• Sonuç bulunamadı

SÜLEYMANİYENÎN İNŞASININ 400 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SÜLEYMANİYENÎN İNŞASININ 400 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tamir edilmekte olan Süleymaniye

SÜLEYMANİYENÎN İNŞASININ 400 ÜNCÜ YILDÖNÜMÜ

Tahsin ÖZ

Türk mimarisinin yükseliş devrinin bu değerli külliyesi, Milletarası anıtla-rın en yücelerindendir.

Bu manzume şehircilik bakımından başlıyarak teknik, estatik ve bezeme gi-bi her sanat zümresinde de üstün gi-bir başarıdır. Bugüne kadar yerli ve ya-bancı bilginlerin takdirle üzerinde dur-dukları Süleymaniye, sanat âlemi için daima kıymetli ve tükenmez bir kay-nak olarak kalacaktır.

Süleymaniye külliyesi, camiden baş-ka medreseler, tabhane, imaret, bimar-hane, kârvansaray, hamam, mektep, oda ve dükkânlar gibi sosyal ve kültürel binalardan ve kanunî Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbelerinden müte-şekkildir. Yapıldığı sahanın bir kısmı Fatih'in ilk yaptırdığı saray Atik

Âmi-re'nin bir parçasına tesadüf etmekte-' dir (1).

Camiin cümle kapısı üzerinde Kara Hisarlı Ehmet Efendi hattiyle olan arap-ça kitabede: «Vekânet elbidayeti fi eva-hiri Camaziyel-ulâ lisene seb'a ve hamsi-ne ve tis'a miet. Vennihaye evahiri zilhi-cetül-haram lisene erbaa ve sittine ve tis'a miet.»

Belirtildiğine göre 1550 (957) de başlanılarak 1557 (964) de bitirilmiştir ki, bu muhteşem varlık ekim ayında dört yüzüncü senesini idrâk etmiş bu-lunmaktadır. Bu manzumenin sekiz se-ne zarfında ikmali, o devirlerde garb

(1) Süleymaniye külliyesi, ilk Türk Üniversitesi olan Fatihten sonra ikinci Üniversitemizdir.

memleketlerinde yapılan bu gibi bina-larla mukayese edilirse bunun da ayrı bir başarı olduğu tebarüz ediyor. Ar-şivlerimizde bulunan inşaat defterleri-ne göre 897350 filori yani 597 yük 60180 akçe sarfedilmiştir (2).

Camiin açılış günü, Kanunî Sultan Süleyman ve devlet adamları hazır bu-lunmuşlar ve hükümdarın küşadı ki-min yapması uygun olacağına dair «fethi babı camia elyak ve ahra kim ola» yo-lundaki sualine, Koca Sinan cevabı

ve-rilince: * « — Bina eylediğin beytullahı sadak

ve safa ve dua ile açmak evlâdır» sözleriyle sanatkârı taltif etmiştir.

(2) O tarihte altmış akçe bir altun idi.

(2)

Süleymaniyenin, her büyük camide, olduğu gibi geniş bir dış avlusu bulun-maktadır ki, bu avlunun mer'a kapısı, eski saray kapısı, mektep kapısı, çarşı kapısı, sağ medrese kapısı, Hekimbaşı kapısı, imaret kapısı, kubbe kapısı, Tab-hane kapısı, ağa kapısı, harem kapısı ad-lariyle 11 kapısı bulunmaktadır.

Camiin iç avlusu yani harimi dik-dörtgen bir plânda olup buraya biri tam merkezde ve ikisi de yanlarda ve cami'e pek yakın kapılardan girilir. Merkezde-ki kapıda, pek nefis bir kelimei şehadet yızısı ve iki yanında üçer sırada da 12 pencere ve odalar bulunmaktadır. Kapı-nın tâei, istilâktitli ve yarım sütunları pek nefistir. İç avlunun zemini mermer döşemeli olup, etrafını 28 kubbeli bir revak çevrelemektedir. Bu revakların sivri kemerleri ve istilâktitli başlıklı 24 sütuna müstenittir. Sütunlar mermer ve pembe granittir. Bunlardan 8 i daha âli olup son cemaat yerini örtmektedir. Son cemaat yerinin duvarları, Âyetül-kürsi ve surei fetih yazılı mavi beyaz çini ile bezelidir. Kubbe içlerinden ka-lem işleri zamanla tahrife uğramış an-cak bazılarında aslî nakışları bulundu-ğundan bu esasa göre ihya edilmek üze-redir. Camiin dört minaresi vardır. Bun-lardan ikisi iç avlunun ön cephesinin iki köşesinde olup ikişer şerefelidir. Diğer ikisi arka cephe köşelerinde olup üçer şerefelidir (3). Bu on şerefe, cami-in bânisi Kanunî Süleymanın onuncu Pa-dişah olduğuna işarettir. Minare sayı-sının da Kanunînin, şehrin fethinden sonra dördüncü hükümdar olduğunu gös-terdiğine dair bir rivayet vardır. Mina-relerin öndekiler kısa, diğerleri hayli farklı olup bu suretle de binaya ayrı bir hareket verilmiştir.

İç avlunun ortasında dikdörtgen şekilde olan şadırvanın mermer işçiliği ve oymalı bronz şebekeleri pek nefistir. Zemin altında su tesisatı şayanı dikkat-tir.

Camiin plânı kareya yakın olup, cümle kapısından gayri iki yanda ikişer kapısı daha bulunmaktadır ki bun-lardan biri hünkâr mahfeline ve di-ğeri de minare muallâsına çıkar. Camiin içi 6 3 x 6 5 eb'adında olup merkezî

kub-(3) Bu minareler 68, 80 irtifaında olup gövdeleri 4 metre kutrundadır. İki-sinin külâhlarıriın altındaki kabartma girlandlar son asır tamirlerinde konmuş olup şimdi aslî şekline göre çinili nişler yapılmaktadır.' !

||

• i • K t & I M L ö e * B l . . M

Tamir edilmekte olan minareden bir görünüş

benin yüksekliği 53 ve kutru da 12,25 metredir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunmakta olup diğer pencerelerle gö-zü yormıyacak kâfi bir ışık temin edil-miştir (4).

(4) Mihrabın iki yanındaki alçı pencereleri pek sanatkârane olup dev-rinin ve İbrahim ustanın eserleridir. Di-ğer iç pencereler tamirlerde beyaz cam-lara tahvil edilmiştir. Bunlar da aslına göre ihya edilirse cami bu suretle hüviyetini kazanacaktır.

Merkezî kubbe, nişleri istilâktitli ve köşeleri palılı dört fil ayağına da-yanan dört kemer üstünde oturmakta-ve bunu mihrap ile cümle kapısı önün-de iki yarım kubbe tamamlamaktadır. Bunlardan başka fil ayakları arasında bulunan 1,20 kutrunda ve 9,20 yüksek-liğindeki porfir sütunlara bağlanan ke-merlerle sağ ve sol cenahlarda- beşer kubbecik daha vücuda getirilmiş ki, bu suretle statik bakımından tam mükem-meliyet ve muntazam bir cemaatin toplu bir halde ibadet edebileceği geniş ve âlî

(3)

bir saha temin edilmiştir.

Mimar Sinan'ın kalfalık eseri diye vasıflandırdığı Süleymaniye camii hak-kında profesör Taut «elhasıl Sinan eski konstrüksiyon donukluğunu gidermiş, kubbeyi içeriden ve dışarıdan sanatkâ-rane bir şekil unsuru yapmıştır. Bütün bina ve bütün konstruktif kısımları pro-porsiyonlu olarak bağlamıştır. Buna baktıkça, Roma ve İstanbul Bizans kubbe mimarlarının sadece bir mühendis ol-duğu görülür» sözleriyle pek veciz su-rette anlatmaktadır: Elhasıl Süleymani-yede gotik hattâ Rönesans gibi iddialı, fazla süsler yoktur. Bunda kemale erişi, olgunluk ve sadelik hüküm sürmektedir Camiin aksiseda tertibatı pek has-sas olup, bir de Ventilâtion köşesi var-dır ki, bu da cümle kapısının üstündeki odanın duvarlarındaki konik hücrelerle temin edilmiştir. Buraya mürekkep oda-sı da denir. Çünkü vaktiyle binlerce kandilden çıkan isler bu hücrelerde te-ressüp eder ve bunlar toplanarak mü-rekkep yapılırdı.

Camiin minber, mihrap ve benzeri mermer işçilikleri pek muhteşemdir.

Kezalik mihrap çevresi pek nefis çini-lerle bezeli olup bilhassa bu çinilerdeki besmele ve ihlâs sureleri istif ve yazı itibariyle şaheserdir. Camiin yazıları o devirde bir çığır açmış olan Kara Hisarlı Ahmet Efendi ile şakirdi Hasan çelebi-nin eserleridir. Son asırda Kadıasker Mustafa İzzet Efendi de bazı yazılar ilâ-ve etmiştir.

Camiin cümle kapıları, pencere ka-natları, oymacılık fildişi ve sedef kak-macılık yönünden ayrı bir örnektir. Pen-cere içi zeminleri de renkli taşlarla mo-zayık süslemelidir. Camiin kalem işleri-ne gelince, işleri-ne kadar hazindir ki geçen-asırlar zarfında camiin kubbesinden iti-baren devrinin kalem işleri badana ile örtülerek yerlerini acı renklerle perişan bir surette bezenmiştir. İş bununla kal-mamış Sultan Mecid devrinde gelen bir mimar, Süleymaniye'yi son devir batı binaları gözüyle bakarak bilpayelerden itibaren o devirlerde dahi asıl taş olan aksamının üzerine kalın macunu vurul-mak suretiyle sarımtırak renkli yağlı bo-ya sürülmüştür. Bu ameliye bo-yarım kubbe

(4)

içlerine ve mahfel tavanlarına kadar si-rayet etmiştir. Hattâ kemerlerin yeşil porfirleri ve mermerleri bile taklit renk-lerle boyanmıştır.

Bu muhteşem âbideyi konstrüktif V e estetik bakımdan da zedeleyen bu durum, sanat mensuplarını üzmekte idi. Maamafih bunların ıslahı da çok önemli idi. Vakıflar Umum Müdürlüğünce esas-lı surette yaptırılan incelemelerin neti-cesi, gayri menkul eski eserler ve anıt-lar yüksek kurulundan da geçirilerek hâlen tatbikata başlanılmıştır ki, muaz-zam fil ayaklarını, kemerleri, kubbe ve tonozları örten sakil boyalar kaldırıl-makta, altından nefis mermerler, yeşil mozaikler, köfekiler asıl çehreleri ile çıkmaktadır. Kezalik yer yer de devrinin kalem işleri de bulunmaktadır. Mabed, şimdiden muhteşem varlığını kazanmış gibidir.

Camiin mihrap önündeki çevrede Kanunî ve Hürrem Sultan Türbeleri bu-lunmaktadır. Kanunî türbesi, sekiz kö-şeli, olup etraf revakları 29 sütuna müs-tenittir. Medhal üzerindeki kitabe 1566 hükümdarın vefat tarihini göstermek-tedir. Türbenin merkezî kubbesi sekiz sütuna müstenit sekiz kemer üstünde-Medhali ve içi pek nefis iznik ve İstan-bul çinileriyle bezelidir. Kubbesi: Güvez renk zemin üzerine mülâkârî süslemeli olup palmetlerin aralarına necef taşları gömülmüştür.

Türbenin merkez noktasında kanu-nî Sultan Süleymanın sandukası bulun-maktadır. Zamanla yanma kızı Mihri-mah Sultan, Süleyman II, Ahmet II, Sü-leyman II nin annesi Dilâşup Saliha Sultan ve kızı Asiye Sultan defnedilmiş-lerdir.

Biraz ileride bulunan Hurrem Sul-tan (Roscelane) türbesinin içi mütead-dit nişli olup, bunların köşeleri ilk defa burada rastlanan tatlı kırmızı renkte lâle ve erik çiçekli çinilerle bezelidir. Bu türbe de, Hurrem Sultandan başka Selim II nin şehzadesi Sultan Mehmet ile Ahmet II kızı da medfundur.

Süleymaniye külliyesinin, mektebi evvel ve sanî medreseleri halen Süley-maniye Kütüphanesidir. Tıp medresesi birçok unsurları .kaybetmiş olup şimdi dispanser olarak kullanılmakta ise de restosyonu gereklidir. Mukabilindeki

bi-Tamir edilen küçük kubbeler

marhane plân itibariyle fevkalâde mü-him olup şimdi Askerî matbaadır. Her halde bu nâdir eserin de aslî şekline göre restorasyonu şarttır. İmaret, tab-hane ve kârvansaray Türk ve İslâm e-serleri müzesidir. Salise, rabia, Darül-hadis medreseleri araziye tatbik ve plân itibariyle büyük bir hususiyet taşımak-tadırlar. Hayli zaman metrûk kalan bu kıymetli eserlerin tamiri de başlamış bulunmaktadır. Pek perişan bir halde bulunan hamam ile dükkânların da ele alınması; elhasıl 400 yaşındaki bu mu-azzam varlığın eski ihtişamına kavuştu-rulması Türk sanat tarihi bakımından bir borçtur.

Sözlerimize son verirken Süleyma-niye külliyesinin sol tarafındaki, so-kağın köşe başında ufacık bir sebil ile mini mini bir türbe görülür.

İşte bu türbe de, nice saraylar, ka-sırlar. köprüler, hanlar ve hamamlardan

başka 80 cami ve 400 mescid yapmış olan Koca Sinan medfundur ki, Muaz-zam eserinin yanında beliğ bir imzadır.

Kısa biblografya :

Ziya Koca İnan — Mimar Sinan. İstan-bul 1959

Celâl Esad Erseven — Türk San'atı 1928 Ahmet Refik — Mimar Sinan 1931 Mehmet İzzet — Süleymaniye camii,

mahfel 1338

Bruno Taut — Mimarî bilgisi 1938 Tahsin Öz — Süleymaniye camii Aylık

Ansiklopedi 1946

Kemalî Söylemezoğlu — İslâm dini ve ilk camiler Osmanlı camileri 1955 Semavi Evica — Petit Guide

İstan-bul 1955

Vakıflar dergisi — Sayı I 1942 Hadikatülcevami, Tezkeretiilayiniye,

Tezkeretülbünyan — Usulü mimarî Osmanî.

(5)

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 3’de verilen değerlere göre, kişilerin bankada çalıştıkları birimlere göre ifadele- rin ortalama değerleri arasında a= 0,05 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı

Seçtiği doğal sayının asal çarpanlarının çarpımı kadar kendisi, toplamı kadar rakibi puan kazanıyor.. Kutucukların içindeki sayıların çarpımı yanında yazan

Ünitesiz eğitimlerde kişiler eğer eğitime atanmış bir sınav varsa eğitim videosu tamamlandıktan sonra sınava katılım sağlayabilir..

Ayrıca, Discodermia calyx türü süngerden elde edilen proteinfosfataz enziminin etkisini azaltan “polyketide calyculin A” adlı bileşiği ve Luff eriella variabilis

BAKTERİYEL BOYA VE BAKIM GEREKTİRMEZ DAYANIKLI SUYA ANTİ. BAKTERİYEL BOYA

ÇETİN, Hikmet, 1937 Diyarbakır Doğumlu, Eski Başbakan Yardımcısı, Eski Milletvekili, Eski Dışişleri Bakanı, CHP Eski Genel Başkanı, Görüşme Yeri ve Tarihi: 12.01.2018,

Personelin nicelik ve nitelik olarak yetersiz olması, personel özlük haklarının bölge şartlarına göre düzenlenmemiş olması, bazı gümrük işlemlerinin az sayıda olan

San- ki burada, kendi küçük dünyasına aldırmayacak kadar yaşama uzaktan bakan bir gök cismi gibi hissetmişti kendini ve ilk kez o zaman anlamış- tı asıl özgürlüğün,