• Sonuç bulunamadı

Türkiye müzelerinin kuruluşunun yüzüncü yıldönümü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye müzelerinin kuruluşunun yüzüncü yıldönümü"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1132

AYLIK ANSİKLOPEDİ

No. 38 - Haziran 1947 cim, balıkçı, avcı v e seyyahtı.

O nun ö m rü daim i b ir neşe içinde geç­ ti. Filozof ru h lu idi. A klına esince ta m b u ­ rasın ı ve kisp etin i zem biline kor, seyahate çık arak k asab a kasaba, köy köy dolaşırdı. T atlı sözü ve özlü sa n a tı ile h e r y erd e a r a ­ nırdı; işte b u n d an dolayı da feleğin k a h ­ rın a aldırm az, om uz silkerdi.

O, halkı, h a lk onu a ra rd ı; çü n k ü o, h a ­ k ik i h a lk s a n a tk â rı idi.

(S. t.) TÜRKİYE MÜZELERİNİN KURULU­ ŞUNUN YÜZÜNCÜ YILDÖNÜMÜ — Y u r­ dum uzda m üze k u rm ak şerefi D am at A h ­ m et F eth i P aşaya n asibolm uştur, A hm et F e th i P aşa, k aftan ağ ası Hacı A hm et A ğa­ n ın oğlu olup 1801 de İstan b u ld a doğm uş­ tu r. İlk ta h silin i E n d eru n d a yapm ış, 1825 te a sk e rr m esleğe in tik a l ile m u h te lif v a ­ zifelerde b u lunm uş ve ferikliğe k a d a r te rfi e ttiğ i sıra d a V iyana, P aris, L ondra eliçilik- le rin d e bulunm uş, T ic aret n az ırı olm uş ve Atiye S u ltan ile evlenm iş, 1846 y ılında da M ühim m atı H arbiye n azırı ve T ophane

M ec m a ı E s li h a i A t i k a ’nın le vha sı M üşürti olm uştur ki bu esnada T ü rk m ü ­ zelerinin tem elini atm ıştır. B undan sonra T ic aret nazırlığı ve T ophane m üşiirlüğündc b u lu n d u k ta n sonra da 1875 y ılında vefat ed erek İkinci M ahm ut T ü rb esi bahçesine defnedilm iştir.

A h m et F eth i P aşa 1846 yılında, şimdi, A skeri M üzenin bulunduğu S ent İren

bi-'s M cc m a ı A ş a r i A t i k a ’nın levh ası nasında "M ecm aı Eslihai A tik a” ve “Mec- m aı Â sarı A tik a” isim leriyle iki kısım dan ib a re t ilk T ü rk m üzesini ku rm u ş ve bu

1 F e t h i P a ş a

isim leri, 1263 ta rih in i bin an ın k arşılıklı re v a k la rın a h ak e ttirm iştir,

F ilh a k ik a o ta rih e k ad a r, C ebehanede bâzı silâh la rın toplandığı, gene ele geçen eski p a ra la rın D arphanede ve S arayı C edit­ te saklandığı ve saray ın hazine dairesi, R ah t h âzinesinde b u kıy m etli eşyanın b u lu n d u ­ ğu ve d ah a sonra

b u lu n a n sikkelerin ve b en zerlerin in M a­ arife gönderildiği a r ­ şiv v esik aların d an anlaşılıy o r ise de b u n la rın h erh ald e b ir m üze olm adığı şüphesizdir.

“M ecm aı Eslihai A tika,, nın yüz se- n ed e n b eri hiçb ir su­ re tle m üze olm ıya elverişli b ulunm ıyan S ent İ r e n ’de kalm ası in k işafın a m ân i ol­ m u ştu r.

“M ecmaı Â sarı A tik a” ya gelince; tesisin ­ den sonra y ap ılan genelgeye göre y u rd u n m u h telif y erle rin d en lâ h itle r, h ey k e lle r ve em sali b u rad a toplanm ış, ilk defa 1868 y ı­ lında A lb ert D um ont ism inde b ir F ransız bu m üzeyi ziyaretle b u n la rın b ir listesini yapm ış (Le M usée S te İrene, Revue A r- chélogique 1868 I I) , 1869 da Müzei H üm a­ yun ism i v erilerek G ala ta saray h o ca la rın ­ dan Goold ism inde b ir İngiliz m ü d ü r

Asdrı A ti k a Müzesi

tây in ed ilm iştir ki bu zat hazırladığı m u h ta sa r katalogu taşbasm ası olarak y a­ y ınlam ıştır (C atalogue explicatif, histo­ riq u e e t scientifique d ’un certain nom bre d ’objets contenus dans le M usée Im périal de C onstantinople). 1871 de m üze m ü d ü r­ lüğü lağvedilm iş ve fah rî olarak A v u stu r­ yalI T rentzio m üdürlüğe getirilm iş ve 1872 de te k ra r m üdürlük ihya olu n arak bu ya- zifeye A lm anyalI Dr. D ethier tây in kılın ­ m ıştır.

D eth ier’in bu işde hayli faaliyeti görül­ m ektedir. 1874 te ilk  sarı A tika nizam na­ m esi m eriyete konuyor, 1875 de S en t İre n ­ deki eserler Ç iniliköşk’e naklediliyor. A n­

cak Ç iniliköşk b u vazifeye göre u y d u ru l­ m ak için m aalesef çok m ü h im ve fena t a ­ dile uğrayor.

G ene arşiv k a y ıtla rın a göre D ethier, b ir m üze m ektebi k u rm a k için teşebbüslerde

bulunuyor. T ru v a hafriyatından, kaçırılan eserleri elde etm ek için A tinada dâva a ç a ­ r a k çok uğraşıyor.

D ethier 1881 de v efa t edince; Osman H am di Bey m üze m ü d ü rü oluyor. H am d i Bey zam anında İstan b u l m üzeleri binaları yapılıyor. Birçok y erle rd e kazılar yapıldığı gibi Sayda h afriy atın d a bulu n an m ezarlar T ü rk m üzeleri ta rih in d e en ü stü n b aşarı­ dır. K ezalik H am di Bey zam anında 1883 te ikinci defa ve 1907 de üçüncü defa ola­ r a k  sarı A tika nizam nam esi .tadil..çdilmİ5- tir ki bu nizam nam e h âlâ m eridir.

1895 te Deniz Müzesi kuru lu y o r. 1914 yılında Ş eyhülislâm H ayri E fendinin him ­ m eti ile İbnülem in M ahm ut K em al, Keçeci» zade R eşat F u at,' İhtifalcı Ziya, A rm enak S akızyan B eylerle Dr. M ustafa M iinif P a­ şadan m ü rek k ep b ir h ey et m arifetiy le c a ­ m i, tü rb e, k ü tü p h a n e ve benzeri b in a la r­ dak i kıym etli sa n a t eserleri to p la n arak Ev­ k af Müzesi (şim diki T ü rk ve İslâm E ser­ leri M üzesi) tesis ediliyor.

1918 yılında İstan b u l A rkeoloji Müze­ sinde b u lu n a n A sur, Babil, Süm er, Mısır, H itit gibi eski Ş ark eserleri o ta rih le bo­ şalm ış olan S anayii N efise M ektebi b in a­ sına n akledilerek (Eski Ş ark E serleri M ü­ zesi) başlıbaşına bir m üze h alini alm ıştır.

1924 yılında C um huriyet idaresi asır- dide T opkapı S arayını (S arayı Cedit) m ü ­ ze haline koym uştur.

B undan sonra m em leketin m uhtelif il­ lerin d e m üzeler k u ru lm u ştu r ki b u n ları h a rf sırasiyle ve yan ların d a kuru lu ş ta ­ rih le ri o larak yazıyoruz.

A dana (1924), Afyon (1931), A nkara A rkeoloji Müzesi (1923), A nkara E tnograf­ ya Müzesi (1924), A ntalya (1923), B erga­ m a (1924), B ursa (1923), D iyarb ak ır (1934), E dirne (1923), Efes (1934), E rzurum (1942), G aziantep (1939), İzm ir (1926), K asta­ m onu (1941), K ayseri (1929), K onya (1926), M anisa (1935), Niğde (1936), Sivas (1927), T okat (1926), Van (1933).

B u n lard an başka, Alaca, Am asya, Ç a­ nakkale, Denizli, E skişehir, İsparta, İznik, K ırşehir; K ütahya, Sam sun, Sinop, Silifke, T ire’ce de m üze depoları b ulunm aktadır.

K t s a b i b i i y o g r a f y a: V ahit; M üzei H ü m a yu n , R ehnüm a İsta n b u l 133 . R e sim li

(2)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmada, ses yükünü arttırdığı düşünülen risk faktörlerinden aktif çalışma saati ve öğretmenlerin sorumlu oldukları eğitim-öğretim kademesi değerlendirilmiş;

Meyhanede yediği ciğer tavasının pa­ rasını veremeyen eski Tavukpazan şairi­ nin bir başka masadaki zengin dostuna gönderdiği beyti bilir misinizS. Tuzladı

Özetleyecek olursak düşük fiyatlı, hafif, şeffaf, esnek olmaları, bunlara bağlı olarak inorganik elektronik sis- temlerin kullanılamayacağı alanlarda kullanılabilmeleri ve

Çalışmamızda parenteral alerjen - spesifik immünoterapinin allerjik rinit tedavisindeki etkinliği subjektif olarak semptom skoru ve objektif olarak nazal direncin

Üzerinden çok zaman geçmediği için hatırlardadır: Emirgân yolunun açılma­ sı mevzuu bahsolurken; bu harab cami - in akıbeti etrafında da münakaşalar ya -

Astımlı hastaların yaşam kaliteleri ile ilgi- li yapılan çalışma sonuçlarında, hastalık ve semptomların yaşam kalitesini etkilediği gö- rülmekle birlikte, bireyleri

Yine de tiyat­ ro çevrelerinde yaşanan tartışmala­ rın, manken oyuncu enflasyonunun, sahnelenen yapıtların türlerinin yer yer daha niteliksiz bir tarza kaymış

Kazanç amacıyla değil, kültür hizmeti yapmak için düzenledikleri yurt dışı turnelerden aldığı şerefiyeden Dil­ men’in payını mutlaka verdiğini ifade eden