muameleye tabi tutulmama (AY m.38) ve savunma hakkının (AY m.36) kullanılması söz konusu olabilir, bu durumda fiil hukuka uygun olduğu için suç oluşmaz35. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yalan beyanda bulunmanın, iddia ve savunma hakkının kullanımı kapsamında değerlendirilebilmesi için, bir başkası hakkında suç isna-dında bulunma şeklinde gerçekleşmemesi gerektiği olup, böyle bir durumda iftira suçuna ilişkin hükümlerin uygulanmasının söz konusu olabileceğidir36.

32 “İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 05.01.2007 tarih ve 2007/7 değişik iş sayılı önleme

araması kararının icrası kapsamında, olay günü saat 16.25 sıralarında Hatay istikametinden İskenderun istikametine seyreden ve ön kısmında plakası olmayan aracın durdurulduğu, yapılan aramada vites kutusu içinde 6136 Sayılı Kanun kapsamında olan 1 adet tabanca ve 14 adet fişek ile şoför koltuğu kapısı iç cebindeki poşette çeşitli miktar ve vasıflardaki altınların ele geçirildiği, sanık ...’un kamu görevlilerine kendisini ... olarak tanıtarak olay yakalama ve zapt etme tutanağının, doktor raporunun ve parmak izi basım formunun bu isimle düzenlen-mesine sebebiyet verdiği ve sanık ...’un gerçek kimliğinin parmak izi incelemesi sonucunda saptandığı olayda; sanık ...’un, 6136 Sayılı Kanuna muhalefet ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla ...’a ait kimlik bilgilerini kullanması eyleminin, 5237 Sayılı TCK’nun 268/1. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.”, YCGK, 23.5.2017, E. 2014/9-464, K. 2017/285, (www.kazanci.com.tr).

33 Bu suç tipi bakımından bir hukuka uygunluk nedeninin uygulanmasının mümkün olmadığı

görüşü için bkz. Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 863.

34 Gökcen, 216.

35 Gökcen, 216-217; Artuk/Gökcen, 494. 36 Koca/Üzülmez, 715.

(12)

IV. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ A. Teşebbüs

Suçun tamamlanması bakımından öğretide farklı görüşler ileri sürülmek-tedir. Bir görüşe göre; maddede “yalan beyanla” birlikte “resmi belge

düzenle-meden” söz edildiği için, suçun tamamlanması için her iki öğenin birlikte

ger-çekleşmiş olması ve dolayısıyla suçun tamamlanabilmesi için, yalan beyana dayanarak düzenlenen resmi belgenin tamamıyla oluşması gerekmektedir. Bu görüşe göre, yalan beyanda bulunulmuş olmasına rağmen, beyan henüz kayda geçirilmemiş veya beyanın gerçek dışı olduğunun anlaşılması sebebiyle belge düzenlenmemiş ise, teşebbüsten söz edilmelidir37. Yargıtay, suçun oluşması için kişinin beyanda bulunmasını yeterli bulmamakta, yalan beyan üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin düzenlenmiş olmasını aramaktadır38.

Öğretide genel kabul gören ve yerinde olan bir diğer görüşe göre ise, suç yalan beyanda bulunulmasıyla tamamlanacak olup, beyanın kamu görevlisince belgeye aktarılmış olması gerekmemektedir. Bir başka deyişle kamu görevli-since resmi belge düzenlenmemiş olsa dahi, belgeyi düzenlemeye yetkili kamu görevlisine gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde fail tamamlanmış suçtan sorumlu olacaktır39. Zira TCK m.206’da cezalandırılan fiil, yalan beyanda bulunmak olup, madde metninde kamu görevlisine “yalan beyanda bulunan” kişinin cezalandırılacağı öngörülmüştür. Burada önemli olan husus, resmi belge-nin düzenlenmiş olup olmaması değil, beyanın doğruluğunu ispat edecek nite-likte bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunulmasıdır. Yalan beyanda bulunulması karşısında, resmi belgenin doğruluğuna ve güvenilirliğine karşı kamunun duyduğu güvenin sarsılması ihtimali, bir başka deyişle yalan beyanda bulunmanın kamu güveni bakımından

37 Yaşar/Gökcan/Artuç, 6311-6312; Soyaslan, yalan açıklamanın belgeye geçirilmesiyle suçun

tamamlanacağını belirtmektedir. Soyaslan, 502; Ayrıca suçun oluşması için yalan beyanın yeterli olmadığı, beyanın kamu görevlisi tarafından bir belgenin düzenlenmesinde kullanıl-ması gerektiği görüşü için bkz. Gökcen, 218.

38 YCGK, 23.5.2017, E. 2014/9-464, K. 2017/285, YCGK, 06.06.2017, E. 2015/183, K.

2017/315, (www.kazanci.com.tr); YCGK, 9.5.2017, E. 2015/179, K.2017/267 (www.yargitay.gov.tr), “Sanığın hükümlü olduğu cezaevi yönetimine verdiği dilekçede kendisini nakil edecekleri cezaevinde hasmı bulunduğunu beyan etmesi sonucunda herhangi bir resmi belge düzenlenmediği gibi dilekçeyi alan cezaevi yönetiminin hükümlünün bu iddiasını araştırıp işlem yapma yükümlülüklerinin bulunması, somut olayda da bu araştırmayı yapıp sanığın beyanının doğru olmadığını tespit etmiş olmaları karşısında resmi belgenin düzen-lenmesinde yalan beyan suçunun unsurları oluşmadığından, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı”, Y11.CD, 24.12.2015, E. 2015/7610, K. 2015/32193, http://www.hukukmedeniyeti.org/arama/karar (21.12.2018).

39 Tezcan/Erdem/Önok, 962; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 864; Koca/Üzülmez, 715; Artuk/Gökcen, 495.

(13)

oluşturduğu tehlike sebebiyle, başlı başına resmi belgenin düzenlenmesinde gerçek dışı beyanda bulunma yasaklanmaktadır40.

Beyanda bulunulmasıyla suçun tamamlanması söz konusu olduğundan, sözlü beyan söz konusu ise beyanın tamamlanamaması veya yazılı beyan söz konusu olduğunda ise, beyanın kamu görevlisine ulaşmaması halinde teşebbüs-ten söz edilebilir41.

B. İştirak

Bu suç, iştirak bakımından özellik arz etmemekte olup, genel hükümler uygulanır.

Failin resmi belgeyi düzenlemeye yetkili olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunması ve kamu görevlisinin beyanın yalan olduğunu bilmesine rağmen resmi belgeyi düzenlemesi halinde, kamu görevlisinin TCK m.206’daki suça iştirakinden söz edilemez. Bu durumda gerek yalan beyanda bulunan gerekse yalan beyan üzerine bu belgeyi düzenleyen kamu görevlisinin ceza sorumluluğu, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan değil, resmi belgede fikri sahtecilik suçundan (TCK m.204/2) dolayıdır42.

C. İçtima

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi duru-munda, zincirleme suç hükümleri uygulanır (TCK m.43/1)43. Ancak bir suç işleme kararı olmaksızın değişik zamanlarda gerçekleştirilen - örneğin trafik suç tutanağının düzenlenmesi sırasında, kendisini başkası olarak tanıtıp bir başka-sının kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olunması halinde - resmi belgenin düzenlenmesinde

40 Nitekim bu husus madde gerekçesinde; kişinin, kendi beyanıyla, sahte bir resmi belgenin

düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip olmadığı, beyanın doğruluğunun resmi belgeyle ispat edilecek nitelikte olması halinde suçun oluşacağı, böyle bir ispat gücüne sahip olmayan bir belgenin varlığı halinde ise kişinin kendi beyanı ile böyle bir belgenin düzenlenmesine etmen olmaması sebebiyle cezalandırılmasının da söz konusu olamayacağı şeklinde açıklan-mıştır.

41 Artuk/Gökcen, 496; Tezcan/Erdem/Önok, 962; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 864. 42 Tezcan/Erdem/Önok, 963; Yaşar/Gökcan/Artuç, 6313; Artuk/ Gökcen, 496.

43 “Somut olayda; sanığın 1.02.2011 tarihinde 0.65 promil alkollü olarak araç kullanması

sebe-biyle trafik polislerince durdurulan ve görevlilere ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz ederek, 11.02.2011 tarihli trafik idari para cezası karar tutanağı ve sürücü belgesi geri alma tutanağının müşteki adına düzenlenmesine sebep olmaktan ibaret eylemlerinin, zincir-leme şekilde 5237 Sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen “resmi belgenin düzenlenme-sinde yalan beyan” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşü-lerek yazılı şekilde hüküm kurulması”, Y11.CD,11.10.2018, E.2016/12074, K.2018/7896, (www.kazanci.com.tr).

(14)

yalan beyan suçu söz konusu olduğunda, zincirleme suç hükümleri uygulanmaz, fail her bir eylemi için ayrı ayrı cezalandırılır44.

Yalan tanıklık suçu, bu suça nazaran özel hüküm niteliğinde olduğu için, yalan beyanda bulunarak resmi belgenin düzenlenmesine neden olan kişinin tanık olması halinde, TCK m.272’de düzenlenen yalan tanıklık suçu söz konusu olur45. Bilirkişi veya tercümanın yalan beyanda bulunması halinde ise unsurları oluştuğunda gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık suçundan (TCK m.276) söz edilebilir.

Nüfus müdürlüğüne yanlış adres bildirme fiili46, özel bir düzenleme olması itibariyle, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu değil, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kununu’nun 67. maddesinde düzenlenmiş bulunan “ger-çek dışı beyan” suçunu oluşturur47. Ayrıca kişinin çevre kirliliğine neden ola-bilecek faaliyetleri ile ilgili olarak 2872 sayılı Çevre Kanunu m.12’de öngö-rülen hususlarda yanlış beyanda bulunması halinde, ceza sorumluluğu özel hüküm olan Çevre Kanunu m.2648 uyarınca olacaktır49.

44 “Sanığın, trafik kuralı ihlali yapması üzerine 12.08.2007, 08.07.2008, 05.11.2008 ve

27.03.2010 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik suç tutanağının düzenlenmesi sırasında kendisini başkası olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olduğu olayda; sanığın, trafik suç tutanaklarının düzenlenmesi sırasında katılanın kimlik bilgilerini içeren herhangi bir belge sunmaması ve katılanın kimlik bilgilerini ihtiyacı doğdukça kullanması birlikte gözetil-diğinde, değişik zamanlarda gerçekleştirilen eylemlerin, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda sanığın her bir eyleminin ayrı ayrı suçları oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığı kabul edil-melidir.”, YCGK, 21.2.2017, E. 2016/11-990, K. 2017/73, (www.kazanci.com.tr).

45 Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, 864; Yaşar/Gökcan/Artuç, 6312.

46 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 50. maddesinde adres bildirim yükümlülüğü, 67

maddesinde ise cezai hüküm öngörülmüştür. 5490 sayılı Kanunun “gerçek dışı beyan” baş-lıklı 67.maddesine göre; “Gerçeğe aykırı yerleşim yeri veya cüzdan talep belgesi veren köy veya mahalle muhtarları ile herhangi bir işlem sebebiyle nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunanlar ve bunlara tanıklık edenler altı aydan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”.

47 Y21.CD, 2.2.2016, E.2015/5706, K. 2016/703, (www.lexpera.com.tr).

48 Çevre Kanunu m.12/3’e göre; “İlgililer, çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili

olarak, kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile üretim şemalarını, acil durum plânlarını, izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri talep edilmesi halinde Bakanlığa veya yetkili denetim birimine vermek zorundadırlar.”. Çevre Kanunu’nun 26. maddesine göre; “(1) Bu Kanunun 12 nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğüne aykırı olarak yanlış ve yanıltıcı bilgi verenler, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu Kanunun uygulanmasında yanlış ve yanıltıcı belge düzenleyenler ve kullananlar hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümleri uygulanır.”.

49 Sanığın, şirketine ait linyit kömürlerini Cemreş Marka ile yeşil renkte torbalara doldurup

satışa sunacağını taahhüt etmesine rağmen yapılan denetimde farklı marka ile sarı renkteki torbalara doldurduğunun tespiti sebebiyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; eylemin taahhüde rağmen 2872 sayılı Çevre

(15)

Yalan beyanda bulunmak suretiyle düzenlenen resmi belgenin, başka bir resmi belgenin oluşturulmasına dayanak olarak kullanılması durumunda eylem, resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında değerlendirilmelidir50.

Kişinin kimliğine ilişkin gerçeğe aykırı beyanda bulunması durumunda, fiilin kimliği bildirmeme kabahati (Kabahatler Kanunu m. 40) ile TCK m.206’daki suç arasında içtima durumunun oluşmasına sebebiyet verebilir. Bu durumda Kabahatler Kanunu m. 15/3 gereğince sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanır51.

V. MUHAKEME VE YAPTIRIM

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu resen soruşturulur ve kovuşturulur. Bu suç bakımından görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir (5235 sayılı Kanun m.11).

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun karşılığında, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olmak üzere seçimlik ceza öngö-rülmüştür. TCK m.206’daki suç bakımından adli para cezası seçimlik olarak

Kanunu’nun 20/g ve 12. maddelerinde düzenlenen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğüne aykırı davranmak olmayıp kömürlerin farklı marka ve renkteki torbalara doldurulmasından ibaret olması karşısında, anılan Kanun’un 26. maddesinde düzenlenen “yanlış ve yanıltıcı bilgi verme, yanlış ve yanıltıcı belge düzenleme, kullanma” fiiline uygun olmadığı ve sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi”, Y11. CD, 16.2.2016, E. 2016/710, K. 2016/1119, http://www.hukukmedeniyeti.org/arama/karar (21.12.2018).

50 Yaşar/Gökcan/Artuç, 6313; Bu durumda biri tamamlanmış biri teşebbüs aşamasında kalmış

bir sahteciliğin söz konusu olduğu hakkında bkz. Koca/Üzülmez, 713.

51 “Sanığın, trafik görevlilerinin yaptıkları denetimler esnasında, kendisi hakkında idari yaptırım

kararının uygulanmasını engellemek amacıyla, müştekiye ait sürücü belgesini ibraz ettiği, söz konusu belgedeki fotoğrafın sanığa benzemesi nedeniyle beyanın doğruluğunun kamu görevlilerince araştırılmasının zorunlu olmadığı ve sanığın beyanı ile müşteki hakkında birden fazla ceza tutanağı düzenlendiği gözetildiğinde eylemin TCK’nun 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğu, Kabahatler Kanununun 15/3. maddesi uyarınca kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak kabahatinden dolayı yaptırım uygulanamayacağı kabul edilmelidir.”, YCGK,12.5.2015, E. 2013/11-469, K.2015/154 (www.kazanci.com.tr); Kanımca, bu olayda Yargıtay’ın, kamu görevlisinin beyanın doğruluğunun araştırma yükümlülüğünün olmadığına ilişkin tespiti karşı oy yazısında da belirtildiği üzere isabetli değildir. Karşı oy yazısında belirtilen “…olay günü yapılan trafik denetiminde görevlilere ibraz ettiği sürücü belgesinin başkasına ait olduğu tespit edilen sanığın eylemi, TCK.nun 206. maddesinin gerekçesinde belirtildiği gibi ibraz edilen sürücü belgesinin kamu görevlisi tarafından incelenmesi ve kuşku duyulduğunda geçici olarak geri alınması, doğruluğunun araştırılması zorunlu olduğundan, sanığın ‘sürücü belgesinin kendine ait olduğuna’ ilişkin beyanına itibar edilemeyeceğinden olayda, ‘resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan’ suçu oluşmayacaktır. TCK.nun 206. maddesinde düzenlenen suçun yasal unsurları oluşmadığından ve sürücü belgesini denetlemekle görevli olup sürücü belgesinin başkasına ait olduğunu ortaya çıkaran trafik yetkilisine gerçeğe aykırı beyanda bulunulması Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesine uygun bulunacağı” görüşü yerindedir.

(16)

öngörüldüğü için, bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, hapis cezasının alt sınırından az, üst sınırı da hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz (TCK m.61/9). Mahkemece bir yıl veya daha az süreli hapis cezasına (TCK m.49) hükmedilirse, bu kısa süreli hapis cezası TCK’nın 50. maddesinde öngörülen adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilir (TCK m.50/ 2). Koşulları oluştuğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir (CMK 231/5).

VI. SONUÇ

Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturan fiil, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında gerçeğe aykırı olarak yalan beyanda bulun-maktır. Bu suç, kişinin yalan beyanda bulunmasıyla tamamlanır, beyanın resmi belgeye aktarılması bir başka deyişle, resmi belgenin düzenlenmiş olması gerek-mez. Burada önemli olan husus, resmi belgenin düzenlenmiş olması değil, beya-nın doğruluğunu ispat edecek nitelikte bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunulmasıdır. Bu suç tehlike suçu olarak düzenlenmiştir.

Kimliği bildirmeme kabahati (Kabahatler Kanunu m.40/1) ile 5237 sayılı TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin görevi nede-niyle resmi belge düzenlediği sırada kişinin kimliğine ilişkin yalan beyanda bulunması halinde TCK’nın 206. maddesi, resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak kimliğini sorması üzerine, kişinin kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınması halinde ise Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesinin uygulanması söz konusu olur.

Kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla gerçek ve hayatta olan bir kişinin kimlik bilgi-lerini kullanmak suretiyle kimliğine ilişkin yalan beyanda bulunması halinde, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçu (TCK m.268/1) oluşur.

(17)

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Artuk, M. Emin/Gökcen, Ahmet: Ceza Hukuku Özel Hükümler,16. Baskı,

Adalet Yayınevi, Ankara 2017.

Erman, Sahir: Sahtekarlık Suçları, İstanbul 1987.

Erman, Sahir/Özek, Çetin: Ceza Hukuku Özel Bölüm, Kamu Güvenine Karşı

İşlenen Suçlar (TCK 316-368), İstanbul 1996.

Gökcen, Ahmet: Belgede Sahtecilik Suçları (5237s.lı TCK m.204-212), 2.

Baskı, Ankara 2010.

Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 4. Baskı,

Ankara 2017.

Özbek, Veli Özer/Doğan, Koray/Bacaksız, Pınar/Tepe İlker: Türk Ceza

Hukuku Özel Hükümler, 13. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2018.

Soyaslan, Doğan: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 8.Baskı, Ankara 2010. Tezcan, Durmuş/Erdem, Mustafa Ruhan/Önok, Murat: Teorik ve Pratik Ceza

Özel Hukuku, 16. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2018.

Toroslu, Nevzat: Ceza Hukuku Özel Kısım, Savaş Yayınevi, Ankara 2005. Yargıtay Kararları, www.yargitay.gov.tr, www.kazanci.com.tr,

www.lexpera.com.tr, www.hukukmedeniyeti.org (Erişim Tarihi, 21.12.2018).

Yaşar, Osman/Gökcan, Hasan Tahsin/Artuç, Mustafa: Yorumlu-Uygulamalı

(18)

Referanslar

Benzer Belgeler

Şüpheli veya sanığın kendini suçlamaya karşı imtiyaz hakkından anlaşılması gere- ken en önemli husus, kendisi aleyhine yapılan ceza muhakemesi işlemlerine aktif olarak

Annesinin sürekli hastalığı ve bakıma ihtiyaç duyması üzerine 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim

A nkara 5 (Telefonla) — Dile aid e- serleri, çalışmaları ile tanınm ış olan B urdur milletvekili ve Dil K urum u Genel Sekreteri İbrahim Necmi Dümen bugün

Yaşama ve evrene sevgi gözü ile bakan Yunus Emre, bu dünyaya kavga için değil, sevgi için geldiğine inanır.. Y u­ nus, insanların kusurlarını hoşgören, onlarla

Bu topraklarda Kızılırmak boyunda Hatti Dili, Çorum-Boğazköy’de Hitit Dili, Paflagon- ya (Kastamonu)da Pala Dili, Kilikya (Çukurova’da) Luvi Dili, Güneydoğu

Biz Kurum olarak devlet yazışmalarında dilimizi kalıcı olarak kullanan- larla; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı,

147 Les monuments anciens en Bursa et l'art de bâtir turc • Sedat Tbrahim P. 151 Prix des materiaux et salaire des ouvriers » Naci

management in the dental office (請以 extraoral dry time 和 apex 是否 open or closed 說明牙齒表面是否要做何 處理。(7%).. 在2nd appointment 是否要做