• Sonuç bulunamadı

Şimdi, yeryüzü Yaşar Kemal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şimdi, yeryüzü Yaşar Kemal"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

23 MAYIS 2002 PERŞEMBE

o u ı v ın u m T e ı

• •

• •

K U L T U R

kultur@cumhuriyet.com.tr

H A Y A T IN Ö TE Y A K A S I

F E R İD U N A N D A Ç

Gök ipil ipil burculanmıştı. iğde ağaçlarının ko­ kusu hem siper, hem sığınağımızdı. Bir başına ka­ lıp ilk kitap okumalarımızın heyecanına paydaştı orası. Bir yurtluktu; sizi bağnna basan, hayatın devşirilmiş bütün renklerini, kokularını getiren benzersiz bir ‘ada’ydı sanki!

O baş dönmelerine karışan bir okuma şöleninin adıydı İnce Memed... Abdi Ağa, Ali Safa Bey, Hat- çe, Iraz, Topal AB... bir bir gelip geçerlerdi adını sessizliklerde andığımız bahçeden. Ötede kentin kadim yalnızlığı, geceye teslimi anlatılırdı. Siz, Yaşar Kemal’i, bir destan kahramanı, bir yüce an­ latıcı gibi dinleme çağma ermiştiniz. Üzerinize sinmiş iğde kokularıyla bir okuma odasına çekil­ miş, meraklı gözlerle ince Memed’i okuyorsunuz bendeş yüreklerle soluk soluğa. Bir ses ötekine ulaşıyor, dinlene dinlene yol alıyorsunuz onun sa­ tırları arasında.

Hiç unutmadığın, sana iğde kokularının geldiği baharın ilk serinliğini anımsatan sözlerine dönü­ yorsun birden: “Som kırmızı, som mavi, som san

açmış çiçeklerin, som yeşiBn üstüne, balkıyan, da­ ğın doruğundaki yıldız harmanının altına diz çök­ tüm. Dağın sırtına, kaili süreğine diz çöktüm... Bü­ yük sevdalara yüreğini açmış dağın aydınlığına, ışı­ ğına diz çöktüm.”

Gün kuşluk vakti. Onun, bu kentteki sığınağı, hatta adası olan Basınköy’ün çepeçevre kuşatıl­ mışlığına canın sıkılarak yol alıyorsun. Birazdan söz söze duracaksınız.

★★★

Akçadağ’ın eteğindeki Canbaz ovasım ay aydın­ lık bir gecede bir baştan bir başa geçerken Arna­

vut Durdu anlatmıştı: “Kemal öyle biridir ki; bu dağların en kuytusunun yolunu izini biür, börtü bö­ ceğin yüreğini okur, çayır çimenin diüyle dilleşir...”

Ne eşkıya öyküleri dinlemiştim ondan... Her biri bir destan kahramanı gibiydi. Yaşar Kemal’in adı­ nın, suretinin, sözünün edildiği her sohbette, yöre insanı, onu da bir destan kahramanı gibi dile geti­ rirdi. Adını dillendirir, suretini tanımlardı.

Bir gün, alıp başımı gittiğim onun Çukurova’sm- da ne çok şey dinleyecektim ona dair. Ne çok ge­ zinip duracaktım; “DikenHdüzü burası mı?” diye diye., sonra Hemite’ye uzanacaktım. Oradan Ana- varza’ya.. Dayanamayıp Savrungözü’nü bulurum umuduyla Akifiye’den ta Büyükçamurlu’ya kadar çıkacaktım. Her adımımda dilin rengi, sözün bü­ yüsü, doğanın dillenişi; ‘Yeryüzü Yaşar Kemal’ di­ yordu bana!

★★★

“Ve dağ yürüyordu kaval sesinde. Ve uçurumlar, çığlar, ayaz gece, yıldızlar patlıyordu. Ayışığı patlı­ yordu. Ve dağ bütün hışmıyla yürüyordu. Terlemiş, soluklanan... Bir ulu dev gibi göğüs geçiriyordu Ağ­ rı.” Yüzümü dağın enginine dönüp; savrulmanın,

gidip gidip dönmenin, aşkın bendinden geçmenin sağaltısmdaki bir yürekle Memo’yu, Gülbahar’ı,

Sofi’yi andım. Ne dile ne de söze gelendi bu.

Ağ-JLJ

u

büyük

usta,

yazdıklarıyla

önümüzdeki

yalan karanlığını

aydınlatıyor,

yapmacık

edebiyatı

dolaşıma

sürenlerin

boyalannı

döküyordu. İşte,

yeni ‘nehir

romanı’

‘Bir Ada

Hikâyesi’nin

ilk iki kitabı Fırat

Suyu Kan

Akıyor Baksana,

Karıncanın Su

İçtiği bir anıt gibi

orada duruyor.

İçinizden bir ses:

Şimdi, yeryüzü

Yaşar Kemal,

diyordu.

zü umut, sevgi, anlam dolu. Menekşeli balıkçılara da sorsan onu böyle anlatacaklardı, eminim! Bir sözünü anımsamıştm: “Durup donmaktansa, yeni

sınırlar denemek, yeni aşamalara varmak daha iyi. Ama yeniük uğruna yapmacıklık, yalancılık... İşte bunu yutmamak gerek. Bu daha zararlı.”

Sonra şunu düşünmüştün, ilk sözü ‘Bir Ada Hi-

kâyesi’ne getirmeden: Bu büyük usta, yazdıklarıy­

la önümüzdeki yalan karanlığını aydınlatıyor, yap­ macık edebiyatı dolaşıma sürenlerin boyalannı dö­ küyordu. işte, yeni ‘nehir romanı’ ‘Bir Ada Hikâ-

yesi’nin ilk iki kitabı Fırat Suyu Kan Akıyor Bak­ sana, Karıncanın Su İçtiği bir anıt gibi orada duru­

yordu. Her sözüyle hayata yüzünüzü dönüyordu­ nuz. İçinizden bir ses: Şimdi, yeryüzü Yaşar Ke­ mal, diyordu. Bir okuma şenliğinin sesinin, rengi­ nin ne olabileceğini de anlatıyordu. Okurunu av­ lamayan, tuzaklar kurup yanıltmayan bir yazı us­ tasıyla yolculuğun zamanıdır şimdi.

n Dağı’na dokundum onun sözleriyle; acıya, ayrı­ lığa, kavuşamamaya, yitik aşka dokunurcasına...

Sonra döndüm Yağmureuk Kuşu’nu okudum. Yeryüzünün acısına, kaç-göçün diline erdim ora­ da.. Kale Kapısı, Kanın Sesi korkuya, acıya baş­ kaldırıydı. Akçasaz’m beyleri cana gelmişti bir­ den.. Geçip gittiğim yerlerde izi tozu, adı rengi vardı Meryemce’nin, Taşbaşoğlu’nun...

Yeryüzü Yaşar Kemal’di... Birazdan yüz yüze gelecektik.

Dünyanın öte ucuna, kutbun daha da kuzeyine yolculuğumda, Hamburg-Stockholm freninde yol arkadaşım olan Finli şair Mark Mallon’un Fince- sinden okuduğu ince Memed’le karşılaşmam artık şaşırtmamıştı beni!

★★★

O ilk adımda seni gür sesiyle karşılayan bir des­ tan kahramanıyla yüz yüzesin.. Kıpır kıpır yüreği. Coşkulu mu coşkulu. Elleri menevişli, her bir sö­

O

k u m a

ÖNERİLERİ

* Yaşar K em al’in bütün yapıtları Adam Yayınlan nca yayımlanmaktadır. Roman: İnce M emed (4 cilt); Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu,

Yağmureuk Kuşu, Kale Kapısı, Kanın Sesi,

Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk Yusuf, Deniz Küstü, Kuşlar da Gitti, Yılanı Öldürseler, Ağrı Dağı Efsanesi, Teneke, Al Gözüm Seyreyle Salih.

Öykü: Sarı Sıcak. Röportaj:

Nuhun Gemisi, Yanan Ormanlarda Elli Gün, Peri Bacaları, Bir Bulut Kaynıyor. Deneme: Baldaki

Tuz, Ağacın Çürüğü, Zulmün Artsın, Ustadır Aru Söyleşi: Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor, Alain Bosquet

Yaşar Kemal Üzerine: Yaşar Kemal j Okumak, Çev.:

Nedret Tanyolaç Öztokat- Erdim Öziokat, 1998, Adam Yay.; Yaşar Kemal'in Romancılığı, Fethi Naci,

1998, Adam Yay.; Yaşar Kemal Bir Geçiş Dönemi Romancısı, 2000,

Everest Yay.

B

e l l e k

k u t u s u

"Bu Çukurova toprağı benim kendi ülkem olduğu kadar da benim romanlarım için yarattığım bir ülkedir.

Romanlarımdaki insanları, otları, böcekleri, çiçekleri, atlan, kuşlan ne biçim yarattımsa, Çukurovamın dilini yeniden yeniden yoğurarak nasıl bir yazı,

roman diline çevirmişsem, kendi Çukurovamı da öylesine yarattım. Yeniden yaratarak düşsel bir ülke

kurmağa çalıştım." Yaşar Kemal

Referanslar

Benzer Belgeler

Takvimi Edvar, (Miyarı,Sedad) ve (Adabı Sedad) isimli eserleri vardır.Cevdet paşa hakkında kızı Fatma Aliye hanımın (Cevdet paşa ve zamanı) isimli bir ese­ ri,"

Çünkü gezegen, ay›n ilk günlerinde bile Günefl’ten yaklafl›k bir saat sonra bat›yor ve par- lakl›¤› 1,7 kadir, yani oldukça düflük.. Bu s›rada Merkür’ü görmek

Geriye yüzer havuzlar yerine Pendik Tersanesi’nin büyük gemi inşaatları için yeni hizmete giren kuru havuzu kalıyor ki, bu havuz hem tamir havuzu olarak di- z.ajn

1933 yılında özel sektöre yalnızca yük taşımacılığının bırakılması, yolcu taşıma hakkının devlete verilmesi ile Şirketi Hayriye ke- penklerini indirdi..

Daha kaliteli bir bakımevinde ya da koruyucu aile yanında kalan çocukla- rın beyinlerinin beyaz madde hacminin ise ailesiyle yaşayan çocuklarınkinden farksız olduğu

Ka­ dın hakları ve kadının çağdaş ya­ şam içindeki yerinin önde gelen savunucularından olan Ağaoğlu, 1948 yılında Milletlerarası Kadın H ukukçular

Sinire uygulanan elektriksel bir stimulus uygula- nan akım belli bir düzeye ulaşınca sinirde depolarizas- yona neden olur. Düşük düzeyde verilen akımla olu- şan aktivite

Tip I, radial başın anterior çıkığıyla birlikte ulnanın kısa oblik veya yaş ağaç kırığı; tip II, radial başın posterior veya posterolateral