22 ARALIK 1999 ÇARŞAM BA
.
E f e m m i î s t a n b
ı
SOKAK
11
I V I e r c a n , İs ta n b u l'u n ö n e m li tic a re t
m e rk e z le rin d e n 1 9 8 0 y ılın d a 2 bin 1 5 0 d ü k k a n v e iş y e rin e karşı y a ln ız 15 k o n u t b u lu n a n M e rc a n 'd a 'artık o k o n u tla r da işyeri o la ra k k u lla n ılıy o r. Ç a n ta v e şap ka y a p ım ın d a k i k a lite s iy le a d ın ı d u y u rm u ş bu iş yerlerin in çoğu a rtık te k s til d a lın d a fa a liy e t g ö s te riy o r. A m a ısrarla ç a n ta v e şap ka işini s ü rd ü re n le r d e v a r.
Mercan■« galenlerin büyük bölümü satın almak İçin değil, fikir edinmek için gezinenler...
Mercan’da el işçiliği
acım
d
Eminönünde
Kapalıçarşt, Tahtakale
ve Mahmutpaşa arasına
sıkışmış bir semt
Mercan.
Tarihi
semtin
geçmişi
Fatih
Sultan
Mehmede
kadar uzanıyor.
Çanta, şapka, terlik
satın alacaksanız
Mercan a gideceksiniz.
D
ik yokuşlardan, dar kaldırımlardan ve küçük caddelerden oluşuyor Mercan semtinin sokakları. Burada da herköşeyi bir işportacı tutmuş. Kimi meyve satıyor, kimi çorap kimi de tırnak makası, tarak, tıraş fırçası. Herkes ekmek parası kazanma derdinde, çoğunun siması Doğu'dan geldiklerini söylüyor. Sabahtan akşama bıkmadan, yorulmadan bağırıyorlar:
"Gel abi, gel abla. Malın iyisi, ucuzu burda."
"Geeel, geeel! Hiçbir yerde bu fiyata, bu kaliteye bulamazsın, geeel!"
Sesler birbirine karışıyor, çok kalabalık sokaklar. Anneler
ellerinden sıkı sıkı tuttuğu çocuklarım sürükler gibi dolaştırıyor yanlarında, onlarsa şaşkın şaşkın bakmıyorlar çevrelerine. Dolup dolup boşalıyor Mercan sokakları, tezgah önleri her daim insan dolu. Esnaf ise bu kalabalıktan fazlaca memnun değil.
"Kuru kalabalık bu aslında. Millet bakıyor, kaç para diyor, sonra da gidiyor. Halk fakir, bir milyonluk mala bile pazarlık etmeye kalkıyorlar."
Hanlar sem ti
Yapılanması Osmanlı sultanlarından 2. Mehmet'e yani Fatih Sultan
Mehmed'e kadar uzanan Mercan, kuruluşundan bu yana ticaret merkezi. Semtte Osmanlılar zamanında yapılan ve bugün bile ayakta kalan hanlar bu tezi kanıtlıyor. Şimdilerde eski ihtişammı yitirmiş, yüzyılların izlerini taşıyan hanların büyük bir çoğunluğu, İstanbul Üniversitesi içinde bulunan Bayazıd Yangın Kulesi'nin arka tarafmda kalan Mercan Yokuşu boyunca sıralanıyorlar...
Ulaşımın hayvanlarla, at arabalarıyla yapıldığı dönemin hatıraları olan bu hanlar, ticaret kervanlarını ağırlarlarmış. Han sahipleri kendilerini hırsızlığa karşı koruyabilmek için 4-5 metre yüksekliğinde demir kapılar yaptırırlarmış.
Yapım tarihleri kesin olarak bilinmeyen bu büyük hanların
OsmanlIların yükselme ve duraklama dönemlerinde inşa edildiği sanılıyor. Yapımından bu yana tek amaca; ticarete hizmet eden hanlar için yüzyıllardan bu yana değişen tek şey görüntüleri. Bir dönemin zengin ticaret kervanlarını ağırlamış Mercan
Hanlan'nın şimdiki durumları pek de iyi değil, bakımsız bir görüntü sergiliyorlar.
Büyük Valide Han
Semtteki en önemli han, Mercan Yokuşu bitiminde başlayan Çakmakçılar Yokuşünun üzerinde yer alan Büyük Valide Han. 17. yüzyılda yapılan hana kocaman bir demir kapıdan giriliyor. Kapısı öylesine büyük ki içeriye asfalt taşıyan kamyonlar bile girebiliyor.
Yüzyıllardır ayakta duran Büyük Valide Han'ın alt katı küçük küçük dükkanlarla dolu. Hemen hemen hepsi giyim üzerine satış yapan daracık
mağazalar. İçlerinden birine misafir oluyoruz.
Küçük bir kapıdan
giriliyor içeriye, o daracık dükkanda üç kişi karşılıyor bizi. Biri kasaran olduğu masada oturuyor, diğer ikisi ayakta duruyor. Han hakkında neler bildiklerini soruyoruz. "Bu han taa Fatih Sultan döneminden kalma. O zamanlar burada kervanlar konaklarmış. Sonra devir değiştikçe han da değişmeye başlamış. Şimdi buradaki esnafın çoğu yeni, haran tarihini pek bilen de yok. Bizim bildiklerimiz de
babalarımızın anlattıkları. Hanın altında kanallar, yollar olduğunu söylerdi babam."
Cüneyt Çakır Egesoy'un anlattığını ötekiler de onaylıyor. Handa yürüdükçe üst kata çıkan büyük taş merdivenler görüyoruz. Hanın alt katlanın dükkan olarak kullanan mal sahipleri üst katları da depo olarak kullanıyorlar. Büyük bir avluya sahip olan Valide Han'ın içinde bir de mescit bulunuyor. Duvarlarında yeşil ve beyaz renklerin hakim olduğu Valide Han Mescidi, 17. yüzyıldan kalma. Büyük Valide Han, konaklama amacıyla kullanıldığı yıllardan sonra bir ticaret merkezi olmaya başlamış. Han içindeki odalar Osmanlılar döneminde ayakkabı ve terlik imalatının yapıldığı
Mercan Odalarına dönüştürülmüş. Zamanla esnaf işini öylesine iyi yapmaya başlamış ki, İstanbul'da terlik ve ayakkabı denince akla Mercan gelirmiş. 1960'lı yıllara kadar bu ününü koruyan handa şimdi tekstil alanında faaliyet gösteren dükkanlar bulunuyor.
Yokuştaki Ümit
Şapkacılığın sahibi İbrahim Dönmez de değişen koşullara aldırmadan işini sürdürenlerden biri. 44 yıldan beri dükkanında her çeşit şapka ve apolet satan Dönmez, "Burası çok değişti, eski Mercan'dan şimdi bir şey bulmak çok güç" diyor.
Mercan'da çanta imalatının ve tamirinin mekanı olan Uzunçarşı Caddesi'nde durum aynı. Bir dönem çantacıların bulunduğu bu uzun caddede artık sadece çanta imalatı ve tamiri yapan iki dükkan bulunuyor.
Mercan esnafmın çoğunluğu ürettiğini toptan satıyor. Dar yollara büyük kamyonlar sıralanmış. Koca çuvallar yükleniyor
kamyonlara, hamallar gayretle çalışıyor. Sürekli kalabalık olan Mercan sokakları her kesimden insanı ağırlıyor.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi