• Sonuç bulunamadı

Geçmişten günümüze ud yapımcıları, ud yapımında kullanılan yöntemler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geçmişten günümüze ud yapımcıları, ud yapımında kullanılan yöntemler"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

MÜZİK ANABİLİM DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UD YAPIMCILARI,

UD YAPIMINDA KULLANILAN YÖNTEMLER

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Serdar ÇAKIRER

Hazırlayan Tolga OTER 044251011002

(2)
(3)
(4)
(5)

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UD YAPIMCILARI , UD YAPIMINDA KULLANILAN YÖNTEMLER

TOLGA OTER

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

MÜZİK ANABİLİM DALI TÜRK SANAT MÜZİĞİ BİLİM DALI

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. H. Serdar ÇAKIRER 2007, sayfa:

Jüri

Prof. Yusuf AKBULUT Yrd. Doç. Dr. H. Serdar ÇAKIRER

(6)

Bu çalışmanın amacı ud sazının tarihçesini, geçmişten günümüze kadar gelen süreçteki yapımcılarını ve ud yapım tekniklerini belirli başlıklar halinde, genel özelikleriyle anlatmaktadır.

Bu doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmada, önce ud sazını tanıtmak maksadıyla , tarihçesi ve genel yapısıyla ilgili bilgiler verilmiş, aynı zamanda icra yönünden gelişimi ve önde gelen icracılarına değinilmiştir. Ardından ud yapımcılarının hayatları hakkında bilgiler verilmiş ve yaptıkları udlar da kullandıkları etiket bilgileri belirtilmiştir.

Klasik ud yapım yöntemi anlatıldıktan sonra, belli başlı ud yapımcılarının yaptığı udlar incelenmiş ve yapım konusunda ortaya çıkan farklı yöntemler tespit edilmeye çalışılmıştır.

Araştırma, ud sazının, yapım ve yapımcılarının her yönüyle tanınmasında, bir başvuru eseri olma işlevi görecektir.

(7)

ABSTRACT

MASTER DEGREE THESİS

THE MANUFACTURERS OF UD FROM THE PAST TO TODAY, THE TECHNİQUES OF THE UD’S MANUFACTURE

TOLGA OTER

SELÇUK UNIVERSITY SOCIAL SCIENCE INSTITUTE

MUSIC MAIN SCIENCE TURKISH ART MUSIC SCIENCE

ADVISER

Supervisor: Yrd. Doç. Dr. Serdar ÇAKIRER

2007, Page:

Jury: Prof. Yusuf AKBULUT Yrd. Doç. Dr. Serdar ÇAKIRER

(8)

The aim of this study is to explain the general specialities of the history of lute, the manufacturers of them from the past to today and the techniques of ud under the specific titles.

About this aim, to introduce to the ud, we gave some information about it’s history and general structure, also we refered to the develop of them and its’ well-known artists. After that, we gave some information about the life of uds with the knowledge of their uds.

After the explaining the method of classic ud manufacturing, we examined main ud manufacturers’ uds and tried to determine the different methods about manufacturing uds.

This study will be an application work by taking an act about ud, manufacturing uds and their producers from the every corner.

(9)

TEŞEKKÜR

Beni bu çalışmayı yapmaya yönlendiren, danışman hocam Yrd. Doç. Dr n n. Serdar ÇAKIRER’e, ud yapımını ve daha bir çok şeyi öğrendiğim değerli ustam Osman EŞEN’e, ve benden her konuda yardımlarını esirgemeyen sevgili eşim Serda OTER’e teşekkürlerimi sunarım.

(10)
(11)

İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT ...iii TEŞEKKÜR... v TABLOLAR LİSTESİ... ix 1.1. Problem ... 2 1.1.1. Problem cümlesi ... 2 1.1.2. Alt Problemler ... 2 1.2. Araştırmanın amacı ... 2 1.3. Araştırmanın önemi ... 2 1.4. Sınırlılıklar... 2 2.METODOLOJİ ... 3 2.1. Araştırmanın Yöntemi... 3 2.2. Evren ve örneklem ... 3 3. UD’UN TARİHÇESİ... 4 3.2. UD İCRASININ GELİŞİMİ... 4

3.3. BELLİ BAŞLI UD İCRACILARI ... 5

3.4. Udun Yapısı ... 7

3.5. Udun Yapısını Oluşturan Bölümler... 7

3.5.1. Gövde... 7

3.5.2. Sap ... 7

3.6. Gövde... 8

3.6.1. Kapak tahtası (Göğüs - Ses Tablası - kapak )... 8

3.6.2. Balkonlar... 8

3.6.3. Kafesler ... 8

3.6.4. Köprü... 9

3.6.5. Mızraplık... 9

3.6.6. Dilimler (Yapraklar – Çemberler)... 9

3.6.7. Filetolar ... 9

3.6.8. Takozlar ... 10

3.6.9. Ayna ve bilezik... 10

3.7. Sap ... 10

3.7.1. Masif taşıyıcı ... 10

3.7.2. Perdelik (klavye – tuşe)... 10

3.7.3. Sap sırtı... 11

3.7.4. Eşik (Küçük eşik – Üst eşik – Baş eşik) ... 11

3.7.5. Burguluk masif taşıyıcısı ... 11

3.7.6. Gaga... 11

3.7.7. Burgu yuvaları... 11

3.7.8. Burgular ... 11

4. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UD YAPIMCILARI... 12

4.1. BARON BARONAK (1834 – 1900) ... 12

4.2. MANOL (EMMANUİL VENYOS) (1845 – 1915) ... 12

4.3. UZUNYAN ARTİN (HARUTYUN) (1845 - ?) ... 12

4.4. MİHRAN KERESTECİYAN (1865 – 1940) ... 13

4.5. KAPUDAĞLI İLYA (KANAKİS) (1870 – 1930) ... 13

4.6. NİHAT İHVAN (1870 - ?) ... 13

4.7. KOSTİ KARAGÖZ (1870 - ?)... 13

(12)

4.9. VASİL (1875 – 1915) ... 14 4.10. HASKÖYLÜ (MIGIRDIÇ) (1875 - ?) ... 14 4.11. SELİM KUTMANÎ (1876 – 1942)... 14 4.12. GARABET MİKAİLYAN (1876 - ?)... 14 4.13. TEVFİK KUTMANÎ (1880 - ?)... 14 4.14. ARŞAK ÇÖMLEKÇİYAN (1880 – 1930)... 14 4.15. HAMZA (1884 – 1915)... 16 4.16. ARŞAK KÖSEYAN (1884 - ?) ... 16 4.18. KARABET KASRIBİTTAZOĞLU (1884 - ?)... 16 4.19. MURAT (SÜMBÜL) USTA (1884 – 1960)... 16 4.20. ÜSKÜDARLI MUSTAFA (1885 – 1935) ... 16 4.21. İSKENDER KUTMANİ (1886 - ?) ... 17 4.22. ONNİK ZADURYAN (1888 – 1968)... 17 4.23. GALİP SÖZEN (1890 - ?)... 17 4.24. CEVDET KOZANOĞLU (1896 – 1968) ... 17

4.25. LEVON BOĞOSYAN GÖZENOĞLU (1900 – 1979)... 18

4.26. ONNİK GARİPYAN (KÜÇÜKÜNER) (1900 - ?)... 18

4.27. BAHRİYELİ HACI BEY (1900 - ?) ... 18

4.28. HAÇİK ARAMYAN (1900 - ?) ... 18

4.29. UDCU RIZA (1900 - ?) ... 18

4.30. MUSTAFA SAZER (1903 ? – 1981) ... 18

4.31. HADİ EROĞLUER (1910 -1990)... 19

4.32. KUMKAPILI ZİYA USTA (1910? - ?) ... 19

4.33. ÂGÂH İDEM (1910? - ?) ... 19 4.34. FEVZİ DALOĞLU (1920)... 19 4.35. SABRİ GÖKTEPE (1928 – 2000) ... 19 4.36. REŞAT UCA (1933 ) ... 20 4.37. MUSTAFA BİÇİCİOĞLU ... 20 4.38. TEOMAN KAYA (1934) ... 20 4.39. HİLMİ TAŞATAN (1938) ... 21 4.40. SACİT GÜREL (1939)... 21 4.41. CAFER AÇIN (1939) ... 22 4.42. EJDER GÜLEÇ (1939)... 22 4.43. İHSAN ÖZGEN (1942) ... 22 4.44. HÜSEYİN OKTAR (1944) ... 23 4.45. SÜREYYA PİRİLER (1944) ... 23 4.46. FARUK TÜRÜNZ (1944) ... 23 4.47. ÜMİT BALCISOY (1945) ... 23 4.48. OSMAN EŞEN (1946)... 24 4.49. TURHAN DEMİRELİ (1948) ... 24 4.50. SEDAT ODABAŞI (1951)... 24 4.51. MUSTAFA COPÇUOĞLU (1964) ... 24 4.52. AYTAÇ AKARÇAY (1964)... 25

(13)

5.1.5. Alt (Büyük) Eşik Yapımında Kullanılan Ağaçlar ... 28

5.1.6. Üst (Küçük) Eşik Yapımında Kullanılan Malzemeler... 28

5.1.7. Kafes Yapımında Kullanılan Ağaçlar ve Malzemeler ... 29

5.1.8. Burguluk, Gaga, Ayna ve Sap Dilimlerinin Yapımında Kullanılan Ağaçlar . 29 5.1.9. Sap Yapımında Kullanılan Ağaçlar... 29

5.1.10. Mızraplık Yapımında Kullanılan Malzemeler ... 30

5.1.11. Fileto Yapımında Kullanılan Ağaçlar ... 30

5.1.12. Klavye (tuşe) Yapımında Kullanılan Ağaçlar ... 31

5.1.13.Cila İçin Kullanılan Malzemeler... 31

6. GELENEKSEL UD YAPIM TEKNİĞİ... 32

7. UD YAPIMINDA KULLANILAN BAZI YÖNTEMLER ... 37

7.1. Tekne yapımında kullanılan yöntemler ... 37

7.1.1. Klasik Tekne Yapım Yöntemi... 37

7.2. Sap yapımında kullanılan yöntemler... 38

7.2.1. Kırlangıç tekniği... 38

7.2.2. Kavalye tekniği ... 38

7.2.3. Kama tekniği... 38

7.3. Balkon yapımında kullanılan yöntemler... 39

7.3.1. Klasik Balkon Yapım Yöntemi ... 39

7.3.2. Balkon Akortlama Yöntemi ... 39

7.4. Kapak Birleştirmede Kullanılan Yöntemler... 40

7.4.1. Klasik Kapak Birleştirme Yöntemi ... 40

7.5. Cila uygulamasında kullanılan yöntemler ... 40

7.5.1. Gomalak (El cilası) uygulaması ... 41

7.5.2. Selülozik Vernik uygulaması... 41

7.5.3. Polyester uygulaması... 41

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 41

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1 Yapımcılara göre tekne takozu yapımında kullanılan ağaçlar tablosu ... 26

Tablo 2 Tekne yapımında kullanılan ağaçlar tablosu... 26

Tablo 3 Ses tablası (kapak) ve balkonların yapımında kullanılan ağaçlar... 27

Tablo 4 Burgu yapımında kullanılan ağaçlar ... 27

Tablo 5 Alt (Büyük) eşik yapımında kullanılan ağaçlar ... 28

Tablo 6 Üst (Küçük) eşik yapımında kullanılan malzemeler... 28

Tablo 7 Kafes yapımında kullanılan ağaçlar ve malzemeler ... 29

Tablo 8 Sap yapımında kullanılan ağaçlar ... 29

Tablo 9 Mızraplık yapımında kullanılan malzemeler ... 30

Tablo 10 Fileto yapımında kullanılan ağaçlar... 30

Tablo 11 Klavye (tuşe) yapımında kullanılan ağaçlar ... 31

Tablo 12 Cila için kullanılan malzemeler ... 31

Tablo 13 Tekne yapımında kullanılan yöntemler ... 37

Tablo 14 Sap yapımında kullanılan yöntemler ... 38

Tablo 15 Balkon yapımında kullanılan yöntemler... 39

Tablo 16 Kapak birleştirmede kullanılan yöntemler... 40

(15)

1.GİRİŞ

İnsanlığın var oluşundan beri, dünya üzerinde pek çok çeşitte çalgılar icat edilmiş ve kullanılmıştır. Bu çalgılar uzun zaman içerisinde gelişimlerini devam ettirerek günümüze kadar ulaşmıştır. İnsanlıkla paralel giden bu uzun gelişim süresinde, yapımcılar, çalgılardan en iyi verimi almak için, zamanın her türlü imkanlarını kullanmışlardır. Günümüzde kullanılan çalgılar, gelişimlerini büyük ölçüde tamamlamışlardır. Ancak, çalgılardan daha kaliteli ses elde etme arzusu hiçbir zaman bitmemiş ve bitecek gibi de görünmemektedir.

Dünyada pek çok çalgı çeşidi bulunmaktadır. Fakat bu çalgıların dayandığı ilkeler pek azdır. Şekilleri ve çalım biçimleri farklıdır, çeşitli maddelerden yapılmışlardır; ama hepsinde sesi oluşturan etkenler; ya bir tel, ya bir hava sütunu, ya bir zar, ya da bir ağaç levhadır. Yapımcılar, bu malzemeleri ve becerilerini kullanarak sazlarını şekillendirmişlerdir. Bilindiği gibi çalgı yapım sanatı, diğer birçok geleneksel sanatımızda olduğu gibi, usta çırak ilişkisiyle günümüze kadar süregelmiştir (Zeren, 1997, s. 19).

Tarihi çok eskilere dayanan ve Türk musikisinin en önde gelen sazlarından biri olan ud, her zaman bu musiki içerisinde aranılan saz olma niteliğini göstermiş, gerek icra gerekse yapım yönüyle birçok sanatçının yetişmesinde ilham kaynağı olmuştur.

Öncelikle ülkemizde ud yapım sanatına hizmet etmiş ve hala hizmet eden belli başlı yapımcılar hakkında kısa bilgiler verilen bu çalışmada, farklı yapımcılar tarafından yapılmış udlar incelenerek yapımcıların tercih ettiği yöntemlere ulaşılmaya çalışılmıştır.

Bu temel ilkelerden yola çıkarak araştırmanın problem cümlesini, amacını, yöntemini şu şekilde oluşturmak mümkün olacaktır.

(16)

1.1. Problem

1.1.1. Problem cümlesi

Geçmişten bugüne kadar ülkemizde ud yapımı var mıdır? 1.1.2. Alt Problemler

Tanınmış ud yapımcıları kimlerdir?

Ud sazı yapımında kullanılmış belirli bir teknikten ne derece söz edilebilir?

1.2. Araştırmanın amacı

Musikimizin en eski ve en rağbet gören sazlarından biri olan udun, yapımcılarını tanıtmak ve ud yapımında kullanılan teknikleri belirlemektir.

1.3. Araştırmanın önemi

Bu araştırma, ülkemizde ud yapım sanatına hizmet etmiş sanatçıların araştırılması açısından önem taşımaktadır. Aynı zamanda ud yapımında kullanılan farklı tekniklerin gözden geçirilmesi, bir standarda bağlanması ve en belirleyici olarak da Türkiye’de ilk defa yapılması bakımından önem arz etmektedir.

1.4. Sınırlılıklar

Bu araştırma, geçmişten günümüze kadar adından söz ettirmeyi başarmış ud yapımcıları ve yaşayan 6 ud yapımcısı ile yapılan anketle sınırlandırılmıştır.

(17)

2.METODOLOJİ

2.1. Araştırmanın Yöntemi

Araştırma için gerekli bilgilere kaynak tarama yöntemi ile ulaşılmıştır. Kaynaklardan, ud sazının tarihçesi, sazın icrasının gelişimi ve önde gelen icracıların bilgileri elde edilmiştir.

Ayrıca, araştırmada geçmişten günümüze kabul görmüş ud yapımcılarının hayatları anlatılmış ve sazlarında kullandıkları etiket bilgilerine yer verilmiştir. Geleneksel ud yapım tekniği ayrıntılarıyla tarif edilmiş, bunun yanı sıra belli başlı 6 ud yapımcısıyla yapılan anket sonuçları değerlendirilerek farklı teknikler de belirtilmiştir.

2.2. Evren ve örneklem

Araştırmanın evrenini, geçmişten günümüze kadar ülkemizde bilinen ud yapımcıları ve şimdiye kadar ud yapımında kullanılmış teknikler, örneklemini ise; 6 ud yapımcısı oluşturmaktadır.

(18)

3. UD’UN TARİHÇESİ

Ud kelimesinin aslı Arapçadır: “Sarısabır veya ödağacı” anlamındaki “el-oûd”dan gelmektedir. Baştaki “el-” kelimesinin, bazı dillerde olup bazılarında olmayan belirgin tanım edatı olduğunu bilen Türkler bu edatı atmış, geriye kalan “oûd” kelimesini de gırtlak yapıları “eyn”e uygun olmadığı için “ud” şekline getirmişlerdir. Dillerinde tanım edatı olan batılılarsa, 11-13. yy’lar arasındaki Haçlı Seferleri sırasında tanıyıp Avrupa’ya götürdükleri bu sazı, luth (Fransızca), lute (İngilizce), laute (Almanca), liutto (Atalyanca), alaud (İspanyolca) gibi hep L ile başlayan isimler vermişlerdir. Hatta “saz yapımcılığı” anlamındaki bizde de kullanılan “lüthiye” kelimesi, Fransızca luth’den gelmektedir. Aslı “luthier”dir.

İspanya’nın Müslüman Araplarca fethinden itibaren 18. yy.’a kadar gözde bir saz olan ud için Batı musıkisinde de birçok parça bestelenmiştir. Batı’nın meşhur saz şairlerinin sazları da ud veya lâvtaydı. Dolayısıyla ud imalciliğiyle Avrupa’da pek çok ün yapmış usta bulunmaktaydı.

Ud sazını ilk defa yedinci yy.’da Horasan’dan Bağdad’a çalışmaya gelen Türk işçilerin elinde görmüş olan Araplar, göğsünün yapılmış olduğu sarısabır ağacından (aloexyion agallocum) dolayı el-oûd adını vermişlerse de saz Türklerin bin yıllık Kopuz’undan başka bir şey değildir; nitekim Hunlardan beri ozanları ve kopuzcuları olmayan hiçbir Türk ordusu yoktu.

Udun Macarca’daki adı “Kobza”dır ve Türk Kopuzunun biraz değiştirilmişinden ibarettir. Nitekim Dede Korkut’da da yine kopuzdan türemiş olan “kobzaşmak” fiili “karşılıklı saz çalmak” demektir.

Ud, Kopuz adıyla Asya’dan Anadolu’ya oradan da Rumeli’ye kadar gelmiş aynı zamanda musikişinas olan Yunus Emre’nin şiirlerinde dahi kutsal nitelikli yerini almıştır. Osmanlı Sarayının düğün ve benzeri şenlikleri münasebetiyle yazılan minyatürlü sürnamelerde kopuzun iki değişik boyu olan ud ve şehrud diğer sazlar arasında ön planda görülmektedir (Tanrıkorur, 2001,s. 177-179).

(19)

3.2. UD İCRASININ GELİŞİMİ

Türk Musikisi’nin en zarif ve en asil ikilisi olan Ney ve Tanbur’un Osmanlı Sarayı’nda uda üstünlük kurması sebebiyle, 16 ilâ 19. yy.’lar arasında ud itibar kaybına uğramış, aksine ona “sazların kraliçesi” adını veren Araplarca baş tacı edilmiştir.

Uda 19. yy.’ın sonlarında Türk Toplumu’nda yeni itibarını kazandıran, bu arada 6. bam telini de ilave eden, udî-viyolenselist Şakir Paşa’dır. Onu Nevres Bey izlemiş, onun arkasından da farklı ekollerden Ali Rıf’at, Musa Süreyya, İbrahim Ziya (Özbekkan) Beyler, Şerif Muhiddin Targan, Selânikli Ahmed, Serop ve Küçük Sarkis Efendiler, Şerif İçli, Yorgo Bacanos, Şekip Memduh, Hrant Emre, Kadri Şençalar, Cinuçen Tanrıkorur gibi isimler gelmiştir ki udu bir daha hiç azalmayacak bir aşkla Türk Halkına sevdirmişlerdir. Bu sanatkarları klasik fantezist-atılımcı ve piyasa tarzı gibi ana ekole ayırarak incelemek mümkündür. Nevres Bey’den Şerif İçli’ye kadar olanı klasik, Targan ve Bacanos’u fantezist-atılımcı, Selânikli Ahmed’den Kadri Şençalar’a kadar olanları da piyasa tarzı ekolleri olarak sınıflandırabiliriz (Tanrıkorur, 2001, s. 189-190).

Bundan yola çıkarak tanbur zevkine dayalı üslup geliştiren Cinuçen Tanrıkorur’u, apayrı bir ekol olarak değerlendirebiliriz.

3.3. BELLİ BAŞLI UD İCRACILARI Şakir Paşa

Nevres Bey Ali Rıf’at Musa Süreyya

İbrahim Ziya (Özbekkan) Şerif Muhiddin Targan Selânikli Ahmed Serop Efendi Küçük Sarkis Efendi Şerif İçli Yorgo Bacanos Şekip Memduh

(20)

Hrant Emre Kadri Şençalar Cinuçen Tanrıkorur Osman Nuri Özpekel M. Emin Bitmez Samim Karaca Coşkun Sabah Bayram Coşkuner Sedat Oytun Mutlu Torun Necati Çelik Serhan Aytan Yurdal Tokcan Tunca Yüksel Mehmet Uçak

(21)

3.4. Udun Yapısı

Ud, istenen seslerin elde edildiği sap ve bu sesleri kuvvetlendiren gövde ile, ses veren tellerde’den oluşan mızrap’lı, perdesiz bir enstrümandır.

Yarım armuda bezeyen gövdenin ön yüzü ses tablası, armudiliği veren arka kısmı tekne’dir. Bir ucu gövdeye bağlı olan ve parmak basılan perdeliği taşıyan düz sap’ın ucunda, eğri sap burguluk bulunur. Göğüs üzerindeki köprüye bağlanan tellerin uçları, eşikten geçerek her birine ait burgulara sarılır (Torun, 2000, s.17).

3.5. Udun Yapısını Oluşturan Bölümler 3.5.1. Gövde 3.5.1.1. Kapak Göğüs tahtası Balkonlar Kafesler Köprü (alt eşik) Mızraplık 3.5.1.2. Tekne Dilimler Filetolar Takozlar Ayna Bilezik 3.5.2. Sap 3.5.2.1. Düz sap Masif taşıyıcı Perdelik Sap sırtı Eşik

(22)

3.5.2.2. Burguluk Masif taşıyıcı Kaplama Gaga Burgu yuvaları Burgular 3.6. Gövde

Bağlama, tanbur, gitar, yaylılar (kemençe,keman,viyolonsel vs.) gibi udun da sesi çoğaltan bir ses haznesi vardır. Ud’da dilimlerin yapıştırılmasıyla oluşan tekne, oldukça büyük bir ses haznesi meydana getirir. Gövde Kapak ve tekne olmak üzere iki ana elemandan oluşur.

3.6.1. Kapak tahtası (Göğüs - Ses Tablası - kapak )

Enstrümanın en hassas kısmıdır. Çıkan sesin kalite ve volümünde birinci derecede etkilidir. Göğüs tahtasının iyice kurutulmuş olması, tellere paralel yönde konulan damarların muntazam olması gerekir.

3.6.2. Balkonlar

Kapak tahtasının altında, damarlara dik yönde konmuş küçük çıtalara balkon denir. İnce bir plak olan göğüs tahtasının altında, bina döşemeleri altındaki kirişler gibi mukavemet sağlarlar. Çıkacak ses üzerinde çok etkilidirler. Malzeme, ölçü ve yerlerinin değişikliği, elde edilen ses açısından farklı sonuçlar yaratır.

3.6.3. Kafesler

Göğüs tahtasının orta kısmında bir büyük, iki küçük daire şeklinde delikler bulunur. Bu delikler, kafesle kapatılır.

Gövde içinden gelen titreşim, bu kafeslerin özenle hazırlanmış boşluklarından çıkar. Kafes deseninin sık veya seyrek oluşu sese etki eder. Bazı küçük udlarda (zenne ud) ve Arap

(23)

3.6.4. Köprü

Göğse sıcak tutkalla yapıştırılan, tellerin bir ucunun bağlandığı elemandır.

Her tel için açılmış olan deliklerden geçen tel uçları, değişik düğümlerden biri atılarak bağlanır.

Teller akort edildiğinde, köprüye binen çekme kuvveti, 50 kg. dan fazladır. Bu kuvvet, köprünün üstünü sap yönünde çektiğinden, köprünün alt kısmı, mızraplığın bulunduğu bölgeyi içe doğru iter. Bu bilindiğinden, balkonlar, bu yüklemeyi taşıyacak şekilde yerleştirilir.

3.6.5. Mızraplık

Mızrap, tellere köprü ile büyük kafes arasındaki bölgede vurur. Bazı vuruşlarda, mızrabın ucu tellerden sonra göğse dokunabilir. Kapak tahtasını korumak için bu kısma mızraplık denilen parça yapıştırılır. Tellerin çekme gücüyle mızraplık civarında oluşan çöküklük, mızrabın göğüse çarpmasını önlediği için faydalıdır.

3.6.6. Dilimler (Yapraklar – Çemberler)

Udun armuda benzeyen sırt tarafı, çok sayıda dilim’in yan yana yapıştırılmasıyla yapılır. Dilimlerin arasında fileto adı verilen ince şeritler vardır.

Ud yapımında, kalıp üzerinde önce orta dilim konur ve sırayla yanlara devam edilir. Bu sebeple dilimler tek sayıda olur. 19 ile 25 dilim arası normaldir. Daha fazla, 35-45 dilimli tekneler de yapılmıştır. Dilim sayısı az ise tekne kesiti köşeli olur. Dilim sayısı çoğaldıkça kesit giderek daireye yaklaşır. Ancak, parçalar çok küçüleceğinden verim düşer. Çünkü teknenin iç yüzeyinde, dilimlerin bağlandığı kısımlara kağıt şeritler yapıştırılır; sayı çoğalınca, dilimden fazla kağıt alanı oluşur. Bu da titreşimin yansımasını azaltır.

3.6.7. Filetolar

Dilimler arasına şerit şeklinde konan parçalardır. Kafes kenarına konan filetolar göğüs damarının bağlantısını sağlarlar. Teknede ise amaç estetiktir. Aynı şekilde, kapağın tekneye oturduğu kısımlar boyunca ve çepçevre, 4-5 mm. Genişliğinde açılan yuvaya da filetolar yerleştirilir. Bunlar da sağlamlık sağlar.

(24)

3.6.8. Takozlar

Teknenin dilimleri kalıp üzerinde birleştirilirken kalıbın uç ve arka tarafında, birer takoz konur ve dilimler uçlarından bu takozlar üzerinde birleştirilir. Sap tarafındaki takoz içinde bırakılan yuvaya sapın ucundan bir kısım, kırlangıç geçme ile oturtulup yapıştırılır. Klasik yapımda, bu takozun üzerindeki göğüs tahtasının bir kısmı, kalp şeklinde oyulur ve klavye ile aynı malzemeden bir parça yapıştırılır.

3.6.9. Ayna ve bilezik

Takozlar üzerine yapışan dilimlerin bitim noktasında, arka tarafa, dilimlerin üzerini kapatan ayna adı verilen parça yapıştırılır. Hem dilimlerin birleşme hatalarını kapatır, hem de dilimler ve filetoların birleşimini sağlamlaştırır.

Dilimlerin sap ile birleştiği kısmı kapatan ince ağaç parçasına bilezik adı verilir. 3.7. Sap

Kanun, harp gibi bazı sazlarda her telden bir ses elde edilir. Tel sayıları fazladır. Yaylı sazlarda ve mızraplıların çoğunda, tel sayısı azdır. Saplarındaki belirli noktalara basarak, yani titreşen tel boyu uzatılıp kısaltılarak bir telden pek çok ses çıkartılabilir. Bunlardan bir kısmı, bağlama, tanbur gibi uzun saplıdır. Ud, kısa saplı olanlardandır. Bu kısa düz sapın ucunda, burguların takıldığı eğri sap bulunur.

3.7.1. Masif taşıyıcı

Dıştan görünmeyen, öndeki düz yüzü klavye (perdelik) ile, arkadaki bombeli tarafı kaplama ile örtülü olan bu eleman tekne içindeki takoza oturtulup yapıştırılır.

3.7.2. Perdelik (klavye – tuşe)

Sapın ön yüzü düzdür. Tellere basan parmaklar, onları sapa değdirir, Böylece telin köprü ile basan parmak arasındaki kısmı titreşir. Titreşen tel boyu kısaldıkça, ses incelir. Parmak basılan bu kısma, baskı ile tellerin oynamaması için abanoz, pelesenk gibi sert ağaçlardan yapılan perdelik yapıştırılır. Çok iyi tesviye edilir. Perdeli sazlarda, metal perde elemanı veya perde bağı vardır. Parmak, perde yanında bir noktaya basınca, tel perdeye tam

(25)

3.7.3. Sap sırtı

Sapın arka tarafı, sol el başparmağının dayanacağı yerdir. Genellikle yarım elips kesitlidir. Bu tarafa ince dilimli ağaç parçaları yapıştırılır.

3.7.4. Eşik (Küçük eşik – Üst eşik – Baş eşik)

Köprüye bağlanıp göğsü ve sapı kateden teller, burguluğa varmadan eşikten geçerler. Parmak basılmazsa, telin köprü ile eşik arasında kalan kısmı titreşir, Sapla burguluğun birleştiği yerde bulunan eşik klavyeden 1 mm. yukarıya çıkacak şekilde yapılır. Her tel, eşik üzerinde kendisi için açılmış yuvaya oturur. Yuva altının klavyeye 0,5 mm. kadar yaklaşması gerekir. Teller yüksekte kalırsa parmaklar zor basar, daha yüksek olursa, entonasyon bozulur. Parmak basılan yerden, istenen ses çıkmaz. Alçak olursa, teller sapa sürtüneceğinden cızırtı yapar.

3.7.5. Burguluk masif taşıyıcısı

Burguluk teknenin malzemesinden yapılır. Ancak, tekne gevrek ve sert ağaçlardan yapılmışsa, burguluğun iç kısmına sert ağaçlarla takviye yapılır ve teknede kullanılan malzeme ile kaplanır.

3.7.6. Gaga

Burguluğun uç noktasında, bitişi sağlayan, yaylı sazlardaki salyangoz benzeri bir gaga vardır.

3.7.7. Burgu yuvaları

Her telin akordu, sarıldığı burgunun döndürülmesiyle yapılır. Eğri sapın yanaklarındaki konik yuvalara giren burgu gövdesinin her noktası ile temas etmesi gerekir. Bu sağlanmazsa gerilen telin karşı kuvveti ile burgu, yuvada sabit halde kalamaz.

3.7.8. Burgular

Onbir telin her biri, altısı üstte, beşi altta kulağı olan burgulara sarılır. Burguların elle tutulan kısmına kulak denir. Ud icracısını, özellikle yeni başlayanları en fazla sıkıntıya sokan şey, burguların akort kaçırması, yani yerleştiği gibi durmayıp kayması veya tersine akort ederken yuvasında sıkışarak dönmemesidir.

(26)

4. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UD YAPIMCILARI 4.1. BARON BARONAK (1834 – 1900)

Başlıca kemençe olmak üzere tanbur, ud ve lâvta da yapmıştır. Ermeni asıllıdır. İstanbul’un samatya semtinde doğmuştur. Hayata dülger olarak başlamış, sonra doğramacılık ve daha sonra da lüthiyelik yapmıştır. Sultan Aziz devrinde (1861 – 1876) sarayda “Saz usta başılığı” yaptığı da rivayet edilmiştr. Bilhassa kemençe üzerindeki yapım ustalığı kendisinden sonraki lüthiyeleri de etkilemiştir (Üngör, 2000, s.10).

4.2. MANOL (EMMANUİL VENYOS) (1845 – 1915)

İstanbul Ortaköy’de doğmuştur. Rum asıllıdır. İlk mesleği mobilya cilacılığıdır. Akabinde doğramacılık yapmış ve sonradan çalgı yapımına başlamıştır (1870). Dükkanı Beyoğlu İstiklal caddesinde idi. Özellikle ud yapımında kazandığı ün günümüze kadar süre gelmiştir. Lâvta da yapmıştır.

En seçkin çırakları olarak Bahriyeli Mustafa ve Victor de Kavalla bilinmektedir. Manol udları udîler arasında hala değerini sürdürmektedir. Manol ud yapısının en belirgin görünüş özelliği: sırt filetolarında kullandığı ince ve birbirine bitişik sarı-siyah filetolardır. Manol udlarının sırt filetoları genellikle 19 veya 21 parçalıdır. Bu filetolarda maun ağacı kullanılmıştır. Yazar Sermet Muhtar Alus (1887-1952), 28.9.1947 tarihli Akşam Gazetesinde aynen şöyle yazıyor: “Galata’da tramvay caddesinde, yüz yıllık işkembecinin iki üç kapı berisinde küçük bir dükkandaymış. Ben pek çocuktum hatırlamıyorum… Udlarının en ucuzu beş adet sarı lira, nakışlıları sekiz-on lira”

Manol usta 1915 tarihinde İstanbul’da ölmüştür (Üngör, 2000, s.10).

Ud etiketi: Manoli’den inşa olunmuştur. Deralliyede Galata Sandıkçılar caddesi no:

168. 1907

4.3. UZUNYAN ARTİN (HARUTYUN) (1845 - ?)

İstanbul’da doğmuştur. Ermeni asıllıdır. Daha ziyade kanun ve tanbur yapımıyla ün kazanmıştır. ud da yapmıştır (Üngör, 2000, s. 11).

(27)

4.4. MİHRAN KERESTECİYAN (1865 – 1940)

Niğde’de doğmuştur. Ermeni asıllıdır. İlk mesleği demir yolu gardöfrenliğidir. Otuz yaşına kadar bu meslekte çalıştıktan sonra İstanbul’a gelerek Beyazıt’da çadırcılar içinde marangozluğa başlamıştır. Yine Beyazıt’da dükkanı bulunan lüthiye Aziz Mehmet Efendi’den lüthiyeliği öğrenmiş ve başta ud olmak üzere kemençe, santur ve keman da yapmıştır. İstanbul’da Kadıköyü’nde ölmüştür (Üngör, 2000, s. 11).

4.5. KAPUDAĞLI İLYA (KANAKİS) (1870 – 1930)

Bandırma’ya bağlı Kapudağ’da doğmuştur. Rum asıllıdır. Önce Mandolin ve Gitar yaparak başlamış ve sonra 25 yaşlarında İstanbul’a gelerek Kapalıçarşı’da dükkan açmış ve o zamanın en yaygın çalgısı olan ud yapımına başlamıştır. Ayrıca lavta da yapmıştır. Beyaz zemin üzerine baskılı , fotoğraflı etiket kullanmıştır. Etiketlerine opus numarası da yazmıştır. 1930’da Selanik’te ölmüştür (Üngör, 2000, s. 11-12).

Ud etiketi: Düyûnumumiye karşısında çifte saraylar çarşısında no: 55 (Ud no: 718)

1912

4.6. NİHAT İHVAN (1870 - ?)

Şam’ın Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olduğu yıllarda ud yapımcılarının bir hayli fazla olduğu bu şehrimizde en ünlü lüthiyelerden biriydi. udlarına opus numarası koymuştur. Göğüs kafesi fildişi oymalı altı köşeli çiçek desenli yıldız, orta yerinde: “Nihat İhvan, 1901-1881” yazılıdır. Aynı tip iki uddan biri Şerif Muhiddin Targan’da diğeri Ethem Rûhi Üngör’de ( 116 opus numaralı)dır (Üngör, 2000, s. 12).

Ud etiketi: Nihat İhvan damas, 31 Temmuz 1901 no: 116

4.7. KOSTİ KARAGÖZ (1870 - ?)

Hakkında hayatıyla ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ud etiketi: Uzunçarşı başında Mercan Karakolu karşısı, 1901 (Üngör, 2000, s. 12)

4.8. KİRKOR KÂHYAYAN (1875 – 1933)

İstanbul’da dünya’ya gelmiştir. Ermeni asıllıdır. Babasının mesleği olan doğramacılıkla işe başladıktan sonra ud yapımına başlamıştır. İstanbul Mercan Çakmakçılarbaşı’ndaki dükkanda ud yapımını sürdürmüştür. Yetiştirdiği lüthiyelerden en ünlüleri: Onnik Garipyan (küçüküner) ve Levon Boğosyan Gözenoğlu’dur.

(28)

Kirkor Kâhyayan Üsküdar Fıstıkağacı’nda otururdu. Jirayir adında bir oğlu ve Efil adında bir kızı vardır (Üngör, 2000, s. 12).

4.9. VASİL (1875 – 1915)

İstanbul’da doğmuştur. Rum asıllıdır. Ustası Baron’dur. ud, lâvta, kemençe ve tanbur yapmıştır. Özellikle tanburları çok değer kazanmıştır. Beyaz zemin üzerine baskılı etiket kullanmıştır. İstanbul’da ölmüştür (Üngör, 2000, s. 12).

4.10. HASKÖYLÜ (MIGIRDIÇ) (1875 - ?)

İstanbul’da Hasköy’de doğmuştur. Ermeni asıllı kanun ve ud yapımcısıdır. Özellikle kanunlarıyla ünlüdür (Üngör, 2000, s. 12).

Ud etiketi: Mıgırdıç’tan inşa olunmuştur. Uzunçarşıbaşı’nda no: …,1907

4.11. SELİM KUTMANÎ (1876 – 1942)

Türk musikisi nota yayıncılığında en önde gelen Kutmanî kardeşlerin Selin, Tevfik, İskender’in en büyüğü olup diğer kardeşlerinden önce İsanbul Beyazıt’a gelip maliye karşısı no: 139 dükkanda nota yayınına başlamış ve bu arada da başta ud olmak üzere çeşitli çalgılar imal ettirip firma etiketiyle satışa sürmüştür (Üngör, 2000, s.12).

4.12. GARABET MİKAİLYAN (1876 - ?)

Hayatı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ud etiketi: Garabet Mikailyan Mayıs 1906 (Üngör, 2000, s. 12).

4.13. TEVFİK KUTMANÎ (1880 - ?)

Şam’lı Kutmanî kardeşlerin ortancası olan Tevfik Kutmanî de Beyazıt Vezneciler no: 51’de “ Âlât-ı Mûsıkîye Mağazası” adlı işyerinde nota yayınlarıyla birlikte firma etiketiyle başta ud ve diğer Türk Musikisi çalgılarını imal ettirerek satmıştır (Üngör, 2000, s. 12).

Ud etiketi: Udçu Tevfik Beyazıt Sultanhamam sokak no: 2 1320 (1902/1903)

4.14. ARŞAK ÇÖMLEKÇİYAN (1880 – 1930)

(29)

1910’lara kadar uzandığı tahmin edilebilir. Çömlekçiyan nota yayıncılığı ile birlikte ud imal ettirerek firması adına satış da yapmıştır. İstanbul’da ölmüştür (Üngör, 2000, s. 12).

Ud etiketi: Tahminen yüzyılımızın başlarında yaşamış ud yapımcılarının günümüz

lüthiyelerinden Teoman Kaya tarafından tesbit edilmiş olan tarihsiz ud etiketleri kayıtları: Konyalı Viçen, Kadıköy

Veznecilerde Meşher-i Mûsıkî Udî Sami ve Şeriki Alet Edevat Mûsıkî Mağazası Leonidas Yorgo Slancatis: Darüssaade Nişancada Kumrulu Mescid no: 19. İstanbul Topkapılı Kostantin

S. Hristides ve T. Trupenyan Bâbıâli no: 80 Selahaddin Usta Ayasofya no : 57 İstanbul

Muhammed Memduh Kocamustafa Paşa no: 336 İstanbul

Udî Manolizâde Leon İncesaz İmalathanesi her nevi âlât-ı mûsıkîye ve fürühat tamir olunur. Şehzâdebaşı vezneciler

Udcu Artin Hatun Selamet Pasajı no: 10 bodrum kat Osmanbey İstanbul Muhammed Halil

Muhammed (Selanik’te yapılmıştır) Genç Hammas Esbep Agopyan Tokat

H. Ohanyan, Çarşıkapı Işıklı Han kat: 2 İstanbul Tarihliler:

İhvan Nihat, Şam 1900 Selim Hubbi, Şam 1900 Anton Tabbah, Halep 1901 Garabet Bedrosyan, Şam 1902

(30)

4.15. HAMZA (1884 – 1915)

Hamza Usta Kütahya Tavşanlı’da doğmuştur. Bağlama ustası olan babası Ali Usta’dan bağlama tipi çalgıları yapmayı öğrenmiş ve babasının ölümünden sonra İstanbul’a gelerek zamanın en iyi ud ustası Manol ile tanışmış ve ondan da ud yapımını öğrenerek Çemberlitaş civarında açtığı dükkanında ud yapımına başlamıştır. Beğenilen udlarında Manol yapımı etkileri görülmüştür. İstanbul’da ölmüştür (Üngör, 2000, s. 13).

Ud etiketi: Mekteb-i Sanayi mezunu Hazma Usta, 1926, İstanbul

4.16. ARŞAK KÖSEYAN (1884 - ?) Hayatıyla ilgili bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ud etiketi: Arşak Köseyan Uzunçarşıbaşı’nda no: 400, 1915 (Üngör, 2000, s. 13).

4.17. GALİP (1884 - ?)

Galip’in hayatıyla ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ud etiketi: Serezli Galip Selanikte Sırrı Paşa caddesi Hacı sokak, 1331 (Üngör, 2000,

s. 13).

4.18. KARABET KASRIBİTTAZOĞLU (1884 - ?) Hayatıyla ilgili günümüze ulaşan bir bilgi yoktur.

Ud etiketi: Karabet Kasrıbittazoğlu 2 Mayıs 1330 (Üngör, 2000, s. 13)

4.19. MURAT (SÜMBÜL) USTA (1884 – 1960)

Kadıköyü’nde meşhur Murat Usta Üsküdar’da dünyaya gelmiştir. Ustası, Manol’un kalfası Üsküdarlı Mustafa Ustadır. Ud yapmakla mesleğe başlayan Murat Usta pek çok çeşitli çalgılar yapmıştır. Bunlardan tanbur, lavta, keman, kemençe, viyola, çello ve hatta mandolin sayılabilir. Hüseyin Sadettin Arel’in tasarladığı “Kemençe beşlemesi” ni de Murat Usta yapmıştır (Üngör, 2000, s. 13).

(31)

Ud etiketi: Üsküdarlı Mustafa Usta tarafından Darüssaadet İstanbul

Uzunçarşıbaşı’nda Hicrî 1329

4.21. İSKENDER KUTMANİ (1886 - ?)

Şamlı Kutmani kardeşlerin ortancası olan İskender, ağabeyi Selim’den sonra o da, İstanbul’a gelerek Beyazıt’da açtığı bir dükkanda önce nota yayınına ve onunla birlikte de Türk Musikisi çalgı aletlerinden başlıca ud olmak üzere yaptırıp satmaya başlamıştır. Vefatından sonra birlikte çalıştığı oğlu Ferit firmayı 1960’lı yılların sonuna kadar aynı yerde devam ettirmiştir (Üngör, 2000, s. 13).

4.22. ONNİK ZADURYAN (1888 – 1968)

Eskişehir’de doğmuştur. Ermeni asıllı nota yayıncısıdır. Camcılık da yaptığı için “Camcı Onnik” diye anılırdı. Beyazıt Maliye karşısı no: 22 adresinde “İstikamet müzik mağazası” adıyla açtığı işyerinde 1924 yılından itibaren nota yayıncılığına başlamış ve daha sonra da firma adına ud yaptırarak satışa sunmuştur. İstanbul’da ölmüştür (Üngör, 2000, s. 139).

Ud etiketi: Onnik Zadurian (Alât-ı Mûsıkîyye tamirat mağazası) Betazıt Maliye

karşısında no: 32 (fotoğraflı)

4.23. GALİP SÖZEN (1890 - ?)

Ud ve tanbur yapımcısı her ne kadar “Ankaralı Galip Usta” diye anılırsa da doğum yeri Üsküdar’dır (Üngör, 2000, s. 13).

4.24. CEVDET KOZANOĞLU (1896 – 1968)

İstanbul Kasımpaşa’da doğmuştur. Henüz 11-12 yaşlarında iken “Kasımpaşa Kulaksız Mûsıkî Mektebi” de Santuri Ziya Bey’den aldığı musiki derslerindeki gösterdiği başarı üzerine Ziya Bey onu ud hocası Ali Selahi Bey’e devretmiş ve böylece ud öğrenmiştir.

Askerliğini Birinci Dünya Savaşı sırasında “Sahra Topçu Mektebi” de marangoz usta başılığı yaptıktan sonra çalgı yapımına başlamıştır. Ud, tanbur, kemençe yapmıştır.

Çeşitli lokal ve gazinolarda Udî olarak çalıştıktan sonra ilk açılan İstanbul Büyük Postane üzerindeki radyoda (1926) daha sonra da Ankara Radyosu’nda uzun yıllar (1938 – 1954) Udî ve yönetici olarak çalışmıştır.

Ud yapımında yenilik olarak sırtları bombesiz, düz udlar yapmış ise de yaygınlık bulmamıştır (Üngör, 2000, s. 13).

(32)

4.25. LEVON BOĞOSYAN GÖZENOĞLU (1900 – 1979)

Diyarbakır’da doğmuştur. Ermeni asıllıdır. Ud ve keman yapmıştır. Dükkanı Beyazıt uzunçarşı caddesi no: 20. Lüthiyeliği, babalığı Kirkor Kâhya’dan öğrenmiştir (Üngör, 2000, s. 13).

4.26. ONNİK GARİPYAN (KÜÇÜKÜNER) (1900 - ?)

Selanik’de doğmuştur. Ermeni asıllıdır. Önce ağabeyi Mıgırdıç’tan ud yapmayı öğrenmiş Kirkor Kâhya’dan da yararlanmıştır.

Beyazıt Mercan Caddesi Caferiye Han’daki atölyesinde ud, tanbur, kanundan başka keman, gitar, banço vs. gibi çalgılar da yapmıştır. Özellikle ud, kanun ve tanburları çok değerli addedilmektedir. İstanbul’da ölmüştür (Üngör, 2000, s. 13).

4.27. BAHRİYELİ HACI BEY (1900 - ?) Hayatıyla ilgili ulaşılabilen bir bilgi yoktur.

Ud etiketi: Bahriyeli Hacı Bey, 1926 (Üngör, 2000, s. 14).

4.28. HAÇİK ARAMYAN (1900 - ?)

Hayatıyla ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ud etiketi: Udçu Rıza mamulâtı Aksaray Sinekli bakkal sokak 8. 1926 (Üngör, 2000, s. 14).

4.29. UDCU RIZA (1900 - ?)

Hayatıyla ilgili bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Ud etiketi: Udcu Rıza mamulâtı Aksaray Sinekli bakkal sokak 8.8.1926 (Üngör,

2000, s. 14)

4.30. MUSTAFA SAZER (1903 ? – 1981)

Çanakkale Karabiga’da doğmuştur. Kayseri, Bursa gibi yerlerde bulunduktan sonra son olarak İzmit’de çalışmakta idi.

(33)

4.31. HADİ EROĞLUER (1910 -1990)

İstanbul’da doğmuştur. Küçük yaşta Hamza Usta’nın yanına çırak olarak girmiş, lüthiyeliği ustasından öğrenmiş ve Aksaray’da açtığı dükkanında da yanına aldığı oğlu Engin’i yetiştirmiştir. Daha sonra dükkanını Cerrahpaşa’ya nakletmiş ve o dükkanda çalıştığı sıralarda vefat etmiştir. Dükkanı o yıldan beri oğlu devam ettirmektedir.

Başlıca ud olmak üzere kanun, tanbur, kemençe vs. yapmıştır (Üngör, 2000, s. 14).

Firma: Hadi-Engin Eroğluer Cerrahpaşa cadde Nakşi sokak no: 23 Aksaray-İstanbul

Tel: 0 212 5891939-586 1954

4.32. KUMKAPILI ZİYA USTA (1910? - ?)

Tanbur ve ud yapmakla tanınmıştır (Üngör, 2000, s. 14). 4.33. ÂGÂH İDEM (1910? - ?)

Kumkapı Nişanca Türkeli cadde Turakeş sokak no: 2 -1 dükkanında ud ve tanbur yapımıyla tanınmıştır (Üngör, 2000, s. 14).

Firma: Kumkapı Nişanca Türkeli cadde Turakeş sokak no: 2-1 İstanbul

4.34. FEVZİ DALOĞLU (1920)

Rize’de doğdu. 1937’ de keman yapımına başladı. 1957 yılında keman hocası Mehmet Erkmen ile musiki çalışmaları yaptığı sırada hocasının udundan esinlenerek ud yapmaya başladı(www.fevzidaloğlu.com).

Firma: Fevzi daloğlu, Sedat Simavi Sok. 50/1 Çankaya - Ankara

4.35. SABRİ GÖKTEPE (1928 – 2000)

Kastamonu’da doğmuştur. İki yaşındayken ailece İstanbul Kadıköy Kurbağalıdere semtine göç ederek dokuz yaşına kadar burada yaşamış ve 1938 ‘de Ankaraya yerleşmiştir.

Ankara Sanat Okulu’nu bitirdikten sonra 1941 yılında musiki çalışmalarına başlamış ve 1947 yılında o devrin hatırı sayılır lüthiyelerinden ve Manol’un yetenekli kalfalarından biri olan Ali Galip Sözen (Galip Baba) ile tanışarak ondan ud yapımı ve lüthiyelik teknikleri öğrenmiştir. O zaman seksen yaşında olan Galip Baba bir süre sonra vefat etmiştir.

(34)

1980 yılında Irak sefaretinden üç yüz adetlik bir ud siparişi almış ve yerine getirmiştir. Ender (1952) ve Önder (1956) firmanın kuruluşundan beri beraber çalışmaktadır.

Sabri Göktepe’nin yapımı olan udların mûsıkî çevrelerinde Manol kalitesini aştığı kabul edilmektedir.

Her çeşit çalgı aletini imal etmekte ise de özellikle ud üzerinde çalışmakta ve udlarını yurt dışına bile pazarlamaktadır (Üngör, 2000, s. 16).

Firma: İzmir caddesi Turtes Pasajı no: 34-9 Kızılay Ankara

Tel: 0312 4252180

4.36. REŞAT UCA (1933 )

İstanbul’da doğmuştur. 1970 yılında kemençe yapımını merak ederek Haldun Menemencioğlu, Onnik Garipyan, Haluk Güneyli ve Turhan Demireli’den aldığı bilgilerle yapım işine başlamıştır. Kültür bakanlığı İstanbul Klasik Türk Müziği Korosu’ndan kemençe sanatkarı olarak 1998 yılında emekli olmuştur. Kemençe, tanbur, lavta ve ud yapmaktadır (Üngör. 2000, s. 17).

Firma: Reşat Uca, Okul sokak no:46-7 Suadiye Kadıköy

Tel: 0216 3592759

4.37. MUSTAFA BİÇİCİOĞLU

Kastamonu’da doğdu. 1949 yılında İzmir’e yerleşti. 15 sene oto tamirciliği yaptıktan sonra, 1972 yılında bağlama yapmaya başladı. Türk musikisine olan büyük sevgisi, onu önce ud çalmaya ve daha sonra ud yapmaya teşvik etti. Halen udun yanı sıra tanbur ve lavta da yapmaktadır (www.biçicioglu.com).

Firma: 967 sok. No: 24/A Altınpark Basmane – İzmir

Tel: 0232 483 85 97

4.38. TEOMAN KAYA (1934)

(35)

1957’de İstanbul Radyosu, 1959-1960 yıllarında Ankara Radyosu’nda ve çeşitli derneklerde çalışma yapmıştır. Manol çırağı Mustafa Usta’nın kalfası Murat Usta (Sünbül)’nın yanında on iki yaşlarında çalgı yapım sanatını öğrenmeye başlamıştır. Ayrıca on Ankara’da bir süre Serezli Galip Dede’den, İstanbul’da da ud yapımcısı Kirkor Kâhya’nın oğlu Leon Usta’dan istifade etmiştir.

Elli yılı aşkın lüthiyeliğinde çoğunluğu ud olmak üzere keman, kemençe, tanbur, lâvta, mandolin vs. yapmıştır. Keman, viyola, çello, mandolin, ud çalmaktadır (Üngör, 2000, s.18).

Firma: Teoman Kaya Bahariye cadde Kafkas Pasajı 53/14 Kadıköy

Tel: 0216 3495304

4.39. HİLMİ TAŞATAN (1938)

Gaziantep’de doğmuştur. Çalgı yapım tekniğinin ilk bilgilerini Kilisli Aziz Usta’dan öğrendikten sonra çalgılar üzerindeki bilgilerini kendi kendine geliştirmiştir.

1946 yılından itibaren ağaç işlerinin her sanat branşında: marangozluk, mobilyacılık, kalıpçılık, resim çerçevesi imalatı vs. çalıştıktan sonra Aziz Yüncüoğlu Usta’dan ud yapımını öğrenmiş ve 1973 yılından itibaren oğlu Murat ile birlikte çalgı yapım firmasını kurmuştur. ud ve ney çalmaktadır (Üngör, 2000, s. 19).

Firma: Hilmi Taşatan Shell istasyonu arkası Osman Kıvanç sokak Karamürsel

Tel: 0262 4521280

4.40. SACİT GÜREL (1939)

Ankara’da doğmuştur. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirmiştir. Yıllarca Ziraat Mühendisi olarak çalışmıştır. On sekiz yaşında bağlama çalmaya başlamış ve on beş yıl kadar bu çalgıyı çaldıktan sonra tanbur çalmaya başlamış ve daha önce lise öğrenimi yıllarında bağlama yapımcısı Mehmet Ali Gürpınar’a çıraklık yapmıştır.

1981’de Turhan Demireli için ondan öğrendiklerini uygulayarak ud ve tanbur teknesi yapmaya başladı. 1986’dan sonra tamamen kendi hesabına ud, tanbur ve on kadar lâvta yaptı. Musikiyi özel olarak öğrenmiş, çalgı yapımı konusunda Sami Gül’den de faydalanmıştır. Ayrıca lüthiye Cafer Açın’ın çizimlerinden de faydalanmıştır (Üngör, 2000, s. 19).

(36)

4.41. CAFER AÇIN (1939)

Ankara’da doğmuştur. Teknik öğretmen okulunun enstruman (müzik aletleri) yapım bölümüne devam etmiş ve 1957 yılında bölümün Ankara Devlet Konservatuvarına nakledilmesi üzerine eğitimini orada tamamlamıştır. Eğitim yıllarında başta Mithat Arman olmak üzere Bahri Yakut, İbrahim Sakarya, Prof. Christiyan Scehetel, Etienne Vatelot hocalardan yaralanmıştır (Üngör, 2000, s. 19).

1978 yılında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarının “enstruman yapım bölümü”nü kurmuştur.

Firma: Cafer Açın Topağacı Hoyracık sokak Kardeşler Apartmanı no: 3/1 Nişantaşı

İstanbul

Tel: 0212 2472904

4.42. EJDER GÜLEÇ (1939)

İzmir’in Bağyurdu Köyü’nde doğmuştur. İlkokulu bitirdikten sonra çalgı yapımcısı İbrahim Bayraktar’ın yanına giderek mandolin, ud, tanbur ve kanun yapımını öğrenmiştir. 1966 yılında ustanın vefatı ile yalnız çalışmaya başlamıştır (Üngör, 2000, s. 19).

Firma: Ejder Güleç Müzik Aletleri Yapım Evi Anafartalar caddesi no: 586-28

Basmahane

Tel: 0232 4253754

4.43. İHSAN ÖZGEN (1942)

Urfa’da doğmuştur. Kemençe yapmayı Enver Sarp’tan 1970’li yıllarda öğrenmiş ve daha sonraki yıllarda da Haldun Menemencioğlu’ndan bu konuda yararlanmıştır.

Yirmi beş yıldan beri başta kemençe olmak üzere ud, tanbur, rebab, keman yapmaktadır (Üngör, 2000, s. 19).

(37)

4.44. HÜSEYİN OKTAR (1944)

Eğridir Isparta’da doğmuştur. 1972 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun olmuş ve 1980 yılında ud ve bağlama çalarak musikiye başlamıştır.

1979 yılındaİTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarından enstrüman yapım bölümüne dışarıdan katılarak çalgı yapımını öğrenmiştir. Ayrıca çeşitli lüthiyelerden çeşitli çalgıların yapımı hakkında bilgiler edinerek bilgilerini artırmıştır.

Fehmi Kılınçer’den ud ve tanbur yapımı hakkında bilgiler almıştır. Çalgı yapımında eski ustaların kullandıkları ağaç çeşitlerini kullanmıştır. Halen Cerrahpaşa Hastanesi Temel Bilimler öğretim üyesidir (Üngör, 2000, s. 20).

4.45. SÜREYYA PİRİLER (1944)

Çanakkale’de doğmuştur. Çeşitli musiki derneklerinde musiki çalışmaları yaptıktan sonra 1976 yılından itibaren başta keman olmak üzere viyola, viyolonsel ve ud yapımına başlamıştır (Üngör, 2000, s. 20).

Firma: Gözde Müzik Market Galip Dede caddesi no: 18 Beyoğlu Tünel İstanbul

Tel: 0212 2521786

4.46. FARUK TÜRÜNZ (1944)

Adana’da doğmuştur. Liseden sonra öğretmen lisesinin fark derslerini vermiş ve 1970-1980 yılları arasında ilkokul öğretmenliği yapmıştır. Müzik eğitimine 1984 yılı başında başlamıştır. Yaptığı udlar yurt içinde tanınmış udîler tarafından kullanıldığı gibi yurt dışında ABD, Fransa ve Yunanistan’da da kullanılmaktadır. Çalgı yapımında Cafer Açın’ın çizimlerinden yararlanmış ve Muhittin Bolu’nun atölyesinde malzeme kullanımını öğrenmiştir (Üngör, 2000, s. 20).

Firma: Eğitim mah. Kasr-i Ali cad. No:69 Kadıköy/İstanbul

Tel: 0216 4149841

4.47. ÜMİT BALCISOY (1945)

İstanbul’da doğmuştur. Türk Musikisini özel eğitimle öğrenmiştir. 1955-1956 yıllarında Mutlu Torun’dan ud ve Hasan Dede’den ney öğrenmeye başlamıştır. Daha sonra İtü İstanbul Türk Müziği Konservatuarı enstrüman yapım bölümü öğretim üyelerinden İbrahim Coşkun’dan çalgı yapım tekniklerini öğrenerek 1987 yılından itibaren çalgı yapımına başlamıştır. Ud, ney ve lâvta çalmaktadır (Üngör, 2000, s. 20).

(38)

4.48. OSMAN EŞEN (1946)

Konya Seydişehir’de doğmuştur. 1993 yılına kadar Zonguldak ve Konya’da sınıf öğretmenliği yaptı. Emekli olduktan sonra kanun ustası İbrahim Bakımın teşvikiyle ud yapımına başladı. Ud’un yanı sıra Tanbur’da yapan Osman Usta, tanbur ve ud çalmaktadır.

Firma: Nihavend Saz Evi, Kerkük cad. Deniz sit. Altı, Selçuklu – Konya

Tel: 0332 2364311

4.49. TURHAN DEMİRELİ (1948)

Sivas’ta doğmuştur. İtü Türk Müziği Devlet Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü’nden mezundur. 1970 yılında çalgı yapım işine heves ederek kendi kendine öğrenmiştir. ud, tanbur, lâvta çalmaktadır (Üngör, 2000, s. 20).

Firma: Havuzbaşı Dereiçi sokak Özçelik Apartmanı 15/2 Çengelköy

Tel: 0216 3213177

4.50. SEDAT ODABAŞI (1951)

Konya’da doğmuştur. İlk ve orta öğrenimini Adana’da tamamlamıştır. Askerlik görevini yapana kadar kuyumculuk ile uğraştı. Udunu tamire götürdüğü Hakkı Usta ile dostluğu sırasında ud yapımına başladı. Udun yanı sıra kemençe, rebab ve ney de yapmaktadır.

Firma: Kürkçü mahallesi Mimar Muzaffer caddesi rampalı çarşı no: 11-A

Tel: 0332 3507010

4.51. MUSTAFA COPÇUOĞLU (1964)

Tokat Pazar’da doğmuştur. İtü Türk Müziği Devlet Konservatuarı Enstrüman Bölümü mezunudur (1999). Ud, tanbur, gitar, kemençe, lâvta yapmaktadır. Yaptığı çalgılarda numaralandırma yapmıştır. Ud ve tanbur çalmaktadır (Üngör, 2000, s. 22).

Firma: Burak Enstrüman Yapım Merkezi Pavlonya sokak Nuhoğlu iş merkezi 10/25

(39)

4.52. AYTAÇ AKARÇAY (1964)

Adana’da doğmuştur. İstanbul Zincirlikuyu yapı meslek lisesi ahşap ve kargir bölümünü bitirdikten sonra İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Enstrüman yapımı bölümünden mezun oldu (1990). Öğrenimi sırasında mızraplı çalgılar dalında branşlaştı. Konservatuar mezuniyetinden sonra iki yıl özel atölyelerde çalıştı.

1992 yılından beri Ege Üniversitesi Devlet Türk Mûsıkîsi Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü ‘nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır (Üngör, 2000, s. 22).

4.53. SEFER YÜCEL AÇIN (1968)

Ankara’da doğmuştur. İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Enstrüman Yapım Bölümü mezunudur (1990). Lüthiye Cafer Açın’ın oğludur. Bağlama, tanbur, ud, lâvta, kemençe, gitar , keman, viyola, viyolonsel vs. çalgıların yapım, bakım ve onarımını yapmaktadır (Üngör, 2000, s. 22).

Firma: Topağacı Poyracık sokak Kardeşler apartmanı 3/1 Nişantaşı İstanbul

Tel: 0212 2472904

(40)

5. BULGULAR YORUM

5.1. Yapımcılara Göre Ud Yapımında Kullanılan Malzemeler ve Teknikler Yapılan anketlerde yapımcıların anket sorularına verdikleri cevaplar ışığında ud yapımında kullanılan ağaç cinsleri, varsa kullanılan diğer malzemeler ve teknikler şu şekilde ortaya çıkmaktadır.

5.1.1. Tekne takozu yapımında kullanılan ağaçlar

Tablo 1 Yapımcılara göre tekne takozu yapımında kullanılan ağaçlar tablosu

Usta adları Ağaç cinsleri

Mustafa COPÇUOĞLU Ihlamur, Köknar Saadettin SANDI Ihlamur

Fevzi DALOĞLU Ihlamur, Ladin Faruk TÜRÜNZ Ihlamur

Osman EŞEN Ihlamur, Köknar Sedat ODABAŞI Ihlamur

5.1.2. Tekne Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 2 Tekne yapımında kullanılan ağaçlar tablosu

Usta adları Ağaç cinsleri

Faruk TÜRÜNZ Akçaağaç, Servi, Ardıç, Ceviz, Paorosa, Meranti, Sipo, Sapelli, Armut, Kiraz, Zerdali, Şeftali, Dut, Porsuk, Çınar, Anini Gray, Pommela, Etimoe, Tiama, Akajukaya, Ayos, Wenge, Makassar Abanozu, Pelesenk çeşitleri, Coccobola, Purple heart, Padouk, Niove, Yılan ağacı, Okaliptüs.

Mustafa COPÇUOĞLU

(41)

5.1.3. Ses Tablası (kapak) ve Balkonların Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 3 Ses tablası (kapak) ve balkonların yapımında kullanılan ağaçlar

Usta adları Kapak için kullanılan ağaçlar Balkon için kullanılan ağaçlar

Faruk TÜRÜNZ Borçka Ladini ,Engleman Supruce, Sitka Kapak yapımında kullanılan ağaçların Mustafa Ladin Ladin

Saadettin SANDI Ladin Ladin Fevzi DALOĞLU Ladin Köknar

Osman EŞEN Ladin, Köknar, Kanada Ladini Kapak yapımında kullanılan ağaçların Sedat ODABAŞI Ladin, köknar Ladin

5.1.4. Burgu Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 4 Burgu yapımında kullanılan ağaçlar

Usta adları Ağaç cinsleri

Faruk TÜRÜNZ Abanoz, Pelesenk Mustafa COPÇUOĞLU Abanoz, Pelesenk Saadettin SANDI Gül, Abanoz Fevzi DALOĞLU Gül

Osman EŞEN Abanoz, Pelesenk, Sedat ODABAŞI Gül, Abanoz, Ceviz

(42)

5.1.5. Alt (Büyük) Eşik Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 5 Alt (Büyük) eşik yapımında kullanılan ağaçlar

Usta adları Ağaç cinsleri

Faruk TÜRÜNZ Erik, Kiraz, Armut

Mustafa COPÇUOĞLU Pelesenk, Kırmızı Gürgen, Akçaağaç Saadettin SANDI Maun

Fevzi DALOĞLU Ceviz, Pelesenk Osman EŞEN Ceviz, kelebek Sedat ODABAŞI Ceviz, Gül, Abanoz

5.1.6. Üst (Küçük) Eşik Yapımında Kullanılan Malzemeler

Tablo 6 Üst (Küçük) eşik yapımında kullanılan malzemeler

Usta adları Malzeme türleri

Faruk TÜRÜNZ Kemik, Boynuz, Fildişi Mustafa COPÇUOĞLU Fildişi, Kemik, Abanoz Saadettin SANDI Kemik

Fevzi DALOĞLU Kemik

Osman EŞEN Kemik, Boynuz Sedat ODABAŞI Kemik

Yukarıdaki tabloda gösterilen malzemelerin dışında bazı sıra udlarda ağaç eşik kullanılmaktadır. Tellerin ömrünü kısaltması ve akort zorluğu açısından ağaç, tercih

(43)

5.1.7. Kafes Yapımında Kullanılan Ağaçlar ve Malzemeler

Tablo 7 Kafes yapımında kullanılan ağaçlar ve malzemeler

Usta adları Ağaç ve malzeme türleri

Faruk TÜRÜNZ Sığır boynuzu, Fildişi, Bağa, Plexiglas Mustafa COPÇUOĞLU Akçaağaç, Boynuz, Pelesenk

Saadettin SANDI Formika

Fevzi DALOĞLU Formika Osman EŞEN Akçaağaç, Boynuz Sedat ODABAŞI Boynuz, Fiber, İsirin

5.1.8. Burguluk, Gaga, Ayna ve Sap Dilimlerinin Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Burguluk,gaga, ayna ve sap dilimleri yapımında, yapımcı tarafından udun tekne dilimlerinde tercih edilen ağaçların aynısı veya çok nadiren yakın renkte ve dokuda olan ağaç çeşitleri kullanılır. Yani udun teknesi, burguluğu, gagası, aynası ve sap dilimleri çoğunlukla aynı cins ve renkte olan ağaç çeşitlerinden seçilir.

5.1.9. Sap Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 8 Sap yapımında kullanılan ağaçlar

Usta adları Ağaç cinsleri

Faruk TÜRÜNZ Ihlamur, Akçaağaç, Maun Mustafa COPÇUOĞLU Ihlamur, Ladin, Kırmızı Gürgen Saadettin SANDI Ihlamur

Fevzi DALOĞLU Gürgen

Osman EŞEN Ihlamur, Kelebek Sedat ODABAŞI Ihlamur, Köknar

(44)

5.1.10. Mızraplık Yapımında Kullanılan Malzemeler

Tablo 9 Mızraplık yapımında kullanılan malzemeler

Usta adları Kullanılan malzemeler

Faruk TÜRÜNZ Kelebek kaplama, Bağa Mustafa COPÇUOĞLU Kelebek – Ceviz kaplama, Bağa Saadettin SANDI Kelebek kaplama

Fevzi DALOĞLU Ceviz – Maun – Kelebek kaplama Osman EŞEN Kelebek – Ceviz kaplama Sedat ODABAŞI Kelebek – Ceviz – Maun kaplama

5.1.11. Fileto Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 10 Fileto yapımında kullanılan ağaçlar

Usta adları Kullanılan ağaç cinsleri

Faruk TÜRÜNZ Kelebek, Abanoz

Mustafa COPÇUOĞLU Kelebek, Abanoz, Pelesenk Saadettin SANDI Kelebek, Abanoz, Maun, Wenge Fevzi DALOĞLU Kelebek, Ceviz

Osman EŞEN Kelebek, Ceviz, Pelesenk Sedat ODABAŞI Kelebek, Abanoz, Maun, Paduk

Bunların dışında, kına yapımında da kullanılan ve “Alman Taşı” olarak adlandırılan boya malzemesi ile siyah renk verilen çeşitli ağaç kaplamalar, fileto yapımında kullanılan

(45)

5.1.12. Klavye (tuşe) Yapımında Kullanılan Ağaçlar

Tablo 11 Klavye (tuşe) yapımında kullanılan ağaçlar

Usta adları Ağaç cinsleri

Faruk TÜRÜNZ Abanoz Mustafa COPÇUOĞLU Abanoz Saadettin SANDI Abanoz, Gül Fevzi DALOĞLU Abanoz Osman EŞEN Abanoz Sedat ODABAŞI Abanoz, Gül, Pelesenk

5.1.13.Cila İçin Kullanılan Malzemeler

Tablo 12 Cila için kullanılan malzemeler

Usta adları Malzeme türleri

Faruk Ü Ü

Gomalak, Selülozik vernik Mustfa

Ğ

Gomalak, Selülozik vernik Saadettin Gomalak

Fevzi Ğ

Gomalak

Osman EŞEN Gomalak, Selülozik vernik Sedat Gomalak, Selülozik vernik

(46)

6. GELENEKSEL UD YAPIM TEKNİĞİ

Tekne (gövde), göğüs (kapak), sap, burguluk ve teller olmak üzere beş esas elemandan meydana gelen udun yapımına, eleman sıralamasında da görüldüğü gibi, tekneden başlanır. Udun teknesi; gemi karinasını andıran, enine ve boyuna yapıştırılmış 4-5 cm kalınlığındaki parçalardan oluşan bir kalıp üzerine, 70 cm boy, 2 ilâ 4 cm en ve 3 mm kalınlıktaki dilim (yaprak veya çenber) lerin, çoğunlukla arlarına -hem estetik, hem sağlamlık amaçlı- kontrast renkli tel veya çift filetolar konularak işlenmesiyle meydana getirilir. Günümüzde bazı yapımcıların parçaları tekne kavisine uygun boşluksuz olarak yapıştırılmış veya yine aynı formda yekpare alüminyum olarak kullandıkları kalıplar üzerine, ortada geniş, uçlarda sivri ve işlem orta eksenden başladığı için hep tek sayıda çevirdikleri dilimler, genellikle maun, ceviz, patuk, vengi nadiren de kelebek, erik veya zeytin ağacındandır. Önceden ısıtılarak kalıbın eğimli profili kabaca verilen dilimler ütü ve ince kağıt yardımıyla kalıba çekildikten sonra, belirli yerlerdeki küçük monte çivileri çıkarılarak kalıptan alınır ve bu defa dilimlerin içbükey yüzeyi, çenber ve filetoların uzun birleşme hattı boyunca kalın kağıt veya ekstrafor yapıştırılarak kuvvetlendirilir.

Tekne bitip kalıptan çıktıktan sonra sivri uçtaki dip takozunun aksi ucunda, teknenin geniş baş tarafına içten yapışık 12-14 cm genişlik, 7-9 cm yükseklik ve 8-10 cm kalınlığındaki bir “ baş takozu” görülür ki, amacı teknenin geniş alt ucunu, sivrilerek gelen dilim ve filetolarıyla birlikte daha iyi koruyabilmektir. Teknenin kalıptan çıkarılmasından sonraki ilk iş; baş taraftaki simetri eksenin üzerine “ayna” adı verilen, tekneye yakın renk ve malzemeden 10-15 x 5-6 cm x3-4 mm ölçüsünde (düz veya tırtıklı uçları 0.5mm’ye düşürülmüş) yarım daire bir parçanın alıştırılmasıdır. Kapak takıldıktan çok sonra tekne ile birlikte cilalanacak olan bu parçanın görevi, gitgide incelerek uçta birleşen az-çok farklı boylardaki dilim ve filetoların birleşme pisliğini kapatmaktır. Kalıptan çıktığında henüz kapaksız, sapsız ve burguluksuz olan udun teknesi, 300 ilâ 600 gr arasındadır.(Dilim ağacının özgül ağırlığı ve sayısına göre). Bu arada udun dilimleri ne kadar çoksa (23-27), tekne yuvarlağı o kadar iyi sağlanır, dolayısıyla sazın kalitesi o nisbette artar. Sesin yansıması ışık gibi olduğu için ses dalgalarına çarpıp geri (kafeslerden dışarı) döndüğü iç yüzeyi kırıksız ve pürüzsüz olması çok

(47)

takozundaki dişi, sapın geniş ucundaki erkek olan bir kırlangıçkuyruğu detayı ile tespit edilir. Bu tür birleşmenin amacı gerili tellerin çekim gücüyle sapın “öne gelip” telleri yükseltmesinin (dolayısıyla icrayı zorlaştırmasının) önlenmesidir. Bu sebeple sapın gövdeyle birleştiği (teknik adıyla “tiz neva”) noktasında telle sap arasındaki mesafe 3 mm’den fazla olmamalıdır. Bu mesafenin 4 ilâ 5mm arasında olduğu udlara “sapı atmış” denir ve tamiri güç ve masraflıdır. Bu mesafenin udlarda 1.7mm olması uygun olur. Yapıcı ve icracıların sapa yakın telden kaçınmalarının sebebi çalınırken cızlama (veya çırpma) gerekçesidir ki aslında bu konu yapım değil, çalma tekniği ile ilgilidir.

Udun sapının parmakların gezineceği üstteki düz kısmı, geniş ön kısmındaki kalınlığı 2, dar arka ucundaki kalınlığı 4-5mm olan, abanoz ağacından süssüz-desensiz bir klavye ile (tuş veya perdelik); avuç içine oturacak arkadaki basık yuvarlak kısmı ise, tene ağacından kaplama ve filetolarla kaplanır.

Sapın tekneyle birleştiği yuvarlak alt kısmına, tekne kuyruğuna doğru incelerek gelen dilim ve filetoların birleşme yerindeki pisliğini kapatmak için de, sap yuvarlağını sardığı için “bilezik” adı verilen, tekne ağacından 3mm genişlik-0.5mm kalınlıkta bir kaplama yapıştırılır. Bazı yapıcıların kalın ve kaba yaptığı, oysa ne kadar ince olursa o kadar zarif olan bileziğin cilası en sonda tekne ile birlikte yapılacaktır.

Sapın takılmasından sonra sıra, göğüs (veya kapağın) tekne kapatılmasına gelir. Udun en önemli parçası olan kapak; kabaca 20x50cmx3mm ölçüsündeki budaksız akçam (ladin) ağacından kesilip uzunlamasına simetrik olarak 1-3 mm genişliğindeki çok düzgün elyafının geniş olanları ortaya ince olanları kenarlara gelecek şekilde yapıştırılmış bir elemandır.

Tesfiye sonunda 36x48cm’lik armudî formuna ve 1.7-2.2mm kalınlığa getirilen kapağın üzerinde biri büyük (8.5-9cm çapında), ikisi küçük (4.2-4.4cm çapında), teknenin iç cidarına çarpan seslerin geldikleri açıyla dışarıya çıkmasını kolaylaştıracak “kafes” adlı üç delik bulunur. Bu deliklerle etrafındaki 2-3 şeritli sade fileto oyukları çizildikten sonra, önce fileto oyukları 0.5mm olarak kesici pergelle açılır, sonra da kafes delikleri delinir. Kapağın altında ise, ustadan ustaya az farkla değişen mesafe ve kalınlıklarda yedi adet balkon vardır. Ladin ağacından (suları uzunlamasına kesilmiş) 5-7mm taban ve 3 ilâ 13mm yüksekliğindeki (kare veya dikdörtgen kesitli uçlarından tekneye yapışacak) yatık veya gibi tellerin göğse verdiği (geriliyken 85 kg/cm~’lik ) yükü teknenin yan duvarlarına aktarmaktır. Göğüsle teknenin yatık L profili birleşmesi fileto denen süs-fonksiyon elemanıyla kapatılır.

(48)

Ardından Lüthiyelerin son zamanlarda klavye demeyi tercih ettiği sertliğiyle ünlü abanoz ağacından yapılan 36-37cm boy ( iki parçalı) ve 2-5mm kalınlığındaki “tuş”un (fr.. Touche) takılır. Ud perdeliği gelenekte sapla göğsün birleştiği yere kadar yapılır, geniş olan alt ucu, göğüs oyularak yerleştirilen abanoz ağacından kalp motifli (ve tabi filetolu) bir parçayla bitirilirdi. (Bugün dahi ucuz olması bakımından udların büyük kısmı böyle yapılıyor. Unutmamalı ki tek, ikili veya üçlü açık-koyu renkli filetolar zarif ve asil Türk udunun yegane süs unsurudur. Teknesi-sapı-burguluğu sedef ve fildişi kaba kakmalarla doldurulmuş, ağaç oyma kafesine yazılar yazılmış bol süslü udlar Şam ve Kahire işi olup, bizim udlarımızdan 2-3 misli daha ağırdır. Sazın sade (bu yüzden de hafif) olmasını tercih eden Türk lüthiyelerin yaptığı udlarda tekne-sap-mızraplık bu sebeple süssüzdür. Çağdaş udların bir de “uzun klavyeli” olanı vardır ki ud virtüozu Şerif Muhittin Targan’ın (1892-1967), piyanodan sonra üçüncü sazı olan viyolonselin tuşundan mülhem olarak başlattığı bir uygulamadır ve bugün pahalı udlarda oldukça yaygındır. Kalp motifli bitirme parçası yerine paralel genişlemeyle büyük kafese kadar uzatılan klavyenin amacı, kafese kadarki “ileri” pozisyonlarda göğsü parmak temasıyla sağırlaştırmadan daha net ses almaktır.

Udun “burguluk” denen elemanı 4cm’den 1.7cm’e çok estetik bir sinüsoidle inen, 36-38mm’den 22-24mm’ye daralan iki yanağı 5 mm kalınlığında akça (kelebek) ağacından yapılıp, yanakları ve arkası teknenin ağcıyla kaplanan (böylece yanak kalınlığı 7 mm’ye çıkan) U kesitli bir parçadır. Yanaklarında “burgu” adı verilen kulaklar için özel rayba ile üstte 6, altta 5 hafifçe konik delik açılmış, yanak profilleri alt ve üstten aynı veya kontrast renkte filetolarla süslenmiştir. Yanakların üst kenarına konan filetolar, üstten bakılınca yanağı ince göstersin diye yarım parabolik pahlı yapılır. Burguluğun tepe ucu kalitesiz udlarda olduğu gibi küt ve güdük değil, keman sapındaki “salyangoz”a muadil “gaga” adı verilen yuvarlak ve oyuklu (tekne ağacından) ufak bir parçayla nihayetlendirilir. Burguluk ve filetoları gibi, gaganın form ve işçiliğindeki işçilik dahi udun kalitesi hakkında fikir veren unsurlardır. Burguluk sapa, bir tür kırlangıç kuyruğu detayı ve yaklaşık 40-42 derecelik bir açıyla tesbit edilir. Bu işler yapılırken, ince zımparası yapılmış olan göğüs, kirlenmemesi için kağıtla kaplanmıştır. Bundan sonraki işlem ciladır.

(49)

Ağacın kendi mat parlaklığıyla yetinilir). Udun göğsü de, en son tel takılmasından önce zımparalanıp temizlenir, ancak cilalanmayıp tabi renk ve elyafıyla bırakılır.

Tekne cilası kuruduktan sonra sıra, en önemli parçalardan biri olan, kelebek ağacından 2.5cm en, 14 cm boy ve 1cm yükseklikte, uzun siperlikli şapka kesitindeki 11 delikli “büyük eşik”in, kapak dibinden 8.5 ilâ 11cm içeriye, üzerine ağırlıklar konularak yapıştırılmasına gelir. Pest tellerin kalınlığı sebebiyle, kapak üzerinde tel yüksekliklerinin farklı olmaması için, delikler –inceden kalında doğru çıktıkça- kapağa biraz daha uzak şekilde delinir; yine aynı sebeple, atılan düğümler tel boylarını farklı hale getirmemesi için, eşik kapak dibine tam paralel değil, üst ucu kapak dibine 1mm daha yakın olarak yapıştırılr. Masif büyük bir eleman olan eşiğim (boncuk tutkalla) yapıştırılmasından doğan tutkal akıntıları önce sıcak sulu temiz bezle, sonra da göğse zarar vermeyecek şekilde çok ince (mes. 400 no.) zımparayla temizlenir. “Küçük eşik” (veya kemik) adı verilen, 36-40mm boy, 3mm kalınlık ve 5-6mm yükseklikteki, üstü geriye doğru hafifçe yuvarlatılmış fildişi parça ise, kırlangıç uçlu bugulukla klavyenin birleştiği L profili açıklığa oturtulur (tellerin basıp geçeceği bir köprü niteliğinde olduğu –gerektiğinde sökülmesi de gerekebileceği- için fazla kuvvetli yapıştırılmaz.). çok muntazam hazırlanmış bir şablonla tel yerleri kemik belirlendikten sonra, beşi çift, biri tek 11 tel için minik oluklar açılır. İlk takılmada ve sonraki akortlamada tellerin kopmaması için hem ileri-geri sürtülen kullanılmış tellerle oluklar belirginleştirilir, hem de kuru sabun tatbikiyle iyice kaygan hale getirilir.

Udun sayısı 11 olan “burgu”ları abanoz, pelesenk, vengi, patuk veya gürgenden, üstte 7, altta mm çapında, akort için tutulup döndürülecek yuvarlak baş kısımları parmakların rahatça oturacağı kulak memesi profilinde içbükey (2x2,4cm), burguluğun yanaklarındaki hafifçe konik yuvalarına giren koni gövde kısımları ise –baştaki en büyükten uçtaki en küçüğe- 4,5 ilâ 2,5 cm boydadır.

Udun 5. ana elemanı olan teller, tarihte önce çeşitli kalınlıklarda ipekten, sonra bazı teller bağırsak, bazıları ipekten yapılmıştı. Günümüzde alt iki tel 0.55-0.70 ve 0.65-0.80mm çapında naylondan, üstteki üçü çift, biri tek dört teli de bakır-nikel-gümüş alaşımlı çok ince sargı ile kaplanmış ipekten yapılmaktadır ki en kalitelileri ud değil orta çağ lavtası için yapılan “Pyramid” marka alman allan telleridir. Bizimkinden çok geniş Arap pazarı için yapılan Pyramid telleri bizim udlara göre gerekenden çok kalındır, bu da narin Türk udlarına zarar verir. Bu teller tercih edilirken üzerinde “Oud Seiten” değil “Laute Seiten” yazmasına dikkat edilmelidir. Bazı udlarda teller –ince Sol’den Bam’a- 0.55, 0.65, 1008, 1014, 1023 ve 1441 şeklinde kullanılır. Bu numaralar, sazda titreşim derinliğinden çok volüm arayan piyasa

Şekil

Tablo 1 Yapımcılara göre tekne takozu yapımında kullanılan ağaçlar tablosu  Usta adları  Ağaç cinsleri
Tablo 3 Ses tablası (kapak) ve balkonların yapımında kullanılan ağaçlar
Tablo 5 Alt (Büyük) eşik yapımında kullanılan ağaçlar  Usta adları  Ağaç cinsleri
Tablo 8 Sap yapımında kullanılan ağaçlar  Usta adları  Ağaç cinsleri
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

1° Plâstikler inşaatta da kullanılmaya başlanmış- tır. Bilhassa «prefolenike» konstrüksiyonda pencere, ka- pı çerçeveleri bütün bü- blok halinde plâstikten

He, düşük tansiyon kaynaklı böbrek hasarının kalıcı olup olmadığının anlaşılması için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini, yine de tansiyon ilacı almanın

Türk müziğinde ud eğitimine katkı sağlayan ve gerek amatör gerekse akademik ortamlarda kaynak olarak kabul gören bazı ud metotları şunlardır: Ali Salahi Bey,

Madencilik sektörü ve Soma faciası, Batı Anadolu, Türkiye Antik Çağ’dan Orta Çağ’a Kadar. Depremlerin Oluşumuna İlişkin Öne

Özellikle erime özelliğine sahip olan karbonat, jips ve tuz gibi kaya birimlerinin yo- ğun olduğu yerlerde dolin, lapya, uvala, obruk, düden, körkuyu, karstik koni

ölümünden sonra heykeli dikilecek, ama bazı büstleri bombalanacak, siya si görüşleri tartışılsa bile, romanlarıyla edebiyatta büyük bir yer edinecektir

As a result, it was concluded that the use of blue cover material for the growing of radish plants in greenhouses is the most appropriate color application since it increases

As one example, in Chapter 11 Taking photographs Pearce identifies the spec- trum of tourists who take photographs, from serious to casual, using established categories drawn