• Sonuç bulunamadı

Dallas Ağrı Anketi'nin Türkçe geçerlilik ve güvenilirliliği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dallas Ağrı Anketi'nin Türkçe geçerlilik ve güvenilirliliği"

Copied!
59
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Prof. Dr. Yeşim Kirazlı

DALLAS AĞRI ANKETİ’NİN TÜRKÇE GEÇERLİLİK VE GÜVENİLİRLİLİĞİ UZMANLIK TEZİ Hazırlayan Dr. Canberk Gül Tez Danışmanı Prof. Dr. Cihat Öztürk Bornova-İZMİR 2018

(2)

İçindekiler Tablosu

ÖNSÖZ ... 2 ÖZET ... 3 ABSTRACT ... 4 1.GİRİŞ ... 6 2.GENEL BİLGİLER ... 10 3.MATERYAL VE METOD……… 22 4.İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER………24 5.TARTIŞMA………33 6.SONUÇ………..45 7.KAYNAKLAR………47 8.ANKETLER………55

(3)

ÖNSÖZ

Hem öğrencilik hem de asistanlık sürem boyunca bana mentorluk eden, bana sadece tıp alanında değil; her konuda birçok ders veren, evlenme sürecimin hızlanıp hayatımı daha düzenli bir hale sokmama yardımcı olan, aynı zamanda nikah şahidim ve ailemden sonra en büyük zenginliğim olan manevi babam saygıdeğer Prof.Dr.Hüdaver Alper’e teşekkür ederim.

Uzmanlık eğitimim boyunca çalışmalarımda büyük destek ve katkıları olan, bana her konuda yol gösteren ve kendisinden çok şey öğrendiğim sayın Prof.Dr.Simin Hepgüler hocama teşekkür ederim.Tez çalışmam boyunca benden yardımını esirgemeyen tez danışmanım sayın Prof.Dr.Cihat Öztürk’e teşekkür ederim.

Uzmanlık eğitimime başladığım dönemde çalıştığım Kocaeli Üniversitesi FTR Anabilim Dalı öğretim üyelerinden saygıdeğer hocalarım Prof.Dr.Erbil Dursun ve Prof.Dr.Nigar Dursun’a zor dönemlerden geçtiğim o dönemlerde verdikleri manevi desteklerden dolayı kendilerine teşekkür ederim.

Biraz geç de olsa tanışma fırsatı bulduğum dostum,meslektaşım Dr.Rıdvan Işık’a sürekli arkamı kollayıp, başıma bir şey gelmemesi için elinden gelen tüm desteği esirgemediği için teşekkür ederim.

Hayat arkadaşım, en iyi dostum, sevgili eşim Selcan Türkileri Gül’e ne olursa olsun yanımda olduğu ve olacağı hissini bana verdiği için teşekkür ederim.

Ayrıca tüm eğitim sürem boyunca beni yalnız bırakmayarak her konuda destek olan aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım

(4)

ÖZET

Giriş: Bel ağrısı aktivite limitasyonuna sebep olan ve en sık karşılaşılan

rahatsızlıklardan biridir.

Hastanın fonksiyonel yeteneklerinin değerlendirilmesi ve başarılı bir tedavi protokolüne karar verilmesi için en önemli noktalardan biri ölçüm anketlerinin doğru şekilde kullanılmasıdır.

Amaç: Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe versiyon, geçerlik ve güvenirliğinin

belirlenmesidir.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 100 kronik bel ağrılı hasta alınmıştır.

Güvenirliğin belirlenmesi için test-tekrar test ve iç tutarlılık analizi yapılmıştır. Test-tekrar test sonuçları Intraclass Correlation Coefficient yöntemi ile değerlendirilmiştir.

Bulgular: Intraclass Correlation Coefficienct sonuçları 0,946 ile 0,972

arasında değişmektedir. Bu sonuçlar test-tekrar test cevaplarının yüksek derecede korelasyonunu göstermektedir. İç tutarlılık analizi için Cronbach Alfa değeri hesaplanmıştır. Cronbach Alfa değeri 0,920 bulunmuş olup, anketin yüksek iç tutarlılığa sahip olduğunu göstermektedir. Anketin geçerliği yapı geçerliği açısından değerlendirilmiştir. Yapı geçerliği için faktör analizi ve birleşim geçerliği test edilmiştir. Yapı geçerliği için yapılan faktör analizi anketin iki faktörlü olduğunu belirtmiştir. Birleşim geçerliği için Dallas Ağrı Anketi’nden alınan toplam puanlar Oswestry Bel Ağrısı Disabilite Ölçeği ve Roland Morris Disabilite Ölçeği’nden alınan toplam puanlar ile pearson korelasyon analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Dallas Ağrı Anketinin Roland Morris Disabilite Ölçeği ile pearson korelasyon katsayısı 0,703 ve Oswestry Bel Ağrısı Disabilite Ölçeği ile 0,659 olarak bulunmuştur.

Sonuç: Dallas Ağrı Anketinin Roland Morris Disabilite Ölçeği ve Oswestry

Bel Ağrısı Disabilite Ölçeği ile korelasyonunun çok iyi-iyi seviyede olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe versiyonu geçerli ve güvenilirdir.

(5)

ABSTRACT

Introduction: Back pain is one of the most frequent disorders leading to

activity limitation. The most important point to evaluate patient’s functional abilities and to decide a successful therapy procedure is to manage the assessment questionnaires precisely.

Objective: The purpose of this study is to adopt Turkish version, validity and

reliability of Dallas Pain Questionnaire.

Material and Method: 100 patients with chronic back pain were included in

present study. To assess reliability, test-retest and internal consistency test was applied. The results of test-retests were assessed using Intraclass Correlation Coefficient method.

Findings: These results vary between 0.946 and 0.972 which shows that

test-retest results are highly correlated. For internal consistency, Cronbach Alfa value was measured and found 0.920, showing that this questionaire has high internal consistency. Validity of the questionnaire was assessed in term of construct validity. For construct validity, factor analysis and convergent validity was tested. Factor analysis test applied 5ffice5 construct validity, indicated that this questionnaire had two factors. For convergent validity, total points of Dallas Pain Qustionnaire, were assessed with the total points of Oswestry Back Pain Disability Scale and Roland Morris Disability Scale, using pearson correlation analysis. The pearson correlation coefficient of Dallas Pain Questionnaire with Roland Morris Disability Scale is 0.703 and with Oswestry Back Pain Disability Scale is 0.659.

Conclusion: These results showed that Dallas Pain Questionnaire is very

goodgood correlated with Roland Morris Disability Scale and Oswestry Back Pain Disability Scale. In conclusion, the Turkish version of Dallas Pain Questionnaire is valid and reliable.

(6)

1.GİRİŞ

Ağrı, bedenin bir çok yerinde olabilen, bireyin daha önce yaşadığı tecrübeleriyle ilgili olan ve bireyi rahatsız eden bir duygudur (1)

Kronik ağrı ise aylar veya yıllar boyunca belli periyodlarla tekrarlayabilen ağrı olarak ifade edilir.Kronik ağrı ilgili olan hastalığın kronik patolojisi ile ilgilidir.Kronik ağrı branş ayırt etmeksizin tüm doktorların karşılaşabileceği bir sorundur.Ağrı toplumlarda en önemli sosyal ve ekonomik problemlerden biridir.(2,3)

Bel ağrısı, 12. Kosta ile gluteal bölgenin inferior bölgesi arasında olan ağrı olarak tanımlanmaktadır. (4)

Kronik ağrılar içinde en çok görülen ağrı bölgesi lomber bölgedir.Bel ağrısı bireylerin hareket engeli,çalıştığı işte yetersizlik,hayat kalitesini olumsuz etkileme,hayat kalitesini negatif yönde etkilemesi,psikolojik sorunlar,maddi sorunlara yol açma açısından toplumda önemli bir sağlık sorunudur. (5,6,7,8) Bu sebeplerden dolayı kronik bel ağrılı hastalarda ayrıntılı değerlendirme ve multidisipliner yaklaşım tedavinin ilk basamağı olmalıdır. (9)

Bel ağrısı akut, subakut ve kronik olmak üzere 3 evrede değerlendirilmektedir. İlk 2-3 hafta akut, 3 aya kadar subakut, 3 aydan daha fazla süren ağrı kronik dönem olarak ifade edilmektedir.(10) Akut bel ağrılı bireylerin büyük çoğunluğu hızlı bir şekilde iyileşirken; daha az kısmı uzun süreli ağrı yaşamakta ve bu durum kronik özürlülük ile sonuçlanmaktadır (11) Akut bel ağrısı olan hastaların % 2 ile 7’sinin, kronik ağrıya dönüşebileceği ifade edilmektedir.(12) Yapılan çalışmalarda; bel ağrısı olan hastaların %20’sinin kronik bel ağrısı ile ilişkili olduğu ifade edilmektedir (4) Yapılan çalışmalarda bel ağrısının sıklığının oldukça fazla olması, bel ağrı süresinin uzaması sonucu topluma getirdiği ekonomik yük nedeniyle, bel ağrısının tanısının doğru konulup,tedavisinin uygun şekilde yapılması çok önemlidir (12)

Bel ağrılarının ülkelere doğurduğu tedavi harcamaları ve sosyokültürel etkileri daha önceleri sosyokültürel açıdan gelişmiş ülkeleri etkilediği ifade edilirken; yeni yapılan çalışmalarda sosyokültürel açıdan daha az gelişmiş

(7)

ülkelerde de bel ağrısının ciddi bir ekonomik ve sosyal problem oluşturduğu görülmektedir.(13,14)

Bu çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda bel ağrısı ile ilgili araştırma ve çalışmaların önemi daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.(15)

Kronik 7ffice7 içinde en sık görülen tip olan kronik bel 7ffice, hastalara yol açtığı sorunlar ve mali sorunlar göz önünde bulundurulduğunda toplum için önemli bir sorundur. Kronik agrı şikayeti olan birçok birey sorununa çözüm bulmak için bir çok hastaneye başvurmakta, bütün tedavi ve harcamalara rağmen çoğu zaman sorununa çözüm bulamamaktadır.(3,6,7) Bel 7ffice özellikle sosyokültürel açıdan gelişmiş toplumlarda özürlülük,agrı, sağlık harcamaları ve is gücü kaybının en önemli sebeplerinden biridir(7). Sorun giderek artmaktadır ve kronik bel ağrısının altında yatan nedenleri anlamak hem ülkelerin maddi yüklerini azaltmak hem de bel ağrısı olan bireylerin hayat kalitesini artırmak açısından önemlidir. Kronik bel 7ffice7ın ve buna bağlı sorunların altında yatan sebepler ilk önceleri anlaşılamamıştır. Zamanla bu konu üzerine araştırmalar sonucunda bazı bulgular elde edilmiştir. Bel 7ffice olan hastaların 7ffice7ı %80’inde bel ağrısının nedeni olarak herhangi bir spesifik etiyoloji bulunamamıştır. Bu sebepten ötürü bel 7ffice7ın nedenini açıklamak açısından yapılan çalışmalar yetersizdir.(16,17) Kronik bel agrılı hastaların ağrısı ile ağrısına bağlı oluşan sorunlar arasında zayıf bir ilişki bulunması ağrı ile buna bağlı oluşabilecek sorunları farklı açıdan incelemek gerektiğini düşündürmektedir.(18) Bir çok çalışmada akut bel ağrısının kronik hale dönüşmesinde bazı psikososyal faktörlerin buna neden olabileceği belirtilmiştir.(11) Günümüzde daha önce yapılan çalışmalara dayanılarak kronik bel agrısı ve buna bağlı oluşan sorunlar biyopsikososyal model ile açıklanmaktadır. Bu modele göre bel ağrısı sorunu dinamik bir süreçtir ve biyolojik, sosyo-kültürel psikolojik ve biyolojik degiskenlerin birbirleriyle olan ilişkisi bireyin bel ağrısına olan yanıtını saptamaktadır. Bel agrısından dolayı oluşan sekeller genelde hastalığa bağlı inanışları, duygusal durumu ve bel ağrısıyla mücadele etme gibi birçok psikolojik faktörlerin etkisi altındadır.(17,19,20)

(8)

Bel ağrısı toplumdaki bireylerin %60 ile %90’ında hayatlarının belli bir bölümünde görülmektedir. (5) 45 yaş altı ve 45 ile 65 yaş arasında özürlülüğün en sık nedeni bel ağrısıdır.(4,12)

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre 2010 yılı tüm yaş aralığındaki bel ağrısı prevelansı %9,2’dir(21) Ülkemizde kronik bel ağrısının prevelansı Erdine ve ark(22)’nın yaptığı çalışmada %63.7 olarak saptanmıştır.,Ünalan ve ark(23)’nın yaptığı çalışmada ise sırt ve bel ağrısının hastaların polikliniğe başvurma nedenleri arasında 6. Sırada yer aldığını ifade etmişlerdir.

Ağrının değerlendirilmesinde doğru karar verebilme, etkili ve detaylı bir değerlendirmeye bağlıdır. Ağrının değerlendirmesinde, anamnez, fizik muayene ve testlerden başka hastaların verbal ifadeleri ve standart verilere zemin oluşturan ölçek kullanımı yaygındır(24)

Anketlerin bel ağrısı yakınması olan hastalarda kullanımının önemi birçok çalışmada belirtilmiştir(25,26).Ölçeklerin içeriğine bakıldığında genel olarak sorgulanan özellikler ağrının süresi,ağrının tipi ve ağrının şiddetidir. Ancak ağrının birey üzerine olan duygusal, sosyal ve psikolojik etkilerini içeren daha ayrıntılı anketlere ihtiyaç bulunmaktadır.Bel ağrılarını irdeleyen ölçeklerin çoğu Türkçe’ye henüz çevirilmemiştir. Bel ağrısını değerlendiren anketlerin Türkçe versiyonlarının yetersiz olduğu görülmektedir. Anketlerin Türkçe versiyonlarının sayısının artırılması hastalıkların değerlendirme yönteminin artmasına ve daha iyi anlaşılmasına neden olacaktır. Tedavi seçiminin değerlendirilmesinde de ölçeklerin önemi daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır. Dallas Ağrı Anketi kronik ağrının fizyolojik, psikolojik, duygusal ve sosyal açıdan değerlendirilmesinde kullanılan çok boyutlu bir ölçektir(27)

Bu çalışmanın amacı Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe versiyonun Türk toplumu için uygunluğunu ve klinik olarak kullanılmasının etkinliğini sorgulamaktır.

(9)

2.GENEL BİLGİLER

2.1 ANATOMİ

2.1.1 Lomber vertebraların genel özellikleri

Beş aktif omurdan meydana gelen lomber vertebral kolon tüm omurga uzunluğunun %25 ini oluşturur.(28) Lomber omurlar servikal ve torakal omurlardan daha fazla yük taşıdıkları ve daha fazla strese maruz kaldıklarından daha büyüktürler. Korpusların transvers çapı ön-arka çapından,ön-arka çapı da korpusun yüksekliğinden fazladır.Korpuslar ince bir kortikal kemik kılıfı ile sarılan yoğun kansellöz kemikten yapılmıştır.Bu yapısal özelliği omurları travma veya osteoporoz nedeniyle kollapsa uğramaya yatkın kılar.(28,29,30,31)

Üst vertebranın alt artiküler çıkıntıları,alttaki vertebranın üst artiküler çıkıntıları arasına medial ve posterior olarak yerleşir.Böylece her lomber vertebra üstteki vertebranın lateral stabilizasyonunu sağlar.(30,31)

Lamina omurga stabilitesine çok az katkıda bulunur.Laminanın tek taraflı kırığı veya laminektomisi instabiliteye sebep olmaz.(32)

Tüm vertebral kolon gibi lomber omurga da üç sütun üzerinde durur.Önde vertebra korpusları ve intervertebral disklerin teşkil ettiği büyük sütun,arkada faset eklemlerinden meydana gelen küçük sütunlar.Ön elemenlar başlıca yük taşıma ve şok absorbe etme görevi yaparken arka elemanlar nöral yapıları korur ve fleksiyon ve ekstansiyon sırasında hareketi yönlendirir.(30,33,34)

(10)

2.1.2 İntervertebral Disk

Şok absorbe edici olan intervertebral diskler gençlerde omurga uzunluğunun dörtte birini oluştururken yaşlılarda sıvı kaybı olduğu için bu oran önemli ölçüde azalır.(28)

İntervertebral disk ilk üç dekadda ince kan damarlarından beslenir.(35)Üçüncü dekaddan sonra intervertebral disk damardan yoksun hale gelir ve beslenmesini difüzyon ile sağlar.(31,35)Fleksiyonda intervertebral disk önde sıkışarak suyunu kaybederken arkada açılarak sıvı emer.Ekstansiyon ve lateral fleksiyonlarda da benzer şekilde intervertebral disk sıvı alıp verir.Yine de disk asıl beslenmesini gece yatınca sağlar.(32)Diskin su içeriği gençlerde %88 iken yaşlılarda %70’in altına iner.(35)

İntervertebral diskin kalınlığı servikal bölgede 3 mm,torasik bölgede 5 mm, lomber bölgede 9-10 mmdir.Ancak mobiliteye etkili olan diskin kalınlığı değil, vertebral korpusun yüksekliği ile olan oranıdır.Oran ne kadar büyükse spinal hareket segmentindeki mobilite de o kadar büyüktür.Diskin vertebra korpusuna oranı servikalde 2/5 ,torasik bölgede 1/5 , lomber bölgede 1/3 dür.Buna göre en hareketli bölge boyun, boyundan sonra lomber bölge ve en az hareket eden bölge de torakal kısımdır.

İntervertebral disk aksiyel yüklenmenin %80 ini taşır.(32) Değişik pozisyonlarda diskler üzerine binen yük değişmektedir.Dik oturma sırasında ayakta dik durmaya göre intervertebral diskler üzerine daha fazla yük biner.Eğilme pozisyonunda ayakta durma ve oturma pozisyonuna göre daha fazla yük biner.

(11)

2.1.3 Faset Eklemler

Bir vertebranın üst artiküler çıkıntısı ile üstteki vertebranın alt artiküler çıkıntılarının yaptığı ekleme faset eklem denir.Faset ekleme posterior intervertebral,apofizer,zigapofiziyel eklem gibi adlar da verilir.(36)

Faset eklemi sinovyal eklem tipindedir.Lomber faset eklemlerinin konumu spinal hareket segmentine göre değişir.Üst iki lomber hareket segmentinde sagital planda iken aşağıya indikçe koronalleşir.Lordotik postürde faset eklemleri yük taşır ve kompresif güçlere karşı koruma görevi sağlarlar.Ekstansiyondayken faset eklemleri üzerine binen yük maksimumdur.Pediküllerle birlikte faset eklemler vertikal yüklenmenin %20 sini taşır.(32)

Her faset eklemi kendi seviyesi ile bir üst seviyeden aldığı primer dorsal ramusun medial dalları ile innerve edilir.Örneğin L4-5 faset eklemine L3 ve L4’ün medial dalları gelir.(31)

2.1.4 Bağlar

Bağların ana görevi aşırı hareketi önleyerek stabiliteyi sağlamaktır.Ayrıca kapsül ve bağlar postür ve hareketle ilgili proprioseptif duyu reseptörlerini de içerirler.(32)

Lomber bölgede iki grup bağ vardır. Bunlar uzunlamasına seyreden ve segmenter yönde olan bağlardır. Anterior ve posterior longitudinal bağlar uzunlamasına seyrederken, ligamentum flavum, kapsüler, interspinöz, supraspinöz ve intertransvers bağlar vertebra arkuslarını birleştiren segmenter bağlardır.Ön ve arka longitudinal bağlar omurganın bir ucundan vaşlayıp diğer ucuna kadar giderler.(32)

Arka longitudinal bağ öndekinden daha incedir ve diske yapışan lateral kısmı daha zayıftır.Nükleus pulposus herniasyonlarının daha ziyade posterolateral olmasının nedeni bu zayıflıktır.(36)

(12)

2.1.5 İntervertebral Foramen

Spinal sinirlerin vertebral kanalı terk ederk dışarıya çıktıkları deliklerdir. Nöral foramen veya kanal adıyla da anılırlar.İntervertebral foramenin ön duvarını intervertebral disk ve komşu iki vertebranın korpus parçaları; tabanının ve tavanını pediküller; arka duvarını artiküler çıkıntıların kapsüler bağlarla birleştirilmesiyle oluşan faset eklemi ve ligamentum flavum yapar.(32)

2.1.6 Lomber Bölgenin İnnervasyonu

Dorsal kök gangliyonunun tam lateralinde intervertebral foramen içinde, ön ve arka kökler birleşerek miks spinal siniri oluşturur. Miks spinal sinir ön ve arka primer ramus olmak üzere ikiye ayrılır. Ön primer ramuslar birleşerek lomber ve sakral pleksusları yaparlar. Posterior primer ramuslar ise dorsal yapıları innerve ederler.

İntervertebral foramen içinde, miks spinal sinirden çıkan bir dal ramus kommunikasdan gelen sempatik dalla birleşerek kanal içinde geri döner.Buna sinovertebral,meningeal veya rekürren sinir adı verilir.Sinovertebral sinir posterior longitudinal ligamana,posterior ve posterolateral anulus fibrozusun dış liflerine,ön meninkse,internal vertebral pleksusa,sinir kök kollarına dallar gönderir.Ayrıca faset ekleme de bir dorsal dal verir.Sinovertebral sinirin bir üst ve bir alt seviyelere de giden dalları vardır.

Posterior primer ramus medial ve lateral olmak üzere iki dala ayrılır.Medial dal önce faset kapsülüne,sonra dorsal kaslara ve alttaki faset ekleminin kapsülüne dallar gönderir.Üst üç lomber seviyedeki lateral dallar büyük trokantere kadar uzanarak deri innervasyonunu sağlarlar.Alt iki seviyedeki posterior primer ramusun cilt innervasyonu yoktur(37)

(13)

2.1.7 Kaslar

Lumbosakral omurganın ekstansörleri üç tabakada sıralanır.En yüzeyel olanı erektör spina ve kuadratus lumborum,ortada multifidus,derin tabakada interspinalis ve intertransversarius kasları bulunur.Fleksörleri abdominal kaslar(eksternal ve internal oblik,transversals,ve rektus abdominisler) ve femorospinal kaslardır.(psoas major ve iliacus).Lumbosakral omurganın lateral fleksörleri ise tek taraflı kasıldıkları zaman oblikus abdominis, intertransvers ve kuadratus lumborumdur. Rotatorları multifidus, eksternal ve internal oblik karın kaslarıdır.(37)

2.1.8 Lomber Pelvik Uyum

Fleksiyon ve ekstansiyonda lomber bölgenin en hareketli bölümü L4-L5 ve L5-S1 segmentleridir.Üst bölgelere çıktıkça hareket yeteneği azalır.Fleksiyonun %75 i L5-S1 segmentinde,%20 si L4-L5 de yapılırken geriye kalan %5’i L4’ün üstündeki spinal hareket segmentlerinde meydana gelir.(28,30)

2.1.9 Lomber bölgenin damarları

İlk dört lomber vertebranın kanlanması aortadan çıkan segmenter arterlerle sağlanır.Beşinci lomber vertebra,sakrum ve koksiks medial sakral arterden çıkan küçük segmenter arterlerle beslenir.

Son plaklardan toplanmaya başlayan venöz kan venalarla dura mater ile vertebra arasındaki internal vertebral venöz pleksusa direne olur.İnternal venöz pleksus eksternal venöz pleksusla anastomozlar yapar.Pleksuslar intervertebral venlere,bunlar da vena kavaya dökülürler.(37)

2.1.10 Sakroilyak eklem

Sakrum ile ilium arasındaki sakroilyak eklem açıklığı arkaya ve yukarıya bakan L harfine benzer.Eklem yüzleri kartilajla kaplıdır.Sakroilyak eklemin üst kısmı interosseoz bağlardan meydana gelir.Alt kısmı sinovyal eklem yapısındadır.Sakroilyak eklem çok az hareket etme yeteneğine sahiptir.Gençlerde 3-5 derecelik rotasyon yapabilir.Beşinci dekaddan sonra

(14)

fibrozise uğrar ve daha sonra genellikle fibröz ankilöz gelişir.Başlıca fonksiyonları pelvik kuşağın elastisitesini sağlamak ve lumbosakral eklemler ile kalça eklemleri arasında tampon görevi yapmaktır.(30)

2.2 Bel Ağrısı

Bel ağrısı gluteal bölgenin inferioru ile 12.kosta arasında kalan lokal bölgenin ağrısı için kullanılan bir terimdir.(4)Bel ağrısı süresine göre akut, subakut ve kronik olmak üzere üç döneme ayrılabilmektedir. Akut dönem bir aya kadar süren ağrılar için kullanılır.1 ile 3 ay arasında süren ağrılara subakut,3 aydan fazla süren ağrılara kronik ağrı denir. Bel ağrılarının çok büyük bir kısmı 4 ile 6 hafta arasında kendiliğinden geçer, fakat yaklaşık %10’u ise geçmeyip kronik ağrıya dönüşebilmektedir.(38) Yapılan başka bir çalışmada ise bel ağrısı olan hastaların %74 ile 89’unun 3 ile 6 ay sonra iyileşebileceği, %9 ile 28’inde ise kronik ağrıya dönüşebileceği belirtilmiştir.(39)

Toplumda görülen en sık tıbbi sorunlardan birisi bel ağrısıdır.(40) Hayat boyunca bel ağrısının görülme sıklığının yaklaşık %80 olduğu yapılan bir çalışmada ifade edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde hastaların doktorlara başvurma nedenini sorgulayan bir çalışmada bel ağrısının 5. Sırada olduğu görülmüştür.(41-42)

Bel ağrısı olan hastaların tedavideki rolüne bakıldığında kronik bel ağrısında hastaların tedavideki rolü,akut bel ağrısı olan hastalara oranla çok daha fazladır. Kronik bel ağrısının tedavi yaklaşımı akut bel ağrılıl hastalara göre daha karmaşıktır.Kronik bel ağrılı hastalarda hastalığın sosyal,fiziksel ve psikolojik yönlerini de ele almak gerektiği birçok çalışmada dile getirilmiştir.(43)

(15)

2.3 Epidemiyoloji

Bel ağrısı, görülme prevelansının yüksek olması ve tedavi masraflarının fazla olması nedeniyle hem sanayileşmiş ülkelerde hem de sosyokültürel düzeyi düşük olan gelişmemiş ülkelerde önemli bir sağlık sorunudur. Bel ağrısı düşük bir ihtimalle de olsa ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir ve bel ağrısı iş gücü ve hayat kalitesinde azalmanın önemli nedenlerinden biridir.(3,7)

Kronik bel ağrısının ömür boyu prevalansı %60-80 olmakla birlikte yılda görülen prevelansı %6-20 arasında değişiklik göstermektedir.(44) Yapılan bir çalışmada geniş yaş gruplarında yapılan bir araştırmada Türkiye` de yaşam boyu bel ağrısı prevalansı %51, kronik bel ağrı görülme prevalansı ise %13,1`dir.(45) Ülkemizde yapılan başka bir çalışmada ise bel ağrısının prevalansının %44 ile 79 arasında değiştiği bildirilmiştir.(46)

Bireylerin yaşamı boyunca herhangi bir zamanda %70 ile 85’i bel ağrısı sorunuyla karşılaşmaktadır.Bu hastaların %80’i ilerleyen dönemlerde tekrarlayan ataklarla karşılaşabilmektedir.(47) İşe gelememenin üst solunum yolları rahatsızlıklarından sonraki ikinci en sık nedeni bel ağrısı olarak bilinmektedir.(48) Bel ağrısı üst solunum yolu rahatsızlıklarından sonra hastanelerde polikliniğe başvurmanın en sık nedeni olarak bilinmektedir.(49) Bel ağrısı, hastalığın tedavi maliyeti ve indirek maliyetler olan isten uzak kalma, özürlülük ödemeleri ve azalmıs üretkenlik göz önüne alındığında en pahalı hastalıklardan biridir.(50) Yapılan bir çalışmada beş yüz kişilik kesitsel bir çalışmada özürlülük ve engelliliğe yol açan bel ağrısı oranının % 13,1 olduğu ifade edilmektedir.(51)Yapılan bir çalışmada bel ağrısının, yaş arttıkça yaşa uyumlu olarak arttığı gözlenmiştir ve bel ağrısına bağlı ortalama iş günü kaybı 43 gün olarak ifade edilmektedir. Yapılan bir çalışmada işe dönüş süresinin %35 hastada 1 ay, %70 hastada 3 ay, %85 hastada 6 ay olduğu bildirilmektedir.(28).Bel agrısı doktora başvurma nedeninin besinci en sık sebebi iken ikinci en sık semptomatik neden olduğu görülmüştür(3,52)

(16)

2.4 Etiyoloji

Kronik bel ağrılı bireylerin %85’inde ağrının nonspesifik olduğu görülmüştür. Ağrı ile ilgili kişisel risk faktörleri; yaş, cinsiyet, ırk, antropometrik faktörler, sigara, postüral özellikler,omurga mobilitesi, kas gücü, fiziksel aktivite düzeyi, psikolojik özellikler ve sosyoekonomik durum olarak sayılabilir.(53)

Mekanik bel ağrısı en yaygın karşılaşılan medikal sorunlardan birisidir. Mekanik bozukluklar olağan anatomik yapının fazla kullanımına bağlı olabileceği gibi, bir deformiteye ya da yaralanmaya sekonder olarak da gelişebilir. Lumbal strain, disk hernisi,lumbar osteoartritler ve lumbal spinal stenoz mekanik bel ağrısına sebep olabilecek patolojilerdendir(54)

Mekanik bel agrısında veya diger adıyla spesifik olmayan bel agrısında belirtiler; kaslar, ligamentler, faset eklemler, sinirler, periost, kan damarları ve intervertebral disk gibi omurga ve omurgayı saran yapılardaki lokal problemlerden kaynaklanmaktadır. Bel agrısının mekanik nedenleri için bir çok terim kullanılabilmektedir. Bunlar içinde lumbal agrı/strain/sprain, lumbalji, spondiloz, segmentel veya somatik disfonksiyon, ligamentöz straindir(3) Bel agrılı bireylerin yaklasık %90’i mekanik bel agrısından kaynaklanmaktadır.(55) Bel agrısına sebep olan gerçek yapıyı muayene veya tanısal testler ile güvenli bir sekilde ayırmak genellikle kolay değildir. (3). Bel agrısı spesifik görüntüleme bulguları ile birlikte görülse de bu bulguların hastaların semptomlarının nedeni oldugunu belirlemek zor olmaktadır.(56)

Lumbal Strain; mekanik stres ve uzamış yanlış pozisyon ile karakterizedir.

Lumbal strain kas, fasia ve ligament yapılarında görülen yaralanmalarla meydana gelmektedir.(54) Belde genel ağrı ve kas spazmı ile karakterize, kalçaya yayılabilen, öne doğru eğilme ve hareketle artan ağrı oluşabilmektedir.(57)

Disk Hernisi; nucleus pulposusun anulus fibrosusu zorlamasıyla oluşur.

Genelde disk rüptürü yaşamın 3. Ve 4. Dekadında oluşur. Disk hernisi % 98 oranında L4-L5 ve L5-S1 diskleri arasında oluşmaktadır.(54).Alt ekstremiteye dermatomal yayılım gösteren, motor ve duyu bozukluklarının da olabileceği bel merkezli ağrı oluşmaktadır.(57)

Lumbar Spondylosis; sabah yataktan kalkmayla oluşan ve gün içerisinde

(17)

deformiteyle karakterize olup, yaşlılıkta ağrı ve özrün önemli sebeplerinden biridir. Lumbal osteoartrit ayakta durma ve omurganın ekstansiyonuyla artan ağrı oluşturur.(54)

Lumbal Spinal Stenoz; spinal kanalda darlığa neden olan bir patolojidir.

Spinal kanaldaki darlık nöral baskı ile karakterizedir(54). Radikülopatinin eşlik ettiği ayakta durmada ekstansiyon ve oturmada fleksiyon pozisyonunda ağrıda fazlalaşma görülebilmektedir.(57) Mekanik bel agrısı sebepleri radiküler agrı sendromlarına da neden olabilir.

Lumbosakral sinir kökü tutulumuna baglı radiküler agrıda, mekanik bel agrısının neden oldugu yansıyan agrıdan farklı olarak, bacak agrısı dizin altına inebilmektedir ve güçsüzlük, uyusma, karıncalanma gibi nörolojik bulgular da mevcuttur.Radikülopatiyle beraber bulunan bel agrısının 55 yas gurubu altındaki en sık sebebi intervertebral disklerdeki herniasyon iken daha yaslı grupta spinal stenozun eslik ettigi veya etmedigi lumbosakral spondilozdur.(58,59)

Bunların dışında ankilozan spondilit, enfeksiyon, malignite, cauda equina sendromu, vertebral kompresyon fraktürü ve travma bel ağrısına sebep olabilecek diğer patolojilerdir.(57)

2.5 Risk Faktörleri

Bel ağrısının risk faktörlerini birçok şekilde kategorize etmek olasıdır. Yaş, meslek, vücut kitle indeksi(57) Kadın cinsiyet, pisikososyal faktörler, genetik eğilim ve eğitim durumu da birçok çalışmalarda risk faktörü olarak değinilmiştir.(41,60,61)

YAŞ

Yüksek yaş grubu bel ağrısı olması açısından en yaygın nedenlerden biridir. Özellikle 30’lu yaşlar en sık görülen yaş grubudur(57)

CİNSİYET

Yapılan bazı çalışmalarda kadınlarda bel ağrısının erkeklere oranla daha fazla görüldüğü saptanmıştır.(40)

OBEZİTE

Vücut kitle indeksi 30 kg/m²’dan yüksek olan bireylerde bel ağrısı olma ihtimalinin daha yüksek olduğu ifade edilmiştir.(41,62)

(18)

SİGARA

Sigara diskin beslenmesini olumsuz yönde etkiler ve dış etkenlere daha hassas hale getirmektedir, ayrıca; vazokonstrüktif etkisiyle erken dönemde diskte bozulma meydana getirir.(63)

Psikososyal Risk Faktörleri

Anksiyete,stres ve depresyon bel ağrısı ile en çok ilişkilendirilen psikolojik risk faktörleridir. Hastalarda psikolojik risk faktörlerinin olması, bel ağrısının daha uzun sürmesine sebep olur.(41,64)

EĞİTİM DÜZEYİ

Düşük eğitim seviyeli bireylerde bel ağrısı görülme sıklığının daha fazla olduğuyla ilgili yayınlar mevcuttur.(41) Düşük eğitim seviyeli bireylerde ağrı süresinin daha fazla, tedavide başarı ihtimalinin daha düşük olduğu gösterilmiştir.(65)

Mesleki risk faktörleri

Meslek grubuyla ilgili yapılan çalışmalar, mesleğin tipi ve yoğunluğunu bel ağrısı sıklığıyla bağdaştırmıştır. Yapılan bir çalışmada fiziksel güç sağlayarak yapılan mesleklerde bel ağrısı görülme prevelansının %39 olduğunu belirtirken, bu oran masabaşı işle uğraşan mesleklerde %18,3 olarak gösterilmiştir.(66)

Ulaşım araçlarını kullanan şoförlerde vibrasyon nedeniyle disk beslenmesinin bozulduğu ve bu bozulmaya bağlı disk hernisi oluşma riskinin daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Ayrıca uzun süren vücut vibrasyonunun bel problemlerinde devamlılığa sebep olduğu da saptanmıştır.(63,67)

2.6 Bel Ağrı Tedavisi

Akut bel ağrısının tedavisinde amaç, semptomları azaltırken ağrıyı kontrol altına almaktır. Kronik bel ağrısının tedavisindeki amaç ise ağrıyı azaltıp hastayı hastalığıyla ilgili bilgilendirmektir.(68)

Tedavi genel olarak hasta eğitimi, farmakolojik tedavi, nanfarmakolojik tedavi ve cerrahi tedavi olarak 4 kısımda değerlendirilebilir. Hasta eğitimini

(19)

broşürler, öneriler ve hastalığıyla ilgili bilgi sağlamak oluştururken farmakolojik tedaviyi antidepresanlar, steroid olmayan antienflamatuarlar, myeloreksanlar ve opioid grubu kapsar. Nonfarmakolojik tedavi fizik tedavi ve rehabilitasyon, davranışsal ve kognitif tedavi, yoga ve akupunktur olarak söylenebilir.(69)

2.7 Dallas Ağrı Anketi

Dallas Ağrı Anketi Lawlis tarafından oluşturulmuş bir ankettir.

Bu anket bel ağrısının günlük yaşamın dört bileşenine etkisini öğrenmeyi amaçlar. Bunlar günlük aktiviteler, meslek ve boş zaman aktiviteleri, anksiyete / depresyon ve sosyalliktir.(70)

Anketin günlük aktiviteleri sorgulayan kısmı (soru 1-7) ağrı ve şiddeti, kişisel bakım, herhangi bir şey kaldırma, yürüme, oturma, ayakta durma ve uyku durumunu değerlendirir.

Meslek ve boş zaman aktiviteleri kısmı (8–10. Sorular ) ağrının sosyal hayat, seyahat ve mesleğe olan etkisini değerlendirir.

Anketin Anksiyete / depresyon kısmı (soru 11-13) kaygı/ruh hali, , duygusal

kontrol ve depresyonu değerlendirir.

Anketin Sosyallik bileşeni (14–16. Maddeler) kişiler arası ilişkileri, sosyal desteği ve cezalandırıcı tepkileri değerlendirir.

Her soru için bir görsel analog skala kullanılarak hastaya %0 ile %100 arasında değerlerden birini seçmesi istenir.%0 hiç yok,değiştirmedi,değilim gibi ifadeleri temsil ederken; %100 bu ifadelerin tersini tanımlar.

Total skor hesaplanırken 4 bölüm ayrı ayrı içinde toplanır ve belli bir kat sayı ile çarpılır.

1.kısım olan günlük aktiviteler kısmı 10 luk sisteme çevrilip 3 ile, diğer kısımlar olan meslek ve boş zaman

(20)

aktiviteleri,Anksiyete/Depresyon,Sosyallik kısımları da kendi aralında 10’luk sisteme çevrilip toplanır ve 5 ile çarpılır.

Dallas ağrı anketinde hastanın sonucuna göre medikal,bilişsel davranışsal veya kombine tedaviye karar verilir.

Hesaplamalar sonucunda 1 ve 2. Kısım puanlarının 50’den büyük olması medikal tedavi gerekliliğini; 3 ve 4. Kısım puanlarının 50’den büyük olması bilişsel davranışsal tedavi gerekliliğini gösterir.Eğer 4 kategorideki puanların her biri 50’den büyükse kombine tedavi gerekliliğini gösterir.

Dallas Ağrı Anketi’nin ayrıca Fransızca dili versiyonu da geçerli ve güvenilir bulunmuştur(71)

(21)

3.MATERYAL VE METOD

3.1 Amaç

Çalışmamızın amacı kronik bel ağrılı hastalarda Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe versiyon, geçerlik ve güvenirliğini saptamaktır.

3.2. Çalışmanın Yapıldığı Yer

Çalışma Mayıs 2018 — Haziran 2018 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümünde yapılmıştır. Çalışma için Ege Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanlığından izin alınmıştır. Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe versiyon, geçerlik ve güvenirlik çalışması için gerekli izini ile Ege Üniversitesi Etik Komisyonundan alınmıştır.

3.3. Çalışmaya Katılanlar

Çalışmaya en az 3 aydır bel ağrısı şikâyeti bulunan, çalışmaya katılımı kabul eden ve veri izin formunu imzalayan (Ek-4), 18-75 yaş arasındaki 100 hasta dâhil edilmiştir. Test-tekrar test güvenirliği için 20 hasta anketi iki gün arayla cevaplandırmıştır. Çalışmaya okuma yazma bilmeyenler, soruları anlamasını ve cevaplamasını engelleyecek şiddetli psikiyatrik veya nörolojik hastalığı bulunanlar alınmamıştır.

3.4. Çeviri ve Kültürel Adaptasyon

Anketin çeviri ve adaptasyonuna başlamadan önce anketin orijinal sahibinden izin alınmıştır. Çeviri ve kültürel adaptasyon uygun bir prosedüre göre tasarlanmıştır [56].

Anketin orijinal İngilizce hali İngilizce ve Türkçeyi iki kişi tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Çevirmenler bir araya gelerek Türkçeye çevrilen anketleri tek bir çeviri haline getirmiştir. Türkçeye çevrilen anket daha sonra anadili İngilizce olan ve Türkçeyi iyi bilen bir yeminli tercüman tarafından tekrar İngilizceye çevrilmiştir.Anketin her bir sorusu için anlaşılırlık formu oluşturulmuş (Çizelge 3.1) ve pilot olarak 10 hasta, 10 sağlıklı kişiye

(22)

uygulanmıştır. Pilot çalışmaya katılan tüm katılımcılar her bir soru için soruyu tamamıyla anladım seçeneğini işaretledikleri için Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe versiyonun son hali oluşturulmuştur

4.İstatistiksel Analiz ve Bulgular

İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER

Verilerin analizinde SPSS 23.0 ve AMOS 23.0 (IBM Corparation, Armonk, New York, United States) programları kullanıldı. Ölçeğin ilk geliştirildiği dildeki yapısı Türkçe sürümdeki uygunluğunun incelenmesinde güvenilirlik ve geçerlilik analizleri kullanıldı. Güvenilirlik analizlerinde İç tutarlılık, Madde analizi ve Test-tekrar test yaklaşımı kullanılmıştır. İç tutarlılık Cronbach alfa değeri ile gösterilmiştir. Geçerlilik analizlerinde Ölçüt geçerliliği ve Yapı geçerliliği(Açıklayıcı Faktör analizleri ve Doğrulayıcı Faktör analizleri) iki temel istatistiksel yaklaşım uygulanmıştır. Verilerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro-Wilk testi ile değerlendirildi. Bağımsız iki grubun nicel verilere göre birbiri ile karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi Monte Carlo sonuçlarıyla birlikte kullanıldı.

İkiden fazla grubun nicel verilere göre birbiriyle karşılaştırılmasında Kruskal-Wallis H Testleri kullanıldı ve Post Hoc analizler için Dunn’s Test kullanılmıştır. Değişkenlerin birbiriyle olan korelasyonlarını incelemek için ise Kendall’s tau-b testi kullanılmıştır.

Kantitatif veriler tablolarda ortalama ± std.(standart sapma) ve medyan Range(Maximum-Minimum) değerleri şeklinde ifade edilmiştir. Kategorik veriler ise n(sayı) ve yüzdelerle(%) ifade edilmiştir. Veriler %95 güven düzeyinde incelenmiş olup p değeri 0,05 ten küçük anlamlı kabul edilmiştir.

Ölçeğe ait soruların tanımlayıcı istatistikleri tablo 1 te gösterilmiştir. Başlangıçta uygulanan ölçekte soru 1 ortalaması 5,81 medyan değeri 6 maximum 9 minimum 2 değerini aldı.

(23)

Tablo 1: Ankete ait soruların tanımlayıcı istatistikleri

Başlangıç Test Tekrar Test

Ortalama±SS. Medyan (Min./Max.) Ortalama±SS. Medyan (Min./Max.)

soru1 5,81 ± 2,00 6 (2/9) 5,73 ± 2,11 6 (1/10) soru2 5,72 ± 2,25 6 (1/10) 5,93 ± 2,29 6 (0/10) soru3 5,46 ± 2,19 6 (1/10) 5,54 ± 2,26 6 (0/10) soru4 5,33 ± 2,25 6 (0/9) 5,31 ± 2,37 6 (0/10) soru5 5,21 ± 2,02 5 (0/9) 5,08 ± 2,17 6 (0/9) soru6 5,30 ± 2,01 6 (0/9) 5,61 ± 2,05 6 (0/9) soru7 6,02 ± 1,81 6 (2/9) 6,10 ± 1,53 6 (1/9) soru8 5,55 ± 1,67 6 (2/9) 5,60 ± 1,52 6 (1/9) soru9 5,33 ± 1,99 5 (1/9) 5,51 ± 1,78 6 (1/9) soru10 5,59 ± 1,97 6 (1/9) 5,38 ± 1,73 5 (1/10) soru11 3,08 ± 1,93 3 (0/8) 3,01 ± 1,77 3 (0/8) soru12 3,18 ± 2,27 3 (0/8) 3,17 ± 1,86 3 (1/8) soru13 3,86 ± 2,35 4 (0/9) 3,66 ± 1,92 4 (1/8) soru14 3,39 ± 2,16 3 (0/8) 3,13 ± 1,85 3 (0/9) soru15 3,98 ± 2,34 3 (0/9) 3,51 ± 2,03 3 (0/8) soru16 2,62 ± 2,36 2 (0/9) 2,59 ± 2,00 2 (0/8)

1. Dallas ağrı ölçeğinin Yapı-Kavram Geçerliliğine ilişkin bulgular

1.1. Faktör Analizi:

Faktör yapısının incelenmesinde Temel bileşenler analizi(Principal Component Analysis) ve eğik döndürme yöntemi olan Promax Rotasyon yöntemi kullanıldı. Ölçeğin Faktör yükleri, özdeğerleri ve açıkladığı varyanslar tablo 2’de İfade edildi. Yapılan faktör analizinde Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy(KMO)=0,923 veri yapısının faktör analizi için mükemmel derecede yeterli olduğunu göstermektedir. Değişkenler arasında yeterince ilişki olup olmadığını ölçen Bartlet küresellik testi sonucu incelendiğinde elde edilen ki-kare değerinin anlamlı olduğu görülmüştür (X2

= 2146,316; P<0,001). Elde edilen bu değerler göz önünde bulundurularak, 16 maddelik ölçeğe faktör analizi yapılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Tablo 2 İncelendiğinde ölçekteki maddelerin 2 alt boyutta toplandığı görülmüştür. Medikal tedavi alt boyutu varyansın %50,94’ünü Davranışsal tedavi alt boyutu %33,48’ini açıklarken bu 2 alt boyut toplam varyansın %84,42’sini açıklamaktadır. Toplam katkının toplam varyansın 2/3’si (%67) kadar kapsadığı faktör sayısı, önemli faktör sayısı olarak değerlendirildi. Bunu Yamaç-birikinti grafiğinde desteklemektedir (Şekil 1).

(24)

Şekil 1: Yamaç – Birikinti (Scree Pot) Grafiği

Faktör yüklerinin Medikal tedavi için 0,830 ile 0,935 arasında, davranışsal tedavi için 0,922 ile 0,952 arasında olduğu görülmektedir. Faktör yükleri 0,30 un altında hiçbir yük olmadığından hiçbir madde çıkarılmamıştır. Testin tekrarlanabilirliği için 2 gün sonra hastalara tekrar ölçek uygulandı. Uygulanan ölçek verilerine Faktör Analizi uygulandığında benzer sonuçlar elde edilmiştir.

(25)

Tablo 2: Dallas Ağrı Ölçeğinin Faktör Yapısı

Ölçek Alt Boyutları Maddeler Faktör Yükleri Maddelerin Faktörlerin Özdeğeri

Faktörlerin açıkladığı Varyans Medikal Tedavi SORU 3 0,935 8,15 50,94 SORU 5 0,927 SORU 2 0,926 SORU 4 0,919 SORU 6 0,915 SORU 1 0,909 SORU 9 0,877 SORU 8 0,865 SORU 7 0,854 SORU 10 0,830 Davranışsal Tedavi SORU 13 0,952 5,36 33,48 SORU 12 0,949 SORU 15 0,944 SORU 14 0,939 SORU 16 0,933 SORU 11 0,922

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy(KMO)=0,923 Extraction Method: Principal Component Analysis.

Rotation Method: Promax with Kaiser Normalization.

Maddeler arası korelasyonlar Tablo 3 te gösterilmiştir. Yapılan analizde korelasyonların bir biri ile maksimum olanlar faktörlere göre ifade edildi. Medikal tedavi faktöründe maddeler arası korelasyonlar 0,666 ile 0,900 arasında değişmektedir. Davranışsal tedavi faktöründe maddeler arası korelasyonlar 0,825 ve 0,913 arasında değişmektedir.

(26)

Tablo 3: Maddeler Arası Korelasyon

Faktörler Maddeler r Maddeler r

Medikal Tedavi

soru1 soru2 0,840 soru4 soru5 0,868

soru1 soru3 0,821 soru4 soru6 0,854

soru1 soru4 0,791 soru4 soru7 0,747

soru1 soru5 0,800 soru4 soru8 0,702

soru1 soru6 0,788 soru4 soru9 0,742

soru1 soru7 0,814 soru4 soru10 0,666

soru1 soru8 0,790 soru5 soru6 0,860

soru1 soru9 0,780 soru5 soru7 0,741

soru1 soru10 0,727 soru5 soru8 0,735

soru2 soru3 0,882 soru5 soru9 0,733

soru2 soru4 0,863 soru5 soru10 0,706

soru2 soru5 0,878 soru6 soru7 0,775

soru2 soru6 0,816 soru6 soru8 0,737

soru2 soru7 0,749 soru6 soru9 0,772

soru2 soru8 0,729 soru6 soru10 0,696

soru2 soru9 0,757 soru7 soru8 0,774

soru2 soru10 0,688 soru7 soru9 0,761

soru3 soru4 0,872 soru7 soru10 0,691

soru3 soru5 0,900 soru8 soru9 0,871

soru3 soru6 0,835 soru8 soru10 0,836

soru3 soru7 0,770 soru9 soru10 0,797

soru3 soru8 0,747 soru3 soru9 0,748 soru3 soru10 0,707 Davranışsal Tedavi soru11 soru12 0,901 soru11 soru13 0,849 soru11 soru14 0,832 soru11 soru15 0,843 soru11 soru16 0,825 soru12 soru13 0,863 soru12 soru14 0,852 soru12 soru15 0,846 soru12 soru16 0,893 soru13 soru14 0,881 soru13 soru15 0,913 soru13 soru16 0,856 soru14 soru15 0,879 soru14 soru16 0,852 soru15 soru16 0,838

Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Test

Maddelere göre Güvenirlilik, Madde Toplam korelasyonu ve Yarı test analizlerinde elde edilen sonuçlar tablo 4 te verilmiştir.

(27)

Medikal tedavi alt boyutunun genel Cronbach alfa değeri 0,972(oldukça güvenilir) ilgili maddelerinin Cronbach alfa değeri 0,968 ile 0,972 arasında değişmektedir. İç tutarlılıkları yeterli düzeydedir. Korelasyon katsayıları 0,795 ile 0,908 arasında değişmektedir. Yarı test güvenirlilik analizleri incelendiğinde, yarı 1 (Part 1) için Cronbach alfa değeri 0,966 Yarı 2(Part 2) için 0,942 olarak hesaplandı.

Davranışsal tedavi alt boyutunun genel Cronbach alfa değeri 0,973(oldukça güvenilir) ilgili maddelerinin Cronbach alfa değeri 0,966 ile 0,970 arasında değişmektedir. İç tutarlılıkları yeterli düzeydedir. Korelasyon katsayıları 0,899 ile 0,928 arasında değişmektedir. Yarı test güvenirlilik analizleri incelendiğinde, yarı 1 (Part 1) için Cronbach alfa değeri 0,949 Yarı 2(Part 2) için 0,946 olarak hesaplandı.

Bütün maddeler birlikte değerlendirildiğinde Genel Cronbach alfa değeri 0,920(oldukça güvenilir) tüm maddelerinin Cronbach alfa değeri 0,911 ile 0,920 arasında değişmektedir. İç tutarlılıkları yeterli düzeydedir. Korelasyon katsayıları 0,480 ile 0,817 arasındaydı. Yarı test güvenirlilik analizleri incelendiğinde, yarı 1 (Part 1) için Cronbach alfa değeri 0,970 Yarı 2(Part 2) için 0,910 olarak hesaplandı.

(28)

Tablo 4: Maddelere göre Güvenirlilik, Madde Toplam korelasyonu ve Yarı test analizleri

Ölçek Alt Boyutları Maddeler

Genel Split — Half

Madde Silindiğinde Cronbach’s Alpha Toplam Madde Korelasyonu Genel Cronbach’s Alpha Cronbach’s Alpha Part 1 — Part -2 Medikal Tedavi SORU 1 0,968 0,886 0,972 0,966-0,942 SORU 2 0,968 0,898 SORU 3 0,968 0,908 SORU 4 0,969 0,884 SORU 5 0,968 0,901 SORU 6 0,968 0,887 SORU 7 0,970 0,840 SORU 8 0,970 0,852 SORU 9 0,970 0,856 SORU 10 0,972 0,795 Davranışsal Tedavi SORU 11 0,970 0,899 0,973 0,949-0,946 SORU 12 0,966 0,924 SORU 13 0,966 0,928 SORU 14 0,968 0,912 SORU 15 0,967 0,917 SORU 16 0,969 0,903 Genel SORU 1 0,913 0,724 0,920 0,970-0,910 SORU 2 0,914 0,666 SORU 3 0,914 0,667 SORU 4 0,916 0,625 SORU 5 0,914 0,677 SORU 6 0,914 0,673 SORU 7 0,911 0,817 SORU 8 0,912 0,807 SORU 9 0,912 0,759 SORU 10 0,914 0,671 SORU 11 0,916 0,595 SORU 12 0,920 0,490 SORU 13 0,920 0,489 SORU 14 0,919 0,490 SORU 15 0,920 0,482 SORU 16 0,920 0,480

Reliability Test — Pearson Momentler Çarpım korelasyon Test

Ölçek test tekrar test sonuçları tablo 5 te gösterilmiştir. Hastalara aralarında 2 gün geçecek şekilde 2 kez anket uygulandı. Bu anketler tablo 2-3 ve tablo 4 te tekrar testin doğruluğunu daha iyi incelemek için aynı analizler 2. Gündeki verilere de uygulanmıştır. Başlangıçta uygulanana anketin analiz sonuçlarıyla

(29)

uyumlu olduğu görüldü. Son olarak başlangıç anket verileri ile 2. Gün anket verilerinin uyuşumları incelendiğinde 0,7 nin altında korelasyon katsayısı olmadığından tekrar test tekrar açısından uyumlu olduğu görülmüştür.

Tablo 5: Test Tekrar Test

r P Değeri

soru1 & soru1(tekrar) 0,909 <0,001 soru2 & soru2(tekrar) 0,868 <0,001 soru3 & soru3(tekrar) 0,911 <0,001 soru4 & soru4(tekrar) 0,901 <0,001 soru5 & soru5(tekrar) 0,883 <0,001 soru6 & soru6(tekrar) 0,888 <0,001 soru7 & soru7(tekrar) 0,862 <0,001 soru8 & soru8(tekrar) 0,819 <0,001 soru9 & soru9(tekrar) 0,883 <0,001 soru10 & soru10(tekrar) 0,901 <0,001 soru11 & soru11(tekrar) 0,929 <0,001 soru12 & soru12(tekrar) 0,956 <0,001 soru13 & soru13(tekrar) 0,922 <0,001 soru14 & soru14(tekrar) 0,952 <0,001 soru15 & soru15(tekrar) 0,949 <0,001 soru16 & soru16(tekrar) 0,921 <0,001 Pearson Correlation Test - r: Korelasyon Katsayısı

Dallas Ağrı ölçeğinin 16 maddesi nin yapılan açıklayıcı faktör analizi sonucunda tespit edilen iki faktörlü yapının, bu çalışmada elde edilen verilerle ne derecede uyum gösterdiğini değerlendirmek amacıyla DFA uygulanmıştır. DFA sonucunda uyum indeksleri (2=193,936 sd=99,

p<0,001) her ne kadar modelin uyumlu olmadığını gösterse de (2

/SD)<3 olduğundan modelin genel uyumunun kabul edilebilir olduğu sonucunu verir. Diğer uyum indeksleri incelendiğinde RMSEA=0,098, NFI=0,915, NNFI=0,947, GFI=0,797 ve AGFI=0,721 olarak bulunmuştur. Dallas ağrı ölçeğinin uyum indeksleri ideal olarak uyum göstermektedir. Uyum indekslerinin değerleri uyumlu olması ölçek bu haliyle araştırmacılar tarafından kullanılabilir olduğunu göstermektedir ve farklı örneklemler üzerinde tekrar uyum indekslerine bakılabilir.

(30)
(31)

5.Tartışma

Bel ağrıları, bireylerin hayat kalitelerini olumsuz yönde etkileyen etkenlerden biridir(72). Bel ağrılarının hem değerlendirilmesinde hem de takibinde anketler sıklıkla kullanılmaktadır.(73) Anketlerin doğru bir şekilde kullanımı tedavi programının düzenlenmesi açısından oldukça önemlidir.(74)Bel ağrısı şikâyeti olan hastalarda anketlerin kullanımın önemi birçok çalışmada vurgulanmıştır.(75,77) .Bel ağrısı şikâyeti olan hastalarda anamnez ve fizik muayenenin yanı sıra kişinin fiziksel, sosyal ve iş yaşamını sorgulayan anketlere ihtiyaç bulunmaktadır.(76)

Ölçekler, genel veya özel bir duruma ilişkin insan davranışlarından bir örneklemi ölçen, ölçümün sonucunda belirli bir sonuca ulaşan, bu sonucu kendine özgü norm ve standartlarla kıyaslayarak genel davranışa ilişkin fikir veren, kullanımı standartlaştırılmış araçlardır. Klinik araştırma alanlarında bilimsel yaklaşım ihtiyacı arttıkça ölçeklere olan ilgi de artmaktadır.(78)

Ölçeklerin içeriği genellikle ağrı şiddeti, ağrı niteliği ve ağrı süresine yöneliktir. Ancak ağrının psikolojik, duygusal ve sosyal açıdan değerlendirmesini içeren kapsamlı ölçeklerin sayısı oldukça azdır.Bel ağrılarını sorgulayan anketlerin Türkçe versiyonlarının sayısı yeterli olmadığını düşünmekteyiz. Türkçe versiyon sayısının arttırılması bel rahatsızlıklarının değerlendirme yöntemlerinin çeşitliliğini arttıracak ve rahatsızlığın daha iyi sorgulanmasına yardımcı olacaktır. Dallas Ağrı Anketi kronik ağrının fizyolojik, psikolojik, duygusal ve sosyal açıdan değerlendirilmesinde kullanılan çok boyutlu bir ölçektir (27)

Kronik ağrı, her bir hastanın kendine özgü bir deneyimi olan kompleks ve subjektif bir olgudur. Ağrı deneyiminin subjektif değerlendirmelerinin yapılabilmesi tedavi ve tedaviye katılım için motivasyonun belirlenmesinde önemlidir. Objektif, subjektif ve kognitif ve davranışsal olarak kapsamlı hasta değerlendirmesinin yapılabilmesi; sağlık profesyonelleri ve hasta iletişiminde başarıyı arttırır. Tedavi sürecini de pozitif yönde etkiler. Bu nedenle kronik

(32)

ağrı değerlendirmesinde çok boyutlu değerlendirme araçlarının kullanımı önem kazanmaktadır(27) Ülkemizde de davranışsal ve

bütüncül tedavi yaklaşımları klinik uygulamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Biz de çalışmamızda,kronik bel ağrılı hastalarda hastaların karakteristik analizleri ile birlikte çok boyutlu ağrı değerlendirme aracı olan Dallas Ağrı Anketi’nin Türkçe geçerlik ve güvenirlik analizini yapmayı amaçladık.

Bel ağrıları sürecine göre; akut, subakut ve kronik olarak sınıflandırılmaktadır. Dört haftadan az olan bel ağrıları akut, 4-12 hafta arası subakut ve 12 haftadan uzun süren ağrılar kronik bel ağrıları olarak tanımlanmaktadır.(68). Dallas Ağrı Anketi’nin orijinal versiyonunu yapan Lawlis ve ark, Fransızca dili versiyonunu yapan Marty ve arkadaşları çalışmalarına dâhil ettikleri hastaların bel ağrısı süre aralıklarını oldukça az bir süre tutmuşlardır. Lawlis ve arkadaşları çalışmalarına 104 hasta dahil etmişlerdir. Bu hastaların bel ağrısı süreleri 3 ay ile 24 ay arasında değişmekteydi. Anketin Fransızca geçerlilik ve güvenilirlik çalışmasını yapan Marty ve arkadaşlarının çalışmasında ise 59 hasta bulunmaktaydı ve bu hastaların bel ağrısı süresi 3 ay ile 36 ay arasında değişmekteydi.

Bizim çalışmamızda ise 100 kronik bel ağrılı hasta bulunmaktaydı ve bu hastaların bel ağrıları süreleri 3 ay ile 84 ay arasında değişmekteydi. Daha uzun süreli bel ağrısı olan hastaları dahil ederek, yanılma riskini azaltmaya çalıştık.(70,71)

Anket geçerlik çalışmalarında genellikle geçerliği kanıtlanmış, altın standart olarak kabul edilen ve mümkünse konuya özgü başka anketlerin kullanılması önerilmektedir. Fakat bel ağrısını değerlendiren anketler arasında altın standart kabul edilen bir anketin henüz bulunmadığı ifade edilmektedir.Ölçek güvenirlik analizlerinde kullanılan en yaygın yöntemlerden biri, paralel form yöntemidir Bu durum dikkate alındığında Roland Morris Disabilite Ölçeği; daha önce Türkçe de dâhil olmak üzere birçok dilde geçerlik, güvenirliği kanıtlanmış, birçok araştırmada kullanılmış ve sorguladığı parametrelerin benzer olması nedeniyle tercih edilmiştir.(79,80,82) Benzer şekilde Oswestry

(33)

Disabilite Ölçeği; Türkçe geçerlik ve güvenirliğinin bulunması, uygulaması ve puan hesabının kolay

olması nedeniyle seçilmiştir.(81) Ayrıca hastaların ağrı düzeyini belirlemede yaygın olarak kullanılan görsel analog skalasını ve hastaların yaşam kalitesini değerlendirmek amacıyla kısa form 36’nın kullanılmasını uygun gördük. Lawlis ve ark. Anketin orijinal versiyonunda depresif semptomları değerlendirmek için Roland Morris Engellilik Anketi’ni kullanmışlardır.Anketin Fransıca versiyonunu oluşturan Marty ve arkadaşları ise Oswestry bel ağrısı engellilik anketini kullanmıştır.

Demografik Bilgiler

Çalışmamıza Ege Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniklerine başvuran 100 kronik bel ağrılı hasta alınmıştır.

Literatürde kronik bel ağrısı ve prognoza etkili faktörlerin araştırıldığı klinik araştırmalar göze çarpmaktadır. Campbell ve ark.(83) kronik bel ağrısında prognoz ile ilişkili faktörleri araştırmış, bel ağrılı hastaların; %62,1‟inin kadın olduğunu belirtmişlerdir.

Taloyan ve Lofvander (84) ise kronik sırt ağrısı olan genç hastalarda ve cinsiyet farklılıklarını araştırmış,245 hastanın analizi sonucunda ağrı yakınması yaşayan kişilerin çoğunluğunun kadın olduğunu bildirmişlerdir. Anketin orijinal versiyonunu yapan Lawlis ve arkadaşlarının çalışmasında kadın oranı %58,4, anketin Fransızca versiyonunu gerçekleştiren Marty ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada kadın oranı %61,2 idi.

Bizim çalışmamızda kadın oranı %61 olarak saptanmıştır. Çalışmamıza alınan hastaların cinsiyet dağılımı Lawlis ve arkadaşları ile Marty ve arkadaşlarının denek grubu ile benzerlik göstermektedir. Bu çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda kronik bel ağrısının kadın hastalarda görülme oranının erkeklerden fazla olduğunu söyleyebiliriz.(70,71)

Bizim çalışmamızda hastaların yaş ortalaması 44,92 yıldır.Anketin orijinal versiyonunu yapan Lawlis ve arkadaşlarının çalışmasında yaş ortalaması 39,68, anketin Fransızca versiyonunu gerçekleştiren Marty ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada yaş ortalaması 46,26 idi.Çalışmamıza alınan hastaların yaş

(34)

ortalamaları Lawlis ve arkadaşları ile Marty ve arkadaşlarının denek grubu ile benzerlik göstermektedir.

Bu çalışmalara bakıldığında literatürle uyumlu olarak kronik bel ağrısının her iki cinsiyet için dördüncü dekatta daha çok gözlendiğini söyleyebiliriz(70,71)

Literatürde kronik bel ağrısı ile eğitim düzeyinin korelasyonunu gösteren birçok çalışma bulunmaktadır. Campbell ve ark.(83) kronik bel ağrısında hastaların eğitim durumunu araştırmış, bel ağrılı hastaların; %54,8‟inın eğitim düzeyinin düşük olduğu belirtmişlerdir.Bu çalışmada eğitim düzeyinin düşük olmasının tanımı üniversiteye devam edemeyen hastalar olarak yapılmıştır.Anketin orijinal versiyonunu yapan Lawlis ve arkadaşları ve anketin Fransızca versiyonunu gerçekleştiren Marty ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalarda eğitim durumuyla ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir. Bizim yaptığımız çalışmada kronik bel ağrılı hastaların % 65,8’inin eğitim düzeyi düşük saptandı.Bizim çalışmamızda eğitim düzeyi oranının daha yüksek çıkma sebebinin toplumlar arasındaki sosyokültürel farklar olabileceğini düşündük.(70,71)

Bener ve ark.(85)1829 kronik bel ağrısı olan hastada medeni durumu sorgulamış;

evli bireylerde kronik bel ağrısı görülme olasılığının daha yüksek olduğunu savunmuşlardır. Medeni durum sorgulamasında çalışmamızdaki

hastaların %64 ‟ünün evli olması bu kanıyı desteklemektedir.

Häuser ve ark. Vücut ağırlığının bel ağrısına olan etkisini araştırmak için yaptıkları çalışmada, vücut kitle indeksnin kronik bel ağrısı için değiştirilebilir risk faktörleri olduğunu savunmuşlardır.(86) Çalışmamızdaki kronik bel ağrısı olan kişilerin %38’inin vücut kitle indeksi‟nin, normal sınırların üzerinde olması ve ağrı şiddeti ile vücut kitle indeksi arasında anlamlı ilişki olması bu çalışmayı destekler niteliktedir.

Bu çalışma verilerine göre Dallas Ağrı Anketi’nin toplam puan ortalaması kadın hastalar için 62,43, erkek hastalar için 52,64 olarak hesaplanmıştır. Anketin orijinal versiyonunu yapan Lawlis ve arkadaşlarının çalışmasında Dallas Ağrı Anketi’nin toplam puan ortalaması kadın hastalar için 58,79

(35)

,erkek hastalar için 49,26 .olarak hesaplanmıştır, anketin Fransızca versiyonunu gerçekleştiren Marty ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Dallas Ağrı Anketi’nin toplam puan ortalaması kadın hastalar için 56,89 erkek hastalar için 50,87 olarak hesaplanmıştır.Bizim çalışmamız anketin diğer versiyon çalışmalarıyla benzerlik göstermektedir.

Bizim çalışmamızda Roland Morris Disabilite Ölçeği için kadın hastaların toplam puan ortalaması 16,42, erkek hastaların ise 13,99 olarak bulunmuştur. Anketin orijinal versiyonunu gerçekleştiren Lawlis ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Roland Morris Disabilite Ölçeği için kadın hastaların toplam puan ortalaması 14,57, erkek hastaların ise 13,58 olarak bulunmuştur. Bizim çalışmamız anketin orijinal versiyonunu gerçekleştiren Lawlis ve arkadaşlarının yaptığı çalışma ile benzerlik göstermektedir.

Bizim çalışmamızda Oswestry Disabilite Ölçeği için kadın hastaların

toplam puan ortalaması 44,87, erkek hastalar için ise 32,66 olarak belirlenmiştir. Anketin Fransızca versiyonunu gerçekleştiren Marty ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Oswestry Disabilite Ölçeği için kadın hastaların toplam puan ortalaması 41,46, erkek hastalar için ise 30,83 olarak saptanmıştır.Bizim çalışmamız anketin Fransızca versiyonunu gerçekleştiren Marty ve arkadaşlarının yaptığı çalışmayla uyumlu bulunmuştur.

Bizim çalışmamızda vizüel analog skalası için kadın hastaların puan ortalaması 6,39 erkek hastaların puan ortalaması 4,86 idi

Bizim çalışmamızda kısa form 36 için kadın hastaların puan ortalaması 61,27 erkek hastaların puan ortalaması 52,41 olarak saptanmıştır.

Hastalara uygulanan anketlerden çıkan toplam puan sonuçlarına bakıldığında; kronik bel ağrısının kadın hastalarda daha fazla oranda özür oluşturabilme potansiyeline sahip olduğunu düşünmekteyiz.

Cinsiyet tipinde medikal tedavi faktör puanına göre incelendiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yok iken (P>0,05) kadınların davranışsal tedavi faktör puanı medyanı 25(2/48) erkeklerin medyanından 11(1/43) daha yüksek olup bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı (P<0,001).

(36)

Şekil 3:

Olguların medeni durumu medikal tedavi ve davranışsal tedavi faktör puanlarına göre incelendiğinde evli, bekar, dul ve boşanmış olan olgular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (P>0,05).

Olguların eğitim durumu medikal tedavi ve davranışsal tedavi faktör puanlarına göre incelendiğinde ilköğretim, lise ve üniversite mezunu olan olgular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (P>0,05).

BMI değişkeni medikal tedavi faktör puanına göre incelendiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yok iken (P>0,05) davranışsal tedavi faktör puanına göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı (P=0,018). Hangi gruplar arasında farklılık olduğunu incelemek için ikili karşılaştırmalara baktığımızda normal olan olguların davranışsal tedavi faktör puanı medyanı 13(1/43) kilolu olan olguların davranışsal tedavi faktör puanı medyanından 23(2/48) daha düşük olup bu fark istatistiksel olarak anlamlıydı (P=0,031).

(37)
(38)

Tablo 6: Medikal ve Davranışsal Tedavi Faktörlerinin Değişkenlere Göre Değerlendirilmesi n Faktör1 (Medikal Tedavi) P Değeri Faktör2 (Davranışsal Tedavi) P Değeri Medyan(Min./Max.) Medyan(Min./Max.) Cinsiyet Kadın 61 58 (13/85) 0,638 25 (2/48) <0,001 Erkek 39 60 (24/79) 11 (1/43) Medeni Durum Evli 64 61 (13/85) 0,411 14 (1/48) 0,205 Bekar 26 55 (13/80) 22,50 (3/45) Dul 7 56 (24/79) 31 (2/44) Boşanmış 3 53 (50/68) 25 (9/28) Eğitim Durumu İlköğretim 16 59,50 (40/85) 0,126 19,50 (2/48) 0,077 Lise 57 61 (13/81) 14 (1/41) Üniversite 27 52 (13/78) 24 (4/45) BMI Zayıf(<18) =I 6 52,50 (24/80) 0,631 33 (3/45) 0,018 Normal(18-25) =II 56 56 (13/81) 13 (1/43) Kilolu(25-30) =III 37 63 (13/85) 23 (2/48) Obez(>30) =IV 1 62 (62/62) 40 (40/40)

BMI İkili Karşılaştırma

- P(I-II)=0,071 P(II-III)=0,031 - P(I-III)=0,470 P(II-IV)=0,092 - P(I-IV)=0,393 P(III-IV)=0,221 Mann Whitney U Test(Monte Carlo) - Kruskal Wallis Test Post Hoc Test : Dunn’s Test / Min.:Minumum - Max.:Maximum

Yaş değişkeni ile Rolandmorris, SF36 ve VAS değişkenleri arasında düşük derecede (r=0,122 / 0,124 / 0,139) anlamsız (P>0,05) bir ilişki var iken medikal tedavi faktörü, oswestry, davranışsal tedavi faktörü ve ay değişkenleri arasında düşük derecede (r=0,144 / 0,203 / 0,244 / 0,277) anlamlı bir ilişki vardı (P<0,05).

Ay değişkeni ile SF36, VAS, davranışsal tedavi faktörü, medikal tedavi faktörü, Rolandmorris, oswestry arasında düşük derecede (r=0,099 / 0,119 / 0,122 / 0,125 / 0,129 / 0,129) anlamsız ilişki vardı (P>0,05).

VAS değişkeni ile davranışsal tedavi faktörü arasında düşük derecede (r=0,046) anlamsız bir ilişki var iken (P>0,05) oswestry, medikal tedavi faktörü, SF36, Rolandmorris değişkenleri arasında yüksek derecede (r=0,719 / 0,742 / 0,784 / 0,855) anlamlı bir ilişki vardı (P<0,001).

Rolandmorris değişkeni ile davranışsal tedavi faktörü arasında düşük derecede (r=0,040) anlamsız bir ilişki var iken (P>0,05) medikal tedavi

(39)

faktörü, oswestry ve SF36 değişkenleri arasında yüksek derecede (r=0,678 / 0,702 / 0,753) anlamlı bir ilişki vardı (P<0,001).

Oswestry değişkeni ile davranışsal tedavi faktörü arasında düşük derecede (r=0,114) anlamsız bir ilişki var iken (P>0,05) medikal tedavi faktörü ve SF36 değişkenleri arasında yüksek derecede (r=0,593 / 0,720) anlamlı bir ilişki vardı (P<0,001).

SF36 değişkeni ile davranışsal tedavi faktörü arasında düşük derecede (r=0,098) anlamsız bir ilişki var iken (P>0,05) medikal tedavi faktörü değişkeni arasında yüksek derecede (r=0,645) anlamlı bir ilişki vardı (P<0,001). Tablo 7: r P Değeri Yaş * Rolandmorris 0,122 0,086 Yaş * SF36 0,124 0,116 Yaş * VAS 0,139 0,059

Yaş * Medikal Tedavi 0,144 0,037

Yaş * Oswestry 0,203 0,004

Yaş * Davranışsal Tedavi 0,244 <0,001

Yaş * Ay 0,277 <0,001 Ay * SF36 0,099 0,217 Ay * VAS 0,119 0,115 Ay * Davranışsal Tedavi 0,122 0,084 Ay * Medikal Tedavi 0,125 0,077 Ay * Rolandmorris 0,129 0,075 Ay * Oswestry 0,129 0,069

VAS * Davranışsal Tedavi 0,046 0,535

VAS * Oswestry 0,719 <0,001

VAS * Medikal Tedavi 0,742 <0,001

VAS * SF36 0,784 <0,001

VAS * Rolandmorris 0,855 <0,001

Rolandmorris * Davranışsal Tedavi 0,040 0,571

Rolandmorris * Medikal Tedavi 0,678 <0,001

Rolandmorris * Oswestry 0,702 <0,001

Rolandmorris * SF36 0,753 <0,001

Oswestry * Davranışsal Tedavi 0,114 0,102

Oswestry * Medikal Tedavi 0,593 <0,001

Oswestry * SF36 0,720 <0,001

SF36 * Davranışsal Tedavi 0,098 0,213

SF36 * Medikal Tedavi 0,645 <0,001

Şekil

Tablo 1: Ankete ait soruların tanımlayıcı istatistikleri
Şekil 1: Yamaç – Birikinti (Scree Pot) Grafiği
Tablo 2: Dallas Ağrı Ölçeğinin Faktör Yapısı
Tablo 3: Maddeler Arası Korelasyon
+5

Referanslar

Benzer Belgeler

DEMİR Ayten (Ankara Üni.) Editör

Dolayısıyla oldukça sık görülen düşmelerin de içinde olduğu hareketsiz yaşam sorununun çözülmesi için fiziksel aktivitenin mutlaka yaşlılar tarafından

YAZICI Ayşe Canan (Başkent Üni.) HEMŞİRELİKTE ARAŞTIRMA..

Topçubaşı ve Arıkan (2005) “Türkiye’de Görme Engelli Kadınların Konumu: Genel Bir Değerlendirme” makalesi engelli kadınların erkeklere ve engeli

Eğitim Enternasyonali Avrupa Bölge Örgütü’nün (ETUCE) olarak Türkiye’deki üyemiz Eğitim-Sen ile birlikte size İstanbul Sözleşmesi’nden (Kadına Yönelik Şiddet ve

Tama­ mıyla Doğru Büyük Öiçüdı Doğru Karar­ sızım Ölçüde Büyük Yanlış Tama­ mıyla Yanlış Aşağıdaki görüşlere ne kadar

Dünya nüfusunun yar›s›n› oluflturan kad›nlar, toplum içinde, çal›flma yaflam›nda, ailede, siyasal alanda eflitsiz konumdalar. Sistem, yoksul halklar› ve emekçileri

Vergi incelemesi sırasında ibraz edilmeyen defter ve belgelerin yargı organlarına ibrazı durumunda, yargı organlarının bu defter ve belgeleri ince- lemek suretiyle karar