İKİLER:
12
Yazan: Midhat Cemal KUNTAY
E
ki kahkaha Osmanlı İmparatorluğunda iki memurun kahkaha sıdır.
İki cevap bir bucuk asır evvel bir Fransız generalinin verdiği cevapla yirmi beş asır evvel bir Atina gene raline verilen cevaptır.
Abdiilhamid 11 ııin devrindeki bir Edirn valisine Fransanın Edirne kon solosu Clıampoiseause bir gün şu ri cada bulundu.
— Hükümetimden biı ay tatil al
dım. Bu tatii müddetini Senıadirek
adasmda geğirmek istiyorum. Senıa- direk nahiye müdürüne lütfen tav siye buyurunuz da beni hoş tutsun.
Bir ay sonra, Senıadirek’ten Edir- neye dönen konsolos, teşekkür etmek için valiye o kadar eğildi ki, az da
ha ıslak pabuçlarını öpecekti (Vali
ayaklanın yıkamak için kunduraları
na su doldurur, bacaklarını tavana
kaldrırdı, ve pabuçları daima nem liydi.) O devirde hükümetlerinin ha- _ riciye nezaretinden ziyade harbiye ve bahriye nezaretlerini çıkık göğüsle
rinde taşıyan ecnebi koıısoioslar-
dan birinin bu mübalâğalı nezaketine şaşan vali birdenbire büsbütün hay rette kaldı:-AvrupalIlar İçin Osmanlı memurlarını topyckûn fena sanma
nın moda olduğu devirde Fransız
konsolosu Semadirek nahiyesi müdü rü için şöyie diyordu:
— Bu kadar dirayetli memur gör medim.
Vali, konsolosun bu gayri tabiî
takdirine günlerce mana veremedik ten sonra, nihayet, nahiye müdürünü çağırttı, ve Fransa konsolosunu bu derece nasıl memnun ettiğini sordu. Nahiye Müdürü, yüzü birdenbire ze kileşerek cevap verdi:
— Paşa efendimiz, bu konsolos de li gâvurun biri... Semadirek adasın- ki taş parçalarını memleketine harp
genıisile taşıttı. Kulunuz da kendisi ne bizim zaptiyelerle yardım ettim. Herif az daha ayaklanma kapana caktı.
Ve vali ile nahiye müdürü ellerini
dizlerine vurarak edeli gâvur» un
«taş parçalan» nu yarım saat kah- kalıalarla güldüler. Fakat Fransa hü kümeti, vali ile müdürün iki kahka
hasına sebep olduğu için kon
solosa fahri orta elçi paye
sini verdi: Le Temps gaze
-tesi de Semadirek adasındaki Victolre de Samothrace heykelinin bir hafta- -danberi Louvre müzesinde bulnduğu- rnı Fransızlara müjdeledi. Altını ve üstünü Fatihin fethettiği Semadirek adasının alanı Fransaya bir vali ile bir nahiye müdürü verdiler. Bu na hiye müdurile bu vaii, galiba, Fati he yaptıkları muzipliğe gülüyorlardı. İki cevaptan biri bir buçuk asır ev vel Fransız generali Caıııbronne'an V*
terlo harbinde düşman kumandanının teslim teklifine ve.-öiği beş harfli ce vaptır aıierde!.. Dünyada ilk ve soa defadır ki bir kelime hem bu kadar pis, hem bu dere«« güzel olmuştur.
Kumandanlar yalnız harbetıneği
değil, sevmeyi de bilmelidirler. İkincisi, yirmi beş asır evvel Ati nada General Aristid’e bir köy-lünün
verdiği cevaptır. Biitüa AtinalIların
«âdil Aristid» dedikleri bu general
kendisini tanımayan bu köylüye, a- leyhine rey vermek istediğin anlayın ca, sordu:
— Aristid’in niçin aleyhinde rey ve riyorsun? Sana bir fenalık mı etti?
Köylü cevap verdi:
— Hayır, bana hiçbir fenalık et medi. Yalnız, herifin «âdil» sıfatını hergün işitmekten bıktun.
Akılsız dost olmak İstemezsek sev- dilUerimlzi hergün methetmiyelinı.
Midhat Cemal KU N TAY
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a To ros Arşivi