• Sonuç bulunamadı

Başlık: GÜRÜN-GÖKPINAR ALA SI (Salmo trutta f. fario L.) ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):BARAN, İsmet Cilt: 18 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000432 Yayın Tarihi: 1971 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: GÜRÜN-GÖKPINAR ALA SI (Salmo trutta f. fario L.) ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):BARAN, İsmet Cilt: 18 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000432 Yayın Tarihi: 1971 PDF"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Veteriner Fakültesi Su Orünl~ri ve Av Hayvanları Kürsüsü Prof. Dr. Zihni Erençin

i

i

GÜRÜN-GÖKPINAR ALA SI (Salmo trutta f. fario L.)

ÜZERİNDE AR~ŞTIRMALAR

i

1.

Baran*

Untersuchungen über die Fore'ılen von GÜRÜN.GÖKPINAR (Salmo trutt~ f. fario L.)

i

Zusaınınenfassung: Mit dicser Arbcit wurde die Nahrungsaufnahme und die :'Ilahrungsverwertung dcr Forcllen von GÜRCN-GÖKPINAR (Salmo trutta f. fario L.) in und naeh dcr Laichzeit untersuchı.

Nahrungsaufnahme der Forellen in dcr ILaichzeit ist normaL. Es wurde festgestellt, dass die Fareilen von GÜRÜN-GÖKPlNAR i\l dcr Laichzeit keine genügende Nahrungs-möglichkeit haben. In dieser Zeit wurden bei den Magen-und Darmuntersuchungen dieser Fische vicle Fordleneier getroffen.

Die Fische nach dem Laichen waren sehr~schlank, hungrig. Sie hatten allcs gefressen,

was sie in dem Lebensraum fanden. i

Im Hinblick auf die vorliegenden Beobac~tungen ware ei ne künstliche Futterung bei GÜRÜN in und nach der ı'aichperiode vomlNutzen.

GÜRÜN-GÖKPINAR hat aıle Möglichk~iten für die Forellenteichwirtschaft.

i

Özet: i. Bu çalışmayla Gürün - Gökpınar alabalığının (Salmo trutta f. fario L.) yumurta bırakma ve ondan sonraki dönemde, be~lenme durumu ve gıda olanakları

araştırıl-i

mıştlr. i

2. Yumurta bırakma döneminde besin ol~nakları yeterli değildir.

i

4. Yumurta bırakma döneminde dere alabalığı beslenmesine normalolarak devam etmiştir. Balıkların bu dönemdeki mide ve bağırs~k muhteviyatı analizlerinde bol miktarda alabalık yumurtasına rastlanmıştır.

3. Araştırmanın uygulandığı dönemde numune balıklarda büyüklüğün normal ol-duğu dikkati çekmiştir. Bu durum tıkbahar ve Yaz aylarında doğal beslenme olanaklarının clverişli olduğunu göstermektedir.

5. Yumurtasını bırakmış balıkların zayıf, al; oldukları ve ortamda ne buldularsa tü-kettikleri tesbit edilmiştir .

• A.Ü. Veteriner Fakültesi Su Ürünleri t~tisas Dalı Dr. Asistan!. Ankara-Türkiye.

(2)

6. Yumurta bırakma ve ondan sonraki dönemde, Gürün-Gökpınar alabalığı için, sun' i beslenmenin fayda sağlıyacağı kanısına varılmıştır.

i. Alabalık pisikültürü için GüRÜN-GÖKPINAR her türlü olanağa sahiptir.

Giriş

Balık etinin elde edilmesinde en önemli faktör beslenmedir.

Kar-nivor OlanaIabaliklardan, ortamdaki doğal besinin, miktar ve

kalite-sine göre ürün elde edilir.

Kültür balıkçılığının amacı, balıkları, tabiı olanaklarına kıyasla,

daha bol ve kaliteli rasyonla beslenmek surctiyle, azamı ürün elde

etmektir.

Balıklardaki yaban durumu, hayvanCllıktaki mer'a

hayvancılı-ğına, kültür balıkçılığı ise, ahır besiciliğine kıyaslanırsa konunun

an-laşılması daha kolayolur.

Memleketimizde henüz uygulama alanı bulamamış olan kültür

balıkçılıği birçok ülkelerin beslenme ve ekonomilerinde. önemli yere

sahiptir. Tüm ülkemiz ve bilhassa doğu bölgesi kültür balıkçılığı için

geniş ölçüde doğalolanaklara sahiptir. Bu olnaklardan bir tanesi de

GÜRÜN'e 10 km. uzaklıkta olan TOHMA ırmağının çıkış yeri

GÖK-PıNAR'dır. Bu bölgede kaynaktan itibaren 10-15 km.lik alanda, tabii

olarak dere alası (Salmo tmtta f. fario L.) bulunur. Ancak bunlar

yanlış avlama metodları ve bilgisizlik nedeniyle son derece azalmış

ve hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Doğal imkanları

ve ulaşım nedeniyle burası kültür balıkçılığı için çok uygun bir

bölge-dir. Burada gerçekleştirilecek bir alabalık üretim istasyonuyla çevreye

bu konuda önderlik yapmak ve bol miktarda alabalık üretmek

müm-kün olur.

GÜRÜN-GÖKPINAR'da kültür balıkçılığına geçildiğinde,

kul-lanılacak materyalin bölge faunası için uygun bir alabalık türü olması

(Salmo trutta f. fario L.) (Şekil: i) gerekir.

Balıklar için en kritik devre yumurta bırakma ve bundan sonraki

ilk 1-2 aylık zamandır. İyi bir balık türü nesliyle (4) kaliteli balık eti

elde edilmesinde (6) bu dönemdeki beslenmenin rolü büyüktür.

Bu nedenle, GÜRüN-GÖKPINAR alasının yumurta bırakma

ve ondan sonraki ilk 1-2 aylık dönemde beslenme olanaklarını

(3)

52

i

i

i

i

tiBaran

i

Şekil:

ı.

GüRüN-GÖK PıNAR ~~LASI (Salma trutta f. fario L.) Die Fareilen von GüRÜN-GÖKPINAR (Salma trutta f.fario L.)

i

i

Materyal ve Metod

A- 25.12.1969, 26.1 .197° te 21.3.197° tarihlerinde birer

hafta müddetle numune almak içi~ GüRüN-GÖKPINAR'a

gidil-miştir. TOHMA ırmağı GÖKPINtR'dan iki büyük kaynak halinde

çıkar. Bunları birbirinden ayırmak için kuzey ve güney gölleri ismini

vermeyi uygun bulduk. Kaynaklad göl isminin verilmesinin nedeni,

i

oldukça geniş bir yüzeye sahip olmaları ve çok miktarda su

taşıma-larıdır. Mesela, araştırmanın uygul~ndığı Güney Gölü'nün genişliği

30 m. uzunluğu 70-80 m., en derinl noktası 18 m. dir.

i .Yukarıda bildirilen tarihle~de, Güney Gölü'nden her

defa-sında ıo adet alabalık tutulmuştur.1 Balıkların yakalanmalarında 20

m. uzunluğunda fanyalı germe ağı

I

kullanılmıştır.

a. Yakalanan balıkların ilk öd,ce canlı olarak ağırlıkları tesbit

e~ilmiştir. \ .

b. öıü balıklarda uzunluk ölç;üleri tesbit edildı.

c. Yan çizgi üzerinden, pullarit1a birlikte alınan bir parça,

la-boratuvarda yaş tayininde kullanılmak üzere

%

5 formol

solusyonlu şişelere konulmu~tur.

d. Balıkların bağırsak muhtevi~atı

%

5 formolde tesbitle

şişe-lerde toplandı. \

i

i

i

(4)

2. Ara~tırmanın uygulandığı tarihlerde, pUmkton numuneleri de alınml~tır.

a. Plankton numunesini almak için, Plankton Ağı kullanılml~tır.

b. Plankton Ağı Güney Gölünde orta derinlikte her seferinde

aynı süratle 80 saniye çekildi.

c. Plankton numuneleri 200 cc.1ik ~i~elcre

%

5 formol

solüsyo-nuyla tesbit edildi. Q,ualitative analizi yapılmak üzere labo-ratuvara getirildi.

B- Laboratuvarda:

ı.

Bağırsaklarda muhteviyat olup olmadığı evvela kontrol edildi.

a. Bağırsak muhteviyatı teker teker petir kutuları içerisinde

bağırsaktan ayrıldıktan sonra, tekrar numaralı ~i~elere

ko-nuldu.

b. Bağırsak muhteviyatı ve plankton numuneleri numune ~i~eler

içinde homojen hale getirildikten sonra 3 cc.1ik bir ölçekle

petri kabına konularak Stereo-mikroskop altında

Zooplank-ton'ları tesbit edildi (I -2).

Fitoplanktonlar ise, homojen numunelerden bir miktar alınıp

lam üzerinde konulup lamelle kapatıldıktan Sonra mikroskop altında

qualitative tesbit edildi.

Sonuç

25 .i2 .i969 Tarihinde gölde avlanan io adet balıktan 6 sı di~i

4 ü erkekdi. Yumurta ve spermaları vardı. Tarafımızdan döllenen

yumurtalar, bir kuluçka kaseti içinde Güney gölünün durgun ve

a-kıntılı, dibi temiz bir yerine konulmak suretiyle yavrtıların çıkması

sağlanmı~ ve çıkan yavrular göle bırakılmı~tır.

25 .i2 .i969 Tarihinde alınan numune balıkların uzunluk

ölçü-lerine göre ağırlıklarının (ortalama; ağırlık: 144 gr., total uzunluk:

22,5 cm., yükseklik: 4,4 ya~: 4), 2.2.197° (ortalama; ağırlık- 97 gr.,

total uzunluk: 20,75 cm., yükseklik: 4,2 cm, ya~: 3) ve 2 .3 .197°

(or-talama; ağırlık: i29,5 gr., total uzunluk: 23,5 cm yükseklik 4,7 cm, ya~:

3) tarihlerde alınan numune balıklara kıyasla biraz daha fazla olduğu

dikkati çekmektedir.

Göllerden alınan plankton numunelerinin analizinde, balıkların

beslenmelerinde önemli rol oynıyan Zooplankton türlerinin, Aralık,

(5)

edilmi~tir (Copepoda Sp, Insektenlarven a- Trichoptera

b-Scaraba-cidea, Gastropoda Sp, Gammaridea, Nematoden sp.). Ancak, Mart

ayının ba~langıcında alabalık için. önemli ve gıda değeri yüksek olan

Chironomidea larvası'nın (5) belirli olarak arttığı görülmü~tür.

Fitoplanktonların Mart ayına doğru, gerek tür ve gerekse miktar

bakımından arttığı görüldü (26.7.197°: l-Diatomea a. Navicula sp.

b. Diatorna Sp. e. Synedra Sp. dı. Cymbella Sp., 2-Chlorophyta a.

Melosiera Sp. b. Ulothrix Sp., 25.12.1969: l-Diatomea a.

Naviuc-lasp b. Diatorna Sp. c. Epithemia iSp. d. Synetra Sp., 2-Chlorophyta

Sp., 2.3.1970: l-Diatomea a. Stauroneis Sp. b. Cymbella Sp. c.

Sy-nedra Sp. d. Melosira Sp. e. Gomphonema Sp. f. Navicula Sp.

2-Chlorephyta a. Ulothrix Sp. b. Pediastrum Sp.). 25.12.1969

Tarihin-de alınan nümune alabalıkların bağırsak muhteviyatı analizlerinde

hemen hepsinin bağırsaklarının b,esin ile dolu olduğu görülmü~tür.

Henüz yumurta ve spermalarını, bırakmamı~ olmalarına rağmen

beslenmelerinin normal devam etqği anla~ılmı~tır. Analizlerde

bağır-sak içkilerinde balık yumurtaları, bulundu.

Şubat ve Mart aylarında alabalıkların faydalandıkları besinlerin

ırmak kaynağında arttığı görülmü~tür. Bunlar balık besini yönünden

değerlendirilecek olunursa; Trichopterelarven, Chironomidealarven,

Gammaridea, !sopoda Sp., Bivilvia, Gastropoda ~eklinde

sıralandırı-labilinil' (5).

Bilhassa Mart ayında balıkların beslenme durum ve

olanakların-da kalite yönünden ve miktar bakımından•.. bir artma tesbit edilmi~tir.

Büyük bir su kütlesinin kaynağı olan Gökpınar'da nümunenin

alındığı tarihlerde su ısısı 9-ı o oC civarında olmu~tur.

Tartışına

Dere alabalıklarının kültüre alınmasıyla ve sun'i beslenmesi

sonucu q.-18 ayda ancak i ()Q-I50 gr. ağırlık kazandıkları tesdit

edil-mi~ ve buna sebepdc dere alabalığımn Regenbogenforellc gibi sun'i

beslenmeye pek alı~amadığı sonucu çıkarılmı~tır (5). Kültüre alınını~

dere alabalığının geli~me olanakları~rla kıyaslandığında, yaban

GÜ-RÜN-GÖKPI~AR alabalığının 3 xa~ında ortalama i7° gr. ağırlık

kazanmasını normal kar~ılamak gerekir.

i

25 .i2 .i969 tarihinde alınan numune balıkların ağırlıkları, 2.2 .

i97° ve 2.3' i97° tarihinde alınan ,balıklara kıyasla daha fazladır.

Bu fazlalık yumurta ve spermanm h~nüz bırakılmamı~.olmasına

(6)

Dere alabalığında tabii besinin önemli bir kısmını, Trichopteren,

Ephemridien, Plecopteren, Sialis Luteria tqkil etmektedir (3)

.Bun-lara, Aralık ve Ocak aylarında yapılan bağırsak muhteviyatı

analiz-lerinde rastlamak mürrikün olmamıştır. Şubat ve Mart aylarında

alınan numunelerin analizlerinde ise çok miktarda Trichopteren

lar-vası tesbit edilmiştir.

Balık larvaları karnivor olan dere alabalığı için önemli besindir

(3). Araştırmanın uygula,ndığı nümune balıkların bağırsaklarında

larvaya rastlanmamıştır. Belkidc larvalar, Schaperclaus'un (5)

be-lirttiği gibi 3-4 yaşında büyük 200--400 gr. ağırlıktakibalıklar

tara-fından tüketilmektedirler.

Dere alabalığının 3 yaşına kadar yediği küçük su hayvanlarına

(Gammarus, Aseııus, Isopoda, Gastropoda) araştırmanın uygulandığı

devrede gerek plankton nümunelerinde ve gerekse nümune balıkların

bağırsak analizlerinde önemli bir oranda rastlanmıştır. Suların

zoop-lankton bakımından en fakir olduğu dönem kış aylarıdır. Bu dönemde, .

zooplanktonların GÜRÜN-GÖKPINAR'da küçümsenmiyecek

mik-tarda olmalarını su ısısının sabitliğine bağlamak mümkündür.

Alabalıkların yumurta ve sperma bırakma döneminde, iştahtan

kesilmesi veya tamamen besin almayı bırakması, Otto Schindler (6)

tarafından izah edilmiştir. Biz analizlerimizde, henüz yumurta ve

spermalarını bırakmamış alabalıkların mide ve bağırsaklarının hemen

hemen besinle dolu olduğunu gördük. Bu duruma Earl Leitritz (4)

tarafından da işaret edilmiş ve bilhassa yumurta bırakma dönemine

girmiş balıkların itina ve daha kaliteli yemlerle beslenmeleri gerektiği

lüzumundan bahsedilmiştir. Yazar, bu dönemde alınan besinin

ka-litesine göre iyi veya kötü yumurta alınabilineceğini bildirmiştir. Yine

yumurta bırakma döneminde alabalıkların en iyi ve kaliteli yemlerle

beslenmelerine Schaperclaus (5) tarafından değinilmiştir.

Analizlerimizde kullanılmak üzere GÜRÜN-GÖKPINAR'dan

aldığımız yumurta ve spermalarını bırakmış numune balıklarda,

za-yıflık dikkati çekmiştir. Balıkların iştah ve açlık nedeniyle, ortamda

besin olarak ne buldularsa aldıkları, mide ve bağırsak muhteviyatı

analizlerinde tesbit edilmiştir. Yumurta vespermalarını bırakmış olan

balıkların çok zayıf, aç olmaları ve bu nedenle oltaya çok geldikleri

Otto Schindler (6, 7) tarafından da belirtilmiştir.

Analizler Sonucu göstermiştir ki, balıklar

GÜRÜN-GÖKPINAR'-da kış aylarınGÜRÜN-GÖKPINAR'-da çok az da olsa beslenme olanaklarına sahiptirler.

Bölgede beslenme olanakları süreklidir. Ancak beslenmeye en

çok ihtiyaçları olduğu bir dönemde, ortamdaki bu besin çqit ve

(7)

i

Literatür

i

1- Baran,t. (1969). Untersuchungen über die Nahrungsaufnahme des

Karpfens bei niedrigen Tempert,ıturen. UNI-Druck, München. Dis-sertation.

i

2- Brohmer, P. (1969). Fauna, von Deutschland Quelle meyer

verlag-Heidelberg.

i

3- Greenberg, D. B. (1969). Forellenzucht. Paul Parey.

i

4- Leitritz, E. (1969). Der Praxis der Forellenzucht. Paul Parey.

i

5- Schiperclaus, W. (1969). Lehrbuch der Teichwirtschaft. Paul

Pa-I

rey.

i

6- Schindler, O. (I 968). Unsere Süsswasserfische Franek' sche Verlag

Stuttgart. i

7- Heil, P. (I 97ı). Am Fischwdser: (I 97ı). AlIgemeine

Fischereİ-Zeitung i. Jan. AFZ-Fİscwaitı mb H, München.

Yazı "Dergi Yazı Kuruluna 21.!12.197° günü gelmijtir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İBAH tanısı için öksürük, ateş, nefes darlığı ve / veya plöre tik göğüs ağrısı olan hastalarda konjestif kalp yetmezliği, infeksiyon hastalıkları ya da kanser

Kendisine yap›lan› belgeleriyle gösteremeyen, manevi tacizi kan›tlayamayan ma¤dur kifli ümitsizce ç›rp›n›p sald›rganlaflt›¤› için ifl yerinde durduk yerde

Türkçe orijinal çalışmalar konu başlığı, yazar/yazarların adları, adresleri, Türkçe özet ve anahtar sözcükler, yabancı dilde başlık, yabancı dilde özet ve

Çalışmada klinik olarak köpek parvoviral enteritisi tanısı konulan ancak tedaviye cevap vermeyip ölen olgu- larda, hastalıktaki anatomopatolojik ve histopatolojik

Şap hastalıklı koyunlarda serum nitrik oksit düzeyi ile adenozin deaminaz enzim aktivitesi sağlıklı gruba göre önemli derecede yüksek bulundu (p<0.001)..

Çalışmada, humat verilen grupta eritrosit sayısı ve hemoglobin miktarında artma gözlenmesi, Banaszkiewick ve Drobnik (3)’in deney hayvanlarında verilen humik asidin

Gezginin salkım içerisindeki müşterilerden sadece bir tanesine uğradığı problem Seçici Genelleştirilmiş Gezgin Satıcı Problemi (SGGSP), salkım içerisindeki

Tamada and Baba 2 first identified Beet necrotic yellow vein virus (BNYVV) as the cause of rhizomania when they isolated the virus from infected plants of sugar beet fields in