Çeşmesi Çoban
ağlar ırmaklar derine derinden
çeşmesi çoban uzağa uzaktan
bağlar anlayan sesinden suyun ey
çeşmesi çoban dağa şu söyler ne
“sarınca aşkı Şirin’in gönlünü”
ufuklarınca hayatın almış yol
yarınca Ferhad dağları hızla o
çeşmesi çoban akmağa başlamış
derdi aşkındı başından zaman o
verdi su soğuk yolcuya yanık kaç
çeşmesi çoban dudağa kaç değdi
bu gösteren yol Aslı’ya vefasız
bu veren cevap sazına Kerem’in
bu gönderen yaş gözlere kuruyan
çeşmesi çoban toprağa sızmazdı
mezarda Mecnûn oldu gelin Leylâ
dağlarda şimdi yok yolcu susuz bir
da arar gül bir kızaran ateşinden
ağlar âşık ne döker yaş şâir ne
sevdalar eski karıştı tarihe
çağlar beyhûde seslenir beyhûde
çeşmesi çoban sağa bir sola bir