• Sonuç bulunamadı

Yücel yaşıyor...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yücel yaşıyor..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAI,_________________

Yücel

Yaşıyor...

,

“Yeni bir bakan vazifeye başlayınca geceli gündüzlü top­ lantılar yapılır. Bu, değişmez bir âdettir. Bakan sorar: ‘Ş u ka­ rarı neye bu şekilde aldınız.’ Vaziyeti, bakanın haklarındaki düşüncelerini henüz bilmeyen erkân cevap verir: ‘O zaman­ ki bakan böyle emretmişti, onun için böyle yapmıştık.’ Bu söz­ le kanun ve meslek vicdanı sorumluluğundan kurtulunacak sanki mevkiler ve makamlar. Bu türlü mazeretlerin arkasına sığınanlarla bir bakanlığın varlığını sağlamaya imkân olma­ dığı meydandadır.”

Haşan Âli Yücel, 1952 yılında gazetemizde çıkan bir yazı­ sında böyle diyordu: “Bakanlık

demek bakan demektir.” Her yeni bakanla Milli Eğitim Ba­ kanlığı anlam ve biçim değişti­ rir. Ta yıllardan bu yana böyle... I Yücel gibi bu ülkede on yıl Milli Eğitim Bakanlığı görevinde bu­ lunmuş bir kişinin bu saptama­ sı sanırım bugün de aynı biçim­ de sürüyor...

Tam otuz yıl oldu. 26 Şubat 1981’de Haşan Âli Yücel’i yitir- mjştiH, Yaşı daha altmış üçtü.., Yazılarıyla, konuşmalarıyla, ki­ taplarıyla, siyasal alandaki et­ kinliğiyle daha uzun süre hal­ kına, ülkesine yarar sağlayabi- . lecek bir aydının olgunluk ça­ ğında yitirilmesi üzücüdür.

Ne var ki ölüm gerçek bir de­ ğeri yok edemiyor. Bıraktığı ya­ pıtlar, önerileri, ürünleri otuz yıldır daha üstün bir anlam ka­ zanıyor, geniş yığınlarca gere­ ği gibi değerlendiriliyor. Haşan Ali Yücel deyince ilk akla ge­ lenler, en başta köy enstitüle­ rinin kurulması, Türk Ansiklo- I pedisi’nin ve Dünya Edebiya­ tından Klasikler dizisinin ya­ yımlanması, eğitim ve öğretim alanında yeni atılımların başla­ tılmasıdır.

Ölümünden beş yıl sonra bir toplantıda İsmet İnönü onun için şu sözleri söylemişti:

“Büyük yapıcılar ve siyaset adamlarında bulunan bir mezi­ yet onda fazlasıyla vardı. Ha­ şan Âli Yücel memleketin çok kıymetli bir evladıdır. Büyük hizmetler etmiştir. Bu hissiya­ tımı hatırasına karşı saygı duy­ gularıyla anıyorum.”

Yücel, on yıl kadar İnönü1 nün en yakın iş arkadaşı oldu. Köy Enstitüleri, klasikler yayı­ nı ve öteki başarılı atılımlarda İnönü’nün de payı büyüktü. İnönü, Yücel ve Tonguç. Bu üç ad 1940’larda hep yan yana anılırdı. Ama çok partili dönem adı verilen, hepsi aynı kalıptan çıkma birkaç partinin kişisel < hesaplarla birbiriyle uğraşma- ' ya başladığı 1946 yılından son­ ra bütün ilerici atılımlar durdu­ ruldu, geriye dönüş sürecine geçildi. C H P ’nin muhalefet partileriyle yarışmak uğruna , katıldığı bu gerileme sürecinde ilk kıyılan Haşan Âli Yücel ol­ du. Kültür alanındaki başarılı işlerden vazgeçildi, atılımlar önlendi, bütün bunlar solculuk sayıldı. Kenan Öner-Yücel da­ vasında tek başına bırakılan ki­ şiydi Haşan Âli Yücel... Ne par­ tisi, ne de İnönü destekledi onul Bütün güzel, yararlı işler önlendi, hatta zararlı sayıldı. Haşan Ali Yücel bütün çabası­ nın bir anda yadsındığını gör­ menin acısını tattı. Onu azıcık mutlu kılan 27 Mayıs olayı ol­ muştur. 27 Mayıs’ın Atatürk devrimine bir dönüş olacağını umdu. Bir yıl sonra bu dünya­ dan ayrılırken sanırım böylesi- ne bir umut vardı içinde...

Unutulmaz bir anım vardır benim de. 1950’de çıkan ‘Ga- | ripler Sokağı’ adlı romanımı kendisine göndermiştim. O yıl- * larda yalnızca ‘Cumhuriyet’te ‘Eski bir öğretmen’ başlığıyla eğitim konularında düşüncele­ rini yazan bir emekli öğretmen-

(A rk a s ı 17. Sayfada)

Referanslar

Benzer Belgeler

Başarısız devlet ve devletin başarısızlığı kavramları sadece doktrin ya- zarları tarafından tartışılmamakta, Dünya Bankası (World Bank), Birleşik Krallık

Tarık Acar «Yarasalar ışıktan korkar.. Her ikisi de kabir­ lerinde rahat ve huzur

PMN'lerin önceden sitokin ile muamele edildikten sonra lip amB ve Candida'larla birlikte inkübe edildi¤i grupta fagositoz ora- n›nda artan konsantrasyonlarda gözlenen

Tuba Sarıgül Antarktika’daki Peninsula Yarımadası’nın kuzey ucundaki Danger Takımadaları’nda 1,5 milyondan fazla Adélie pengueninden oluşan bir koloni

Her biri çürümüş birer ‘kurum ’ olan, tekkeler yaşantısından, m em urlara ve nazırlara padişah ihsanları ve avantalarından, herkesin birbirini jurnal etmesi

“San’ata Dair” yazısında ise, Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne ilgisizliği, du­ yarsızlığı ve sevgisizliği belirtir: “...Ben bile, ben ki evinde hayli zengin

Katılacağımızı daha önce duyurduğumuz İsviçre’nin BASEL (BÂLE) kentinde 9’uncu kez yapılacak olan Avrupa’nın en büyük Uluslararası Sanat Fuarı ART

Ondan sonra, gerek Ankara, ge rek Enver Paşa ve hattâ Cemal Paşa arasında ilişkiler sertleşir Ve dikkati çeken bir haldir ki Mustafa Kemal, bütün bu mek