• Sonuç bulunamadı

Çorum ili Mecitözü ilçesi yöresel giysileri ve folklorik yapma bebek üretiminde değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çorum ili Mecitözü ilçesi yöresel giysileri ve folklorik yapma bebek üretiminde değerlendirilmesi"

Copied!
185
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ÇORUM İLİ MECİTÖZÜ İLÇESİ YÖRESEL GİYSİLERİ VE FOLKLORİK YAPMA BEBEK ÜRETİMİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ

Narin CANLI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(3)

ii

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Narin Soyadı : Canlı

Bölümü : Aile ve Tüketici Bilimleri Eğitimi Bölümü İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : Çorum İli Mecitözü İlçesi Yöresel Giysileri ve Folklorik Yapma Bebek Üretiminde Değerlendirilmesi

İngilizce Adı : Çorum Province Mecitözü County Regional Evaluation of The Production of Clothing and Folk Doll

(4)
(5)

iv

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

(6)

v

TEŞEKKÜR

Çeşitli uygarlıkların beşiği olan Türkiye, tarihi eserleri yanında, el sanatları ve geleneksel giysileri ile de ün yapmıştır. Bu sanat eserleri günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Kaybolmaya yüz tutmuş sanat eserlerimizi korumak, yaşatmak, tanıtmak, geçmişi geleceğe taşımak bu neslin eğitim görevini üstlenecek olan bizlere düşmektedir. Bu çalışmada Çorum ili Mecitözü ilçesinin yöresel kıyafetleri incelenmiş, bu incelemeler sonucunda kıyafetlerin taslak çizimleri yapılıp, alçı kalıp çıkarılarak yapılan mum bebek üzerine boyanıp uygulanmıştır.

Mum bebeklerin turistik ve hediyelik eşya kapsamında üretilerek, geleneksel kıyafetlerimizi yaşatmak, değerlendirmek isteyen kişi ve araştırmacılara bu çalışmanın yararlı bir kaynak olacağını umuyorum.

Bana bu konuda çalışma olanağı sağlayan ve çalışmanın her aşamasında yardım ve desteğini esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Yahşi YAZICIOĞLU’na sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Anketin uygulanması ve fotoğrafların çekilmesi sırasında bana yardımcı olan arkadaşlarım; Nurgül Yitmez, Burcu Çelik, Tülay Manan ve Emel Özbülbül’e ve Mecitözü ilçesi halkına teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmalarım esnasında benim yanımda olan, desteğini ve sevgisini esirgemeyen aileme sevgilerimle…

(7)

vi

ÇORUM İLİ MECİTÖZÜ İLÇESİ YÖRESEL GİYSİLERİ VE

FOLKLORİK YAPMA BEBEK ÜRETİMİNDE

DEĞERLENDİRİLMESİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Narin CANLI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Eylül 2014

ÖZET

Bu araştırmanın amacı, Çorum ili Mecitözü ilçesine ait yöresel giysilerin araştırılması, belgelenmesi, bu bilgilerin folklorik yapma bebek üretiminde değerlendirilmesi, böylece bölgede yeni iş olanağının sağlanmasına katkıda bulunabilmektir. Bu araştırmanın evrenini, Mecitözü İlçesi, 1 beldesi ve 20 köyü oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini, Mecitözü İlçesinde yaşayan rastgele seçilen 200 kişi oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında literatür taraması yapılmış, ayrıca her bir giysi parçasının fotoğrafı çekilmiş, giysiler için gözlem formları hazırlanarak incelenmiştir. Elde edilen verilere dayanarak anket formu hazırlanıp uygulanmıştır. Çorum ili Mecitözü ilçesi halkının folklorik giysilere sahip olup olmadıklarını belirlemek ve bu konuda bilgilerini tespit etmek amacıyla bir anket formu oluşturulmuştur. Verilerin analizinde SPSS 16.0 programından faydalanılarak frekans (f) ve yüzde (%) değerleri hesaplanmış, bulgular uygun çizelgeler haline getirilerek yorumlanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular şunlardır; tarihi çok eski olan kıyafetler günümüze kadar çok az miktarda gelebilmiştir. Bu giysiler de daha çok, ankete katılan yaşlı kesime aittir. Giysilerinde büyük kentlerin kıyafet özelliklerine özenen halk, tarihi kültür olan yöresel giysilerini saklamaya özen göstermemektedir. Araştırma bulgularına dayalı olarak; yöresel giysilerin tespiti sonucunda, Mecitözü yöresine ait yöresel kıyafetli mum bebek yapılabileceğine karar verilmiştir. Böylece hem gelecek nesillere aktarılabilecek belgelerin oluşturulmasına hem de bölge ekonomisine ve turizmine katkı sağlayabilecek bir çalışma ortaya çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler :Yöresel giysi, Folklorik yapma bebek, Mum bebek Sayfa Adedi : 165

(8)

vii

ÇORUM PROVINCE MECİTÖZÜ COUNTY REGIONAL

EVALUATION OF THE PRODUCTION OF CLOTHING AND FOLK

DOLL

(Master’s Thesis)

Narin CANLI

GAZİ UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATION SCIENCES

September 2014

ABSTRACT

The purpose of this research, Investigation and documentation of local garments belonging to the town of Mecitözü, province of Çorum and evaluation of this information in the production of the folkloric doll and contribute new business opportunities in the region. This research comprised of Mecitözü province of Çorum, a small town and twenty villages. The samples of this investigation comprised of 200 people who were selected randomly living in Mecitözü. While collecting data, firstly made literature search but also photographed parts of each garment and prepared forms for garment. The questionnaire obtained from data prepared and implemented. In the survey, ıt was prepared a questionnaire form to determine whether the province of Çorum Mecitözü County people have folk clothes and they have information. Making use of SPSS 16.0 program in analyzing of data was calculated frequency (f) and percentage (%) values and the findings were interpreted in appropriate schedules. The research findings are as follows; clothes whose history is old are very small amount in the present day. These clothes belong to the old segment of community in this survey. People who try to keep dress features as in big cities cannot keep their regional folk clothes. Based on the research findings; as a result of the determination of local garments, ıt can be done local dress candle baby in Mecitözü Region. Thus, a study has emerged helping both the creation of the documents to be transmitted to future generations and contributing to the region’s economy and tourism.

Keywords : Local clothing, Folkloric dolls, Candle baby Number Of Pages: 165

(9)

viii

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... vi

ABSTRACT………...vii

ÇİZELGELER LİSTESİ ... vv

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xvii

1. GİRİŞ……… ... 1 1.1. Problem Durumu ... 3 1.2. Araştırmanın Amacı ... 3 1.3. Araştırmanın Önemi ... 4 1.4. Varsayımlar ... 4 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 4 1.6. Tanımlar ... 4 2. KURAMSAL ÇERÇEVE ... 7

2.1. Çorum İli Hakkında Genel Bilgi………...…...………....……….7

2.1.1. Çorum İlinin Coğrafi Konumu ve Yüzey Şekilleri ... 8

2.1.2. Çorum İlinin İklimi ... 9

2.1.3. Çorum İlinin Bitki Örtüsü ... 10

2.1.4. Çorum İlinin Tarım ve Hayvancılık Yapısı ... 10

2.1.5. Çorumun İlinin Nüfusu ... 11

2.1.6. Çorum İlinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri ... 12

(10)

ix

2.1.8. Çorum İlinin Tarihi ... 13

2.1.8.1. Eski Çağlarda Çorum………...13

2.1.8.2. Orta Çağlarda Çorum………...15

2.1.8.3. Çorumun Osmanlı Devleti Hakimiyetine Geçişi……..………...18

2.1.8.4. Cumhuriyet Döneminde Çorum………...19

2.1.9. Çorum İli Kültür ve Turizmi ... 19

2.2. Mecitözü İlçesi Hakkında Genel Bilgi ... 20

2.2.1. Mecitözü İlçesinin Coğrafi Konumu ve Yüzey Şekilleri ... 20

2.2.2. Mecitözü İlçesinin İklimi ... 22

2.2.3. Mecitözü İlçesinin Bitki Örtüsü ... 22

2.2.4. Mecitözü İlçesinin Tarım ve Hayvancılık Yapısı ... 22

2.2.5. Mecitözü İlçesinin Nüfusu ... 24

2.2.6. Mecitözü İlçesinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri ... 25

2.2.7. Mecitözü İsminin Kökeni ... 26

2.2.8. Mecitözü İlçesinin Tarihi ... 26

2.2.9. Mecitözü İlçesi Kültür ve Turizmi... 27

2.3. Giyimin Tanımı ve Tarihsel Gelişimi ... 28

2.3.1. Giyimin Tanımı ... 28

2.3.2. Giyimin Tarihsel Gelişimi ... 29

2.3.2.1. Eski Çağda Türklerde Giyimin Özellikleri………..30

2.3.2.2. Selçuklu Dönemi Giyim Özellikleri………..………..30

2.3.2.3. Osmanlı Dönemi Giyim Özellikleri……….32

2.3.2.4. Cumhuriyet Dönemi Giyim Özellikleri………...35

2.4. Folklorik Yapma Bebek Hakkında Genel Bilgi ... 36

2.4.1. Folklorik Yapma Bebeğin Tanımı ve Önemi ... 36

(11)

x

2.4.3. Dünya’da Yapma Bebeğin Tarihçesi ... 37

2.4.4. Türkiye’de Yapma Bebeğin Tarihçesi ... 40

2.4.5. Yapma Bebeğin Aile ve Toplum Yaşamındaki Yeri ve Ekonomik Katkısı ... 42

2.4.6. Folklorik Bebeğin Turizme ve Ekonomiye Etkisi ... 43

2.4.7. Türkiye'de Yapma Bebek İle İlgili Kurum ve Kuruluşlarda Yapılan Çalışmalar………....45 3. YÖNTEM………… ... 47 3.1. Araştırmanın Modeli ... 47 3.2. Evren ve Örneklem ... 47 3.3. Verilerin Toplanması ... 47 3.4. Verilerin Analizi ... 48 4. BULGULAR VE YORUM... 49

4.1. Anket Formundan Elde Edilen Bulgular ve Yorumlar ... 49

4.1.1. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yerleşim Yerleri ... 50

4.1.2. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaş Durumu ... 51

4.1.3. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Medeni Durumları ... 52

4.1.4. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Öğrenim Durumları ... 53

4.1.5. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Hanelerinde Kaç Kişinin Yaşadığı .... 54

4.1.6. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Meslekleri ... 55

4.1.7. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Ortalama Aylık Gelir Durumu ... 56

4.1.8. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Kendilerine Ait Yöresel Kıyafetlerinin Olup Olmadığı ... 57

4.1.9. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Kendilerine Ait Yöresel Kıyafetleri Hediye İse Hediyenin Kaynağı Nedir? ... 58

4.1.10. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Kendilerine Ait Kıyafetlerin Kaç Yıllık Olduğu ... 59

4.1.11. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerine Kaç Yıldır Sahip Oldukları... 60

(12)

xi

4.1.12. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerinde Değişikliğe Uğramış Yerin Olup Olmadığı… ... 61 4.1.13. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerindeki

Değişikliğin Sebepleri ... 62 4.1.14. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerinde Bulunan Bir

Parçanın Eskimesi Halinde Ne Yaptığı ... 63 4.1.15. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerinin Mahalli

Adlarının Olup Olmadığı... 64 4.1.16. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerine Verdikleri

Mahalli Adlar ... 64

4.1.17. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Bölgede Kullanılan Geleneksel

Kıyafetin Yapım Malzemeleri Hakkındaki Görüşleri ... 66 4.1.18. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Bölgede Kullanılan Geleneksel

Kıyafetlerde Bulunan Süsleme Unsurları Hakkındaki Görüşleri ... 6868 4.1.19. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaşa Göre Yöresel Kıyafetlerin

Değişiklik Gösterip Göstermediği ... 69 4.1.20. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaşa Göre Yöresel

Kıyafetlerindeki Değişimin Ne Şekilde Olduğu ... 70 4.1.21. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerin Günümüzde

Kullanımı İle İlgili Görüşleri ... 71 4.1.22. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Gelir Durumlarının Elverişli

Olması Halinde Yöresel Kıyafetlerinde Bir Değişme Olup Olmadığı ... 73 4.1.23. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Gelir Durumlarının İyi Olması

Halinde Yöresel Kıyafetlerindeki Değişikliğin Ne Şekilde Olduğu ... 74 4.1.24. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Geleneksel Kıyafetlerin

Özelliklerini Belirleyen Unsurlar Hakkındaki Görüşleri ... 75 4.1.25. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerde Yöresel Kıyafet Giymenin Nasıl

Bir Duygu Uyandırdığı ... 76 4.1.26. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerin Giyilmesini

Günümüzde Nasıl Karşıladığı ... 77 4.1.27. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yerleşim Bölgelerinde Geleneksel

Kıyafetlerin Üretimini Meslek Edinmiş Kişilerin Olup Olmadığı ... 78 4.2. Gözlem Formundan Elde Edilen Bulgular ve Yorumlar ... 80 4.2.1. Gözlem Formları ... 80

(13)

xii

4.2.2. Gözlem Formlarından Elde Edilen Bulgulara Göre Mecitözü İlçesinin Yöresel

Giyim Kuşam Özellikleri………..113

4.2.2.1. Başa Bağlanan ve Takılan Giyim Parçaları ... 113

4.2.2.1.1. Çember ... 113

4.2.2.1.2. Fes ... 113

4.2.2.2. Bedene Giyilen Giyim Parçaları ... 114

4.2.2.2.1. İç Donu ... 114 4.2.2.2.2. Gömlek ... 114 4.2.2.2.3. Şalvar ... 114 4.2.2.2.4. Üçetek ... 114 4.2.2.2.5. Bindallı ... 115 4.2.2.2.6. Cepken………...115 4.2.2.3. Bele Takılanlar ... 116 4.2.2.3.1. Kuşak ... 116 4.2.2.3.2. Kuşak Bağı ... 116 4.2.2.4. Ayağa Giyilenler ... 116 4.2.2.4.1. Çorap ... 116 4.2.2.4.2. Çarık ... 117

4.3. Alçı Kalıp ile Yöresel Kıyafetli Mum Bebek Yapımı…………...……….117

4.3.1. Mum Bebek ... 117

4.3.2. El Sanatlarındaki Yeri ... 117

4.3.3. Turizme Katkısı ... 117

4.3.4. Mum Bebek Yapımında Kullanılan Araç ve Gereçler ... 118

4.3.4.1. Mum Bebek Yapımında Kullanılan Araçlar………..118

4.3.4.2. Mum Bebek Yapımında Kullanılan Gereçler………120

(14)

xiii

4.3.5.1. Kalıp Parça Sayısını Belirleme ... 123

4.3.5.2. Kalıp Çerçevesini Hazırlama ... 124

4.3.5.3. Kalıp Çerçevesini Alçı Dökümüne Hazırlama ... 125

4.3.5.4. Pim Açma ... 126

4.3.5.5. Modeli ve Kalıp Tahtasını Yalıtma ... 127

4.3.5.6. Alçı Harcı ... 127

4.3.5.7. Alçı Harcı Hazırlama Tekniği ... 128

4.3.5.8. Alçı Döküm Yapma ... 129

4.3.5.9. Mum Bebek Yapımı………...132

4.3.5.10. Mum Bebek Boyama……….………..……….135

4.3.5.10.1. Renk……….……….135

4.3.5.10.2. Mum Bebeğin Boyanması……….135

4.3.5.10.3. Giysi Boyama………...……….136 4.3.5.10.4. Desen Çalışması…..………..139 4.3.5.10.5. Yüz Boyama………..………140 4.3.5.10.6. Süsleme………..………...141 4.3.5.10.7. Vernikleme………..………..………142 5. SONUÇ ve ÖNERİLER ... 145 5.1. Sonuç ... 145 5.2. Öneriler ... 151 KAYNAKÇA ... 153 EKLER ... 157

Ek-1. Anket Formu ... 158

Ek-2. Gözlem Formu ... 164

(15)

xiv

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge 2.1. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt

Sistemi Sonuçlarına Göre Çorum İline Bağlı İlçeler ve Nüfusları ... 7

Çizelge 2.2. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçlarına Göre Mecitözü İlçesi Köylerinin Nüfus Verileri ... 24

Çizelge 4.1. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yerleşim Yerleri ... 50

Çizelge 4.2. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaş Durumu ... 51

Çizelge 4.3. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Medeni Durumları ... 52

Çizelge 4.4. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Öğrenim Durumları ... 53

Çizelge 4.5. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Hanelerinde Kaç Kişinin Yaşadığı ... 54

Çizelge 4.6. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Meslekleri ... 55

Çizelge 4.7. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Ortalama Aylık Gelir Durumu ... 56

Çizelge 4.8. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Kendilerine Ait Yöresel Kıyafetlerinin Olup Olmadığı ... 57

Çizelge 4.9. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Kendilerine Ait Yöresel Kıyafetleri Hediye İse Hediyenin Kaynağı Nedir ... 58

Çizelge 4.10. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Kendilerine Ait Kıyafetlerin Kaç Yıllık Olduğu ... 59

Çizelge 4.11. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerine Kaç Yıldır Sahip Oldukları ... 60

Çizelge 4.12. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerinde Değişikliğe Uğramış Yerin Olup Olmadığı ... 61

Çizelge 4.13. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerindeki Değişikliğin Sebepleri ... 62

(16)

xv

Çizelge 4.14. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerinde Bulunan

Bir Parçanın Eskimesi Halinde Ne Yaptığı ... 63 Çizelge 4.15. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Bölgesinde Yöresel Kıyafetlerinin

Mahalli Adlarının Olup Olmadığı ... 64 Çizelge 4.16. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerine Verdikleri

Mahalli Adlar ... 65

Çizelge 4.17. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin, Bölgede Kullanılan Geleneksel

Kıyafetin Yapım Malzemeleri Hakkındaki Görüşleri ... 67 Çizelge 4.18. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Geleneksel Kıyafetlerde

Kullanılan Süsleme Unsurları Hakkındaki Görüşleri ... 68 Çizelge 4.19. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaşa Göre Yöresel Kıyafetlerin

Değişiklik Gösterip Göstermediği ... 69 Çizelge 4.20. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaşa Göre Yöresel

Kıyafetlerindeki Değişimin Ne Şekilde Olduğu (Yaşlılarda) ... 70 Çizelge 4.21. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yaşa Göre Yöresel

Kıyafetlerindeki Değişimin Ne Şekilde Olduğu (Gençlerde) ... 71 Çizelge 4.22. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerin Günümüzde

Kullanımı İle İlgili Görüşleri ... 72 Çizelge 4.23. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Gelir Durumlarının Elverişli

Olması Halinde Yöresel Kıyafetlerinde Bir Değişme Olup Olmadığı ... 73 Çizelge 4.24. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Gelir Durumlarının İyi Olması

Halinde Yöresel Kıyafetlerindeki Değişikliğin Ne Şekilde Olduğu ... 74 Çizelge 4.25. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Geleneksel Kıyafetlerin

Özelliklerini Belirleyen Unsurlar Hakkındaki Görüşleri ... 75 Çizelge 4.26. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerde Yöresel Kıyafet Giymenin Nasıl

Bir Duygu Uyandırdığı ... 76 Çizelge 4.27. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yöresel Kıyafetlerin Giyilmesini

Günümüzde Nasıl Karşıladığı ... 77 Çizelge 4.28. Araştırma Kapsamına Giren Kişilerin Yerleşim Bölgelerinde Geleneksel

(17)

xvi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 2.1. Mecitözü ilçe haritası ... 21

Şekil 4.1. Bindallı örneği (1897)... 115

Şekil 4.2. Cepken örneği ... 116

Şekil 4.3. Kalıp çerçevesi... 118

Şekil 4.4. Alçı koyma kabı ... 118

Şekil 4.5. Alçı teknesi ... 119

Şekil 4.6. Merdane ... 119 Şekil 4.7. Zımpara ... 119 Şekil 4.8. Fırça ... 120 Şekil 4.9. Makas ... 120 Şekil 4.10. Alçı ... 121 Şekil 4.11. Mum ... 121

Şekil 4.12. Oyun hamuru ... 121

Şekil 4.13. Sıvı deterjan ... 122

Şekil 4.14. Yapıştırıcı ... 122

Şekil 4.15. Vernik ... 122

Şekil 4.16. Kalıbı alınacak biblo bebek ... 124

Şekil 4.17. Kalıp çerçevesi... 124

(18)

xvii

Şekil 4.19. Modelin oyun hamuruna yerleştirilmesi ... 125

Şekil 4.20. Pim açma ... 126

Şekil 4.21. Hamurun kalıp çerçevesine yerleştirilmesi ... 127

Şekil 4.22. Kalıp tahtasını ve modeli yalıtma ... 127

Şekil 4.23. Alçının karıştırma kabına dökülmesi ... 128

Şekil 4.24. Alçının tepe oluşturması ... 128

Şekil 4.25. Alçının karıştırılması ... 129

Şekil 4.26. Döküme hazır alçı harcı ... 129

Şekil 4.27. Alçı dökümü ... 129

Şekil 4.28. Alçının donmasını bekleme ... 130

Şekil 4.29. Birinci kalıp ... 130

Şekil 4.30. Birinci kalıbın ve modelin yalıtılması ... 130

Şekil 4.31. İkinci kalıbın alçı dökümü ... 131

Şekil 4.32. Kalıp tahtalarının sökülmesi ... 131

Şekil 4.33. Kalıbın kalıp tahtasından çıkarılması ... 131

Şekil 4.34. Modelin kalıptan çıkarılması ... 132

Şekil 4.35. Kalıbın yalıtılması ... 132

Şekil 4.36. Kalıp döküm yeri ... 133

Şekil 4.37. Döküm alanın hazırlanması ... 133

Şekil 4.38. Mumun eritilmesi... 133

Şekil 4.39. Mumun kalıba dökülmesi ... 134

Şekil 4.40. Mumun donmasını bekleme ... 134

Şekil 4.41. Mum bebeğin kalıptan çıkarılması ... 134

Şekil 4.42. Mum bebek ... 135

Şekil 4.43. Taslak model ... 135

Şekil 4.44. Akrilik boya ... 136

(19)

xviii

Şekil 4.46. Bindallı modelinin boyanması ... 136

Şekil 4.47. Eteğin boyanması... 137

Şekil 4.48. Önlüğün boyanması ... 137

Şekil 4.49. Ayakkabının boyanması ... 137

Şekil 4.50. Çemberin boyanması ... 138

Şekil 4.51. Fesin boyanması ... 138

Şekil 4.52. Kuşağın boyanması ... 138

Şekil 4.53. Önlük üzerine desen çalışması ... 139

Şekil 4.54. Kuşak bağı üzerine desen çalışması ... 139

Şekil 4.55. Çember üzerine desen çalışması ... 140

Şekil 4.56. Bindallı üzerine desen çalışması ... 140

Şekil 4.57. Gözlerin boyanması ... 141

Şekil 4.58. Dudağın boyanması ... 141

Şekil 4.59. Yanağın boyanması ... 141

Şekil 4.60. Süsleme malzemeleri ... 141

Şekil 4.61. Pullara yapıştırıcı sürme ... 142

Şekil 4.62. Fesin pullarla süslenmesi ... 142

Şekil 4.63. Bebeğin verniklenmesi ... 142

Şekil 4.64. Mum bebekler (1) ... 143

(20)

1

1. GİRİŞ

Giyim, vücudu dış etkilere karşı koruyan bir araç, süslenme arzusunu yerine getiren bir sanat olup, kökeninde korunma ağırlıklı olmasına karşın, gelişim sürecinde geniş kültürel fonksiyonlar yüklenmiş bir olgudur.

Bütün toplumlarda giyim ile ilgili değer yargılarının, inançların, törelerin üretilen obje, renk ve biçimlerin oluşturduğu karmaşık bir yapı vardır ve bu da toplumların giyim kültürünü oluşturmaktadır.

Toplumları ve bireyleri çeşitli yönleri ve boyutları ile tanımada ele alınması gereken önemli yapılardan biri giyim kültürleridir. Çünkü bir toplumun giyim kültürü, bize o toplumun özgün çevre koşullarını, ekonomik yapı ve olanaklarını, değişik gelenek ve göreneklerini, değer yargılarını, estetik ve sanatsal özelliklerini tanıma konusunda oldukça önemli bilgiler sunmaktadır. Bu bilincin oluştuğu çağdaş toplumlar kendilerini daha iyi tanıtmak amacıyla giyim kültürleriyle ilgili kapsamlı çalışmalar yapmışlar, giyim müzeleri kurmuşlar, etnografya müzelerinde giyim ile ilgili objelere yer ayırmışlar ve koleksiyonlar oluşturmuşlardır.

Türk giyim kültürü, Anadolu insanının yaşam tarzını ve dünya görüşünü büyük ölçüde yansıtan bir özelliğe sahiptir.

Anadolu’da özellikle kadın giyimi; bedenine, ayağına giydikleri, takıları ve bunların benzerleri ile oluşan bir bütündür. İnsanlar bu bütün içinde; gelenekleri, inançları ve toplumdaki yerlerine göre neyi, nerede, ne zaman, nasıl giyeceğini yaşayarak öğrenir. Böylece giyim kuşam geleneği kuşaklar arası yaşatılır.

(21)

2

Bununla birlikte din, tarih, coğrafya, ekonomik ve sosyal durum gibi farklılıklar, giyim tarzını da etkiler, yörelere özgü tarzların oluşmasında rol oynar.

Ancak endüstrileşme ve modern toplum yaşantısının yaygınlaşmasıyla kıyafet geleneği eski önemini yitirmiştir. Bununla birlikte Anadolu’da bu yaşam tarzının etkilerinden uzak kalmış yörelerde bu gelenek az da olsa yaşamaktadır. Bu geleneğin son örneklerine, bazı düğünlerde ve törenlerde, aile koleksiyonlarında ve müzelerde rastlamak mümkündür. Kaybolmaya yüz tutmuş bu kültür değerlerinin günümüze ulaşabilen örneklerinin tespit ve muhafaza edilmesi, incelenmesi ve belgelenmesi gelecek kuşaklara tanıtılması açısından gereklidir.

Bu kültürel değerleri korumanın, toparlamanın ve gelecek nesillere aktarmanın en iyi yollarından biri de folklorik bebek yapımının özendirilmesi ve canlandırılmasıdır.

Folklorik bebek; uygun hammadde ile artık parçaların yörenin giyim şekline göre ana hatlara ve genel görünüşe sadık kalınarak hazırlanmış bebek şeklinde tanımlanabilir. Folklorik bebekler, artık parçaların el emeği ile değerlendirilmesi, ekonomik değere dönüştürülmesi, ev hanımlarına yan gelir sağlanması, milli ekonomi yönünden gerek iç pazar gerekse dış pazarda gelir getirmesi ve kültür alışverişine zemin hazırlaması yönünden önemli bir el sanatıdır.

Bugün Anadolu’nun pek çok yöresinde turistik amaçlı folklorik bebekler üretilip satılmaktadır. Bir ülkeyi veya yöreyi ziyaret eden insanlar, gezdikleri gördükleri yerlerin gelenek ve göreneklerini yansıtan, otantik değerlerde ve kolay taşınabilen, dekoratif amaçlı bir ürünü satın almak istemektedir.

Bu nedenle bu özellikleri bünyesinde taşıyan folklorik bebekler, yerli ve yabancı turistler tarafından tercih edilen turistik ve hediyelik eşyalar arasında yer almaktadır.

Halk kültürü ve sanatını yansıtan folklorik giysili yapma bebekler yurdumuzun çeşitli yörelerinde farklı isimler altında değişik malzemelerle üretilmekte, yapım tekniği ve kıyafet açısından o yörenin özelliklerini yansıtmaktadır. Bugün Türkiye’de Kapadokya bölgesi ve Kayseri ili Yeşilhisar ilçesine bağlı Soğanlı köylerinde “Soğanlı Bebekleri”

(22)

3

adıyla üretilen folklorik yapma bebekler turizm gelirlerine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır (Atak, 2010, s. 5).

Mecitözü ilçesinin yöresel giysileri yok olma ya da en azından değer yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu giysiler tespit edilip, model, kumaş ve kullanılan malzeme özellikleri incelendiğinde; toplumun sosyal yapısını gösteren en önemli unsurlardan biri olduğu anlaşılmıştır.

Bu nedenle, “Çorum İli Mecitözü İlçesi Yöresel Giysileri ve Folklorik Yapma Bebek Üretiminde Değerlendirilmesi” amacıyla yapılan bu çalışmada, daha önce araştırılmayan Mecitözü yöresine ait giysilerin araştırılması, belgelenmesi, bu bilgilerin folklorik yapma bebek üretiminde değerlendirilmesi, Mecitözü ilçesinin kültürel özelliklerinin gelir sağlayıcı turistik ürünlere dönüştürülmesi sağlanmıştır.

Mecitözü ilçesi yöresel kıyafetlerinin değerlendirildiği folklorik yapma bebek örneğinin, topluma ve eğitim kurumlarına örnek olacağı, her yörenin kendi kültürel değerlerinin turizm potansiyeli içerisinde değerlendirilerek ek gelir elde etmek isteyen kişiler için de teşvik edici bir rol oynayacağı düşünülmektedir.

1.1. Problem Durumu

Mecitözü yöresinde yaşayan insanların sosyal yaşantısını, kültürel birikimini, gelenek-göreneklerini ve duygularını yansıtan yöresel giysiler yok olma tehlikesi içindedir. Medeniyetimizin var olması için geleneklerimizin yaşatılmasına, araştırılmasına ve tanıtılmasına büyük ihtiyaç vardır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı, gün geçtikçe yok olmaya başlamış ve daha önce araştırılmayan Mecitözü ilçesine ait giysilerin araştırılması, belgelenmesi, bu bilgilerin folklorik yapma bebek üretiminde değerlendirilmesi, böylece bölgede yeni bir iş kolunun açılmasına imkan sağlanmasına katkıda bulunabilmektir.

(23)

4 1.3. Araştırmanın Önemi

Çorum ili Mecitözü ilçesi yöresel giysileri üzerine bilimsel çalışmalar oldukça yetersizdir. Bu nedenle Mecitözü ilçesine ait yöresel giysiler incelenerek, bölgesel özelliklerinin tespit edilip bu bilgilerin folklorik yapma bebek üretiminde değerlendirilmesi ve böylece gelecek nesillere aktarabilecek belgelerin oluşturulması konunun önemini teşkil etmektedir.

1.4. Varsayımlar

Bu araştırmada kabul edilen sayıltılar şunlardır;

Anket çalışmaları ve gözlem formlarının Mecitözü ilçesi yöresel giysilerini doğru bir şekilde temsil edeceği bu sayede geçerli, güvenilir bilgiler elde edileceği varsayılmaktadır. 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu çalışmada Çorum ili Mecitözü ilçe halkından veri toplanacaktır. Anket 18 yaş üzerindeki aile bireylerine uygulanacaktır.

1.6. Tanımlar

Giyim: İnsanın bedenini örten giysi, aksesuar ve bunları kullanma biçimleridir (Eftelioğlu, 2006, s. 11).

Yapma Bebek: Plastik, tahta, cam, seramik, herhangi bir maden, toprak, alçı, deri, bez vb. maddelerden yapılan insan biçimindeki oyuncaklardır (Atak, 2010, s. 28).

Folklorik Yapma Bebek: Vücudu belli ölçülerde hazırlanmış tel, iskelet ve dondurulmuş vücut parçalarından oluşan, yüz, el, ayak bölümleri insan ölçülerine uygun olarak kitre yardımı ile pamukla çalışılan, mahalli giysilerle giydirilen bir bebek türüdür (Taşdemir, 2009, s. 7).

Çember: Boyun veya alına bağlanan bir tür yemenidir. Kare şeklinde isteğe göre kenarları oyalı başörtüsüdür (Atak, 2010, s. 10).

Fes: Fes başa giyilen bir çeşit şapkadır. Keçeden yapılır, dokunuşu çorap örgüsüne benzer. Önce büyükçe bir torba şekli verilir, tek parçadır ve boyama, dinkleme (yün liflerinin

(24)

5

keçeleşme özelliğinden faydalanılarak kumaşın görünüm ve tutumunun değiştirilmesi), zamklama işlemlerinden sonra küçülür, bir külah şekline girer. Başa giyilecek hale getirilmesi için kalıplanır. Genellikle kırmızı olup, üst kısmı tepelik, altın ve işleme ile süslenir (Yılmaz, 2005, s. 23).

İç Donu: Pantolon altına giyilen ve iç çamaşırı olarak kullanılan iç donu, pamuklu veya keten kumaştan yapılır (Salman, 2007, s. 179).

Göynek: Yakasız, uzun kollu gömlek. Bir tür içe giyilen çamaşır. Gerek erkek gerek kadın için yapılmış ipek, pamuklu ve keten yanı sıra karışık iplikle dokunmuş türleri vardır (Taşdemir, 2009, s. 9).

Şalvar: Ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan bol ağlı kadın giysisidir (Çaylı ve Ölmez, 2012, s. 116).

Üçetek: Üçetek, yakası “V” biçiminde, kolları bol etekleri bir arada, ikisi önde olmak üzere üç ayrı parçadan oluşan kadın giysisidir (Nar, Kılıç ve Baş, 2009, s. 81).

Bindallı: Tek veya iki parçadan oluşan, üzeri sırma işlemeli kadife entaridir (İşbilen, 2005, s. 20).

Cepken: Kolları uzun ve yırtmaçlı, gömlek üstüne giyilen yakasız, kısa giysi (Taşdemir, 2009, s. 9).

Kuşak: Beli sıkı tutmak için sarılan geniş ve uzun kumaş şallardır. Kare veya dikdörtgen formlarda olabilir. Kadın giyiminde, entari üzerine sarılan kuşaklar yünlü, pamuklu veya ipekli el dokumasından yapılır. Kare dokunan, etrafı saçaklı şallar, üçgen katlanarak bele sarılmaktadır (İşbilen, 2005, s. 20).

Çorap: Ayağa giyilen örgü eşya. Günlük kullanım eşyası ve giyim aksesuarıdır (Özder, Baykasoğlu ve Yalçınkaya, 2008, s. 1063).

Patik: Konç kısmı bulunmayan, ayağa giyilen bir giysidir (Boyacıoğlu, 2012, s. 39).

Konç: Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölümdür (Karakelle, 2008, s. 4).

(25)

6

Çarık: İyi terbiye edilmiş manda ve sığır derisinden, dikdörtgen kesilmiş derinin topuğu da kapatacak biçimde ayağa sarılması ve kenarlarından kesilen sırımlarla bağlanmasıyla oluşan ayakkabıdır (Atak, 2010, s. 10).

(26)

7

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Çorum İli Hakkında Genel Bilgi

Çorum iline Alaca, Bayat, Boğazkale, Dodurga, İskilip, Kargı, Laçin, Mecitözü, Oğuzlar, Ortaköy, Osmancık, Sungurlu ve Uğurludağ ilçeleri bağlıdır. İlin merkezle birlikte 14 ilçesi toplam 38 beldesi ve 735 köyü mevcuttur (Yılmazçoban, 2006, s. 20).

Çizelge 2.1. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçlarına Göre Çorum İline Bağlı İlçeler ve Nüfusları

İLÇE ADI TOPLAM NÜFUS

1. Merkez 270 864 2. Alaca 34 677 3. Bayat 20 048 4. Boğazkale 4 308 5. Dodurga 6 658 6. İskilip 36 496 7. Kargı 15 971 8. Laçin 5 334 9. Mecitözü 16 943 10. Oğuzlar 6 375 11. Ortaköy 8 430 12. Osmancık 44 121 13. Sungurlu 54 099 14. Uğurludağ 7 756 TOPLAM 532 080

(27)

8

Toprak genişliği bakımından yurdumuz illeri arasında 20. sırada olan Çorum ilinin en uzun sınırı Amasya, en kısa sınırı ise Samsun illeri iledir (Bıçakçı ve Bıçakçı, 1923, s. 8).

Doğudan Amasya, batıdan Çankırı, güneyden Yozgat, güneybatıdan Kırıkkale, kuzeyden Sinop, kuzeydoğudan Samsun, kuzeybatıdan ise Kastamonu illeri ile çevrilidir.

Canik Dağları’nın batı uzantıları kuzey ve kuzeydoğuda, Yeşilırmak Havzası doğuda, Yozgat’ın Bozok Yaylası güneyde, Kızılırmak Havzası batıda, Ilgaz Dağı’nın doğu uzantıları ise kuzeybatıda ilin doğal sınırlarını oluşturur (Yılmazçoban, 2006, s. 18).

Çorum ili, İç Anadolu’nun kuzeyi ile Orta Karadeniz Bölgesi’nin iç kısımlarında oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu geniş alan tarih öncesi ve tarih çağlarında önemli uygarlıklara sahne olmuştur (S. Hitit Festival Komitesi, 1985, s. 19).

Çorum binlerce yıldır uygarlıkların oluştuğu, çeşitli medeniyetlerin gelip geçtiği bir kenttir. İlin çeşitli yörelerinde en eski uygarlıklardan günümüze kadar gelmiş pek çok tarihi kalıntılara rastlanmaktadır. Örneğin; yontma taş çağı, maden taş çağı, eski tunç devri ve bilhassa Hitit medeniyetinin kalıntıları bakımından çok zenginlik göstermektedir (Şensoy, 1979, s. 8).

2.1.1. Çorum İlinin Coğrafi Konumu ve Yüzey Şekilleri

Çorum, Orta Karadeniz Bölgesi’nde az yüksek, parçalanmış ve aşınmış dağ sıralarıyla İç Anadolu platolarından oluşan bir geçiş iklim kuşağında bulunmaktadır.

Çorum, 39 derece 51 dakika ve 41 derece 20 dakika kuzey enlemleri, 34 derece 4 dakika ve 35 derece 26 dakika doğu boylamları arasında yer almaktadır (Fidan, 1992, s. 49). Çorum, doğudan Amasya’nın Göynücek ve Gümüşhacıköy; batıdan Çankırı’nın Merkez ve Yapraklı, güneyden Yozgat’ın Yerköy ve Sorgun; kuzeyden Sinop’un Boyabat; kuzeydoğudan Samsun’un Vezirköprü; kuzeybatıdan Kastamonu’nun Tosya; güneybatıdan Kırıkkale’nin Delice ve Sulakyurt ilçeleriyle sınırlanmıştır.

İl toprakları, kuzey ve güney doğudan Canik Dağları’nın batı uzantıları, doğudan Yeşilırmak Havzası ve kuzeybatıdan Ilgaz Dağları’nın doğu uzantıları gibi doğal sınırlarla çevrilidir (Korkmaz, 2003, s. 9).

İç Anadolu’nun Karadeniz Bölgesi’ne açılan kapısı konumundadır. Karayolu ile Ankara’ya 244 km, İstanbul’a 608 km, İzmir’e 825 km; Mersin limanına 564 km, Samsun limanına

(28)

9

174 km, Amasya’ya 92, Sinop’a 294, Sivas’a 298, Tokat iline de 178 km uzaklığındadır (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 32).

Çorum ili genellikle dağlık ve engebeli arazilerden oluşmaktadır. Merkez ilçenin güneyinde Dört Tepe silsileleri, batıda Alagöz ve Köse Dağları, kuzeyinde ise Eğerci Dağı yer alır. Osmancık ilçesinde Çal ve Ada Dağları, Kargı ilçesi sınırlarınca devam ederek Çorum ilinin en yüksek dağı olan Kös Dağı’nda Erenler Tepesi’ne (2 070 m) ulaşır. Aynı dağ sıraları İskilip ilçesinde Teke Dağı, Kavak Dağı, Göl Dağı, Deveci Dağı ve Sakarözü (Cakarözü) Dağları’nı meydana getirir.

Bayat ilçesinde, kuzeye doğru gidildikçe Köroğlu Dağı’nın doğuya doğru uzantısı olan Erikli Dağı vardır. Erikli Dağı’nın Sırtyolu tabir edilen mevkiinde yüksekliği 1 404 m ve Karatepe üzerinde yer Öbek Tepesi’nde 2 013 m’dir (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 33).

İlde Kızılırmak ve Çekerek Irmağı’na dökülen dere ve suların boylarında çok sayıda dar ve uzun vadiler bulunmaktadır. Bunların en önemlileri; Sıklık Vadisi, Hatap Vadisi, Harami Vadisi, Kırkdilim Vadisi, Sacayak Vadisi ve Hışır Vadisi’dir.

Birinci ve üçüncü jeolojik zamanlarda meydana gelen yer kabuğu hareketleri ile dördüncü zamanki iklim değişikleri birçok ovanın meydana gelmesine neden olmuştur.

Bunların başlıcaları; Çorum Ovası, Bozboğa Ovası, Ovasaray Ovası, Seydim Ovası, Hüseyin Ovası, Dedesli Ovası, Irmak Ovası, Taybı Ovası, Mecitözü Ovası, Osmancık Ovası, Büyük Düvenci Ovası, Kuyumcu ve Delice Ovalarıdır. Ayrıca, Kargı ilçesinde çeltik ekimi yapılan çok sayıda küçük ovalar vardır (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 33-34).

2.1.2. Çorum İlinin İklimi

Genel olarak, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçerken, ilkbaharları kısa ve sonbaharları da nispeten uzundur (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 35).

İlin kuzey bölgesinde yer alan Kargı, Osmancık, İskilip, Laçin, Dodurga, Oğuzlar ve Bayat ilçeleri İç Karadeniz geçiş ikliminin etkisinde kalan ilçelerdir. Çorum merkez ilçe, Sungurlu, Alaca, Boğazkale, Ortaköy, Mecitözü ve Uğurludağ ilçeleri İç Anadolu step iklimi özelliklerini gösterir (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 60).

Yıllık yağış 350-500 mm arasında değişmektedir. İlin uzun yıllar (1929-2003) ortalama sıcaklığı 10,4 0C, uzun yıllar şubat ayı ortalaması 0,6 0C ve temmuz ayı ortalaması ise 20,8

(29)

10

0C olarak tespit edilmiştir. En sıcak günler temmuz, ağustos ve eylül aylarında, en soğuk günler ise aralık, ocak ve şubat aylarında görülür. Yağışlar ilkbahar ve kış aylarında toplanmaktadır (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 35).

İlde 10 yıllık meteorolojik ortalamalara göre en fazla sıcaklık 39,7 ºC ile temmuz ayında, en düşük sıcaklık ise -27,2 ºC ile şubat ayında gözlenmiştir. Yıllık ortalama sıcaklık 10 ºC civarındadır. Yıllık ortalama nispi nem (10 yıllık ortalama) %65’dir, en yüksek nispi nem ocak ayında %87, en düşük nispi nem ise ağustos ayında %1’dir (Fidan, 1992, s. 50).

2.1.3. Çorum İlinin Bitki Örtüsü

Karadeniz iklimi ile İç Anadolu iklimi arasında yer alan ilin doğal bitki örtüsü her yerde aynı deseni göstermemektedir (Tekin, 2010, s. 18).

Çorum ilinin Karadeniz Bölgesi sınırları içinde kalan dağlık alanlarında daha çok orman vardır. İç Anadolu’da kalan kesimlerinde ise tabii bitki örtüsü bozkır halindedir (Şahinci, 1989, s. 48).

Güney kesimlerinde İç Anadolu Bölgesi’nin uzantısı olan step bitki toplulukları yer alır. Bu bitkiler (çobançantası, altın çiçeği, çakırdikeni, vb.) ilkbahar yağışlarıyla yeşerip, yaz sıcaklarında sararıp solarlar.

Ormanlık alanlar İskilip, Osmancık ve Kargı ilçelerinde yoğundur. Buralarda yer alan ormanlar aşağı kesimlerde meşeden, yukarılarda karışık ağaçlardan (meşe, fındık, kızılcık, yabani erik, elma, ahlat, alıç vb.), 1 200 metrenin üzerindeki yerlerde ise iğne yapraklı ağaçlardan (sarıçam, karaçam ve köknar) oluşur (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 36).

2.1.4. Çorum İlinin Tarım ve Hayvancılık Yapısı

Çorum ili eskiden beri “Leblebisi” ve “Unu” ile tanınmıştır. Aynı zamanda yıllık 500 000-730 000 ton buğday üretimi ile tahıl ambarı olarak da bilinen Çorum Türkiye pirinç üretiminin %18’ini sağlamaktadır (Tekin, 2010, s. 18).

Öncelikli olarak üretimi yapılan tarım ürünleri arasında buğday, arpa, çeltik, yeşil mercimek, nohut, şeker pancarı ve kuru soğan sayılabilir (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 48).

(30)

11

Çorum ili toprak ve su kaynakları yönüyle sebze yetiştiriciliği için uygun olmakla beraber sebze tarımını engelleyen en büyük faktörler tahıllara göre daha fazla emek ve iş gücü istemesi ve pazarlama sorununun çözülemeyişidir.

Türkiye genelinde olduğu gibi Çorum ilindeki tarım işletmeleri, hızlı nüfus artışı ve artan nüfusun tarım dışı sektörde istihdam edilmesi zorunluluğuna karşılık, bu sektörlerde iş gücü talebinin nüfus artışına uygun düzeyde artırılamaması; tarımın gelişim hızının nüfus artışını karşılamada yetersiz kalması ve miras yoluyla arazilerin bölünmesi gibi nedenlerle giderek küçülmüştür (Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2004, s. 51).

İl de toplamda 132 958 adet küçükbaş hayvan varlığı vardır. İl de aynı zamanda kısa bir süre içinde kurulup faaliyet alanı genişleyen koyun keçi yetiştiricileri birliği çalışmalarıyla küçükbaş hayvan varlığı hızla artmaktadır.

İl de toplamda 192 027 adet büyükbaş hayvan varlığı vardır. Hayvanların besin kaynağını teşkil eden yem sektörü il için oldukça genişlemiş bir potansiyel arz etmektedir. Geniş yem bitkileri ekiliş alanları mevcuttur.

2013 yılı verilerine göre; ilde büyük çapta arı koloni kapasitesi mevcut olup, 29 299 adet arı kovanı vardır. İlde organik tarım üretimi organik bal üretimi olarak yapılmakta olup, 2013 yılında toplamda 1 800 kg bal üretimi yapılmıştır (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2014, s. 9-10).

2.1.5. Çorumun İlinin Nüfusu

Türkiye İstatistik Kurumu 2013 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sonuçlarına göre, Çorum ilinin nüfusu 532 080’dir. Türkiye’nin 81 ili içerisinde 40. sıradadır. Bu nüfusun %69,3’ü il ve ilçe merkezlerinde (369 163 kişi), %30,7’si ise belde ve köylerde (162 917 kişi) yaşamaktadır (Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013, s. 29).

2013 yılı verilerine göre nüfusun, %21,2’si (112 628 kişi) 0-14 yaş grubunda, %66,2’si (352 439 kişi) 15-64 yaş grubunda, %12,6’sı (67 013 kişi) 65 yaş ve üzerini içerisine alan grupta yer almaktadır (Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013, s. 19).

Çorum ilinin nüfusun yaş gruplarına göre geniş aralıklı dağılışı incelendiğinde ilk sırada faal nüfus olarak adlandırılan 15-64 yaş grubu yer almaktadır. Bu grupta 352 439 kişi bulunmaktadır. Toplam nüfus içerisindeki oranı ise %66,2’dir. Geniş aralıklı gruplandırmada ikinci sırayı çocuk nüfusunu temsil eden 0-14 yaş grubu oluşturmaktadır.

(31)

12

Çocuk nüfusunun toplam nüfustaki oranı %21,2’dir. Bu grupta bulunanların toplamı ise 112 628 kişidir. 65 ve üzeri yaş grubunu oluşturan yaşlı nüfusun oranı geniş aralıklı yaş gruplandırma içerisinde en düşük değere sahiptir. Son sırayı oluşturan yaşlı nüfusun toplam nüfustaki oranı %12,6, toplamı ise 67 013 kişidir.

Çalışma çağında olmayan, çalışma çağında olduğu halde çalışamayan ve çalışanlar tarafından geçimleri sağlanan nüfusa bağımlı nüfus denir. Nüfustaki toplam bağımlılık oranı ise %51’dir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemizde 2013 yılı bağımlılık oranı %47,6’dır. Çorum ilinin nüfusu bağımlılık oranı ile ülkemiz bağımlılık oranı arasında %3,4’lük bir fark vardır (Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013, s. 19).

2013 yılı verilerine göre Çorum ili 17 073 kişi göç almış, 21 460 kişi göç vermiştir. Net göç sayısı 4 387 kişidir (Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013, s. 75).

2.1.6. Çorum İlinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri

Çorum ilinde Cumhuriyet sonrası dönemde ilk gelişen endüstri kolu gıda endüstrisi olmuştur. Özelikle ilde geniş kuru tarım alanlarının bulunması dolayısıyla üretilen tarımsal ürünleri işlemeye yönelik olarak un fabrikaları ilk kurulan endüstri tesisleridir. Daha sonra ilde dokuma endüstrisi ve Türkiye’de inşaat sektöründe görülen gelişmeye paralel olarak tuğla-kiremit endüstrisi hızlı bir gelişim sürecine girmiştir.

2000 yılı itibariyle mevcut 86 büyük endüstri tesisinin 43’ü taş ve toprağa dayalı (%50), 17’si gıda ürünleri imalatı (%19,6) ve 10’u makine teçhizat endüstrisi (%11,6) işkolunda faaliyet göstermektedirler.

Çorum ilinde ikinci büyük sektör durumunda olan ve özelikle tahıl ürünlerine bağlı olarak gelişen gıda sektörü, hammadde kaynakları yönünden oldukça avantajlı konumdadır. Çünkü ilde ekmeklik un üretimi için oldukça yüksek kalitede buğday yetiştirilmektedir. Bu durum karşısında Çorum, rakipleri karşısında pazar içerisinde daha kolay yer edinebilmektedir. İlde tarım alanlarının oldukça fazla yer tutması (toplam arazinin %48,7’si) ve hayvancılığın da önemli bir potansiyele sahip olması gıda sektöründeki gelişmeyi destekleyebilir (Yılmaz, 2004, s. 69).

(32)

13 2.1.7. Çorum İsminin Kökeni

Çorum isminin kökeni üzerinde kaynaklarda farklı bilgiler mevcuttur. Bunların bazıları bilimsel bazıları ise “Çorum” kelimesi üzerinde çeşitli ses benzerliklerinden yararlanarak ileri sürülmüş görüşlerdir. Görüşlerin hiçbiri “Çorum” isminin nerden geldiğini tam açıklamaya yeterli değildir.

2.1.8. Çorum İlinin Tarihi

Çorum ili, tarihin derinliklerinden günümüze dikkate değer izler taşıyan bir bölgedir. Her tarafında en eski tarihlerden bugüne kadar gelmiş değişik medeniyetlere ait kalıntılara rastlanır.

Çok sayıda tarih öncesi devrin en belirgin özelliğini taşıyan tabii ve yapma mağaralar mevcuttur. Yazılı tarih öncesi ve sonrası uygarlıkların kalıntıları, yapılan kazılarla gün ışığına çıkmakta ve Çorum bölgesinin uygarlık tarihinde eski bir medeniyet merkezi olduğunu göstermektedir (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 18).

Çorum bölgesi, tarihi ve kültürel açıdan günümüzden 7000 yıl öncesine kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Bölgede sırasıyla Kalkolitik (Taş), Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Firig, Helenistik, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait eserlere rastlanmaktadır (Çorum Kültür Bakanlığı, 2007, s. 20).

2.1.8.1. Eski Çağlarda Çorum

Çorum ve çevresinde bugüne değin yapılan arkeolojik kazılar sonucunda en eski yerleşmenin Kalkolitik Dönemin genç safhası olan M.Ö. 4000’lerde başladığı tespit edilmiştir.

Anadolu’da Kalkolitik devirde (M.Ö. 5500-3000) taş aletlerin yanında özellikle bakırdan yapılmış aletler görülmeye başlar. Ayrıca yörede diğer maden yataklarının bulunması, teknolojik evrimi çabuklaştırmış ve bölgede zengin etnik grupların ve krallıkların ortaya çıkmasında etkili olmuştur (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 20).

Çorum ilinin tarihinde en önemli dönem Tunç Çağı’dır (M.Ö. 3000-1200) (Korkmaz, 2003, s. 13). Bakır ve kalayın karıştırılması ile elde edilen tunç bu çağa ismini vermiştir. Anadolu’da M.Ö. 3000’de yaygın bir şekil alan bu kültürün izlerine Çorum çevresinde de yoğun ve sık bir biçimde rastlanmaktadır (Şahinci, 1989, s. 14).

(33)

14

Bu döneme ait özellikleri Boğazköy, Pazarlı, Eskiyapar, Devrez Çayı ile Kızılırmak’ın birleştiği noktanın kuzeyindeki Cintepe, Alacahöyük, ile Boğazköy’ün yakınında Büyükkaya, Balıkkaya ve Yarıkkaya yerleşim bölgelerinde görmekteyiz (Koçbey ve Şahinci, 1984, s. 5-6).

Hititler Anadolu egemenliğine bu bölgeden başlamışlardır (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 18). Başkenti Hattuşaş olan Hitit Devleti İç Anadolu ve Boğazköy çevresini oluşturan esas Hitit toprakları dışında, tüm Anadolu ve Kuzey Suriye’yi egemenliği altında 6 yüzyıl boyunca tutmuştur (Erhan, 2007, s. 71).

Hitit tarihi M.Ö. 1650-1450 eski krallık ve M.Ö. 1450-1200 Hitit İmparatorluk Devri olmak üzere iki safhada incelenir.

Hitit Devletinin kuruluşundan itibaren, sanattaki Mezopotamyalı unsurlar kaybolarak, Anadolu’nun yerli sanatıyla birleşmiştir. Sanatta, boyutları büyümüş anıtsal eserler ortaya çıkmıştır. Mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları ve orthostatlarla (bina cephelerinde alt sırada yer alan kabartmalı taşlar) önceki sanattan ayrılır. Hitit Devleti M.Ö. 1200 yıllarında deniz kavimleri göçü ve kuzeyden Kaşka kavmi saldırılarıyla yıkılmıştır (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 23).

Hititlerden sonra Orta Anadolu dolayısıyla Çorum ve çevresinde Frigler egemen olmuştur. Firiglerin Kimmer akınları ile (M.Ö. 7. yüzyıl) zayıf düşmeleri sonucu özellikle batı ve orta Anadolu, Lidya egemenliği altına girmiştir. Ancak Lidya Kralı Alyettes’in Med Kralına yenilmesi ile (M.Ö. 6. yüzyıl ortaları) Çorum ve çevresi Med’lerin (Persler’in) eline geçmiştir (Erhan, 2007, s. 71).

Çorum ili, Persler zamanında savaş alanı olmuş; Pers İmparatoru Kuruş, Lidya Kralı Krezüs’ü Kızılırmak kıyasında yaptığı savaşta yenerek Anadolu’yu egemenliği altına almıştır. Pers egemenliği İskender’in Pers seferleri ile Anadolu’yu almasına kadar devam etmiştir (Bıçakçı ve Bıçakçı, 1923, s. 63).

Perslerin Makedonyalı Büyük İskender’e yenilmesi ile Anadolu’da başlayan Helenizm hareketleri Kapadokya’da çok fazla etkili olamamıştır. Bunun nedeni ise halkın Pers yönetiminden memnun olması, ayrıca Perslerin Makedonyalılara karşı kurdukları Pont ve Kapadokya Krallıklarını desteklemiş olmalarıdır. Fakat zamanla Kapadokya Galatların hakimiyeti altına girmiştir.

(34)

15

Çorum ili içerisinde yapılan kazılarda arkeolojik birçok bulgu, Galatların İskilip ve Bayat çevresi dahil Mecitözü’ndeki bugün Avkat olarak Türkçeleştirilen yerdeki kalıntıların Galat kenti Euchaita olarak bilinen yerde yaşamış olduklarını gösterir. Euchaita coğrafyacı Strabon zamanında önemli bir Galat kentidir (Erhan, 2007, s. 71-72).

2.1.8.2. Orta Çağlarda Çorum

Roma İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılması sonucu Anadolu’da Doğu Roma ve giderek Bizans hakimiyeti başlar. Çorum yöresinde Bizans Dönemi’nin başlangıcı için kesin bir tarih önerisi yapılmamaktadır.

Bizans İmparatorluğu’nun en önemli başarılarından birinin Roma Dönemi’nde bölgelerin farklı gelişmeleri sonucu genelde düzensiz bir dağılım gösteren kentlerin dağılımlarını dengelemek üzere yeni kentler kurmalarıdır. Bu yeni kentler özellikle Romalılar Dönemi’nde yapay olarak geniş arazi parçalarına bölünen bölgelerde kurulmuştur ki Pontus bölgesi de bunlardan biridir. Euchaita, Pontus bölgesinde kurulan üç yeni kent arasında anılmaktadır.

Kentin Bizans Dönemi’ndeki ismi konusunda çeşitli görüşler belirtilmektedir (Erhan, 2007, s. 72).

Bu konuda 1890 yılında W.M. Ramsay, Bizans Dönemi’nde Helenepontus piskoposluklarından biri olan Euchaita kentinin Kızılırmak Nehri’nin doğusunda ve bugünkü görüşü benimserken, Euchaita’nın Çorum’un batısında Safranbolu’da olabileceğini söyleyen M. Doublet’e karşı çıkmış ve bu görüşünü tarihi belgelerle kanıtlamıştır. Yine aynı dönemde Euchaita’nın Çorum’un kendisi değil ancak yakınında bir yerleşme olması gerektiği görüşü 1903’te J.G.C. Anderson tarafından benimsenmiş ve bugün Mecitözü’nün beldesi olan, Elvan Çelebi beldesi önerilmiştir. H. Gregone ve H. Cumont ise 1926 yılında Euchaita’nın Mecitözü’nün kuzeyinde yer alan Avkat köyü olabileceğini savunmuştur. Bu görüş daha sonraki yıllarda bazı araştırmacılar tarafından da benimsenirken yakın zamanda S. Vryonis Euchaita’nın Çorum olduğu görüşünü yinelemiştir (Erhan, 2007, s. 72).

Türklerin Anadolu’ya girmeleri iki bölüme ayrılır. Birincisi 1071’deki Malazgirt Savaşı’na kadar, Selçuklu sultanlarının ele geçirdikleri sınırdaki üslerin dışında, giderek derinlere sokulan akınlar şeklinde olmuştur. Ne var ki bu akınlardan sonra akıncılar doğudaki karargahlarına dönmüşler ve Bizans ordusuna geçen çok az kişinin dışında, bu ülkeye yerleşmeye çalışmamışlardır. Oysa Malazgirt’ten sonra, ikinci bölümde akıncı grupları bu

(35)

16

ülkede kalmaya başlamışlardır. Bizans ordusunun karşı koyma gücünün tamamen çökmüş olması, Anadolu’ya gelen akıncıların burada kalmalarına ve varlıklarıyla bu ülkede giderek bazı değişikliklere yol açmalarına neden olmuştur (Korkmaz, 2003, s. 19).

Bizans hakimiyetindeki Çorum ve çevresinin Danişmendliler tarafından fethi ve özellikle kimin fethettiği konusunda tarihi görüşler çeşitlidir. Anadolu’nun fethini ayrıntılı bir şekilde anlatan Danişmendname’ye göre Alpaslan Ümerasından Emir Danişmend Ahmet Gazi 1071 Malazgirt Savaşı’na katıldıktan sonra bu yörenin fethi için görevlendirilmiştir. Ahmet Gazi 1073 tarihinde Tokat ve Zile’yi almış ve buradan Niksar, Amasya, Çorum, Çankırı, İskilip ve Elbistan’a ilerlemiştir.

Diğer bir görüşe göre ise; Çorum’un fethinin Emir Tutak veya Emir Artuk tarafından gerçekleştirildiği savunulmaktadır. Ahmet Gazi’nin daha sonra bölgeye emir tayin edildiği belirtilmektedir. Böylece Çorum ilk Türkmenlere yurt ve otlak olmuştur. Çevrenin yerli halkının bir kısmının ilk Türk akınları önünde yerlerini bırakarak batıya çekilmeleri sonucu Çorum ve çevresi yoğun bir şekilde Türkleşmiştir.

Danişmendliler Anadolu Selçuklularına bağlı olarak yaklaşık 1095’ten 1171’e kadar Yeşilırmak ve Kelkit su dolaylarında hüküm sürmüşler, Çorum ve Yozgat çevresine kadar genişlemişlerdir (Erhan, 2007, s. 72-73).

Çorum ve yöresinde Danişmend hakimiyetinin en önemli olayları yeni yurtlarını batıdan gelen Haçlı Seferleri’ne karşı savunmak zorunda kalmalarıdır. Gerek 1097’de gelen birinci Haçlı Seferi’ne, gerekse 1101’deki ikinci Haçlı Seferi’ne karşı Danişmendli Beyliği epeyce mücadele etmiştir.

1174 yılına kadar bağımsız olan Danişmend Beyliği, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan tarafından yıkılarak toprakları Anadolu Selçuklu Devletine katılmıştır (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 38).

Çorum’da Anadolu Selçuklu Dönemi’ne ait mimari kalıntıların bulunmayışı, bu dönemde ne ölçekte bir yerleşim merkezi olduğu, nüfus yoğunluğu ve uğraş alanları ile ilgili soruları yanıtsız bırakmaktadır. Ancak burasının gerek Selçuklular, gerekse Beylikler dönemlerinde sönük bir kasaba olduğu görüşü ileri sürülmüştür.

Selçuklu Dönemi’nin tarihi olaylar dizini içinde Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Çorum ve çevresini ilgilendiren önemli dönüm noktaları tarikat hareketleridir (Korkmaz, 2003, s. 21).

(36)

17

Bu zamanda Baba İshak ismindeki bir dervişin, Türkmenler arasında taraftar toplayarak ayaklanması güçlükle bastırıldı. Baba İshak’ın en yakın müritlerinden olan Baba İlyas Çorum’daki Türkmen beylerinden olup, Baba İshak’ın öldürülmesinden sonra Amasya’ya geçerek şeyhliğine devam etmiş, yerine oğlu Aşık Paşa (Aşık Ali) geçmiş, daha sonra Aşık Ali’nin oğlu Elvan Çelebi şeyhliklerini sürdürmüşlerdir.

Moğollar ile Anadolu Selçukluları arasında, 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşı’nda, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yenilmesi sonucu, Anadolu’da yeni bir karışıklık dönemi başlamıştır. Bu durum Çorum’u da etkilemiştir (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 38-39).

II. Geyhüsrev Dönemi’nde Moğollar 1243 yılında, iç karışıklıklar nedeniyle zayıf durumda bulunan Selçuklu ordusunu yenerek Anadolu’ya girmişler ve 1256 yılında başlamak üzere de Anadolu’da fiilen işgal kuvvetlerini bulundurmaya başlamışlardır. Zamanla bu işgal kuvvetlerinin sayıları artmış ve 1303’ten sonra Moğol oymakları Sivas’tan Kütahya’ya, Çorum bölgesinde Karahisar Demirli’den Konya’ya kadar Orta Anadolu’daki göçebe hayata elverişli bütün otlakları işgal etmişlerdir.

Giderek Moğollar Anadolu’yu bölgelere ayırarak bazı bölgeleri bağımsız beylikler haline getirmişlerdir. Buna karşılık Kayseri, Niğde, Aksaray, Çankırı, Çorum, Tokat ve Amasya’yı çevrelerindeki yerleşmelerle birlikte, “Rum Vilayeti” olarak isimlendirerek umumi valilerle idare etmişlerdir (Korkmaz, 2003, s. 22). Bu valilerin en ünlüsü Emir Çoban’ın oğlu Demirtaş’tı. Demirtaş valiliği döneminde babasının İlhanlı Devleti içindeki yerine ve gücüne güvenerek, bağımsızlığını ilan etmek istemişse de başarılı olamamıştır. 1328’de Demirtaş Mısır’a kaçınca, komutanlarından Eratna, İlhanlılar adına Anadolu’yu yönetmeye başladı.

1341’de Moğol emirlerinden Alaaddin Eratna tarafından Eratna Beyliği kurulmuştur. Eratna’nın hakimiyetinde Aksaray, Bayburt, Çorum, Canik, Harput, Niksar, Samsun, Konya, Kırşehir gibi şehirler ile bu şehirlere bağlı yerler vardır. Eratna Beyliği’nin merkezleri Sivas ve Kayseri olmak üzere iki tane idi.

Alaaddin Eratna Beyin ölümünden sonra Eratna Beyliği’nin zayıflamasından yararlanarak Amasya bölgesi umumi valisi Hacı Kutluşah bağımsızlığını ilan ederek Amasya, Tokat ve Canik illerini içine alan bağımsız Amasya Beyliği’ni kurmuştur. 1360’da Kutluşah’ın ölümü üzerine yerine geçen Şadgeldi Paşa ise Çorum, İskilip ve Osmancık yörelerini de alarak beyliğini genişletmiştir (Korkmaz, 2003, s. 22-23).

(37)

18

Kadı Burhaneddin Ahmed, XIV. yüzyılın ikinci yarısında bir fikir adamı olarak ün yapmıştır. Eratna Beyliği ve Karamanoğulları ile uzun süren uyuşmazlıklardan sonra Eratna Beyliği topraklarını ele geçirerek, 1380’de bu bölgedeki hükümdarlığına başlamıştır.

Kadı Burhaneddin 18 yıl süren egemenlik döneminde, kendisine karşı çıkan Eratna Bey’inin akrabaları ve Osmanlı Devleti ile savaşmıştır. Yıldırım Bayezıd Kadı Burhaneddin üzerine oğlu Ertuğrul yönetiminde bir ordu göndermiştir. 1392’de Çorum yakınlarındaki Kırkdilim Kalesi önündeki savaşta, Osmanlı ordusu yenilgiye uğramış ve Şehzade Ertuğrul öldürülmüştü. Kadı Burhaneddin ise İskilip, Ankara, Kalecik ve Sivrihisar çevrelerini Moğollara yağma ettirmiştir. Osmanlıların bu yenilgisi üzerine bazı kentlerin el değiştirerek tekrar Kadı Burhaneddin yönetimine girmiştir.

Daha sonra ikinci bir Osmanlı kuvveti Kastamonu, Osmancık, Çorum, Merzifon ve Amasya çevrelerini almıştır. Kadı Burhaneddin, 1398’de Akkoyunlu Beyi Kara Yölük Osman’la yaptığı savaşta öldürülmüştür. Yerine oğlu geçmişse de yaklaşan Timur tehlikesi karşısında beyliğin ileri gelenleri Yıldırım Bayezıd’dan yardım istemişlerdir. Osmanlı kuvvetleri Sivas’ı alarak bu beyliğe son vermiştir (Korkmaz, 2003, s. 23-24).

2.1.8.3. Çorumun Osmanlı Devleti Hakimiyetine Geçişi

1402 yılında Ankara Savaşı’nda Yıldırım’ın Timur’a yenilişi ile kurulan birlik bozulmuş ve Anadolu Beylikleri yeniden ortaya çıkmıştır. Timur’un himayesinde Amasya’da egemenliğini sürdüren Çelebi Sultan Mehmet zamanından başlayarak Çorum ve çevresi Osmanlı idaresinde kalmıştır (Erhan, 2007, s. 73).

XVI. yüzyılda bütün Osmanlı İmparatorluğu’nu etkileyen toplumsal bunalımın yoğun biçimde yaşandığı yerlerden biri de Çorum’dur. Vakıflarca beslenen çok sayıda medresenin bulunması, kenti suhte hareketi bölgelerinden biri durumuna getirmiştir. Ayrıca kırsal kesimde Babailik dönemi izlerini taşıyan ayaklanmalar olmuştur (Şahinci, 1989, s. 96).

XVI. yüzyılın ilk yarısında Anadolu’da düzen sağlanmış olmasına rağmen Çorum’daki ayaklanma ve çatışmalar Osmanlı Devleti’nin son yıllarına kadar sürmüştür. Bu yüzyılda ve daha sonraki dönemlerde direnen Türkmenler mesele yaratmıştır (Şahinci, 1989, s. 96).

(38)

19

2.1.8.4. Cumhuriyet Döneminde Çorum

Çorum Cumhuriyet Dönemi’ne tarıma dayalı bir il olarak girmiştir. Bu yapıda ancak 1947 yılından sonra ulaşım imkanlarının gelişmesiyle ilk çözülmeler başlamıştır. Başkent Ankara ile kurulan bağlantı kent hayatına canlılık getirmiştir.

Kentteki asıl gelişme Karadeniz Bölgesi’ne uzanan karayolunun Çorum’dan geçmesiyle başlamıştır. İl ekonomisinin ulusal pazarla bütünleşmesi toplumsal yapıyı etkilemiştir (Şahinci, 1989, s. 96).

2.1.9. Çorum İli Kültür ve Turizmi

Çorum coğrafi konumu itibariyle İç Anadolu’yu Karadeniz’e, Doğu Anadolu’yu Batı’ya bağlayan işlek yol güzergahında bulunmakta olup, kültür ve sanat geleneğini devam ettirmiş, çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış, değişik kültür ürünlerini ve tarihi mirası bünyesinde barındıran bir ildir.

Köklü tarihi ve zengin kültürü ile uygarlık tarihinde önemli yeri olan Çorum, kültür turizmi açısından ülkemizin en önemli merkezlerinden biridir. Ülkemizde çok büyük kültür turizmi potansiyeli bulunmakta olup, Çorum da bu potansiyeli en geniş olan illerimizin başında gelmektedir.

Hititlerle Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Anlaşması’na ait çivi yazılı tablet Boğazköy’de bulunmuştur. Yine burada yüksek kayalar arasında Yazılıkaya tapınağında doksandan fazla tanrı, tanrıça, hayvan ve hayal ürünü yaratık kaya üzerine işlenmiştir (Çorum İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2005, s. 1).

Atatürk’ün direktifleriyle yapılan ve ilk milli kazılardan olan Alacahöyük’te, Hatti Dönemine ait 13 Kral Mezarı’nda bulunan eserler (güneş kursları, boğa ve geyik heykelleri) o dönemin yüksek kültürünü yansıtmaktadır. Alacahöyük’te görülmeye değer Sfenksli Kapı ve önündeki kabartmalar Hitit dini törenlerinin günümüze yansımasıdır (Çorum İl Kültür Turizm Müdürlüğü, 2005, s. 1).

Çorum ve çevresi 1075 yılında Danişment Ahmet Gazi tarafından Türk yönetimine geçirilmiş, kısa zamanda Türkleşmiştir. Bölgede çeşitli dönemlere ait cami, hamam, türbe, köprü vb. birçok tarihi bina ve yapı mevcuttur (Çorum İl Yıllığı, 2003, s. 125).

(39)

20 2.2. Mecitözü İlçesi Hakkında Genel Bilgi

Mecitözü ilçesi Orta Karadeniz Bölümü’nde yer alan Çorum iline bağlıdır (Şahinci, 1989, s. 49).

Doğudan Amasya, Kuzeyden Amasya-Merzifon ilçesi, batıdan Çorum merkez ilçesi ve güneyden Ortaköy ilçesi ile komşudur. İlçenin eski adı Hacıköy’dür. 1866 yılında ilçe haline gelmiştir.

Merkezi Avkat (Beyözü) köyü civarında iki tepenin düzce olan sırtlarında kurulu Mecitözü ilçesidir (Şahinci, 1989, s. 8). İlçe merkezi; Sarıdede, Tutluk, Mescit, Şıhlar, Hıdırlık ve Doğu Mahallelerinden oluşmaktadır (Bıçakçı ve Bıçakçı, 1923, s. 116).

İlçe merkezi ülkemizin pek çok kasabası gibi, gerek sosyal gerekse ekonomik yönden fazla bir gelişme gösterememiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, doğal ve beşeri kaynakların yeterince bilinmemesi nedeniyle sahanın potansiyelinin iyi değerlendirilememesidir. Bu nedenle yerleşmenin kalkınmasına yönelik planlamalar eksik kalmaktadır.

Tarımsal ekonominin hakim olduğu kasabada, tarım ve hayvancılığı destekleyecek büyük yatırımlar yapılmamıştır. Ayrıca yerleşmenin, ticari ve sosyal yaşamın canlı olduğu Çorum ve Amasya gibi il merkezlerine yakın olması da kasabadaki gelişmeyi nispeten olumsuz yönde etkilemiştir (Erhan, 2007, s. vı).

2.2.1. Mecitözü İlçesinin Coğrafi Konumu ve Yüzey Şekilleri

İlçe merkezi kuzeyinde Avkat Dağları, güneyinde Çıkrık Dağları ve Kırklar Dağı ile çevrili açık bir ova yamacında kurulmuştur. Deniz seviyesinden yüksekliği 750 metredir. Merzifon ilçesi doğuda Amasya iline 22 km, güneydoğuda Amasya ilinin Göynücek ilçesine 28 km, Güneyde Ortaköy ilçesine 36 km, batısında Çorum il merkezine 104 km sınırı mevcut olup, toplam 942 km2 yüzölçümü kapsamaktadır (Mecitözü Kaymakamlığı, 2012).

(40)

21

Şekil 2.2. Mecitözü ilçe haritası (Çorum İl Özel İdaresi, 2012 )

Mecitözü, hafif dalgalı düzlüklerin ve tepelerin yer aldığı fazla yüksek olmayan bir ilçedir. İlçenin de içerisinde yer aldığı Çorum yöresinde hafif dalgalı arazilerin ve geniş platoların oranı artar, dağlık arazilerin oranı düşer (Erhan, 2007, s. 4).

Mecitözü ilçesinde dikkate değer yükseltiler ilçenin güneyinde bulunan Kırlar Dağı (1812m)’dır. Yüksekliği 1070 m olan Aysıkın Tepe bu dağlık saha içerisinde yer almaktadır (Erhan, 2007, s. 12).

Bu dağlık sahanın güney-güneybatısında Mecitözü’nün en önemli tarım alanı olan Öz bölgesi bulunmaktadır. Tarımsal faaliyetlerin büyük kısmı bu sahada gerçekleştirilmektedir.

Dağlık sahanın kuzeyinde Sivritaş Tepe (950m), Aktepe (101m), Kumlubayır Tepe, Büyük Tepe (100.5m), Yöreci Tepe yer almaktadır. Daha kuzeyde ise Mantarlık Tepe (912m), Alyaprak Tepe, Hacıellez Tepe (849m), Yığın Tepe (777m), Karalar Tepe (835m), İsmiğin Tepe (901m), Dökme Tepe, Gavuröldüren Tepe, Sivri Tepe (794m), Hocabağı Tepe (959.5m) ve Kabakçal Tepe (970 m) bulunmaktadır (Erhan, 2007, s. 13).

İlçe merkezinde bir tane gölet bulunmaktadır. Hıdırlık Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Hıdırlık Göleti, Devlet Su İşleri tarafından 1991-1996 yılları arasında sulama amaçlı olarak yapılmıştır (Erhan, 2007, s. 46).

(41)

22

En önemli akarsuyu Çorum Çayı’dır. Ayrıca Derin Çayı, Bulanık Çayı, Söğütçüler Deresi, Tetler Deresi, Çayırözü Deresi, Özderesi, Efendik ve Sağmalcıözü Deresi bulunmaktadır (Şahinci, 1989, s. 50).

2.2.2. Mecitözü İlçesinin İklimi

Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 84 gündür. Mecitözü iklimi sert bir kara iklime sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer (Şahinci, 1989, s. 50).

Mecitözü’nde aylık ortalama en düşük sıcaklık 0,5 ˚C ile ocak ayında görülürken, en yüksek sıcaklık 20,8 ˚C ile ağustos ayında görülmektedir.

Tüm yıl düşen yağışın %32,6’sı ilkbahar mevsiminde düşmektedir. Mecitözü’nde kış mevsiminde 99,5 mm yağış düşmektedir. Bu miktar toplam yağışın %23,5’ini oluşturmaktadır (Erhan, 2007, s. 14-23).

2.2.3. Mecitözü İlçesinin Bitki Örtüsü

Mecitözü ilçesi, Karadeniz ikliminden İç Anadolu iklimine geçiş sahasında yer almaktadır. Bununla birlikte bitki örtüsü hemen hemen İç Anadolu’nun özelliklerini yansıtmaktadır.

Mecitözü ilçesinde orman örtüsünün başlıca elemanlarını meşe, gürgen, ardıç, karaçam ve kızılçam oluşturur. Geniş yapraklı ağaçların yaygın olduğu Mecitözü ilçe merkezinde 1000m’den itibaren geniş yapraklılar arasına iğne yapraklı ağaçlar karışmaya başlar. Geniş yapraklı ağaçlar içerisinde en yaygın tür meşedir. Bunlar yanı sıra akarsu boylarında kavak ve söğütlere oldukça sık rastlanılmaktadır.

Mecitözü ilçesi bitki örtüsünde kurakçıl bitkiler hakim olmakla birlikte ormanlar, yıllardan beri süregelen tahribat ve yangınlar yüzünden önce düzlüklerden sonra yamaçlardan kalkmıştır. Tarihsel süreçte saf ormanlara yapılan müdahalelerle, saf ormanlar yerlerini öncelikle orman topluluklarına, sonra birliklere bırakmıştır.

Bununla da yetinilmemiş, tahribat artarak devam etmiş ve birlikler yerlerini ağaçlı steplere, ağaçlı stepler de tek tük ağaçların bulunduğu antropojen steplere terk etmiştir. Böylece ağaçlı step bitki örtüsü sahanın bitki örtüsünü oluşturmuştur (Erhan, 2007, s. 41-42).

2.2.4. Mecitözü İlçesinin Tarım ve Hayvancılık Yapısı

Mecitözü ilçesinde geçim tipi tarımsal faaliyetler olmakla birlikte, ticari amaçlı tarımsal faaliyetlerde yapılmaktadır.

Şekil

Çizelge  2.1.  Türkiye  İstatistik  Kurumu  (TÜİK)  2013  Yılı  Adrese  Dayalı  Nüfus  Kayıt  Sistemi Sonuçlarına Göre Çorum İline Bağlı İlçeler ve Nüfusları
Şekil 2.2. Mecitözü ilçe haritası (Çorum İl Özel İdaresi, 2012 )
Çizelge  2.2.  Türkiye  İstatistik  Kurumu  (TÜİK)  2013  Yılı  Adrese  Dayalı  Nüfus  Kayıt  Sistemi  Sonuçlarına  Göre  Mecitözü  İlçesi  Belde  ve  Köylerinin  Nüfus  Verileri
Çizelge 4.1 incelendiğinde; anket uygulanan kişilerin %36’sının Mecitözü ilçe merkezinde,  %8,5’inin Köseeyüp, %7,5’inin Beyözü, %6,5’inin Kuyucak, %6’sının Köprübaşı, %5’inin  Akçakoyun, %4,5’inin Alancık, %4,5’inin Sırçalı, %4’ünün Geykoca, %3’ünün Bayın
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, Gölbaşı (Adıyaman) sınırları içinde 2002-2003 yıllarında makrofungus örnekleri toplamıştır. Arazi ve laboratuvar çalışmaları

According to the data obtained from 51 community pharmacies included in the study, 'Sector Average of Operating Ratio' is given by years in Table 4... When the Accounts

[r]

Tablo 20: 2011 Yılı Yatırım Teşvik Belge Sahipleri 1 İKİ-EL MAKİNA İNŞAAT GIDA SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.. 2 ÇAĞIL MAKİNA

TR-83 Bölgesi ve Çorum özeline baktığımızda, yukarda belirtilen sorun alanları dışında kalan, ancak strateji döneminde yaşanması muhtemel olanlara

Dünyaya bugün gelseler her şeyin çok farklı olacağını düşünen kadınlarla olan görüşmelerimizde kadınların, en başta iyi bir eğitim alacaklarını, çünkü

Türklerin ilk anayurtları olan Orta Asya Türk edebiyatı geleneği, İslâmiyet, Anadolu kültürü, Arap-Fars kültürü içinde yeni ihtiyaçlara, talep ve zevklere göre gelişmiş

Anadolu ağızları üzerine yapılan türlü çalışmalar, temelinde Türk dilinin bölgesel zenginliklerini ve durumunu ortaya koyma çalışmalarıdır. Bu çalışmalar