• Sonuç bulunamadı

Hacı Bekir 217. yılında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hacı Bekir 217. yılında"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T A R İ H

S

E

N

A

E F E

"T

rekiyormuş. Bir gün imalatı, bir gün din­ lenmesi, bir gün de kesilip kutulanması i- çin. Eskiden müşterilerin istediği boyut­ ta kesilen lokumların büyüğü makbul­ müş. 3-3-2 cm. boyudan neredeyse sa­ bitleşmiş. Şimdiki 1,5 cm’lik boyutu ar­ tık standarta dönmüş.

Daire içinde, üst kısmında Ali Muhid- din Hacı Bekir yazısı, kazanılan ödülle­ rin amblemleri, alt kısmında

BONBON TURC CONFISEUR HAJDİ BEKİR A.M.

TESİS TARİHİ 1777

yazılı olan ilk logoları. Kimi paketler­ de kullanılıyor hâlâ. Şimdiki beyaz ze­ min üzerine yeşil harflerle isminin yazılı olduğu ambalaj kağıtlannı kullanmaya başlayalı elli yıldan fazla zaman geçmiş.

Bugünlerde kalabilen fotoğraflarla

Bahçekapı’daki dükkan aslına en uygun şekliyle restore edilmiş. “Bizden sonra

yap-satcıların eline geçmesin diye müra­ caat edip, “Şekerci Dükkânı” olarak tes­ cil ettirdim. Bu dükkânı gelenekleriyle, aslına uygun bir şekilde korumaya çalışı­ yorum. Canlı tutabilmek için elimizden geleni yapıyoruz.”

Doksana yakın personelin arasında üç nesildir burada çalışanlar var. “İş genel­

likle usta-çırak ilişkisi ile öğreniliyor. Bir anlamda lonca sisteminin modemize edil­ mişi.”

Böyle bir şeyi başarmak ne çok şey is­ ter. Sevgi ister, azim, güç, duygu ister. En çok da heyecan. ◄

Hacı Bekir 217. yılında

S

ene 1777. Bekir Efendi İstanbul Bahçekapı'daki dükkânında şe­ kercilik yapıyor. O zaman dükkâ­ nın bulunduğu çevre Hamidiye Medresesi diye tanınıyor. Arkada ha­ mam, yanı başında camii. Tüm esnaf ih­ tiyâçlarını buradan karşılıyor. Çalışan­ lar dükkânın üst katında kalıyorlar. Es­ ki Osmanlı hayatı burada bir kampüs gi­ bi.

Bekir Efendi bu dükkânda hem ima­ lat, hem satış yapıyor. Hacı olduktan sonra Şekerci Hacı Bekir diye anılıyor. Maltalı bir ressam tarafından yapılan portresi şu anda Louvre Müzesi’nde. Ressam iki kopya yaptığı resmin bir eşi­ ni Malta'daki ailesine göndermiş.

Yönetimde hep aileden insanlar çalış­ mış. Bir aile işletmesi.

Şekerci Hacı Bekir Efendiden sonra oğlu Muhiddin işi yürütüyor. Daha son­ ra da onun oğlu Ali Muhiddin. Şu anda yönetimde dördüncü kuşak, var. Doğan Şahin bu kuşağın temsilcisi. Yönetim Kurulu Başkam. Sonra, kızları devrala­ caklar bayrağı. Şirkette ilk kadın onlar olacaklar. Faal olarak görünmeseler de, birçok konuda bilgi ve söz sahibi olarak yönetim kurulundalar.

Bekir Efendinin oğlu Muhid­ din başa geçince işi büyütüyor.

Geliştiriyor. Muhittin Efen-

di’den sonra da oğlu Ali Muhid­ din devralıyor idareyi. Ancak, o sıralar yaşı çok küçük. Ailedeki kadınların ilki burada katılıyor yönetime. İşe alışıncaya kadar Ali Muhiddin’in en büyük yar­ dımcısı annesi.

Hacı Bekir işletmelerine dik­ katini çektiği saray çevresi tara­ fından “Şekercibaşı” ünvanı ve­ riliyor. Şu anda dükkânın duva­ rında asılı olan fermanda “Hacı

Bekirzade Muhiddin Efendinin oğlu Ali Muhiddin’e verilmiştir,”

yazılı.

Bin sekizyüzlü yılların sonlan. Avrupa’da şeker imalatı başlı­ yor. O zamanlar burada bulun­ mayan şeker dışarıdan getirili­ yor. Buniarla (özellikle akide şe­ keri) imalatlar "başlıyor. Daha önceleri, şekerler pekmezle, lo­ kumlar pekmez ve unla yapılı­ yormuş. 1900'lerde Almanlar'ın nişastayı bulması ile lokumun bugünkü formülü yerleşiyor. Ni­ şasta ve şeker.

Dükkândan alışveriş yapan bir İngiliz turist ismini bilemedi­ ği bu şekere “Turkish Delight”

diyor. Böyle de tanınıyor. Bu olay ve i- sim nişasta ve şekerle yaşıt sayılıyor. U- luslararası Literatürde de Turkish De­ light olarak geçiyor. Yabancılar için bi­ ze ait ve güzel olan her şey “Türk Loku­ mu” diye tanımlanıyor.

Daha önceleri Rahat-ül Fulkum (gırt­ lağı rahatlatan) diye tanınan lokum, gi­ derek “Rahat LokunTa dönüşüyor. Es­ ki deyimi ile Lat-i Lokum. Bu eski ismi şimdilerde yalnız ihraç edilen kutularda kullanılıyor. Lokum olarak yerleşip, kullanılması da çok sonralara rastlıyor.

Ali Muhiddin Bey, sarayın talimatı ile Kahire’ye gidiyor. Kahire’de ve (daha sonra kapanan) İskenderiye’deki dük­ kanları kuruyor. Şimdi, yalnız Kahi- re'deki faaliyette.

Beyoğlu’nda, Yeni Melek Sineması­ nın köşesinde açılan şubeyi giderek Pan- galtı, Mısırçarşısı, Beyazıt ve Kara- köy’dekiler takip ediyor. Zaman içinde bunların kimi istimlak ile, kimi tahliye ile kapanıyor. Şu an bunlardan dördü çalışıyor. Ankara’da açılan dükkan ise birtakım anlaşmazlıklar sonucu kapanı­ yor.

New Y ork’ta açılan Şube, yönetimi

zor gelmeye başladığında

distribütörlüğe çevriliyor.

Fransa, İtalya’da da devam eden distribütörlükler ku­ ruluyor.

Doğan Bey eşi Aliye H a­ nımda birlikte üstleniyor

görevi. Ali Muhiddin

Bey’in vefatından sonra i- malatın yürütüldüğü Hacı Bekir, satış mağazalarının bağlı olduğu Ali Muhiddin Hacı Bekir olmak üzere iki anonim şirkete dönüşüyor. Dışa kapalı, sadece aileden hisselere açık bu şirketler 1974 yılından beri faaliyet­ te.

İnşaat Yüksek Mühendi­ si,olan Doğan Bey. Ali Mu­

hiddin Bey’in damadı.

1965-66 yıllarında aile için­ de kendisine de “Hasbelka­

der” vazife düşmüş. “Bu iş el emeği ister” diyor, “Eskiden

her mahallede bir aile şekercisi vardı. Şimdi hazır mal satılıyor artık. Ali Mu­ hiddin Bey alaturka şekerciliğe mutfak işi derdi. Stok olmadığı için gün­ delik reçelden lokuma her çeşit malı yapıp satmak pahalı bir iş. Rekabeti de çok. Mamüller iki üç günden sonra yenilenir. Müşteri­ ler taze mala gelirler. Kutudan zi­ yade paketlenirken görmek isti­ yorlar. Kalite kontrolünü de ken­ dileri yaparlar. Eskiden, şeker al­ mak insanlar için günlük prog­ ramlardan biriydi. Dükkâna gelir tezgahtarın hatırını sorar, eleşti­ rir, işe karışır on onbeş dadikadan önce ayrılmazlardı buradan. Va­ kit geçiriliyordu böylece. Şimdi öyle mi? insanların kaybedecek zamanı yok. Bir iki dakikada bi­ tirmek istiyor alışverişini. O za­ manlar, hazır pişir, taze al inancı yaygındı. Bayramlarda hanımla­ rın birçoğu uzun kuyruklara rağ­ men kendileri gelip seçerlerdi. Hatırlıyorum Fatin Rüşdü Zor- lu’nun annesi gelir, yanında çalı­ şanlar için alışveriş yapardı. Siz gelmeyin, isteyin gönderelim, de­ yince, Onlar bana bütün bir sene hizmet ediyorlar, ben de onlara bayramlarda hizmet etmek isti­ yorum, derdi. Tam eski terbiye, a- Iışkanlık. En çok da Anadolu’ya gidenler alışveriş yaparlardı.”

Hacı Bekir'den bir kutu lokum Bir kutu lokum için üç gün ge­

Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ

14 C U M H U R İ Y E T D E R G İ 1 1 T E M M U Z 1 9 9 3 S A Y I 381

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yoksa gidip Sinağrit Baba oltayı kesmiş, biraz sonra Si­ nağrit Baba tutulduğu zaman kim kesecek.. Kim akıl ede­ cek yakamozu

Havuz suları organik maddelere ve dezenfektanlara ek olarak ter, saç, deri, idrar ve yüzücülerin kullandığı kozmetik ve güneş koruyucular gibi maddeler barındırır.”

Bunun çok güzel bir açıklaması var: Sayısal fotoğraf makineleri, bir fotoğraf çektiğinizde, sayısal fotoğraf dosyasına, fotoğrafın hangi marka ve model makineyle

Vücut üzerindeki desenlerin insan yüzünü andırması nedeniyle insan yüzlü örümcek olarak tanımlanan ve yeni bir canlı türü gibi tanıtılan bu örümcekler as- lında

Fizikçiler 1995’te Bose-Einstein Çökeltisi (BEC) denen, soğutulmuş atomların aynı kuantum durumuna gi- rip tek bir "süperatom" gibi davrandık- ları bir

Verim kalibrasyonu yapılmış ve kursun korunak içine alınmış bir Nal dedektörü ile düşük aktivitedeki deniz ürünlerinde K50000 saniyelik bir sayım sonrası

Bir taraftan modernleşme unsurlarını içinde barındırırken diğer taraftan da muhafazakâr/gelenekçi unsurları da bünyesinde barındırması sebebiyle Konya, din

Zaman içerisinde İstanbul'da yeni yeni gelişen restoranlarla rekabet edemeyince Abdullah Efendi Lokantası da kapısına kilit vurmuştu.. Sonra burası, arsasıyla birlikte o