Şemsi Paşa Camii Boğ az'a karşı Üsküdar iskelesinin solunda kurulmuştur. Cami medrese ile birlikte arsanın düzeni olmayan durumuna uyularak sınırlı boyutlar içinde, büyük bir ustalıkla deniz kenarına yapılmıştır.
MİMAR SİNAN'IN KÜÇÜK AMA
: I
j
*fiii ı*l\ jb lîi ıt|,(S a ifa t ı
26
MİMARLIK-DOĞA
İLİŞKİSİNİN EN GÜZEL ÖRNEĞİ
Kâtip Çelebi Şemsi
Paşa Camii nden söz
ederken «Şemsi Camii
Leb-i deryada küçük
bir camidir.
O kadar
şirin bina olmuştur ki,
uzaktan gören bir
kasr-t m üzeyyen
zanneder» dem iştir
ÜRK - Islâm sanatının en yüce isimle rinden biri olan Mimar Sinan’ın imzasını attığı küçük fakat inanılmaz güzellikteki Üsküdar’da Şemsi Paşa Camii için “görkemli” deyimi son derece yerinde, son de rece uygun bir tanımla madır. Nitekim Kâtip Çelebi, Şemsi Paşa Ca- mii’nden söz ederken “Şemsi Camii leb-i der yada küçük bir camidir. kadar şirin bina ol muştur ki, uzaktan gö ren bir kasr-ı müzeyyen (değerli taşlarla bezen miş bir köşk) zanneder” demiştir.
Şemsi Paşa Camii, Mimar Sinan’ın mimar- lık-aoğa ilişkisine en güzel çözümü getiren boyutlar içinde yarattığı ilginç bir yapıttır. Yapıt larının konumunu sap tamada her zaman olağanüstü bir ustalık göstermiş olan Sinan, Şemsi Paşa Camii’ni de deniz kenarına yerleşti rirken üstün dehasını bir kez daha
kanıtlamış-iskelesi karşısında yük selttiği Mihrimah Camii için yüksekçe bir yer seçmesinin nedeni de denizi camiin görüntü sünü içine katmak iste yişidir.
Şemsi Paşa Camii, Mihrimah gibi denizden 40-50 metre uzaklıkta değil tam deniz kıyısına oturtulmuştur. Camiin yükseltildiği deniz kıyı sına rastlayan dikdört gen kenarı, medresenin bir kenarı ile kapatılma dan avluya götürülen bir giriş kapısı ve pencere lerle alçakça, âdeta say dam bir perde ile sınır lanmıştır. Bu da denizi yapıya katarak daha gü zel bir görüntü sağla mak içindir. Camiin bir kubbesi vardır, kare ke sitli bir gövdeye oturtul muştur. Her kenarı dış tan 30 metre kadardır. Kuzey ile batı yönde birer revak bulunmakta dır. Baklava başlıklı 5 sütuna dayalı 4 sivri kemerli kuzeydeki son cemaat yeri olan bir saçakla örtülüdür. Yapı nın tamamı kesme taş ile yapılmıştır. Mih rabı da mermerlerle kap lanmıştır.
••
Deniz kıyısında bulu nan Şemsi Paşa Camii medresesinin karşısına düşmektedir. Medrese alanının yetersizliği ne deniyle geleneksel pla na uyularak yapılmıştır. Medresenin iki kenarı düzgün olmayan bir dik dörtgenin bir diyagonal ile kesilen yarısını andı rır. Her iki kenar boyun ca 28 sütuna dayalı sivri
kemerler, saçakla örtülü revaklar oluşturmakta dır. Cam ii yaptıran Şemsi Ahmet Paşa biti şiğindeki türbede gö mülüdür. Gerek camide, gerek türbede açılan ze vk le d ü z e n le n m iş pencerelerden içeriye bol ışık dolmakta ve ferahlık yaratmaktadır. Camiye göre daha iyi korunmuş olan medrese
sonraları öğrencilerin çalışma odalarına ve kita plığa dönüştürül müştür. Medresenin uzun kenarı ortasında bulunan büyük kubbe dershanenin yerini belli eder.
Cami 1939 yılına ka dar bir yıkıntı halindey di. Üsküdar’ın gurur kay nağı olan bu minik cami çalınan sütunları, çöken
kubbesi, yıkılan mina resi ile gözden çıkarıl mış görülüyordu. Arsa olarak satışa bile çıka rılmıştı. Konyalı İbra him Hakkı’mn ısrarlı çağrıları üzerine ilgililer harekete geçmişler, ca miin yıkılan minaresi ve kubbesi yeniden yapıl mış, alınan sütunlar gö türüldükleri yerlerden toplanarak geri ge ca 28 sütuna dayalı sivri korunmuş olan medrese çalınan sütunları, çöken toplanarak geri
ge-Camie göre daha iyi korumuş olan medrese, sonraları
öğrencilerin odalarına ve kitaplığa dönüştürülmüştür
tirilmiş ve yerlerine ko nulm uştur. 1939’dan başlayarak cami ibade te açılmıştır. Camiin pencerelerinin renkli camları yenidir ve 16’ncı yüzyılın havasını yansıt maktan çok uzaktır.
'fV 'S İl* 5; ■
- * ^ y*#-?
As^íal*
TAŞTAN CAMİ (İZMİR) ÎSTANiBı AAHMET'TE
32
Türkler, benzeri olmayan bir mezarlıklar medeniyeti kurmuşlardır. Bu topraklarda yaşayan, sanatla tarihle uğraşan hemen herkespek çok yönlü olan Türk mezar taşlarına ilgi duymaktan kendisini alıkoyamamıştır. Türk-islâm sanatı canlılığını, mezar taşlarında da göstermiştir. Kimi üzerindeki anlamlı şiiri ile değer kazanmıştır, kimi üzerindeki değişik kavuk, serpuşlarla değerlidir, kimi alabildiğine bol resimlerle, motiflerle süslenmiş olması nedeniyle değerlidir. Gerçi özellikle İstanbul’daki Müslaman kabristanlarını dolduran mezarlar hayli tahribata uğramışsa da bunlardan bir kısmını koruyabilmek için gayretli çabalar harcayanlar olmuştur. Mezar taşlarının yüzyıllara göre değişen formları vardır. Hüsnü-hat yani güzel yazı sanatı mezar taşlarında olağanüstü bir yer tutmuştur. Ayrıca mezar taşlarına işlenen motiflerde de güçlü bir sembolizm her zaman sezilmiştir. Mezar taşlarında eşya motiflerinin en önemlilerinden biri olarak ışığı sembolize eden şamdan motifleri sık sık kullanılmıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a Toros Arşivi