• Sonuç bulunamadı

Göknur Göğebakan, XVI. Yüzyılda Malatya Kazası (1516-1560), Malatya Belediyesi Kültür Yayınları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Göknur Göğebakan, XVI. Yüzyılda Malatya Kazası (1516-1560), Malatya Belediyesi Kültür Yayınları"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Göknur Gö~ebakan, XVI. Yüzy~lda Malatya Kazas~ (1516-1560), Malatya

Belediyesi Kültür Yay~nlar~, no. 6, Malatya 2002, XXIX + 458 s. + 1 harita.

Osmanl~~ döneminden günümüze ula~an ar~iv belgeleri aras~nda Tapu-Tahrir ya da Nüfus ve arazi say~m defterleri (rr) oldukça önemli bir yer tutmaktad~r. Bu defterlerin çok büyük öl-çüde XV-XVI. yüzy~llar~~ kapsad~~~n~~ belirtmek gerekir. Asl~nda timar ve iltizam sisteminin i~leyi-~ine esas olan bu defterler, günümüz tarihçileri, iktisatç~lar~, co~rafyac~lar~~ vb. taraf~ndan çok de~i~ik aç~lardan incelenmekte ve de~erlenditmektedir. Son y~llarda bu defterler ba~lam~nda bir sanca~~n, bir kentin, bir kazan~n belirli bir dönemdeki durumunu ele al~p i~leyen ara~t~rmala-r~n say~s~~ oldukça artm~~ur. Devlet Ar~ivleri Genel Müdürlü~ü bu defterlerden banlann~, harita ve clizin eklemek suretiyle uplubas~m halinde yay~nlam~~~ bulunmaktad~r. Defterlerdeki nüfus ve vergi kay~tlar~~ günümüzde bilgisayar düzeni içinde çok önemli bir veri taban~~ olu~turmaktad~r. W. D. Hütteroth ve Nejat Goyilnç'iln güneydo~u Anadolu, Suriye ve Irak'~n bir bölümünü içine alan bölge için yapt~ klar~~ çal~~ma, bu aç~dan dikkate de~er bir örnek olarak görülmektedir.

Dr. Gökn~~r Gö~ebakan'~n, 'FT verilerinden yola ç~karak Malatya Kazasnun XVI. yüzy~ldaki durumunu inceleyen çal~~mas~, ~imdiye kadar bu ba~lamda yap~lan ara~t~rmalara önemli kat-k~da bulunmaktad~r. Çal~~man~n ç~k~~~ noktas~~ olan TT yaln~z say~= yap~ld~~~~ tarihe de~il, Os-manl~~ öncesi dönemin sosyal ve ekonomik yap~s~na da önemli bir ~~~k tutmaktad~r. ~lk say~m def-terlerinin içinde yer alan kanunnameler, herhalde yüzlerce y~ll~k bir uygulaman~n, bir sosyal, ekonomik yap~n~n, vergi düzeninin izlerini ta~~maktad~r. Malatya'mn ilk say~m defteri 1519-1520 tarihlerinde tamamlanm~~~ ve her yerle~im birimine ait nüfus, vergiler, de~irmenler hakk~nda bilgi bu defterde yer alm~~t~r. Daha sonraki say~m defterleri 1536, 1547 ve 1560 tarihleri ta~~mak-tad~rlar. 1560 tarihini ta~~yan mufassal defter, Refet Y~nanç ve Mesut Elibilyük taraf~ndan daha önce yarnlam~~u (Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri (1560), Ankara 1983).

Bir doktora tezi olarak haz~rlanan bu çal~~mada öncelikle kullan~lan kaynaklar tan~t~lm~~, Malatya'n~n Osmanl~~ dönemine kadar tarihsel geli~mesi üzerinde durulmu~tur. Buras~mn tari-hin derinliklerinden beri önemli yollar~n bir kav~ak noktas~~ olmas~, Malatya'mn belli ba~l~~ ekono-mik ve ticari merkezlerle ileti~im kurmas~ nda belirleyici bir rol oynam~~ur. Kentin bu konumu onu, bir çok güçlerin bir parças~~ haline getirmi~tir. Kentin stratejik durumu, öteden beri Malat-ya'y~~ çe~itli devletler aras~nda tam bir sava~~ alan~na çevirmi~tir. Osmanl~lar taraf~ndan bir ara ele geçirilen fakat sonra yitirilen Malatya, son olarak, Mercidab~k sava~~ ndan sonra (24 A~ustos 1516) Memluklardan al~nd~. Böylece Darende, Gerger, Behisni, Divri~i, Kâhta, Ayntap gibi Mem-luk sultanl~~~na ba~l~~ yerler de Osmanl~~ yönetimi alt~na girmi~~ oldu.

Osmanh yönetimi'nin kurulmasundan sonra Malatya, hem bir sancak merkezi hem de bu ad alt~ndaki kentin merkezi haline geldi. Bu ara~t~rmada, kazan~n yönetimi, belli ba~l~~ görevliler, ~u ya da bu nedenle vergiden muaf tutulanlar hakk~ nda bilgi verildi~i gibi bunlar tablo halinde de gösterilmi~tir (s. 33-67).

Osmanl~~ kentinin temel özeliklerin ba~~ nda onun bir tak~m mahallelere bölünmü~~ olmas~~ gelmektedir. Mahalle, genellikle bir cami ya da mescit çevresinde olu~ur ve ad~n~~ da bu yap~dan al~rd~. Müslim ve gayri müslim mahalleleri birbirinden ayr~~ yap~lanm~~lard~. XVI. yüzy~lda Malatya kentinin 28 Müslüman, 4 gayri müslim mahallesi bulunuyordu. Bu mahallelerdeki hane say~s~n-dan yola ç~k~larak ve her hanenin 5 katsay~slyla çarp~lmak suretiyle nüfusunu yuvarlak biçimde hesap etmek olanakh görünmektedir. Buna göre Malatya kenti, 1519-1520 y~llar~ nda 6837,

(2)

1002 KITAP TANITMA

1530'da 6811 ve 1560 y~l~nda 8242 ki~ilik bir nüfusu bar~nd~r~yordu. Bütün bunlar ayr~ nt~l~~ hesap-lar sonucunda ç~kar~lm~~, Türk ve Ermeni nüfus aras~ndaki fark belirtilmi~tir. Do~u Anadolu'da Osmanl~~ yönetimi kurulduktan sonra bir çok yerlerde Ermenler, ticaret ve zanaat için kasabalara göç etmi~ler ve bu nedenle bir çok yerde kalabal~k bir ziimre olu~turmaya ba~lam~~lard~. Fakat Malatya merkez kazas~ nda durum tamamen tersidir. Bu dönemde yap~lan bütün sarmlarda Müslüman nüfusun oldukça a~~r bast~~~, gürülmektedir. Nitekim burada nüfus dengesi %88 gibi yüksek bir oranla Müslümanlar~n lehine hesaplanmaktad~r.

Malatya'n~ n geni~~ bu çevre ile ula~~m olanaklar~, kentin ekonomik ve ticari yönden canl~l~-~~ ncanl~l~-~~ korumas~ ndan önemli bir etken olmu~tur. Bu canl~lcanl~l~-~~~ n XVII. yüzy~lda da sürdü~üne ~üphe yoltur. Katip Çelebi ve Evliya Çelebi'nin verdi~i bilgiler bu görü~ü do~rulamaktad~r. Ken-tin içindeki hanlar, bedesten ve çar~~da çe~itli meslek gruplar~~ etkinliklerini sürdüruyordu. Def-ter verilerine dayan~larak yap~lan tablolar, bu konuda yeDef-terli bir fikir vermektedir. Kent halk~ n~n önemli bir bölümü tar~ mla u~ra~makla birlikte "sanayi" kapsam~ nda de~erlendirilebilecek bir üretimin de söz konusu oldu~u anla~~lmaktad~r. XVI. yüzy~lda Malatya'da önemsiz de olsa bir ki-ri~hanenin varl~~~~ dikkati çelunektedir. As~l önemli olan kentte dokurnac~li~~n geli~mesi ve buna ba~l~~ olarak "mahsul-i boyahane"nin önem kazanmas~d~r. Barut üretimine ba~l~~ olarak Malatya-'da bir de güherçile kârhanesi buluyordu.

Çal~~mada, vak~f eserlerine ve bunlara tahsis edilen gelirlere önemli bir yer ayr~lm~~ur. Belli ba~h camiler, mescitler, zaviyeler, medreseler, vb. üzerinde ayr~nt~~ olarak durulmu~tur.

Malatya'n~n çevresinde yer alan ve yönetim bak~m~ndan bu kazaya ba~l~~ olan belli ba~l~~ iskan yerleri, köyler ve bunlar~n nüfusuyla söz konusu yerle~im yerlerinin tan~t~m~~ bize çevrenin k~rsal özelliklerini tan~tmak aç~s~ndan önemli ipuçlar~~ vermektedir. Ayr~ca k~rsal kesimin üretim yo~un-lu~u, vergiler, bölgenin tarihsel süreç içinde ekonomik yap~s~n~~ daha yak~ndan tammam~za önemli bir katk~da bulunmaktad~r. Bu çevrede bilinen Osmanl~~ timar~ ndan farkl~~ olarak, Mali-kane-Divani sistemi ad~~ alt~nda bir uygulaman~n varl~~~, Ömer Lütfi Barkan'~n bu konu üzerinde yapt~~~~ ara~urmadan beri (1939) çok iyi bilinmektedir. K~saca an~msatmak gerekirse özetle diye-biliriz ki bu sistem Karaman, Sivas, Tokat, Amasya yöresi ve Suriye'de uygulan~yordu.

Malikane-Divani, iki ba~tan tasarruf edilen yani toprak ürünlerinden iki kez ö~ür al~nan mülk ve valufiar~~ kapsamaktad~r. Vak~f ve mülk sahipleri yüksek mülkiyet hakk~~ kendilerine ait bulunan bu topraklar~~ i~leyen köylülerden yaln~zca toprak kiras~~ istemek yetkisine sahip bulunu-yorlard~. Malikane hissesi denilen bu toprak kiras~, yerel geleneklere göre ürünün onda yedide, hatta be~te biri olarak kabul edilmi~tir. Bunu d~~~nda çiftçilerin devlete vermek zorunda olduk-lar~~ di~er bütün hak ve resimler, Divani hissesi ad~~ alt~nda toplanmaktad~r. Bu hisse de devletin temsilcisi konumunda olan sipahiye ya da mültezime ödeniyordu. Bunlar aras~nda toprak ha-rac~, çift, bennak, gerdek, tapu, a~nam vb. resimleri bulunuyordu. Bu durumda her köyün biri malikanesine, di~eri divanisine tasarruf eden iki sahibi vard~. Bu sistemin Osmanl~~ öncesinde Anadolu Selçuklu Sultanl~~~~ ve Karaman Beyli~i döneminde uyguland~~~ na ~üphe yoktur'. G& ~ebakan'~ n çal~~ mas~ nda malikane-divani sistemiyle ilgili verilerin Malatya ba~lam~ nda de~erlen-dirilmi~~ olmas~~ büyük bir önem ta~~maktad~r. öyle ki kimi yerlerde yaln~z Divani hisseye yani rü-süm-~~ örflyeye dayali timarlar~n bulunmas~~ dikkati çekmektedir. 1560'da Malatya'da vak~f gelirleri 300.854, mülkler 374.459, divani gelirler ise 1.456.913 akça tutuyordu.

Barkan'~n çal~~malar~~ d~~~ nda ayr~ca bk. ~~ine Beldiceanu - Steinherr, "Fiscalit et formes de possession de la terre arable dans "Anatolie preottomane" JESHO (Journal of the Economic

(3)

KITAP TANITMA 1003 Malatya ve çevresinde toprak tasarrufunda görülen bir özellik de burada mülk sahibi olan ki~ilerin eski Selçuklu, Memlüklu ve Dulkad~rl~~ beylerini temsil etmeleridir. Gerçekten Osmanl~~ imparatorlu~u, daha ba~lang~çtan itibaren ele geçirdi~i ülkelerdeki yerli beylerin, hanedanlar~n kazamlm~~~ haklar~na sayg~~ gösteriyor ve kendilerinden bir zarar gelmedi~i sürece onlar~~ yerinde b~rak~yordu. Ancak zamanla bu hanedanlar~ n tasfiyesi yoluna da gidilmi~tir2. Müslüman bir ül-kenin haltimi, hutbeyi ve sikkeyi Osmanl~~ hükümdar~~ nam~ na "mukarrer" etti~i takdirde, ye-rinde b~rak~ l~r ancak siyasal ve idari bir sak~nca görülürse bir ba~ka yerde görevlendirilebilirdi. Bununla ilgili olarak gerek ilk Osmanl~~ tarihlerinde, gerek Tl kay~tlar~nda ve di~er ar~iv malze-mesi içinde pek çok örnek bulunmaktad~r. Sözgelimi XVI. yüzy~l ba~lar~nda Osmanl~~ hizmetinde pek çok Akkoyunlu umeras~~ bulunuyordu3.

Sonuç olarak ~unu söyleyebiliriz: Dr. Göknur Gö~ebakan, XVI. yüzy~lda Malatya kazas~ndaki sosyal ve ekonomik de~i~imleri, nüfus hareketlerini, üretim ili~kilerini, toprak tasarruf biçimle-rini ve vergi düzenini TT verilerine dayanarak ortaya koymu~tur. Çal~~ma dönemin hem kentsel yap~s~na hem de k~rsal kesimine önemli bir ~~~ k tutmaktad~r.

ZEKI ARIKAN

2 Halil ~ nalc~ k, "Ottoman Methods of Conquest", Studia Islamica, II (1954), 103-129. 3 M. Tayyip Gökbilgin, "XVI. As~ r Ba~lar~ nda Osmanl~~ Devleti Hizmetinde Akkoyunlu Umeras~", Türkiyat Mecmuas~,IX (1951), 35-46.

(4)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak; kronik alkol al›m› ile oluflan asetaldehid, do¤rudan ITO hücrelerini aktive ederek kollajen art›- m›na yol açmakta, intestinal endotoksinler ve neo-anti-

Sonra bir şey hatırlamış gibi birden frene basıyor biraz ötede.. Sırayı bozmadan durduğu yere

484 │ İlyas K AYAOKAY , “Osmanlı Edebî Metinlerinde ‘Diş Bilemek’ Deyiminin Anlam Çerçevesi”.. diş

yüzyılda gerekse daha önceki dönemlerde Osmanlı ülkesindeki eski eserlerin Türkler tarafından yeterince korunmadığı konusunda acımasız eleştirilerde bulunan

Gördüs şehrinde Beğce Bey Camiinin aksine sadece 1575 tarihli defterde kaydını gördüğümüz ve banisinin Hacı Yahşi Çelebi İbn Hacı Bayram olduğu anlaşılan

Sonuç olarak, Kahraman Marafl ilinde difl hekimleri ve yard›mc› personeli hepatit B ve C için daha yüksek bir tehlike alt›nda de¤ildir.. Buna ra¤men, kan ve vücut

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

Projenin ulaşımını kolaylaştırmak için Ermiş İnşaat , tarihi köprünün 65 metre uzağında 15 metre uzunluğunda kaçak olduğu belirtilen bir köprü yapmaya başladı..