ÎMTIDIggS^ ^^^^
Ali BORAN
1. GİRİŞ
nadolu'nun dogu ucundaki Van Gölü çev resi, birçok kültürün dogma ve yayılma alanı olmuştur.
Van Gölü çevresinde birçok yerleşim yeri var dır. Bunlar; Van (merkez), Tatvan, Edremit, Mura diye, Özalp, Erciş, Gevaş, Bitlis (merkez), Hizan, Adilcevaz ve Ahlat'tır.
Ahlat, Süphan ve Nemrut dağları arasında Van Gölüne bakan eğimli platolar üzerinde kurul muştur. Bitlis ilinin sınırları içinde yer almaktadır. 1700 m. rakımda ve 1044 km^ kırsal bir alana yayılmış bulunan ilçenin yüzey şekilleri, gerek bi çim gerekse meydana geliş bakımından farklılıklar göstermektedir. Topraklannın geniş bir bölümünü Sütey yaylalannın yüksek düzlükleri ve Ahlat Ovası oluştunnaktadır.
Hz. Ömer (640-641) zamanında fethedilen Ahlat, XI. yy.da Türk akıncılarının üssü olmuştur. 1071 Malazgirt savaşına Alp Arslan Ahlat'ta hazır lanmıştır. Yine Osmanlı Devleti'nin kurucusu Er-tugrul Gazi'nin beşiği Ahlat'ta sallanmıştır.
Ahlatşahlar döneminde (1100-1207) Anado lu'nun en büyük ticaret merkezlerinden biridir. Bu dönemde imar faaliyetlerinin yoğunlukla uygulan dığı görülmektedir.
Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli ese ri olan Divriği Külliyesi'nin miman Ahlatlı'dır. Yine Konya Ulu Camii'nin minberinin, Tercan Mama Hatun Türbesi'nin, Alay Han'ın, Gevaş Halime Hatun Türbesi'nin mimarı Ahlatlı'dır. Ahlat'taki Selçuklu Mezarhgı'ndaki eşsiz süslemelerin mimar-lan da Ahlatlı'dır. 2
Türk Sanatı'nda önemli yeri olan Ahlat ve eserierinin yanında taşı da önemli bir yere sahiptir.
2. TAŞ V E ÇEŞİTLERİ Taşın Oluşumu
Taş, Türkçe'de katı toprak manasında "fcaş"tan gelmektedir.^
Yer kabuğunu oluşturan ve çoğunlukla bir kaç mineralin Agrega halinde birleşmesi ile mey dana gelen kütlelere taş veya özel adı ile külte adı verilmektedir. Örneğin, granit, üç mineralden yani kuvars, feldispas ve mikadan oluşmaktadır.
Taşın içinde yüzü bulan bileşenlerden önemli leri O, H, C, Cl, S, F, P, N, Sı, Al. Fe, Mn, K , Na, Ca, Mg, Ba, Ti, Zr, Cr'dur.'*
Tortul Taşlar
Tabakalar hıalinde birbirinin üzerinde olan ve birleşimlerinde daha çok amorf elemanlar bulunan taşlardır. Bunlar akarsular tarafından taşınan taş ve topraklann deniz ve göller içinde tabakalar ha linde çökelmesi ile oluşmuştur. Bu maddeleri bağ layan genellikle kalsiyum karbonat bileşimli bir do ğal çimento gösterilmektedir. Taşlann içinde bitki ve hayvan fosilleri bulunmaktadır. Kum taşlan, kalkerler, tüf ve travertenler, oniks gibi taş çeşitleri görülür.^
1. Boran, AU, Van Gölü Çevresindeki Tek Kubbeli Camilerin Türk Sanatı'ndaki Yeri (Basılmamış Y.Y.Ü.Sos.Bil. Ens.Yüks€k Unas Tezi 1994),4.
2. Boran, a.s-e , (bkz.dn. 1)4 v.d. 3. Arscvcn, C. E., S.A .IV. 1994-1944. 4. Sayan, M., Mineraloji ve Jeoloji (1960) 306.
5. Gürdal, E . , "Anıtlarda ve Yapılarda Kullanılmış Doğal
Taşlann Bozulmaları ve Korunmaları" Rölövc ve Res torasyon Dergisi, VI. 1987, 27; Sayan, M., m.g.*.. (bkz. dn.3) 307.
364 Ali BORAN Metamormik Taşlar
Değişime uğramış taşlardır. Bu taşlar hem bil-lursal hem de levhalı dokusu gerek magmatik taş lar gerekse ince tabakalardan ibaret tortul taşlan andırdığından bunlara bazen billurlu ve levhalı taş lar manasına gelen kristallofiliyen adı verlimekte-dir. Metamorfik taş içinde pek az olarak fosillere rastlanır. Mermer ve serpantinler bu gruba gir mektedir.
Magmatik Taşlar
Genellikle dağlık yerlerde düzensiz külteler halinde bulunan sert, parlak ve genel olarak billur lardan meydana gelen taşlardır. Bunlar prosferi teşkil eden magmanın litosferdeki çatlaklan taki ben yeryüzüne yakın yerlere kadar yükselmesiyle ve orada sertleşerek billur halini almasıyla oluşurlar.
Magmatik taşlar yerkabuQu içinde başlıca iki şekilde bulunur:
a. Külte halinde (Derinlik Külteleri): Bun
lar yerkabugu içinde bulunan ve iç püskürme neti cesinde meydana gelen tamamı ile billurlardan ibaret büyük kültelerdir.
b. Filon Halinde (Filon Külteleri): Yerkabu gu içinde bulunan ve magma tarafından dolduru lan çatlaklara filon denilmektedir. Derinlerden ge len magma tortul tabakaların arasındaki çatlaklan takiben yeryüzüne kadar çıkar ve orada yayılarak katılaşır. Volkanlar baca adı verilen çatlaklar vası tasıyla lavları dışarıya dökmekte ve bunların katı laşmasından volkanik taşlar oluşmaktadır.
Yüzey taşlan, derinlik taşlarının aksine mag manın çabuk veya birdenbire soğuyup katılaşma sından meydana gelmektedir.
Magmatik taşlar yapılan bakımından billursal, yan billursal ve camsıdır.
Billursal olanlar tamamıyla billurlardan olup, bunlarda şekilsiz maddeler bulunmaz. Granit, siye nit gibi.
Yan billursal olanlar kısmen billurlardan, kıs men de şekilsiz maddelerden ibarettir. Trakit, An dezit, Bazalt taşlan gibi.
Camsı olanlar ise tamamiyle şekilsiz madde lerdendir. Obsidiyen taşı gibi.
Yan billursal ve camsı taşların yapılarından biri olan volkanik bileşenlerinin bazı çeşitleri içinde lavlardan başka diğer bir çok volkanik materyalle re de rastlanmaktadır. Bunlar volkan bombalan, lapilli ve küllerden ibarettir.
Volkanik bombaları büyük lav parçalannn kraterden fırlarken havada eksenleri etrafında dö nerek katılaşmasından meydana gelmektedir. Bunların yüzeylerinde ekseriya kabuklarında çat laklar vardır.
Volkan bombaları ve lapilleri. gelişigüzel çi-mentolaşmasından oluşan taşlara Aglomera, külle-,
rin birikmesiyle meydana gelen taşlara ise Volka nik tüf adı verilmektedir. Aglomera ve tüf bazen tortul taşlar gibi tabaka halinde bulunur. Bunlar birbiri ardınca devam eden püskürme işlevi ile vol kanik metaryallerin göllere, denizlere düşerek bu rada birikmesiyle veyahut volkan kültelerinin ya maçlar üzerinde kat kat toplanmasıyla meydana gelmektedir. Aglomera ve tüfler daha sonra taşla-nn üzerinde oluşan tabakalataşla-nn aQirhgi veya tekto nik hareketlerin yaptığı basınçlar ile taşlar yoğun laşmakta, bazen de madensel maddeli sıvılann yar dımı ile az çok sertleşmektedir. Bütün bu çeşit taş lar, lavlar gibi bileşimindeki maddelere ve ait ol-duklan taşlara göre isim alırlar. Bazalt bombası, Andezit Aglomerası, Trakit tüfü, Diyobaz tüfü' Andezit tüfü gibi.
Aglomera ve volkanik tüfler içinde bazı fosil lere rastlanmaktadır. Bazı tüflerin içinde ojit, horn blent, idokraz, lösit gibi mineral billurları bulun maktadır.
Türkiye'nin hemen her volkanik arazisinde bu çeşit taşlara rastlanmaktadır. DoQu Anadolu Böl-gesi'nde takriben 15'e varan Andezit taşı bulun maktadır. Yalnız hepsi kullanım için gerekli sertlik ve dağınıklık göstemnemektedir. Bu taşlar kırmızı, siyah, gri, beyaz, kül rengidir.
Andezit Tüf
Andezit taşı, Diyorite açık volkanik bir taştır. Madensel elemanlan andezin, hornblent, biyortit ve ojitten ibarettir. Dokusu mikrolitli olduğu gibi şekilsiz maddeleri de ihtiva eder. Lav hamurları ufak olan andezitlerde gözle hiç birşey görülmez. Porfil yapılı olanların içinde minareller kısmen gö rülebileceği gibi ince plak halinde mikroskopla ba kıldığı zaman ve kesitin kenarlanna paralel kat kat çizgiler görülür.^
Kaliteli andezitlerde silis miktan yaklaşık % 60'dır. Genel olarak andezitlerin oluşum zamanı üçüncü zaman (Tersiyer Dönemi)dır.^
Zamanımızda bazı volkanlardan çıkan lavlar dan soğuyup katılaşmasıyla da andezitler oluşmak tadır. Dogu Anadolu bölgesinde Süphan, Dumanlı (Erzurum), Küçük ve Büyük Agn Dağlan, Çat (Er zurum), Hamur (Agn), Kars daglannda andezit tüf bulunmaktadır. °
Kaliteli bir andezit taşının içinde ortalama bu lunan bileşenler ise:^
6. Sayan, M., a.g.e., (bkz.dn.4) 363.
7. Üçüncü zaman (Tersiyer Dönem): Yaklaşık 65 milyon yıl öncesinden günümüze kadarki zaman dilimidir. Bkz.
Ana Britannica Tersiyer Dcnem'mad. XX, 1992, 553.
8. T. Ercan ve Diğerleri, "Dogu Anadolu'nun Genç Volka-nitleri", M.T.A.,1990,110.
9. Bu veriler dünyada kabul edilen ortalama verilerdir. M.T.A Van Böl.Müd.'den alınmıştır.
Res. 3: Karhane Taş Ocağının toprak katmanının görünüşü.
366 Ali BORAN
Res. 5: Karhane Taş Ocağının bir başka açıdan görünüşü.
•w
Res. 7: Karhane Taş Ocağının taş çıkartılması
nın görünüşü.
A-ar
Res. 8: Karhane Taş Ocağının taş damarları nın görünüşü.
Res. 6: Karhane Taş Ocağı nm kullanılm art taş katmanının görünüşü.
Res. 9: Karhane Taş Ocağında taş çıkaı ası nm görünüşü.
m
Res. 10: Karhane Taş Ocağında taşa taş jisi-nin çakılması.
«- r-.
Res. 11: Karhane Taş Ocağında taş çiuisfy/e ta
3 6 7
Resim 12: Karhane Taş Ocağından çıkartılan taşlardan görünüş.
^4
Res. 13: Ortakira Taş Ocağında taşın ebatları
nın kesilmesinden görünüş. Res. 14: Ortakira Taş Ocağında taşm alt kısmının kesim sahnesi.
«i
/
36» Ali BORAN
9^
Res. 17: Ortakira Taş Ocağından çıkan taşlar.
a
m
Res. 18: Karhane Taş Ocağında taşın kaba{yontusunun görünüşü.
•
Res. 19: Karhane Taş Ocağında kaba yontu. Res. 20: Karhane Taş Ocağında ince yontu.
I
"İV,
Res. 21: Karhane Taş Ocağında tarak yontu. Res. 22: Taş Ocağırtia murçun
görü-nuşu
Res. 23: Karhane Taş Ocağır)da taşın yüklen
P205
Tİ02 Ba Zr NagO A I 2 O 3 CaO Fe Dikerleri %62 %2,9 %0,8 : 500-1000 ppm. : 164 ppm. %5 %13 %7 %8 M2. 369AHLAT TAŞININ TANIMI V E OLUŞUMU Ahlat Taşının Tanımı
Ahlat taşı volkanik tüfün alt grubunda yer alan andezit tüftür. Taş, Süphan Dagı magmaları nın ürünüdür. Tarihi olarak da 6.7± 0,15 milyon yıl ile 280 bin yıl zaman dilimi arasında yer almak tadır.^" Bu taşlar Süphan Dağının püskürttüğü lavlann ani şekilde soğuması sonucu oluşmuş yan billursal taşlar içinde yer almaktadır.
Ahlat taşı, Süphan Dagı' nın birbiri ardınca devam eden püskürüklerinin sonucu volkanik kül lerin yamaçları üzerinde kat kat toplanmasıyla oluşmuştur. Zamanla teknotik hareketler sonucun da madensel maddeli sular vasıtasıyla az çok sert leşmiştir (Res.l).
Ahlat Taşının Özellikleri
Andezit tüfü (Ahlat taşı) hakkında M.T.A. (Van Böl.Müd.)'nın 29 Mayıs 1995 Pazartesi günü yapılan analiz raporu:
SİO2 % 59 AİO2 % 17 FegOg % 9 Na202 % 6 K2O % 3 Ca O2 % 4 Zr : 100 ppm Diğerleri % 1 Mineralojik Rapor
Camsal hamur içerisinde prokscn, plajioklaz kristalleri ve cam kınklan porfirik halde bulunmak-tadır.ll
Ahlat taşında silis miktarının fazla olmasından dolayı çok dayanıklı bir yapıya sahiptir. Yine için de bulunan bol miktarda oksijen ve madensel su lardan dolayı hava ile temas ettiğinden dolayı bun lar zamanla taştan aynlmaktadır.-^^ Bu ayarışma hava ile temastan sonra 10-15 gün içinde tamam lanmaktadır.
Taşın renkleri ise kırmızı, siyah, kül, beyaz, gri, açık sandır.
AHLAT TAŞ OCAKLARI V E TAŞ ÇI KARMA TEKNİKLERİ
Ahlat Taş Ocakları
Taş ocakları Ahlat'ın kuzeybatı tarafındaki Güvercinlik, Kuruçay, Karhane, Ortakira, Yassıte-pe, Uzunyol, Kellebulak, Kafir Kalesi, Malhankira, Uludere (Sor Köyü), Sütey Yaylası, Degirmençalı mevkilerinde bulunmaktadır (Res.2).
Verimli taş ocaklarının derinliği 1-10 m. ara sında değişmektedir. Kınalıkoç köyündeki taş blok-lannın boyu 20-30 m'yi bulmaktadır.
AHLAT TAŞ OCAĞINDA TAŞ ÇIKAR MA TEKNİĞİ
Yukarıda özelliği ve mevkileri verilen taşlar yüzeyden yaklaşık 0,5-1 m. kadar toprak altında bulunmaktadır (R.3).
Ahiatlı taş ustalan doğal andezit tüfünü çıkar mak için üç esas evrede taşlan çıkanp işlemekte dirler.
Birinci Evre: Verim/i Taş Ocağının Tes
piti ve Üstündeki Toprakfarın Kaldmlmasi: ilk önce taş ocağının yeri tespit edilmektedir. Bu tespitte kullanılan metod ise klasik yöntemdir. Herhangi bir sondaj veya ölçüm yapılmamaktadır. Daha önceki dönemlerde (Selçuklu, İlhanlı, Os manlı) kullanılan taş ocaklan tercih edilmektedir. Çünkü önceki dönemlerde ocak halinde taş alın mamış, ihtiyaca göre bir kaç taş çıkarma şeklinde yapılmıştır. Günümüzde bu taş yataklanndan ya-rarianılmaktadır (Res. 4).
Toprağın kaldırılmasında da yine klasik me tod kullanılmaktadır. 3-5 m. genişliğinde bir yer açılıp taşlar çıkartılmaktadır. Yüzeyin fazla açılma masının nedeni ise taşın hava ile temas etmesini önlemek içindir (Res.5).
tkinci Evre: Taşın (Dcaktan Çıkartılması:
Ahlat taşı, Süphan Dagı'nm lavlannın ani şe kilde soğuması sonucu oluştuğundan kalıp kalıptır. Çünkü lavlar katman katman akmıştır. Kalıplann m^ değişmektedir. 5 m^'ten 20-30 m^e kadar de ğişebilmektedir. Ustalar kalıp taşlan istedikleri ebatlarda teline ve tel baskısı damarianna göre bö lerek kullanıma hazır hale getinnektedirler (R5).
Taş ustaları taşın yatay damarlarına teline, düşey damarianna ise tel baskısı adını
vermekte-10. T.Ercan vc Diğerleri, a.g.*., (bkrz.dn.8) 1vermekte-10. 11. M T.A. Van Böl.Müd. vc aynca Jeologlar Demir
ERKA-NOL ile Mehmet KlUÇ'a yardımlanndan dolayı tejektor ederim.
12. Sözen, M.- Tanyeli, U., Sanat Kavram vc TcrbnUrl Sözlüğü, Tüf mad. 1st., (1986), 241.
3701 Ali BORAN Ocaklardaki taş katmanlarından üstteki silis
miktarı bol olan taş yataklan kullanılmaktadır. Da ha sonra gelen taş katmanlan ise kullanılmamak tadır. Çünkü aranan özellikler bu katmanda bulun mamaktadır (Res. 6).
Taş ocaklannda çeşitli renkteki taşlar bir ara da bulunabilmektedir. Siyah taşlann yanında kır mızı ve gri taşlar olabilmektedir (Res.7).
Günümüzden önceki dönemlerde (Selçuklu ve Osmanlı) taş katmanının yaklaşık 1 m'ye varan en üst kısımlan kullanılmıştır (Res. 8)
Kalıp kalıp olan taşları ustalar bir araya gele rek üç beş manivela yardımıyla çıkartılmaktadır. Kalıp taşlar diğerlerinden aynldıktan sonra taş çivi-siyle parçalanır, istenilen ebatlar gönye ve metrey le tespit edildikten sonra kıran ile düzeltilmektedir. Bir taş ustası günde 25 taş düzeltebilmektedir. Süsleme ise murç denilen aletle yapılmaktadır (Res.9,10,11,12).
Ortakira taş ocağında ise modem aletlerle taş çıkartılmaktadır. Bu ocağı Mustafa ERSOY^^ isim li bir şahıs çalıştırmaktadır.
Kendi tasarladığı makinalarla taş çıkartılmak tadır. Taş katmanının üzerinde yer alan 1 m'ye va ran toprağın büyük bölümünü dozerle kaldırmak tadır. Tamamını kaldınnamasının sebebi ise; önce leri toprağın tamamını kaldırmış ve taş sertleştiği için kesememiştir. Bunun üzerine üstte bir miktar toprak bırakarak taş çıkartmaktadır. Seyyar raylar üzerinde çalışan makinelerden biri en ve boy ölçü lerine göre taşı kesmekte, diğeri ise alttan istenilen kalınlıkta taşlan kesmektedir. Daha sonra taşların yüzeyleri zımparalanmaktadır. Diğer bir makine ile köşeler pahlanmaktadır. Bu taş ocağından günde 500 ton taş çıkartılmaktadır (Res. 13,14,15).
Mustafa Usta, taş çıkartma esnasında iki adet seramik fınnı ve bir adet de taş çivisi bulmuştur. Fırınlardan çıkan malzemeye göre Urartu dönemi olması muhtemeldir. Fırın, Ahlat taş ocağı içine açılmış, taş yatağı fırın olarak kullanılmıştır. Taş çi visinin ise hem bulunduğu katman hem de yanın da taşın kalıp kalıp olarak çıkartılan izlerden dolayı Selçuklu veya Osmanlı olması gerekmektedir. Çi vinin boyu 14 cm, üst kalınlığı 12 cm, agırhgı 600 gr.dır(Res.l6,17).
Taş ustalan, eski dönemde kalıp kalıp çıkartı lan taş yöntemini çözümediklerini belirtmektedir ler. Şöyle ki; istenilen bir mezar taşı ise pasta ke ser gibi ölçülerine göre kesilip çıkartılmaktadır. Kalan izlerden köşelerin 90 derece olması o döne min taş çıkartma yönteminin ileri bir düzeyde ol duğu göstermektedir.
Üçüncü Evre:Taşın İşlenmesi;
Çıkartılan taşlar işlenirken yontu aletine göre isimlendirilmektedir. Önce istenilen ebatlarda met re ve gönye ile ayarlandıktan sonra fazlalıklar çizi lerek sıranla aynimaktadır (Res. 18).
Kaba Yontusu: Kıran denilen aletle yapıl
maktadır (Res. 19).
Temiz Kıran Yontusu: Bu da kıranla ya
pılmakta olup ince işçilik isteyen bir yontudur (Res. 20).
Tarak Yontusu: Taşın yüzeylerine tarak
çekilerek süsleme yapılacak hale getirilmektedir (Res.21).
Daha sonra taş yüzeyinde işleme yapılacaksa murç denilen aletle yapılmaktadır (Res. 22). Taşın yüzeyine yapılan işlemeler inşa alanında yapılmak tadır. Ahlat Yanm Kümbet buna bir örnektir.
4. AHLAT TAŞININ KULLANIM ALAN LARI VE ÖZELLİKLERİ
Ahlat taşı tespit edebildiğimiz kadarıyla, X I . yüzyıldan günümüze kadar kullanılmıştır.-''*
Günümüzde de hem bölgede kullanılmakta hem de Anadolu'nun birçok bölgesine gönderil mektedir. Tadilatı yapılan Başbakanlık binasında bu taşlardan kullanılmaktadır.
Ahlat taşının bir çok rengi mevcuttur. Siyah, kül, san, kınnızı, açık san, beyaz, gri, gibi. Beyaz taş kaynak itibariyle az bulunmaktadır. Bunun için kitabe taşı veya cepheleri renklendirmek için kulla nılmaktadır. Çeşitli renkte olması cephe süsleme sinde bolca kullanmasına neden olmuştur.
Taş yapısı itibariyle volkanik olduğundan ha fiftir. Hafifliğine karşın çok dayanıklıdır. Öyle ki oksijen kaynağı taşı eritememektedir. Bu özellikle rinden dolayı yapılann her tarafında kullanılmakta dır. Kubbe ve kubbeye geçiş elemanlarında rahat lıkla kullanılmaktadır. Ahlat Kadı Mahmut Ca-mii'nde ve Ahlat'taki türbelerde olduğu gibi. Daya nıklılık süresi yüzyıllarcadır. Ahlat Meydanlık Me-zarhgı'ndaki mezarlar 900 yıldan beri sapasağlam ayaktadır(Res.23).
Süslemeye elverişlidir. Taş üzerinde, ahşaba nasıl desen ve şekil veriliyorsa, Ahlat taşına da ay nı şekilde şekil verilebilmektedir. Hatta Mustafa ERSOY, Ahlat taşının agaç doğramaktan daha kolay olduğunu söylemektedir.
Taş yatağında kalıp kalıp olması çıkartılma sında büyük kolaylıklar sağlamaktadır (Res.24).
Gece ile gündüz ve mevsimler arasında mey dana gelen sıcaklık değişiminden çok az etkilen mektedir.
Taş içinde mevcut olan bir miktar suyun ve oksijenin uçması ve boşluktaki eriyiklerin aşağı
sü-13. M ERSOY, 71 yaşında Ahlatb, ilkokul mezunu, orduda yıllarca makine dairesinde sivil ustabaşı olarak çalışmış tır. Amerika'da makine teknisyeni olarak görev yapmış, birçok dünya ülkesini gezmiştir. Dünya'da ilk kez atık plastikleri işletme ünitesi kurmuş bir kişidir.
zülerek kristalize olmasından sonra t a ş biraz sert leşmektedir.
Bu saydığımız olumlu özelliklerinden sonra tek olumsuz tarafı rutubetli ortamda içine su em mesidir. Taşta nem sorunu olduğu zaman malze meler içinde bulunan tuzlar haraketlenmekte ve taş üzerinde beyaz çiçeklenmeler, kabuklaşma, oyuklar ve yeşil yosun tutmaya başlamaktadır. Yo^ şunlar taş yüzeyini soldunnakla birlikte yüzeyde gözeneklerime meydana getirmektedir.^^ Ahlat'ta ki evlerde ve yanından su geçen tarihi eserlerde yosurdaşma görülmektedir.
5. SONUÇ
Van gölü çevresinin Müslüman Türkler tara fından fethedilmesinden sonra Ahlat XIII. yüzyılda
"Kubbet'ul-islam" ünvanını almıştır. Nüfusunun
300 bin olduğunu tarihçiler belirtmektedir. Dünya nın en büyük mezariıgma sahiptir. Yine Anado lu'nun nadide eserleri bulunmaktadır. Birçok eser, dönem içindeki yerini göstermesi açısın dan önemlidir.
Üç meb-eyi bulan mezar şahideleri ve sandu-kalanndaki süslemeleri ile Türk-lslam sanatında önemli bir yer tutmaktadır.
Mimarisi ve sosyal yapısı ile önemli bir mer kez olan Ahlat'ın bu güzelliklerinde taşının da önemli bir katkısı bulunmaktadır. Çünkü yapılarda ve mezar taşlanndaki süslemeler, kabartmalar ve kitabelerin günümüze kadar sağlam gelmesini sağ layan Ahlat taşıdır. Taşınması ve işlenmesi kolay aynı zamanda da dayanıklı bir yapıya sahiptir. Ay-nca Van Köse Hüsrev Paşa Külliyesi, Kaya Çelebi Camii, Gevaş Selçuklu Mezarlığı ve Halime Hatun Kümbeti'nde kullanılan taşlar Ahlat taşıdır. Günü müzde ise, Anadolu'nun her tarafına gönderilmek te olup Eski Başbakanlık binasının tamiratında d a Ahlat taşı kullanılmıştır.
371 Ahlat taş ocaklan günümüzde de faal olarak kullanılmaktadır. Jeologlar ocaklardan çıkacak taş-lann yıllarca yeteceğini belirtmektedir.
KAYNAKÇA
AKİLLİ, Hüseyin, 'Taş Eserlerin Tahribatına Neden olan Etkenler", Rölöve ve Restorasyon Dergisi. VI.
1987, 129.
ALKİM, U.Bahadır, Yesemek Taşocağı ve Heykel Atöl yesinde Yapılan Kazı ve Araştırmalar T T . K . , Ankara (1974), 17.
A R S E V E N , C.Esad, Sanat AnsOdopedisi. T a ş mad desi" IV, 1994, 1944.
B O R A N , Ali, Van Gölü Çevresindeki Tek KubbeÜ C a milerin Türk Sanatındaki Yeri (Basılmamış Y . Y . Ü . Sos.Bil.Ent.Yüksck Unas Tezi 1994) 1,4 vd.
E R C A N , Tuncay-Diğcrleri, D o ğ u Anadolu'nun Genç Volkanitleri" M.T.A Dergisi, 1990, 100.
G R A M M O N T - B A C Q U E , J . L O U l S , "Osmanb Dönemi Mermer Kullanımı Hakkında Bazı Düşünceler", X.
Türk Tarih Kongresi. 1986, 1927.
GÜRDAL, Erol, "Anıtlarda ve Yapılarda Kullanılmış Do ğal Taşların Bozulmaları ve Korunmaları" Rölöve ve
Restorasyon DergUi, 1982, 27.
KARAMAĞARALI, Beyhan, Ahlat Mezar Taşları, (1992), 41, 51, 115.
K U B A N , Doğan, "Divriği Ulu Camii ve Şifahancsi ve Restorasyon Uygulamalan Üzerine Gözlemler" Rölöve ve Restorasyon DergUi. 1982, 23
S A Y A N , Malih; Mineraloji ve Jeoloji. 1st. (1960), 306.
15. Alolb, H . , "Taş Eserlerin Tahribatına Neden Olan
Etken-' ^ 1 2 9 ° Etken-' ° ^ * ve Restorasyon Dergisi, VI, 1987,
OTUTAK PATNOS MALAZGİRT Dalı KARAH al Nehri KOP H A R uzo N M İ İ C G . EV KARMU LAT "3emnıtD«|i TATVAN 5 VAN REŞAD A S B J T L İ S Res. 1: Ahlat ve Süphan Dağını gösteren harita.
372 Ali BORAN