• Sonuç bulunamadı

Umurbey'de yas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Umurbey'de yas"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BEN

ATATÜRKÇÜ DEĞİLİM

Nadir Nadi

Yedinci basısı çıktı: 840 Ura (KDV içinde) Çağdaş Yayınları;

Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-Istanbul

Cumhuriyet

63. Yıl; Sayı: 22266

Kurucusu: Yunus Nadi 120 TL. (KDvfahf) 23 Ağustos 1986 Cumartesi

MURAT DERSANESt

ÖSS - ÖYS hazırlama kursları Lise sonlar - 1 Eylül 1986 - 24 Mayıs 1987 Beklemeliler - 22 Eylül 1986 - 24 Mayıs 1987 Merkez: 528 48 48 - 528 48 49 Şube: 528 61 93

520 78 86 Bakırköy: 750 15 71 - 582 14 00

Türkiye'nin 3. Cumhurbaşkanı 103 yaşındaydı

Celal B ay ar öldü

Saat 21.25’te öldüğü açıklanan Bayar, devlet

töreniyle muhtemelen A tatürk Orman

Çiftliği’ndeki Devlet Mezarlığı’nda toprağa

verilecek. Tören bitimine kadar bayraklar

yarıya indirilecek.

10 DAKİKA DAHACelal Bayar’ın kalbi dün gece saat 21.15’te

durdu. Doktorlar kalbi yeniden çalıştırmak için tıbbi müdahale yap­ tılar. Ancak kalbi yeniden çalıştıramadılar ve Bayar 'ın saat 21.25'te öldüğünü açıkladılar.

Haber Merkezi — Türkiye’­ nin üçüncü cumhurbaşkanı, ilk Meclisin hayatta kalan tek üye­ si, Atatürk’ün son başbakanı, Demokrat Parti’nin kurucula­ rından, dünyanın en yaşlı poli­ tikacısı Celal Bayar (103) dün ge­ ce öldü.

Celal Bayar’ın ölümü üzerine hükümet bir bildiri yayımladı ve cenazenin devlet töreni ile top­ rağa verileceğini, tören bitimine kadar bütün yurtta bayrakların yarıya çekileceğini duyurdu.

Celal Bayar’ın vasiyetnamesi bugün açılacağı için, cenazenin nerede toprağa verileceği de bu­ gün belli olacak. Devlet Bakanı Mesut Yılmaz ise 1981 yılında çıkarılan kanuna göre, Celal Bayar’m Devlet Mezarlığı- na defnedilmesi gerektiğini söy­ ledi. Bakanlar Kurulu’nun bu­ gün toplanarak konuya ilişkin bir kararname yayınlayacağını açıkladı.

ön cek i gün sabaha karşı kal­ dırıldığı Haydarpaşa Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahi Merke­

zi’nde yoğun bakıma alman Ba­ yar’m sağlık durumu dün saat 20.00’de giderek ağırlaştı. Dok­ torların yaptığı açıklamaya gö­ re Bayar’ın kalbi saat 21.15’te durdu, kalbi yeniden çalıştırmak için yapılan tıbbi müdahalelerin sonuç vermemesi üzerine Bayar saat 21.25’te öldü.

TR T , B cyar’ın ölüm ünü Türkiye radyolarından saat 22.05’te, televizyondan ise saat 22.20’de normal yayınını kese­ rek verdi. Televizyonda, “ Sine­ ma Tarihinden” programı yeri­ ne Bayar’ın yaşamı ile ilgili bir program yayma konarken, rad­ yo programları da ağırlaştırıldı. Anadolu A jansı ise haberi “ Flaş” şeklinde “ Bir tarih say­ fası tamamen kapandı” başlığı ile verdi.

Kurban Bayramı öncesi aşırı sıcaklarda vücudunda meydana gelen su kaybından dolayı rahat­ sızlanan ve bir süre evinde teda­ vi edilen Bayar, önceki gün sa­ baha karşı fenalaşınca hastane­ ye kaldırıldı ve yoğun bakım

ünitesine alınarak suni solunum aygıtına bağlandı. Sağlık ve Sos­ yal Yardım Bakanı Mehmet Ay­ dın da Ankara’dan gelerek öte­ ki doktorlarla birlikte Bayar’m tedavisi ile ilgilendi. Tedavi ama­ cıyla uyku halinde tutulan Ba- yar’ın sağlık durumu konusun­ da kamuoyuna açıklama yap­ mak üzere bir sağlık heyeti oluş­ turulurken, Bayar’ın solunum ve dolaşım sistemlerindeki yetmez­ liğin yanı sıra, sol kalp yetmez­ liği ve damar tıkanıklığından da sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Dün öğle sa­ atlerinde yapılan ilk açıklamada, kalbin fibrilasyona girdiği, an­ cak yapılan müdahale sonucu atış hızının normale dönüştüğü ve tansiyonun da normal oldu­ ğu bildirildi. Gazetecilerin bir so­ rusu üzerine doktorlar, “ Emri hak henüz vaki olmadı” derken,

(Arkası Sa. 12, Sü. 5 'te)

B A Y A R İÇİN

N E DED İL E R ?

____________

12. Sayfada

Y Ü Z Y IL IN E N Y A ŞL I

PO LİTİK A C ISIYD I

CELAL BAYAR’ın yaşamöyküsü 8-9. Sayfalarda

Her Sah

S p o r9 Okuyun.

Cumhuriyet, bu salıdan itibaren her sah

‘Spor’ dergisi veriyor.

Cumhuriyet Spor, Türkiye’den dünyaya,

amatörden profesyonele, bütün spor

dallarında ne oluyorsa okuyuculara

aktaracak bir ‘dergi’ olarak tasarlandı.

Okuyabileceğiniz, her salı ‘tiryakisi’

olacağınız, birlikte keyifli saatler

geçirebileceğiniz bir ‘dergi.’

Bu salı

,

‘Spor'la ilgilenin

.

Türk uçaklarının Irak’ta düzenlediği operasyondan rahatsız oldular

526 futbolcu Cumhuriyetin

anketini yanıtladı.

- w -

^ -

m

q

-

m

^

cu ııW L J.ııı y a . ı ı ı L ia v a ı.

İran la ilişkide pürü z

ıFutboku

Iran,

cepheye

800

bin

asker

yığdı

A B D , İran’ın büyük

bir saldırıya geçeceği

yolundaki

açıklamalarından kaygı

duyduğunu belirtti.

İra k uçakları Ahvaz

kentindeki elektrik

santralını bombaladı.

3. Sayfada

Akbulut Cumhuriyet'e konuştu:

Güneydoğuda yeni

operasyon yok

İçişleri Bakanı Yıldırım

Akbulut, Irak topraklarında

tek bir hava operasyonunun

gerçekleştirildiğini ve her

tedbire başvurulacağını

söyledi. Başbakanlık’tan

yapılan açıklamada “ikinci

operasyon”haberi yalanlandı.

Suriye’nin yardımcı olmayı prensip olarak

kabul ettiğini, ancak bir anlaşma

olmadığını söyleyen Akbulut, Irak ile olan

ilişkilerin ise, tam bir mutabakat

çerçevesinde yürüdüğünü anlattı.

13. Sayfada

t

* ■**

SEDAT ERGİN

ANKARA — Türkiye’nin ge­ çen hafta Irak sınırları içinde ay­ rılıkçı teröristlere karşı gerçekleş­ tirdiği hava harekâtı İran’ı rahat­ sız etti.

Tahran’dan Ankara’ya ulaşan bilgilere göre, İran İslam Cum­ huriyeti yönetiminin Türkiye’nin

"ŞİMDİ K IZIYO R—Özal için,"Çalım satıyor, sizi kandırıyor"diyen İnönü,Özal önce anketlerden memnundu, şimdi şişmanlayan

insanın terziye kızması gibi, anketlere kızıyordedi. (Fotoğraf: Ü M İT OTAN)

Özal çalım satıp sizi kandırıyor diyen İnönü’den seçmene çağrı:

O ylan bölmeyin

9

H P Genel Başkanı Erdal İnönü, ‘‘A N A P ’tan

•rtulmanın en iyi yolu, en güçlü muhalefet

rtisine oy vermektir. Oylarınızı bölmeyin”

>erek, muhalefetin S H P ’de toplanmasını

’di.

¿MİR (Cumhuriyet Ege Bü-ı) — SHP Genel Başkanı ve ir 2. Bölge milletvekili adayı l İnönü, seçmenlerinden oy- bölmemelerini isteyerek, AP’tan kurtulmanın en iyi en güçlü muhalefet partisi- vermek. Oylarınızı bölme­ li güçlü muhalefet partisi-

in” dedi.

al İnönü, önceki gece Fo- esindeki Bağarası,

Kozbey-Ii, Gerenköy ve llıpınar köyleri­ ni dolaştı, üreticilerin sorunları­ nı dinledi. İnönü gece köy kah­ velerinde yaptığı kısa konuşma­ larda iktidarı eleştirerek “Hükü­ m etin h oldinglerle içlid ışlı ilişkileri sonunda suiistimaller, yolsuzluklar ortaya çıkıyor” de­ di. İnönü kamuoyu yoklamaları üzerine sohbet ederken de, “Baş­ bakan Özal önce anketlerden çok memnundu. Sonra kızmaya

başladı. Şişmanlayan bir insan nasıl terziye kızıyorsa, Başba­ kan da anketlere kızıyor” biçi­ minde konuştu. Gezisinin ikinci gününün son durağı olan Ilıpı- nar’da köylüler İnönü’yü alkış­ larla, kurban keserek karşıladı­ lar. Özellikle köylü kadınların il­ gisinden memnun kaldığı gözle­ nen İnönü, posterlerini imzala­ dı, kadınlarla sohbet etti.

İnönü, gezisinin üçüncü gü­ nünde dün Karşıyaka’yı mahal-

(Arkası Sa. 12. Sü. 3 'te) E C E V İT : Ö Z A L Y E N İ T Ü R E D İ O S M A N L IC I

12. Sayfada

Irak topraklarında faaliyet gösteren ve Saddam

Hüseyin yönetim i için büyük tehlike oluşturan

Mesut Barzani yönetim indeki Kürtlerin başlıca

destekçisi olan İran, Türk savaş uçaklarının

geçen hafta Irak topraklarında düzenlediği hava

operasyonundan rahatsız oldu. îranlılar, söz

konusu operasyonun askeri bakımdan kendi

aleyhlerine olduğunu öne sürüyorlar.

Ira k topraklarında düzenlenen operasyondan

sonra Mesut Barzani’nin ilk kez açıkça

Türkiye’ye cephe alması, Türkiye-İran

ilişkilerinde ciddi bir soruna y o l açtı. Pazartesi

günü Tahran ’a gidecek olan Dışişleri Bakanı

Halefoğlu bu pürüzleri gidermeye çalışacak.

harekâtından duyduğu rahatsız­ lıklar şu noktalarda toplanıyor:

1) İran’ın, bulunduğu bölgede meydana gelen bütün gelişmele­ ri yakından izleyeceği tabiidir. İran, bir bölge ülkesi olarak, böl­ gedeki dengeleri etkileyebilecek ve kendisini yakından

ilgilendi-(Arkası Sa. 12. Sü. 8'de)

Türk-İş’e

M anisa’da

miting

izni yok

T ü r k -lş ’in ara seçim

yapılacak illerde

düzenlemek istediği miting

ve yürüyüşlerden, Samsun

ve Zonguldak mitingine

izin verildi. Manisa

mitingine ise valilik, aynı

tarihte siyasi partilerin

mitingleri olduğu

gerekçesiyle izin vermedi.

ANKARA, (Cumhuriyet Bü­ rosu) — Türk-İş Eylem Tertip Komitesi’nin, ara seçimin yapı­ lacağı 28 eylül tarihinden önce, ara seçim yapılacak 4 ilde düzen­ lemek istediği miting ve yürüyüş­ lere Samsun ve Zonguldak vali­ liklerince izin verildi. 21 eylülde Manisa’da düzenlenmek istenen miting ise aynı tarihte siyasi pa- tilerin mitinglerinin olması ve olay çıkabileceği ihtimali ile red­ dedildi.

(Arkası Sa. !2. Sü. 5 7e)

• ABD-Sovyet zirvesi için

pazarlık.

• Pakistan'da gergin

sessizlik.

3. Sayfada

___________________ •

İthalatta etkin koruma.

• Kota kavgası kızıştı.

II. Sayfada

__________________ •

Paul McCartney:

A ilelerittıizin alkolik ligine

tepki olsun diye

uyuşturucu kullandık.

• Hava kirliliği bu kış

cüzdanları etkileyecek.

İ6. Sr ifada

Kimdir.

*

Eğitimleri ne kadar.

Her gün ‘yeteri kadar’

beslenebiliyorlar mı.

► Kazandıkları paralarla ne

alıyorlar.

Futbolu bıraktıktan sonra ne

yapmayı düşünüyorlar.

Gazete ve dergileri ne kadar

izleyebiliyorlar.

Anneleri çalışıyor mu.

Baba meslekleri ne.

I

futbolcu, Cumhuriyet- Veri Araştırm a A Ş

Liglerde top koşturan 526 p ro fesyo n el

işbirliğiyle gerçekleşen ankette

kendilerini anlattı.

Yarın

Cumhuriyet

’te

SEÇİM N O T L A R I

Hikmet Çetinkaya

Demokrasi

Dersleri

İZM İR — Kadınlar, ço­ cuklar, Erdal İnönü 'yu ya­ kından görmek için, evlerin damlarına çıkmışlar. İnönü, kendine özgü selamlama bi­ çimiyle, onlara el sallıyor. Köyün erkekleriyle birlikle kahveye doğru yöneldiğinde (Arkası Sa. 12. Sü. Ede)

iç P

a

«

T

asak’lar

için

L pren

Özal

zirvesi

E v r e n :

Siyasi

yasakların kalkmasına

karşı olmadığını

belirtti. Ancak

anayasa değişikliğinin

halkoyuna sunulmasını

istiyor.

Özal:

Öncelikle

anayasanın

değiştirilmesini

düzenleyen 175.

maddenin

değiştirilmesini ve bu

değişikliği Evren ’in

veto etmemesini istiyor.

Uluhalefet:

Ev ren ’in ve ö z a l’ın

önerilerine iltifat

etmiyor. Muhalefete

göre siyasi partiler

anayasanın geçici 4.

maddesini değiştirip

siyasi yasakları

kaldırabilir.

ANKARA, (Cumhuriyet Bü­ rosu) — Siyasal haklan kısıtla­ yan anayasanın 4. maddesinin kaldırılması ya da değiştirilme­ siyle ilgili olarak üç yıla yakın sü­ redir siyasal kulislerde yapılan tartışma, son gelişmelerle “zirve­ ye tırmandı". Başbakan Turgut Ozal’ın, önceki gün Ankara’ya gelen Cumhurbaşkanı Kenan Evren’le bu sabah 09.30’da yapa­ cağı haftalık olağan görüşmede, konunun ayrıntılarıyla ele alına­ cağı bildiriliyor.

Cumhurbaşkanı Kenan Ev- reıı’in bazı gazeteciler aracılığıyla

(Arkası Sa. 12. Sü. 3'te)

Anayasa

değişm eden

referandum

olm az

A N K A R A , (A N K A ) TBMM Başkanı Necmettin Ka- raduman, anayasa değişikliği ya­ pılmadan referandum kanunu çı­ karılam ayacağını belirterek, "Anayasada bir değişiklik yap­ madan herhangi bir konuda hal­ koyuna gidilmesi hukuki bakım­ dan mümkün değildir" dedi.

Karaduman, siyasi yasakların kalkması için parti liderlerini biı araya getirmesi için kendisine öneri geldiği takdirde görüşünü soran ANKA muhabirine, “Böy­ le bir durum doğarsa elbetle. Her konuda olduğu gibi bıı konuyu | da siyasi parti liderleriyle

görüşebiliriz" dedi.

TBMM Başkam Karaduınan- ın referandum ve siyasi yasaklar konusunda ANK A'ııın soruları- I ııa verdiği yanıtlar şövle:

(2)

CUMHURİYET/12

HABERLERİN DEVAMI

23 AĞUSTOS 1986

Bayar’ın ardından ne dediler?

• •

Demirci: Uzüntümçok büyük

M e h m e t K e ç e c i l e r : İlerlemiş yaşına rağmen zaman

zaman kendisinin tecrübelerinden istifadeye çalıştığımız

büyük bir siyaset ustasıydı.

A l p a s l a n T ü r k e ş : Muhterem Celal Bay ar’m vefatını

teessürle öğrenmiş bulunuyorum.

E r d a l İ n ö n ü : Başarıları ile, hataları ile cumhuriyet

tarihimize mal olmuş, büyük bir yer tutmuş insandı.

N e c m e t t i n K a r a d u m a n : Kendisini iki yıl önce

T B M M ’ye davet edip dinlemiştik. Görüşleri, büyük bir

devlet adamı olduğunu kanıtlıyordu.

Haber Merkezi — Kapatılan A P’nin Genel Başkanı ve eski başbakanlardan Süleyman De- mirel, “Üzüntüm yok büyüktür”

dedi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Bayat’ın “başarıları ve hataları ile cumhuriyet tarihimi­ ze mal olmuş, büyük bir yer tut­ muş insan olduğunu” söyledi.

TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, Cumhuriyet muha­ birine Bayar’m ölümüyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Celal Bayar, Türkiye Cumhu- riyeti'nin kuruluşunda büyük hizmetleri olan bir devlet adamı­ mızdır. Türk siyaset hayatında da müstesna hizmetler vermiştir. Celal Bayar, Atatürk’ün fikir ve dava arkadaşıydı. Sayın Bayar- ın, Türk demokrasinine, çok par­ tili hayata geçişimize büyük hiz­ metleri olmuştur. Kendisini iki yıl önce TBMM’nin ilk kurulu­ şunda görev alan son iki parla­ menter olarak Ankara’ya davet etmiştik. Kendisinden milli mü­ cadele hatıralarını dinlemiştik. Görüşleri, büyük bir devlet ada­ mı olduğunu kanıtlıyordu. Bu ınüşahadelerimizden dolayı bü­ yük bahtiyarlık duymuştuk. Da­ ha sonra kendisini İstanbul’da zi­ yaret etmiştik ve kendisi ile gö­ rüşme imkânı bulmuştuk. Ken­ disinin fikri sağlık durumu yerin- deydi. Ancak yorgun düşmüş bulmuştum. Ölüm haberinden dolayı Türk milletinin teessür duymuş olacağını kabul ediyo­ ruz. Türkiye bir milli mücadele kahramanını kaybetmiştir. Celal Bayar’ı rahmetle anıyoruz.”

Süleym an D em irel, dün

(Baştarafı I. Sayfada)

bir alkıştır başlıyor. Kadınlar damlarda, “Sana inanıyoruz

biz”, “Başbakan İnönü”, “Umu­ dumuz İnönü” diye bağırıyorlar.

İnönü gülümsüyor, Şeref Bak- ş ık ’a dönüp, “Daha Meclise girmedik ” diyor. Bu kez çevre­ sindekiler tempo tutuyor.

— İnönü Meclise... İnönü Meclise...

Kimi zaman çardak altı, kim i zaman kahve önünde oturuyor İnönü. Önce ayran, ardından çay ya da kahve sunuluyor. İnönü kı­ sa kısa tümcelerle, köylülere so­ rular yöneltiyor. Köylüler, soru­ lar karşısında önce susuyorlar. Birisi çıkıp başlıyor anlatmaya. Bundan sonra soruların arkası kesilmiyor. İnönü, sorulan tek tek yanıtlarken, iktidarın ekono­ m ik politikasını eleştiriyor.

İnönü’nün her gittiği yörede gençler çıkıyor karşısına. Özel­ likle kırsal kesimde, üniversiteli gençler ilgiyle izliyorlar İnönü- yü. Akıllarına takılan kimi ko­

nularda, özellikle YÖK ve Prof. İhsan Doğramacı ile ilgili soru­ ları oluyor. İnönü bu sorulara bir bilim adamı olarak yanıt veriyor. İnönü şöyle diyor:

—Karşımda gördüğüm gençle­ rin sorunlarını çözeceğiz. Genç­ lere iş bulmak, çağdaş bir eğitim düzeni getirmek bizim SHP ola­ rak görevimizdir. Herkese eşit muamele yapmak, işkence ve baskı gibi uygulamalara son ver­ mek SHP'nin genel politikasıdır. Bütün bunları biz yapacağız. Ara seçimler bütün bunların baş­ langıcıdır. Onun için şimdi siz­ den oy istiyorum.

Erdal İnönü, kırsal kesimde olsun, gecekondu kesiminde ol­ sun, Özal iktidarının uygulama­ larını, “kandırmaca” olarak ni­ telendiriyor. Her gittiği yerde, üzerine basa basa, “Devlet, şir­ ket gibi yönetilm ez” tümceleri­ ni yineliyor. İnönü, tapu tahsis belgelerinin de “aldatmaca” ol­ duğunu vurgularken, sesler y ü k ­ seliyor:

—Hâlâ almadık belgeleri... Bayraklı ’da konuşuyor Erdal İnönü. Oradan Çay mahallesine geçiyor. Kıyafet Keçeci adlı bir kadın, “Tek umudumuz sensin ” diyerek önüne çıkıyor İnönü’­ nün. Kadın, “A f istiyoruz” diyor. “A f istiyoruz, af...” Sonra bir iş­ çi, “Niçin Kula Mensucat kur­ tulmuyor?” sorusunu yöneltiyor. Oysa A N A P iktidarının batan şirketleri kurtardığını söylüyor. İnönü bunun üzerine, “İşsizliğe, işkenceye, haksızlığa hayır deme­ nin zamanı gelmiştir. Üç yıllık A N A P iktidarının başınıza neler g etird iğ in i arkadaşlar dile getirdi” yanıtım veriyor.

TRT’ııin televizyondaki Celal Bayar ile ilgili verdiği programı izlerken Cumhuriyet muhabirine

“Allah rahmet eylesin. Üzüntüm çok büyüktür. Şimdilik söyleye­ ceklerim bu kadar” dedi.

SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Celal bayar’ın ölüm ha­ berini İzmir’de milletvekili Dur- can Enrirbayer’in oğlunun düğün

Yurttaşlar, Erdal İnönü’den biraz daha sert muhalefet yap­ masını öneriyorlar. İnönü, otur­ duğu sandalyeden doğruluyor. Ellerini masanın üzerine koyup, h a fif eğiliyor. Tane tane anlat­ maya başlıyor. Ses tonu yum u­ şak. Hiç sinirlenmiyor, bağırıp çağırmıyor...

— Demokrasi demek, halkın istediği insanların iktidara gel­ mesi demektir. Bir parti iktidar­ dayken istikrar var, başka bir parti gelirse istikrar gider... Böyle şey olmaz demokrasilerde. De­ mokrasinin zaten amacı birden çok parti yaşayacak; halk kimi istiyorsa onu iktidara getirecek ve hiçbir şekilde istikrar bozul­ mayacak. A m a halkın istekleri doğrultusunda devlet yönetile­ cek. Maksat budur. Biz bunun için uğraşıyoruz. Demokrasi is- temeseydik, eğer tek parti devri­ ne devam edileceğini bilseydik, demokrasiye dönmezdik. Bütün mesele bu. Başbakan Sayın ö za l’ın söylediği bütün Türkiye- nin istediğinin aksi. Türkiye’de demokrasi vazgeçilmez bir ya­ şamdır, diye herkes söylüyor. A s­ ker, sivil, çoluk çocuk, herkes. Demokrasi yaşam biçimiyse, hal­ kın istediği partiler iktidara ge­ lecek, Özal’ın istediği parti değil.

Erdal İnönü, Özal’a demokra­ si üzerine dersler de veriyor. İn­ sanlar can kulağıyla dinliyorlar İnönü’yü. Ardından yeniden so­ rular başlıyor.

Kimi yerlerde Erdal İnönü’yü uzaktan izleyenleri görüyoruz. Bunların tümü şu ana dek han­ gi partiye oy yereceğini düşün­ memişler. Yani yansız seçmenler. Bir tanesine, “Kim konuşuyor kahvede?” diye sorduk, “İnönü konuşuyor ” dedi.

—Niçin dinlemiyorsun? G ö zlem i üzerimize dikti... — Dinleye dinleye yalınayak kaldık...

Ayaklarına baktım, ithal ma­ lı “Adidas”lar vardı. Bir köylü kolumdan çekip, kulağıma fısıl­ dadı:

— Bizim köyden değildir o. M enemen’den gelmiş, köylülere salyangoz toplatıp ihraç eder, ne uyanıktır bir bilsen...

Bu kez ben sordum uzaktan dinleyen yurttaşa:

—Ayakların çıplak değil, ithal malı spor ayakkabı giyiyorsun...

Kızgın kızgın baktı. Sonra da uzaklaştı.

İnönü, Özal’a demokrasi der­ si vermeye devam ediyordu. Köy­ lüler de alkışlıyorlardı.

yemeğinin verildiği Balçova Kap- heaları’nda öğrendi. İnönü, ga­ zetecilere şöyle dedi:

“Eski cumhurbaşkanlarından sayın Celal Bayar’ın ölümünü üzüntüyle öğrenmiş bulunuyo­ rum. Ailesine ve yakınlarına baş­ sağlığı dileklerimi iletiyorum. Kendisine rahmet diliyorum.

Kurtuluş Savaşımızdan, Ata­ türk döneminden kalmış ııadir siyasetçilerimizden birisiydi sayın Celal Bayar. Çoğulcu demokra­ siye geçişimizden bu yana siya­ set hayatına uzun süre hizmet et­ miş bir insandı. Başarıları ile ha­ taları ile cumhuriyet tarihimize mal olmuş, büyük bir yer tutmuş bir insandı. Onun ölümü ile Kur­ tuluş Savaşının birçok anları, anıları da tarihe mal oluyor. Ha­ tırası önünde tekrar saygıyla eği­ liyorum.”

Yasak zirvesi

(Baştarafı 1. Sayfada)

siyasal yasakların kaldırılmasına karşı olmadığını kamuoyuna yansıtmasından sonra, Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Turgut Özal da konuyla ilgili görüşleri­ ni söylemeyi sürdürdü.

Ancak, Çankaya’nın yaptığı açıklamalarla Başbakan Turgut Özal’ın söyledikleri arasında be­ liren “yöntem farklılığının” han­ gi ölçülerde giderileceği ya da si­ yasal yasakların kaldırılması için

“müşterek hangi formülün” be­ nimseneceği bu sabahki zirvede Cumhurbaşkanı Evren’le Başba­ kan Özal arasındaki başbaşa gö­ rüşmeden sonra ortaya çıkacak.

Bugüne kadar yapılan açıkla­ malarla siyasal yasakların kaldı­ rılması konusunda üç belirgin görüş ortaya çıktı:

1— Cumhurbaşkanı Kenan Evren, siyasal yasakların kaldı­ rılmasına karşı olmadığını belir­ tirken, konunun yasallaşmasın­ dan önce halkoyuna başvurul­ ması ilkesini savunuyor. Halkoy- lamasında anayasanın bu konu­ daki maddesinin değiştirilmesine yanlı bir eğilim çık arsa, TBMM’nin bu konuda üzerine düşeni hemen yapmasını istiyor.

2— Başbakan ve ANAP Ge­ nel Başkanı Turgut Özal ise, ola­ ya daha çapraşık bir gözle bakı­ yor. Her şeyden önce anayasanın nasıl değiştirilebileceğini sınırla­ yan 175. maddenin özünde yeni­ likler yapmanın zorunluluğun­ dan söz ediyor. Anayasa değişik­ liği için bugün aranan 301 oy ye­ rine 201 oyun yeterli olmasını is­ tiyor, ondan sonra halkoylaması ve yasa değişikliğine gidilmesini öneriyor.

3— TBMM’de grubu olan si­ yasal partilerse, Başbakan Özal- ın ve Cumhurbaşkanı Evren’in önerilerine iltifat etmiyeriar. Si­ yasal partilere göre, 175. madde­ ye rağmen, anayasanın geçici 14. maddesinin TBMM’de partilera- rası anlaşmayla kısa yoldan de­ ğişebileceğini öne sürüyorlar.

Siyasp.i kaynaklar, Cumhur­ başkanının halkoylamasıyla ka­ bul edilip yürürlüğe giren anaya­ sanın gene halkoylamasıyla de­ ğiştirilmesine yanlı olmakla, as­ keri rejim döneminde çıkarılan bu anayasanın gene halk tarafın­ dan düzeltilmesinin daha uygun olduğu görüşünde olduğunu bil­ diriyorlar. Böylece, halkın onay­ ladığı bir anayasanın gene halkın oylarıyla değiştirilmesi gibi daha çok duygusal bir görüntünün Cumhurbaşkanı ve yakın çevre­ sini rahatlatacağı görüşünü vur­ guluyorlar.

Siyasal kaynaklar ise, Başba­ kan Özal’ın olayın istemediği bir yöne kaymasından kaygılanarak, anayasanın 4. maddesinin değiş­ tirilmesi sürecini uzatmak için hem biçimsel hem de hukuksal .ciddi bir dayanak olmayan 175. maddeyi gündeme getirdiğini be­ lirtiyorlar. TBMM’de grubu olan partiler Başbakan Özal’ın siyasal kısıtlamaları kaldırmak için “ku­ lağı ters elle göstermeye” çalıştı­ ğı yargısında birleşiyorlar. Bir si­ yasal yetkili, “Nitekim, Sayın Özal, dün verdiği bu konudaki son demecinde ‘aslında görüşüm siyasal yasakların 1988’den son­ ra kaldırılmasıdır ve bu kanaa­ tim değişmemiştir’ diyerek ası!

ANAP Genel Başkan Yardım­ cısı Mehmet Keçeciler, "Lllu bir çınar çöktü” dedi. Keçeciler,

"1946 demokrasi mücadelesinde büyük hizmetler verdiğini”söyle-

yerek şöyle konuştu:

“ 1960 yılında adaletin şüphe­ li bir mahkemesinde vakur ve ce­ sur tavırlarıyla kendisini ve arka­ daşlarını, mücadelesini savun­ muştur. Haklarını geri alıp o dö­ nemde TBMM’de tabii üye sıfa­ tını reddederken, demokrasi ör­ neğini vermiştir. İlerlemiş yaşına rağmen zaman zaman kendisinin tecrübelerinden istifadeye çalış­ tığımız büyük bir siyaset ustasıy­ dı. Kendisine Cenab-ı Hak'tan rahmet diler, kederli ailesine baş­ sağlığı dileriz.”

Alpaslan Türkeş, Bayar’m kı­ zı ve damadına şu telgrafı çekti:

“ Eski cum hurbaşkanım ız, muhterem Celal Bayar’ın vefatı­ nı teessürle öğrenmiş bulunuyo­ rum. Merhuma cenab-ı Hak’tan mağfiret ve rahmetler niyaz eder, sîzlere ve Bayar ailesinin sayın mensuplarına taziyetlerimi su­ nar, sabırlar ve başsağlığı dile­ rim.”

DSP İstanbul milletvekili ada­ yı Murtaza Çelikel, Ecevitler’in Bayar’m ölümünden üzüntü duyduklarını belirterek,“ Sayın Bülent Ecevit, bugün bir açıkla­ ma yapacak. Ankara’ya dönüş­ lerini de şimdilik ertelediler. Cenaze programına göre hareket edecekler” dedi.

HDP Genel Başkam Mehmet Yazar, “ şeflik anlayışına karşı gerçek demokrasi anlayışını siya­ set hayatımızda DP hareketiyle gerçekleştiren Bayar’ın demok­ rasiye bağlılığı ve çalışmalarının Türk siyasilerin ce örnek alınmasını” istedi.

1950-60 DP döneminde ba­ kanlık yapan ve Yassıada’da Ba- y a r ’la b irlikte y arg ılan an

Hayrettin Erkmen, “ Ölümü ba­ na çok ağır geldi. Şimdi TV’de programı izlerken, hayatının şa­ hidi olmadığım aşamalarını din­ ledikçe kendisini kaybetmenin önemini daha da derinden idrak ediyorum, dedi.

amacı ortaya koymuştur” dedi. TBMM’de grubu olan siyasal partiler siyasal yasakların kaldı­ rılması için ne önce ne de sonra bir halkoylaması yapılmasının gereksizliğini özenle vurguluyor­ lar. Başta SHP ve DYP olmak üzere bütün partiler, anayasamn 175. maddesiyle bu değişikliğin yapılabileceğini, çünkü bu konu­ da anayasanın emrettiği 301 oy­ dan daha fazlasının bugün TBMM’de bulunduğunu ekliyor­ lar. SHP ile DYP’den bir yetki­ li, “Eğer Özal işi uzatmayı iste­ miyorsa, partisinin TBMM’de bu değişikliğe imza atacağını söyle­ yebilirse, olay bir günde tamam­ lanabilir, hatta hesaplara göre bu işlemin gerçekleşmesi 301’den çok fazla, 330 dolaylarında im­ za toplanabilir” diye konuştu. Bu yetkiliye göre, “Top, şimdi Özal’m sahasında”. Eğer, Özal siyasal hakların 1988’den önce verilmesinden çekinmezse gru­ buna vereceği emirle anayasa de­ ğişikliğini sağlayacak imza bir günde toplanabilir.

Bugün saat 09.30’da başlaya­ cak “Yasakların kaldırılmasıyla ilgili zirveden” çıkacak sonuçlar, bu konunun önümüzdeki gün­ lerde hangi biçime dönüşeceğinin işareti olacak. Başkentteki siya­ sal çevreler, bu zirvede daha çok Özal’ın göstereceği tutumla siya­ sal yasakların kaldırılması olayı­ nın 1988 öncesi ya da sonrasına kalıp kalmayacağının belirlene­ ceği görüşünü de dile getirdi.

Öte yandan SHP Genel Sek­ reter Yardımcısı Hızır Ekşi, refe­ randumun biçimi üzerinde tartış­ ma yapmanın doğru olmadığını belirterek, “Sorun bir demokra­ si sorunu. Özal ve iktidarı eğer demokrasinin sınırlarını biraz ge­ nişletmek istiyorsa bunu yapmak elindedir” dedi.

O y la n

iBaştarafı 1. Sayfada)

le mahalle dolaştı. B. Çiğli, Şe­ nlikler, Nergiz, Aksoy, Alaybey, Gümüşpala, Yamanlar ve Güzel- tepe’de yaptığı konuşmalarda seçm enlerden “ oyların bölünmemesini” istedi. “Başba­ kan İnönü”, “Halkçı İnönü”, “İnönü Meclise” sloganları ile karşılanan İnönü şu görüşleri di­ le getirdi:

“Vatandaş, bize yapılanlara ni­ ye engel olmuyorsunuz, diye bi­ ze kızıyor, şikâyet ediyor. Bu si­ temler vatandaşın A N A P’tan memnun olmadığını gösterir. A N A P’tan şu an kimse memnun değil ödiyorum. ANAP’tan kur­ tulmanın yolu en güçlü muhale­ fet partisine oy vermek, oyları bölmemektir. ANAP adayları ara seçimde kazanırsa, halkın politikalarından memnun oldu­ ğu anlamı çıkar. Oylarınızı da­ ğıtmadan II milletvekilinin ço­ ğunu biz kazanırsak, gelin erken seçime gidelim, millet sizi beğen­ miyor deriz.”

İnönü’nün konuşmalarında Başbakan Özal için “Çalım sa­ tıyor, sizi kandırıyor, koltuğunu bırakmak istemiyor” gibi eskisi­ ne oranla sert tümceler kullan­ ması dikkati çekti.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

REKTÖRLÜĞÜMDEN

1. ÖYS sonucu Boğaziçi Üniversitesine girmeye hak kazanan aday­ ların 25.8.1986 tarihinden itibaren, en geç 5.9.1986 cuma günü saat 17.00’ye kadar aşağıdaki belgelerle birlikte Boğaziçi Üniversitesi Kayıt İşleri Müdürlüğü’ne başvurmaları gerekmektedir.

— Resimli kimlik belgesi,

— ÖYS puan ve kimlik kartlarının fotokopileri

2. ÖYS sonucu Boğaziçi Üniversitesi’ne girmeye hak kazanan aday­ ların 8-10 Eylül 1986 tarihlerinde iki aşamalı İngilizce yeterlilik sı­ navına katılmaları gerekmektedir.

önemle duyurulur.

Basın: 26015

U m urbey^de ya s

U m ur bey Belediye Başkam Hüseyin

Kar pat, “Celal Bayar, ailesinden çok,

Umurbey’in malı. Umurbeyli olarak

üzerimize ne düşüyorsa yapacağız” dedi.

LEVENT GENÇELLİ

UMURBEY (Bursa) — Celal Bayar’ın doğum yeri olan Gemlik’e bağlı Umurbey kasabası, Bayar’ın ölüm haberi te­ levizyondan duyulunca yasa büründü,

İsmail Çakırlı ve Tan Elal çiftlerinin bir salondaki düğün eğlenceleri konuklara anons edilerek saat 22.15’te sona erdi­ rildi. Ardından, Umurbeylilerin deyimiyle “ beybaba”mn ölü­ münün ardından kasabanın irili ufaklı 8 kahvehanesi birden doldu. Programı izleyenlerden bazılarının ağladıkları görüldü.

Umurbey Belediye Başkanı ve Bayar Vakfı Mütevelli H e­ yeti üyesi Hüseyin Karpat, Bayar’m defni konusundaki bir so­ ruya “Celal Bayar, ailesinden çok, Umurbey’in malı. Ailesi­ nin kararlarına saygımız sonsuz. Ümurbeyli olarak üzerimi­ ze ne düşüyorsa gerekeni yapacağız” dedi.

Karpat, Celal Bayar’ın geçen mayısın 16’smda Umurbey1 de yapılan 104. yaş günü töreninde kendisine “Benden önce dünyadan aynlanlan bir araya toplamak istiyorum” dediğini söyledi. Umurbey’in çıkışındaki Beyler Mezarlığında halen Ba- yar'ın iki erkek kardeşi yatıyor, ancak isimleri ile mezar yer­ leri bilinmiyor.

3019 kişinin yaşadığı Umurbey’de Celal Bayar Müzesi bu­ lunuyor.

Dem okrasi dersleri

103 YILLIK YAŞAM NOKTALANDIEski Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar önceki gün sabaha

karşı kaldırıldığı Haydarpaşa Göğüs Cerrahisi merkezinde yoğun bakım ünitesine bağlandı. Ancak aşın kalp yetmezliği çeken ve soluk alamayan Bayat’ın 103 yıllık mücadaleli yaşamı, tıbbın gayretine karşın dün noktalandı.

İran’la

(Baştarafı /. Sayfada)

ren sonuçlar doğurabilecek bu gelişmeleri göz ardı edemez.

2) İrak rejimine karşı olan un­ surlar İran’ın müttefiğidir, İran, başta İrak Demokratik Kürdis- tan Partisi lideri Mesut Barzani olmak üzere bu unsurlara para ve silah yardımı yaptığını gizle- memektedir. Türk Hava Kuvvet- leri’nin harekâtı Barzani kuvvet­ lerini dağıtmaya yönelik bir ope­ rasyon ise ya da bu yönde sonuç­ lar doğurmuşsa, olumsuz karşı­ lanacaktır.

3) Irak yönetimi, İran’la savaş­ ta olduğu için kuvvetlerini büyük ölçüde sınır boyunca uzanan cepheye yığmıştır. Dolayısıyla as­ keri bakımdan kuzeyde zayıf du­ rumdadır. Bu açıdan bakıldığın­ da, Türkiye’nin harekâtı İran’la savaşmakta olan Saddam Hüse­ yin rejimini kuvvetlendirmiştir. Türkiye’nin harekâtı bu amaca dönük olmasa bUe doğurduğu sonuç askeri bakımdan İran’ın aleyhine olmuştur.

4) Devletler, terörizmle müca­ dele ederken, kendi sınırları için­ de istedikleri tedbire başvurabi­ lirler. Ancak teröristlerle müca­ dele gerekçesiyle başka ülkelerin sınırlarının içine girilmesi, rahat­ sız edici bir davranıştır...

İran’ın Barzani önderliğinde­ ki Kürt gruplarına verdiği destek, Ankara ile Tahran arasında siyasi alandaki başlıca pürüzlerden bi­ rini oluşturuyor. Türkiye, İrant ın Irak’taki ayrılıkçı unsurlara verdiği desteği kesmesini istiyor. İki nedenle:

Celal B ayar öldü

(Baştarafı 1. Sayfada)

saat 17.00’de ikinci sağlık bülte­ ni yayımlandı. Bu açıklamada elektrokardiogramıııda kayda değer bir değişiklik olmadığı, so­ lunumun cihazlarla sağlandığı, ilaç uygulanarak tansiyonun normal düzeyde tutulduğu bildi­ rildi, ancak böbrek fonksiyonla­ rında yavaşlama görüldüğü be­ lirtildi.

Üçüncü sağlık bülteni ise, Ba­ yat’ın ölümü üzerine yayımlan­ dı. Haydarpaşa Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi kütüp­ hanesinde Başhekim Dr. Atilla Şamilgil, son bildiriyi şöyle açık­ ladı:

“ Sayın Celal Bayar’ın saat 20.00’den itibaren tansiyonu

düşmeye başladı. İlaçlara rağ­ men düzelmesi mümkün olm a­ dı. Nabız yavaşladı. Refleksler kayboldu. Saat 21.15’te kalbi durdu. Yapılan tıbbi müdahale­ lerle yeniden çalıştırmak müm­ kün olmadı ve saat 21.15’te ve­ fat etti.”

Bayar’ın ölümünün açıklan­ masından sonra hastaneye ilk gelen İstanbul Valisi Nevzat Ayaz oldu. Saat 22.35’te hasta­ neye gelen Ayaz, Bayar’m kızı

Nilüfer Gürsoy ve damadı Ah­ met Gürsoy ile yakınlarına baş­ sağlığı diledi ve başhekimden de ölümüyle ilgili bilgi aldı.

Bayar’m cenazesi yoğun ba­ kım odasındayken bir süre fo­ toğraf ve film çekildi. Cenaze

sa-A nayasa değişm eden

(Baştarafı 1. Sayfada)

— sayın Cumhurbaşkanı eski siyasilerin yasağını kaldırmak için bir halkoylaması yapılması gerektiği; Başbakan Özal ise anayasanın değiştirilmesinden sonra referanduma gidilmesi gö­ rüşünü savunuyorlar. A N AP Genel Başkan Yardımcısı Keçe­ ciler ise önce anayasanın 175’inci maddesinin değiştirilmesinden sonra referanduma gidilmesini istiyor.

KARADUMAN: Anayasada bir değişiklik yapmadan, her­ hangi bir konuda halkoyuna gi­ dilmesi, referandum yapılması, hukuki bakımdan mümkün de­ ğildir. Çünkü referandum önemli bir müessesedir. Anayasa bünye­ sinde yer almalıdır ki, böyle bir müessesenin işletilebilmesi söz konusu olsun. Bu bakımdan ga­ zetelerde yer alan haberler ne de­ receye kadar doğrudur bilemiyo­ rum. Ama anayasada değişiklik yapm adan referandum için TBMM’den bir kanun çıkarılma­ sı şahsi kanaatime göre hukuken

Türk-İş’e

(Baştarafı 1. Sayfada)

Tiirk-İş Eylem Tertip Komite­ si tarafından dün yapılan açık­ lamada, 6 eylülde Samsun’da 13 eylülde de Zonguldak’da miting yapılması için, bu illerin valilik­ lerinden gerekli izin alındığı be­ lirtildi. Türk-lş eylem tertip ko­ mitesi tarafından yapılan açıkla­ mada şu görüşlere yer verildi:

“ 1 eylül’de Samsun’da, 13 ey- lü l’de ise Zonguldak’ta yapıla­ cak mitingler için gerekli izinler alındı. 21 eylülde Manisa’da ya­ pılması planlanan miting ve yü­ rüyüş ise Manisa Valiliği tarafın­ dan aynı tarihte siyasi patilerin mitinglerinin olması, miting ya­ pılacak başka alan bulunmama­ sı, seçime çok yakm bir tarih ol­ ması, tansiyonun yükselebilece­ ği ve olay çıkabileceği ihtimali ile reddedildi. Bunun üzerine Türk- İş Eylem Tertip Komitesi ve yö­ netim kurulu toplanarak aynı ta­ rihte Gaziantep’te yürüyüş ve miting yapılmasına karar verdi. Daha sonra Türk-İş eylem tertip komitesi Adana bölge temsilci­ liğine derhal Gaziantep Valiliği’- ne yapılması düşünülen miting ve yürüyüş için gerekli başvuru­ nun yapılm ası için talim at verdi”

Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, miting ve yürüyüşlerin yapılması için Samsun ve Zon­ guldak valiliklerinden izin alın­ masından sonra bir gazetecinin sorusuna şu yanıtı verdi:

“ Bizler siyasi anlamda politi­ kanın içinde değiliz. Bu toplan­ tı ve yürüyüşleri düzenlemekte­ ki amacımız işçinin, emeklinin ve dar gelirlinin zayıflamasının sebebi kim ise, onu kitlelere ilet­ mektir. Yani bizler kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. De­ mokrasiler ancak hür sendikacı­ lığın yerleşmesi ve var olması ile sağlıklı olarak yüriir.”

mümkün değildir. Eğer referan­ dum müessesesi, anayasada yer alması gereken bir müessesedir şeklinde düşünülüyorsa, o za­ man bir anayasa değişikliği ile bu mesele getirilir. Anayasanın na­ sıl değişeceğine ait hükümler anayasa içinde yer almaktadır. Bu prosedürün, bu yöntemin iş­ letilmesi suretiyle anayasa deği­ şikliği söz konusu olabilir.

Sayın Başbakanın bahsettiği­ niz düşüncesi, bir anayasa deği­ şikliğini gündeme getirir. Bu da takdir edileceği gibi Meclisin ta­ sarrufunda olan bir meseledir. Nihayet neticede anayasanın koyduğu usuller içersinde Mec­ lisin görüşüp sonuca bağlaması gereken bir mesele biçimindedir.

— Sizin şahsi görüşünüze gö­ re siyasi yasakların kalkması için gereken zaman ve ortam belirmiş midir?

KARADUMAN: Bu konu ta- mamiyle Meclisin tasarrufunda olan bir konudur. Meclisin tasar­ rufunda olan bir konu için bir mütalâa beyan etmeyi şu aşama­ da sakıncalı mütalâa ediyorum.

— Referanduma gitmeden ge­ rekli çoğu n lu ğu partiler TBMM’de bulurlarsa kendiliğin­ den sorun halloluyor.

K A R A D U M A N : A slında anayasa bugünkü sistem içinde de değiştirilebilir. Ama nasıl de­ ğişeceğine ait koşullar anayasa­ nın bünyesi içinde yer almış bu­ lunmaktadır. Bu koşulların yeri­ ne getirilmesiyle anayasa değişik­ liği yapılması mümkündür.

— Siyasi yasakların kalkması için partilerden size başvuru olursa ve liderlerim toplayıp, bu konuda uzlaştırma önerisi size getirilirse, bunu yapar mısınız?

KARADUMAN: Şimdi bunu konuşmak erkendir. Konuyla il­ gilenmem gerekiyorsa, böyle bir durum doğarsa elbette her konu­ da olduğu gibi bu konuyu da si­ yasi parti liderleriyle görüşebili­ riz.

at 22.55’te hastanenin morguna kaldırıldı. Bayar’m kızı ve da­ madı saat 23.00’te hastaneden ayrılarak Çiftehavuzlar’daki ev­ lerine gittiler. Gazetecilerin Ba­ yar’m vasiyetnamesine ilişkin so­ ruları üzerine kızı Nilüfer G ür­ soy, hastaneden ayrılırken gaze­ tecilerin başsağlığı dileklerine,

“ Teşekkür ederim. O , bizim ol­ duğu kadar sizin de babanızdı. H ep im izin başı sa ğ o lsu n . Sağolun” karşılığını verdi.

KARAR BUGÜN

Bayar’m torunu Bilge Gürsoy

ise, cenazenin defni ile ilgili so­ rular üzerine, “ Biri hükümetten gelen ve Ankara’da devlet töre­ niyle defnini öngören, biri de Umurbey’deki komşularından £elen iki teklif var. Henüz acı­ mız çok yenidir. Karar almış de­ ğiliz. Kararı herhalde yarın (bu­ gün) vereceğiz” dedi.

Bayar’m ölümü üzerine hükü­ met bir bildiri yayımlayarak ce­ nazenin devlet töreni ile kaldırı­ lacağını açıkladı. Hükümet bil­ dirisi şöyle:

“ Atatürk’ün Milli Mücadele arkadaşı ve son başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin üçün­ cü Cumhurbaşkanı, demokrasi­ mizin kurucularından büyük devlet adamı Celal Bayar, yapı­ lan bütün tıbbi müdahalelere ve gösterilen ihtimama rağmen, bu­ gün (dün) 22 Ağustos 1986 gü­ nü saat 21.15’te ebediyete intikal etmiştir.

Merhum, devlet töreni ile def­ nedilecek ve büyük kayıptan du­ yulan teessürün bir ifadesi ola­ rak bütün yurtta bayraklar ya­ rıya çekilerek törenin bitimine kadar gönderde kalacaktır.

Başta aile efradı olmak üzere bütün milletimize başsağlığı di­ leriz.”

Başbakan Turgut Özal, Ba-y ar’ın ölümünü öğrendikten sonra Ankara’dan hastaneye te­ lefon ederek ailesine başsağlığı dilerken, hükümetin de cenaze töreni için ailesi ile temas halin­ de olduğu öğrenildi. Hükümet, ailesinden onay alınması duru­ munda Celal Bayar’m Ankara’­ da A tatürk Orman Çiftliği’nde Gazi Orduevi karşısında yeni ha­ zırlanan Devlet Mezarlığı’nda toprağa verilmesini önerirken, Bayar’m vasiyetnamesinde do­ ğum yeri olan Umurbey köyün­ de toprağa verilmeyi istemiş ola­ bileceğinden de söz ediliyor.

1) Hangi gerekçeyle olursa ol­ sun, ayrılıkçı unsurların destek­ lenmesi bölgedeki istikrarsızlığı arttıracak bir tutumdur.

2) İran’ın destek verdiği ayrılık­ çı unsurların Türkiye aleyhine eylemlere girişmeleri muhtemel­ dir. Bu durum da İran, ister iste­ mez Türkiye aleyhine faaliyetle­ re arka çıkmış olmaktadır. Bu da, Türkiye ile İran arasındaki dostluk ilişkileri ile bağdaşmaz.

İR AN’IN YANITI

İran, Türkiye’nin bu görüşle­ ri karşısında Barzani kuvvetleri­ nin Türkiye’yi hedef alan eylem­ lerini sınırladığını, Barzani’nin Güneydoğu Anadolu’da faaliyet gösteren PKK ile işbirliğini ön­ lediğini belirterek, “Barzani, Türk topraklarında gözü olma­ dığını, Türkiye aleyhine eylemle­ re müsamaha göstermeyeceğini birçok vesileyle açıklamıştır. Biz Barzani’nin bu açıklamalarının Türkiye için yeterli bir güvence oluşturduğuna inanıyoruz” di­ yor.

İran’ın Barzani hakkında ver­ diği bu güvenceler, Türkiye’nin Irak’taki harekâtından sonra or­ taya çıkan yeni oluşumların ışı­ ğında geçerliliğini büyük ölçüde yitirmiş gözüküyor. Şöyle ki: Mesut Barzani, harekâttan son­ ra Tahran’da bir açıklama yapa­ rak Türk uçaklarının kendi kamplarını da bombaladığını, Türk uçaklarının kendi kuvvet­ lerine ağır bir darbe indirdiğini bildirdi ve Türkiye’ye misilleme­ de bulunacağını belirtti. Ayrıca bölgeden gelen haberler, Barza­ ni kuvvetlerinin harekâttan sonra PKK ile dayanışmaya girdikleri­ ni ortaya koyuyor. Dolayısıyla, İran’ın verdiği güvencelerin ak­ sine, Barzani, Türkiye için po­ tansiyel bir tehdit unsuru haline gelmiş oluyor.

İran tarafından desteklenen Barzani’nin açıkça Türkiye’ye cephe alması ise kaçınılmaz ola­ rak Türk-İran ilişkilerinde ciddi bir soruna yol açmış bulunuyor. Konu, bu haliyle Dışişleri Baka­ nı Vahit Halefoğlu’nun bu pa­ zartesi günü başlayacak olan İran ziyaretinin en hassas gün­ dem maddelerinden biri haline geldi. Halefoğlu’nun Tahran’daki temaslarında, İran yöneticilerin­ den Türkiye aleyhine faaliyet gösteren çevrelere destek verme­ melerini isteyeceği bildiriliyor.

Nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdür.

HAKAN KÖSE

Çok sevdiğimiz arkadaşımız MUALLA SARDAŞ’m doyamadığı oğlu

Mimar

SE R D E N YAPAK

ve eşi

Yüksek Mühendis Mimar

ZEKİ YAPAK ı

elim bir trafik kazasında yitirdik. Dostlar sağolsun. ARKADAŞLARI

A C I K A Y B IM IZ

Sevgili kardeşimiz, kıymetli iş ortağımız, değerli insan,

Mimar

SERDEN YAPAR

ve değerli büyüğümüz, babası

Yüksek Müh. Mimar

ZEKİ YAPAR’ı

21.8.1986 tarihinde elim bir trafik kazasında yitirdik. Merhumlara Tanrı’dan

rahmet, kederli ailesi ve tüm yakınlarına başsağlığı dileriz.

SİMENA

TURİZM VE SEYAHAT ACENTESİ

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Klini¤i’ne 2005-2007 tarihleri ara- s›nda baflvuran 202 olgunun verileri retrospektif olarak incelendi.. Hasta dosyalar›ndan; etiyolojik

• Siyasi partilerin her derecedeki teşkilatı ile grupları her bir cinsiyetin en az %30 oranında temsili ve katılımı esaslarına uygun olarak oluşturulur.

Video Sequence Background subtraction, moving object detection Occlusion handling Segmented video frame Tracking Individual and mean speed extraction Number of.. vehicles

ideolojilerin gelişmesine ve yayılmasına izin verilmez. Tek Partili Siyasal Sistemler.. 2) Otoriter tek parti sistemi: Belirgin bir ideolojisi yoktur. Korku, baskı ve kuvvete

a) Değişme Yokluğu: Eğitim seviyesinin düşüklüğü, siyasal kültürün gelişimini ve dolayısıyla siyasal toplumsallaşmayı. engeller. Sanayileşme olmadığı için,

Çalışmanın diğer bir amacı ise, siyaset bilimi, siyaset psikolojisi ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerde gerçekleştirilmiş olan çalışmalardan yararlanılarak,

Virülans genleri ve primerler: Çalışmada flaA, flaB, cdtABC, cdtA, cdtB, cdtC, virB11, cj0588, cadFR1B, ciaB, pldA ve dnaJ genlerine ait pri-.. merler kullanıldı (Invitrogen,

Travma sonrasý stres bozukluðu (TSSB), aðýr bir psikolojik trav- ma sonrasýnda ortaya çýkan, travmatik olayýn tekrar tekrar yaþanmasý, olayý hatýrlatan uyaranlardan kaçýnma