• Sonuç bulunamadı

Göç mevsimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Göç mevsimi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

^ Eski M esireler:

10 ^

Göç mevsimi

Yazan: Halûk Y. Şehsuvaroğlu

Yaz sonunda İstanbullular yavaş yavaş şehre göç etmeye başlarlardı. Boğaziçinde oturan vükelâ, devlet ricali gidişleri gibi dönüşleri için de Padişahın iradesini beklerler, (say­ fiyelerden şitaiyelere nakil husu­ sundaki müsaade) üzerine İstanbu- lun muhtelif semtlerindeki konak­ larına, taşınırlardı.

Göçlerin ve kış hazırlıklarının âdet hükmüne girmiş usulleri, ni­ zamları vardı. Bir dahaki yaza ka­ dar terkedilecek yalılarda bazı eş­ yalar yerli yerinde bırakılır, bazı­ ları derlenir, toparlanır ve bir kıs­ mı da İstanbula konaklara nakledi­ lirdi.

Büyük şairin (artık ne gelen, ne beklenen var - Tenha yolun orta­ sında rüzgâr ■ Teşrin yapraklarile oynar) diye canlandırdığı Boğaziçi sonbaharları, çeşidli eşyalarla yük­ lü arabalar ve pazar kayıklarile

mahzun bir göç mevsimi halini

alırdı.

Yalılarda eşyalar toplanır, san­ dıklar, yükler tanzim edilip yerleş­ tirilirken konaklarda, evlerde de kış hazırlıkları başlardı. Kasımla beraber kürkçüler çağırılır, evin j efendisinin, hanımefendilerin, ço­

cukların kürkleri tamirden geçiri­ lir, tamamen eskiyenler yenileşti- rilirdi. Odunlar, mangal kömürleri alınmış olur, kilerler, mutfaklar kışlık erzakla doldurulurdu.

Semtlerdeki, mahallelerd|eki fa­ kirler de unutulmaz, onların kö­ mürleri, odunları da sipariş edilir­ di. Asûde ve rahat bir yaz mevsi­ minden sonra fakiri, fukarasile be­ raber İstanbullular iyi temenniler­

le kış mevsimine başlamış olur­

lardı.

Yazlan Boğaziçi yalılannda, Çam lıca, Erenköy köşklerinde geçiril­ miş serin günlerin hatıralan kay­ bolur, kürkler içinde, tandırlar, büyük mangallar, daha sonralan sobalar etrafında yeni günler baş­ lardı. Kışlar kendilerine mahsus

âlemlerde, eğlencelerde güzeldi.

Bu mevsimlerde konaklarda, evler­ de toplantılar tertib edilir, bugün artık pek masumane sayılacak bir takım oyunlarla vakit geçirilirdi. Fakat bu oyunlardan o devrin in­ sanları en büyük hazzı duynrlar ve ömürlerinin mesud bir şekilde geçtiğine inanırlardı.

İstanbul devir devir kendine

mahsus zevkleri, eğlencelerde bir âlemdi. 18. asrın baharları ve yaz­ ları lâle sefalarile geçen günlerini, kışlan helva sohbetleri takib etmiş başta hükümdar olmak üzere, sad­ razam, vezirler, rical, ulema konak­ larında, evlerinde uzun kış geceleri bu âlemlerle şad olmuşlardır.

Nedim, bu geceler için (Lâleyi bir iki gün anmıyalım şimdi hele - Kâmlar sohbet helva ile olsun şi­

rin) diyordu.

NevşehirU İbrahim Paşa kayın­ pederi olan III. Ahmedi bu helva âlemlerine (kerem kıl sohbet hel­ vaya gel ikbal ve şevketle) diya davet eder ve Padişahın bulundu­ ğu geceler Sadrazam konağı musild ve şiir âlemlerde pek muhteşem bir hal alırdı.

Artık Boğaziçi ismi içlere ürperti verir, şairler (kurbanın olam geçti Boğaz seyir ve zamanı) diye şiir­ ler söylerlerdi.

Boğaziçinde sonbaharla sisli sa­ bahlar başlar ve bazan bu sisler tehlikeli bir hal alırdı. 1781 yılında (üç mah mütemadi Boğaziçine du­ man gibi sis çöküp şol mertebe kim Anadolu kıyısından Rumeli ve Ru- melinden Anadolu kıyısı görünme* idi..)

Zaman zaman Boğaziçinde sert

şimal rüzgârları eser, tipili fır­ tınalar olur ve bunların yaptıkları tahribler şehirde, bir uzak diyar- dan geliyormuş gibi dinlenir, esefler edilir, dehşetlere düşülürdü.

Bazan tufanı andırır seller olur, devrin vak’anüvisleri bu Boğaziçi âfetlerini kalemlere dolayıp (Ka­ radeniz Boğazı içinde Hisarlar ve İstinye ve Yeniköy, Kanlıca, Bey­ koz karyeleri yağmur ve dolu ile sokak ve esvaklan navedan gibi seylâb ile doldu. Buralardaki sa- hilsaraylarm kara tarafındaki me­ tin ve müstahkem duvarlar yıkıldı, viran oldu. Yağan dolular arasında yetmiş, seksen dirhem olanları gö­ rüldü,) gibi fıkralar yazarlardı.

Boğaziçi yalıları böyle zamanlar­ da ve kışın birbirini takib eden kapalı günlerinde pek unutulmuşa benzerdi. Boğaziçinde bazı yalılar yazlan ve kışlan aynı sükûneti,

mahzunluğu muhafaza ederlerdi.

Sürgüne gönderilmiş olanların sa- hilhanelerinin deniz üstündeki cep- helerindeki bütün pencereler, ka­ pılar daima sımsıkı kapalı durur, rıhtımları, kapı kenarlanm otlar bürürdü. Muhtelif yerlere sürülen­ lerden başka yaz, kış Boğaziçinde oturmaya mecbur edilenler de olur du. Bunlar da yalılarında tevek­ külle affedilecekleri zamanları bek lerler ve kışları büyük fırtınalarla başbaşa şehir haberlerine rnunta- zır yaşarlardı.

Boğaziçi kış günlerinde b re za­ man zaman bütün maviliği ile gü­ lümserdi. Eski zenginler bilhassa böyle günlerinde kayıklarına binip Boğaziçindeki sahilhanelerine ziya­ rete giderlerdi. (Eski kibarlar mev­ simi şitada pisi ve kalkan yavrusu vesilesile cabeca yalılarına gider­ ler, yalmm hamamını yaktırıp mu- vafıkı ahbab ile kış eğlenceleri ya­ parlardı...)

Böyle günlerde bazı Osmanlı Hü­

kümdarları da fazla kürekli ve

kuvvetli tebdil kayıklarile Boğaziçi seyranlarına çıkarlardı. Bilhassa I. Mahmud Boğaziçinde kış mevsim­ lerinde dolaşmayı pek seven hü­ kümdarlardandı.

Kışları yalılarından inmeyen bazı eski Boğaziçliler de vardı. Sahaflar Şeyhi Esad Efendi yaz, kış Kanlı- cadaki yalısında oturur, kışa rast­ layan bayramlarda, muayiae res­ minde bulunmak üzere karşı sahile geçmek icab edince, kürküne bü­ rünür ve kayığına bir de tandır koydurarak öylece İstanbula gider­ di.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca buna paralel olarak Quasi-konveks stokastik süreçler için Hermite-Hadamard, Ostrowski ve Simpson tipi bazı eşitsizlikler elde

Sandia Labs tarafından geliştirilmiş olan bu robot, kaza alanına kurtarma ekiplerinin girmesinin riskli olduğu durumlarda, madenin içindeki patlayıcı gazlar, su

ÖZET: Ani işitme kaybı olan 11 olguya standart tedavi ve hiperbarik oksijen tedavisi, 6 olguya ise sadece standart

deki uzmanlar tarafından gerçek- rilen ve Van Gogh’un sağlık dos- ırı ile yazdığı çok sayıdaki mektu- inclenmesine dayanan geniş kap­ ılı araştırmayla ilgili

1961 Anayasası’mn parti kurulabilmesi için ta­ nıdığı sürenin son günü kurulan TÎP büyük ilgi görmüştür.. Türkiye’deki sosyalist aydınlar da ye­ ni

Bu yüzden bütün Yunanlılar A tatürk’ün kişiliğine karşı derin saygı ve hayranlık beslemekte de kendisinin bir an önce eyileşmesini dilemektedirler.” Typhos adlı

Misver b. Mahreme’nin aktarmış olduğu rivayete göre Hz. Ömer’in defin işleri ta- mamlandıktan sonra Abdurrahman b. Avf şûrâ üyeleriyle bir araya geldi ve her biri bu

Dördüncü hafta Kukla ve hokka­ baz seyrettik, sonuncu hafta kıy­ metli meslektaşım Bürhan Felek büyük bir yenilik olmak üzere bize bütün bilgisi ve