I
&. ö
E
>Fazulinln 400 üncü ölüm
yıldönümü yaklaşırken...
r
L
* + ^ * + * + * * ~ ~ *Yazan :
H a ş a n
-
 l î Y ü c e l
1
J
Boşuna dünyaya geldiğini bu ismi kendi arzusile alarak söyliyen, edebiyatım ızın en büyük liriği F u zulî bundan 399 yıl önce Taundan öln üş ve Irak topraklarına k arış
mıştır. O topraklar, yalnız nice
nice masum şehidleri bağrına al- dığ için değil, Fuzulînin elem ve ıztırab ile zaten h arab olm uş v ü - cudünü sinesinde sakladığındandır ki bizim için m übarektir, m uk ad destir. Fuzulî. Sünnîlik ve Şiîlik dalgaları arasında, OsmanlI ve S a- fpvî ordularının m ünavebeli istilâ ları altında, bir an huzur görm i- yerek, fakir ve perişan yaşamıştı.
Ne varselar ana şâkir, Ne kılsalar ana şâd...
demesine rağm en tarihim izin en
derin âhını, en acı şikâyet fery a dını oı dan işittik. M aişetine m edar e l’ e^k bir kaç akçe için kendisini üz« n zamanına ve devrine bütün
öm rünce kızgın ve küskün kaldı.
Şikâvetnâm e. Süleym aniyenin v a k fiyesi kıym etinde tarih î b ir belge dir. K anunî. Bağdada girdiği zaman Fuzulîye Evkaftan bir kaç nkçe verilm esini ferm an etm işti. B un dan sonrasını, ona da nail olam ı-
yan Fuzulînin kendi ağzından ve
m üm kün olduğu k ad ar bugünkü
düden dinliyelim : ...
«Kısacası, tam bir iimid ile ih- tivarsız durdum ve hüküm veril mesi için Evkaf M ütevellisinin h u
zuruna yıiz urdum . Mütevelli ile
konuşmağa fırsat düşmedi ve ya nına girmeğe im kân erişmedi Ama anın divanına seğirttim , vakitlerin en kötüsünde h uzurlarına gittim. Bir topluluk gördüm , anlattıkları perişan, ne safodan ande eser, ne doğruluktan ande nisan v ar. Ce miyetleri hiylp tuzağı, m eclislerin de bulunanlar bavvandan aşağı. Se lam verdim , rüşvet değildir dive
vnbı verdiler. Dedim: Efendiler, bu ne yanlış iş, bu ne sert kaş çatıştır? dediler: Bizim h er zaman âdetimiz budıır. Dedim: B ana riayeti lü zumlu görm üşler ve elime tekaüd beratı verm işler ki. Evkaftan fay
dalanayım ve Padişaha feragatle
dııâ kılayım . D ediler: Ey miskin, senin günahına girm işler ve kaygu serm ayesi verm işler ki, h e r zaman faydasız cidal edesin ve nâm übârek yüzler göriip nâm ülâyim sözler işi tesin Çaresiz m ücadeleyi terk k ıl dım, m eyus ve m ahrum , uzlet kö şeme çekildim.»
Fuzulî, bütün bu yoksulluklar
içinde «Eeeh, sen del...» demesini bilmiş, büyük çocuğunu sütten k e -
sİd küçüğünü doyuran b ir anava
benzettiği bu cihanı aşağı görm üş v» heı tü rlü perişanlık ortasında
varlığını v a k u r ve m ağrur, c im
dik tu tm u ştu r.
Feryâd ki çerh hî-vefâdır Dâim işi cevr ile cefâdır Bir âdet ile m edarı yoktur D evrânının itibârı yoktur. div»n Fuzulî,
H akîr bakm a bana kim seden
sağınm a kemem
F ak îr-i padışeh-âsa, gedâyi
mııhtesem em
M ısralarındaki tezadlı öğiinme
duygusunu da beraberce gönülden duym uştur.
«Padişah-Î m ülk d in â r-ü direm rüşvet verüp - F e th -i K işver k ıl— mıya eyler miiheyvâ leşkpri» «leytile baslıyan bu gazelini açık türkçe ile
yazayım da n eler söylediği kolayca anlaşılsın:
«M emleketin padişahı bol bol p a- ralası rü şv et verip ülke feth et meğe askerini hazırlar ve yüz tü r
lü fesad ve fitne çıkararak bir
m em leket alır. A lır am a o da em niyet ve istikam etten m ahrum dur. Felek, h er saatte, b ir inkılâh, bir değişme gösterir. Hem kendi fânî
olur, hem askeri, hem ülkesi...
G ör beni, bu derviş ru h lu ben, n a sıl b ir sultanım ki, söz feyzini, ik
balim i yardım eserlerine m azhar
etm iştir. H er sözüm bir pehlivandır; onu H ak kuvvetlendirm iş; istediği zaman k a ra la n , denizleri teshir e-
dip tu tar. N ereye yönelse para,
pul istemez, hangi diyarı tutsa kim şeye zarar vermez. Onu zamanın m usibetleri yere sermez, ona d ev rânın dönüsü bic tesir etmez D ün yada su ltan lar bana m ürüvvet, ih san teklifinde bulunm asınlar: be
nim tasım d ak i k an aat tacı bana
yeter. H er cihetten fâriğim , m üs tağniyim âlem de; rızk için bakaa ehli fenâ ehlinin uşağı olsun, asla ve hâşâ! ..»
Koca Fuzulî! M utlak kudretli,
sorgu sual d ’nlem ez şekilde h a ş
m etli padişahlara kafa tu ta n bu
k anaat sultanı, sanki bizim gönlü müzden sövlüyor, sanki bizim ağ zımızdan konuşuyor. O nu b erab e rinde yasarcasm a çağdaşımız h is setm iyor m uyuz? Fb»dillk de za
ten de»i1 mî? O. b ir k ah ram an
dı ftvle b ir kahram an ki. K ıegârb
M ahm uddan. A lişîr N evâfden son
ra «Türk, nedir?», anlam ada bize
gerçek b ir üstad olm uştur. «T ürk- lerin büyükleri, kâinatın te rk ib in de en üstün b ir u n su rd u r ve Âdem
oğullarının en yüce sınıfı o dur »
diven, Fuzulîdir.
işte o büyüklerden biri olan ş a ir ler sultanının ölüm ü bir yıl sonra 400 üncü yaşına basacak. Feridun Fazılın h aher verdiğine ve bir d i vanın arkasında tesadüf ettiği k ay da göre 11 ocak 1556, onun ölüm tarihi oluyor. Esasen ölüm tarihi olarak 1556 için artık şüphe kalm a mış gibidir. Profesör Fııad K öprü lünün İslâm A nsiklopedisinde ç ı kan etraflı tetkiki, A bdülhaki G öl- pınarlının neşrettiği Fuzulî Divanı ve onun özlü m uksddem esi, edebi yat doçenti A hdülkadir K arahanın Fuzulînin m uhiti, hayatı ve şahsi yeti hakkındaki güzel etüdü, p ro fesör Ali Nihad Tarlanın farsça F u zulî divanı tercüm esi. K em al Edib. Cafer E :kılıç gibi gayretli zatların yaptıkları yayınlar elim izdedir. F a k a t hundan on üç, on d ört yıl ö n ce M aarifte iken kurduğum , ra h metli Profesör Şerefeddin Y altka- va ve farscada derin bilgi sahihi Profesör Necati Lugal gibi salahi yetli zatların da bulunduğu hevet. Fuzulî kUIlivatını İlmî usule Uygun olarak hazırlam ıştı. Meselâ b u n la r dan «H adika-tüs-S uadâ» uzun za-
m andanberi M aarif Basım evinde
beklem ektedir. M uhterem hriefim ve talebem Bakan Celâl Y ardım cıdan hu gecikmiş işin gerçekleş
tirilm esini dilerim . E serlerinden
başkaca hazır olanlar varsa onları da b ir an önce bastırıp 400 üncü yıla yetiştirm ek ne iyi olur.
Bu yazımı, A nkara ve İstanbul
Fakülteleri T ürk edebiyatının en mühim şahsiyetlerinden biri olan Fuzulîyi anm ak için gönülden ge len bir davet telâkki etsinler. H a yatında ancak rüzgârların kapısına
uğradığı hu kimsesiz, biçare b ü
yüğüm üzü belirsiz m ezarından n- lıp yüreklerim ize gömmek, h â tıra sını olsun gurbetten vatana nak letmek, b irler için m illî bir vazife değil m idir?
alm adılar. Hüküm i forman, enyr) posterdim, faydasızdır dîye m iilte- fit olm adılar. H er ne kzdar gö rünüşte uygunluk gösterdilerse de ha! dilile bütün suallerim e red
ce-B U Y U K
felsefe
lügati
MUSTAFA NAMIK ÇANKI
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi