• Sonuç bulunamadı

Sanatçının değeri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sanatçının değeri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sanatçının Değeri

S

anatçısına değer vermeyen bir toplum ol­duk, insanımızın değer yargısı, görüşü çok

değişti. 1947 Şubat'ının güneşli bir günün­ de ünlü operet yazarı Muhlis Sebahattin’in cenazesi Şehir Bantlo.nı’nım--çaldığı Ayşe Opereti’nden ezgilerle Beyoğlu’ndan geçerken in­ sanlar ağlıyordu. Elli yıl sonra bugün düşünüleme­ yecek bir olay. Günümüz insanı, olsa olsa ünlü bir ara- beskçinin cenazesinde hüzünlenir. Sanata kafa yora­ caklarına, “Red Kit” okuyanlarla kültüre küfreden­ lerin son 15 yıldır yönlendirdiği toplumdan daha faz­ lasını beklemek de zaten hata olur. Kültüre ve sana­ ta haftada bir saat bile ayırmayan özel televizyonlar, onların “ürünü” değil mi? Düzinelerle TV kanalı, bir

yerde, 12 Eylül sonrasında “oluşturulan” toplumun değerlerini yansıtmıyor mu? Bil ileri “halktan yana” yutturmacasıyla kültüre ihanet ederken toplumu da yozlaştırdı. İnsanlar akşamlarını, yeteneksiz “ünlü” sunucuların ipe-sapa gelmez gösterileriyle (şovlarıy­ la) geçiriyor, göbek havalan ile neşeleniyor. Geçmiş unutulmuş, gelecek belirsiz.

Cemal Sahir'i, Naşid'i. HazınTı, Behzat Butak’ı

günümüzde kim anımsıyor, kim anımsatmak istiyor? Onları günümüz toplumuna anlatacak yazar-çizerde kalmadı ya... “Cahide” müzikali ile Cahide Sonku,

Muhsin Ertuğrul ve Şaziye M oral'a nasıl ihanet edil­

diğini gördük. Seyredenlere unutulmaz anlar yaşat­ mış birçok sanatçı, şimdi tiyatro üzerine yazılmış es­

ki baskı kitaplarda birkaç satır ve kimi fotoğraf. Sah­ ne oyuncusu, adının ve sanatının kısacık bir ömürle sınırlı olduğunun bilincindedir. Sahne ışıklarından uzaklaştığı gün unutulacaktır.

Toplumumuzda neylersiniz ki, sanatçıların alın ya­ zısıdır unutulmak. Yaşamlarının son yıllarını ucuz otel köşelerinde, yoksul kira odalarında geçirmiş; Beyoğlu’nun, Asmalımescit’in arnavutkaldırımlı, loş ve dar yan sokaklarında ayak sürümüş tiyatro ve si­ nema adamlarımız hiç de az değildir. Toplum, yaşa­ mının son günlerinde onları bir yana itmiş; ölümün­ den sonra da toptan unutuvermiştir. Türk tiyatrosun­ da doruğa çıkmış Cahide Sonku, öldüğünde henüz 65 yaşındaydı. Söniişü ve düşüşü aralıksız 15 yıl sürmüş­ tü. Kimse ilgilenmemişti. Simdi “Cahide” müzika­ linin ardından “Efsaneye ihanet ediliyor” diye konu­ şan o zamanların genç sanatçıları, sanırım Muhsin Er- tuğrul’un Şehir Tiyatrosu’ndan kimlerin oyunları

so-nucu ayrılmak zorunda kaldığını unutuyorlar. Giden o insanların yerini dolduramayan, ölenlere eşdeğerde sanatçı, düşünür ve kültür adamı yetişti- remeyen ülkemizde bir “kültür nankörlüğü” var. Son yılların düzen yozlaşmasına çok uygun...

Kültür ülkelerinde ise toplum, arkalarında izler bı­ rakarak giden sanatçısını benimser. Ona içten bağ­ lıdır. Şiirleriyle, romanlarıyla, ezgileriyle, yontularıy­ la, tiyatro oyunlarıyla, filmleriyle ve şarkılarıyla ken­ disine pek çok şey vermiş o insanları hiç unutmaz. Sanatçı; mezarlıkta bir toprak kümbeltisi, mezarlık defterinde bir sıra numarası değildir...

Türkiye’yi yönetenler, her geçen gün halktan daha çok koparken sanatçıyı da tam bir öksüzlüğe itmiş­ tir. Sanırım, kötüleşen tüm koşullara, önüne çıkarılan tüm engellere karşın sanat ve yazın adamlarımız, 1940’lardan günümüze yönetici kadroyu geride bırak­

mayı hep başarmıştır. AHMET ARPAD

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çeşitli başlıklarda yalan söyle- yen ve doğru söyleyen insanlardan toplanan bilgiler derin öğrenme teknikleriyle incelenerek yalancıları tespit ede- cek bir yapay

Onun için Atay’m kitaplarını, her okulun her sınıfında, dün ve bugün olduğu gibi yarın da aynı güven ve inanla okuyabi­ lirsiniz Hele dikkatli bir

2000 yılında oluşturulan ve elektronik kaynaklarla ilgili gelişmeleri yakından takip eden ANKOS (Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu), oluşum amacına

Material and Methods: Parameters such as age, duration of marriage, number of pregnancies and births, socioeconomic status, education level, and preferred contraceptive method

Çıplak GC, DDPHC ve DDPHC-DAS modifiye GC elektrot yüzeyleri için HCF(III)* redoks prob kullanılarak susuz ortamda alınmıĢ olan voltamogramların çakıĢtırılmıĢ

Gecenin sabaha uesil için bayram sabahları yakın geç saatinde uyumuş üavul sesi işitmemek, şehrin bir şehrin davul sesiyle u - üstünde davulların bir yak-

Grif- fith’ten beri yerleşmiş olan klasik sinema­ nın estetik öğeleri Godard tarafından ters­ yüz edilmiştir...” “..Godard, yeni bir estetik çizgiyi gerçekçiliğin

Miyop ço- ğunlukla göz yuvarlağının yatay eksende çok uzun olması durumunda ortaya çıkar. Korneanın çok kavisli olması ya da göz merceğinin çok ince olması da