• Sonuç bulunamadı

Geçmiş günlerde:Bayezid sergileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geçmiş günlerde:Bayezid sergileri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"TT-So

OOju

A

Bavezid

Sergileri

E

peyce zamandanberi ga­

zetelerde havadisini o - kuduğurmız, duvar afişlerin - de, tramvay camlarında aca­ yip şekilli remzine rastladı - ğımız (1949 İstanbul Sergisi) hele şükür törenle açıldı. Gi­ dip gezdik. Beğenilecek, can­

dan alkışlanacak tarafları

çok; noksan tarafları a | in ­

şallah gelecek seneler daha

âlâlarını göı ürüz.

Y ek lâhzada eski Beyazıt

sergileri hatırımıza geldi. On

lar da hayli kalabalık olur,

halk oraya taşınıp dururdu.

Çoktan maziye karıştığı, unu tulup gittiği için anlatmağa değer.

Beyazıt sergileri her Ra­

mazan Beyazıt camii avlusu­

na kurulur, mübarek ayın

girmesine bir hafta kala ha­

zırlıklara girişilir, küçürek

küçürek ahşap barakalar ça­ tılır, içlerine mallar istif edi­ lerek arife günü her şey ta­ mamlanır; 30 Ramazan, hele

ikindiden sonraları iğne at­

san yere düşmezdi-

Meydana karşı kapıdan gi­ rilince sağda Iranı Hacı

Ba-Bayezid sergilen her Ramazan Ba-Bayezid Camii avlusuna kurulur; mübarek ayın girmesine bir hafta kala hazır­ lıklara girişilir; küçürek küçürek ahşap barakalar çatı­ lır, içlerine mallar istif edilerek arife günü her şey ta­ mamlanır; 30 Ramazan, hele ikindiden sonraları iğne

atsan y ere düşmezdi

Yszâü: S&rmef M uhtar Âius

samaha göstermemek sararın dad.r. Halbuki durum böyle değildir. Yeni tip teçhizat ye­ ni imkânlar açmış ve yeni pro di ksiyon teknikleri gelişi.r - inektedir. Yeni senaryo yazar ları televizyona yönelmiş bu-

.u:-maktadırlar. Bu durum

karşısında televizyonda tecrü be '.er ve terakkinin ancak şiın di ciddî bir şekilde başladığı söylenilebilir. Bu alanda da, uzman idarecilerle telev.zyon teknisyenleri el ele yürümüş­ lerdir. Bu yıl «Radio-ynıpıa» da hâkim zihniyet bariz olarak Daha büyük ve daha parlak televizyon ekranlarında gös­ terilecek daha büyük ve par­ lak programlar.

Şimdi, radyo enıdüstris.yle B.B.C. niıı idarecileri ve tek­ nisyenlerinin karma gayret­ lerinden fiilen hasıl olan neti­ ceyi gözden geçirelim. Son 1^ ay zarfında halk, 100 dan faz­ la tam uzunlukta tiyatro pi­ yesi, 200 kadar hafif eğlence programı, B .B C . nin televiz­

yon haberler servisinin 100

den fazla nüshasını, spor ve dünya olayları hakkında 150 kadar yayın ve sayılamıyacak kadar mütenevvî ve kısa özel yayanlar seyretmiştir. Ayrıca çocuklara (mahsus 52 haftalık

program ve çocuk filmleri

yayınlanmıştır.

Acaba televizyon merakin- lan bu faaliyetlerden mem -

mm kalmışlar mıdır? Gelen

mektuplara kıyasen cevap ke­ sin olarak «evet» dir. B B.C

programlarını idare edenler

ron yılın faaliyetinden mem­ nun urudurlar? Bunun cevabı ise yine aynı kesinlikte «ha - yır» dır. Bu ise gayet iyi bir şeydir, zira B.B.C. televizyon servisi ancak kendi kend.sini tenkid yollu ile hizmetlerini mükemmelleştirebilir. Şu ci­ heti de hatırdan çıkarmamak lâzımdır ki, dünya B.B.C. den başka diğer herhangi bir te­ levizyon servisi aynı derecede

(Devamı 5 elde)

banın köşesi. içinde neler

yok ? Baharatın türlü türlü­

sü: Yenibahar, kırmızı bi­

ber, akbiber, karabiber, kim­

yon; karanfil; kuru nane;

tarçın, kekik, safran; çöroğ - tu, üzerlik; kına; sübyanla - rın karın ağrılarına papatya, minnacık hindistancevizi; li - monlu, tarçınlı, naneli, güllü; yayvan; şeffaf, ağza alınınca fondan gibi erir şekerler; bu şekerlerin daha devalılarm - dan mideyi tashihe, tu«kun - lük veya sürgünlük vermeğe

yarayanlar; kutu kutu ma­

cunlardan hâzımı, kabızı, mü leyyini; bedene kuvvet bah­ şedeni; hindistancevizi lohuk lan. Acem pilâvına elverişli

Am berbu pirinci, sütlâçlık

sakddane.

Kara papaklı, kara sakallı, kara setre’i A cem baba, ya­ nında kınalı sakallı yardağı; birinde ses gevrek ve tiz per

deden, Öbüründe kısık ve

baso perdesinden, gayet v e -

karlı vekarlı, gözleri süze

siize. Isfahandan makamı tut tururlar; alış veriş esnasında bile nağmeleri kesmezler;

— Koklkulu bahar, kokku- lu bahar!..

Karşılarında Buharaiı tes- bihçinin köşesi vardı. Yanın­

dan salâvattla geçilir; oruç

keyfinde olduğu için kaşlar: çatık, sokulana, teşbihlere do kunana, (alacaksan al; alma­

yacaksan elini çek!) diye

çeırmkirir.

Sağa biraz yürüyünce; (in ­ hisarı Dubanı Devleti AHy - yei Osmaniye)nin, yani m â- hut R eji’nin barakası gsiirdi. Raflarında Ramazaniyelik pa

ketlerin gûnası: Zıvana ta

rafları som yaldızlı, Yaka, Gö

hâk sigaraları; 6 kuruşluk

ekstra ekstralar; çeyrektik

ekstralar; alâyişçe berikiler­ den geri ka’tmıyan, her kese­ ye uygun yüzlüğe Bohçalar, Uç beş adım ilerile, (M at-

baai Osmaniye) şubesinin

mostrasındakileri temaşaya

yâî-varT 'CîrtreıT,' yaprakları dızlı mushaflar, enamlar; Da ğistanlı Emin Beyin, k lişe le ­

ri Viyasında yap/hrılmış, Is-

tanbulda renkli renkli, pek

nefis surette basılmış (Mu -

savver Tarihi Umem) ve

(Musavver Tarihi Hayvanat) nam kitapları.

Daha ötede Mektebi Sa­

nayiin mamulâtı teşhir edi­

lirdi. Oymalı oymalı, sedef

kakmalı, arabesk oda takım­ ları; dolaplar, sekiz köseli si­ gara sehpaları; demir eşya - dan torna tezgâhları, menge­ neler, burgular; makkaplar;

Tersanede inşası yirmi gün

süren (Hamidiye Firkateyni

Hümayununun), yine bura

yapısı (Heybetnüma) kruva­ zörünün modelleri..

Bileşiğinde Feshanei A m i­ re mamulâtiyle karşılaşılırdı.

Top top abadan kumaşlar,

battaniyeler, çeşit çeşit fes­

ler. Bu abalar gayet revaç

görür, Erbain soğuklarında

menhus enflüenza salgını be­ lirir, vücutları paçavraya çe­ virir diye varlıklılarm

bazı-,T3S A rV S ^ A A « ^ " '

lan cibinlikvarî, abadan aba­

lar diktirir, karyolalarım o -

nun (içine sokarlardı. Fesha- ne işi feslere ayak takımın - dan gayrisi hiç yanaşmaz; ki­

bar kimseler Avusturyadan

hurya edenlerden şaşmazdı. A vlunun Hakkâklar kapısı önünden karşıya geç, Hereke fabrikası barakasında döşe - melik, perdelik pırıl pırıl i- peklilerin, masa örtülerinin; seccadelerin envai. Yanında.

Karamürsel fabrikası şube -

sinde de kostümlük, pardesü- lük, paltoluk kumaşlar.

Mektebi Sanayi, Feshanei

Am ire;; Hereke fabrikası sa­ laşlarında koltuklar dizili, ye­ re halılar serili. Üzerlerinde rütbeli, mevkili ekâbir; bil - bassa Yıldız mensupları m ih- man.

Mabeyinciler, musahibi şeh riyarî zenciler; sarayın Es - vapçı, Kilerci, Seccadeci; K i­ tapçı; Şamdancı, İbriktar ba- şıları; Dairei Askeriye rüe -

sası; paşalar; nezaretlerde

kalbur üstü gelen zevat. El­ lerinde 33 lük kehlıbar teş­

bih, oruç (edaleti) takınmış

çehrelerle gelsin saatlerce

mola.

Kehlibar dedim de aklıma

geldi. Kehlibarcı AH Beyin

höcresini de yazmadan geç-

miyelim. Teâbihleı-in, ağızlık

larm, çubuk imamelerinin;

nargile marpucu başların, n

aliyülâlâsı orada; fakat hepsi kalantor harcı, ateş pahasına idi.

Beri yana dön, sırada ba­ hara)-) satan birkaç Mısır çar­ şılı, Özbek tesbihçO; hücrele­

rine besmeleler, âyeti keri -

meler; Hilyei şerifler açmış bir iki levhacı, kitabeci...

Hakkâklar çarşısına çıkan, Kütüphanei Umumînin kar­

şısındaki kapmın eşiğinde,

Mühürcü Hüsnü Efendinin

n-İ

biı- kerevet ve sandıktan i-

baret köşeciği vardı. Âdâm

cağız 20 paraya bile gay

derli toplu hatla mühür zar, (bereket versin)i basa'

di-Hakkâklar içine dolan, rna haretçe s,.'-•ağı yukarı Habeşi

ile hemayar olan, adlı sanlı

Yümilere, Dânâlara; Şamille­ re, Avnilere başvurur; kü­

lüstür mühürleri kazmağa

hiç yanaşmazlar; gümüşler:^ ne mecidiye, Necefleı-ine lira isterlerdi.

Kadınlar nereden eksik o - lur ki? Çocuklar, tazeler ön­

de, sübyanlar kucakta; ha -

mm nineler peşte, ortalığın

nisbeten tenha olduğu öğle

üstleri sergiye dalar, avlunun içini kadınlar hamamına çe­ virirlerdi.

Tiyatrocu K el Haşan, kum

panyanın okur yazarı, akıl

hocası Kâmil Efendi yakası sarı samur kürklü paltolarla; aktörlerden Deveci Agâh, Kü çük Asım yağmur yiye yiye, dapdaracıklaşmış, paçaları diz kapakta; kol yenleri dirsekte urbalarla: Meddah Nâbi is ­ met, Hayalî Kâtıip Salih gi‘ - yile giyü'e rengi ağarmış re­ dingot ve kamselelerle sergi­ nin gediklisi idiler.

Şehir

E'ektrik Şebekesi

Yaptırılacaktır

M a la tya B e le d iy e

B aşkan lığ ın d an

15/8/949 da ihalesi iâln edilen ve isteklilerin verd.ğı tekliflerdeki indirmeler haddi lâyık görülmediğinden idari ve fennî şartnamenin tâdili ile yeniden ihalesinin 17/10/ 949 ta­ rihinde yapılmasına karar verilmiş olan şehir elektrik şebe­ kesinin yaptırma işi; bu kere aşağıda yaz:!ı şartlar dahilin­ de 2 Eylül 949 dan itibaren (45) gün müddetle yeniden ek ­

siltmeye konulmuştur.

1 — Malatya şehrinin yüksek ve alçak tevettür şebe - keşi ve transformatör merkezleri kapalı zarf usulü ile yapı­ lacaktır.

2 — İşin keşif tesisat bedeli: (1524312) lira 17 kuruş «bir milyon beşyüz yirmi dört bin üçyüz oniki Lra onyedi kuruştur.

3 — Geçici teminat: (59479) lira 37 kuruştur.

4 — Kapalı zarflar makbuz mukabilinde en geç 17/10/949 pazartesi günü saat on dörde kadar Malatya Belediye M u­ hasebeciliğine teslim edilecektir.

5 — Postada vâki gecikmeler nazarı itibara alınmaya­ caktır.

6 — Bu işe ait fennî ve idari şartnameler ve Bayındır­ lık Bakanlığınca tasdik edilen projeler Malatyada Elektrik

İşletmesi Müdürlüğünden elli lira mukabilinde temin edi­

lebilir.

7 — Bu işe it bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve

resimleri noter ve harç masrafları ve bunların zamları mü­ teahhide aittir.

8 — Eksiltmeye girebilmek için şimdiye kadar yapmış olduğu işlerin vesaikini göstererek Bayındırlık Bakanlığın­ dan alınacak ehliyet vesikasının ibarzı şarttır.

9 — Evvelce bedeli mukabilinde şartname almış o la n ­ lara yeni şartname bedelsiz olarak gönderilecektir.

10 — Belediye Encümeni ihaleyi yapıp yapmamakta

ser-besttir. (12616)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Necipoğlu, Nevra, “Evrensellikten Geri Çekiliş, Bizans İmparatorluk İdeolojisinin Evrimi ve Osmanlı Fütuhatı”, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Problemler, Araştırmalar,

(sound: ses) Buradaki ses dalgaları yüksek frekanslı ve insan kulağının işitemeyeceği ses dalgalarıdır. Ultrasonun çalışma prensibi ses dalgalarının farklı doku

Beylerbeyi makamında bulunan bir paşanın bir donluk yani dokuzar kıt’a olarak sırasıyla; sadece saraya has bir kumaş türü olarak kabul gören seraser (ipek

Bu bağlamda yapı topluluğu, kendinden önce inşa edilen Fatih Külliyesi'nden etkilenmiş olmalıdır (Lev. 41) Fatih'te işleve bağlı (eğitim yapıları ön plandadır) olarak

Araştırmaya konu olan bu Mushaf Şerîf’in içinde yaklaşık 900’e yakın gül, 100'den fazla sûre başı, zahriye sayfası, hâtime sayfası ve serlevha tezyînat

Bu çağın insanı tarafından kısıtlı zaman sorunundan dolayı küçürek öykü kısa olduğu için benimsenmiştir ve beraberindeki epifan deneyimi edebi bir zevk

Hierarchical regression showed that need to control thoughts contributed to checking, cleaning and rumination symptoms; cognitive self-consciousness to symptoms of slowness;

萬芳醫院榮獲優良獎項與同仁事蹟之表揚