• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Otizm, yaflam›n ilk 3 y›l› içinde ortaya ç›kan ve ya-flam boyu devam eden ve ilk kez 1943’te Leo Kanner taraf›ndan tan›mlanan (Kanner, 1943), nöropsikiyat-rik, geliflimsel bir sendrom olup, bafll›ca toplumsal iliflki ve iletiflim alanlar›nda fliddetli bozuklukla karak-terizedir (APA, 1994). Otistik bozukluklar bir yelpaze içinde en a¤›rdan en hafife do¤ru görülebilir (Wing, 1997). Otistikler müzik ya da matematik gibi s›n›rl› alanlarda yetenekli olabilirken günlük yaflamla ilgili basit becerilerde eksiklikleri olur (Rapin, 1991). Otis-tik kiflileri tan›mlamak için kullan›lan bir çok davran›fl özellikleri vard›r ama genellikle hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bulunmaz ve s›kl›kla hepsi ayn›

an-da görülmez.

Günlük pratik içinde çocuk psikiyatristleri, çocuk nörologlar› ve pediatristler s›kça otistik davran›fl özel-likleri sergileyen hastalarla karfl›lafl›rlar. Etiyolojiye yönelik tetkikler ve davran›fl sorunlar›na yönelik far-makolojik tedaviler aç›s›ndan Çocuk Nörolojisi polik-linikleri, s›kça baflvurulan merkezler içinde yer al›r. Özellikle gereksiz tetkik ve tedavilerin önlenmesi aç›-s›ndan dikkat edilmesi gereken baz› noktalar vard›r.

I. OT‹ZMDE TETK‹K

Tetkikler, tuberoz skleroz, fenilketonüri ve hipoti-roidi gibi otistik belirtilere yol açan etiyolojik etken-leri saptama amac›yla yap›labilir. Otizmle iliflkisi olan baz› hastal›klar Tablo 1’de gösterilmifltir. Yap›labile-Yeni Symposium 39 (1): 26-34, 2001

OT‹ZM: BAfiLICA DAVRANIfi SORUNLARI VE PRAT‹K YAKLAfiIM

Dr. Bar›fl KORKMAZ*

ÖZET

Otizm, üç yafl öncesi bafllayan geliflimsel bir bozukluktur. Zamanla baz› bulgular›n fliddeti hafiflese veya kaybolsa da temel belirtileri de¤iflmez. Seyrek olmayarak otizmle iliflkili nörolojik bozukluklar ve davran›fl sorunlar› ile çocuk nörologlar› ilgilenir. Mamafih, otizmde biyolojik araflt›rmalar nadiren anlaml› bir sonuç ve-rirler; bu nedenle gereksiz tetkiklerden kaç›n›lmal›d›r. Epilepsi, dismorfizm, agresyon gibi davran›fl sorunla-r›, depresyon ve otomütilasyon ayr›nt›l› tetkik yap›lmas›n› gerektirebilir. Otizmde temel tedavi e¤itim ve dav-ran›flç› terapilerdir. Epileptik nöbetler d›fl›nda pek çok davran›fl sorunu farmakolojik tedavi ile düzeltilebilir veya hafifletilebilir. Kullan›lan ilaçlar›n yan etkilerine dikkate edilmelidir ve her hastan›n özelliklerine ve ge-reksinimlerine uygun olarak ilaç seçilmelidir Çocuk nörologlar› s›kl›kla etiyolojik etkeni saptamaya yönelik olarak otizme yaklafl›rlar ve orta-a¤›r zeka engelli otistiklerde farmakolojik tedavi seçene¤ini zorlarlar. Anahtar sözcükler: Otizm, çocuk, tedavi, davran›fl sorunu.

ABSTRACT

Autism is a developmental neuropsychiatric disorder with onset prior to age 3. Although most symptoms lessen their intensity or disappear by age, the core features persist. Not infrequently, those cases of au-tism associated with neurological disorders and problems are dealt by child neurologist. However, the bi-ological investigations rarely yield in fruitful results; therefore one should avoid extensive unnecessary in-vestigations. The presence of epilepsy, dysmorphism, severe behavioral problems such as aggression, depression and auto-mutilation may indicate the need for thorough investigation. In addition to the epilep-tic seizures, most behavioral problems can be alleviated by appropriate drug treatment although the cur-rent approach to the treatment of autism is special education and behavioral intervention. Surely keeping in mind the side-effects of drugs, this kind of treatment should be tailored to the individual needs and con-ditions of the patients.Child neurologists frequently confront the problems of autistic children to start a di-agnostic work-up and consider pharmacological treatment especially in mild to moderately retarded autis-tic individuals.

Key words: Autism, child, behavior problem, treatment.

(*) Doçent, ‹stanbul Üniveritesi Cerrahpafla T›p Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dal›

(2)

cek tetkikler aras›nda kraniyel manyetik rezonans (MR), e¤er serebral bir kalsifikasyondan kuflkulan›l›-yorsa kraniyel bilgisayarl› tomografi (BT), elektroen-sefalografi (EEG), metabolik tetkikler (kan ve idrar tetkikleri), kromozom analizleri ve nöropsikolojik testler yer al›r. Ayr›ca sa¤›rl›k gibi otizmi taklit eden durumlar› ay›rt etmek için veya otizme efllik edebilen baflka t›bbi sorunlar› belirlemek için (örne¤in epilep-si nöbetleri) tetkikler gerekebilir. Odiyometrik incele-meler, timpanometri, gerekirse beyin sap› uyand›r›l-m›fl potansiyelleri yap›larak çocu¤un iflitmesi de¤er-lendirilir.

Manyetik rezonans (MR) beyini görüntüleyen en incelikli ve duyarl› yöntemlerden biridir. Otistik ço-cuklarda MR genel anestezi alt›nda yap›labildi¤i ve pahal› bir teknik oldu¤u için ancak belli durumlarda istenir. Nörolojik muayenede patoloji tesbit edilmesi, EEG’de epileptiform anormallik olmas›, dismorfizm varl›¤›, kromozom anormalli¤i saptanmas›, aile öykü-sünde genetik hastal›k veya bilinen bir metabolik hastal›k olmas› halinde ya da bilimsel araflt›rma söz konusu oldu¤u durumlarda görüntülemeye baflvuru-lur. Halen fonksiyonel MR ve volumetrik MR üstün zekal› otistiklerde özellikle araflt›rma amac›yla uygu-lanan tekniklerdir (Haznedar ve ark, 1997).

Rutin kan ve idrar tetkikleri yan›s›ra uygulanan bafll›ca metabolik testler aras›nda kanda laktat, pirü-vat, karnitin, amonyak, ürik asit, tiroid testleri, 24 sa-atlik idrarda aminoasit ve organik asit kromatografisi yer al›r. Metabolik hastal›klar orta ve a¤›r zeka geri-likleri yan›s›ra otistik tablolara da neden olurlar.

Otizmde ayr›nt›l› genetik incelemelere yönelik olarak tetkikler bafll›ca epilepsi kuflkusu,

dalgala-nan/epizodik tablo, a¤›r uyku ve davran›fl sorunu, dismorfizm, ailede genetik hastal›k öyküsü, geç yürü-me ve zeka düflüklü¤ünde yap›l›r. Kromozom analiz-leri içinde özellikle frajil X hastal›¤›na yönelik tetkik-ler önemlidir. Bu hastal›k saptand›¤›nda, ailede yer alan k›z çocuklar›n›n kendi çocuklar›na bu hastal›¤› genetik yoldan geçirme olas›l›¤› oldu¤u için genetik dan›flma gerekir.

Epilepsi nöbetlerinden kuflkulan›ld›¤› zaman mut-laka EEG yap›l›r. Epilepsi nöbetlerinin bazen çok k›-sa süreli, belli belirsiz veya k›k›-sa süreli bir dalg›nl›k fleklinde olabilece¤i ve dikkat edilmezse otistik bir çocukta farkedilmeyece¤i de unutulmamal›d›r. Ayr›ca otizmle yak›ndan ilgili baz› epilepsi durumlar›nda nö-betler sonradan a盤a ç›kabilir. Otistiklerde anormal EEG elde etme olas›l›¤› tek EEG ile %40, üç veya da-ha fazla EEG ile %80’dir (Minshew ve Rattan, 1992). Ancak iyi bir sonuç almak için yapt›r›lan EEG çekim-lerinin en az birinin uyku EEG’si olmas› gerekir. Ço-¤unlukla uyan›kken çekilen EEG’ler yeterince bilgi vermez veya çocuk sakin oturamad›¤› için sa¤l›kl› so-nuç al›namaz. Çocu¤un do¤al uykusu daha olumlu sonuç verdi¤i için tercih edilir, gerekirse uykuyu ko-laylaflt›ran bir flurup verilebilir ve hiç bir zaman genel anestezi alt›nda EEG yap›lmaz. Ayr›ca uyku sorunu ve h›rç›nl›k epizodu olan çocuklarda da EEG yap›l-mas› uygundur.

Hiç bir laboratuvar yöntemiyle kesin otizm tan›s› konulamaz. Ayr›ca otistik çocuklarda yap›lan nörobi-yolojik tetkikler s›kl›kla bir sonuç vermez (Skjeldal ve ark, 1998). Bunun bafll›ca nedenlerinden biri otizme özgü nörobiyolojik sorunlar›n mevcut yöntemlerle saptanamayacak nitelikte olmas›d›r. Pek çok durum-da yeterli bir sonuç al›namad›¤› için otistik hastalardurum-da masrafl› ve zahmetli biyolojik tetkiklerin yap›lmas› gereksiz olup nöropsikolojik de¤erlendirmenin he-men her olguda yap›lmas› gerekir. Elbette ailenin onay›n› alarak ve etik kurallara uyarak araflt›rma ama-c›yla pek çok tetkik yap›labilir.

OT‹ST‹K ÇOCUKLARDA

SIK KARfiILAfiILAN VE GÜNLÜK YAfiAMDA SORUN OLAB‹LEN DURUMLAR

Bafll›ca sorunlar aras›nda, afl›r› hareketlililik, sal-d›rganl›k, kendine zarar verici davran›fllar, uygunsuz korkular, öfke nöbetleri, afl›r› sinirlilik, inatç›l›k, tek-rarlay›c› hareketler, tikler, uyku ve yeme sorunlar›, cinsel taciz, mastürbasyon, banyo ve berber

sorunla-Tablo 1. Klinik tabloda otizmin yer ald›¤› baz› hastal›klar Tuberoz Skleroz Frajil X sendromu Konjenital hipotiroidi Hipoksik-iskemik ensefalopati Angelman sendromu Rubella panensefaliti Velokardiyofasiyel sendrom Down sendromu Sandhoff hastal›¤› Cornelia de Lange sendromu West sendromu

Sotos sendromu

Adenilat süksinaz enzim yetersizli¤i Ito’nun hipomelanozisi

(3)

r›, eflya, kifli veya eylemlere yönelik tak›nt›lar yer al›r (Kobayashi ve Murata, 1998).

Otizm ve Hiperaktivite: Bir çok otistik çocuk hi-peraktiftir ve dikkati da¤›n›kt›r. Otizmde de bafll›ca sorunun dikkati sa¤layan sistemlerde oldu¤u san›l-maktad›r. Bu nedenle dikkat eksikli¤i ve hiperaktivi-te sendromu ile çok uzak da olsa bir akrabal›¤› oldu-¤u düflünülebilir. Hiperaktivite (afl›r› hareketlilik) özellikle 2 yafl civar› çok belirgindir. Baz› çocuklarda uzun süre sebat eder ve bafll›ca sorunlardan biri olur. Zamanla afl›r› aktif dönemleri hareketsiz, azalm›fl ak-tivite dönemleri izler. Bazen de sadece belli ortam ve durumlarda afl›r› hareketlilik görülür (Minshew ve Rattan, 1992).

Otizm ve Öfke Nöbetleri: Öfke nöbetleri s›k gö-rülebilir. S›kl›kla küçük yafllarda görülür. Genellikle bu nöbetler yaflla azal›r. Bir iste¤inin yap›lmamas›, or-tamda istemedi¤i bir durumun oluflmas› veya bir ritü-elin bozulmas› ile a盤a ç›kabilir. Öfke nöbetleri ne-densiz ya da çok önemsiz görünen bir olaydan ötürü a盤a ç›kabilir. Örne¤in bir kül tablas›n›n yerinin de-¤ifltirilmesi veya kitapl›ktan al›nan bir kitab›n yerine geri konmamas› tetikleyebilir (Wing, 1997). Bazen periyodik olarak her gün ayn› saatlerde gelebilir ve ne yap›l›rsa yap›ls›n teskin edilmesi söz konusu olma-yabilir. Öfke nöbetleri s›ras›nda çocuk kendini yer-den yere atabilir, kap›lar› çarpabilir, camlar› k›rabilir. Ba¤›r›r, ça¤›r›r ortal›¤› y›k›p geçebilir. Bazen bir saat kadar uzun sürebilir Periyodik gelen öfke nöbetlerin-de EEG çektirmek ve ilaca baflvurmak gerekebilir. Kararl› ve ak›lc› davran›fllarla öfke nöbetleri önlene-bilir veya s›kl›¤›-fliddeti azalt›laönlene-bilir.

Otizm ve Sald›rganl›k: Baz› otistiklerde sald›r-ganl›k belirgin bir davran›fl olabilir. Bu sald›rsald›r-ganl›k genellikle aile yak›nlar›na ve kardefllere vurma, saç çekme fleklinde olabilir. Genellikle belli bir nedeni vard›r. Nadiren sald›rganl›¤›n boyutlar› tehlikeli bir hal alabilir. Göz ç›karmaya çal›flma, kesici aletlerle sald›rma, bo¤aza sar›lma gibi davran›fllar olabilir. Bunlar›n bir k›sm› tekrarlay›c› hareketlerle kar›fl›r. Bir k›sm› ise yak›nlaflma ve ilgilenmenin bozuk ifadeleri olarak geliflebilir. Sald›rganl›k sebat ederse, mala ve cana yönelik olursa ilaçla tedavi gerekebilir ve bu te-daviden sonuç al›nabilir (Minshew ve Rattan, 1992). Otizm ve Oto-Mütilasyon: Kendine zarar verici davran›fl, oto-mütilasyon ad› ile tan›n›r. Zeka düzeyi düflük otistiklerde daha s›kça görülür. Genellikle ge-çicidir ve zamanla kaybolur. Saç çekme,hafifçe bafl›n› vurma gibi hafif olanlar› d›fl›nda dilini ve duda¤›n›

parçalama ve koparma, parma¤›n› ›s›rma ve bafl›n› sürekli olarak betona çarpma gibi a¤›r flekilleri vard›r. Baz› otistik çocuklarda çok uzun süre sebat eder. Bu çocuklar ileri derecede ac›ya dayan›kl› olabilir. Bir otistik çocu¤un elini yanan oca¤›n üstüne koydu¤u ve yan›k kokusu oluflunca ilgisini buna yönelterek elini çekti¤i izlenmifltir. Afl›r› so¤uk s›ras›nda ç›r›lç›p-lak üflümeden saatlerce oynad›klar› da bilinir. Vücut içinde artm›fl beta endorfin salg›s›yla ilgili oldu¤u dü-flünülür. Morfin ba¤›ml›lar›n›n tedavisinde kullan›lan naltrexone oto-mütilasyonun tedavisinde kullan›l-maktad›r (Sandman, 1988).

Stereotipi: Otistik çocuklarda s›k görülen tekrar-lay›c› hareketlere stereotipi ad› verilir (Campbell ve ark.,1990). Sa¤a sola veya öne arkaya do¤ru sallan-ma, çevresinde dönmek, kanat ç›rpmak, cisimleri çe-virme, parmaklar›na tuhaf flekiller verme, amaçs›z do-lanma, dokunma, a¤›za götürme, el ç›rpma bunlar aras›nda yer al›r. Bu hareketleri içinde bulunduklar› koflullardan ba¤›ms›z yaparlar ve baflkalar›n›n varl›-¤›nda da bunlardan vazgeçmezler. Bu tip davran›flla-r›n nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak s›k›n-t›n›n artt›¤› durumlarda artmakta bazen de nefle ve se-vincin ifadesi olarak yorumlanmaktad›r. Stereotipik hareketler kendini uyarmaya yönelik olabilir. Bu ha-reketler içinde parmaklar›n› gözlerinin önünde hare-ket ettirme, parmaklar›yla havada bir tak›m flekiller oluflturma, elin ritmik hareketleriyle yavaflça kulak-el gibi di¤er vücut parçalar›na vurulmas›, ayn› ezgiyi üst üste saatlerce m›r›ldanma yer al›r. Zeka düzeyi düflük otistiklerde stereotipiler daha s›kt›r. Baz› otistiklerde görülmeyebilir, baz›lar›nda da yaflla azal›r. E¤itimle azalabilir ama yo¤un stereotipi e¤itimin yap›lmas›na da engel olur ve bazen ilaçla müdahale gerekebilir.

Tik: Tiklerin bazen stereotipi ad› verilen tekrarla-y›c› hareketlerden ayr›lmas› zor olur; tikler genellikle yüzde olur. Bazen omuz silkme hareketi olarak görü-lebilir; burun veya bo¤az›n› temizliyormufl gibi sesler ç›karabilirler (Sverd, 1991). Tikler kullan›lan ilaçlar›n (örn. stimülanlar) yan etkisi olarak da a盤a ç›kabilir Bruksizm: Bruksizm, difl g›c›rdatmas›na verilen isimdir. Otistik çocuklar›n bir bölümünde görülür. Bazen geçici bazen sebat eden bir durumdur. Seyrek olarak sorun olur. Uzun süreli oldu¤unda difl sorun-lar›na yol açabilir. S›kl›kla gece bazen de gündüz ola-bilir. Ailede de gece difl g›c›rdatmas› olan baflka bi-reyler olabilir. Tam nedeni bilinmemektedir. Difllerde tahribat yapacak ölçüde a¤›r olmad›¤› sürece özel bir tedavi gerektirmez.

(4)

Otizm ve Tak›nt›: Otistikler bir konu ile afl›r› ilgi-lenebilir. Bir süre sonra ilgilendikleri eflya, kifli, konu ya da eylem de¤iflebilir. Yerine baflkalar› geçer. Da-ima ayn› konuyu konuflmak isteyebilirler. Ayr›nt›lara tak›labilirler. Sokak levhalar›, araba plakalar›, alfa-be,say›lar, köprüler vb bir çok fley konu olabilir. Kar-fl›s›ndaki kiflinin bu konularla ilgilenmedi¤ini farket-meyebilir. Nesnelerin bir parças› ile örne¤in kap› tok-ma¤›, elbise kolundaki bir dü¤me ile afl›r› ilgilenebi-lirler. Rutin ve ritüelleri izlemede mant›ks›z bir ›srar gösterebilirler. Ritüellerden biri oday› terketmeden her fleye dokunma, bir yeri terketmeden tüm tuvalet-leri gezme fleklinde olabilir. Okulda baflka bir s›raya oturmay› reddedebilir veya okula her gün ayn› yol-dan gitmek ister. Bunlar›n nedeni bilinmez (Rapin, 1991).

Otizm ve Uygunsuz Korkular: Özel, uygunsuz korkular› olabilir. Bazen son derece tehlikeli bir du-rumda korkusuzca davran›rlar. Ço¤u kez de tamamen zarars›z bir durumda afl›r› korku ve panik haline gi-rerler. Bu durumun bazen geçmiflte yaflanan bir olay-la iliflkili oldu¤u görülür. Çocuk geçmifl oolay-lay›n bir gö-rüntüsünü ve bir an›n› duyguyla birlikte tekrar yaflar, yeni durumun o olayla ilgisiz oldu¤unu farketmez. Ayn›l›k üzerinde ›srar edebilirler. S›radan de¤ifliklikle-re karfl› anormal tepki gösterirler. Örne¤in masada oturdu¤u yerin de¤iflmesi veya yeni perdelerin gel-mesi ile çok gergin ve huzursuz hale gelebilirler.

Bazen dokunmay› bazen dokunulmay› severler. Bazen de her iki durumdan ileri derecede kaç›n›rlar. Hafifçe dokunulduklar›nda bile ürker ve 盤l›k atabi-lirler. Baz›lar› ise örne¤in bir kumafla saatlerce doku-nabilir ve bundan zevk al›r.

Otizm ve Duyu Sorunlar›: Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyusundan (tad,dokunma,iflitme,gör-me gibi) gelen uyar›lara karfl› afl›r› bir tepki verebilir-ler veya tepkisiz kalabilirverebilir-ler, örne¤in bir alarm saati-nin yumuflak sesinden dehflete kap›labilir fakat bir araba kornas›n›n sesinden hiç bir rahats›zl›k duyma-yabilirler. Baz› otistik çocuklar ve eriflkinler a¤r›ya karfl› ileri derecede duyars›z yani ac›ya karfl› çok da-yanakl› olabilirler. Çok kuvvetli bir ›fl›¤a uzun süre gözlerini dikip kalabilir ya da çok hafif bir sesi saate-lerce dinleyebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak nesnelere çok uzun süre bakabilirler. Bazen ›fl›kla karfl›laflt›¤›nda gözlerini kapat›rlar. Bazen kulaklar›n› t›karlar. Baz›lar›nda ac›y›,s›ca¤› ve so¤u¤u farketme-me varken baz›lar›nda ise so¤uk suyla ellerini y›kar-ken a¤lama, ellerine bir toplu i¤ne batt›¤› zaman

盤-l›k atma gibi afl›r› duyarl›ç›¤-l›klar› vard›r (O’Neill ve Jo-nes, 1997).

Di¤er Psikiyatrik Sorunlarla ‹liflkisi: Depres-yon, mani, obsesif kompulsif nöroz, panik ata¤› otizmle birlikte s›k görülmektedir. Bu sorunlar ergen-lik ça¤› ile birergen-likte daha belirginleflmektedir. D›fl bir neden olmaks›z›n gülme ve a¤lama krizleri olabilir. Bazen a¤larken gülmeye bafllayabilir veya tersi olabi-lir. Nedeni bilinmez.

Otizm-fiizofreni ‹liflkisi: Seyrek olarak otistikler-de daha sonra flizofreninin geliflti¤i görülür (Petty ve ark., 1984). Temelde birbirinden farkl› hastal›klard›r. Otistiklerin ailelerinde flizofreniden çok depresyon görülür (Piven ve Palmer, 1999). fiizofreni genel ola-rak çocuklu¤u normal veya normale yak›n geliflen gençlerde görülür. fiizofrenide s›k görülen iflitsel hal-lüsinasyonlar otizmde görülmez. Otizm, genelde kal›-c› ve erken çocukluk döneminde bafllar; halbuki fli-zofreni daha çok normal bir çocuklu¤u takiben genç-lik döneminde ortaya ç›kar (Gartner ve ark., 1997). Bazen belirtiler geçici bir süre için tamamen ortadan kalkabilir. Otizmin iyi tan›nmad›¤› eski dönemlerde pek çok otistik genç ve eriflkin flizofreni tan›s› alm›fl ve bu hastalarla birlikte tedavi edilmifltir

Otistiklerde Yeme Sorunlar›: Kat› yiyecekleri reddebilirler, çi¤nemezler, çok seçici yiyebilirler, na-diren afl›r› yiyebilirler. Yararl› yiyeceklere tutkun ol-malar› beklenmez. Buna karfl›n çerez, cips gibi fleyle-re bay›l›rlar. Baz› yiyeceklefleyle-re tutkunluklar› endojen opioid peptidlerle aç›klan›r. Bu peptidlere ait sistem-deki dengesizli¤in otizmde oldu¤u kadar belli g›dala-ra afl›r› düflkünlü¤ün a盤a ç›kabildi¤i di¤er durumlar-da örne¤in gebelik, menstrüasyon, bulimi,stres ve depresyonda da etkili oldu¤u san›lmaktad›r. PICA, yani yenilmez fleyleri hatta bazen d›flk›lar›n› yeme du-rumu söz konusudur. Otizmin temel bir özelli¤i olan yeniye direnç gösterme yiyecekler için de geçerlidir ve yediklerini çeflitlendirmek uzun süre olanaks›z olur. Tad konusundaki hassasiyetleri o kadar çoktur ki içtikleri suya veya yedikleri g›daya kar›flt›r›lacak en küçük bir maddeyi bile farkederek yemekten vazge-çebilirler. Çocuklar›n yeme sorunlar› sebat ederse u¤-raflmak gerekebilir. Ancak çocuklar›na duygusal ba¤-la ba¤l› oba¤-lan anneler için bizim kültürümüzde müca-dele etmek çok zordur. Yap›lacak ifllerden biri yemek zamanlar› d›fl›nda yemesi istenmeden çocu¤a s›ras›y-la yiyeceklerin gösterilip tan›t›lmas›d›r. Çocu¤un o yi-yece¤i eline almas›, incelemesi a¤z›na götürmesi, tad-mas› vb teflvik edilebilir. Ama kesinlikle yemesi

(5)

isten-mez veya ima edilisten-mez. Yani onun için panik yaratan duruma dereceli olarak al›flmas› beklenebilir. ‹kinci bir taktik, sorun olabilecek baz› g›dalar› saptamakt›r; yani baz› g›dalar› çok seviyor olabilir ve asl›nda bun-lar zararl›d›r yani ba¤›ml› hale gelmifltir. Sütün içinde yer alan kazein ve bu¤day gibi baz› tah›llarda yer alan gluten proteinlerinin otistiklerde morfin benzeri maddelere dönüfltü¤ü bunun da sosyal iliflkilerden kaç›nma gibi durumlar› kuvvetlendirdi¤i iddia edil-mifltir (Raiten ve Massaro, 1986). Bir di¤er strateji de yemeyen çocuklarda vitaminler ve besleyici nitelikte baz› mineral ve ilaç benzeri g›dalar kullanmakt›r.

Otizm ve Alerji: Otistik çocuklarda özellikle g›da alerjileri olabilir. Gerek bu g›dalara gerekse çevresel toz ve benzeri maddelere karfl› etkin savafl›m verilme-si gerekti¤i iddia edilir. Uygulanan diyet tedaviverilme-si ve anti-alerji tedavisi genel düzelme yan›s›ra otistik dav-ran›fllarda da düzelmeye neden olabilir. Kulak ve ya-naklarda k›zar›kl›k, kar›nda gaz ve fliflkinlik, kab›zl›k, afl›r› susama, düflük kan flekeri, göz civar›nda koyu halkalar, özellikle geceleri afl›r› terleme,s›k nezle ve burun ak›nt›s›, fliflmifl k›zar›k dudaklar, aç›klanama-yan döküntüler oldu¤unda ilgili çocuk hekimi ile gö-rüflülmelidir. Ayr›ca alerjik bünyeli flah›slarda ›s›ya, s›-cakl›k ve so¤u¤a, gürültüye ve ›fl›¤a duyarl›l›k söz ko-nusu olabilir (Rimland ve Baker, 1996).

Otistiklerde Uyku Sorunlar›: Otistiklerde uyku sorunlar› çok olur. Daha erken dönemde gazl› bebek, geceleri hiç uyumayan bebekler olarak tan›mlanabi-lirler. Bazen de tüm bebeklik boyunca afl›r› sessiz ol-duklar› gözlenir. Daha sonralar› s›k uyanma,uyand›k-tan sonra durdurulamayan a¤lama nöbetleri, geç uyu-ma, geç kalkma gibi sorunlarla karfl›lafl›l›r. Geç yat›p çok erken kalkma, anneyle yatmak isteme gibi de¤i-flik sorunlar görülür. Bu tip sorunlarda nörolojik bir de¤erlendirme gerekebilir ve hem ailenin düzenini hem de çocu¤un sa¤l›¤›n› bozaca¤› zaman ilaçl› mü-dahale gerekebilir. Büyük çocuklarda uykuyu düzen-leyici do¤al bir madde olan melatonin kullanmas› dü-flünülebilir.

Otizm ve Cinsellik (Van Bourgondien ve ark., 1997; Konstantareas ve ark.,1997): Çok say›da eriflkin otistik üzerinde yap›lan bir araflt›rma otistiklerin cin-selli¤e duyduklar› ilgiyi göstermifltir. Ancak deneyim-leri s›n›rl› olur. Erkeklerde bafll›ca etkinlik mastürbas-yondur. K›zlar›n küçük bir k›sm› öpme ve kucakla-man›n ötesine geçebilir. Otistiklerin büyük k›sm› cin-sel organlar›na dokunur, bir k›sm› herkesin önünde mastürbasyon yapar, az bir k›sm› (%20’si) karfl› cinse

uygunsuz flekilde dokunur,bir k›sm› da uygunsuz nesnelerle mastürbasyon yapar. Baz›lar› da karfl› cin-sin cinsel organlar›na dokunma veya iliflki kurma e¤i-limi gösterebilir. Kucaklama, el tutma, öpme de bun-lar›n aras›nda yer al›r. Konuflma yetisi geliflenlerin da-ha fazla mastürbasyondan zevk ald›¤› belirtilmifltir. Stereotipik hareketleri olanlarda da mastürbasyon da-ha s›k görülmektedir.

II. PS‹KOFARMAKOLOJ‹K TEDAV‹

Otizmin temel sorunlar›na yönelik farmakolojik bir tedavi söz konusu olmay›p, bafll›ca tedavi e¤itim-dir. Ancak otizm, yaflla belirtilerin yumuflad›¤› ve ba-z› belirtilerin ortadan kalkt›¤›, uyum yetilerinin gide-rek artt›¤› kronik bir hastal›kt›r. Bu iyileflme yönü son y›llarda gelifltirilmifl davran›flsal teknikler ve çocu¤un özelliklerine göre flekillendirilmifl özel e¤itimlerle ol-dukça kuvvetlendirilmifltir. Bunlara ek olarak ö¤ren-me ve konuflma sorunlar›na yönelik tedaviler uygula-n›r. Öte yanda otizm ve bu yelpazede yer alan hasta-l›klarda pek çok davran›fl sorunu görülür. Özellikle puberte, adolesan dönemlerinde giderek artan içgörü düzeyi ve toplumsal beklentilerin yo¤unlaflmas› kriz-lere yol açabilir. Bu sorunlar›n bir k›sm› psikolojik destekler yan›s›ra uygun ilaçlarla hafifletilir veya ge-çifltirilir (Campbell ve Cueva, 1995). Hem çocu¤un hem de ailenin yaflant›s›n› ciddi flekilde bozan de¤i-flik davran›fl sorunlar› (Tablo 2) ilaçla k›smen tedavi edilebilmektedir.

Farmakolojik tedavi aç›s›ndan otistik çocuklar be-lirtilerin fliddetine ve davran›fl sorunlar›n›n a¤›rl›¤›na göre üç gruba ayr›labilir. Hafif grup için sadece e¤i-tim önerilir ve s›kl›kla herhangi bir tetkik yap›lmaz. A¤›r otistik için ise hem ayr›nt›l› tetkik hem de ilaç kullanmak gerekir. Otizmin a¤›rl›¤›n›n zeka düzeyi ve iliflkili oldu¤u di¤er nörolojik-genetik hastal›klarla ilifl-kili oldu¤u unutulmamal›d›r. Orta derece otistik olan-larda ise ailenin ilaca yatk›nl›¤›, hedef belirtilerin s›k-l›¤› ve fliddeti izlenecek yol aç›s›ndan önemlidir.

Hekim e¤itimden, iyi planlanm›fl bir programla çocu¤un uyumunun geliflmesini, hafif otistiklerin nor-male yaklaflmas›n›, orta derecede otistiklerin de alev-lenen sorunlu dönemlerinin daha hafif geçmesini bekler. Otizmin fliddetini belirlemede CARS (childho-od autim rating scale) adl› skaladan yararlan›labilir (Schopler ve ark.,1980 ).

‹laç tedavisi, sosyal iliflki sorunu, konuflma bozuk-lu¤u gibi otizme özgü temel belirtilerde belirgin bir

(6)

de¤iflikli¤e yol açmaz. Ancak otistik çocuklarda s›k görülen afl›r› hareketlilik, anksiyete, depresyon, uyku ve yeme sorunlar›, oto-mütilasyon, sald›rganl›k ve di-¤er düzen bozucu davran›fllarda kullan›l›r. ‹laçlar›n konunun uzman› taraf›ndan ve aile ile yak›n iflbirli¤i

içinde s›k aral›klarla takip edilerek uygulanmas› do¤-rudur. Gerekirse ilac›n etkinli¤ini ölçmek için aral›kl› olarak testler ve de¤erlendirmeler yap›l›r. Hangi ilaç-lar›n ne süreyle kullan›laca¤›na karar vermek gerekir. Uygun ilaç seçimi, daha önce denenip baflar›l› olun-mufl ilaçlardan ya da yan etkisi az görülen ilaçlardan biri olabilir. Yak›nman›n türüne ve fliddetine göre se-çilen ilaç, optimum dozda ve yeterli en k›sa zaman aral›¤›nda kullan›l›r.

‹laçlar beyindeki belli biyokimyasal sistemler üze-rinden etkili olur. Bunlar›n bafll›calar› dopamin,sero-tonin, noradrenalin ve opioid sistemleridir. Otizmde bunlar›n bir veya birkaç›n›n bozuk oldu¤u san›lmak-tad›r. Kullan›lan psikofarmakolojik ajanlar, nörotrans-mitter ifllevi gören bu biyokimyasal maddeler üzerin-den etkili olur (Tablo 3).

Otizmde dopaminin rolüne kan›t olarak, beyin omurilik s›v›s›nda dopamin maddesinin y›k›m ürünü olan homovalinik asitin yüksek bulunmas› gösteril-mifltir. Ayr›ca dopamin sistemi üzerinden etkili olan nöroleptiklerin (haloperidol, fenotiazin gibi), otizmde olumlu sonuçlar verdi¤i bilinmektedir (Lewis, 1996). Ancak bu ilaçlar›n uzun süreli kullan›mda kal›c› yan etkileri olabilir. Son zamanlarda yan etkisi daha az olan ve atipik nöroleptik olarak tan›nan ilaçlar da kul-lan›ma girmifltir (Cohen ve ark, 1998). Bu ilaçlar flizof-reni dahil olmak üzere pek çok psikiyatrik hastal›kta baflar›yla kullan›lmaktad›r. Dopamin sistemi üzerin-den etkili olup farkl› bir mekanizma ile etki gösteren baflka bir grup ilaç stimülanlar bafll›¤› alt›nda tan›n›r. Bu ilaçlar özellikle dikkat eksikli¤i ve hiperaktivite sendromunda kullan›lan ilaçlar olmakla birlikte za-man zaza-man otistik çocuklarda da dikkat sorunlar› ve hiperaktiviteye yönelik olarak kullan›lmakta ve baz›-lar›nda oldukça yararl› olmaktad›r.

Serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar ara-s›nda pek çok serotonin geri al›m inhibitörü ilaç öne ç›kmaktad›r. Bu grupta etkileri birbirine benzeyen pek çok ilaç yer al›r. Otizmde de¤iflik sorunlar›n te-davisinde baflar›l› olarak kullan›ld›¤›na dair yay›nlar vard›r (Cook ve Leventhal, 1996). Otistiklerin %30-40’›nda, serumda serotonin fazlal›¤› saptanm›flt›r. Ay-r›ca trombositlerdeki serotonin yüksekli¤i daha an-laml› ve tutarl› bir flekilde yüksek bulunmufltur (Co-ok, 1996). Otistiklerde, serotoninin hücre aral›¤›nda yeterli süreden daha uzun kalmas›n› engelleyen tafl›-y›c› bir maddenin sentezini sa¤layan bir genin bozuk oldu¤u ve bu nedenle serotoninin hücre aral›¤›nda yeterli süre kalmad›¤› öne sürülmektedir (Cook ve Tablo 2. Otistik çocuklarda görülen ve farmakolojik

tedaviye yan›t verebilen baz› davran›fl sorunlar›

Sald›rganl›k Oto-mütilasyon

Tuvalet terbiyesine iliflkin sorular Noktürnal enürezis Temper tantrum Ritüel Stereotipi Uyku sorunlar› Yeme sorunlar› Tik Tuhaf korkular

Tablo 3. Otizmde farmakolojik tedavi

DOPAM‹N S‹STEM‹ I. Nöroleptikler Tipik

Tiyoridazin, Haloperidol, Trifluperazin, Pimozid Atipik

Risperidon, Klozapin, Olanzapin II.Stimülanlar

Metilfenidat, Dekstroamfetamin, Pemolin SEROTON‹N S‹STEM‹

I.Fenfluramin

II.Seronin geri al›m inhibitörleri

Klomipramin, Fluoksetin, Fluvoksamin, Sertralin, Paroksetin. NORADRENAL‹N S‹STEM‹ -Alfa-adrenerjik agonist Clonidine, Guanfasin -Beta-adrenerjik agonist Propranolol Opioid antagonistleri Naltrexone Anti-epileptikler

Sodyum Valproat, Karbamazepin, Vigabatrin, Lamotrijin Anti-histaminikler

Hidroksizin D‹⁄ER

Trankilizanlar (diazem grubu ilaçlar), Buspiron, Lityum Bupropion, Piracetam, ‹mmun Globulin, Sekretin, Oksitosin, Vazopressin, Biopterin türevler, Pentoxyphyllin, Famotidin

(7)

ark., 1997). Bu genin kromozom üzerindeki yerinin de¤iflmesinin, otizmin olup olmamas›n› etkiledi¤i id-dia edilmifltir. Baz›lar› ise bu de¤iflikli¤in tek bafl›na otizme yol açmad›¤›n›, genetik olarak zaten otizme e¤ilimli olan birinde bu durumu aç›k hale getirdi¤ini öne sürmüfltür. Bu bulgulara ek olarak beyinde sero-toninerjik yollarda anormallikler saptanm›flt›r (Chuga-ni ve ark., 1997).

Noradrenalin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar da dikkati art›rmaya yöneliktir. Kullan›lan bafll›ca ilaç-lar aras›nda clonidin ve guanfasin (alfa-reseptör ago-nisti) ve propranolol (beta-bloker) yer al›r (Lewis, 1996).

Opioid sistemi kendine zarar verici davran›fllar›n belirgin oldu¤u hastalarda morfin ba¤›ml›lar›n›n teda-visinde yer alan naltrexone gibi baz› ilaçlar kullan›l›r. Özellikle naltreksonun baflar›l› kullan›mlar› söz konu-sudur. Tabletleri ac›d›r ve intravenöz kullan›m› için bir ekip oluflturulmas› uygundur (Kolman, 1995).

Bunlar d›fl›nda antiepileptikler ve psikiyatrik bo-zukluklarda kullan›lan di¤er ilaçlardan da (benzodi-azepinler, lityum vb) de¤iflik amaçlarla yararlan›l›r. Klinik epilepsi nöbeti olmay›p, EEG’sinde epileptif-rom deflarjlar› olan hastalarda baflar›l› anti-epileptik (sodyum-valproat) kullan›mlar› vard›r (Gillberg, 1994; Plioplys, 1994).

ALTERNAT‹F TEDAV‹LER

‹mmunglobulin tedavisi pek çok ciddi nörolojik ve nörolojik olmayan hastal›¤›n tedavisinde baflar›yla uygulanmaktad›r. Bugünkü görüfllere göre otizmin baz› tipleri, ba¤›fl›kl›k sistemindeki bozukluklar›n so-nucunda a盤a ç›kar. Çok pahal› olan ve etkinli¤i tar-t›flmal› olan bu tedaviye karar vermeden önce gerek-li baz› zor ve pahal› tetkiklerin yap›lmas› gerekti¤i için rutin kullan›ma girmemifltir. Baz› otistiklerde bu tedavi sonunda göz temas›nda düzelme, dikkat, oku-ma yetene¤i, düflünme ve ak›l yürütme gibi ifllevler-de düzelmeler görülmüfltür. Konuflma ve ekolaliifllevler-de düzelme daha geç yaflta a盤a ç›km›flt›r. Bu tedavinin küçük çocuklarda daha olumlu ve h›zl› yan›t verdi¤i bildirilmifltir (Plioplys, 1998).

Bir peptik ulkus ilac› olan Famotidin’in de yararl› oldu¤u öne sürülmüfltür (Linday, 1997). Bu etki, be-yinde bulunan H2 reseptörleri arac›l›¤› ile aç›klanm›fl-t›r. Tetrahidrobiopterin ve türevleri ise katekolamin ve serotonin sentezinde rolü olan maddelerdir. Bun-lar›n otistiklerde kullan›m› ile k›smen yararl› sonuç

el-de edilmifltir. Göz konta¤›, iliflki kurma iste¤i ve ç›-kard›¤› seslerde artma saptanm›flt›r (Fernell ve ark., 1997).

Oksitosin, vücutta do¤al olarak bulunan bir hor-mondur. Do¤um olay›nda, çiftleflmede, annelik duy-gular› ve toplumsal ba¤lan›mlarda önemli rol oynar. Otizmde görülen toplumsal iletiflim sorunlar›nda ok-sitosin bozuklu¤unun bir etkisi oldu¤u san›l›r. Teda-vi aç›s›ndan bu hormonun kullan›m› araflt›r›lmaktad›r (Modahl ve ark,1998).

Sekretin, gastrointestinal sistemde görev alan önemli bir hormon olup, farmakolojik bir ajan olarak pankreas hastal›klar›nda kullan›l›r. Bazen öldürücü olabilen alerjik yan etkilerine karfl› uyan›k olmak ge-rekir. Kan serotonin düzeyinde de¤ifliklik yapt›¤› bil-dirilir. Sekretinin beyinde nas›l bir etki yapt›¤› bilin-mez, muhtemelen beyinde çok önemli rol oynayan kimyasal maddeler içinde yer alan nöropeptidler üze-rinde etkilidir. Otistik hastalarda baz› belirtilerde k›s-mi bir düzelmeye yol açt›¤› iddia edilk›s-mifltir (Horvath ve ark., 1998). Halen baz› çal›flmalar yürütülmekle birlikte pek etkili olmad›¤› düflünülmektedir.

Baz› araflt›rmac›lar kazein ve glutenden fakir bir diyet önermektedirler ve otizme özgü baz› belirtilerin fliddetinin azald›¤› ve sosyal beceriler, iletiflime yöne-lik etkinyöne-likler, sorun çözme yetene¤inde art›fl, tuvalet terbiyesinde geliflme, hareketlerinde düzelme oldu¤u öne sürülmüfltür. Araflt›r›c›lar›n iddias› bu maddelerin barsakta çözünerek otizme neden olacak flekilde peptid ad› verilen maddelere dönüfltü¤ü ve bunlar›n barsaktan kana oradan da beyine ulaflarak hasar ver-di¤i fleklindedir. Bu kuram henüz kan›tlanmam›flt›r ve g›dalarda çok seçici olan otistik çocuklarda uygulan-mas› çok zor olan bir yöntemdir. Afl›r› ve uygunsuz antibiyotik kullan›m›n›n da barsak floras›n› ve bura-daki yararl› mikroorganizmalar› öldürerek g›dalar›n barsaktan emilimini bozdu¤u iddia edilmifltir. Özellik-le zararl› mantarlar›n (candida gibi) üremesinin otis-tik davran›fllara neden olabilece¤i öne sürülmüfltür. Uygulanan bafll›ca vitamin terapisi, yüksek doz B6 vi-tamininin magnezyumla birlikte verilmesidir. Bu vita-minlerin otizmdeki etkisi bilimsel çevrelerde çok s›-n›rl› kabul görmekle birlikte etkinlikleri k›smen kabul edilmifltir (Rimland ve Baker, 1996). Bunlar›n d›fl›nda bir dizi, henüz etkinli¤i ve yarar› bilinmeyen ancak ai-lelerin s›kça baflvurdu¤u baz› teknikler vard›r (Bauer, 1995). Duysal bütünleme terapisi (sensory integrati-on), kendi vücudunun fark›nda olma ile de¤iflik du-yumlar aras›ndaki iliflkiyi ele alarak yürütülür. Otistik

(8)

çocuklarda s›k görülen dokunmaya afl›r› hassas olma veya tepkisiz kalma, vücut flemas›n›n bozuklu¤u yani kendi vücudunu tan›ma ve kullanmadaki sorunlar›, koordinasyon bozukluklar› bu tip bir terapinin ele al-d›¤› sorunlar olur. Bu terapi bafll›ca u¤rafl (occupati-onal) terapistleri taraf›ndan yap›l›r ve çocu¤un hare-ketlerinin organize edilmesine yöneliktir. ‹flitsel teda-vi (auditory integration therapy), bu hastalarda sese karfl› artm›fl bir hassasl›k ve sestan kaynaklanan bir a¤r› duyduklar› varsay›m›na dayan›r. Tekni¤in temeli-ni bir kulakl›k arac›l›¤› ile günde 1 saat kadar yakla-fl›k 10 gün boyunca modüle edilmifl müzik uygulan-mas› ve bu flekilde de¤iflik frekanslar arac›l›¤› ile bir çeflit düzenli bir gel-git sa¤lanarak ortakula¤a ve be-yine masaj uygulanmas› oluflturur. Bu tedavinin kü-çük bir grup otistik çocuk üzerinde etkili oldu¤u bili-nir. Özellikle baz› çocuklar› daha sosyal,daha dikkat-li yapt›¤› ve seslere karfl› afl›r› hassasiyeti azaltt›¤› söy-lenebilir. Otistiklerde h›zland›r›lm›fl iletiflim (facilita-ted communication), otistik çocuklara iletiflim kurma-s› için kullan›lan bir yard›m tekni¤idir. Bu yöntemde, otistik çocuk daktiloda ya da bilgisayarda yazarken bir e¤itimci ya da ebeveyn çocu¤un elini destekler. Çok tart›flmal› bir yöntem olup bu konuda araflt›r-malar sürdürülmektedir.

KAYNAKLAR

American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of mental disorders, 4th edition. Washington DC, American Psychiatric Association 1994; 66-71. Bauer S. Autism and the pervasive developmental

disor-ders. Part 2. Pediatrics in Review 1995; 16:5: 168-176. Campbell M, Locascio JJ, Choroco MC, Spencer EK et al.

Stereotypies and tardiv dyskinesia. Abnormal move-ments in autistic children. Psychopharmacology Bulle-tin 1990; 26:2:260-266.

Campbell M, Cueva JE.Psychopharmacology in child and adolescent psychiatry: a review of the past seven years. Part 1. Am Acad Child Adolesc Psychiatry 1995; 34 (9):1114-1132.

Chugani DC,Muzik O,Robert R, Behen M et al. Altered se-rotonin synthesis in the dentato-thalamocortical path-way in autistic pathpath-way in autistic boys. Ann Neurol 1997; 42(4):666-69.

Cohen SA,Ihrig K, Lott RS,Kerrick JM.Risperidone for agg-resson and self injurious behavior in adults with mental retardation. J Autism Dev Disord,1998; 28:3,229-33. Cook EH, Leventhal BL. The serotonin system in autism.

Current Opinion in pediatrics 1996; 8:348-354. Cook EH,Jr. Brief report: Pathophysiology of autism:

ne-urochemistry J Autism Dev Disord 1996; 26:2:231-235. Cook EH Jr,Courchesne R, Lord C, Cox NJ, Yan S, Lincoln

A, Haas R, Courchesne E, Leventhal BL. Evidence of lin-kage between the serotonin transporter and autistic di-sorder.Mol Psychiatry, University 1997; 2:3:247-50. Fernell E, Watanabe Y, Adolfsson I, Tani Y, Bergström M,

Hartwig P, Lilja A, von Knorring AL, Gillberg C, Langst-röm B. Possible effects of tetrahydrobiopterin treatment in six children with autism: clinical and positron emis-son tomography data: pilot study. Dev Med Child Ne-urol 1997; 39:5,313-8.

Gartner J, Weintraub S,Carlson G. Childhood-onset psycho-sis: evolution and comorbidity. Am J Psychiatry 1997; 154:2256-261.

Gillberg C (1994) Antiepileptic drugs in the treatment of be-havioral disorders in childhood. Anticonvulsants in Psychiatry içinde. Ed. Modigh K, Robak OH, Vesterga-ard P. Petersfeld, Wrightson Biomedical Publishing Ltd 1994; 81-91.

Haznedar MM, Buchsbaum MS, Metzger M et al. Anterior cingulate gyrus volume and glucose metabolism in au-tistic diorder. Am J Psychiatry 1997; 154:8:1047-1050. Horvath K, Stefatos G, Sokolski KN, Wachtel R, Nabors L,

Tildon T. Improved social and language skills after sec-retin adminstration in patients with autistic spectrum di-sorders. Journal of the Association for Academic Mino-rity Physicians 1998; 9:1:9-15.

Kanner L. Autistic disturbances as affective contact. Nervo-us Child 1943;2: 217-250.

Kobayashi R,Murata T. Behavioral characteristics of 187 yo-ung adults with autism.Psychiatry Clin Neurosci 1998; 52:4,383-90.

Kolmen BK, Feldman HM, Handen BL, Janosky JE. Naltre-xone in young autistic children: a double blind placebo controlled cross-over study. J Am Acad Child Psychiatry 1995; 34(2):223-231.

Konstantareas MM,Lunsky YJ Sociosexual knowledge, ex-perience, attitudes, and interests of individuals with au-tistic disorder and developmental delay. J Autism Dev Disord 1997; 27 (4);397-413.

Linday AL. Oral famotidine: a potential treatment for child-ren with autism. Med Hypotheses 1997;48:5:381-6. Lewis MH.Brief report:psychopharmacology of autism

spectrum disorders. J Autism Dev Disord 1996; 26:2: 231-235.

Minshew NJ, Rattan AI: The clinical syndrome of autism. Handbook of Neuropsychology’de. Ed. Segalowitz SJ, Rapin I. Amsterdam, Elsevier, 1992; 401-43.

Modahl C, Green L, Fein D, Morris M, Waterhouse L, Feins-tein C, Levin H. Plasma oxytocin levels in autistic child-ren. Biol Psychiatry 1998 ;43:4,270-7.

Nordin V,Gillberg C. The long-term course of autistic disor-ders: update on follow-up studies. Acta Psychiatr Scand 1998; 97:3,99-108.

O’Neill M, Jones RSP. Sensory-perceptual abnormalities in autism:a case for more research? J Autism Dev Disord 1997; 27(3):283-295.

Petty LK,Ornitz EM, Michelman JD, Zimmerman EG: Autis-tic children who become schizophrenic. Arch Gen

(9)

Psychiatr 1984; 41:129-135.

Plioplys AV. Autism: electroencephalogram abnormalities and clinical improvement with valproic acid. Arch Pedi-atr Adolesc Med 1994; 148:220-222.

Plioplys AV. Intravenous immunoglobulin treatment of children with autism. J Child Neurol 1998; 13: 2, 79-82. Piven J, Palmer P. Psychiatric disorder and the broad autism phenotype: evidence from a family study of multiple in-cidence autism families Am J Psychiatry 1999; 156:4:557-567.

Rapin I. Autistic children: diagnosis and clinical features. Pediatrics. Suppl 1991;87: 5:2, 751-60.

Raiten DJ, Massaro T. Perspectives in the nutritional eco-logy of autistic children. J Autism and Dev Disorders 1986;16,133-143.

Rimland B, Baker SM Alternative approaches to the

deve-lopment of effective treatments for autism. J Autism Dev Disorders 1996; 26:2:237-243.

Sandman CA. Endorphin disregulation in autistic and self-injurious behavior. Synapse 1988;2:193-199.

Schopler E, Reichler RJ, Devellis RF, Daly K. ‘Toward ob-jective classification childhood autism: Childhood Au-tism Rating Scale’. J AuAu-tism Dev Disord 1980; 10:91-103. Skjeldal OH, Spanheim E, Ganes T, Jellum E, Bakke S. Childhood autism:the need for physical investigation. Brain Dev 1998; 20:4, 227-33.

Sverd J.Tourette syndrome and autistic disorder:a signifi-cant relationship. Am J Med Genet 1991; 39;173-179. Van Bourgondien ME, Reichle NC, Palmer A. Sexual

beha-vior in adults with autism. J Autism Dev Disord 1997; 27(2):113-25.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sa¤ suprahepatik alanda ya¤ dansitesinde, hidatik membrana benzeyen görüntü al›nmas› üzerine kar›n içine serbest hidatik kist rüptürü düflünülerek olgu

Hasta ve kontrol grubuna Pittsburgh Uyku Kalitesi ölçeği (PUKÖ), Beck Depresyon ölçeği (BDÖ), Beck Anksiyete ölçeği (BAÖ), OKB hastalarına hastalığın

Emasyonel durum bozukluğu ile migren atak sıklığı, sızlayıcı tip baş ağrısı ve MİDAS ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı ilişki

Sonuçlar: Çalışan çocuklarda deprestf duyguların, içe yönelim sorunlarının ve dışa yönelim sorun- larının başka araştırmalarla karşılaştırıldığında yüksek

Hava ile beraber giden su damlalarını çeviren bir süzgeçten de geçtikten sonra hava muhtelif istikamet- lere ayrılır ve bu hava ayni zamanda ısıtmak için kullanılacaksa

Anksiyetenin eþlik ettiði depresyonun tedavisinde baþvurulacak stratejiler depresyonu olan hastalarýn tedavisine oldukça benzer, ancak antidep- resan ilaçlar yalnýzca depresyonu

Kıvılım aralıkları, DIN VDE 0185-305 (IEC 62305) stan dardına uyg un bir yıldırımdan korunma potansiyel dengelemesi ifllevi görmekle birlikte, Parex modelleri, patlama

Histopatolojik de¤erlendirme: Dördüncü haftada kontrol grubunda yer yer k›k›rdak adac›klar›, a¤›r- l›kl› olarak reaktif kemik oluflumu, az miktarda im- matür