Madenleri Mamul mü, Ham mı ihraç Etmeli ?
Hüsnü KALE3 Ekim 1970 tarihli gazetelerde, Millet lerarası Para Fonu Konsorsiyumu ve Dünya Bankası'nın ortaklaşa Türk Hükümetine «Giz li» ve «Önemli» damgalarıyla verdikleri ra porun bazı kısımları yayınlandı. Raporun ma dencilik ile ilgili bölümünde şu husus üzerin de durulmaktadır :
«TÜRKİYE'NİN İŞLENMEMİŞ MADEN İH RACINI GENİŞ ÖLÇÜDE ARTTIRMASI GEREK MEKTEDİR».
Ham cevher ihracının mı yoksa mamul maden ihracının mı daha ekonomik olduğu nun ispatlanması konusunda adı geçen ulus lararası kuruluşların uzmanlarıyla objektif bir jüri önünde bilimsel bir hava içinde tar tışmak isterdik, fakat bff tartışma daha baş langıçta tarafımızdan kazanılmış olacağından anlamsız olurdu. Bu yüzden konuya eski ta rihli bazı raporlardan alınan pasajlarla cevap verilmesi daha uygun görüldü.
Prof. Tinbergen, Prof. Klaassen. ve Prof. Lambers'in ortak görüşleri aşağıdadır :
(Türkiye'deki Madencilik Endüstrisi Hak kında Genel bir inceleme, tercüme, rapor MTA için hazırlanmıştır, Hollanda Ekonomi Enstitüsü, Şubat 1966).
— «Türkiye alüminyum, bakır, kurşun, kalay, wolfram ve nikel ithal etmektedir. . Türkiye, adı geçen mineral rezervlerine kıs men sahiptir ve gelecek yıllarda işletmesi ümit edilir... İşaret gereksizdir ki bu maden leri eritme ve rafine tesisleri Türkiye'de ya pılırsa ticaret dengesi olumlu yönde etkile necek ve değer Türkiye içinde kazanç olarak kalmış olacaktır...»
— «İyice bilinmektedir ki gelişmemiş ül keler için ticaret şartları gittikçe kötüye git mektedir. Tehlike habercisi olayın ana nede ni; işlenmiş malların dünya pazarındaki f i yatları ile ham madde olarak satılan mallar
arasındaki fiyat farklarıdır... Bu konuyu aşa ğıdaki tablo tereddüte mahal bırakmıyacak şekilde açıklamaktadır :
TÜRKİYE İÇİN (ENDEX 1956
tthal edilen maa-mül mineraller birim değeri Ham madde ola rak ihraç edilen mineraller birim değeri = 100) 1956 1957 1958 1959 1960 1961 1962 100 100 84 80 185 88 152 92 280 235 127 194 517 251
Görülüyor ki ele alınan dönemde ithal edilen minerallerin birim değeri 5,17 misli arttığı halde ihraç edilen minerallerin birim değeri ancak 2,51 misli artmıştır.»
— «... Türkiye'nin madencilik problemle rinin çözümü endüstrileşme oranının yüksel mesine bağlıdır.»
Fransızların bu konuda, kendi ülkelerinin çıkarları bakımından yaptıkları araştırma so nuçları kısmen aşağıya aktarılmıştır:
— «1985 yılında; Fransa'da yapılan ma den üretimi 1961 yılının % 70 i civarında kalacaktır. Bu zayıflamanın biricik nedeni, kaynakların tükenmekte olmalarıdır. Avru pa'nın bütün imkânları da araştırıldı, kay naklardaki azalma gittikçe artıyor... Petrol, bakır, kurşun, çinko, manganez ve fosfat ba kımından tamı bir bağımlılık içine düşeceğiz. Demir, boksit, kükürt, pirit bakımından İse tam bir bağımlılık olmamakla beraber ya rıdan çok fazla bağımlı kalacağız; kısaca 1985 yılından maden ihtiyacımızın ,% 75 ini ithal edeceğiz. Bütün Avrupa da bundan farklı ol mayacak.»
«Reflexion sur 1985» adıyla «La Docu mentation Française» yayını, 1964, Paris.
Prof. BAADE Türkiye Birinci Beş Yıl lık Plan hazırlanması esnasında konuyu ay nı açıklıkta belirtmişti :
— «Genel olarak, Türkiye'nin ihracatın da mamul ihracını geliştirme yönünde yapı sal bir değişme olmalıdır. Gelişen diğer ül keler aynî şeyi yaptılar : Japonya, hattâ Hin distan, şimdi ihracat gelirlerinin yansından fazlasını tarım dışı maddelerden elde ediyor lar.»
«H.C.F. Baade ve Guy Finlayson - «Exports and Invisible Receipts in Turkey» O.E.C.D. Yayını, 1961.
1964 yılında yayınlanan «Birleşmiş Millet ler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, Türkiye Hazırlık Komisyonu I. Tâli Komite Raporu» nun II. ci kısmında şöyle denilmektedir :
— «Az gelişmiş ülkelerin gelişmiş ülke lere mamul ve yarı mamul madde ihracı hu susunda karşılaştıkları en ciddi engellerden birisini bizzat gelişmiş memleketlerde uygu lanan gümrük tarifelerinin bünyeleri teşkil etmektedir. Şöyle ki bu tarifeler ekseri ahval de maddelerin işlenme dereceleri ile ters oran tılı olarak yükselmekte ve az gelişmiş ülke ler tarafından ihraç edilen basit mamuller daha yüksek vergilere tabi tutuldukları halde sanayi memleketleri arasında mübadele edi
len çok işlenmiş eşyadan daha az vergi alın maktadır...»
«Avrupa Ekonomik Topluluğu - Türki ye ilişkilerinin ekonomik sorunları. Çalışma I : Dış Ticaret» adıyla 1968 yılında yayınla nan D.P.T. raporunda ise şu hususa değinil mektedir:
«İhracat gelirimizi artırmamız ancak bir yapı değişikliği yaratarak sınaî ma mullerin ihracatını çoğaltmamıza bağlı ola caktır. Oysa ki rekabet halinde olacağımız AET ülkeleri sanayileşmelerini uzun yıllar ön ce gerçekleştirmiş bulunan ileri ülkelerdir; bu ülkelerle bugünkü durumumuzda sınaî ma muller konusunda ciddi bir rekabete girişe bilme imkânlarımızın azlığı şüphe götürmez. Demekki sanayileşme hareketini tamamlamış bîr Türkiye'nin ihracat yapısında tarım ürün leri aleyhinde ve sınaî mamuller lehinde bir değişiklik yapmak ve böylece ihracatını, itha lattaki hızlı artışı karşılayabilecek bîr oran da artırmak imkânı olmayacaktır».
Hükümetin, kısa vadeli dış borçlarını öde mek veya kısa devrede bazı açmazlardan çık mak üzere Dünya Bankası ve Milletlerarası Para Fonu Konsorsiyumu gibi kendi çıkar gruplarını kollayan kuruluşların oyununa gel memesini dileriz.