• Sonuç bulunamadı

Hande'den hürriyete

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hande'den hürriyete"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hande’den Hürriyet’ e

--- — --- --- v

Arkadaşımız Kandemir bu yazısmda Sedat Si­

ma vi’nin daha 19 yaşında iken nasıl gazetecilik aşkıyle yandığım ve memleketinin en kara gün­ lerinde alnının akıyle bu mesleğe nasıl girdiğini

anlatıyor.

Yazan: KANDEMÎR

S

E D A T S IM A V İ ile, otuz sekiz sene evvel, onun feyiz aldığı günlerden beri bağla­ nıp pek sevd iği, benim kap'sın- dan içeri i'k d e ra girdiğim (G a ­ latasaray) su'tanisinde ta m ş fk .

T alebe de, hoca da deği’ dik.O günlerde, Çanakkale harbinin yağdırdığı yaralılarla do’ an G a­ latasaray H ilâliahm er

hastaha-nesinde, aynı yaşta iki genç gönüllü idik.

B izim gibi gönüllülerden baş­ ka, burada v a z ife ’ i olarak doktor B eh çet Sabit (E rduran ), Sedat (T a v a t) Ahm et K em al (A tay ), Saim A li ( D i’ emre) Rüştü (Çap- çı) V a sıf, Suphi, dişçi Haroıt gibi b ir çok genç doktorlarla, elliden fazla şehrin tanınmış

a-- y '" M ’ ülo ¿ jr

S ed a t S im a vin in bir v a k itle r arkadaşım ız K a n d em ir’e yazdığı bir m ek tu p . M erhu m , dostlarına y a zd ığ ı m ektu p la rı yu­ karda g örüldüğü g ib i r esim lerle süs. em ek âdetindeydi. B u

resim aslında renk lid ir-Y u kard aki m ek tu bu n y en i tü rk çe

bir m etn ini de ta k d im .e d iy o ru z : Pazar gecesi. Saat 10. F eridun ;

Bundan ik i saat ev v el m ek tu ­ bu n u aldım . Canım ın sıkın tısın­ dan y olla d ığ ım m ektu pların başı­ na b ö y le resim ler y a p ıy oru m . Zann edersem y a k ın vakitte bu su­ retle m ü him b ir k ollek siy on a m a­ lik olacaksın .

B u resm i yap ark en k im i düşü­ n ü y ord u m bilsen ? N eyse anladın k âfi .İsm ini şim di burada z ik rei- m iyeyim .

Bugün ik i b ü y ü k m ühim resim

yaptım . B öy le giderse - yân i üşen­ m eğe başlam azsam - ç o k iy i ola­ cak . K e o n Ç entelyan am m a karış­ tırm ış! K ilerci d eğil m i ya çorba ten ceresi m i zannetm iş?..

H er g ü n sen den v a k a y ii b ek le­ rim . H am di B ey in iltifatı hepsin­ den n azik old u ğu için on a : En sam im î ihtiram lar. Hiç olm azsa o k eleşliğ im i yüzüm e vurm adı!..

D ü n y an ın en sim path ique m ah­ lû k u ola n B ekir B eye d e selâm ­ lar. Ş im d ilik b u kadar. G ö zlerin ­ den öp erim . Saim ve V a sıf B eyler için y olla d ığım m ektu pla rı lütfen onlara gönd er.

Sedat Sim avi

T T -

f j

M erhu m S ed a t Sim avinin, bundan se n e le r c e e v v e l ta le b ele r iy le b ir lik te çe k ilm iş b ir fo to ğ r a fı

lelerine mensup fahrî hasta ba­ k ıcı prensesler, hanım lar da v a r­ dı. M ütem adiyen ge.en yaralılar arasında sabah.ara kadar fera­ gatle çalışan bütün bu insanlar içinde, Sedat’la iki gazetecilik heveslisi o.arak, pek çabuk an­ laşm ış, can ciğer oıumuştuk.

Sedat karikatüre m eraklı, ben yazı heves.isi, .lakat ikim iz de hele vakit bu.up da baş başa ka­ labildiğim iz zam an.ar, gazeteci­ lik hü, yalarına da.m aktan başka bir şey düşünmezdik.

B iz böyıe; (acaba günün birin­ de nasıl gazeteci o labiliriz ?) diye düşünüp dururken, hastahaneyi ziyarete gelenlerden - ikim izin ai-ece tanıdığı - matbuat müdürü H ikm et b ey lâf arasında, bize şu te k lifte bu.undu:

— B i.iyorsunuz, In giü zlarin L evan t H eralt gazetesi matbaası v e idarehanesi elim ize geçti. İ s ­ terseniz size vereyim . G eçin otu­ run, m urad.nıza erin..

E vve lâ şaka ediyor sandık. B irbirim ize bakıştık.

H ikm et b ey:

— C esaretiniz yo k mu? Hani gazetecilik , gazetecilik der du­ rurdunuz.. İşte m atbaa ve kos koca, döşeli dayalı idarehane... D aha ne düşünüyorsunuz? deyin­ ce, birdenbire, umulmaz b ir saa­ dete kavuşm uşcasına, sevinçle;

— H azırız!, deyiverdik. V e hemen ertesi günü, H ikm et b eyle beraber T ünel civarında­ ki Levan H eralt idarehanesine girdik, yer.eştık.

G azetecilikten başka hiç bir emel ve gayesi olm ayan on doku2 yaşlarındaki iki gencin, o günkü sevincini tasavvur edin.

F akat, ne yapacaktık? Sedat’­ la baş başa kalınca, bunu düşün­ m eğe başladık, çok geçmeden kararı verd ik: H aftalık siyası bir m izah gazetesi...

A dı da (H ande)...

Derhal h azırlığa koyulduk. Bu esnada sağdan sonldan akıl verenlerin te siriyle, mecmuanın y a n sın ı A lm anca yapm ağı da m uvafık bulduk. A ncak, matba- nın türkçe h arfleri bulunm adığın­ dan, B abıâli de bir matbaa ile an­ laştık.

Sedat özene bezene karikatür­ lerini yaptı, ben k o lla n sıvaya­ rak yazıları hazırladım , A l­ manca kısm ının tercüm elerini yaptırdım . On beş gün sonra (H ande) nin ilk sayısını meydana çıkardık- .

İm tiyaz sahibi Sedat Sim avi mes uf müdür ae ben..

Bu ilk sa y ıy ı eum ıze a ld ığ ı­ m ız gün, aunyaiar bizim oanuş ve o sevinçle gö zlerim iz yaşar­ mış bir ha.ae, birbirim ize sa rıl­ m ıştık.

İ lıc a k bu sevincim iz çok sür­ medi. B ir taraftan acele ederek baş.adıgım ız bu işin acem isi olu­ şumuzun verd iği zorıuK.ar, ote- yandan b a y ı.e n e ve askerî san- sur-e uğraşman kü .ieu n u en v e m nayet ge.ıp çatan asner-ik va- zıiesın e gitm ek m ecburiyetinden ne yapacağım ızı buem ez bir Jtıa- le gelm iştin.

Sedat, pek oralarda değildi: (N e oıursa olsun, m uradım ıza erdik ya... K apatsan da, i.k ad.m ı. rnızı atm ış, u k tecrübem izi yap­ m ış değil m iyiz?., ile r is i için bu az kar m ı?) diyordu.

H e.e üçüncü sa y ıy ı çıkard ığı­ m ız gıinun akşam ı, m utadım ız vech ııe, Tepebaşındaki (Uaruen- bar) a uğrayıp, tarasada bir likör içm eğe gittiğim iz zaman, başı­ m ıza gelen hadise, butun acı.ıgı- na rağmen, Sedat’ın pek hoşuna g itm iş ti:

günkü sayıda, şair Abdül- hak Ham id’ i hicveden bir fık ra vardı. G ardenbar tarasasında o- turur oturm az, ilerideki m asalar­ dan birinde Abdüihak Haroıd’le karşı karşıya oturan Süleym an N azifin bizi görünce yerinden kalkarak, üstüm üze doğru ge.m e- siyle,

— S iz ha!.. Siz.. Üstad-ı âza- ma dil uzatırsınız... S izi gid i had­ dini b ilm ezler!... diye yum ruk­ larını sıkışı b ir olmuştu.

A ra ya giren lerin yardım iyle k u ru la b ild iğ im iz bu badirenin verd ği korku ve şaşkınlıkla ben, hemen kalkıp gitm ek isterken, Sedat kıs kıs gü lerek:

— Aldırm a... G eçti, dayak b i­ le yeseydik, g a zetecilik uğruna, şimdiden hırpalanm ağa alışm ış olurduk, bu da bir ders olurdu.. A ldırm a!, diyordu.

N ihayet askerlik v a zifesi g e l­ di çattı, (H ande) yi kap attık Se­ dat Hadım köyüne, ben Me- dineye gittim .

B irbirim izden bu kadar uzak­ ta kaldığım ız halde, muntazaman m ektuplaşır ve hep harb sonun­ daki gazeteciliğe hazırlanm aktan bahsederdik.

B ir kaç setıe sonra, o da oldu. Harbden döner dönmez Sedat yi- (JDevamı 27. sayfada)

5

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1 - fiimdi Amasyada bulunan eski valilerden Bekir Sami Beyefendiye özeldir: Telgra- f›n›zdan çok yararland›k. Toplant› halinde bulunan Do¤u ‹lleri Kongresi hemen hepsi

Aktarıcı için: kaynak cihazın HDMI çıkış portuna bağlanma yeri Alıcı için: görüntüleme cihazının HDMI giriş portuna bağlanma yeri 3 Aktarım Butonu

Bilhassa memleketteki imar ve kal- kınma île mütenasip olarak, serbest iş ve meslek hayatına daha geniş bir şekilde a- tılan bu zümre meslekî münascbetlerîndeki noksanları

Kimlik Kartı veya geçerlilik süresi dolmamış pasaportları ile şahsen başvurarak ücreti karşılığında yeni şifrelerini edinebileceklerdir (Nüfus cüzdanı veya

[r]

Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:. • Alerjik reaksiyonlar

Hafız zaman zaman, ayetleri, diğerlerine ümit vermek için sesli okuyor, onun sesi bu kahredici mekânda gönüllere bir ümit ışığı gibi süzülüyordu.. Krasnoyarsk denilen

Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı -SMED KalDer Ankara Yönetim Kurulu Üyeleri ile EFQM 2020 Modeli Tanıtım Eğitimi.. 2021 Kalite Çemberi Kaizen Ödülü