• Sonuç bulunamadı

Nahit Sırrı Örik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nahit Sırrı Örik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kaybettiğimiz değerler:

v

<^>. /-vj «•

JViihii

S i m

Ö r ih

Tiyatro eserleri, gazete yazıları yazan, edebî ve tarihî araş turna­ lar ı ve fransızcadan birçok çevi­ rileri olan N alıit Sırrı Ön İr, 18 ocal: pazartesi günü bir kalb kri­ zi sonunda aramızdan ayrıldı.

Hemen her gazetede, konularım yakın devir tarihinden alan birçok tarihi tefrika romanlar yayınla­ mış olan Nahit Sırrının cumhuri­

yetin ilk yıllarında yetişen yazar­ lar arasında kendine hâs bir yolu olmuş, geçim kaygısı İle yazdığı eserlerinde bile ne üslûbunu, ne de anlattıklarını belli bir seviye­ nin altına düşürmeden yaşıyabil- miştir.

N alıit Sırrı, sürekli devrimler T ürk i yesin in. bir yaşayışı. bunu 1 aksettiren kültürü ve onu anla­

tan dili süratle tasfiye edişi sar­ sışında. yem ve canlı olan değer­ lere değil, çökeni ve yıkılanı an­ latmağa yönelmişti.

1923— 1940 yılları arasında dev. rimel ham leifJ»ıı zaruri kıldığı bir eski yaşayış, düşünüş kalıntı­ larını küçümseyen, hicveden bir ; azarlar neslinin içinde yetişme t- * le beraber bir başka yola girmiş. 1940 dan sonra artan bir tempo :1e gelişen Osmanlılık hayranları­ nın arasına da katılmamış, tarih­ çilere ve gerçekçilere hâs o ran at. düzgün, heyecansız, tarafsız ifa­ deyi bulabilmişti. Nalıit Sırrı, es­ ki saray terbiyesini. Tanzimat K o ­

naklarının kültürünü temsil ed-.-n çevrelerde yetiştiği halde yıkılıp giden bir devrin arkasından, an­ cak kaybolan «efen dilik» ve yaşa, manın her alanında kendini oelli eden bir üslûpsuzluktan şikâyet etmiştir.

Nahit. Sırrı.' ne devrimciler ka­ dar sert ve hırpglayteı o8m,ağa lüzum görmüş, ne de değer ve de­

ğersizliklerini yakından bilmed.k. leri bir devre hasret çeken bir çe­ şit «eski zaman hayranları» nm duygularım kışkırtmak suretiyle tarih simsarlığı yapmıştır.

Tahsil çağının birkaç yılın ı Av- ruplı şehirlerinde geçiren Nahit Sırrının ilk edebi yazısı transız, ea olarak yayınladığı bir büyük hikâye olmuştur <1927 k Ancak bundan iki yıl soma türkçe ilk edebi eseri. «K ırm ızı ve Siyah» (1929ı ı yaymliyabıldı.

Onun dikkati çeken ilk esen «Sanatkârlar» adındaki hikâyeler kitabı olmuştu (1932ı. Bütün kı- | siler: ve malzemesi yasanmış bir i hayattan alınmakla beraber günü ! müzden geçmişe_ doğru uzanan, ko |

nuları bu hikâyelere «h ayalı» 'o.r hava veriyordu. Tanzımattaııberı bizde kurulmuş bir kibar tabaka­ nın önce maddi, sonra mânevi düş künlükler İçinde bocalayışlarını tasvir ediyordu. Bu alan sonra o. nun en çok ve başarılı eserlerini vereceği bir alan olacaktır. Onun eserlerini üç grupta toplıyabiiiyo- ruz: Büyük hikâyeleri, romanları, tarihi ve edebi tetkik ve yol not. lan.

Büyük hikâyeleri arasında <Os. manii diplomatı Peraenosı Beyle, Madamı», romanları arasında -Ao dülhamit Düşerken», tarihi tet­ kikleri arasında ise geçen yıl ;<Va. tan» gazetesinde tefrika edilen «İkinci Abdülham.dln Haremi Hü­ mayunu* adlı eserlerim zikredebi­ liriz.

Nahit S im Örıkün anlattığı kb nulara ve kişilere çok uygun dü­ şen, artık günümüz sanatçılarının yadırgadıkları, biraz eskice bir üslubu vardı. Bu üslûpta göze çar. pan taraf, kalemine takılan birkaç eski kelime değil, kullandığı «K o ­ nak türkçesl» nin derhal göze çar pan zenginliği idi.

N ah it Sırrı, konuları, kişileri, d ili ile çağımızdan ve onun yaşa, masından biraz gende kalmış, ama hâlâ anlaşılır, kıvrak bir yazı dı. İmi, bütün zenginlikleri ile, hiç bir moda endişesine kapılmadan kullandı. Gençlerin bu dile bağ­ lanmaları elbette tavsiye edilemez. Ama onun olgur» ve rahat anlatı­ şından. bir devri hiç bir tesir al. tında kalmadan gerçeklere uygun bir ölçüyle anlatışından öğrenecek lerı çok şey var. kanaatindeyim.

O güzel İstanbul şivesini, mü­ kemmel fransızcasını öğrendiği ko­ nakta bir hüsnühat hocasından ders almamış olacak ta, 1895 do­ ğumlu olduğu halde, kocaman harflerle yazdığı eski yazısı pek çirkin, fakat okunaklıydı. Ama bu çirkin yazı ile getirdiği müsvedde­ lerin içindekiler, hemen bir gece­ de okunup bitirilmesine zorlıya- cak kadar ilgi çekici olurdu.

Bütün hâil» İstanbul efendileri gibi siyasî ve içtim ai bütün çekiş­ melerden uzak, eteğini şahsi mü­ nazaalara da bulaştırmadan, bu koca yokuşun gazete idarehanele­ rini. kitapçılarını dolaştı, aktı- g itti ve son makamına ulaştı. İnce se­ sinin, terbiyeli ve teşrifatlı konuş malarının akisleri daha bir zaman kulaklarımızda çınlıyaoak. Eski zaman kadınlarını onun gibi an­ latan çok yazarımız kalmadı ar- t.k. Tanrı rahmetine kabul etsin.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a ha To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hayır, maalesef apartımanda değil efendim ...(Kuvvetle) Gelecek, gelecek efendim. beyefendimiz, masayı kaç kişilik ferman buyu­ rursunuz?... Evet, biz, karımla ben,

Nahit Sırrı Örik, Türkiye'de yapılan ilk edebî anket olarak va­ sıflandırdığı ve herhangi bir yerde yayımlanmamış olan bu anketin soru ve cevaplarını (3 no'lu

Şimdiye kadar yazdığı bütün şiir­ leri, makaleleri, çektirdiği veya kendisinin çektiği resimleri, hak­ kında yazılanları ayrı ayrı dosya­ larda, zarflarda

GalatasaraylIlar Demeği’nin düzenlediği keman din­ letisinden sonra, TYS Genel Başkam Enver Ercan’ın açış konuşmasıyla başlayacak toplantıda, Türkiye Ga­

14 Türk Duygusu Mecmuası, daha önce Büyük Duygu adıyla çıkan bir başka derginin devamıdır. Türk Duygusu Dergisi’nin çıkışından önce dört sayı çıkmış olan

Halife diğer fotoğrafta Türk şiirinin meşhur bir isminin, Abdülhak Hamid'in yağlıboya bir tablosunu yapıyor ve şair o sırada henüz halife olmamış bulunan

.Kendisi eve gitmek ıçuı çırpmı­ yor. Fakat elbiselerinin dahi bu­ rada olmadığını görünce deliye dö nüyor. Yoksa eşinin vefatını ve hacir altına

When the Ottoman Empire started declining and later collapsed, the Turkish nation began adopting European legal norms and rules and consequently developed a modern legal