SAYFA CUMHURİYET
(o.
i •
KÜLTÜR
t
■n- ‘.cha'.ı
Nâzım ’m oyunlarını sinemaya uyarlayan Rus senaryo yazan M argarita M aleyeva İstanbul ’da
N âzun ’m y o l gösterdiği b ir yaşam
N,
azım
Hikmet’in,
sanatına yön
veren bir yıldız
olduğunu
belirten Rus
senaryo yazan
Margarita
Maleyeva,
“İstanbul kadar
güzel kent
görmedim.
Nâzım ’m ilk,
kocamın ikinci
vatanı Türkiye”
diyor.
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
M argarita Maleyeva... Bir Nâzım Hik m et âşığı. Rus Tiyatro Yüksek Okulu Eleştiri Fakültesinde öğrenciyken tanı şır NâzımTn yapıtlarıyla. Yüz yüze gele mez, tanışamaz onunla, ama etkisini bü tün yaşamı boyunca hisseder.
Maleyeva öğrenciyken Nâzım Rus ya’ya gelir, bütün gençler Nâzım’ın şiir lerini okuyorlardır o zamanlar. Margarita o günleri anlatıyor: “Öğrenciliğim sıra sında N âzım ’ın yapıtları çok popülerdi. Hemen hemen bütün genç kuşak onun ya pıtlarını okurdu. O yunlan yalnızca Mos kova'nın değil, bütün ülkenin tiyatroların da sahnelenirdi. Nâzım’ın hem oyunları nı hem de şürlerini okurdum. Tüm yapıt ları çok etkiledi beni.”
Nâzım Hikmet’in yaşamı ve sanatı üze rindeki etkisini her fırsatta dile getiriyor Maleyeva; şairin adalet için, insanlık için, komünizm ve idealleri için savaşımını da gündeme getirerek. “O zamanlar bu kav ramlar bizler için çok önemliydi. Nâzım, amacı için çalışan bir savaşçıydı. Hepimi zin Nâzım ’a karşı inanılmaz bir ilgisi ve saygısı vardı.”
O yıllarda, Maleyeva, kişiliğinin, ya şamının NâzımTn yapıtlarıyla şekillene ceğini hayal bile etmiyor. “Nâzım ’ın ya pıtları beni çok etkiliyordu, ama onun ki şiliğinin ve varlığının benim yaşantımınm içine bu denli gireceğini düşünmemiştim.”
Herkes gibi ona hayrandır Maleyeva, a- ma ilerleyen yıllarla birlikte çok şey de ğişir. Önce okulunu bitirir ve Sovyet Kül tür gazetesinde eleştirmen olarak çalış maya başlar. Nâzım’ı sadece toplantılar da, konuşma yaptığı yerlerde görür, ama onu yakından tanıma olanağı bulamaz.
Nâzım belgeseli
Yıllar sonra Ejder İbrahimov ile evlen diğinde de Nâzım’m etkisinden kurtula maz. Çünkü Moskova Film Akademisi Başkanı olan eşi de koyu bir Nâzım Hik met hayranıdır! Maleyeva’mn Nâzım’a
olan ilgisi ve saygısı daha da kökleşir.
“ Eşim ve çevresi Nâzım’ı çok yakından ta nıyorlardı ve çok saygı duyuyorlardı. On lar Nâzım’ı sadece sanatçı kişiliğiyle değil, hayat arkadaşı olarak da benimsemişler di. Eşimle birlikte 26 yıl yaşadık. Nâzım, biz evlenmeden önce ölmüştü, onunla hiç tanışamadım.”
Ejder İbrahimov, Sinemacılık Yüksek Okulu’nu bitirdiği yıl bir sinema tezi ha zırlamak için çalışmalara başlar ve Nâ zım Tn yapıtlarının ve yaşamının bir der lemesini belgesel niteliğinde sunar. İbra- himov’un Nâzım Ta tanışıklığı da bu tez sırasında ondan izin almak için yanma gitmesiyle başlar. Ve bu yakınlık Nâ- zım’ın ölümüne dek sürer. Ejder İbrahi- mov’un Nâzım Ta ilgili belgeseli sinema larda gösterilir ve birçok ö-T., alır. Hatta bu film için slogan olarak Kullanılan “Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmaz
sak nasd çıkar karanlıklar aydınlığa” di zeleri Ejder lbrahimov’un bütün sanatına ve yaşamına esin kaynağı olur. “ Ejder önemli bir yönetmen oldu, hatta Gorba-
çov’un son kez verdiği devlet elçisi unva nım aldı.”
Margarita Maleyeva ve Ejder ibrahi mov birlikte birçok film çektiler, ama ka riyerlerinin dönüm noktası yine Nâzım’ın
“Ferhat ile Şirin”inin sinema uyarlama sıyla oldu. “O sıralar gazetelerde ve tele vizyonlarda çalışıyordum, ayrıca senaryo lar yazıyordum. Ö dönem de de onun ru hu ve etkisi hep var oldu, hayata bağladı bizi.”
Ferhat ile Şirin
Aynı yıllarda, besteci A rif Melikov, “Ferhat ile Şirin” masalı üzerine bir ba le yazar, ilk kez Leningrad’da sahnelenen bale, yıllarca Bolşoy’un repertuvarında
da yer alır. “Bu baleden sonra artık benim rahat yaşamım bitti. Bizi hiç rahat bırak madı Nâzım’ın ruhu. Ekber Babayev ve A rif Melikov ile bizde ya da onların evin de sık sık toplanıp, hep onu, yapıdannı ko nuşmaya başladık. Ve onun yapıtlarından birini film yapmaya karar verdik. Bunun için de en iyi konu, ölümsüz bir aşkı anla tan ve balesiyle büyük ilgi gören ‘ Ferhat ile Şirin’ oldu.”
“Ferhat Ue Şirin”in senaryosunu Mar garita Maleyeva, yönetmenliğini ise Ejder İbrahimov üstlenir.
Rusya-Türk ortak yapımı olarak 1979’da tamamlanan filmde, Türkân Şo-
raydarol alır. “Kültür tarihimizde ilk d e fa ortak bir film yapılması karan alındı. M OS Film’in salonunda filmin ilk galası oldu ve büyük ilgi gördü.” Rus-Türk kül tür ilişkilerinde büyük rol oynayan film, sinemanın yanı sıra televizyonlarda da
gösterilir.
Bu filmle de bitmez Margarita Maleye- va’nın Nâzım’a olan ilgisi. Senaryosunu yazdığı “Enayi”yi, Ejder İbrahimov ile birlikte iki dizilik bir televizyon filmi ha line getirirler.
“ Nâzım benim sanatıma yol gösteren bir yddız oldu. Bunun bir tesadüf olduğu nu düşünmüyorum. Ö nce onun sanatım, sonra onun kendisini anladım.”
Türkiye’ye ikinci gelişi Margarita Ma- leyeva’nm; “Ferhat üe Şirin”in çekimle ri sırasında gelememiş. Türkiye’ye, özel likle de İstanbul’a gelmek onun için bü yük önem taşıyor. “ Birincisi N âzım ’ın memleketine, İkincisi kocamın çok sevdi ği ülkeye geliyorum. Nâzım ’m ilk vatanı, kocamın ikinci vatanı Türkiye.”
Tiyatronun dönen dekoruna benzetiyor Maleyeva İstanbul’u, her köşesinin ayn bir kokusu ve tadı var diyerek. “İstanbul kadar güzel kent görmedim. İnsanın İs tanbul’u anlaması için havasım soluması gerekiyor.”
Rus sineması zorlukta
Margarite Maleyeva şu günlerde dört senaryo üzerine çalışıyor. Bunlardan bi rinin Hint-Pakistan-Rus ortak yapımı bir film olduğunu söyleyen Maleyeva, para sızlık nedeniyle bu fi İmin şu günlerde raf ta beklemede olduğunu belirtiyor. Sine manın çok para gerektirdiğine de deği nen Maleyeva, para verebilecek kurumla- nn kısa vadede kazanç sağlamadığı için sinemaya ilgi göstermediklerinden de ya kmıyor. Biz zamanlar sadece MOS Stüd yolarında yılda 100-150 filmin çekildi ğine değinen Margarita Maleyeva, bugün lerde sayının ülke genelinde 5-10 arasın da olduğunu da belirtiyor. Bu yıl yirmin ci yılını kutlayan Moskova Film Festiva li’nin sinema için çok önemli olduğunu ifade eden Maleyeva, çoğu insanın sine manın eski önemini yitirdiği bir ülkede böyle bir festivalin gereksizliğini belirtti ğini, fakat bu prestijin kaybedilmemesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi