• Sonuç bulunamadı

Başlık: İnkontinenti pigmenti- “Bloch-Sulberger Sendromu” vakasına dental yaklaşım (olgu sunumu)Yazar(lar):ÖZTAŞ, Bengi; KURŞUN, Şebnem; KAMBUROĞLU, Kıvanç; ESİRGEN, SemihaCilt: 36 Sayı: 1 Sayfa: 047-050 DOI: 10.1501/Dishek_0000000084 Yayın Tarihi: 2009 P

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: İnkontinenti pigmenti- “Bloch-Sulberger Sendromu” vakasına dental yaklaşım (olgu sunumu)Yazar(lar):ÖZTAŞ, Bengi; KURŞUN, Şebnem; KAMBUROĞLU, Kıvanç; ESİRGEN, SemihaCilt: 36 Sayı: 1 Sayfa: 047-050 DOI: 10.1501/Dishek_0000000084 Yayın Tarihi: 2009 P"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ABSTRACT

Incontinentia pigmenti (IP) is an X-linked dominant genetic syndrome. It is predominantly observed in female (95 %) and the few males gene-rally die soon after birth. This syndrome is observed along with ectodermal disorders. Skin pigmenta-tions are the most common characteristics of IP. IP causes ectodermal, mesodermal, neurological, ocu-lar and dental abnormalities. The aim of this case presentation is to document and assess the oral and dental manifestations of a 7 year old female IP patient. Clinical and radiological dental examina-tion of the patient showed absence of primary and permanent dental follicles, delayed eruption and some teeth abnormalities.

Key words: Incontinentia pigmenti, Bloch-Sulzberger syndrome, The syndrome’s in dentistry.

ÖZET

İnkontinenti pigmenti (İP) X genine bağl› dominant geçişli genetik bir sendromdur. Yayg›n olarak k›zlarda gözlenen (% 95) bu hastal›k erkek-lerde genellikle ölümcüldür. Bu sendrom ektoder-mal bozukluklarla beraber görülür. Deri pigmenta-syonlar› İP’ nin ilk görülen ve en karakteristik özel-liğidir. Bunun d›ş›nda nörolojik, oküler, dental bozukluklara sebep olabilir. Bu vaka sunumunun amac› Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakül-tesi’ne ebeveyni taraf›ndan getirilen 7 yaş›ndaki k›z İP hastas›nda gözlenen oral ve dental bozukluk-lar›n belirlenerek değerlendirilmesidir. Hastan›n

dental klinik ve radyografik muayenesi sonucunda baz› süt ve daimi diş germlerinin gelişmediği, sürme gecikmelerinin bulunduğu, ağ›zdaki mevcut dişler-de ise şekil anomalileri olduğu saptanm›şt›r.

Anahtar sözcükler: İnkontinenti pigmenti, Bloch-Sulzberger sendromu, Diş hekimliğinde sendromlar.

GİRİŞ

İnkontinenti pigmenti, Bloch-Sulzberger sendromu ya da Bloch-Siemens sendromu olarak da bilinen kompleks, nadir görülen, kal›tsal bir sendromdur. İlk defa 1906 senesinde Archibald Edward Garrod taraf›ndan tan›mlan-m›ş, takip eden zamanda 1926 y›l›nda Bruno Bloch, 1927 y›l›nda ise Marion Sulzberger taraf›ndan rapor edilmiştir (1).

Bu sendrom X genine bağl› dominant geçişli, genetik bir hastal›kt›r. 40.000 k›zdan biri etkilenirken, hastal›k erkeklerde genellikle ölümcüldür. Sendromun X kromozomundaki NEMO olarak adland›r›lan IKK-gamma genin-deki bozukluktan kaynakland›ğ› düşünülür (1). Nemo geninin ürettiği protein hücreler için gereklidir. Bu proteinin yokluğu İP sebep olur.

İnkontinenti pigmenti genellikle derma-tolojik, oküler, nörolojik ve dental bozukluklara yol açar. Dermatolojik bozukluklar doğumdan

* Doç. Dr., Ankara Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Oral Diagnoz v Radyoloji Anabilim Dal›. **Dt., Ankara Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dal›.

A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg.

36(1) 47-50, 2009

İNKONTİNENTİ PİGMENTİ- “BLOCH-SULBERGER

SENDROMU” VAKASINA DENTAL YAKLAŞIM

(OLGU SUNUMU)

Dental Approach to Incortinentia Pigmenti- “Bloch-Sulzberger” Syndrome (A Case Report)

Doç. Dr. Bengi ÖZTAŞ Dt. Şebnem KURŞUN* Dr. Dt. K›vanç KAMBUROĞLU* Dt. Semiha ESİRGEN**

(2)

sonraki ilk günlerde görülmeye başlar.Yayg›n eritemli ve büllöz lezyonlar› kabuklanma ve sertleşme izler. Sonras›nda kol, bacak ve göv-dede çizgisel pigmentasyonlar görülür (2).

Deri lezyonlar›nda genellikle 3 safha gözlenir:

1- İltihabi: Tüm ekstremitelerin üzerinde k›rm›z›laşma ve çizgisel kanama odaklar›.

2- Verrüköz: Diskeratoz, akantoz ve hiper-keratoz görülebilir.

3- Pigmentasyon: Beyaz, sütlü kahve veya gri renkte irregüler maküller halindedir. Bu safha baz› vakalarda atrofik oluşumlara döne-bilir (2).

Pigmentasyon ve diğer deri lezyonlar› aşama aşama solarlar ve yetişkinlikte genellikle kaybolurlar (3). Lokal steroid uygulamas› deri lezyonlar›n› tedavi etmede yard›mc›d›r.

Oküler bulgular: Optik atrofi, retinal dis-fonksiyon, katarakt, nistagmus, mavi sklera ve körlük olarak ortaya ç›kar (4).

Nörolojik bulgular: Mental retardasyon, spastik paraliz, motor disfonksiyon, nöbetler şeklindedir (4).

Stomatognatik bulgular: Hipodonti, mikrodonti, konik dişler, gecikmiş erüpsiyon, süpernümerer dişlere sebep olabilir (4). Geçici ve daimi dentisyonun her ikisi birden etkile-nebilir (5).

Bu vaka raporunda 7 yaş›ndaki inkonti-nenti pigmenti hastas› klinik ve radyolojik olarak diş hekimliği yönünden değerlendiril-miştir.

VAKA RAPORU

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji kliniğine Haziran 2007’de parsiyel dişsizlik, dişlerdeki şekil bozukluğu nedeniyle ailesi taraf›ndan getirilen 7 yaş›ndaki k›z çocuğunda, al›nan anamnez neticesinde İnkontinenti pigmenti sendromu olduğu öğrenilmiştir.İP teşhisi has-tan›n doğumunda konulmuş olup, al›nan anam-nezde ailesinde herhangi bir akrabal›k ve hastal›k hikayesine rastlanmam›şt›r.

Yap›lan klinik muayene sonucunda detayl› inceleme amac›yla al›nan panoramik radyografi

değerlendirilmesi neticesinde hastan›n baz› süt ve daimi diş germlerinin gelişmediği tespit edil-miş (Resim1), hastan›n ağ›z plan› ç›kart›lm›şt›r (şekil 1). Buna göre intraoral ve radyografik muayene sonucunda üst çenede 52, 54, 55 numaral› süt dişler ile 22, 24, 25, 27, 28, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18 numaral› daimi dişlerin germlerinin olmad›ğ› anlaş›lm›şt›r. Alt çenede ise 81, 82, 84, 85, 71, 74, 75 numaral› süt dişleri ile 41, 43, 44, 45, 47, 48, 31, 34, 35, 36, 37, 38 numaral› dişlerinin germlerinin olmad›ğ› fark-edilmiştir.

Hastan›n ağz›ndaki mevcut dişlerde ise şekil bozukluğu (konik dişler) olduğu görülmüş-tür (Resim 2). Dişlerde herhangi bir çürük izle-nilmemiştir. İntraoral muayenede oral mukoza-da herhangi bir patoloji olmad›ğ›, periodontal dokular›n sağl›kl›, ağ›z hijeninin iyi olduğu gözlemlenmiştir. Çeneler aras› ilişkiye bak›ld›-ğ›nda klas 3 maloklüzyon dikkati çekmiştir.

Fiziksel inceleme s›ras›nda, hastan›n kar›n bölgesinde aç›k kahve, maküler tarzda pigmen-tasyonlara rastlanm›şt›r (Resim 3).

48 BENGİ ÖZTAŞ-ŞEBNEM KURŞUN-KIVANÇ KAMBUROĞLU-SEMİHA ESİRGEN

Şekil 1: Hastan›n ağ›z plan›.

(3)

Hastada iskeletsel ve nörolojik herhangi bir bulguya rastlanmam›şt›r.

Hastan›n eksik dişleri; ortodonti bölümü ile konsültasyon yap›larak; fonksiyon, estetik ve fonasyonu sağlamak amac›yla alt ve üst çenede hareketli akrilik parsiyel protez ile tamamlanm›ş

alt› ay sonras›na kontrol amac›yla randevu ve-rilmiştir (Resim 4).

Hasta henüz 7 yaş›nda olmas› nedeniyle yap›lm›ş olan protetik restorasyonun kontrolleri yap›larak büyümeyle birlikte yenilenmesi plan-lanm›şt›r.

TARTIŞMA

İnkontinenti pigmenti klinikte ektodermal, nörolojik, oküler ve dental anomalilere yol aça-bilmektedir.Bu hastadaki klinik bulgular daha önce rapor edilen vakalar ile uyumlu olup; diş eksikliği, konik şekil bozukluğu, gecikmiş erüp-siyon şeklinde bir dental bozukluk triad› içer-mektedir (6).

İP’de görülen dental bozukluklar hem süt hem daimi dentisyonu etkileyebilir (7).

Dental ve dermatolojik klinik bulgular ektodermal displazi ile benzerlik gösterirken;

İNKONTİNENTİ PİGMENTİ 49

Resim 2a: Hastan›n intraoral klinik görünümü.

Resim 2b: Hastan›n intraoral klinik görünümü.

Resim 3: Hastan›n kar›n bölgesindeki kahverengi pigmentasyonlar›n makroskopik görünümü.

Resim 4a: Hastan›n protetik rehabilitasyon sonras› ağ›z içi görünümü.

Resim 4b: Hastan›n protetik rehabilitasyon sonras› ağ›z içi görünümü.

(4)

İP’deki deri lezyonlar›n›n iltihabi vezikülasyon-lar ile başlamas› ay›r›c› tan›da yard›mc›d›r. Her iki sendromda da hipodonti ve konik diş varl›ğ› dikkat çekmektedir (8). Araşt›rmac›lar bu iki bozukluğun genetik olarak ilişkili olabileceğini düşünmektedirler (8-10).

İP hastalar›n›n çoğunun önemli iskeletsel, sinirsel, dental, dermatolojik bozukluklara sahip olmas› tedavi plan›n› daha da kar›ş›k bir hale getirmektedir.

%80 vakada görülen dental bozukluklar›n, diş hekimliği aç›s›ndan diagnozunun ve teda-visinin önemi oldukça fazlad›r. Çünkü derma-tolojik değişimlerin aksine, dental değişimler hastan›n bütün hayat› boyunca var olacakt›r. Dental bozukluklar deri lezyonlar›ndan sonra 2.s›kl›kta görülürler.Özellikle dermatolojik değişimleri olmayan hastalarda diş hekimlerinin hastal›ğ›n teşhisindeki rolü çok önemlidir.

Hastan›n büyüme ve gelişim sürecinde belli aral›klarla radyolojik ve klinik kontrolleri yap›lmal›d›r. İP hastalar›na derin damak kubbe-si, maksiller hipoplazi, progeni, parsiyel diş eksikliği ve dişlerde şekil anomalileri görülmesi nedeniyle pedodontist, ortodontist ve protez uzman›ndan oluşan multidisipliner yaklaş›m gerekmektedir. Büyüme ve gelişim süreci tamamlanana kadar fonkiyonel ve estetik gereksinimlerin idamesi için hareketli akrilik protezler uygulanmal›d›r. İleriki dönemde eksik dişlerin implant destekli restorasyonlar ile tedavisi düşünülmelidir.

SONUÇ

Daha önceki yap›lm›ş olan çal›şmalarda bu sendromla ilgili olarak birçok vakan›n klinik ve radyolojik analizi yap›lm›şt›r. Bunun yan› s›ra tedavi planlamas›na yönelik seçeneklerin sunu-munun da art›r›lmas› gerekmektedir. Bu hasta-larda rutin dental kontroller önem kazan›r.

Çünkü ağ›zda mevcut dişlerin sağl›ğ›n›n korun-mas› ve diş kay›plar›n›n en aza indirgenmesi gerekmektedir.

KAYNAKLAR

1. Bentolila R., Rivera H., Sanchez-Quevedo M.C. Incontinentia Pigmenti: A case report. Pediatr Dent. 2006; 28: 54-7.

2. Dominguez A.General and dental characte-ristics of Bloch-Sulzberger syndrome. Review of li-terature and presentation of a case report. Medicina Oral 2002; 7: 293-7.

3. Tracey A., Richard R. Incontinentia Pigmenti (Bloch-Sulzberger syndrome): Report of case. J Dent Child. 1999; 36;860 - 2 .

4. Joseph V., Matheson J. Incontinentia Pigmenti (Bloch-Sulzberger syndrome): A case re-port. Oral Surg Oral Med Oral Pathol. 2007; 71: 454-6.

5. Philip E., Thomas J., Robert D., Harrison. A dentofacial deformity associated with İncontinentia Pigmenti: Report of a case. The University of Chicago Medical Center.

6. Russel DL., Finn SB. İncontinentia Pigmenti (Bloch-Sulzberger syndrome): A case report with emphasis on dental manifestations. J Dent Child. 1967; 34: 494-500.

7. Anil Govindrao Ghom.Textbook of oral medicine.Jaypee brothers medical publishers Ltd 717, 2005.

8. Cho SY, Lee CK, Drummond BK. Surviving male with incontinentia pigmenti:A case report.Int J Pediat Dentist 2004; 14: 69-72.

9. Minic S, Novotny G, Trpinac D, Obradovic M. Clinical features of incontinentia pigmenti with emphasis on oral and dental abnormalities. Clin Oral Invest 2006;10: 343-7.

10. Smahi A, Courtois G, Rabia SH.The NF-kappaB signaling pathway in human diseases from incontinentia pigmenti to ectodermal dysplasis and immune-deficiency syndroms. Human Molecular Genetics 2002;11:2371-5.

50 BENGİ ÖZTAŞ-ŞEBNEM KURŞUN-KIVANÇ KAMBUROĞLU-SEMİHA ESİRGEN

Yaz›şma Adresi:

Dt. Şebnem KURŞUN Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi

Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dal› 06500 - Beşevler / ANKARA

Tel: 0 312 296 56 34

Şekil

Şekil 1: Hastan›n ağ›z plan›.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hybrid-electric drive systems on transit buses are being aggressively investigated as a means o f improving fuel economy, reducing emissions, and lowering

The second observation is that for the large eigenvalues the perturbated results obained by asymptotic methods decrease linearly with respect to

Şennur KIŞLAK (Ankara Üniversitesi) Prof.. Tuğba ÖKSE (Kocaeli Üniversitesi)

Buralarda daha çok medrese öğrencileri için kitap alınıp satılmış istinsah (kopyalama) yöntemiyle sahaflar isteyene bir tür yayıncı gibi yazma eserleri hattatlara

Mustafa Salim Bey Asgar-ı Nâmütenâhiyat eserini Hendese-i Mülkiye-i Şâhâne’de; Tefâzülî ve Tamâmî (Diferansiyel ve İntegral Hesap) ders öğretmenliği yaptığı

Mitt.8 (1958) s.108-109,112-113)) Enkidu ile Gılgameş'in gökyüzünün boğasını ve Huwawa'yı öldürdükleri ve dağın sedir ağaçlarını kestikleri tanrı Anu tarafından

Resim, bizans sanat yaratıcılığının en kuvvetli ifadesi olarak kabul edile­ bilir. Yakından incelendiği zaman, kendisine genellikle atfedilen hareketsizlik ve

RUCM ve Roma Uluslararası Ceza Mahkemesi ise bir eylemin insanlığa karşı suç oluşturabilmesi için mutlak şekilde çatışma sırasında olması koşulunu aramamaktadır .Başka