• Sonuç bulunamadı

Fikret

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fikret"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FİKRET

— (Mehmet Tevfik Fikret) 11870- 1915] Şiirimizde yeni bir devir açan Tevfik Fikret yalnız Edebiyati Cedide devrinin değil belki bütün Türk edebiyatının en mühim sima­ larından biridir.

Tevfik Fikret

İstanbulda Aksarayda doğdu. Babası Hüse­ yin efendi Çankırı nın İlgaz kazasından ve Karacaviran nahiyesinin Dalköz köyündendir. Şenremaneti Meclisi azalığında ve mutasarrıf­ lıklarında bulunmuş, son vazifesi olan Urfa mu­ tasarrıflığında ölmüştür. Annesi Hatice Refia hanımdır. Fikretin asıl adı Mehmet Tevfiktir. İlk yazılarını bu imza ile neşrederdi. Tevfik Fikret adını Serveti Fünunıa intisabından son­ ra kullanmıya başlamıştır.

İlk tahsilini Aksaraydaki Mahmudiye Valde Rüştiyesinde görmüş, ondan sonra Galatasa­ ray lisesine verilerek oradan 1888 de birinci olarak çıkmıştır.

İlk şiirlerini 14, 15 yaşlarında ve Galata- sarayın küçük sınıflarında iken yazıyor ve bunları Muallim Feyzi efendiye düzeltiriyor- du. Mektepten çıktıktan sonra Hariciye istişare odasına devama başladı. Cevat paşanın sadra­ zamlığı zamanında Fikretin akrabasından

(2)

Bül-Fikrfct____________________________ MeşU

bül Tevfik paşa onu sekiz yüz kuruş maaşla Sadaret Mektupçuluk kalemine aldırdı. Biraz sonra İstişare odası muavini olmuştu. Bir ta­ raftan da Gedikpaşadaki Ticaret mektebinde Fransızca, Türkçe ve yazı dersleri okutuyordu. Daha sonra müsabaka ile Galatasaray ilk sı­ nıflarında Türkçe hocası oldu. Bu esnada muh­ telif mecmualarda şiirlerini neşrediyordu. (Ter­ cümanı Hakikat) e Nazmı müsteanle, İsmail Safa’nın çıkardığı Mirsat mecmuasına Mehmet Tevfik imzasile manzumeler yazmıştı. Sonra Safa ile birlikts Malûmat gazetesini neşre baş­ ladılar ki imtiyaz sahibi o zaman Fuat beydi, 42 nüsha çıkan bu mecmuayı sonraları Baba Tahir çıkarmıya başlamıştı. Ondan sonra Tev­ fik Fikret, Recai zade Ekrem beyin tavassutu ile Serveti Fünunun edebî kısmı muharrirliğine getirildi. Oradaki edebî musahebelerini ve şiir­ lerini neşretmiye başladı ki Tevfik Fikretin asıl şöhret ve muvaffakiyeti bu şiirlerilerile başlamıştır. İlk yazılarında bile lisana hâkim ve uslûbu pürüzsüz olan Fikret önceleri eski yolda yazıyor, gerek ruh, gerek şekil iti- barile zamanının şairlerinden pek ayrıl - mıyordu. Fakat Serveti Fünundaki şiirlerile gittikçe mükemmelleşen bir yenilik gösteriyor­ du. Onlar toplanarak ilk defa 1898 de (Rübabı şikeste) adile basıldı ve görülmemiş bir rağbet kazanarak ertesi sene tabı tekrar edildi.

(Servetifünun) daki edebiyat hareketleri 1901 de Saltanat İdaresi tarafından susturul­ muştu. Fikret de beş altı senedenberi Türkçe hocalığını yaptığı Rumelihisarındaki (Robert kollej) in eteklerindeki (Aşiyan) adını verdiği küçük köşküne çekildi. 1908 inkılâbına kadar kendi âleminde yaşıyan fikret (Sis) ve (Bir lâhzai teahhur) gibi Abdülhamit istibdadına karşı Haykıran ve (Tarihi kadim) gibi taassubu, dinî baskıları kırmağa çalışan manzumelerini yazı­ yordu. O zaman neşri yasak ve ele geçmesi tehlikeli olan bu eserler elden ele yayılıyor, ve gençler tarafından ezberleniyordu. Fikretin en fazla hayranlık uyandıran devri bu zaman­ lardır.

1908 inkılâbından sonra Fikret, Hüseyin Cahit ve merhum Hüseyin Kâzım beylerle bir­ likte (Tanin) gazetesini tesis ettiler. Orada bir idealist gibi çalışmağa başlıyan Fikret siyasî dedikodudan çabuk usandı ve biraz sonra

ar-Âdamlar

Fikret

kadaşlarmdan ve Tanin’den ayrılarak Galatasa­ ray Lisesi müdürü oldu.

Fikretin Mektepçilik ve terbiye sahasında

Tevfik ^Fikretin büstü

gösterdiği kabiliyet ve heyecan dikkate ve takdire şayandır. Onun halûk, temizliğe, inti­ zama düşkün, yeniliğe ve terakkiye susamış ruhu bu mektebin terbiye ve tedris hayatında derhal büyük bir salâh meydana gelmesine se­ bep olmuştu. Fakat Fikret resmî muamelelere ve Maarif Nezaretinin kayıtlarına tahammül edemiyordu. Nihayet Nazır Emrullah efendi ile aralarında çıkan bir ihtilâf üzerine oradan da çekildi. Bir aralık İstanbul Erkek Muallim mektebindeki derslerini muhafaza etmişti. Satı’ beyin müdürlükten çekilmesi üzerine oradan da ayrıldı.

Darülfünun Edebiyat hocalığına birkaç ders gelmişti. Fakat Muallim Meclisindeki müzake­ relerden titizlenerek oradan da istifa etti ve yine Rober Kollejdeki vazifesine münhasır kaldı.

Umumî Hayata karışmayan Fikret ölümüne kadar siyasî ihtiraslardan üzülerek, (İttihat ve Terakki) erkânını (Doksan beşe doğru), (Hâ­ nı yağma) gibi yazılarile hicvederek görü­ nüşte sakin, fakat hakikatte muztarip ve sinir­ li olarak yaşadı.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Fakat İsmail Habib bu va­ dide de pervasızca dolaşmaktan zerre kadar çekinmemiş ve temas ettiği mes’eleler hakkında kat’î hükümler verecek derecede

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Çalışma sonucunda, (1) öğretmenlerinin okul müdürlerine güvenmelerinin; öğretmenlerin okul müdürünün, yeterli, etik davranan ve öğretmene destek davranışı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra GÖNENÇ SOLSUN‟un “Aksaray Üniversitesi

Bununla birlikte kontrol grubuna göre RFRP-3 + RF9 grubunda istatistiksel olarak anlamlı azalış yalnızca Nestin mRNA düzeyinde kaydedilmiştir ve 3,51 kat azalma

Ziya Gökalp, Durkheim’i benimser ve kendi düşünceleri­ nin de sürgeçinden geçirerek o- nu, Türk cemyetinin müessese- lerini tetkik için bir vasıta ola­ rak

[r]