• Sonuç bulunamadı

Karakol teşkilatı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karakol teşkilatı"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

s s a

Geçmiş Zaman Olur ki

» . ¿ ¿ ¿ s » ? ?

*

î- . - * t* l i r t ' l ' ; " / «i H -, $*• ••» «v- -»• *%

• yandan Sedaret, bir yandan İşgal Kuvvetleri bastırıyordu. Yurtseverler işbirlikçilere rağm en direnişi sürdürüp, Anadolu ile birleşeceklerdi. İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey İşgal Kuvvetlerinin emrini dinleyecek ve 22 m asum evlad-ı vatanı işgalcilere teslim edecekti. Takalara ve vapurlara silah yükleniyor, manifesto ise ticari eşya olarak

gösteriliyordu. Silah yüklü Vera Vapuru'na da aynı tezkere tanzim edilmişti.

Karakol

3 : - v r s , : a t ı « * ; . * ^ - U •*•

asMimnumo» S4wr*at

*fi4 rî'

c i»f*^T!GN ee*«al€ îVİ’aÇU.ÎİO i

^ ¿s Sap-..: Sa3.»jctt ¿a tartara ' p, X

s

!JiîiS'iî,.!3£>Aİ!‘T£:

I M

r

-7 ”'

izli direnişçileri

adece bir savunma ve sabotaj

grubu

değildi, bu

teşkilat... istihbarattan, Anadolu’ya silah ve asker

şevkine kadar çok yönlü bir mücadele vermiş, bu

uğurda nice mensuounu yitirmişti.

E T E T »!

s • t *

(2)

921 yılının sonbaharı yaşanıyordu. Ve Teka­

üt Sandığı memurla­ rından Tevfîk Sukuti

Bey ömrünün “sonba-

har” ında olduğunu henüz bil­ miyordu.

İdam edilmese ve yaşasa belki de .nice “ilkbahar”lar gö­ recekti. İşgal Kuvvetleri tara­ fından bir duvar dibinde kur­ şuna dizilen ya da padişah fer­ manıyla ipe çekilen direnişçi sadece o değildi.

İstanbul’da bir bölüm yurt­ sever, Osmanlı Hükümeti’nin işbirlikçi yönetimine karşı çı­ kıp “Milli Mücadele”ye omuz vermek için bir araya gelmişti. Güçlendirilmiş “H aber Alma

Teşkilatı”na sahip İşgal Kuv­ vetleri, “Vatanın selameti uğ­

runa ölmeye hazır” olan bu di­ renişçileri yok edemezse, Ana­

dolu harekatının önüne geçile­ meyeceğini biliyordu.

O sm an lı H ü k ü m e ti’nin Emniyet Um um M üdürlüğü

ise sürekli baskılar ve Entelli-

gence Service’in denetiminde yurtseverlerin peşine düşmek zorunda kalmıştı. Yakalanan­ lar; İşgal Kuvvetleri’ne, yani

General H arrington’a teslim ediliyordu. Generalin kuman­ dasına giren İçişleri Bakanı

Ali Kem al’in de bu kararları nasıl uygulamak durumunda kaldığını şu yazısından anla­ mak mümkündür:

(18 Eylül 1921 / Sadaret Yüksek Makamı’na-Gizli: Özel Kalem 10345)

“E ylül onbeşinden, dün ikindiye kadar Müttefiklera- rası Kontrol Komisyonu Reis- li’ğine gönderilen (22) kişi ile isim benzerliğinden dolayı ya­ kalanıp, sonradan kuvvetli te­ minata bağlanarak serbest bı­ rakılmış bulunan (14) kişinin Em niyet Um um M ü d ü rlü - ğü’nce düzenlenen isim çizel­ gesi ekli olarak sunulmuş ol­ makla, o hususta emir ve fer­ man.. 15 Muharrem 340,18 Ey­ lül 1327”

İngiliz Gizli Servisi’nin, İs­ tanbul’daki çalışmalarında pek zorluk çektiği söylenemez... Bir yandan etnik gruplar, bir yan­ dan sırtını padişaha dayayan­ larla işbirliği içindeki ajanlar, yurtseverleri kıskaç içine al­ mıştı. Yukanda sözü edilen lis­ te, bu ortak çalışmamn ürünü olmuştu. M ü tte fik le ra ra sı

Kontrol Heyeti’ne sevkedilen ve tabiri caizse, “Biz yakala­

dık, siz İşgalciler ne yaparsa­ nız yapın!” denilen bu 22 kişi­ lik listede her kesimden yurt­ sever vardı. Polis, tüccar, emekli, subay, öğretmen, işçi, esnaf ile aydınlar “tehlikeli di-

renişçi”ler olarak listeye alın­ mıştı.

İşte listede yer alan, adları­ nı rahmet ve şükranla andığım 22 yurtsever:

Arap Mehmet, Trabzonlu Mehmet oğlu Haşan, BursalI İhsan oğlu Mehmet, Adanalı Mektep Müdürü İsmail Hakkı,

Tarsuslu tüccar İsmail Hakkı, Taharri (Polis) İsmail, Emekli Albay Ragıp Kemal, Boşnak Hüseyin, Yalovalı Mehmet oğ­ lu Ali, Tüccardan Tevfik Cena- ni, Yüzbaşı Fethi, Fethi Bey, Cevat Bey, Selanikli Yakup Kadri, Arap Mehmet, Ereğlili Recep, B u rs a lı H ak k ı oğlu Mehmet, Yalovalı Ali, T ra b ­ zonlu Haşan, Topal Recep, Ün­ yeli Ahmet oğlu Salih ve Per- zinli Celal.”

Bunların hiç biri gelecekte­ ki bir makam ve refahın peşin­ de koşan insanlar değildi. Ön- lar sureti katiyede, başım sine-i millete armağan ederek, şeref ve haysiyetten nasibini almış katıksız “vatan”daşürlar.

Onları işgal yanlısı işbirlikçi ve üç altına vatan satan vatan­ daşlardan ayırmak gerekir. Bu sebeble vatandaş lafını bilerek tırnak için e alıyor ve “ va- tan” daş diyorum.

Vatan adım her şeyin üstün­ de tutanları darağacma çıkaran­ ların ipi, “İiıgiliz sicimi” de olsa kopmuştur.

Hangi darağacı taşır ki, .yurt sevgisinin ağırlığım? Ama İşgal Kuvvetleri doymamakta, yurt­ severlerin derhal yakalanarak teslimini ve mütareke şartları­ nın eksiksiz yerine getirilmesi­ ni istemektedir. Baş Komutan

General Harrington, bu husus­ ta Osmanlı Hükümeti’nin Har­

biye Nazın ile bir mülakat ya­ parak bir de “Nota” vermiştir:

1- Paşa Hazretleri; bugün bu toplantıyı yapmaktan mak­ sat, hal-i hazır vaziyet hakkın­ da sizinle açıkça ve ciddi gö­ rüşmektir. Ortaya bir münase­ betsiz hal çıktığında, ona dai­ ma k arşı gelm ek la z ım d ır; başka usul bilmiyorum.

2- Buraya geldiğim günden beri, bir müddet şehirdeki bazı teşkilat işlerim takip ettim. Size samimiyetle söyleyebilirim ki, sizin zannettiğinizden çok daha ilerlemiş şeyleri biliyorum. Ha­ ber aldığım hususlardan bir kısmı, bazı büyük memurlarca pek önemli görülmüyor.'.

3- Benim özellikle ilgilendi­ ğim şey, mütareke şartlarına uyulması, İstanbul’da nizam ve kanunun korunması ve ni­ hayet komutama verilmiş olan İtilaf Kuvvetleri’nin güvenliği­ nin muhafazasıdır.

4- Meseleyi tamamen askeri bir mesele gibi incelemek ve si­ yasi düşüncelerden tamamiyle uzak durmak için meseleleri si­ zinle doğrudan doğruya halle karar verdim. Bu suretle 11 Ey­ lül tarihli mektubumu size gön­ derdim ve istenilen şahısların teslim i sorumluluğunu size yükledim.

► ►► Şüphesiz verilen mücadele basit

(3)

Geçmiş Zam an Olur ki

. A «He Türkler'in t:İspanyolların ı

çikolata kartlarında ittifakçılar ı temsili savaşı. Bu savaş

sahneleri STAR'da ilk defa yayınlanıyor.

► ► ►

5- Y a p ıla n tu ­ tuklamalar, elde et­ tiğim haberler üze­ rin de ciddiyetle durmanın isabetini neticede ispat et­ mektedir. Emniyet ve asayiş hizmetine aynı derecede katıl­ mak arzusunda ol­ duğunuzu beyan et­ mektesiniz. Bunun gibi içişleri Bakanı­ nız da bu harekete katılmaktadır. Aynı isteği göstermiş bu­ lu n m ası da m em ­ nunlukla karşılan­ mıştır.

6- Tutuklanma­ ları istenen diğer şa­ hısların aranmasına durmaksızın devam edeceksiniz; bu ve buna benzer sair teş­ kilatı yok etme hu­ susunda ted b irler alacak ve bu gibi olayların doğmasına mani olacaksınız.

7- Size açıkça söylerim ki ben da­ ha başka teşkilatın varlığından haber­ darım ve b u n la ra katılm ış olanların isim le rin i uygun gördü ğü m b ir za­ manda size b ild ir­ m ekten ve tu tu k ­ la n m a la rın ı is te ­ mekten çekinmeye­ ceğim.

GİZLİ TEŞKİLAT

İşgal Kuvvetlerinin bu ya­ zısındaki ifadenin muhatabı olan “Zat-ı Şahaneleri”nin o gün yüzü kızarmış mıdır bile­ miyorum? Bildiğim yedi düve­ le hükmetmiş, başı yukarıda bir imparatorluğun baş eğdiril- mesidir.

Tedbirlerin ve işbirliğinin bu derece kuvvetli olduğu or­ tamda harekete geçen gizli teş­ kilat birimleri son derece dik­ katli olmak zorundaydı. Musta­

fa Kemal, henüz Samsun’a git­ memişti. Fethi Bey aracılığı ile kendisine yurdun kurtulması yolunda mücadele verecek gizli bir teşkilatın faaliyete geçeceği bildirilmişti.

Öncü, G a la ta lı Şevket

Bev’di._ .;™rr r ~ ™ Kurmay Albay Kara Vasıf Bey, Kurmay Yarbay Edip Ser­ vet (Tör), Kafkas Fırkası Ku- madam Kemalettin Sami Pa­ şa, Askeri Sevkiyat Müdürü Binbaşı Ali Rıza Bey, Avukat Refik İsm ail Bey ve Samsun Tayyare Cemiyeti M üfettişi Baha Sait Bey, 5 Şubat 1919 ta­ rihinde toplandılar.

Avukat Refik İsmail Bey’in Sultanhamam’daki yazıhane­ sinde yapılan toplantıda, Kara­

kol Cem iyeti B a şk a n lığ ı’na Galatalı Şevket Bey getirilmiş t—VtT teşkilatın idari sistemi ve

amacı ortaya konmuştu:

-* -* $ 9 « '

i .

¿ 1, ' vn*4 ; ;

r

“Arapların çoğunluğu teş­ kil ettiği yerlerden gayri olan Türk topraklarından düşman­ lar çıkarılacaktır. Bunun için de memleket bir harabe hali­ ne gelinceye ve bütün millet yok oluncaya kadar mücadele edilecektir.”

Görüldüğü gibi teşkilat, ana amaç olarak yurdun kurtarıl­ masını öngörmektedir. Bunun sağlanması için de son noktaya kadar mücadele verilmesi ge­ rektiği vurgulanmaktadır.

Teşkilat, mücadelenin ge­ nişlemesine kadar bütün çalış­ maların gizli yapılmasını esas tutmuştur. Amaç dışına çıkan­ ları ve “hain” olanları da yargı­ lamak üzere yönetimden üç ki­ şi vazifelendirilmişti. Verilecek kararlar, başkanın onayından sonra gerçekleşecekti.

Teşkilat, idama neden ola­ cak hareketleri şöyle tesbit et­ mişti:

1- Emirleri yerine getirme­ mek, bunların yerine getiril­ mesi sırasında gerekli feda­ karlık ve basireti gösterme­ mek, cemiyet nüfuzunu kulla­ narak kişisel çıkar sağlamak...

2- Düşmanla işbirliği yap­

mak ve Türkleri imha etmeye çalışmak.

3- Hayatı pahasına da olsa, teşkilatın sırlarını düşmanla­ ra veya kendi y a k ın la rın a açıklamak.

Teşkilat üyelerinin bir bölü­ mü Topkapı Grubu’ndan Yar­

bay Hüsamettin Bey gibi Teş-

kilat-ı Mahsusa’dan gelmişti. Kimi Ahmet Saip Bey gibi po­ listi. Aralarında memurlar ile eski askerler de vardı.

Yönetim konusunda teşki­ latın temsil yetkisi başkana ve­ rilmişti. Başkan gerekli siyasi ve askeri tüm tedbirlerin alın­ ması ile vazifeli kılınıyordu. Önemli konular ise genel kuru­ lun tartışma ve ekseriyet kara­ rma bırakılıyordu.

Teşkilatın geliri için askeri kaynaklar ve bağış yapacak ki­ şiler gösterilmişti. Geliri topla­ mak işleminde gizlilik ön plana alınmıştı.

Galatalı Şevket Bey başta olmak üzere teşkilatın üyeleri bu esasları imzaladıktan sonra yemin etmişlerdi.

Yemin, siyah bir Türk Bay-

r a ğ ı’na sarılan K u r’an-ı Ke-

rim’e el basılarak namus ve şe­ ref sözü verilerek yapılıyordu.

Diyordu ki, Karakol Teşki­

latının başkanı:

“Beni başkan yapmanıza teşekkür ederim. Tuttuğumuz yol, çok kanlı yoldur. Ama bu kurtuluş yoludur. Tarihte, bi­ zim gibi acı günler yaşamış başk a m ille tle r de v a rd ır. Bunlardan mücadeleyi göze alanlar kurtulmasını bilm iş­ lerdir.”

TEŞKİLAT VE SOVYETLER

Teşkilat mensuplan, isim konusunda tartışm ış ve so­

nunda “Karakol” üzerinde bir­ leşmişlerdi. İsim babası Baha

Sait Bey’di ve onun fikrine di­ ğer üyeler de katılmış ve böy- lece iki anlama gelen bir isim ortaya çıkmıştı: “Karakol”...

Bu teşkilatın kuruluşun­ dan malumat sahibi olan kişi­ ler arasında Balıkesir'deki Ko­

lordu Kumandanı Yusuf İzzet Bey, B u rsa’ daki F ırk a K u ­

mandanı Bekir Sami Bey ile

İzmit’teki Fırka Kumandanı R üştü Bey, S am su n ve S i­ vas’taki Kolordu Kumandanla­ rından Refet ve Salahattin

Paşa da yer almıştı.

Teşkilat mensupları daha sonra şu isim lerle de temas kuracaktı:

Erzurum Müdafa-i Hukuk murahhası jandarma binbaşı­ sı Kazım Bey, Garbi Anadolu Redd-i İlhak Cemiyeti murah­ hasları Vasıf Çınar ve Necati

Bey, Kocaeli Murahhası Sırrı

Belli Bey...

T eşk ila tın kuruluşu ta­ mamlanıp, gerek li kişilerle bağlantıdan sonra sıra mali ku vvetin sağlanmasına g e l­ mişti.

Bu dış yardım olabilirdi. O dönem in siyasal durumuna göre, bu dış yardımın Sovyet-

ler Birliği’nden temin edilme­ si yolundaki düşünceler ço­ ğunluktaydı.

Toplantılar sonucunda tek­ lif kabul edilecek ve Sovyetler, miktarı anlaşmanın imzalan­

masından sonra belirlenmek üzere altına dayalı yardım ı sağlayacaktı. Türkiye ise dost­ luk ve ittifakı belirtmek üzere bir tabur askeri Kafkasya’ya gönderecekti.

1919 Eylü l’ünde K afkas-

lar’a gönderilen eski OsmanlI milletvekili Dr. Fuat Sabit ile

Karakol Teşkilatı üyelerinden

Yusuf Ziya ve Baha Sait Bey­

ler böylece Bolşevikler’in ye­

raltı teşkilatı ile ilişki kuracak­ tı

Sovyetler sivil bir temsilci­ yi İsta n b u l’a gönderdiği za­ man M ustafa Kem al Anado­

lu ’ya geçmiş ve Erzurum ile

Sivas Kongreleri’ni tamamla­ mıştı. (Eski Bergama Noterle­ rinden Osman Idikut 1950’de Cum huriyet G azetesi’ndeki yazısında konuya temas etmiş­ tir. Samih Nafiz Tansu’nun İki Devrin Perde Arkası kitabı da bu döneme ışık tutar.)

Karakol Teşkilatı, müca­ delesine güç katacak unsurları şöyle belirlemişti:

1- A n a d o lu ve İsta n b u l çevresinde kadrolaşm a sür­ dürülecek ve etki alanındaki se m tle rd e ö rg ü tle n m e t a ­ mamlanacaktı.

2- Anadolu ile bağlantıyı te­ min etmek için sivil çetelerin kurulması sağlanacaktı.

Ergun HIÇYILMAZ

3- İstanbul Hüküm eti’nin ve İşgal Kuvvetleri’nin karar ve eylem lerini öğrenm ek ve mücadele etmek için bir İstih­ barat Şubesi oluşturulacaktı.

' 4- Anadolu hareketini güç­ lendirmek, İstanbul’dan silah cephane ve diğer araç gereçleri göndermek amacıyla bir kaçak­ çılık bölümü kurulacaktı.

5- Propaganda servisi oluş­ turulacak ve böylece mücade­ lenin etkinliği sağlanacaktı.

K arakol Teşkilatı U lusal Kurtuluş M ücadelesi’ne şüp­ hesiz büyük katkılarda bulun­ muştu.

Ve desteği hayatları pahası­ na verenler sadece yukarıda is­ mi geçenler değildi. MM, Fe­

lah, Hamza ve diğer teşkilatla­ ra bağlı nice vatan sever bu uğurda ölümü göze aldılar. İş­ kencelerden, baskılardan geçti­ ler.

Anadolu’ya cephane ve as­ ker sevkiyatmda canlarını feda eden subay ve neferleri, polis­ leri, jandarmaları, kayıkçıları, takacıları ya da Askeri Tekaüt

Sandığı Memuru Tevfîk Süku­ ti Bey gibi idamla “sükut” etti­ rilmiş kahramanları kim hatır­ lıyor ki?

Osmanlı yaramazmış... Bu ülkede Kurtuluş Savaşı olma­ mışmış... Zafer mafer de yok­ muş... Düşman çekip gitmiş,

Mustafa Kemal de üstüne kon­ muşmuş. Yuh be...

Yaşı onikiye varmamış ama elde silah cesaret büyütmüş fi­ dan gibi çocuklarımızın ve ka­ rınları süngüyle delinmiş ana­ larımız ile bacılarımızın ve han­ gi siperde öldüğü bile bilinme­ yen binlerce askerimizin akıttı­ ğı neydi?

Terkos mu?

Savaş bittiğinde kocasız ve çocuksuz kalıp kaldırım lara düşen dul ve yetimlerin sayısı­ nı istatistik Umum Müdürlü­

ğü bile tesbit edemedi.

Peki, Bolu Ormanları’ndan gelen kereste ile Boğaz sırtları­ na yalı ve köşk mü yapıldı sa­ nırsınız? H er kesilm iş ağaç, ayaksız gaziye koltuk değneği olmuştur.

Onlar trafik kazalarında da kaybetmedi ellerini, ayaklarını ve gözlerini...

Eksikleri vardı uzuv olarak ama onurlarıyla toprak olup gitm işlerdi. T ek v a siy e tle ri

“Beni Toprağıma Gömün” ol­ muştu.

Güneşin hürriyet sıcaklığı ile yüzüme doğduğu bu sabah, bir avuç toprağı rahmetle sa- v u r d u m geçmişe... “ Sizi k a l­ bime göm­ dü m ” d i­ yerek...

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

There is a significant effect of customer value on the company's image where the benefits (benefits) which are higher than the costs (cost) make the customer value superior so that

Yeni kanun ve nizam tasarılarının Şûra-yı Devlet te inceleme ve tartışma görme­ den uygulanmaya konması; Midhat Paşa nın sadrazamı Şûra-yı Devlet iş­

Moskova Sinemacılar Evi'nde iki saat kadar süren veda töreninin ardından Vera'nın naaşı yakılmak üzere krematoryuma

Otonom sinir sistemi, ve refleksler Mehmet

Maden hukukunda ilk düzenleme olan 1861 Maden Nizamnamesi’nde ana hatları oluşturulan taharri hakkı, sektörün ihtiyaçlarına göre 1869 ve 1887 maden nizamnamelerinde

Üstad Bediüzzaman’ın Hulusi Bey Alakadarlığı: Üstad Hulusi beye olan alâkadarlığını “ Hulusi daima birinciliği muhafaza ediyor, birinci muhatap Hulusi’dir”

İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin kararlara katılmaya ilişkin görüşleri (karara katılma durumları, karara katılma ilgileri, karara katılma istekleri ve

Ümit ALEMDAROGLU İZMİR-Ayvalık’da de nizi kirlettikleri gerekçe­ siyle kapatılan 16 zey­ tinyağı fabrikasının sa­ hip ve yöneticileri fab­ rikalarım yeniden