OSMANLI DEVLETI'NIN SON DÖNEMINDE U~AIrTA
HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜRECI*
SAD~VE TUTSAK" G~R~~~
Orta Asya'dan Anadolu'ya göç ederken Türklerin beraberinde getirdik-leri hal~c~l~k sanat~n'', XIII. yüzy~l~n üçüncü çeyre~inde iskân~n ~ekillendi~i tahmin edilen U~ak yöresinde ya~att~klar~~ bilinmektedir2. U~ak ve civar~na yerle~en Türkmen ve yörük a~iretlerinden K~ n~kl~, Kaçar, Karakeçili, K~z~lkeçili ve Tekeli gibi boylar, Orta Asya kökenli olan hal~c~l~~~3 ayakta tu-tarak, XVI. yüzy~lda buras~n~~ bir hah merkezi haline getirmi~lerdir4. El sanat~~ ~eklinde geli~en dokumac~l~~~n önemli bir kolunu te~kil eden hal~ c~ l~ k5, yörede ev ve aile d~~~na ta~madan her ailenin kendine ve k~z~na gerekli olan hah, kilim, sand~k ve yün örtüsü imâl etmesi ile a~ama kaydetmi~tir".
U~ak hal~lar~ n~ n XVI. yüzy~lda önem kazanmas~~ ve Avrupa'da tan~nmas~nda, Anadolu'ya gelen Avrupal~~ ressamlar~n yapt~~~~ resim ve tablo-lar~n katk~s~~ küçümsenemez. Bu yüzy~l~n ba~tablo-lar~nda U~ak yöresine gelen Al-man as~ll~~ ressam Holbein'in tablolar~nda resmetti~i hah desenleri, U~ak hahlar~mn tan~nmas~na vesile olmu~tur. Yüzy~l~n sonlar~na kadar Italyan ve Alman Ressamlar (Jan Vermeer, Gerarth Tecborch, Paris Bordane, Alessan-
* 14-19 Haziran 2004 tarihleri aras~nda Polonya-Var~ova'da düzenlenmi~~ olan Uluslararas~~ CIEPO-16 Sempozyumunda 15 Haziran 2004 tarihinde sunulan "Osmanl~~ Devleti'nin Son Döneminde U~ak'ta Hal~c~l~~~n Makinele~me Süreci" konulu tebli~imin geni~letilmi~~ ~eklidir.
** U~ak Üniversitesi, U~ak Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Ö~retim Üyesi. I Besim Atalay, Türk Hahc~l~~~~ ve U~ak Hal~lar~, Ankara, 1967, s.22.
2 Tuncer Baykara, "Bat~~ Anadolu'da Bir Peçenek Beyi: K~z~l Bey", Belleten, LXII/235, Aral~k 1999, s.744.
3 Atalay, a.g.e., s.22.; Donald Quataert, Sanayi Devrimi Ça~~nda Osmanl~~ imalat~~ Sektörü, çev: Tansel Günay, ~stanbul, 1999, s.241.
Samuk, "Tarihte U~ak Hal~lar~", Kaynaklar, Say~:3, 1984, Ankara, s.40; Samuk, "U~ak Hal~larm~n Dünü Bugünü", Türk Dünyas~~ Ara~t~rmalar~, Say~:32, Türk Hal~lar~~ Özel Say~s~, Ekim 1984, s.111.
5 Rifat Önsoy, Tanzimat Dönemi Osmanl~~ Hah Sanayi ve Sanayile~me Politikas~, Ankara, 1988, s.86.
6 Samuk, "U~ak Hal~lar~mn...", s.I11.
66 SAD~YE TUTSAK
dro Varotari) tablolar~ nda, bahsedilen hah desenlerini çokça kul-lanm~~lard~ r. Hatta XVI. yüzy~lda U~ak hal~lar~ nda "Holbein Hal~lar~" nam~yla an~lan bir hah ~ekli has~l olmu~tur7.
XVI. yüzy~lda U~ak hah motifierinde ba~layan de~i~iklik ve de~i~imler Holbein Halisi olarak adland~r~lan hah çe~itlerinde gözlenmektedir. Özellikle, bu yüzy~l~n ikinci yar~s~ndan sonra dünyaca tan~nan U~ak hal~lar~n~n en karakteristik özelli~i madolyon motifi olmu~tur. 1570-1656 y~llar~~ aras~nda Avrupal~~ ressamlar~n tablolar~nda gözlenen madalyonlu U~ak hal~lar~~ ayn~~ zamanda Avrupa pazarlar~nda da büyük ilgi görmü~tür. Londra' da "Victoria and Albert Museum" Paris'te "Musee des Art Decoratifs", Viya-na'da "Österreichische Museum" Newyork'ta "Metropolitan Museum" gibi müzelerde bu devirdeki en ünlü hah koleksiyonlar~mn bulunmas~~ bunun bir ifadesidir8.
XVI. ve XVII. yüzy~llarda ~talya, ~ngiltere ve Hollanda'da çok say~da Osmanl~~ halisi bulundu~u bilinmektedir. XVII. yüzy~lda Hollanda ressam-lar~ n~n tabloressam-lar~ndan Erdel halisi olarak an~lan bir Osmanl~~ hah çe~idi, büyük bir ihtimalle Anadolu'da hali merkezi konumundaki U~ak yöresinin bir ürünüydü. Erdel'de Kalveci kiliselerinde çok kullan~lmas~ndan dolay~~ bu adla tan~nm~~~ olsa gerek°. XVII. yüzy~l~n ikinci yar~s~nda Anadolu'ya gelen seyyah Evliya Çelebi, yörenin me~hur sanayisi olan U~ak hal~lar~ndan bahse-derek, "divanhane ve cami hal~lar~~ i~ler"inin bu sahada ibret verici numune-ler oldu~undan övgüyle sözetmektedirm.
A. USAK'TA HALI ~MALATININ T~CAR~LE~MES~~
~stanbul Camileri (Süleymaniye, Selimiye, Fatih Camileri ve Türbeleri) ile saraylar~ na serilmek üzere U~ak'a hah sipari~inin XVI. yüzy~lda yap~lmas~yla U~ak' ta bu el sanat~~ canlanmaya ba~lam~~t~r". Türklerden ba~ka ~ zmir liman~ nda bulunan ~ngilizler de buradan U~ak halisi sat~ n
7 Samuk, "Tarihte U~ak...", s.40-41.
8 Samuk, "Tarihte U~ak...", s.41.
8 Sura~ya Faroqh~, Osmanl~~ Kültürü ve Gündelik Ya~am, Ortaça~dan Yirminci Yüzy~la, ~stanbul, 2000, s.172-173.
I° Evliya Çelebi, Seyahatnamesi, Anadolu Suriye ve Hicaz (1671-1672), Cilt IX, ~stanbul, 1935, s.39.
Il Samuk, "Tarihte U~ak...", s.40. Süleymaniye Cami ile ~stanbul Evkaf Müzesi'nde bu hal~lardan geriye kalan baz~~ parçalar mevcuttur. Bkz: Gonca Samuk, "U~ak Hal~larm~n...", 5.114.
U~AICTA HALICILI~1N MAK~NELE~ME SÜREC~~ 67 alm~~lard~ r". XVI. yüzy~lda hal~lar~n yük arabalar~~ deve ve at s~rtlar~nda ta~~narak Avrupa'ya gönderilmeleri, bu sahadaki ticaretin belli bir potansi-yele ula~t~~~na i~aret etmektedir". Önceden ~zmir liman~ndan fazla U~ak halisi sat~n almayan ~ngilizler, bu yüzy~l~n sonlar~na do~ru sömürgelerini geni~letmesiyle daha fazla miktarda hah ithal etmi~lerdir". Daha sonralar~~ Hollandal~lar, ~talyan Prenslikleri, Av~~sturyal~lar ve Almanlar, hatta M~s~rl~lar, ~zmir'den U~ak hahlarma ra~bet göstermi~lerdir. U~ak hal~lar~~ Av-rupa'da sadece ressamlar~n tablolar~na konu olmakla kalmam~~, önde gelen kilise, müze ve soylu ailelerin evlerinde vazgeçilmez bir e~ya olarak yerini alm~~t~r". XVIII. yüzy~lda hal~c~l~kta ba~layan genel bir gerilemeye ra~men, U~ak hal~c~l~~~~ sa~lam bir gelene~e sahip oldu~u için bozulmadan yoluna devam etmi~tir. Bunun bir neticesi olarak, XVIII. ve XIX. yüzy~llarda ~zmir liman~ndan hah sat~n alan yabanc~lar aras~nda ~ngilizler ilk s~rada bu-lunmu~lard~r".
Osmanl~~ Devleti'nde kaliteli hah dokumac~l~~~nda Kandiye, Selanik, Ni~, Sivas, Ni~de, Konya, Mara~, U~ak, ~zmir ve Halep önde geliyordu. ~mal edil-dikleri yörenin ad~yla an~lan bu hahlar içerisinde en fazla ihraç edilen ve sa-raylarda kullan~lan U~ak hal~lar~~ ~zmir liman~ndan ç~kt~~~~ için daha ziyade "~zmir halisi" olarak isimlendirilmi~lerdir". 1840'larda ~ehrin temel iktisadi faaliyetini te~kil eden U~ak hal~lar~, ~zmir liman~n~n en önemli ticari kalem-lerden birisiydi. Bunun paralelinde 1870'lerde Anadolu'daki bu imalatm dörtte üçünün bu ~ehirden yap~lmas~, U~ak'~n hal~c~l~ktaki a~~rl~~~n~~ ortaya koymaktad~r. 1880'lerden 1890'lar~n ortalar~na kadar hah dokumac~l~~~, yörede iki kat daha art~~~ gösterirken, 1900'lerde ise zirveye ç~karak üçte bir oran~nda üretimde ilerleme kaydetmi~tir".
Bat~~ Anadolu'nun en önde gelen hah imalathanesi, 84.000 m.'lik y~ ll~ k üretimi ile U~ald~~ Hac~~ Halil Efendi'nin idi. Osmanl~~ Devleti'nin 1863 y~l~nda açm~~~ oldu~u uluslararas~~ nitelikte ilk büyük sergisi olan Sergi-i
12 Samuk„ "U~ak Hahlarmin...", s.114. 13 Quataert, Sanayi Devrimi Ça~~nda..., s.241. 14 Tutsak, "Osmanh Devleti'nin...", s.65.
16 Atalay, a.g.e.,s.22.
16 Samuk, 'Tarihte U~ak...", s.41.
17 önsoy, a.g.e., s.86.; Donald Quataert, "Machine Breaking and Changing Carpet Industry of Western Anatolia 1860-1908", Warkers, Peasants and Economic Change In The Ottoman Empire 1730-1914, ~stanbul, 18893, s.119.
68 SADIYE TUTSAK
Osmani (~stanbul Sergisi)'ye gönderilen 220 hali numunesi içerisinde U~ak ve Kütahya taraflar~nda çok miktarda dokunan sofa hal~lar~~ U~ak'~ n iki büyük hah fabrikas~~ müdürleri Hac~~ Halil Efendi ile M. Schiffmann ta-raf~ndan sergiye konulmu~tur. Aç~k kahverengi zemin üzerine mavi, ye~il, sar~, portakal gibi canl~~ renklerin hakim oldu~u kaliteli bu hal~lar~n hem renk hem de desen bak~m~ndan canl~~ bir görünümü vard~'9.
XVI. yüzy~ldan XIX. yüzy~la kadar U~ak ve çevresinde hal~lar, el tezgah-lar~nda üretilen bir endüstri dal~~ olarak pekçok evin gelir kayna~~yd~. Erkek-ler yün-yapa~~~ i~Erkek-leri ile me~gul olurken, kad~nlar ise hali dokuyarak aileErkek-lerini geçindiriyorlard~. Hal~c~l~~~n yan kollar~~ olan iplik ve boyahaneler halk~ n geçimini sa~layan atölyeler ~eklinde ortaya ç~km~~t~r-20.
Co~rafi ke~ifler sonucunda dünyada ba~layan iktisadi sahadaki bu de~i~im sürecinden nasibini alan Osmanl~~ ülkesinde yabanc~~ sermayenin te-kelle~me çabas~, U~ak hal~c~l~~~na yans~mas~ndan dolay~~ konumuz itibariyle incelenmeye de~er bir hadisedir.
1. Kapitalizmin Yay~l~~~~ ve Osmanh Devleti üzerine Tesiri
XV. yüzy~l~n sonlar~na do~ru Avrupal~lar~n kendi k~talar~~ d~~~ndaki yer-leri ke~fetrneye ba~lamas~yla ticaret yollar~~ de~i~ime u~ram~~t~r. Fakat, Asya ve Avrupa aras~ndaki baharat ticaretinin hemen yüzy~l~n ba~lar~ndan itibaren Hint ve Atlantik Okyanusuna kaymad~~~~ da bilinmektedir'". XVI. yüzy~l~n sonlar~na kadar Portekizliler, baharat ticaretini Hint Okyanusu'na tamamen yönlendiremedi~i için bu bölgede Müslüman tüccarlar ile rekabet halindey-diler. XVI. yüzy~l~n sonlar~~ ile XVII. yüzy~l~n ba~lar~nda Hollanda ve ~ngiliz ticaret ~irketlerinin devreye girmesiyle Ortado~u ve Akdeniz ticaret limanlar~~
'" Önsoy, a.g.e., s.86-87; Fabrika sahibi olan Hac~~ Halil Efendi'nin Istanbul'da Mercan'da Karagülhane biti~i~inde açt~~~~ numune ma~azas~nda her çe~it hah ve seccadeler mevcuttu. Bu ma~azada %20'lik bir indirimle hah sat~~~~ yap~l~yordu. Istanbul'da bulunmayan hal~lar iste-nildi~inde ~zmir'den getirilecekti. Bu bilgiler ~~~~~nda, Hac~~ Halil Efendi'nin hal~c~l~ kta Bat~~ Anadolu'da nüfuzlu bir ki~i oldu~u anla~~lmaktad~r. BItz: R~~zname-i Ceride-i Havadis, Say~:24, 18 Rebiülevvel 1278/23 Eylül 1861.
20 Gonca Samuk, 'Tarihte U~ak...", s.42. 21
~evket Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi Tarihi 1500-1914 ~stanbul, 1999, s.70-72; Her-bert Heaton, Avrupa iktisat Tarihi, ilkça~dan Sanayi Devrimine, çev: Mehmet Ali K~l~çbay, An-kara, 1995, s.215-219.
U~AKTA HALICILI~IN MAKINELE~ME SÜRECI 69 gittikçe sönükle~irken Hint Okyanusu'nda deniz ticareti canlanm~~t~ r. Bu durum Akdeniz devletlerini ve Osmanl~~ Devletini menfi yönde etkilemi~tir22.
XVII. ve XVIII. yüzy~llarda uzun vadeli ekonomik bunal~m~n içine sürüklenen Bat~~ Avrupa ülkelerinde i~sizli~in yayg~nla~maya ba~lamas~yla Hollanda, ~ngiltere ve Fransa gibi devletler, ekonomilerini canland~ rmak ve i~sizli~i azaltmak için ülke içindeki alt~n ve gümü~~ miktar~n~~ artt~rmaya yönelik farkl~~ bir d~~~ ticaret siyaseti izlemeye ba~lad~lar. Milli serveti artt~rmay~~ amaçlayan bu siyasette, ithal edilenden fazla ihraç edilmesi, yani d~~~ ticaret aç~~~n~n fazla olmas~~ hedefienmi~tir. Ülkelerindeki üretimi d~~~ re-kabetten korumak suretiyle, üretimi artt~rarak i~sizlik meselesi de çözülmeye çal~~~lm~~t~r. Bu siyaset çerçevesinde Bat~~ Avrupa ülkeleri d~~~ ticaretini kendi tüccarlar~~ ve kendi filosu ile yaparak, tüccar ve filolanna tekelci bir ayr~ cal~ k sa~lam~~lard~r. Osmanl~~ Devleti hem XV. ve XVI. yüzy~llarda hem de XVII. ve XVIII. yüzy~llarda bu ticaret sisteminin tersine, ithalat~~ s~n~rland~r~p ihracat~~ artt~rmak yerine, ithalata destek vererek ihracat~~ gerekli gördüklerinde yapm~~lard~r23.
XVII. ve XVIII. yüzy~llarda deniza~~r~~ ticaret ve sömürgecilik, pek çok Avrupa ülkesi için sermaye birikimini yaratm~~nr. XVIII. yüzy~l~n ilk yar~s~nda ~ngiltere'nin ihracat~ndaki %85'lik bir pay olu~turan yünlü kuma~~ ve di~er mamul mallar, Kuzey Amerika'daki sömürgeleri için önemli bir pazard~. XVIII. yüzy~lda tekstil sahas~nda Hindistan ve di~er Avrupa ülkeleri ile reka-bet edebilecek bir düzeye ula~m~~t~r. XVII. ve XVIII yüzy~llarda ~ngiltere'nin Do~u Akdeniz bölgesinde ticari tekelle~mesi, Levant Company taraf~ndan yürütülmü~tür. Fakat XVIII. yüzy~lda ~ngiltere'nin ticari nüfusu s~n~rl~~ kal~rken, Marsilya'da Do~u Akdeniz ticaretini üslenen tüccarlar egemen olmu~tur. Avrupa'n~n Osmanl~~ Devleti ile ticari ili~kilerinde art~~~ görülmekle birlikte, Avrupa'da üretilen mallar~n Osmanl~~ ülkesini istilas~, sanayi devri-minden sonra XIX. yüzy~l~n ilk çeyre~inde ba~lam~~t~r". Sanayi devrimi ile ilkönce ~ngiltere, akabinde Bat~~ Avrupa ülkeleri (Fransa, Belçika, Almanya ve di~erleri) dü~ük maliyetle ürettikleri mallara yeni pazarlar ararken bol ve ucuz g~da maddeleri ve hammaddeleri bulmaya çal~~m~~lard~r. Dünya ticareti böylece geni~lerken dünya ekonomisinde olu~an hiyerar~ik yap~n~n üst ba-
22 Pamuk, Osmanh-Türkiye iktisadi..., s.73-74. 23 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi._ s.120. 24 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi..., s.120-121.
70 SAD~YE TUTSAK
sama~~nda sanayile~mi~~ Avrupa devletleri ile Amerika Birle~ik Devletleri yer al~rken, üçüncü dünya ülkeleri alt basama~~~ te~kil etmi~tir25.
Dünyada bu geli~meler ya~an~rken Osmanl~~ Devleti'ne bakt~~~m~zda, ülkedeki iktisadi hayat~n temelini te~kil eden tar~m, devlete ait miii toprak-lar~n i~letilmesi anlay~~~~ ile te~ekkül etmi~~ olan t~mar sistemine dayanmak-tayd126. XVI. yüzy~lda k~rsal kesimde ya~ayan nüfusun %90'n~n~n büyük bir k~sm~, miri topraklar üzerinde ve aile i~letmeleri ~eklinde zirai faaliyetlerde bulunmu~tur". Siyasi ve ekonomik ~artlar~n XVII. ve XVIII. yüzy~llarda de~i~meye ba~lamas~yla birlikte önemini yetirmeye ba~layan umar sisteminin ticarete yönelik bir üretim anlay~~~~ olmamas~~ yüzünden nüfusun büyük bir k~sm~, Avrupa'daki gibi büyük sermaye birikimini gerçekle~tirememi~tir. Osmanl~~ Devleti'nde sanayi üretimi ve üretilen mallar~n pazarlanmas~, d~~a kapal~~ bir iktisat anlay~~~~ ~eklinde te~kilatlanm~~~ olan loncalar kanal~yla yürütülmekteydi. Yeni geli~melere ayak uyduramayan lonca te~kilat~, XIX. yüzy~lda çölunü~28 ve XX. yüzy~l ba~lar~nda resmen kald~r~lm~~ur29.
XIX. yüzy~l öncesinde oldu~u gibi, Tanzimat Ferman~~ ve sonras~nda dev-letin iktisadi siyasetini, siyasi, askeri ve mali öncelikleri yön veriyordu. Devle-tin XIX. yüzy~lda ba~latt~~~~ sanayile~me hamlesinin temelini, ordunun ve devletin ihtiyaçlar~n~~ tedariki te~kil etmekteydi. Bu gaye ile olu~turulan fab-rikalar, ~stanbul ve çevresindeki Yedikule'den Küçük Çekmece'ye kadar uza-nan sahada tesis edilen yünlü, pamuldu dokuma fabrikalar~, feshane, top-hane ve tersanelerle demir-dökümtop-haneleriydi. Hereke'de iplik dokuma fab-rikas~~ ile ~zmir'de ka~~ t fabfab-rikas~~ bu te~ebbüsün bir mahsulüydü. Fakat üretilen mallar devlet taraf~ndan sat~n al~nmas~na ve ithal mallar~n rekabe-tinden korunmas~na ra~men, büyük bir k~sm~~ i~letilemedi~inden üretimi durdurmak mecburiyetinde kal~nd~m.
Sanayi devriminden sonra Osmanl~~ Devleti'ni aç~k pazar olarak gören ~ngiltere ile ilk ticari temas~m~z, II. Murad'~ n 1579 y~l~ nda Kraliçe Elizabeth' e hitaben yazd~~~~ bir mektupta üç ~ngiliz tüccar~na (William Harborne, Edward Osborne ve Richard Staper) verdi~i imtiyazla ba~lad~. 1580 y~l~ nda
25 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi..., s.153. 26 Önsoy, a.g.e., s.3.
27 Pamuk, Osmanl~-Türkiye s.32.
28 Önsoy„ a.g.e., s.3-4.
29 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi..., s.162.
U~AICTA HALICILI~IN MAK1NELE~ME SÜREC~~ 71
~ngilizlerin Türkiye'de serbest ticaret yapmalar~n~~ onaylayan bir ahidname-nin verilmesi neticesinde 12 ~ngiliz tüccar~~ 7 sene müddetle Turkey Com-pany (Türkiye KumCom-panyas~) tesis edildi. Daha sonra Turkey ComCom-pany ile Venice Company'nin birle~tirilmesiyle kurulan Levant Company'e 12 y~ll~k bir imtiyaz verildi. Bu ~irketin büyük ka'r elde etmesinin sebebi, mal~~ mal ile mübadele etmesinden kaynaklan~yordu. Fakat XVII. yüzy~lda mübadele sis-teminin önemini kaybetmeye ba~lamas~yla ~ngiltere, di~er devletlerin yapt~~~~ gibi para ile ticarete yöneldi. ~ngiliz ticaret gemileri ile Osmanl~~ ülkesine mensucat, maden, boya ve g~da maddeleri ile baharat getirildi. Mehmet Ali Pa~a isyan~nda ~ngiltere'nin deste~ini almak amac~yla ~ngiltere'ye iktisadi imtiyazlar veren Balta Liman~~ antla~mas~yla?' ~stanbul, Bursa, Amasya, Diyar-bak~r, Halep, ~am gibi yerlerde iplik e~-irme ve kuma~~ dokuma gibi faaliyet-lerde el tezgahlann~n gittikçe gerilemekte olduklar~n~~ yerli ve yabanc~~ sey-yahlar ifade etmektedir. Avrupa'dan ithal edilen pamuklu tekstil ürünleri oran~~ 1820'den 1914 y~l~na kadar 100 kattan fazla bir art~~~ göstermi~tir32.
XIX. yüzy~l~n ba~lar~nda Anadolu'ya bakt~~~m~zda ço~u k~rsal alana yay~lm~~~ olan nüfusun köy ekonomisi çerçevesinde giyim e~yalar~, tar~msal aletler vs. gibi gereksinimlerini üretip tüketiyordu. Zirai faaliyetlerin zay~flad~~~~ mevsimlerde pamuk ve yünler, kad~ nlar taraf~ndan i~lenip e~rilerek iplik haline getiriliyordu. Daha sonra bu ipliklerden el tezgah-lar~nda kuma~~ imal ediliyordu. K~rsal alanda yayg~nla~an dokumac~l~k Avru-pa'da üretilen mallar~n Anadolu'da yerel pazarlara girmesiyle h~zl~~ bir dönü~üm süreci ya~am~~t~r. Köylüler vakitlerinin büyük bir k~sm~n~~ pazara yönelik tar~msal faaliyetlere ay~rarak pazarlarda giyim ve di~er gereksinimle-rini sat~n almaya ba~lad~lar. Mesela XIX. yüzy~l~n ikinci çeyre~inde ~ngiliz sanayisinin ucuz ve sa~lam mallar~n~n pazarlara girmesiyle k~rsal nüfus iplik e~irmek yerine ipli~i pazardan almaya ba~lad~~~ndan gittikçe Anadolu'da ip-lik e~irmecili~i ortadan kalluna~a yüz tutmu~tur".
Bu yüzy~lda k~rsal alanda tar~m d~~~~ faaliyetler içerisinde ihracat amaçl~~ hal~~ dokumac~l~~~~ art~~~ göstermi~tir. Avrupal~~ ve yerli tüccarlar ta~rada doku-nan hal~lar~~ ucuz fiyatlarla toplayarak ihraç ediyorlard~. D~~~ devletlerden ge-len talebin gittikçe artmas~yla yabanc~~ sermaye, bu sahada te~kilatlanmaya
31 Mübahat S. Kütüko~lu, Osmanl~-~ngiliz ~ktisâdi Münâsebetleri 1 (1580-1838), Ankara, 1974, s.11-15,18-19, 101.
32 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi..., s.166-167.
72 SADIYE TUTSAK
giuni~tir34. A~a~~da ele ald~~~m~z U~ak hahc~l~~~~ üzerinde yabanc~~ sermayenin kurmaya çal~~t~~~~ tekelle~me, bu te~kilatlanman~n bir parças~n~~ te~kil etmek-tedir.
2. U~ak Hahc~li~~nda Yabanc~~ Sermayenin Tekelle~mesi
Orta Asya Türk kültürünün bir uzanus~~ olarak gelen hal~c~l~k, U~ak'ta canlanarak Avrupa'ya ta~m~~, kalitesi ve güzelli~i ile Avrupal~lar' tarihi süreç içerisinde büyülemi~tir. XVIII. yüzy~lda Avrupa'da en çok aran~ lan U~ak hal~lar~na talebin fazla olmas~~ sebebiyle motiflerde bozulman~n da yine bu yüzy~lda ba~lad~~~~ bilinmektedir. Bu süreçte geleneksel desenlerin yan~s~ra yeni örneklerle zenginle~tirilen hal~lar, Avrupa'ya ihraç edilmi~tir35.
XIX. yüzy~lda kapitalist Avrupa Devletlerinin adeta yar~~ sömürgesi du-rumuna dü~en Osmanl~~ Devleti, içinde bulundu~u iç ve d~~~ ~artlar sebebiyle sanayile~meyi gerçekle~tiremedi~inden, ancak ham maddeyi ihraç, i~lenmi~~ mal~~ ithal edebilecek bir konumdayd~. Çok nadir olarak d~~ar~ya ihraç edilen i~lenmi~~ mallar~n en önemlisi, el dokumas~~ hal~lard~. Daha ziyade ~ehirlerde örgütlenen lonca te~kilat~, ta~rada yayg~nl~k kazanm~~~ olan hal~c~l~~~~ denet-lemekten uzakt~. Bu sanat dal~, daha hür bir ~ekilde ev sanayisi ~eklinde geli~ip büyümü~tür. Bat~~ Anadolu hal~lar~na yabanc~~ ülkelerden talebin ol-mas~na ra~men XIX. yüzy~l~n ortalar~na kadar hal~~ ticareti, özel sipari~ler d~~~nda, kapal~~ bir ekonomik yap~n~n içinde s~k~~~ p kalm~~t~r. Daha ziyade Müslüman Türk tüccarlar taraf~ndan organize edilen bu ticaret, hal~~ doku-nan merkezlerdeki ev tezgahlar~na sipari~~ vermek suretiyle yürütülmü~tür3". Bir ~ngiliz ~irketine ba~l~~ olan ~zmir'deki baz~~ yabanc~~ tüccarlar, 1830'1u y~llar~n ba~lar~na kadar ticari anlamda U~ak'tan ~zmir'e yap~lan hal~~ sevki-yaunda hiç de az~msanmayacak boyutta faaliyet göstermi~lerdir37. P de An-drea (1836), Habif ve Palako (1840), T.A. Spartal~~ (1842) Bat~~ Anadolu hal~~ ticaretinde yer alsalar da, bu sahada as~l a~~rl~~~~ Müslüman Türk tüccarlar te~kil etmi~lerdir38. XIX. yüzy~l~n ortalar~nda ~zmir'deki yabanc~~ tüccarlar~n kurmu~~ oldu~u ticarethaneler, hal~c~l~k sektöründeki kontrolü sa~layabilmek için, özellikle U~ak'taki Müslüman firmalarla rekabete giri~mi~lerdir.
31 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi._ s.181-182. 35 Samuk, "U~ak Hal~lar~n~n...", s.132-133.
36 Sabri Yetkin, "II. Me~rutiyet Öncesi Ege'de ~irket-i Milli Denemesi: U~ak Osmanl~~ Hah
Ticarethanesi-I", Toplumsal Tarih, V/26, ~ubat 1996, s.14.
37 Q~~ataert, a.g.m., s.121.
U~AK'TA HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜRECI 73
Hal~c~l~k konusunda bir ticari a~~ kurmaya çal~~an yabanc~~ sermayenin en büyük destekçileri gayrimüslimler olmu~tur". Bu esnada, Bat~~ Anadolu'da köylülere malzeme vererek sipari~~ ile hah dokutan Müslüman Türk tüccarlar içerisinde Hac~~ Ali Efendi en ünlü isim olarak göze çarpmaktad~r". Bu ki~inin hal~~ imalat~~ için 3.000 evle ba~lant~~ kurmu~~ olmas~41 bu dü~üncenin farazi olmad~~~n~~ ortaya koymaktad~r.
XIX. yüzy~l~n ikinci yar~s~ndan itibaren Bat~~ Anadolu hal~c~l~~~nda Avru-pal~~ tüccarlar~n kendilerini bu sahada hissettirerek, tekelle~meleri dikkati çekmektedir. U~ak'ta ve di~er hah dokunan sahalarda Avrupal~~ tüccarlar~n h~zl~~ bir ~ekilde say~lar~n~n artmas~, suni boyalar~n icad~yla e~~ zamanl~~ gerçekle~mi~tir. 1860'lar~n ba~lar~nda bir Frans~z ~irketi olan A. Griraud, U~ak'ta hah imalat~~ için kolay malzeme tedarik etti~inden, hal~~ sat~n alan-lar~n teveccühünü kazanm~~ur42. Ayn~~ zamanda P de Andrea, Habif ve Po-lako ile T.A. Spartal~~ adl~~ yabanc~~ tüccarlar~n 1864 y~l~nda U~ak ve çevresinde iplik ve model vererek hal~~ dokutmaya ba~lamalanyla ~ngiliz sermayesinin do~rudan U~ak hal~c~l~~~mn içerisine girdi~i anla~~lmaktad~r". Kendi ad-lar~na dokuttuklar~~ hal~lar~~ do~rudan ihraç etmi~lerdir". Bat~~ Anadolu tica-retinde bu dönemeç, tesadüfi bir hadise neticesinde gerçekle~memi~fir". Pek çok üretici ve tüketici ile ili~ki kurmay~~ hedefleyen yabanc~~ sermaye sa-hipleri liman kentlerinden iç kesimlere giden ticari bir a~~ kurmaya
39 Donald Quataert, Osmanl~~ imparatorlu~u 1700-1922, çev: Ay~e Berktay, ~stanbul, 2002, s.261.
40 Orhan Kurmu~, Empe~yalizmin Türkiye'ye Giri~i, ~stanbul, 1984, s.102; Yetkin, "H. Me~rutiyet öncesi...-I" s.14.; Quataert, a.g.m., s.121.
41 Quataert, s.121. 42 Quataert, a.g.m., s.121.
43 Zeki Sönmez, "Bat~~ Anadolu Türk Hahc~l~~~mn 19. Yüzy~ldaki Durumu Üzerine", Türk Dünyas~~ Ara~t~rmalar~, Türk Hal~lar~~ özel Say~s~~ 32, Ekim 1984, s.98.
44 sZh~ataert, a.g.m., s.121.
49 Yetkin, "II. Me~rutiyet öncesi...-I", s.14; Izmir'de bulunan Metrordi(?) ve ~iirekas~~ 15 Haziran 1849 tarihinde ~ngiliz Konsolosuna ya~m~~~ oldu~u mektupta Anadolu'daki baz~~ e~yalar~n ve özellikle ~ngiltere'de imal edilen mallar~n ticaretini Londra'daki ~irketlerinin he-sab~na yapt~klar~n~~ söz ettikten sonra, "hevâyic-i zarûriyeden mâ'düd e~yân~n is~ili z~mn~nda ticâretin tevsi' lâz~m gelmekle yirmi sene mukâddem U~ak kazas~nda reâya olmak aliyyeden ve Rum milletinden Kostandi ve Dimitri Dimito~lu Nama 'n~n zir-i idâresinde olarak bir ticâret vekâleti tezyid olunub merkiimlar bizim hâlimize bey' ve ~irâ' itmekde olurlar" ifadesinden XIX. yüzy~l~n ilk yar~s~nda ~ngiliz sermayesinin U~ak'a girdi~i kanaati olu~maktad~r. Bkz: BOA, HR. MKT. 26/41 1265.B.24.
74 SADIYE TUTSAK
çal~~m~~lard~r46. Bat~~ Anadolu'da bahsedilen ticari a~~n olu~mas~~ için 1860'11
y~ llarda ~zmir-Ayd~n demiryolunun ~ ngilizler taraf~ ndan yap~ m~ na
ba~lanmas~, bu dü~üncenin bir parças~n~~ te~kil etmektedir. 1862 y~l~nda
Ayd~n demiryolunun Efes'e ba~lanmas~yla Selçuk, Ayd~ n, Nazilli,
Sultanhi-sar, Söke, Kasaba, Ödemi~, Tire ve Bay~nd~r gibi yerle~im birimlerine
ula~~m~n be~de dördü nispetinde lusalm~~ur". 1863 y~l~nda imtiyaz' al~nan ve
1866'da tamamlanan ~zmir-Kasaba (Turgutlu) demiryolu hatt~ , 1872 y~l~nda
Kasaba'dan Ala~ehir'e, 1888 y~l~nda ise Manisa'dan Soma'ya kadar
yap~lm~~t~r. Bu demiryolu hatt~n~n 1893 y~l~nda bir kolu Band~rma'ya, di~er
kolu ise Afyon'a kadar uzat~lmas~~ ~art~yla bir Frans~z ~irketine saulm~~ ur".
~zmir-Kasaba demiryolu hatt~n~n bir uzanus~~ olan Ala~ehir-Afyon hatt~n~n
XIX. yüzy~l~n sonlar~na do~ru tannamlanmas~yla4" U~ak'a mal gidi~-geli~i ivme
kazanm~~ur50.
Bat~~ Anadolu'da yabanc~~ sermayenin birikiminde, 1863 y~l~nda me~hur
~ngiliz sigorta ~irketi taraf~ndan London Sun Insurance Company ile
1864'de Ottoman Financial Association ve Ottoman Bank'~ n ~zmir'de
~ubelerinin aç~lmas~~ etkili olmu~tur. Bu y~llarda telgrafla haberle~menin
ba~lamas~yla ~zmir liman~~ ile Avrupa aras~ nda ileti~imin artmas~~ ve liman~n
in~as~~ gibi faaliyetlerle ~ngilizler, hedeflerine ad~ m ad~ m ilerleyerek, XIX.
yüzy~ l sonlar~na do~ru, 1880'lerde hah imalat~ nda tekelle~meyi
sa~lam~~lard~rm. P. De Andrea O., G.P. yel Baker, Habif ve Polako, Sydney
La Fontaine, T.A. Spartah Co., Sykes Co. ad~ n~~ ta~~yan alt~~ ~ngiliz
ticaretha-nesinin faaliyetleri, hal~~ imalat~~ ve ihracat~~ ile s~n~rl~~ kalmam~~, yünlerin
al~m~, iplik e~irme, boyama gibi hal~c~ l~~~ n di~er girdilerini de yilrütür bir
konuma gelmi~lerdir. Bu sahada tüccarlar~ n en büyük destekçisi olan
gay-rimüslimler, yün al~m~, al~nan yünlerin iplik haline getirilmesi ve boyanmas~~
46 Ça~lar Keyder, Y. Eyüp Özveren, Donald Q
~~ataert, "Osmanl~~ ~mparatorlu~unda Liman
Kentleri", Do~u Akdeniz'de Liman Kentleri (1800-1914), Editörler: Ça~lar Keyder, Y. Eyüp
özveren, Donald Quataert, ~stanbul, 1994, s.142.; ~evket Pamuk, Osmanl~~ Ekonomisinde
Ba~~ml~l~k ve Büyüme (1820-1913), ~stanbul, 1994,5.111.
47 Re~at Kasaba, "~zmir", Do~u Akdeniz'de Liman Kentleri (1800-1914), Editörler: Ça
~lar
Keyder, Y. Eyüp (»veren, Donald Q~~ataert, ~stanbul, 1994, s.13.
48 Vedat Eldem, Osmanl~~ Imparatorlu~u'nun iktisadi
~artlar~~ Hakk~nda Bir Tetkik,
An-kara, 1994, s.97; Sadiye Tutsak, "Osmanl~~ Devletinin Son Devirlerinde U~ak Kazas~", Tarih
incelemeleri Dergisi, Say~~ XVI, ~zmir, 2001, 5.179.
48 Tutsak."Osmanl~~ Devleti'nin Son...", 5.179. Quataert, Sanayi Devrimi Ça~~nda..., s.248. 51 Yetkin, "II. Me~rutiyet öncesi...-I", 5.14.
U~AKTA HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜREC~~ 75
i~lerini ticarethane ad~na organize etmi~lerdir52. Mesela, Kasaba ve Demirci' de Ermeni iplik atölyelerine i~~ verildi~i gibi, yün tüccar~~ olan C. Offley'in Akhisar'da bulunan iplik fabrikalar~~ da bu tüccarlara iplik imal ediyordu53.
~ngiliz tüccarlar~n bu sahada aktif olmalar~yla birlikte ip boyac~ l~~~ n~ n i~levi artm~~t~r. XIX. yüzy~l~n ortalar~na do~ru profesyonel boyac~lar, boyama i~ini U~ak'ta tekellerine alm~~lard~r. Fakat 1850'lerde bu faaliyetin kalitesi tart~~~l~r bir hale gelmi~tir". Zira Yeni Dünya'dan ve Hindistan'dan birkaç do~al boya kullanmaya ba~lad~lar. 1856 y~l~ndan itibaren kimyac~lar, do~al boyalardan elde edilen renkleri çe~itli sentetik kaynaklardan imal etmeye ba~lad~lar55. ilerleyen y~llarda ise ticarethaneler taraf~ndan Almanya ve Belçika'dan getirtilen anilin boyalar~ , kök boya yerine kullan~lmaya ba~land~55. Köylüler taraf~ndan e~rilen iplikler, boyanaca~~~ zaman, ~ngiliz tüccarlar taraf~ndan boyalar, boyac~lara sat~l~yordu57. Boyama i~i, bu sahada uzmanla~m~~~ köyler ile ~zmir'de Rumlara ait 15 iplik boyama fabrikas~nda yap~l~yordu. Köylülere verilen anilin boyalar~~ yüksek fiyattan sat~ld~~~~ için, boyanm~~~ ipliklerin ücretinden dü~ülüyordu. Böylece yüksek kar elde eden tüccarlar, daha sonra hal~lar~n dokunmas~~ maksad~yla boyanm~~~ iplikleri köylere da~~t~yorlard~. Ayd~n vilayetinde 1888 y~l~nda bu boyalar~ n kul-lan~lmas~n~n yasaklanarak yerli kök boyan~n kullan~lmas~~ zorunlu hale getiri-lince, anilin boyalar~~ ile ipleri boyayan köylü aileler ile boya fabrikalar~~ faali-yetlerine son verdiler. Bu yasaklamadan zarar gören ~ngiliz tüccarlar~n ~ikayetlerinin etkisiyle k~sa süre sonra anilin boyalar~~ tekrar kullan~lmaya ba~land~. XX. yüzy~l~n ba~lar~nda ise alizerin boyas~~ yayg~nla~t~".
~ngiliz tüccarlar ad~ na köyleri teker teker dola~an Rum ve Ermeni arac~lar, model ve renk sipari~lerini genelde köy muhtarlar~~ vas~ tas~yla da~~t~yorlard~. Dokunan hal~lar balyalanm~~~ bir ~ekilde muhtarlar arac~l~~~yla Rum ve Ermeniler taraf~ndan teslim al~n~yor ve ~zmir liman~ndan ihraç edili-
52 Sönmez, a.g.m., s.100.
53 Yetkin, "II. Me~rutiyet Öncesi...-I", s.14. 54 Quataert, Sanayi Devrimi Ça~~nda..., s.254-255. 55 Quataert, a.g.m., s.121.
56 Kurmu~. a.g.e., s.102.
57 Yetkin, "II. Me~rutiyet Öncesi...-~" s.15; 1893 y~l~ndan önce U~ak'a gelip yerle~en Frans~z misyonerlerinin 27.000 kuru~~ luymetinde bir boyahaneye sahip olduklar~~ bilinmektedir. Bkz: Tutsak, "XX. Yüzy~l Ba~lar~nda...", s.110.
76 SAD~YE TUTSAK
yordu. Dokuyucular yine paralar~n~~ dü~üm say~s~na göre muhtarlar kanal~yla allyorlard~5".
~ngilizler 1890 y~l~nda geleneksel motifler yerine, Avrupa motiflerinde dokunursa daha fazla hah sat~~~n~n gerçekle~ece~ini dü~ünerek Avrupa'dan hah motifleri getiruni~lerdir". Ayr~ca ~zmir liman~~ vas~tas~yla ithal ettikleri U~ak hal~lar~n~~ kendi ülkelerinde dokutmak isteyen birkaç ~ngiliz sanayicisi, 1893 y~l~nda U~ak kasabas~na gelerek hali dokumac~l~~~ nda maharetli dört ustay~~ fazla maa~~ vereceklerini söyleyerek Ingiltere'ye götürmü~lerdir'1 . Bu hadise U~ak hal~lar~na gösterilen ilgiye i~aret ederken, ~ngiliz sermaye için U~ak hal~lar~n~n büyük bir rant kap~s~~ oldu~unu göstermektedir.
~ngilizler hali imalat~n~~ ev sanayisi ~eklinde yürütmeyi daha karl~~ bulduk-lar~~ için üretimi fabrika ~ekline dönü~türmeyi dü~ünmemi~lerdir. Bu bo~luktan faydalanan Avusturyal~~ tüccarlar, XX. yüzy~l~n ba~lar~nda Keun ve Ortaklar~~ ~irketi ad~yla U~ak civar~nda bir hal~~ dokuma fabrikas~~ açt~lar. Y~lda ortalama 12.000 m. hah dokumay~~ hedefleyen bu fabrikada 80 i~çi çal~~~yordu. Bu ~irketin yüksek kar elde etmesi i~tahlar~~ kabartu~~ndan bir y~l içerisinde 15 hal~~ dokuma fabrikas~~ tesis edildi. ~ngilizler gibi hah imalat~~ için gerekli da~~t~m ve toplama i~lerinin te~kilat~n~~ olu~turamayan bu or-takl~klar, gayrimüslimler ve Türkler taraf~ ndan küçük bir sermaye ile ku-ruldu. Daha ziyade ~ngilizlerin ula~amad~klar~~ yerlerde faaliyet gösteren bu ~irketler, a~~~ iyi kuramad~klar~~ için Ingilizlerin iplik e~irme ve boyama fabri-kalar~ndan iplik sat~n alm~~lard~r. Hah imalat maliyeti ~ngilizlerinkinden %50 daha fazla tutuyordu. Bat~~ Anadolu'da tekelle~melerinin zedelenmeye ba~lamas~, ~ngiliz tüccarlar~n~n 400.000 sterlin sermaye62 ile resmi olarak 25 ~ubat 19076' tarihinde The Amalgamated Oriental Carpet Manufactures Li-mited (Do~u Hal~~ Kumpanyalar~~ ~irketi)'i kurmalar~na sebep oldu. Halk aras~nda ~ark Hal~~ Kumpanyas~~ ya da ~zmir Hah Sendikas~~ olarak bilinen bu ~irket, T.A. Spartal~~ ~irketinin müdürü Albert Aliyotti ile P. de Andrea ~irketinin müdürü olan Hermen de Andrea'n~n te~kiladanmay~~ üstlenmeleri neticesinde, 1907 'y~l~~ Ocak ay~~ ba~lar~ndan itibaren T.A. Spartal~~ Co., P. de Andrea Co., G.P. yel Baker, Habif ve Polako, Sydney La Fontaine ve Sykes
59 Kurmu~. a.g.e., s.102-103. 60 Kurmu~. a.g.e., s.103.
61 Hizmet, 27 Kanun-~~ Evvel 1893. 62 Kurmu~. a.g.e., s.104.
U~AK'TA HALICILIGIN MAK~NELE~ME SÜRECI 77
Co. ad~n~~ ta~~yan alt~~ ~irketin birle~mesiyle ortaya ç~km~~t~r". ~irket ilk önce yün ipli~i üretimi ve boyanmas~~ i~ini merkezi hale getirmeyi hedeflemi~tir. Bunun için Izmir'de iki fabrika kurulmas~~ 14 ~ehirde acentelerin aç~lmas~, Bat~~ Anadolu'nun çe~itli yerlerinde alt~~ hah dokuma fabrikas~n~n tesis edil-mesi gibi faaliyetlerinden dolay~~ di~er ~irketler yava~~ yava~~ piyasadan silin-meye ba~lad~lar. Nisan 1907 y~l~nda U~ak'~n onsekiz nüfuzlu tüccar~~ ta-raf~ndan 50 bin sermaye ile kurulan "U~ak Osmanl~~ Hah Ticarethanesi", U~ak Hah Ticarethanesi veya Milli U~ak Hal~~ ~irketi olarak da an~lmaktad~r. Bu ~irketin ortaklar~ndan sadece, hal~~ tüccar~~ Tiridzade Mehmed Pa~a, Hamzazade Hac~~ Hüseyin, Helvac~zade Hac~~ Hüseyin ve Hac~~ Gedikzade'nin isimleri tespit edilebilmi~tir. ~ark Hal~~ Kumpanyas~n~n tekelle~memesine bir tepki ~eklinde tesis edilen bu ~irket Avrupa'ya ihracat yapmak için bir dükkan bile kiralam~~t~r. Büyük ümitlerle kurulan ~irketin tekelci zihniyetle rekabet edememi~~ olma ihtimali yüksektir. Zira 1910 y~l~nda hah sendi-kas~n~n tekelcili~-ini sürdürmesi bunun bir emaresidir"6. Bu y~lda ~ark Hah ~irketi'ne ba~l~~ olarak çal~~ anlar~ n say~s~~ 15.000'e ula~m~~ t~r. Elde dokunan hah ihracat~~ ise toplam ihracat~n %5'ini te~kil etmekteydi"7.
B. TEKELLE~ME SÜRECINDE U~AK'TA HALICILIK
Izmir'in art bölgesinde hali imalat~n~n ba~l~ca merkezi olan U~ak'ta"8 hal~c~l~k, XVIII. yüzy~l~n sonlar~~ ile XIX. yüzy~lda alt~n devrini ya~am~~t~r". XIX. yüzy~lda, üçte ikisini Türkler te~kil etti~i 15.000 civar~nda bir nüfusa sa-hip U~ak kasabas~nda 1500 hane bulunmaktad~r. Bu mevcut hanelerin 250'sinde Rumlar, 200-300'sinde Ermeniler bar~nmaktayd~. U~ak merkez ~ehirde, ço~unlukla Sabah mahallesinde ikamet eden gayrimüslimlerin hali ve kilim ticaretiyle me~gul olduklar~~ bilinmekle birlikte, nüfus oran~~ dikkati al~nd~~~nda, U~ak kasabas~~ için bu kadar önem kazanm~~~ olan hal~~ imalatm~n
64 Yetkin, "II. Me~rutiyet Öncesi...-I" s.16.
65 Kurmu~. a.g.e., 5.104-105; Hah Sendikas~, günde 5-6 bin dü~üm yapan vasat bir i~çinin gündeli~i, Hereke'de 4,0, U~ak'ta 2,5, Isparta'da 2,1, Sivas'ta ise 1,8 kuru~tu. Bkz: Eldem, a.g.e., s.85.
66 Sabri Yetkin, "II. Me~rutiyet Öncesi Ege'de ~irket-i Milli Denemesi: U~ak Osmanl~~ Hali
Ticarethanesi-II", Toplumsal Tarih, V/27, Mart 1996, s.26-27, 29.
67 Pamuk, Osmanl~-Türkiye iktisadi._ s.181-182.
Pretextat Lecomte, Türkiye'de Sanatlar ve Zenaatlar, Ondokuzuncu Yüzy~l Sonu, çev: Ayda Düz, Tercüman 1001 Temel Eser: 59, ~stanbul, 1970, s.100; Quataert, a.g.m., s.118.
78 SAD~YE TUTSAK
tamamen Rum kad~nlar taraf~ndan gerçekle~tirdi~ini ifade eden Frans~z sey-yah Charles Texier'in Küçük Asya adl~~ eserinde vermi~~ oldu~u bilgiye itibar etmek pek mümkün de~ildir". Sipari~~ verilen hal~lar~~ yeti~tirebilmek için hal~~ dokuyan kad~nlar, gece gündüz çal~~malar~na ra~men, verilen sipari~leri yeti~tiremiyorlard~". Ticaret erbablar~na büyük paralar kazand~ran U~ak hal~lar~, bir ticari mal olarak görüldü~ünden, daha önceden ba~layan bo-zulma bu dönemde a~~r~~ derecede artm~~t~r".
Frans~z seyyah Texier'in eserinde verdi~i bilgiye göre, 1834 y~l~nda bi-rinci kalite hal~n~n 1 ar~~n karesi 10 kuru~a, yani 2 frank 70 sente, kanaviçe tarz~ nda i~ne ile i~lenen tüysüz hal~~ çe~idinin ise ar~~ n~~ 6,5 kuru~a sat~lmaktad~ r. ~stanbul ve Izmir'de ise tüysüz hal~n~n ar~~n~~ 14 kuru~a verili-yordu. Hatta 1837 y~l~nda 20 kuru~a, 1864 y~l~nda takriben iki kat~na kadar ç~kmas~, hal~~ ticaretinde arac~lar~n ne kadar kar elde etti~ini bir nebze de olsa ortaya koymaktad~r. Hah imal eden bir kad~nlar 1838 tarihinde ayda 12 frank kazanca sahipti".
Tanzimat devrinde Osmanl~~ Devleti sanayiyi güçlendirme gayretleri çerçevesinde", U~ak ve Gediz'de imal edilen hal~~ ve kaliçe dokumac~l~~~n~~ desteklemi~tir. Bu civarlarda hal~c~l~kla me~gul olan tüccar ve esnafa veril-mek üzere 1848 y~l~nda 1300 kese "sermaye akçesi" tahsis edilmesi plan-lanm~~t~r. Ba~ka amaçlar do~rultusunda kullan~lmamas~~ ~art~yla, hal~c~l~~~n günden güne ilerlemesi ve bu sanata talebin artmas~~ maksad~yla bu maddi yard~m~n yedi sene daha uzat~lmas~~ dü~ünülmü~tür. Devletin U~akl~~ Hac~~ Mehmed A~a'ya 800 kese, Gedizli Hac~~ Ahmed A~a'ya 500 kese para yard~m~ nda bulunmas~~ bu dü~üncenin bir mahsulüdür75. Bu hal~lara ra~betin fazla olmas~na kar~~, "fahi~" gümrük resmi al~nmas~ndan dolay~~ 1850 y~l~nda hazinenin "fedakarl~k" göstermesi istenmi~tir76. Ayn~~ y~l içerisinde U~ak ve Gediz'de "~~ev-resm" olarak adland~r~lm~~~ olan yeni model hal~lar~n kolay bulunabilmesi, halk aras~nda kabul görmesi ve yay~lmas~~ için
70 Charles Texier, Küçük Asya, çev: Ali Suad, Cilt II, ~stanbul, 1340(1924), 5.373-375.
71 Atalay, a.g.e., s.5-22, 25, 43-44.
72 Sönmez, a.g.m., s.95; Hah dokuyan kad~nlara verilen desenlerde ölçek
bulun-mad~~~ndan, geli~igüzel yap~lan ayarlamalar yüzünden modellerde tahrifat oldu~u da bilinmek-tedir. Bkz: Quataert, Sanayi Devrimi Ça~~nda..., s.252.
73 Texier, a.g.e, 5.374.
71 nsoy, a.g.e., 5.47.
75 Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ild (BOA), A. MKT 200/11; BOA, A.MKT. 16/51. 75 BOA, A. MKT. MHM 32/87.
U~AK'TA HALICILI~1N MAKINELE~ME SÜRECI 79
sadece bu hal~lara mahsus olmak üzere gümrük resmi imtiyaz~n~n uzat~lmas~~
talep edilmi~tir". Bu y~llarda eski modelde dokunan hal~lar ihraç edilirken
tabi tutulan gümrük resminden, yeni modelde, yani nev-resm olarak
do-kunmu~~ hal~lar~n gümrükten muafiyeti, 1852 y~l~nda yürürlü~e girecektir".
Ayn~~ sahada imal edilen hahlara bu konuda iki farkl~~ uygulaman~n olmas~~
nedeniyle eski model hallar~n dokunmas~~ geri planda kalmas~na, yeni model
hal~lar~n ise imalanna a~~rl~k verilmesine yol açaca~~ndan dolay~, U~ak
hal~c~l~~~~ el sanat~~ yönünden talihsizlik ya~amas~ndaki temel unsurlardan
bi-rini te~kil etti~i kanaatini ta~~maktaya.
Halk aras~nda "Koca Yang~n" ya da "1310 Yang~n~" olarak ifade edilen
1894 y~l~nda ç~kan yang~nda, U~ak kasabas~n~n be~de dördü yand~~~~ için
ev-leri yanan insanlar~n ço~u çad~r ve barakalarda barmm~~lard~r. Mevsimin k~~~
olmas~ndan dolay~~ s~k~nt~~ çeken bu insanlar, maddi aç~dan da geçimlerini
idame ettirecek durumda de~illerdi. Yang~nzedelerin bir k~sm~, Çifteler
köyünde bo~~ bulunan 15 eve yerle~tirilmesi dü~ünüldü. Yapa~~s~~ bol olan bu
köyde yang~nzedelerin uygun maa~la bir memurun gözetimi alt~nda hah
do-kumalar~~ için seccade tezgahlar~n kurulmas~na izin verildi". Di~erleri
aras~nda hah dokumas~n~~ bilenler yüz, yüzmi~er hanenin fakir olan Gediz,
Simav ve Tav~anl~~ kazalar~na nakl edilmesi planland~. Iskan edilecek bu
yang~nzedeler sayesinde, 400.000 nüfusa sahip bulunan Kütahya sanca~~nda
bu sanat dal~n~n yay~lmas~yla halk~n fakirlikten kurtar~lmas~~ dü~üncesinin
yatt~~~~ bilinmektedirm. Bu y~llarda U~ak kasabas~ndaki evlerde birer iki~er,
baz~lar~nda ise dörder be~er tezgah bulunmaktayd~. U~ak halk~~ içerisinde
er-kek kad~n, çoluk çocuk müslim ve gayr~müslimler aras~nda bu el sanat~n~~
hemen hemen bilmeyen yoktu. U~ak'ta kaliteli kaliçeler imal edilmesinden,
dolay~~ ~ehirde tüccarlar~n ço~almas~~ ihtimali yüksek olmas~na ra~men, bu
sahada ihtikar ki~ilerin bulunmas~~ yüzünden kaliçelerin dü~ük fiyattan imal
edilmesi (üçyüz fiyada) ve boyac~l~~~n birkaç ki~inin tekelinde toplanmas~~
hal~a~~n geli~imini menfi yönde etkilemi~tir. Mesela k~yyesi 20 paraya
boya-nacak yün ipli~in be~~ alt~~ kuru~a boyanmas~~ bunun bariz bir misalidirm.
77 BOA, A. MKT NZD 38/57.
78 BOA, A. AMD 30-91.
79 BOA, Y.MTV, 120/30; BOA, Y.MTV, 104/41.
BOA, Y.MTV, 120/30; Tutsak "Osmanl~~ Devleti'nin Son...", s.185. 81 BOA, Y.MTV, 120/30.
80 SAD~YE TUTSAK
XX. yüzy~l~n ba~lar~nda, 2.000 hah tezgah~nda hah dokuyan 8.000 i~çi k~z~n 1.000'ini Gediz, Simav ve E~me kazalar~~ ile civar köylerden gelenler te~kil etmi~tir. Mevcut tezgahlar~n 1.200'ünde sürekli kaliçe, geri kalan 800 tezgahta k~smen kaliçe, k~smen de kilim dokunuyordu. Zaman zaman da tezgahlar~n bir k~sm~~ bo~~ kalabiliyordu82. U~ak'ta hal~c~l~~~n yan girdisi olan boyahanelerin 300'e ula~t~~~~ bu y~llarda hal~c~l~ k ticaretiyle u~ra~an tüccarlar~n mevcudu 27 civar~ndaych83.
1. iplik Fabrikalanmn Kurulmas~~ a. Harnzazade iplik ve ~ayak Fabrikas~~
Kaliçe tüccarlar~ndan Hamzazade Hüseyin Efendi, U~ak kasabas~~ ci-var~nda Bahçeleraras~~ olarak bilinen ham arazide kaliçe imaline mahsus bir iplik ve ~ayak fabrikas~~ in~a etmek için 1899 y~l~nda resmi bir ba~vuruda bu-lunmu~tur. Fabrikan~n tesisi için gerekli arazinin üçte birini Hüseyin Efendi ve karde~i Ahmed A~a ile üçte ikisini Tiridzade Mehmed Pa~a ve Hac~~ Ge-dikzade Hac~~ Mustafa Efendi tedarik etmi~lerdir. Bu mahallin 2.625 kuru~~ k~ymetinde olmas~na istinaden binde otuz nisbetinde devletin talep etti~i y~ll~k 50 kuru~~ 90 pare kar~~l~~~nda, Sabah mahallesinde bir k~t'ada birbuçuk evlek bahçeyeri için Hamzazade Hüseyin Efendi ve biraderi Ahmed A~a'dan, bir k~t'ada ikibuçuk evlek olan bahçeyeri için Tiridzade Mehmed Pa~a ve Hac~~ Gedikzade Hac~~ Haf~z Mustafa Efendiler senet vermi~lerdir84.
Osmanl~~ Devleti'nde kurulacak olan fabrikalar~n alet ve edavatm~n gümrük resminden muaf tutulmas~~ amac~yla 16 Eylül 1873 tarihinde al~nan karar85, 19 Nisan 1316/1 May~s 1900 tarihinde verilen iradeyle on sene daha uzat~lm~~t~r. Bu vergiden muaf tutulacak e~yay~~ içeren Defter-i Nezaret-i He-yet-i Kalemiye, ~ura-y~~ Devlet ve Meclis-i Mahsus-~~ Vükela taraf~ndan incele-nip tastik edildikten sonra Heyet-i Fenniyece de onaylapp Sanayi idaresine tebli~~ edilmektedir. Padi~ah~n iradesiyle fabrika tesisi için Avrupa'dan getir-tilecek gerekli alet ve edevat gümrük resminden bu ~ekilde muaf tutulmak-
82 Ahenk, 22 May~s 1901.
83 Adnan $iman, Sadiye Tutsak ve Biray Çakmak, "XX. Yüzy~l Ba~lar~nda U~ak>taki Frans~z
Milesseseleri", Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1V/1, Haziran 2002,5.108. 84 BOA. ~D 1576/11, Hüdayendigar 3/764; BOA, ~D 1217/ 2, Ticaret 3/226.
U$AK'TA HALICILI~1N MAK~NELE$ME SÜRECI 81
tad~r". 2 1 A~ustos 1 31 6/3 Eylül 1901 tarihinde ruhsatnamesi verilen Ham-zazade Hac~~ Hüseyin Efendi'nin iplik ve ~ayak fabrikas~n~n vergiden muaf tu-tulacak olan alat ve edevat~n listesi ihtiyaca göre 1901 ve 1907 y~llar~nda tes-piti a~a~~daki tabloda verilmi~tir87.
Tablo I: 1901 ve 1907 Y~lan Gümrük Resminden Muaf Alet ve Edevat Listesi
1901 y~l~~ 1907 y~l~~
Aded Alat ve Edevat~n Çe~idi Aded Alat ve Edevatm Çe~idi
1 Demir yapa~~~ tarama makinesi. 2 Yapa~~~ ve yün gibi levaz~mat-~~ nesciyeyi
taray~p kabartmak ve iplik yap~lmas~n~~ kolayla~t~racak tarak ve tezgah!.
1 Demir petek dökme tezgah aya~~. 2 Yapa~~~ ve yün gibi levaz~mat-~~ nesciyeyi
taraktan ç~kard~ ktan sonra iplik bükmeye yarayan vargel tezgah'.
1 Tel kakma ince makine tezgah'
kay~s~~
16 Yukar~da yaz~l~~ tezgahlardan özel gelen
ipliklerle ~ayak, kazmir(ka~mir), aba, çuha ve fason imaline mahsus tezgah.
1 Demir kazan bacas~~ 4 Mamullerin s~nai usuller dairesinde
hav döküp s~k~~t~rmaya mahsus tezgah.
1 Petek dökme makine çarlu 3 Mamullerin Dizayn tezgah~ ndan
ç~kar~ld~ktan sonra yüzünü kabart~p hav getirmek için ~ardon tezgah'.
3 Otomobil tekerle~i 3 Mamullerin yüzüne gelen havlarm
faz-lal~klar~m kesip ~ayak üzerine düzgün hav hale getirmek için makas tezgah'.
- Otomobil teferruau 2 Mamuller yukar~da bahsedilen
tezgah-lardan geçtikten sonra ütüleyip yüzünü perdahlamaya yarayan ütü tezgah'.
1 Otomobil dingili - Tamamiyle ip ç~karmak için olup onalt~~
aded teferruattan ibaret.
1 Otomobil avlu 20 iplik dokumaya mahsus makine
- Dökme tezgah teferruau
1 Makine kay~~~~
3 A~aç ahenlice tarak davulu
2 Küçük tarak davulu
- Dökme tezgah edevau
1 Tarak davulu
86 BOA, $D 1224/36, Ticaret 3/887.
87 BOA, ~~ Rüsümât, 11.L.1315; BOA, ~~ Rüsümât, 6.Ra.1319.
82 SADIYE TUTSAK
2 Tarak davulu küçü~ü sa 1 Pirinç isimli saat
- Pirinç kazgan muslu~u teferruau 1 Lastik hortum
1 Demir a~açl~~ tarak teferruau 1 Yapa~~~ makinesi tara~~~
1 Otomobil (25 bargir kuvvetinde) - Dökme makine alat ve edevau 1 Demir çorap makinas~~ 1 Tarak makinas~~ tezgah edevau 1 Demir makine tezgah edevau 1 Kavsalal~~ Dölur~e yapa~~~ tezgah
tara~~~
1 Dökme yapa~~~ tezgah yata~~~ 1 Tarak edevau
1 Demir makine parças~~
b. B~çakc~zade Yapa~~~ ve ~ayak Fabrikas~~
U~ak' ta yapa~~~ ve ~ayak fabrikas~~ kurmak isteyen tüccar B~çakc~zade Ali Efendi, ruhsat almak için 1900 y~l~nda Kaza Meclis idaresine ba~vuruda bu-lunmu~tur. U~ak kasabas~ na 300 metre uzakl~ kta Gediz kazas~~ s~ n~ r~~ içerisinde bulunan Ba~çeleraras~'nda tesis edilecek yapa~~~ ve ~ayak fabrikas~, buharl~~ makineler ile imalatta bulunacakt~. Bunun için kömür veya gaz ile çal~~t~r~lacak kazan~n uzunlu~u 1,5m., f~tri 55 cm., arz~~ 50 cm. idi". 2 Hazi-ran 1318/15 HaziHazi-ran 1902 tarihinde kazan~n fabrikaya koyulmas~~ için ruhsat verilmi~tir"".
in~aat~~ tamamlanm~~~ olan fabrika için elzem olan makine, alet ve ede-vatm yurt d~~~ndan ülkeye girerken ödenmesi gereken gümrük resminden muafiyeti, 1907 y~l~nda yap~lan yaz~~ma ekinde bir liste yer almaktad~r. Bu lis-tenin alt~nda ithal edilen mallar~n 1906 y~l~nda fabrikaya ula~t~~~n~~ belirt-mesi, bu çe~it e~yalar ülkeye girdikten sonra gümrük resminden muafiyet i~lernlerinin ba~lat~ld~~~n~~ göstermektedir"1.
88 Günümüzde penyor denilmektedir. 89 BOA, ~D 1581/14, Hüdavendigar 4/29.
9° BOA, ~D 1219/15, Ticaret ve Ziraat 3/373; Eldem, a.g.e., s.75'de bu fabrikan~ n kurulu~~ tarihini 1901 olarak vermektedir.
U~AICTA HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜRECI 83
Tablo IL 1907 3flar~~ Gümrük Resminden Muaf Alet ve Edevat Listesi
Adet Makine, Alet ve Edevat~n Cinsi
3 Vargel yani iplik bükme tezgah!
3 Kartel yani yapa~~~ tarak ve fitil yapmak için birbirine ba~l~~ tezgah 6 Filetör(iplik makinesi) iki ipli~i bir arada büluy~ek için tezgah 3 Tüylü iki ipli~i bir yere sar~c~~ tezgah
3 Vezin için kartel tezgah arkas~na muvazene tezgah 1 iplik temizlemek için tezgah
3 Kul~~ar yani iplik boyamak için sanc~~ tezgah 1 Hallac yapa~~~ ve yün pruc~~ tezgah92 3 Loom machine ~ayak sökmeci tezgah
2 Miline? machine yani ~ayak dövücü lastik tezgah 1 Porasil? ~ayak ustas~na mahsus tezgah
2 ~ardon yani ~ayak f~ rças~~ hav ç~ kanc~~ 1 K~rk beygir kuvvetinde buhar makine kazan~~
Osmanl~~ Devleti>nde aç~lacak olan fabrikalar~n d~~ar~dan getirtilecek makine, alet ve edevat~n gümrük resminden afv~~ 3 Muharrem 1328/15 Ocak 1910 tarihinde son bulmu~tur. Te~vik ve yard~ma muhtaç olan sanayiyi ko-rumak amac~yla haz~rlanm~~~
"Te~vik-i Sanayi"
Kanunu bu s~ralarda henüz onay verilmemi~~ olmas~ndan dolay~~ al~nacak alet ve edevat için depozito ya da do~rudan gümrük resmi ödeniyordu. Bu nedenle ödenmi~~ olan gümrük resmi ya da depozitolar~n iade edilmesi için ayn~~ y~l içerisinde bir kanun maddesi ç~kar~lm~~nr93.c. Mlar~azade iplik Fabrikas~~
U~ak kasabas~~ civar~nda, yine Bahçeleraras~~ mevkiinde sebze ve ot bahçesi içerisinde hah, kilim, seccade dokumac~l~~~nda kullan~lmak üzere e~raftan Y~lanc~zade Osman Efendi taraf~ndan bir iplik fabrikas~n~n aç~lmas~~ için 1898 y~l~nda resmi bir ba~vuruda bulunulmu~tur. Sabah mahallesindeki Koca Mezar`a yak~n bir yerde bulunan fabrika arsas~~ 4.500 kuru~~ k~ymetinde olup, 3 kuru~~ 15 pare y~ll~k ö~ür bedeli belirlenmi~tir. Yün ve yapa~~~ taraya-
92 Yün açma makinesi.
84 SAD~YE TUTSAK
rak iplik imal edecek olan fabrika buhar ile çal~~ur~lacaku". Bu amaçla fab-rikaya kazan konulmas~~ için 9 Nisan 1321/22 Nisan 1905 tarihinde ruhsat-name verilmi~tir".
2. U~ak Hahoh~~nda Maldnele~meye Bir Tepki: Tarak isyan~~ a. Halk~n Huzurs~alu~u
U~ak'ta hah dokumac~l~~~~ için ihtiyaç duyulan yapa~~, koyun yeti~tirilen Ankara, Kengiri ve bilhassa Cihanbe~li'den tedarik ediliyordu. Kimsesiz kad~ nlara y~kaulan yapa~~lar, el tara~~nda tarand~ktan sonra el ile eri~~ ilme ve argaç haline getiriliyordu. Ard~ndan boya i~iyle u~ra~an esnafa verilen ip-ler, boyand~ktan sonra hah dokunan tezgahlara gönderiliyordu. Bütün bu i~lemler elle yap~ld~~~ ndan orta halli ki~iler ile yapa~~~ nakleden kirac~lar, kimsesiz kad~nlar ve fakir halk, boyac~~ ve hallaç esnaf~~ geçimini bu ~ekilde sa~l~yordu". U~ak'ta 1890'larm sonlar~na kadar hal~~ imalat~~ için geni~~ ölçüde iplik üretildi. Fakat 1872-1896 y~llar~~ aras~nda kasabada iplik ihtiyac~~ büyük miktarda artm~~ ur. 1885 ila 1896 y~llar~~ aras~nda 75.000 m.'den 250.000 m.'ye ula~an hah imalaunda iplik ihtiyac~~ çok h~zl~~ bir ~ekilde büyümü~tür. Bu nedenle hah dokuyucular~~ yabanc~~ tüccarlara ve kendi acentelerine daha ba~~ml~~ hale gelirken, pek çok iplik e~iricisi ba~~ms~z kalabiliyordu97. Band~rma Feshane-i Amire Naz~r~~ Muhiddin Pa~a taraf~ndan Mihaliç'e ba~l~~ Beyköy'de yapa~~~ taranmas~~ için kurulan fabrikada, hal~~ dokumac~ l~~~nda kullan~ lan eri~, argaç ve ilmenin imal edilmesiyle, bu i~lerle u~ra~an halk i~siz kalmaya ba~lam~~t~r. Zira, yüksek fiyatla hah sendikas~~ taraf~ndan kirala-nan bu fabrika, hah ipli~i imaline yönelerek hali sipari~i verilen yerlerin iplik ihtiyac~n~~ tedarik edecekti. Izmir'in U~ak'a verdi~i sipari~~ hahlar bu ipliklerle dokunuyordu. Sonradan U~ak'ta bir yapa~~~ tara~~~ makinesinin getirilmesiyle hallaçl~k yapan esnaf biraz daha ma~dur kalm~~t~r. Burada ruhsat ile aç~lm~~~ olan fabrikalar, ilk önceleri ~ayak imalat~ na ba~lam~~lard~ . Fakat Band~rma'daki fabrikan~n hah ipli~i imalat~ndan daha fazla kar elde etti~ini dikkate alarak, üretimi hah ipli~ine dönü~türmü~lerdir. Bu amaçla fabrika-larda kullan~lan yeni tür yapa~-m~n içine hal~~ k~rp~nt~s~, çe~itli hah tüyü, yatak
94 BOA, ~D 1581/16, Hüdavendigar 4/35. 95 BOA, ~D 1224/36, Ticaret 3/887. 96 BOA, ~D 1228/8, Ticaret 4/233. 97 Quataert, a.g.m., s.123.
U~AK'TA HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜRECI 85
~ilteleri içlerinden baz~~ maddeler kan~unlm~~~ oldu~undan elde edilen
iplik-lerin kalitesi dü~mü~, bu ipliklerden dokunan hal~lara da ra~bet gittikçe azalm~~ur"8.
iplik imal eden fabrikalar, yapa~~lan iyi y~kamadan taray~p e~iriyorlard~. Bu taraklarda taranan yapa~~n~n elyaf~, üçer-be~er santimden uzun olmadan k~r~l~yordu. iplik haline getirilecek olan taranm~~~ yapa~~lar üzerine zey-tinya~~~ serpmek suretiyle bunun önüne geçilmeye çal~~~lm~~ur. Makineler-den ç~kan iplikler, bu neMakineler-denle bir kat daha ya~lanarak ç~kt~~~ndan hem kirli hem de daha a~~r oluyorlard~. ~mal edilen ipliklerin tüyleri biraz kuruyunca ve ayr~ca hah dokunurken döküldü~ünden ipliklerin a~~rl~~~~ biraz azallyordu. Evlerdeki tezgah sahipleri, aile üyelerini ve di~er ki~ileri ücretli olarak çal~~urarak ticarethane ad~na hah dokutuyorlard~. Sipari~~ alan hah tüccarlar~, metrekareye göre fabrika imalau olan argaç, ilme, eri~~ gibi mal-zemenin fiyauyla birlikte tezgah sahiplerine zimmetleyerek veriyorlard~. Tüccarlar bir ar~~n hal~ya üç k~yye iplik gider ~eklinde hesap yapt~klar~ndan, hal~~ dokunurken üç k~yye eri~~ ve argaç yetmedi~inden biraz daha iplik ilave ediliyordu. Fazladan kullan~lan bu iplik, mecburen tezgah sahiplerinin ce-binden kar~~lan~yordu. Dokunan hal~lar, tezgah sahipleri ya da hamallar ta-raf~ndan tüccar~n ma~azas~na götürülüyordu. Tüccar, hal~n~n imalat fiyat~n~~ esas almak yerine, ~zmir'deki tüccarlar~n belirledi~i fiyat~~ esas alarak ödemeyi yaptr~~ndan hah dokuyucular~~ bu i~ten zararl~~ ç~k~yorlard~. Tezgah sahipleri de hesap sormaks~z~n hal~~ imalat~na devam etmek zorunda kalm~~lard~r. Gelecek y~l~n hesab~ndan dü~ülmek ~art~yla bu ki~iler paras~z kald~klar~nda bazen tüccarlardan para alm~~lard~r. Bu ihtikarattan bunalan halk mahkemeye ba~vurmu~, fakat borçlu olduklar~~ için tüccar~n berat~na karar verildi~inden bir sonuç alamam~~lard~r. Ekonomik s~k~nt~~ içinde ya~ayan halk bu i~ten para kazanamad~~~~ gibi, evlerinde borçlar~n~~ ödeyecek
adeta e~yalar~~ da kalmam~~t~r 99.
Fabrika ipli~i ile dokunan hal~lar ya~l~~ oldu~undan dolay~~ etraf~~ ya~lad~~~~ gibi, süpürüldükçe hal~lar~n tüyleri döküldü~ünden U~ak'ta hal~c~l~k sanat~~ günden güne ink~raz içine girmi~tir. Hal~~ tüccarlar~~ ve simsar-lan, hal~c~l~kla geçimlerin temin etmeye çal~~an insanlara kar~~, "pek külli ih-tikarât-1 irtikâb ve icrâ` " etmi~lerdir. Dokunan hahlar~n ar~~nla ölçülmesinde
98 BOA, $D 1228/8, Ticaret 4/233.
BOA, $D 1228/8, Ticaret 4/233; U~ak ~eriye Sicili IX'un çe~itli sayfalar~nda bu
86 SAD~YE TUTSAK
bile tüccarlar taraf~ndan hile yap~lm~~t~r. Ba~~ taraf~~ kal~n bir demirle yap~lan her ölçme i~leminde a~a~~~ yukar~~ yar~m ar~~n eksik ölçülmü~tür. Me~rutiyetin ilan~ndan sonran U~ak askeri kolun arabulucu~u neticesinde dokunan hal~lar~n ölçümü, ar~~n demir yerine ~erit ile yap~lmas~~ tüccarlar taraf~ndan kabul edilmi~tir. Halk~n ve tüccarlar~n güvenin kazanm~~~ iki ki~i taraf~ndan yap~lmas~~ kabul edilen bu ölçüm i~i ilerleyen zamanlarda tavsam~~ur").
~zmir liman~nda hah ticaretiyle u~ra~an tüccarlar ve fabrika sahipleri bu ya~an~lanlarm fark~ndayd~lar. U~ak'ta fabrikatör Tiridzade Mehmed Pa~a, kendine ait iplik fabrikas~~ açmadan önce hal~c~l~~a verdi~i zarardan ötürü bu ipliklerin kullan~lmamas~~ için U~ak Ticaret Odas~~ Reisi s~fat~yla resmi olarak baz~~ tüccarlara ihtarlarda bulunmu~tur. Avrupa'daki modan~n çok s~k de~i~mesinden istifade ederek, kalitenin bozulmas~n göze alan Avrupal~~ tüccarlar bu sahada makinele~meye gitmi~lerdir. Fakat hal~larda meydana gelen bozulma Avrupal~lar~nda dikkatini çekmeye ba~lay~nca ~zmir'deki baz~~ hah tüccarlar~, sipari~~ verirken fabrika ipli~i yerine, el ile imal edilenlerin kullan~lmas~~ hususunda aç~klama yapm~~t~rm.
b. Tarak ~syam
Hal~~ dokumac~l~~~~ sahas~nda üzerlerine kurulan bask~dan bunalan U~ak halk~, çektikleri s~k~nt~n~n temel sebebi olarak gördükleri iplik fabrikalar~n~n kapat~lmas~~ konusunda çaresiz kald~klar~ndan, isyan ederek tepkilerinin göstermi~lerdir. Kasaba halk~ndan "birkaçbin"1°2 müslim ve gayrimüslim kad~n ve erkek, 1908 y~l~~ Mart ay~~ ortas~nda bir Cuma günü saat be~~ civar~nda iplik fabrikalar~n~~ tahrip etmeye ba~lam~~lard~rm. Yün iplik e~iren üç fabri-kay~~ hücum ederek'", günlerce ya~malama ve protesto gösterilerinde bulu-
1°° BOA. ~D 1228/8, Ticaret 4/233.
lo~BOA, $D 1228/8, Ticaret 4/233.
1°2 ~lhan Tekeli, Selim ~lkin, Ege'deki Sivil Direni~ten Kurtulu~~ Sava~~'na Geçerken U~ak Heyet-i Merkeziyesi ve ~brahim (Tahtak~hç) Bey, Ankara, 1989, s.366'e bu isyana 1500 kadar in-san~n kat~ld~~~~ ifade edilmektedir.
1°3 BOA, Y.A.Hus. 519/37 1326.Z.11; BOA, ~D 1228/8, Ticaret 4/233; Hüdavendigar Vila-yeti Valisi'nin 29 Nisan 1325 tarihinde Dahiliye Nezareti'ne göndermi~~ oldu~u bir evrakta, "binüçyiizyirmiiiç senesi ~ubat'~nda al~a-li taraf~ndan bil-hticiim sedd ve tahrib idilen hah ipi fabrikalannm" ibaresinden isyan~n ç~k~~~ tarihi olarak akla hemen ~ubat ay~~ gelmekle birlikte, yukar~da tarihi tespit edilen muhura tarihi dikkate ahnd~~~nda Miladi takvime göre 1908 y~l~~ Mart ay~~ ortas~~ olmas~~ ihtimali çok yüksektir. Bkz: BOA, ~D 1228/8, Ticaret 4/233. Quataert, a.g.m., s.117'de Hildavendigar Vilayeti Valisi ile Sadrazam~n yaz~~malar~n~~ dikkate alarak, isyan~n ç~k~~~ tarihini 1908 y~l~~ ortas~~ ~eklinde vermektedir.
U~AKTA HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜRECI 87
nan halk~n içerisinde, U~ak'~n tan~nm~~~ simalar~ndan ~brahim Tah-talul~ç/Dallul~ç aktif olarak görev yapm~~t~r. ~ehir halk~n~n yan~s~ra Akse, K~lcan, Mende, Kuyucak, Bölme gibi çevre köylerden insanlar~n kirman ve ç~kr~kla kat~ld~~~~ bu isyanda iplik fabrikalar~~ kullan~lmaz hale gelmi~tir". Bu ya~an~lan hadisenin ç~k~~~ noktas~~ olarak, Izmir'de hah dokumac~l~~~nda kul-lan~lmak üzere ~ngilizler taraf~ndan tesis edilmi~~ boya fabrikas~~ sahibi olan Oriental Coper Manufacture Kaçurnes Limited adl~~ ~irketin mahalli hükümet taraf~ndan al~nan kanuni tedbirlere uygun hareket etmemesinden dolay~~ 26 ~ubat 1323/10 Mart 1908 tarihinde Dahiliye Nezaretine bir
"muhura" verilmesini ifade edebiliriz. Çünkü, bu ~irketin daha sonra U~ak
acentesine gönderdi~i iplikler, tren istasyonunda kaza kaymakam' ve bele-diye reisi taraf~ndan tevkif edildikten birkaç gün sonra geri gönderilmi~ti. Bu gerginlikten dolay~~ ~ngiliz ~irketinin aleyhinde boykotta bulunmak amac~yla Tiridzade Pa~a'n~n halk~~ te~vik etti~i yolunda resmi kay~tlarda bilgiye rast-lanmaktad~r. Fakat daha sonra yap~lan tahkikat neticesinde Tiridzade Pa~a'n~n kasaba halk~n~~ isyana te~vik etmedi~i tespit edilmi~tir. U~ak halk~~ ve tüccarlar~~ taraf~ndan hah imalatma yönelik bir Osmanl~~ Hah ~irketi'nin ku-rulmas~na mahsus olan bir te~ebbüs, ~zmir Hah Sendikas~'na kar~~~ bir boykot haz~rl~~~~ ~eklinde anla~~lmas~ndan dolay~~ bu suçlama has~l olmu~tur".
~ura-y~~ Devlet ~stinaf Mahkemesi Reisi Dani~~ Bey, sona ermi~~ isyan~~
tah-kik etmek üzere görevlendirildi. Fakat yüz liral~k harcirah~~ ödenmedi~inden Dani~~ Bey'in U~ak'a gelmesi biraz gecikti. U~ak Kaymakam~~ ~shak Tevfik Bey, isyan s~ras~nda meydana gelen zarar ve ~iyan~~ gösteren bir yaz~y~~ merkezden gelen istek do~rultusunda Cami-i Kebir duvarma asurd~. ~syan~n etrafl~ca in-celenmesi ve buna önayak olanlarm~n yakalan~p cezaland~r~lmas~~ için Kay-makam ~shak Tevfik Bey'e i~ten el çektirilerek, 100 lira verilmek suretiyle merkez kazaya gönderilmesi karar~~ al~nd~". Karahisar-~~ Sahip F~rkas~~ Ku-mandan~~ Ferik Ahmed Lütfi Pa~a'n~n 8 Mart 1324/21 Mart 1908 tarihli mer-keze gönderdi~i yaz~da, U~ak halk~n~n tevkif edilen 14 ki~inin tahliyeleri ile i~ten el çektirilmi~~ olan ~shak Tevfik Efendi'nin eski görevine iade edilmesi için hükümet önünde topland~klar~n~, daha sonra hiçbir vukuat ç~karmadan da~~ld~ldarm~~ bildirildim. Hüdavendigar Vilayeti Valisi Mehmed Tevf~k'in Mabeyn-i Hümayun Ba~~ Katibine 2 Nisan 1324/15 Nisan 1908 tarihli gizli yaz~s~nda U~ak Kaymakam~mn U~ak'a geri döndü~ü anla~~lmaktad~r. Kay-
1°5 Tekeli-ilkin, a.g.e., s.366; Tutsak, Cumhuriyeein ~lk Y~llar~nda U~ak (1923-1933), ~zmir,
1998, s.123.
106 BOA, DH-MU~~ 66-2/11 1328.Ra.13.
107 BOA, DH-MU~~ 66-2/11 1328.Ra.13; BOA, DH.MU~~ 34.2/23 1327.Z.20 kiinyeli belgede Dani~~ Bey Selanik Kaymakam' olarak geçmektedir.
88 SADIYE TUTSAK
makam, Kaza ~dare Meclisi azas~~ ve tahrip edilen fabrika sahiplerinden biri olan B~çakc~zade Ali Efendi'ye nezdinde, fabrikalarda çal~~an halk~n ~srarc~~ tavr~ndan dolay~~ aç~lmas~~ dü~ünülen bu fabrikalar~n faaliyete geçmesi için "fabrikac~lar~n" gerekli 700 liray~~ kendisine vermeleri talebinde bu-lunmu~tur. Ali Efendi'nin bu görevi kabul etmemesinden sonra Acemzade Nafiz Bey'in kefaletiyle Kaymakam Osmanl~~ Bankas~'ndan 100 lira borç para ald~~~~ resmi kay~tlarda sabittir. Bu s~ralarda U~ak'a gelerek 25 gün kadar ka-lan Adliye Nezareti odac~lar~ndan Devrekli Süleyman Necati ile zaman za-man görü~en Kaymakam, 100 liray~~ da alarak O'nunla birlikte Istanbul'a gitti''"'. 1908 y~l~~ Haziran ay~~ ba~lar~nda ise Trablusgarp'~n Aclun kazas~na sürgün gönderildi''''.
c. ~syan~n Yank~lar'
Tarak isyan~ndan sonra U~ak' ta hal~c~l~kla alakal~~ tüccar, simsar ve Hah Sendikas~n~n buradaki ~ubesi hakk~nda ba~lat~lan tahkikat, Dani~~ Bey ta-raf~ndan Nisan 1908 tarihinde tamamlanm~~t~r". Mülkiye idaresine takdim edilen 26 Nisan 1908 tarihli mazbatada, fabrikalar~n biran önce i~letilmesi için gerekli tedbirlerin al~nmas~~ bildirilmi~tir. Fakat Tetkik Heyeti, rapo-runda halk~n ~ikayetlerinin dinlenmeden fabrikalar~n tekrar aç~lmas~n~n yeniden bir "gaile" ç~kmas~na sebebiyet verece~i hususunu hassasiyetle be-lirtmi~tir. Heyet, raporunda, ayr~ca halk~n iddialar~n~n tetkik edilmeden fab-rikalar~n aç~lmas~n~n caiz olmayaca~~n~~ dile getirerek, ~ikayetlerin temelini fabrikalarda hah ipli~i imal edilmesi te~kil etti~inden, fabrika sahiplerine ve-rilen ruhsatnamelerin muhteviyaun~n incelenmesi ve hal~~ ipli~i imaline me-zun olup olmad~klar~n~n ara~t~r~lmas~~ lüzumu üzerinde durmu~tur". Hüdavendigar Vilayeti Valisi Azmi Bey'in Dahiliye Nezaretine çekti~i tel-grafta, halk~n hal~~ ipli~i imal eden fabrikalar~n ~iddetle aleyhinde olduklar~n~~ ve bunlar~n açur~lmas~~ hususunu "halk~n hayât-me`mât mes'eles~"' ~eklinde gördüklerini ifade ederek, "ihtikarât-~~ h âz~ra" hakk~nda hükümetin tedbirler almadan tekrar mümkün olamayaca~~~ yaz~lmaktad~r. Ruhsatnamelerde yaz~l~~ "ip" tabirinin aç~klanmaya muhtaç oldu~u ise a~ikard~r. Dahiliye Nezareti'nin buna muktedir olamad~~~~ ruhsatnamelerdeki ip ifadesinin içine hal~~ ipi imalat~~ da giriyor muydu? Bu konuda mazbatalarda "zerre kadar m~lracaat olmad~~~ndan" fabrika sahipleri bu imalat~~ salahiyetleri d~~~nda gerçekle~tirmi~lerdirn3.
1°9 BOA, Y.Mtv. 308/85, 1326.Ra.14.
Il° BOA ~D.MKL 11346.Ra.6.
111 BOA, DH.MU~~ 34.2/23, 1323.Z.20; BOA, ~D. MRF. 1606 /21, Hüdavendigar 5/144.
"2 BOA$D.MRF. 1606 /21, Hüdavendigar 5/144.
U~AK'TA HALICILI~IN MAKINELE~ME SÜRECI 89
25 Nisan 1325/8 May~s 1909 tarihinde Vilayet Polis Müdürü ile Vilayet Mektubt Kalemi Mümeyyizi taraf~ndan haz~rlanm~~~ olan Fezleke'de hükümetin bu fabrikalan tetkik etmeden tekrar açmaya te~ebbüs etmesi ha-linde halk~n tekrar hücum ederek, bu sefer binalar yerle bir edilece~i yer almaktad~r. Ruhsatnamelerde "~ayak ve yapa~~~ i'maline mahsüs", "ip i'maline
mahsüs", "~ayak ve ip i'maline mahsûs" tabirlerinin geçmesi, U~ak'taki
fabri-kalar~n hah ipli~i yapmaya izinli olmad~klar~~ bu Fezleke'de aç~klanmaktad~r. Ticaret ve Nafia Nezareti'nden gelen 31 Mart 1325/13 Nisan 1909 tarihli
tahriratta "ip" kelimesinin "mukayyed" de~il, "mutlak" oldu~u zikr edildi~inden, fabrikalann "halk, çama~~r ipi, urgan vesaire ile pamuk ipli~i, diki~~ ipli~i, makine ipli~i gibi ~eyler mal" edebilecekleri yerde, "halat ve envar ile ve diki~~ ipli~i ve envai`ni i' mal itmiyerek ve r~~hsâtnâmelerdeki serahat-~~ vechile ~ayak dahi yapmayarak hah ipi" yapmalar~~ tenkit
edilmekte-dir. Bu meselelere dikkat edilmeden fabrikalar~n aç~lmas~~ çok büyük s~k~nt~lar~n ç~kmas~na yol açaca~~~ fezlekede hassasiyet durulmaktad~r114.
Kamuoyunda fabrikalar~ n aç~lmas~~ konusunda kamuoyunda menfi yöndeki yayg~n görü~e kar~~, ondört aydan beri i~yerleri kapal~~ kalan fabrika sahiplarinden Hamzazade Ahmed Hilmi, Y~lanc~zade Osman, Tiridzade Mehmed Hac~~ Gedikzade Ahmed Hamdi ve B~çakc~zade Ali Ziya Beylerin Dahiliye Nezaretine gönderdikleri arzuhalde, sürüncemede kalan bu mesele hakk~nda ~ikayetlerini "fabrikalar~maz~n bir an evvel açd~r~larak i~idilmesi ve tahrib ve ya~makerdelerin fâillerinde medhalleri anla~~lan kesan~n hemen hamiyyet-i adliyeye teslimatlanyla ~imdi yine taarruz idecekler haklar~nda muamele-i kant-Iniye dam emr u izbar buyttrulmu~~ ise de vilayetle livam~z beyninde bu In~stisda fuzüll bir tak~m muhaberatla biriki aylar emr-i kü~ad~~ sürüncemede b~rakm~~~ ve tahkikat-1 mütemadiye ve mutasarr~ fim~z semeresi olarak nihayet Vilayet polis Müdiriyle Mektübi Kalemi Mümeyyizi Efendiler me'~nfiren U~ak'a gönderilmi~ler ve bir hafta kadar mülnalleyhim U~ak'ta bulunarak nihaayet hiçbir i~~ görmeksizin avdet itmi~lerdir. Otuzbir Mart hadise-i müellimesi bizi ~imdiye kadar süktIta mecbür etmi~tir ve ~imdi ise hamden sem ham den mes'ele-i mezkürenin külliyen intifa-pezir olmu~~ ve bizlerin de fabrikalar~= mesdüd bulunmas~ndan yevmen füyümen temam~~ na-kabil zararlara u~ram~~~ bizlerde daha ziyade ihtiyar-1 süld~ ta takat"
b~rakmad~~~~ ~eklinde dile getirmi~lerdir.
90 SAD~YE TUTSAK
d. ~syandan Sonra iplik Fabrikalanmn Faaliyete Geçmesi
Ticaret ve Ziraat Nezareti'nin vilayetlerdeki memurlar vas~tas~yla ~stanbul, ~zmir, Bursa ~ehirleri ile Band~rma, Manisa, U~ak ve ~zmit kasaba-lar~nda yap~lm~~~ olan 1913 ve 1915 y
~llar~ na mahsus sanayi say~ m~~ sonuçlan 1917 y~l~nda ne~redilmi~tirm'. Bu say~mda, yün iplik imalat~~ ve yün doku-mac~l~~~nda 1 tali, 12'si asli olan fabrikalar~n üçünün U~ak'a ait olmas~~ tarak isyan~ndan sonra iplik fabrikalar~ n tekrar aç~ larak faaliyete geçtikleri anla~~lmaktad~r. B~çakc~zade Biraderler ve Mehmet Zeki Kumpanyas~~ iplik Fabrikas~, Hamzazadeler ve ~ürekas~~ iplik ve ~ayak Fabrikas~, Y~ lanc~zade Bi-raderler ve ~ürekas~~ ~ayak Fabrikas~~ isimleriyle verilenw bu fabrikalar~ n büyük i~letmeler olmad~~~~ tahmin edilmektedir. Fakat ~stanbul'daki fabrika-lar~n hammadde kaynakfabrika-lar~ndan ve hal~~ dokunan as~ l sahadan uzak ol-mas~ ndan dolay~~ U~ak'taki fabrikalardan daha küçük oldu~u san~lmaktad~rm.
Tablo 11I: 1910/1913 Y~llar~nda Usak'ta Hahc~l~~~n Durumu118.
Bat~~ Anadolu Tezgah say~s~~ Say~s~~ i~çi 1000 m2. Miktar Milyon k~l. De~er
U~ak 1.175 5.500 150 169 Simav 380 1.120 23 1.8 Gördes 800 2.700 60 6.8 Demirci 600 1.356 31 3.8 Kula 1.500 3.800 35 4.7 Isparta 2.160 6.481 117 11.0 E~ridir 500 1.500 15 1.3 Burdur 800 2.400 22 2.2 Buldan 250 400 3 1.5
115 Gündüz Ökçiin, Osmanl~~ Sanayii ~stanstikleri, 1913-1915 1statistilderi,
~stanbul, 1984,
s.9, 17.; Bu sanayi istatisti~inin dokümlerinin yer ald~~~ , BOA, DH. UMUM 78/4, 1336.M.18.
dosyada U~ak'a ait bilgiler tespit edilememi~tir.
116 Ökçiin, a.g.e., s.129.
117 Kurmu~, a.g.e., s.106.
U~AK>TA HALICILI~IN MAK~NELE~ME SÜREC~~ 91 XX. yüzy~ l~ n ba~lar~ nda 2.000 bulan tezgah say~s~ n~ n Tarak isyan~ndan sonra hemen hemen %50'ye yak~n azald~~~, Tablo III'te görülmektedir. Bat~~ Anadolu'daki hali dokumac~l~~~nda tezgah say~s~~ bak~m~ ndan üçüncü, i~çi say~s~~ bak~m~ ndan ikinci s~rada yer alan U~ak, dokunan hah miktar~~ ve kar~~l~~~ nda elde edilen gelir bak~ m~ndan birinci s~ rada olmas~~ dikkat çekicidir. Buradan hareketle hah tezgahlarda oturan i~çilerin tam rand~manl~~ hali dokuduklar~~ kanaati has~l olmaktad~r.
I. Dünya Sava~~'n~n patlak verdi~i 1914 y~l~~ May~s-Haziran aylar~~ zarf~nda ~zmir ~ark Hah Kumpanyas~ 'mn sipari~i üzerine dokunan 27 balya hal~ n~ n tespit edilmesi, ~ngiliz sermayesinin Tarak isyan~ ndan sonra belinin k~r~lamad~~~ n~ n bir göstergesidir"". Bu sava~~ y~ llar~nda ise iplik fabrika-lar~ndaki makineler ve el tezgahlar~nda orduya ~ayak, battaniye yeti~tirmeye yönelik bir çaba harcanm~~t~r120.
e. idari Te~kiladanmadaki Çalkant~lar
XX. yüzy~l~ n ba~lar~nda 100 bin nüfusa sahip olan U~ak kazas~n~n y~ll~ k geliri 70 bin civar~ndayd~. Palamut, afyon, zahire ihracat~~ ve hal~c~l~ kla ad~n~~ duyurmu~~ olan U~ak, be~~ günlük mesafede olan Kütahya Sanca~~ 'na idari aç~dan ba~l~~ bulunmas~ na ra~men ~zmir ile ticari ba~lant~s~~ fazlayd~. On se-nede yirmi kaymakam de~i~ikli~ine maruz kalan U~ak halk~, bu sanca~a ba~l~~ kalmaktan dolay~~ memnuniyetsizliklerini zaman zaman dile ge-tirmi~lerdir. Tarak isyan~ndan sonra bu meselenin tekrar gündeme geti-rildi~i belgelerde sabittir. E~me ve Simav kazalar~n~ n ilhak edilmesi ve Banaz nahiyesinin kazaya dönü~türülmesi suretiyle U~ak kazas~, liva haline getirile-rek, ~zmir sanca~~n~n ba~l~~ oldu~u Ayd~ n Vilayetine kat~lmas~~ dü~üncesinden hareketle 1909 y~ l~ nda resmi bir miiracaatta bulunulmu~tur. Fakat Hüdavendigar Vilayeti Valisinin Dahiliye Nezaretine gönderdi~i yaz~da, "devir-i mülkiyenin re's-i idarelerinde bulunan zevat-~~ nüfüz ve kudret-i hükümeti temsil itmekde olduklar~~ cihetle cümlesi ahâliye kar~u ayn~~ yaz' ve mevkide bulunduklarmdan bir mahalli~~~ liva ya da kaza ~eklinde bulun-mas~nda ve rers-i t~m~lrunda bulunan zevat~n da mutasarr~ f veya kaim-makam ünvan~na hâiz olmas~nda idareten fazla bir fark olmad~~~" gerekçesiyle uy-gun görülmedi~ini belirterek, halk~n ho~nutsuzlu~unun sebebinin ba~ka
119 U~ak ~eriye Sicili X, s.1-5. BIzz:Ek I.
12() 1930 Sanayi Kongresi Raporlar, Zab~ tlar, Milli iktisat ve Tasarruf Cemiyeti Umum