4
HAZİRAN 1 9 7 1
r~
88■
■
'
V <V *YALMAN'm KİTABI
İngilizceye çevrildi
ara* zât8
İZDE öyle kıymetler vardır kİ, kadrini aramızda olduğu zamanlar fark bionların le etmeyiz. Ne vakit ki başka memleketler de İş bulup, yerleşir veya bu dünyaya vedâ ederler işte o zaman feryadı figanı koparırız.Tevekkeli ünlü divan şairlerimizden Baki dememiş:
«—Kadrini senk-i masallada bilip ey Bakî, «Durup el bağlayalar karşına yârân saf saf..» Allah geçinden versin, bizim Şeyhülmuh- harririnimiz, üstad Ahmet Emin Yalman da bir ölçüde bu kadr—ü kıymetten mahrum kalmış, aramızda yaşayan eşsiz kişilerden b iri- İnsa nın yine müteselli olduğu bir taraf var. o da yabancıların bu değere lâyık olduğu kıymeti vermeleri ve onu takdir etmeleri.
Üstad Alımet Emin Yalman, bundan evvel de bu sütunlarda haber verdiğimiz gibi, yarım asrı aşkın gazetecilik hayatını, «Gördüklerim ve Geçirdiklerim» adı altında dört ciltlik bir külliyatta topladı. Dünyanın her kıt’asmda si yasî, İktisadî, ticarî, askeri ve meslekî sahada pek çok kişilerle özel dostlukları olan bu ga zetecilik ustasının kitapları yakın tarihi aydın latacak birer belge halinde. Hem zevkle oku nuyor, hem de insanlara birşeyler öğretiyor. Ne kadar basıldı? Ne kadarı satıldı? Bilmiyo rum ama, her aydının okuması gerektiğine ka niyiz ve rahatlıkla sizlere de salık veririz.
Bu satırları, Yalman ustamızın müteaddit dostlarından biri olan ünlü İngiliz tarihçisi
Prof. Dr. Arnold Toynbee’nin kendisine gönder diği bir mektup sebebiyle yazıyoruz. Bakınız, ünlü tarihçi «Gördüklerim ve Geçirdiklerim» hakkında neler diyor:
«— Aziz dostum Ahmet Emin Bey... Dün aldığım dört ciltlik külliyatınızın İn gilizce özetini okudum. Siz bu olayları sadece görüp geçirmekle kalmamış, Türkiye Cumhuri yeti tarihi içinde —ve hattâ dünya tarihi için de, çünkü Türkiye de dünya olayları içinde olan bir devlet olduğundan— başlı başma rol almış bir kişisiniz. Tıpkı, hayatının uzun sene lerini hapishanelerde tüketen diğer dostum Ja- vvaharlal Nehru gibi...
Hatıratınız, tarihî birer belge niteliğindedir. Bunlar sade İngilizceye değil, Fransızcaya, Al- inancaya, Rusçaya, hattâ hattâ Japoncaya bile tercüme edilmelidir.
Sanıyorum ki Octagon Press bunları İngiliz ceye çevirmeye karar vermiştir. Eğer başara mazlarsa müsaade eder misiniz benim kendi tabiim olan Oksford University Press’e müraca at edeyim? Tahmin ederim ki onlar, bu kitap hakkında benim kendilerine tavsiyede bulun mama ihtiyaç hissetmeyeceklerdir. Eğer onlar bu konuda bilgi sahibi değillerse kendilerine bu konudaki bilgileri bizzat vereceğim.»
Bilmiyoruz ki bu konuda daha fazla birşey ilâve etmek gerekir mi?..
Vah eyvah, ol kişiye kim... Eşsiz bir değer olduğu halde kadr-U kıymeti tarafımızdan bilin meye!..