• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Hukukta mülteci ve sığınmacıların geri gönderilmemesi (non-refoulement) ilkesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uluslararası Hukukta mülteci ve sığınmacıların geri gönderilmemesi (non-refoulement) ilkesi"

Copied!
416
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

KAMU HUKUKU ANABĠLĠM DALI

ULUSLARARASI HUKUKTA

MÜLTECĠ VE SIĞINMACILARIN

GERĠ GÖNDERĠLMEMESĠ (NON-REFOULEMENT) ĠLKESĠ

Gökhan TANERĠ

DOKTORA TEZĠ

DanıĢman

Doç. Dr. Mehmet Akif KÜTÜKÇÜ

(2)

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI

Öğ renci ni n Adı Soyadı Gökhan TANERİ Numarası 074134001002

Ana Bilim / Bilim Dalı KAMU HUKUKU/KAMU HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı ULUSLAR ARASI HUKUKTA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN GERİ GÖNDERİLMEMESİ (NON-REFOULEMENT) İLKESİ

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası (Ġmza)

(3)

DOKTORA TEZĠ KABUL FORMU

Öğ renci ni n Adı Soyadı Gökhan TANERİ Numarası 074134001002

Ana Bilim / Bilim Dalı Kamu Hukuku

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Akif KÜTÜKÇÜ

Tezin Adı ULUSLAR ARASI HUKUKTA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN GERİ GÖNDERİLMEMESİ (NON-REFOULEMENT) İLKESİ

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan ULUSLAR ARASI

HUKUKTA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN GERİ GÖNDERİLMEMESİ

(NON-REFOULEMENT) İLKESİ baĢlıklı bu çalıĢma ……18../…11…../…2011….. tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

(4)

Öğ renci ni n

Adı Soyadı GÖKHAN TANERİ

Numarası 074134001002

Ana Bilim / Bilim Dalı KAMU HUKUKU/KAMU HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı DOÇ. DR. MEHMET AKİF KÜTÜKÇÜ

Tezin Adı ULUSLAR ARASI HUKUKTA MÜLTECİ VE SIĞINMACILARIN GERİ GÖNDERİLMEMESİ (NON-REFOULEMENT) İLKESİ ÖZET

Uluslararası Hukuk'ta önemli bir ilke olan non refoulement ilkesi vardır. Non-refoulement ilkesi devletin yabancının iĢkenceye, insanlık dıĢı ya da küçük düĢürücü davranıĢa maruz kalma ihtimali bulunan yere veya hayat ve özgürlüğünün tehlikede olacağı yerlere gönderilmemesi anlamına gelmektedir. Ancak uluslararası hukukta non refoulement ilkesinin anlamının daha da geniĢletilmesi yönünde ilkenin uygulanmasını olanaksızlaĢtıran eğilimler bulunmaktadır.

1951 SözleĢmesi uluslararası hukukta mülteci sınıflandırması ile non refoulement ilkesinin de bulunduğu bağlayıcı olan bazı önemli kavramlar getirmiĢtir. Tamamlayıcı koruma da Mülteci SözleĢmesi'nin koruma alanı dıĢında bulunan kiĢiler yönünden koruma yükümlülüğü sağlayan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar SözleĢmesi; Çocuk Hakları SözleĢmesi ve ĠĢkence ve Diğer Zalimane, insanlık DıĢı ya da Küçük DüĢürücü DavranıĢ ya da Cezaya KarĢı SözleĢme'nin de dahil olduğu çeĢitli insan hakları sözleĢmelerinde yer alan korumadır.

Bu çalıĢma mülteciler ya da diğer sığınma arayıĢında olan kiĢiler yönünden hayat ya da özgürlüklerinin tehdit altında oldukları yerlere gönderilmemesine iliĢkin olan non refoulement ilkesini ayrıntılı olarak incelemektedir. Ġlkenin kendisi detaylı olarak incelenerek, uluslararası hukuktaki statüsü, hangi durumlarda uygulanacağı konuları non refoulement ilkesine iliĢkin duruĢları bakımından devlet uygulamalarından önce incelenmektedir. Bu çalıĢmanın esas konusu ilkenin temel kıstaslarının mülteci koruması yönünden belirlenmesidir. Devletler tarafından son zamanlarda uygulanan güvenilir üçüncü ülke, geçici koruma gibi konuların ilkeyi tehlikeye düĢürücü olduğu ve mültecilik sistemi açısından da zarar verici olduğu tartıĢılmıĢtır.ÇalıĢma aynı zamanda non refoulement ilkesinin korunması açısından farklı çözüm yollarını da değerlendirmiĢtir.

(5)

Öğ renci nin Adı Soyadı GÖKHAN TANERİ Numarası 074134001002

Ana Bilim / Bilim Dalı KAMU HUKUKU/KAMU HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı DOÇ. DR. MEHMET AKİF KÜTÜKÇÜ

Tezin İngilizce Adı

NON-RETURN OF REFUGEE‟S AND ASYLUM

SEEKER‟S IN INTERNATIONAL LAW (NONREFOULEMENT PRINCIPLE)

SUMMARY

In international law there is a principle that is of paramount importance –the principle of non refoulement. The non-refoulement principle means that states cannot force return aliens to territories where they might be subjected torture, inhumane or degrading treatment or where their lives and freedoms might be at risk. But the non refoulement principle of international law, there are trends towards the further development of the implementation of the impossible.

The 1951 Convention established some important concepts as binding international law, including the requirements for refugee classification and the principle of non refoulement. Complementary protection is the protection owed by a state that falls outside the scope of the Refugee Convention Complementary protection obligations are found in the non refoulement provisions of various human rights treaties, including the International Covenant on Civil and Political Rights, the Convention on the Rights of the Child and the Convention Against Torture and Other Cruel, Inhuman or Degrading Treatment or Punishment.

This paper examines in detail the principle of non refoulement, which protects refugees or asylum seekers from being returned to places where their lives or freedoms could be threatened. It looks in detail at the principle itself; its status at international law and in what circumstances it applies, before going on to look at state practice with respect to non refoulement. The basic thesis of this paper is that parameters of the principle need to be clarified if refugees are to protected from refoulement. It is argued that current policies being implemented by states, such as temporary protection and the safe third country rule, are endangering the principle, and the refugee regime itself. The paper also considers ways in which the current system could be changed in order to protect the non refoulement principle, while still catering to the needs of states.

(6)

i

ÖNSÖZ

Bütün dünyada görülen siyasi olaylar, savaĢlar, açlık göç gibi olgular göç ve sığınma olaylarını tetiklemekte olup, göç-sığınmacılık-iltica konuları her dönem güncelliğini korumaktadır. Ġnsanlığın oldukça insani ve temel insan hakları konularıyla ilgili olan bu konu, gerek ulusal gerekse uluslararası hukukun esaslı konularındandır. Gerek özel gerekse kamu hukukuna iliĢkindir. Benim için çok katkısı bulunan çalıĢmanın sonuçlanmasında sabır ve desteğini esirgemeyen eĢim Mehtap'a ve değerli katkılarıyla çalıĢmayı Ģekillendirmeme, sonuçlandırmamı sağlayan, her aĢamada katkılarını esirgemeyen değerli hocam Sayın Prof. Dr. Mehmet Akif KÜTÜKÇÜ' ye Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi araĢtırma görevlisi sayın hocam Dr. Mahmut KĠZĠR' e teĢekkürlerimi bir borç bilirim. ÇalıĢmanın ilgililer için faydalı olmasını dilerim.

(7)

ii

ĠÇĠNDEKĠLER

Sayfa No

GĠRĠġ ... 1

I. MÜLTECĠLĠK VE TEMEL KAVRAMLAR ... 3

A . SIĞINMA ... 3

B . MÜLTECĠ ... 4

1 - Sözlük Anlamı ... 4

2 - SözleĢme Tanımları ... 7

a - 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne ĠliĢkin Cenevre SözleĢmesi ... 7

b - Afrika‟daki Mülteci Sorunlarının Özel Yönlerini Düzenleyen ABÖ (Afrika Birliği Örgütü) SözleĢmesi ... 7

c - 1966 Mültecilere KarĢı Muameleye ĠliĢkin Ġlkeler ... 8

ç - Cartagena Mülteciler Bildirgesi ... 8

d - Arap Ülkelerinde Mültecilerin Durumunu Düzenleyen Arap SözleĢmesi ... 9

C - KISA TARĠHÇE ... 10

Ç - JUS COGENS KURALLAR ... 23

D - SUÇLULARIN ĠADESĠ ... 28

E – GÖÇMENLĠK ... 32

F - ZARURET HALĠ ... 38

G - BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER MÜLTECĠLER YÜKSEK KOMĠSERLĠĞĠ (BMMYK)..40

H - ÜLKE ĠÇĠ YER DEĞĠġTĠRMĠġ KĠġĠLER ... 41

I - MÜLTECĠ HUKUKU'NUN KAYNAKLARI ... 44

II. NON-REFOULEMENT ĠLKESĠ ... 46

A – GENEL OLARAK ... 46

B - ĠLKENĠN TARĠHSEL GELĠġĠMĠ ... 47

(8)

iii

Ç - BMMYK ĠLGĠLĠ BELGELER ... 60

D - 1951 MÜLTECĠ SÖZLEġMESĠNDE NON-REFOULEMENT ĠLKESĠ ... 60

1 - Non-refoulement Ġlkesinin Kapsam ve Ġçeriği ... 61

2 - Ġlkenin Sorumlu Tuttuğu Devlet ... 62

3 - Ġlkenin Yasakladığı Eylemler ... 63

4 - Ġlkenin Koruma Sağladığı KiĢiler ... 66

5 - Yoğun Mülteci Akınlarında Ġlkenin Uygulanması ... 73

6 - Non-refoulement Ġlkesi Uygulama Yeri ... 76

7 - Devletlerin Kendi VatandaĢlarına GiriĢ Verme Yükümlülüğü ... 78

8 - Non-refoulement Ġlkesinin Ġstikrarlı Yorumlanması ... 81

a - Yargı Kararları ve Non-refoulement ... 83

b - Alan Ġncelemeleri ... 85

aa - Mutlak Devlet Egemenliği YaklaĢımı ... 85

bb - Toplayıcı YaklaĢım ... 89

cc - Bazı Esnekliklerle Toplayıcı YaklaĢım ... 90

çç - Sınırlayıcı Belirleme YaklaĢımı ... 91

d - Geri Göndermemenin Yasak Olduğu Haller ... 94

9 - Hayat ve Özgürlüğe Yönelik Tehdit ... 95

10 - 1951 Mülteci SözleĢmesi 33/2 Maddesinde Düzenlenen Non-refoulement Ġlkesi Sınırlayıcı Nedenler ile SözleĢmenin 1(A) (f) maddesi Arasındaki Bağ ... 100

11 – Non-refoulement Ġlkesinin Ġstisnaları ... 102

a - Millî Güvenlik Nedeniyle Non-refoulement Ġlkesinin Uygulanması. ... 106

b - Topluma Yönelik Tehlike Nedeniyle Geri Gönderme ... 109

c - Ġstisnalar ve Terörizm ... 111

ç - 11 Eylül Saldırıları'nın Ġlkenin Sınırlanmasına Etkileri ... 116

(9)

iv

e - Ġngiltere ve Libya Arasında Yapılan Ġade AndlaĢmaları ... 123

f - BirleĢmiĢ Milletler 1373 Sayılı Kararı ... 132

g - Avrupa Komisyonu ÇalıĢma Belgesi ... 134

h - Suresh Davası ... 136

i - Dengeleyici Hareket ... 140

j - Sınırlamaların Uygulanması ve Kavramın Jus Cogens Niteliği ... 142

k - Güvence Sağlanması ... 145

12 - Sağlık Bakımlarının Sağlanmaması Nedeniyle Refoulement Ġlkesi ... 146

13 - Vatansız kiĢilerin Statüsüne ĠliĢkin 1954 SözleĢmesi ve Non-refoulement Ġlkesi . 148 14 - BM Çocuk Hakları SözleĢmesi ... 148

15 - Geleneksel Hukukun Parçası Olarak Non-refoulement Ġlkesi ... 150

a - Mülteci Metinlerinde Non-refoulement Ġlkesi ... 151

b - Ġnsan Hakları Metinlerinde Non-refoulement Ġlkesi ... 152

aa- Geleneksel olarak iĢkence, zulüm, insanlık dıĢı ya da küçük düĢürücü davranıĢ ve ceza alanı ... 152

bb- Non-refoulement ilkesinin iĢkence, zulüm, insanlık dıĢı ya da küçük düĢürücü davranıĢ ve cezanın geleneksel olarak yasaklanmasının temel bir parçası oluĢu ... 154

cc-Geleneksel iĢkence, zulüm, insanlık dıĢı ya da küçük düĢürücü davranıĢ ya da cezanın parçası olarak Non-refoulement ilkesinin kapsamı ... 156

16 - Non-refoulement Ġlkesine Alternatif Koruma Yöntemleri ... 156

a - Geçici Koruma ... 157

b - Güvenilir Üçüncü Devlet Uygulaması ... 159

17 - Örnek Ülke Uygulamaları ... 166

a - Genel Olarak ... 166

aa – Polonya ... 173

bb – Avustralya ... 175

(10)

v

çç –Yunanistan ... 182

i - Konunun Önemi ... 182

ii -Yunanistan'da Sığınma Arayanlar ... 182

iii-Yunan Sığınma Sistemi ve Uygulama ... 183

iv- Yunan Sığınma Sistemine Yönelik EleĢtiriler ... 184

v - AĠHM. M.S.S.-Belçika ve Yunanistan (BaĢvuru no:30696/09) Kararı ... 186

18 - Non-refoulement Ġlkesinin Denizlerde Uygulanması ... 189

a - Açık Denizde Engelleme ... 193

b - Tehlike Hali ... 193

c - Deniz Alanlarında Non-refoulement Ġlkesinin Uygulanması ... 194

aa - Ġç Sularda Ġlkenin Uygulanması ... 194

bb – Karasuları ... 195

cc - BitiĢik Bölge ... 196

dd -Açık Deniz ... 196

III. TAMAMLAYICI KORUMA ... 200

A - ULUSLARARASI ĠNSAN HAKLARI HUKUKU VE TAMAMLAYICI KORUM .. 200

B - ĠġKENCE VE DĠĞER ZALĠMANE, GAYRĠ ĠNSANĠ VEYA KÜÇÜLTÜCÜ MUAMELE VEYA CEZAYA KARġI SÖZLEġME ... 202

1 - Genel Olarak ... 202

2 - ĠKS Uygulanması için Gözetilmesi Gereken ġartlar ... 204

3 - Komite GörüĢlerinin Hukukî Değerlendirmesi ... 207

4 - Bireysel BaĢvurular ... 209

5 - SözleĢme Gereği Öngörülen Non-refoulement Ġlkesi ... 211

6 - Tehlike Unsuru ... 215

7 - Gerçekler ve Durumların Gerekli Olan Risk Seviyesini KarĢılaması ... 215

(11)

vi

9 - Genel Durum ve KiĢisel Gerçeklerin Değerlendirilmesi ... 218

10 - Ġspat Yükü ... 219

11 - Ġnandırıcılık ve Akla Uygunluk ... 220

12 - Ġddianın Desteklenmesi ... 223

13 - Değerlendirme Zamanı ... 224

14 - SözleĢmede Öngörülen Non-refoulement Ġlkesinin Mutlaklığı ... 226

15 - ĠKS 3. maddesi Gereğince Öngörülen Non-refoulement Ġlkesinin Kapsamı ... 226

C - BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER MEDENĠ VE SĠYASĠ HAKLAR SÖZLEġMESĠ ... 227

1 - Genel Olarak ... 227

2 - BMMSHS 6 ve 7. maddeleri Gereği Öngörülen Non-refoulement Ġlkesi ... 233

3 - Ölüm Cezası ... 233

4 - Keyfi Olarak YaĢam Hakkının Ġhlâli ... 235

5 - ĠĢkence ve Diğer Zalimane, Ġnsanlık DıĢı veya Küçük DüĢürücü DavranıĢ veya Ceza ... 235

6 - BMMSHS Ġle Öngörülen Koruma ve ĠKS Gereği Düzenlenen ĠĢkence Yasağı ... 238

7 - BMMSHS'de belirtilen Non-refoulement Ġlkesinin Kesinlik Özelliği ... 239

8 - BMMSHS 6. ve 7. maddeleri Gereği Non-refoulement Yasağı Olarak Görülen Hallerin Genel Özelliği ... 240

a - Olumsuz Yükümlülükler ... 240

aa - Gönderme Yasağı ... 240

bb - Suçluların Ġadesinin Yasaklanması ... 242

cc - Gönderme Konusunda Dolaylı Yasaklama ... 242

çç - Sınırlarda ve Sınırlar Ötesinde Geri Çevirmenin Yasaklanması ... 242

b - Olumlu Yükümlülük ... 242

aa - Kabul Yükümlülüğü (GiriĢ ve Kalma Hakkına ĠliĢkin) ... 242

(12)

vii

Ç - AVRUPA ĠNSAN HAKLARI SÖZLEġMESĠ VE NON-REFOULEMENT ĠLKESĠ ... 244

1 - Genel Olarak ... 244

2 - AĠHS Uygulama Alanı ... 246

a - Yabancı Ülke Topraklarında Etkin Kontrol ... 247

b - Fiili Kontrol ... 248

3 - SözleĢmenin 3. Maddesi ... 248

a - Küçük DüĢürücü Muamele ve DavranıĢ ile ĠĢkence Arasındaki Fark ... 257

b - Gayri Ġnsani DavranıĢ ve Küçük DüĢürücü Muamele Arasında Fark ... 259

4 - AĠHS 3. maddenin Getirdiği Olumlu Yükümlülük ... 260

5 - "Gerçek Tehlike" Ölçüsü ... 261

6 - AĠHS 3. madde ve Sosyal ve Ekonomik KoĢullar ... 264

7 - Sağlık ... 265

8 - Yiyecek ... 268

9 – Barınak ... 269

10 - KiĢisel Mağduriyet ya da Genel ġartlar ... 269

11 - Röhl'e göre Non-refoulement ilkesi ile AĠHM Kararlarından Çıkartılması Gereken Sonuçlar ... 270 12 - Dolaylı Çıkarımlar ... 272 13 - SözleĢmenin 8. Maddesi ... 273 14 - SözleĢmenin 13. Maddesi ... 275 15 - SözleĢmenin 34. Maddesi ... 276 16 - Ek 4 Numaralı Protokol ... 277 17 - Ek 7 Numaralı Protokol ... 278

E - AĠHM Non-refoulement Ġlkesi Örnek Türkiye Kararları ... 278

1 - Alipour ve Hosseinzadgan-Türkiye (BaĢvuru no.6909/08, 12792/08 ve 28960/08) ... 281

(13)

viii

b - BaĢvuran Raha Hosseinzadgan ... 282

c - Taraf Ġddiaları, Savunma, AĠHM Değerlendirmeleri ... 282

ç - Kararın Değerlendirilmesi ... 284

2 - Jabari Davası 40035/98-11.07.2000 ... 286

a - Olay Özeti ... 286

b - Ġç Hukuk ... 287

c -Uluslararası Hukuk ... 289

aa - AĠHS 3. Maddesi Bakımından ... 289

bb - AĠHS 13. Madde Ġhlâli Yönünden ... 291

cc – Karar ... 291

çç - Kararın Değerlendirilmesi ... 292

3 - Mamatkulov ve Askarov-Türkiye. 04.02.2005, BaĢvuru No. 46827//99 ... 295

a – Olay ... 295

aa – Mamatkulov ... 295

bb- Askarov ... 295

cc - Ġlgili Uluslararası Hukuk ve Uygulama ... 297

çç – Hukuk ... 299

dd – Karar ... 303

ee - Kararın Değerlendirmesi ... 304

IV. AVRUPA BĠRLĠĞĠ SIĞINMA HUKUKU ve NON-REFOULEMENT ĠLKESĠ .... 307

A - AB ORTAK SIĞINMA POLĠTĠKASI OLUġTURMA ÇABASI ... 307

B - MÜLTECĠLERĠN ĠLTĠCA USULÜNE ERĠġĠMLERĠNĠ YA DA STATÜ ALMALARINI GÜÇLEġTĠREN DÜZENLEMELER ... 309

C - AVRUPA BĠRLĠĞĠ ÜYESĠ DEVLETLER ARASINDA YÜKÜN ADĠL PAYLAġIMINA YÖNELĠK ÇALIġMALAR ... 310

(14)

ix

1 - Schengen AndlaĢması ... 311

2 - Dublin SözleĢmesi ... 312

3 - Tampere Avrupa Konseyi ... 314

4 - Dublin II Yönergesi ... 315

a – EURODAC ... 317

b - Ġnsan Hakları ile Ġlgili Dublin II Sistem EleĢtirileri ... 317

c - Güvenli Üçüncü Bölge ... 319

d - Uluslararası Hukuk ve Sosyal Etkenler ... 320

5 - Vasıf Yönergesi ... 321

6 - AĠHM ve ABAD ... 324

7 - Avrupa Birliği Temel Haklara ĠliĢkin ġart ... 328

8 - Sonraki GeliĢmeler ... 328

V. TÜRKĠYE AÇISINDAN NON-REFOULEMENT ĠLKESĠ ... 338

A - TÜRK HUKUKU AÇISINDAN MĠLLETLERARASI ANDLAġMALAR ... 338

B - TÜRKĠYE AÇISINDAN MÜLTECĠLĠK ... 340

1- Genel Olarak ... 340

2 - Ulusal Eylem Plânı ... 343

3 - Türk Hukuku ve Non-refoulement Ġlkesi ... 345

a - Türkiye‟nin Taraf Olduğu Uluslararası SözleĢmeler ... 347

b - Mülteci ve Sığınmacılarla Ġlgili Diğer Mevzuat ... 351

aa - Türk Hukuku'nda SınırdıĢı Etme ... 351

bb- Türkiye'nin Taraf Olduğu SınırdıĢı Hükümleri Bulunan Uluslararası SözleĢmeler 355 cc - Türkiye Açısından Non-refoulement Ġlkesine ĠliĢkinEleĢtiriler ... 356

çç - Mülteci, Sığınmacı ve Göçmenler ... 359

(15)

x

ee - Geri Kabul AndlaĢmaları ... 361

ff- AB ve Türkiye Sığınma Sistemleri ... 363

c- Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı ... 370

(16)

xi

KISALTMALAR LĠSTESĠ

AB : Avrupa Birliği

ABA : Avrupa Birliği Kurucu AnlaĢması ABAD : Avrupa Birliği Adalet Divanı ABD : Amerika BirleĢik Devletleri A.B.Ö. : Afrika Birliği Örgütü a.g.e. : Adı geçen eser

a.g.m. : Adı geçen makale

ADP : Azerbaycan Demokratik Parti

AIDS : Acquired Immune Deficiency Syndrome AĠHM : Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi AIRE : Advice on Individiual Rights in Europe ATAD : Avrupa Topluluklara Adalet Divanı

ATCSA : Anti Terörizm ve Suçlar ve Güvenlik yasası,

AÜEHFD : Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

BM : BirleĢmiĢ Milletler

BMDHS : BirleĢmiĢ Milletler Deniz Hukuku SözleĢmesi

BMMSHS : BirleĢmiĢ Milletler Medeni ve Siyasi Haklar SözleĢmesi BMMYK : BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği BMGK : BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu

bkz : Bakınız C. : Cilt

ECOMOG : Economic Community of West African States Monitoring

Group.Bölgesel güvenlik mekanizması olarak örgütlenen Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu ateĢkes gözlemcisi olan örgüt.

ECRE : European Council on Refugees and Exiles. Avrupa Sürgünler ve Mülteciler Konseyi

EGM :Emniyet Genel Müdürlüğü ETA : Euskadi Ta Askatasuna

EXCOM : Executive Commitee of the High Commissioner's Programme EUROPOL :European Police Office

(17)

xii HMÖ : Halkın Mücahitleri Örgütü IRA : Irish Republican Army

IRO : International Refugee Organization ĠHK : Ġnsan Hakları Komitesi

ĠKK : ĠĢkenceye KarĢı Komite ĠKS : ĠĢkenceye KarĢı SözleĢme ĠYUK : Ġdarî Yargılama Usûl Kanunu LTTE : Tamil Ġla Vitutalaip Pulikal KANU : Kenya African National Union m. : madde

MEB : Millî Eğitim Bakanlığı

MOU : Memorandum of Understanding No : Numara

PKK : Partiya Karkaren Kürdistan

ProAsyl : Alman hükümet dıĢı sığınma kuruluĢu RG : Resmi Gazete

RABIT : Rapid Border Intervention Teams Sa. : Sayı

SAR : International Convention on Maritime Search and Rescue SHÇEK : Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu

SIS : Schengen Information System

SĠDAS : Suçluların Ġadesine Dair Avrupa SözleĢmesi

SOLAS : International Convention for the Safety of Life at Sea TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TL : Türk Lirası

Türkiye'ye Ġltica Eden veya BaĢka Bir Ülkeye Ġltica Etmek Üzere Türkiye'den Ġkamet Ġzni Talep Eden Münferit Yabancılar ile Topluca Sığınma Amacıyla Sınırlarımıza Gelen Yabancılara ve Olabilecek Nüfus Hareketlerine Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik: 1994 Yönetmeliği

UNCLOS : United Nations Convention on the Law of the Sea (BMDHS) UNHCR : United Nations High Commissiner for Refugees

(18)

xiii

UNRRA : United Nations Relief and Rehabilitation Administration Vol. : Volume

(19)

1

GĠRĠġ

Ġnsanlık tarihinin en eski zamanlarından beri var olan göç olgusu, mültecilik hukukunun da temelini oluĢturmaktadır. Ġnsanoğlu; ekonomik, sosyal, kültürel, din ya da eğitim nedenleriyle bir yerden bir baĢka yere geçici ya da sürekli olarak göç etmektedir. Mültecilik durumunda ekonomik nedenlerden çok zulme uğrama korkusu nedeniyle göç söz konusudur.

Devletler sığınmacı kabulüne, esas olarak ekonomik nedenlerle karĢı çıkmaktadırlar. Ancak bunların, özellikle yoğun mülteci akınlarında nüfusa ve çevreye etkileri oldukça fazla olduğundan bunlar da yan nedenler olarak göze çarpmaktadır. Mültecilerin kabulü ile sorun çözümlenmemekte, sorunlar kabul eden ülke için artarak devam etmektedir. Mülteci nüfusun yeme, içme, barınma sorunları yanında; asayiĢin sağlanması, yoğun mülteci akınlarında bunların hali hazırdaki ülke nüfusuna, sosyal ve siyasal düzenine etkisi de devletleri mülteci kabulü konusunda çekimser davranmaya itmektedir.

Mültecilerin kabulü, temel insan hakları problemi olmasına rağmen, mülteci haklarının geliĢimini siyasi politikalar belirlemektedir. Mülteci zaten kendi ülkesinde zulme uğramak korkusunda olan kiĢi olduğundan, bunun kabul eden ülke yönünden doğal sonucu, kiĢinin zulme uğrayacağı ülkeye gönderilmemesidir. ĠĢte bu çalıĢmanın esas konusu, “Geri Gönderme Yasağı” olarak tanımlanan ancak sözleĢmede ve doktrinde Fransızca‟daki anlatım bütünlüğü bozulmaksızın “Non-refoulement” tabiri kullanılan uluslararası hukuk temel ilkesidir.

ÇalıĢmanın bütünü Non-refoulement ilkesine iliĢkin olup, 1. Bölüm‟de, temel kavramlar ve mültecilik; 2. Bölüm‟de, ilkenin tarihsel geliĢimi ve ilkenin kurucu sözleĢmesi olan 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre SözleĢmesi (Bundan sonra 1951 Mülteci SözleĢmesi); 3. Bölüm‟de, tamamlayıcı koruma Ģekli olarak Türkiye‟nin de taraf olduğu BirleĢmiĢ Milletler Medeni ve Siyasi Haklar SözleĢmesi (Bundan sonra BMMSHS) ve BirleĢmiĢ Milletler ĠĢkence, Zalimane,

(20)

2

Ġnsanlık DıĢı ve Küçük DüĢürücü DavranıĢ ve Cezaya KarĢı SözleĢme (Bundan Sonra ĠĢkenceye KarĢı SözleĢme: ĠKS), Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi (Bundan sonra AĠHS) gereğince yargı kararlarıyla kapsama alınan non refoulement ilkesi; Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi‟nin (Bundan sonra AĠHM) Türkiye aleyhine vermiĢ olduğu bazı örnek kararlar; 4. Bölüm‟de, Avrupa Birliği ve Non-refoulement ilkesi ve 5. Bölüm‟de, Türkiye açısından Non-refoulement ilkesi değerlendirilmiĢtir.

Konunun Türk hukukunda yeteri kadar incelenmemiĢ olması, Türkiye‟nin mültecilik ve göçmenlik konularının kaynağı, hedefi ya da transit ülkesi olmasına rağmen gereken ilginin gösterilmemiĢ olması çalıĢmanın eksikliği olarak görülebilir. Ancak bu konuda, özellikle Ġngilizce çalıĢma yapan ve uluslararası hukuk alanında ön plana çıkan hukukçuların çalıĢmaları değerlendirilmiĢtir.

Olay incelemeleri, hukuki görüĢler, hukuki dayanaklar, andlaĢmalar, yönergeler, talimatlar çalıĢma konusunu oluĢturmaktadır. Ġngilizce makalelerin hemen hemen tamamı internet ortamından alınmıĢtır.

(21)

3

I. MÜLTECĠLĠK VE TEMEL KAVRAMLAR A . SIĞINMA

Sığınma, diğer bir deyiĢle iltica (Ġngilizce: asylum, taking refuge, taking shelter,1 Almanca: Emigration,2 Fransızca: refuge (le), aisel (le),3 Rusça: укрытие (ukrıtie)4) kiĢinin uyruğunda bulunduğu ya da ikamet ettiği devletin ülkesini çeĢitli baskılar ya da ayrımcı kanunî soruĢturmalar nedeniyle terk ederek, yabancı bir devletin ülkesine, diplomasi temsilciliğine ya da konsolosluk binalarına, savaĢ gemilerine ya da devlet uçaklarına girmesi ve bu devletin korumasını araması anlamına gelir.5

Türk Dil Kurumu, “Büyük Türkçe Sözlük” online çevirisinde, “sığınma” sözcüğünün karĢılığı olarak; “Sığınmak iĢi, iltica” karĢılığı bulunmaktadır.6

Bu tanım, sığınma eyleminin içeriği konusunda ipucu vermemektedir. Bireysel ve toplu olarak sığınma söz konusu olabilir ve sığınma olayı, hukukî olarak baĢlıca iki temel soruna neden olmaktadır:

1- Sığınma aramanın uluslararası hukukta bir hak oluĢturup oluĢturmadığı, 2- Sığınma arayanların bir yabancı ülkeye kabul edilmesi halinde bu

ülkelerdeki hukuki statüleri.7

Kavramın içeriğine göre, sığınmacı sıfatını kazanabilmek için dört Ģartın bir

1http://www.sozluk.web.tr/index.php?locale=tr_TR&dictionary=all&word=s%C4%B1%C4%9F

%C4%B1nma eriĢim: 20 Haziran 2011.

2http://www.sozluk.net/index.php?word=s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nma eriĢim: 20 Haziran

2011.

3http://www.fransizcasozluk.gen.tr/sozluk.php?word=s%FD%F0%FDnma eriĢim: 20 Haziran 2011.

4

http://www.sozluk.net/index.php?word=s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nma eriĢim: 20 Haziran

2011.

5 Pazarcı, Hüseyin (2005, Ġkinci Kitap), Uluslararası Hukuk Dersleri 2. Kitap, Gözden GeçirilmiĢ

8. Bası, Ankara: Turhan Kitabevi, s. 186.

6 http://tdkterim.gov.tr/bts/ eriĢim: 20 Haziran 2011.

7

(22)

4 arada olması gerekmektedir:

1- Sığınma arayan milliyetini taĢıdığı devlet dıĢında olmalıdır. Sığınmacının kaçmakta olduğu gerçeği, uluslararası sınırları geçmekte oluĢu gibi kendine özgü haller, olağan durumlar içinde değerlendirilmelidir.8

2- Mültecilik için baĢvuru yapan kiĢinin, sözkonusu ülkeden koruma istemesi imkânsız ya da koruma isteme konusunda kendisinin isteksiz olması gerekir.9

3- Sığınma arayan kiĢinin, esaslı nedenlere dayalı bir zulüm korkusu bulunmalıdır.

4- Sığınma arayan bu korkusunu, sözleĢmede belirtilen temel nedenlerden birisine dayandırmalıdır. Bunlar da esas olarak: Irk, din, milliyet, belli bir sosyal gruba ya da siyasî düĢünceye sahip olmadır. Cinsiyete dayalı zulüm konusu tartıĢmalıdır.10

Uluslararası göç ve sığınma hakkına iliĢkin uluslararası hukukun:

- Her bir devlete, kiĢilerin sınırları geçme hareketlerini yönetmek konusunda zorlayıcı bir güç ve sorumluluklar yüklemekte olduğu;

- Uluslararası göçlere iliĢkin hak ve sorumluluklar içerdiği;

- Ġnsanların hareketlerini yönetmek konusunda devletlerin iĢbirliği yapmalarına iliĢkin yasal çerçeve oluĢturduğu belirtilmektedir.11

B . MÜLTECĠ

1 - Sözlük Anlamı

Mülteci (Ġngilizce: refugee,12

Almanca: der Emigrant,13 Fransızca: réfugié/e,14

8

Lomba Da Sylvie (2004), The Right to Seek Refugee Status in the European Union, Antwerp- Oxford-New York: Intersentia, 2004, s. 4.

9 Lomba, a.g.e., s. 4. 10 Lomba, a.g.e., s. 4. 11

Martin, Susan (2005), “The legal and normative framework of international migration” Uluslararası Göç Konusunda Küresel Komisyon AraĢtırma ve Ġnceleme Programı, Georgetown Üniversitesi , s. 7. http://www.gcim.org/attachements/TP9.pdf eriĢim: 15.08.2011.

12 http://www.sozluk.net/index.php?word=m%C3%BClteci eriĢim: 20 Haziran 2011.

13 http://www.sozluk.net/index.php?word=m%C3%BClteci eriĢim: 20 Haziran 2011.

14

(23)

5 Rusça: “беженец (bejenets) эмигрант (emigrant)”15

), sığınma aradığı ülke tarafından resmî olarak sığınmacı statüsü tanınmıĢ olan kiĢidir. Türk Dil Kurumu resmî internet sayfası online büyük sözlüğünde, sözcüğün karĢılığı olarak sığınmacı sözcüğü yer almaktadır.16

Ancak sığınmacı sözcüğü, gerek mültecileri gerekse mülteci tanımı dıĢında kalan sığınma arayanları kapsayan geniĢ bir kavramdır. Sözcüğün bu karĢılığı, hukukî tanımlamayı karĢılamadığından anlam karıĢıklığına yol açmaktadır. Mültecilik, hukukî bir statüdür.17

Bu statüde bulunan kiĢilerin tanımını yasalar belirler. Mülteciliğin uluslararası hukukun bütününce tanınmıĢ genel kuralları bulunmaktadır. Sığınmacı kavramı ise, kiĢi iradesini ön plana çıkarır. Bu nedenle Ġngilizce anlatımında “asylum seeker”(sığınma arayan) ve Fransızca karĢılığı olarak, “demandeur d‟asile” (sığınma talepçisi) kavramları kullanılmaktadır.18

Bu bakımdan sığınma arayan kiĢinin uluslararası hukuk gereğince hukukî olarak sığınma talebinin kabul edilmiĢ olması, sığınma arayan kiĢi sıfatını kazanması için gerekmez. Haklı nedenle sığınma talebinde bulunup bulunmadığını ilgili ve sığındığı ülke içi makamlar belirleyecektir.

Mülteci tanımının karĢılığında yabancı sözlüklerde sıklıkla “kaçak” tabirinin (Ġngilizce: fugitive, Almanca: Flüchtling (der)) de kullanıldığı görülmektedir. Ġngilizce karĢılık olarak kullanılan sözcüğün, Türkçe‟de mülteci kavramının karĢılığı olarak kullanılabilmesi, sözcüğün temel anlamı itibarıyla mümkün görünmemektedir.

Diğer bir tanımla; ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düĢünce ya da ulusal kimliği sebebiyle kendisini baskı altında hissederek, kendi devletine güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranamayacağı düĢüncesiyle ülkesini terkedip, baĢka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından “kabul edilen” kiĢi mülteci; bu nedenlerden dolayı ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından “soruĢturma” aĢamasında olan

15 http://www.sozluk.net/index.php?word=m%C3%BClteci eriĢim: 20 Haziran 2011.

16 http://tdkterim.gov.tr/bts/ eriĢim: 20 Haziran 2011.

17 http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C4%B1%C4%9F%C4%B1nmac%C4%B1 eriĢim: 20 Haziran 2011.

18

(24)

6 kiĢi sığınmacıdır.19

BaĢlangıçta, Ġngiltere ve Amerika bu kiĢiler için “mülteci” terimi yerine, bu kiĢilerin sonradan ülkelerine dönebileceğini dikkate alarak “yer değiĢtirmiĢ kiĢi” tabirinin kullanılmasını önermiĢtir. Ancak aynı dönemde, Uluslararası Mülteci TeĢkilatı kendi mülteci tanımlamasını oluĢturarak görev alanı içerisinde yer alan kiĢilere yardımcı olmaya çalıĢmıĢ, böylelikle daha önce sözleĢmelere hakim olan kategori esaslı mülteci sınıflandırma anlayıĢı yerine bireysel ve durumsal tanımlamanın yolu açılarak, olay esaslı sığınmacı statüsü oluĢturulmuĢtur.20

Pazarcı, yabancı dilden yapılan çeviriler nedeniyle “mülteci” kavramında karıĢıklık bulunduğunu; ancak Türk Hukuku yönünden, Türkiye‟ye Ġltica Eden veya BaĢka Bir Ülkeye Ġltica Etmek Üzere Türkiye‟den Ġkamet Ġzni Talep Eden Münferit Yabancılar ile Topluca Sığınma Amacıyla Sınırlarımıza Gelen Yabancılara ve Olabilecek Nüfus Hareketlerine Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (Bundan sonra: 1994 Yönetmeliği)21 gereğince, sığınmacı statüsü kazanan kiĢiler için “mülteci” ve bu statüyü kazanamayan kiĢiler için “sığınmacı” teriminin kullanıldığını; ancak “sığınmacı” teriminin, mülteci teriminin Türkçe karĢılığı olup iki terim arasında anlam farklılığı olmadığını; doktrinde Türkçe kavram olarak “sığınmacı” sözcüğünün mülteci yerine kullanıldığını durumun anlam karmaĢası oluĢturduğunu belirtmektedir.22

Uygulamada birlik sağlanması bakımından “sığınmacı” sözcüğünün “mülteci” kavramını da karĢılayan sözcük olarak kullanılması mümkün olmakla birlikte, resmi olarak kabul edilen ve sığınma baĢvurusu kabul edilmeyen kiĢiler arasında tanımlama farklılığı oluĢturmak adına yönetmeliğin yaklaĢımı yerindedir. Yönetmelik, böyle bir ayrım ve tanımlama farklılığı oluĢturmazsa, iki statü arasında

19

http://bianet.org/kadin/bianet/2953-multeci-siginmaci-gocmen-nedir eriĢim: 20 Haziran 2011.

20 Barnett, Laura (2002) “Global Governance and the Evolution of the International Refugee Regime” International Journal of Refugee Law, Vol. 14. No: 2/3. s. 244.

http://oppenheimer.mcgill.ca/IMG/pdf/Barnett.pdf eriĢim: 15.08.2011.

21 30.11.1994 gün ve ve 22127 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir. 22

(25)

7

farklılık oluĢturmak adına daha fazla anlam karmaĢası oluĢturacak sözcükler kullanılması gerekecektir.

2 - SözleĢme Tanımları

a - 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne ĠliĢkin Cenevre SözleĢmesi

1951 Mülteci SözleĢmesi 1. maddesinde ise mülteci Ģu Ģekilde tanımlanmıĢtır: A. ĠĢbu SözleĢme‟nin amaçları bakımından “mülteci” kavramı:

“(1) 12 Mayıs 1926 ve 30 Haziran 1928 Düzenlemeleri veya 28 Ekim 1933 ve 10 Şubat 1938 Sözleşmeleri, 14 Eylül 1939 Protokolü ya da Uluslararası Mülteci Örgütü Tüzüğü’ne göre mülteci sayılan; Uluslararası Mülteci Örgütü tarafından, faaliyette bulunduğu dönem içinde alınmış mülteci sıfatını vermeme kararları, bu bölümün 2. fıkrasındaki koşullara sahip olan kimselere mülteci sıfatının verilmesine engel değildir;

(2) 1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar sonucunda ve ırkı, dini,

tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu devlet dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen, yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.”

tanımlamalarına yer verilmiĢ ve 1967 protokolü ile 1951 Mülteci SözleĢmesi‟nde yer alan yer ve zaman kısıtlamaları kaldırılmıĢtır.

b - Afrika’daki Mülteci Sorunlarının Özel Yönlerini Düzenleyen ABÖ (Afrika Birliği Örgütü) SözleĢmesi

(BM AndlaĢmaları Dizisi Sayı 14491) Devlet ve Hükümet BaĢkanları Kurulu tarafından Altıncı Olağan Oturumunda kabul edilmiĢtir (Addis Ababa, 10 Eylül 1969) Yürürlük tarihi 20 Haziran 1974‟tür.

(26)

8

1. maddesi 1 ve 2 bentlerinde mülteci tanımı düzenlenmiĢ olup:

“1. Bu Sözleşme’nin amaçları çerçevesinde “mülteci” terimi, ırk, din, milliyet, siyasi inanç ya da belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti yüzünden zulüm ya da haklı bir temele dayanan zulme uğrama korkusu nedeniyle vatandaşı olduğu devlet dışında bulunan ve söz konusu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da korkusu nedeniyle yararlanmak istenmeyen ya da vatandaşlığı olmayan ve bu tür olaylar sonucu daha önce ikamet ettiği ülkenin dışına çıkmış olup, söz konusu ülkeye geri dönemeyen, ya da korkusu nedeniyle dönmek istemeyen kişi anlamına gelecektir.

2. “Mülteci” terimi aynı zamanda, kendi menşe ülkesinin ya da vatandaşı olduğu devletin bir bölümünde ya da tümünde, dış saldırı, işgal, yabancı egemenliği ya da kamu düzenini ciddi biçimde bozan olaylar nedeniyle, menşe ülkesi ya da vatandaşı olduğu devlet dışında bir başka yerde sığınma aramak için daimi ikamet ettiği yeri terk etmeye zorlanan herkes için geçerli olacaktır”

c - 1966 Mültecilere KarĢı Muameleye ĠliĢkin Ġlkeler

Bölgesel nitelikte düzenlenen diğer bir belge olup, 1966 yılında Bangkok‟ta Asya-Afrika Hukuksal DanıĢma Komitesi tarafından Sekizinci Oturumda kabul edilmiĢtir. Mülteci tanımı 1. maddesinde Ģu Ģekilde yapılmıĢtır:

“Mülteci ırk, renk, din, siyasi inanç ya da belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti yüzünden zulüm ya da haklı bir temele dayanan zulme uğrama korkusu nedeniyle:

a- Vatandaşı olduğu devleti ya da milliyetine mensup olduğu devleti veya bir vatandaşlığa sahip değilse sürekli ikamet ettiği devleti terk eden veya;

b- Böyle bir devlet ya da devletin dışındayken buraya geri dönmesi ya da korumasından yararlanması mümkün olmayan ya da bunu istemeyen kimsedir.” ç - Cartagena Mülteciler Bildirgesi

Cartagena Bildirgesi, Kolombiya‟da 19-22 Kasım 1984‟te Orta Amerika, Meksika ve Panama‟daki Mültecilerin Yasal ve Ġnsancıl sorunlarının çözümlenmesi

(27)

9

hakkında Uluslararası Konferans Dizisi ile kabul edilmiĢ olup, konferans dizisi temellerini tümü ile paylaĢtığı ve aĢağıda tekrar ettiği, Orta Amerika‟da barıĢ ve iĢbirliğine iliĢkin Contadora kararlarında belirtilen mültecilere iliĢkin taahhütleri takdir ile kabul eder baĢlığı ile “b” bendi ile:

“Mültecilerin değişik kategorilerdeki diğer göçmenlerden ayrı tutulmasını sağlamak amacıyla, yukarıdaki paragrafta sözü edilen sözleşme ve protokolde kabul edilen terminolojinin benimsenmesi”ne yer verilmiĢtir.

Cartagena Bildirgesi, devletler açısından bağlayıcı olmamakla birlikte, Amerikan Devletleri Örgütü tarafından defalarca desteklenmiĢ ve Merkezi ve Lâtin Amerika kıtasında pek çok devlet tarafından imzalanmıĢtır. 1951 Mülteci SözleĢmesi ve 1967 Protokolü'nden daha geniĢ bir mülteci tanımlaması öngördüğünden, uygulamada problemler çıkmaktadır ve bazı devletler buradaki tanımlamayı kendi iç hukuklarına da dahil etmiĢtir.23

d - Arap Ülkelerinde Mültecilerin Durumunu Düzenleyen Arap SözleĢmesi

Arap Ülkeleri Birliği Konseyi tarafından 27 Mart 1994 tarihinde kabul edilmiĢ olup, devletlerin dinî inançları ve ahlakî kurallarından esinlenerek, 1951 Mülteci SözleĢmesi ve 1967 Protokolü ile 1992 Kahire Bildirgesine atfen ve SözleĢme‟ye taraf devletlerin karĢılıklı kardeĢlik bağı içinde olmalarını dileyerek giriĢ bölümü oluĢturulmuĢ ve mülteci tanımını içerir 1. maddesinin 1. paragrafında 1951 Mülteci SözleĢmesi‟ndeki tanım, “etnik köken” eki ile birlikte aynen kabul edilmiĢ; 2. paragrafında “ülkesine yönelik savaĢ, iĢgal ya da yabancı denetimi ya da ülkenin bütününde ya da bir bölümünde kamu düzeninin ciddi biçimde bozulmasıyla sonuçlanan doğal afet ya da yıkıcı olayların meydana gelmesi nedenleriyle; menĢei ülke, yer veya sürekli ikameti dıĢında bir ülkede sığınma aramak zorunda kalan

23 Cutts, Mark (2000)The State of the Worlds's Refugees, 2000:Fifty Years of Humanitarian

(28)

10

herhangi bir kimse” olarak tanım daha da geniĢletilmiĢtir.24 Birinci maddesi aynen

Ģöyledir:

“1. Vatandaşı olduğu devlet veya bir vatandaşlığa sahip değilse, sürekli ikamet ettiği devlet dışında bulunan ırkı, dini, etnik kökeni, milliyeti ya da belirli bir toplumsal gruba aidiyeti ya da siyasi fikirleri nedeniyle zulüm görmekten haklı nedenlere dayalı bir korku duyan ve ülkesinde korunma arayamayan ya da ülkesine geri dönemeyen ya da korkusu nedeniyle koruma aramak veya dönmek istemeyen herhangi bir kimse.

2. Ülkesine yönelik savaş, işgal ya da yabancı denetimi ya da ülkenin bütününde ya da bir bölümünde kamu düzeninin ciddi biçimde bozulmasıyla sonuçlanan doğal afet ya da yıkıcı olayların meydana gelmesi nedenleriyle, menşe ülke, yer veya daimi ikameti dışında bir ülkede sığınma aramak zorunda kalan herhangi bir kimse.”

C . KISA TARĠHÇE

Kavramın Ġngilizce karĢılığı olan “Refugee” sözcüğü ile, Eski Yunan ve Mısır‟da, dinsel amaç taĢımaksızın bir kiĢinin zarar görmemek için kutsal mekânlara kaçması anlaĢılmaktaydı. Bununla birlikte kilise ya da diğer kutsal mekanlara sığınma hakkının kanunlaĢması, Milâttan Sonra 600‟lü yıllarda Kral Ethelbert of Kent tarafından gerçekleĢmiĢtir.25 Benzer hukuk kuralları bütün Avrupa‟da Ortaçağ boyunca uygulanmıĢtır.26 Mültecilik kavramıyla ilgili diğer bir kavram olan “siyasi sürgün”ün daha uzunca bir tarihi geçmiĢi vardır. Ovid,27o çağda Tomis olarak bilinen Türkçe adıyla Köstence‟ye sürgüne gönderilmiĢtir.

24

http://www.dusuncegundem.com/content/view/511/29/ eriĢim: 15.08.2011.

25 BeĢinci yüzyılda Kara Avrupası halkları tarafından Ġngiltere‟ye göçler gerçekleĢmiĢtir. Bu gelenler

Angıllar, Saksonlar; Jutlar, Frizyen‟ler olarak bilinmektedir. Bu gruplar bütün Güney Ġngiltere‟yi ele geçirmiĢlerdir. Bu dönemlerde Ġngiltere kralı olan Ethelbert kendi adıyla bilinen ve daha çok Kıta Avrupasıyla ticareti geliĢtirme amacı taĢıyan Cermen lisanıyla hazırlanan en eski hukuk kurallarını koymuĢtur: Æthelberht‟s code of laws http://en.wikipedia.org/wiki/Ethelbert_of_Kent eriĢim: 15.01.2011.

26 http://en.wikipedia.org/wiki/Refugee eriĢim: 15.01.2011.

27 Publius Ovidius Naso (MÖ 43 MS 18) Ġngilizce konuĢan dünyada erotik Ģiirin Romalı üç büyük

(29)

11

1648 Vestfalya BarıĢından bugüne devletler birbirlerinin egemenliklerini tanımaktadır. Bununla birlikte 18. yüzyılın sonlarında romantik milliyetçilik de denilen ülke milliyetçiliği (Country of nationality) yaygınlaĢtıktan sonra insanların sınırları geçmesi, yeteri kadar kimlik tanımlanmasını gerektirmiĢtir.28

Mülteci kavramının, bazen 1951 Mülteci SözleĢmesi öncesine iliĢkin durumlara uygulanması gündeme gelmektedir. Mültecilik sisteminin kendisi, sınır geçen kaçaklara yönelik olarak devlet tarafından tamamen “laissez-faire” (bırakınız yapsınlar) anlayıĢına dayanmaktadır.29

Fontainbleau Fermanı (Edict of Fontainbleau: 1685 yılı Ekim ayında Fransa‟da 14. Lui tarafından yayımlanan Huguenots‟lara30

, -ki bu ferman Huguenot‟lara devlet zulmü olmaksızın kendi dinî uygulamalarını geliĢtirme hakkı tanıyan 1598 Nant Fermanının iptali olarak bilinmektedir-) ile protestanlığın hukuk dıĢı kabul edilmesiyle binlerce kiĢi Ġngiltere, Hollanda, Ġsviçre, Güney Afrika, Almanya ve Prusya‟ya göç etmek zorunda kalmıĢtır. Avrupa‟nın da aslında gerçekte muhafazakâr müttefikleri; Avusturya, Prusya, Rusya ve Ġngiltere Avrupa‟daki güç dengesini korumak ve artan Fransız egemenlik hedeflerini sınırlayabilmek için Huguenot‟ları büyük bir istekle kabul etmiĢtir.

Pogrom31 dalgaları ile 1881-1920 yılları arasında 2 milyondan fazla olduğu tahmin edilen Rus Yahudi yirminci yüzyılın baĢlarında ilk büyük göç dalgasını oluĢturmuĢtur. Diğer bir göç dalgasını, 19. yüzyıldan beri “Muhacir” olarak tanımlanan büyük çoğunluğu müslüman halkın Balkanlar, Kafkaslar, Kırım ve

28 http://en.wikipedia.org/wiki/Refugee eriĢim: 15.01.2011.

29 Barnett, a.g.m., s. 240. 30

Yugnotlar (Huguenots); Yeniden ġekillenmiĢ Fransız Kilisesi üyeleri ya da Fransız Kalvinist olarak bilinen, 18. yüzyıldan itibaren Fransız protestanlar olarak tanınan, 17. yüzyıl sonlarında 200.000 kadarı dinî iĢkencelerle sürülen kiĢilerdir. Bunlar ayrıca Ġsviçre, Ġngiltere, Hollanda ve Almanya ile Kuzey Avrupa ile Güney Afrika ve Kuzey Amerika‟ya yerleĢmiĢlerdir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Huguenot eriĢim: 15.01.2011.

31 Pogrom; hükümet ya da askeri otoritelerce onaylanan ya da gözyumulan; ırk din ya da belli baĢka

bir özelliği nedeniyle belli bir gruba karĢı baĢka belirsiz bir insan topluluğunca yönlendirilen Ģiddet hareketleri. Sözcük, özellikle Rus imparatorluğundaki Yahudilere yönelik yaygın Ģiddet hareketlerine iliĢkin olarak kullanılmaktadır.

(30)

12

Girit‟ten günümüz Türkiye‟sine olan göçleri -ki bunlar gittikleri ülkelerin özelliklerini dahi köklü olarak değiĢtirmiĢtir- ile 1912-13 Balkan savaĢları sonucu, 800 bin kadar müslümanın göçleri oluĢturmaktadır. Birinci Dünya SavaĢı baĢlangıcında, farklı insan grupları mültecileri organize etmeye baĢlamıĢtır. Ġlk uluslararası etkileĢimli çalıĢmayla “Milletler Cemiyeti Mülteciler Yüksek Komisyonu” oluĢturulmuĢtur. Komisyon, Fridtjof Nansen tarafından 1921 yılında Rus devriminden ve sonrasında, Rus sivil savaĢından (1917-1921) kaçan Rus aydınlarından oluĢan, yaklaĢık 1.5 milyon kiĢiye yardım etmiĢtir. Komisyon sonrasında, Ermeni soykırımı olduğu iddia edilen ve yaklaĢık 1 milyon Ermeni‟nin, Türk Küçük Asyasını terk ettikleri olaylarda yaklaĢık 1 milyondan fazla Ermeniye yardımcı olmuĢtur (1915-1923). Sonraki birkaç yıl komisyon, Asuri32

ve Türk mülteciler üzerinde çalıĢmalarını yoğunlaĢtırmıĢtır. Bütün bu belirtilen olaylarda “mülteci”, genel olarak uygulanan tanımlamanın aksine “Milletler Cemiyetinin yönetim ve yönlendirmesi altındaki kiĢiler” olarak tanımlanmıĢtır.

1923 yılında Türkiye ve Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi, yaklaĢık 2 milyon kiĢiyi ilgilendiren hukuken (de jure) zorunlu mültecilik durumu oluĢturmuĢ, yüzyılların belki de binyılların yerleĢik halklarının anavatanlarından uzaklaĢtırması sonucunu doğurmuĢ, Lozan AndlaĢmasının bir parçası olan nüfus mübadelesi andlaĢması ile uluslararası toplum gözardı edilmiĢtir.33

Sorunların çıkıĢ kaynağı daha çok Avrupa gibi görünmekte ise de göçmenlik ve sığınmacılık Amerikan kıtasında da yansımalarını bulmuĢtur. 1921 yılında Amerikan Kongresinden geçen Acil Göçmen Kotası Yasası‟nı34

1924 yılındaki ikinci Göç

32 Asuriyan, Kaldean, Suriye Halkı olarak bilinen bu grup Asuriler, Siryaklar, Suriye Hıristyanları,

Siryak Hırıstiyanları olarak da tanımlanmaktadır. Bunların kesin sayısı bilinmemekle birlikte günümüzde 830 bin ilâ 1.5 milyon Irak‟ta 735 bin ilâ 1.2 milyonu Suriye‟de, 10.500 ilâ 103 bin arasında Ġran‟da, 4000 ila 70 bin arasında Türkiye‟de 120 bin civarında Ġsveç‟te, 2.2 milyonu Amerika BirleĢik Devletlerinde, 77 bin Ürdün‟de, 90 bin Almanya ve 38 bin kadarı Avustralya‟da olduğu zannedilmektedir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Assyrian_people eriĢim: 15.01.2011.

33 http://en.wikipedia.org/wiki/Refugee eriĢim: 15.01.2011.

34 Aynı zamanda Johnson Kota Yasası olarak da bilinen yasaya göre göç kotası; herhangi bir ülkeden

kabul edilecek göçmen sayısı yıllık; 1910 yılı nüfus sayımına göre BirleĢik Devletlerde o devlet vatandaĢı olarak yaĢayan nüfusun %3‟ü olarak sınırlanmıĢtır. Yasa, Latin Amerika ülkeleri için

(31)

13

Yasası takip etmiĢtir. 1924 Göçmen Yasası‟nın amacı, özellikle 1890‟lı yıllarla birlikte çoğunluğunu Yahudiler, Ġtalyanlar ve Slavların oluĢturduğu Güney ve Doğu Avrupalı göçmenlerin sınırlandırılmasıdır. Çoğunluğu Avrupalı olan ve Stalin ve Nazi yönetiminden ve Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan kaçan mülteciler (özellikle Yahudi ve Slavlar) böylelikle göçten men edilebilmiĢtir.

Milletler Cemiyeti‟nin en önemli eksikliği, Amerika ve Sovyetler Birliği‟nin, cemiyete katılmamıĢ olmasıdır. Bu husus, o dönemde oluĢturulan, mülteci sisteminin de en önemli eksikliği olmuĢtur. Mülteciler Yüksek Komiserliği, bu dönemde mülteci tanımı yapmaktan kaçınmıĢ daha çok kategori temelinde mülteci grubu oluĢturma amacı benimsenmiĢtir. Ġlk mülteci sınıfını Rus sürgünler oluĢturmuĢtur. 1933 yılında Mültecilerin Statüsüne ĠliĢkin Uluslararası AndlaĢma ile yeniden mültecilik kurumları düzenlenmiĢtir. Her ne kadar kategorik mülteci belirlemesi yapılmakta ise de, aranılacak asgari Ģartlar konusunda ortak görüĢler oluĢmaya baĢlamıĢtır. 1938 yılında Almanya‟dan Gelen Mültecilerin Statüsüne iliĢkin SözleĢme imzalanmıĢ ve kiĢisel güvence sağlama adına daha sınırlayıcı bir tanımlama yapılmıĢtır.35

Ġki savaĢ arası dönemde, mülteciler adına uluslararası çalıĢmalar yapan iki önemli isim dikkat çekmektedir. Bunlar, Milletler Cemiyeti tarafından atanan ilk iki mülteciler yüksek komiseri Norveçli Fridjtof Nansen (1921-30) ile Amerikalı James Mc. Donald‟dır. Bunlardan Nansen‟in çabalarıyla, mültecilere “Nansen Pasaportu”36 olarak adlandırılan seyahat ve kimlik belgeleri verilmeye baĢlanmıĢtır. Nansen ayrıca, Rus mültecilerin dönüĢleri konusunda Sovyetler Birliği ile yapılan görüĢmelerin baĢarısızlıkla sonuçlanması üzerine, mültecilerin bulundukları ülkelerde güvenli bir hukuki statüye kavuĢmaları için ek tedbirler alınmasına öncülük

sınır öngörmemektedir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Emergency_Quota_Act eriĢim: 15.01.2011.

35 Barnett, a.g.m., s. 242. 36

(32)

14

etmiĢtir. Nansen pasaportu, “kategorik mülteci” olarak tanımlanan; Rus mülteciler baĢta olmak üzere 1924 yılında Ermenilere, 1928 yılında ise Türklere, Asurilere, Suriyelilere, Asuri-Keldani ve Kürtlere yaygınlaĢtırılmıĢtır.37

Nazizmin yükseliĢi ile Milletler Cemiyeti, 1933 yılında Almanya‟dan Gelen Mülteciler Yüksek Komisyonunu oluĢturmuĢtur. Komisyon görev sahası, Avusturya ve Südetlerden gelen Ģahısları kapsayacak Ģekilde geniĢletilmiĢtir. 1938‟lere kadar Hollanda, herkes tarafından bilinen Nazi zulmüne rağmen, sığınma arayanları yakın hayati tehlike ispatlanmadığı gerekçesiyle, Almanya‟ya geri göndermiĢtir. 1935 yılında, yeni Yüksek Komiser James Mc Donald, uluslararası toplumun bu tip problemlerin kaynağı olan Almanya‟ya karĢı tepkisiz kalmasına karĢı bildirge hazırlamıĢtır. 1938 yılında Amerikan BaĢkanı Roosevelt, Evian‟da konuyu görüĢmek için bir konferans toplamasını istemiĢtir. Bu toplantı, Almanya‟nın Yahudi malvarlığını serbest bırakmak istememesi ve yeniden yerleĢtirme ülkelerinin ise bu durumun ortaya çıkarttığı mali yükü paylaĢmak istememeleri nedeniyle baĢarısızlıkla sonuçlanmıĢtır.38

Bu dönemde dünyanın yaĢadığı temel sıkıntı, 1931 yılında zirveye ulaĢan ekonomik Büyük Bunalım‟dır. Bu nedenlerle, kabul eden devletler, mültecilerin kiĢisel olarak getirdikleri malî yük dıĢında yeni bir yük istememiĢ ve Yahudiler devletlerin ekonomik refah istekleri ile diplomatik iliĢkilerinin kurbanı olmuĢtur. Batı Avrupa, yeni bir savaĢı baĢlatan taraf olmak istememiĢ, Yahudiler bu nedenle Almanya‟da zulümle karĢı karĢıya kalmıĢtır.39

1 Ekim 1938 Münih AndlaĢması ile Alman ordularının, Çekoslovakya bölgesine girmesiyle 150 bin Çek yerlerinden edilmiĢtir. 31 Aralık 1938 yılında

37

Barnett, a.g.m., s. 242.

38 Evian Konferansı, 1938 yılında Nazi zulmünden kaçan Yahudilerle ilgili olarak 31 devletin

katılımıyla 6-13 Temmuz tarihlerinde Evian les Bains (Fransa)‟ de toplandı. Alman ve Avusturya Yahudileri güvenli bölge bulma ümidindeydiler. Hitler‟in konferansa tepkisi “Diğer devletlerin Yahudileri almak istemeleri halinde kendilerine yardımcı olunacağı” yönündeydi. Sonuç olarak konferans hüsranla sonuçlandı ve Ġngiltere ve Amerika önemli sayıda Yahudiyi kabul etmeyi reddettiler. Konferans bir bakıma Anglo-Amerikan ikiyüzlü iĢbirliğinin bir uygulaması olarak görülmektedir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Evian_Conference eriĢim: 22.08.2011.

39

(33)

15

Nansen ofisi ile birlikte Alman Mülteciler Komisyonu bu konudaki kontrolü yerlerini alan, Milletler Cemiyeti koruması altındaki Mülteciler Yüksek Komisyonu ile kaybetmiĢtir. Bu husus, 1939 yılında yüzbinlerce Ġspanyol Cumhuriyetçi‟nin, Ġspanyol sivil savaĢını kaybederek Fransa‟ya kaçmalarıyla daha da pekiĢmiĢtir.

Yenilgiler ve siyasî istikrarsızlık, Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında yoğun göç hareketlerine yol açmıĢtır. Ġkinci Dünya SavaĢı sona erdiğinde, Avrupa‟da 40 milyondan fazla mülteci bulunmaktadır. 1943 yılında müttefikler, mihver devletlerinden kurtardıkları alanlarda BirleĢmiĢ Milletler Yardım ve Rehabilitasyon Yönetimi adında Avrupa ve Çin‟i de kapsayan bir örgüt kurmuĢtur.

Ġkinci Dünya SavaĢı sonlarında Doğu Prusya‟da Pomeranya ve Silezya‟dan Kızıl Ordu katliamından kaçan 5 milyon civarında Alman sivil, Mecklenburg, Brandenburg ve Saksonya‟da mülteci olmuĢtur. Almanya‟nın tesliminden sonra müttefikler, 5 Haziran 1945 bildirgesiyle Almanya‟nın 31 Aralık 1937‟de sahip olduğu sınırları iĢgal konusunda anlaĢmıĢ, 1945 baharından itibaren Polonyalılar, güç kullanmak yoluyla geride kalan Alman nüfusun etnik temizliği yoluna gitmiĢtir.

ĠĢgal güçleri, 17 Haziran 1945‟te, Postdam konferansında bir araya geldiklerinde, mülteci sorunu daha da karmaĢık bir hale gelmiĢtir. 2 Ağustos 1945‟te Postdam Protokolü oluĢturulmuĢ, bunun 9. maddesinde Almanya‟nın dörtte biri Polonya toprağı haline getirilmiĢ ve 13. maddesiyle Çekoslovakya, Macaristan ve Polonya‟da kalan Alman nüfusunun düzenli ve insani Ģekilde nakli düzenlenmiĢtir.

Postdam‟da onaylanmamıĢ olmasına rağmen, Yugoslavya ve Romanya‟da yaĢayan yüzbinlerce Alman sınırdıĢı edilmiĢtir. Müttefik iĢgal bölgesi, sonradan Demokratik Alman Cumhuriyeti, Avusturya ve Federal Alman Cumhuriyeti olarak bölümlenmiĢ ve bu olaylar tarihteki en büyük nüfus nakli olaylarına sebep olmuĢ, 15 milyon Alman bundan etkilenmiĢ ve iki milyonu bu nakiller sırasında kaybolmuĢtur. 1961 yılında, Berlin Duvarının yükseliĢi ile birlikte, 563.700 mülteci Doğu

(34)

16

Almanya‟dan Batı Almanya‟ya Sovyet iĢgalinden sığınmak için kaçmıĢtır.40

Aynı dönemde devrim öncesi Rusya vatandaĢı, milyonlarca kiĢi rızaları bulunmamasına rağmen, zor kullanılmak suretiyle Sovyetler Birliği iç kesimlerine gönderilmiĢtir. 11 ġubat 1945 Yalta konferansı sonucunda, Amerika ve Ġngiltere, Sovyetler Birliği ile Geri Gönderme AndlaĢması imzalamıĢ, andlaĢmanın yorumundan, bu kapsama giren bütün “Sovyetlerin” güç kullanılmak suretiyle, kendi isteklerine bakılmaksızın gönderilecekleri sonucu çıkmıĢtır. SavaĢ sonrası, Ġngiliz ve Amerikan sivil otoriteleri askeri güçlerine, senelerce öncesinde bile Rusya‟yı terketmiĢ, baĢka ülkelere yerleĢmiĢ ve hatta vatandaĢlık almıĢ Sovyet Ruslarını buralardan çıkartma ve ülkelerine gönderme emri vermiĢtir. Bu iĢlemler, 1945-47 yılları arasında sürmüĢtür.41

Böylelikle Batı Avrupa‟da Sovyetlerden gelen 5 milyondan fazla kiĢi “yer değiĢtirmiĢ kiĢi” statüsünde bulunmaktadır. Bunlardan yaklaĢık 3 milyonu Almanya ve iĢgal bölgelerinde çalıĢmaya zorlanmıĢ olan kiĢilerdir.42 Sovyet SavaĢ esirleri ve Vlasov43 yandaĢları, “Smersh”44 değerlendirmelerine muhatap olmuĢlardır. Alman esareti altındaki 5.7 milyon Sovyet savaĢ esirinden 3.5 milyonunun savaĢ sonunda Alman esareti altında öldükleri tespit edilmiĢtir. Hayatta kalanlar ülkelerine döndüklerinde kendilerine vatan haini gibi davranılmıĢtır.45 1.5 milyon kadar Kızılordu askeri, Alman esareti altında hapis

40 http://en.wikipedia.org/wiki/Refugee eriĢim: 15.01.2011.

41 Nikolai Tolstoy; “Forced Repatriation to the Soviet Union: The Secret Betrayal”

http://www.hillsdale.edu/news/imprimis/archive/issue.asp?year=1988&month=12

eriĢim: 15.01.2011.

42 3.Devlet(Third Reich) olarak tanımlanan Nazi Almanyasında köle iĢçiliği nedeniyle 1.6 milyon kiĢi

tazminat almıĢtır.

Michael Marek “Final Compensation Pending for Former Nazi Forced Laborers”

http://www.dw-world.de/dw/article/0,2144,1757323,00.html eriĢim: 15.01.2011.

43 Andrei Andreyevich Vlasov; Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında Nazi Almanyası ile iĢbirliği yapan

Sovyet generaldir.SavaĢın ilk yıllarında Almanlara esir düĢmüĢ sonradan Rus Özgürlük Komitesini kurmuĢ ve Ruslara karĢı savaĢmıĢ ancak savaĢın sonlarına doğru yeniden Almanlara karĢı savaĢmıĢ ancak yine de Amerikalılar tarafından askerleriyle birlikte esir alınmıĢtır.

http://en.wikipedia.org/wiki/Andrey_Vlasov eriĢim: 15.01.2011.

44 смерч”/smerç fırtına anlamında olup; Sovyet Rusya ordusu içinde karĢı casusluk faaliyetleri

yapmak üzere kurulmuĢ olan teĢkilattır.

http://en.wikipedia.org/wiki/SMERSH eriĢim: 15.01.2011.

45 270 Nolu Emir;16 Ağustos 1941 tarihli olup Joseph Stalin tarafından Halkın Savunma Komseri

sıfatıyla yayınlanmıĢtır. Bu emir yayınlandığı sırada Almanlar büyük baĢarılar kazanarak, Sovyet karasalının içlerine kadar girmiĢlerdir. Emrin amacı ordunun bozulan moralini yerine getirmektir.

(35)

17

hayatından kurtulduktan sonra Sovyetler Birliği‟ne döndüklerinde Gulag‟lara46 gönderilmiĢtir.

Polonya ve Sovyet Ukrayna47 nüfus değiĢimi uygulamıĢlardır. Sovyet-Polonya sınırının doğusunda bulunan yaklaĢık 2.100.000 Polonyalı Polonya‟ya ve aynı sınırın batısında yer alan Ukrayna‟lılar ise Ukrayna‟ya yönlendirilmiĢtir. Nüfus mübadelesi 1944 Eylül‟ünden 1946 yılı Mayıs ayına kadar sürmüĢ ve yaklaĢık 450.000 kiĢi olarak gerçekleĢmiĢtir. 200.000 kadar Ukraynalı istekli ya da isteksiz olarak Polonya güneydoğusunu 1944 ve 1945 yılları arasında terk etmiĢtir.

BirleĢmiĢ Milletler Yardım ve ĠyileĢtirme Yönetimi, Uluslararası Mülteci TeĢkilatı‟nın kurulduğu, 1947 yılında görevlerini devrederek kapanmıĢ, devir iĢlemleri için 1947 yılı baĢları öngörülmüĢ ancak bu haziran aylarında gerçekleĢmiĢtir. BM Uluslararası Mülteci TeĢkilatı esas olarak Yardım ve ĠyileĢtirme Yönetimi‟nin geniĢ ölçüde Avrupa mültecilerinin yeniden yerleĢtirilmesi ve sınırlar dıĢına çıkartılması iĢlemlerinin tamamlanmıĢ olduğu 1945 yılında oluĢturulmuĢ BirleĢmiĢ Milletler‟in geçici kuruluĢlarından birisidir ve yaklaĢık bir milyon mültecinin yeniden yerleĢtirilmesinden sonra iĢlevini kaybetmiĢtir. Bu zamanlardaki mülteci tanımı ya kiĢisel Nansen pasaportuyla ya da Seçkinlik Belgesi “Certificate

of Eligibility” ile Uluslararası Mülteci TeĢkilatı tarafından kabul edilmiĢtir.

Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası, mülteciler ve yer değiĢtirmiĢ kiĢiler konusu uluslararası gündemin en önemli konusu haline gelmiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu‟nun 1946 yılında yapılan ilk oturumunda, yalnız acil çözümlenmesi gereken bir sorun olarak tanımlanmamıĢ, ayrıca BirleĢmiĢ Milletler 8 nolu kararı ile son ve kesin olarak; mülteciler ve yer değiĢtirmiĢ kiĢilerin belirli itirazlarla kendi kaynak

46 Gulag, Sovyetler tarafından hükümet tarafından yönetilen cezai çalıĢma kampı sistemidir. Bir çok

suç tipinde kullanılmıĢ ise de daha çok siyasi baskılama sistemidir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Gulag eriĢim: 15.01.2011.

47 10 Mart 1919‟da 3.Sovyet Ukrayna Kongresine göre 25 Aralık 1917 yılında ilân edilmiĢ olan ilk

BolĢevik devletin resmi adı, ĠĢçiler, Askerler ve Köylü Vekiller Sovyet Cumhuriyet olan isim Ukrayna Sosyalist Sovyet Cumhuriyeti olarak değiĢtirildi.

(36)

18

ülkelerine gönderilmesi ve dönüĢe zorlanmaları yasaklamıĢtır (Karar 8, 12 ġubat 1946).48 BirleĢmiĢ Milletlerin ilk savaĢ sonrası özel kurumu Uluslararası Mülteci TeĢkilatı (International Refugee Organization- IRO, 1946-1952) kurulmuĢtur. Ancak sorunların çözümünde geniĢ ölçüde yararlı ve kolaylaĢtırıcı bir baĢarı sağlamıĢ olmasına rağmen oldukça masraflı bir sistem oluĢturmuĢ ve Soğuk SavaĢ dönemi politikalarıyla aynı döneme rastgelmiĢ ve yeni kurumun tamamlanmasıyla iĢlevini tamamlamıĢtır.49 Kendisinden öncekiler gibi, son uluslararası mülteci teĢkilatı da soğuk savaĢ sonucu ortaya çıkan, Avrupa merkezli bir teĢkilat olmuĢ, Sovyetler; bunu da faĢist ve anti demokratik rejimlerle iĢbirliği yapan kiĢileri koruyan sistem olarak gördüğünden sözleĢmeyi imzalamamıĢtır.50

1950-51‟de BirleĢmiĢ Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği‟nin (Bundan sonra: BMMYK) kurulması ve Mültecilerin Hukuki Durumuna iliĢkin 1951 Mülteci SözleĢmesi‟nin kabul edilmesi mülteci korunması açısından bir dönüm noktası olmuĢtur. Bu geliĢmelerle birlikte ilk defa mültecilerin ihtiyaçlarına cevap veren kurumsal yapılar ile uluslararası hukuk kapsamında mültecilerin korunmasına yönelik standartlar oluĢturulmaya baĢlanmıĢtır. Böylelikle savaĢ öncesinin somut kriz odaklı yaklaĢımından soyut ve kurumsal bir yaklaĢıma geçiĢ sağlanmıĢtır.

Soğuk savaĢ döneminde, mülteci akınları Komünist blok ülkelerinden Avrupa ve Kuzey Amerika‟ya olmuĢtur. Bu dönemdeki, ilk büyük mülteci akınına 1956 yılındaki Macaristan krizi neden olmuĢtur ve bunu 1968 yılındaki Çek milliyetçilerinin ayaklanmasının bastırılması takip etmiĢtir.

Tarihsel süreç içerisinde pek çok mülteci olayı yaĢanmıĢ, 1970‟li yılların ortalarıyla birlikte mültecilik ve göçmenlik arasındaki fark kaybolmaya baĢlamıĢtır.51

48 http://www.un.org/documents/ga/res/1/ares1.htm eriĢim: 15.05.2011.

Tam metin BM Genel Kurul 8 nolu Kararı

http://daccessddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/032/59/IMG/NR003259.pdf?OpenElement eriĢim: 01.06.2011. 49http://untreaty.un.org/cod/avl/ha/prsr/prsr.html eriĢim: 01.06.2011. 50 Barnett, a.g.m., s. 246. 51 Barnett, a.g.m., s. 247.

(37)

19

1969 yılında Afrika TeĢkilatı mülteci tanımlamasını daha da geniĢletmiĢtir. 1984 yılında da Amerikan devletleri arasında mülteci sözleĢmesi yapılmıĢtır. Geçen zaman içerisinde, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu, resmi mülteci tanımlamasının dıĢında kalan yer değiĢtirmiĢ kiĢiler açısından da korumanın geniĢletilmesine izin vermiĢtir.52

Buna göre, BMMYK uygulamalarını mülteciler dıĢında, ülke içindeki yer değiĢtirmiĢ kiĢiler ve geri dönenler yönünden geniĢletmiĢtir. Ülke içi yer değiĢtirmiĢ kiĢiler, normal Ģartlar altında mültecilik Ģartları bulunan, ancak herhangi bir ulusal sınırı geçmemiĢ olan kiĢilerdir ve uluslararası alanda ilk uygulaması 1972 yılında Sudan‟da gerçekleĢmiĢtir.53 GeniĢ manâdaki uygulama, 1970‟lerde Kamboçya, Laos ve Vietnam için söz konusu olmuĢtur. 1970‟li yılların ortalarıyla birlikte uluslararası ekonomik çalkantılar nedeniyle ülkeler daha fazla mülteci akını istememiĢ ve gerçek sözleĢme mültecileri ve fiilî mülteci ayrımı ortaya çıkmıĢtır. Bu durum açıkça göstermektedir ki ülkelerin mülteci politikaları geniĢ ölçüde siyasi yaklaĢımlara ve ekonomik nedenlere bağlıdır.54

1980‟li yıllarda Amerika‟nın kabul etmiĢ olduğu mültecilerin, %90‟ı Doğu Bloku ülkelerindendir. Soğuk savaĢ döneminin bitmesiyle birlikte, Rusya da BMMYK bünyesine katılmıĢtır. BMMYK bütçesi ve personel sayısı giderek artmıĢtır. Ancak bütün geliĢmelere rağmen, ekonomik mülteciler ve içte yer değiĢtirmiĢ kiĢiler halâ geniĢ ölçüde mülteci rejiminin dıĢında kabul edilmektedir.55

Soğuk savaĢ sonrası dönemin temel karakteri olarak BMMYK, uluslararası sistemin değiĢen doğasını yansıtmaktadır. Bu dönemlerde daha çok BMMYK, uluslararası koruma rejimi, güvenlik, kapsam geniĢlemesi, insani hareketler ve yardımlara odaklanmıĢ; operasyonel yaklaĢımlar, sivil toplum yapılaĢmasının arttırılması, demokratik hükümetlerin kurulması ve uyuĢmazlık önleme çalıĢmaları

52 Barnett, a.g.m., s. 248. 53 Barnett, a.g.m., s. 248. 54 Barnett, a.g.m., s. 249. 55 Barnett, a.g.m., s. 250.

(38)

20 yapmaya baĢlamıĢtır.56

Devletler, kendi ülkelerine yapılan sığınma taleplerini azaltmak ve böylelikle mülteciliğin sebep olduğu olumsuz mali yükten kurtulmayı amaçlamaktadır. Devletler sığınma sisteminde önleme politikası olarak dört grup önlem uygulamaktadır: GiriĢ sınırlamaları, sığınma usulünde yenilikler, yaĢam koĢullarında ağırlaĢtırmalar ve sınır dıĢı etme.57

Soğuk savaĢ sonrası dönemde, askerlerle kontrol edilen mülteci kamplarında artan insan hakları ihlâllerine duyarsız kalınmamıĢ, BMMYK daha çok gönüllü geri göndermeye ağırlık vermiĢtir. 1992 yılı Mart ayında BirleĢmiĢ Milletler Kamboçya GeçiĢ Otoritesi, Tayland-Kamboçya sınırında yerleĢmiĢ olan ve 12 yıldan daha uzun süredir burada yaĢayan 360 bin kadar mültecinin geri dönmesine yardımcı olmuĢtur.58

SözleĢmedeki belirleme ne kadar sınırlı olursa olsun, BMMYK yönetimi oldukça dinamik çalıĢmaktadır. Ülke içi yer değiĢtirmiĢ kiĢiler konusunda inisiyatif daha çok yerel otoritelerin elindedir ve bu kiĢiler yönünden uluslararası sözleĢmelerle koruma sağlanabilmesi mümkün değildir. Ancak olaya özgü kurulan teĢkilâtlar aracılığıyla bu kiĢiler koruma altına alınabilmektedirler.59

Bu kiĢiler de temel insan hakları ve fiziksel ve mali güvenlikleri tehlike altında olan kiĢilerdir.60

BirleĢmiĢ Milletler geleneksel olarak devlet merkezli çerçeveyle sınırlı kalmakta ve ülke içi konulara müdahale etmeme amacı taĢımakta ise de günümüzde gittikçe artan Ģekilde büyük insan hakları ihlâllerinin söz konusu olduğu durumlarda

56 Barnett, a.g.m., s. 251.

57 Monheim, Jenny, (16 Haziran 2008)”Human trafficking and the effectiveness of asylum policies” CSLE Working Paper 2008-01 s. 2.

http://www.econstor.eu/bitstream/10419/28013/1/608692999.PDF eriĢim: 15.08.2011.

58 Barnett, a.g.m., s. 252. 59 Barnett, a.g.m., s. 252.

60 Ngugi, Elias Lema, “Internally Displaced Persons:Towards an Effective International Legal

Protection Regime”

Referanslar

Benzer Belgeler

Her satır ve sütunda sadece iki sayı olacak şekilde 1-8 rakamlarını tabloya yerleştirin.. Her bir rakam sadece bir kez kullanılacak ve

Yukarıda belirtilen dosya nolu tuklanmalarına ilişkin olarak Gerze Asliye Mahkemesince iki ayrı karar verilmiş olup,. yrı itiraz edi|miş bulunduğundan, her

opposition-to-the-international-criminal-court-archived-articles.html.. ةمتاخلا قلا ماكحأو دعاوق تروطت ، ظوحلم لكشب يناسنلإا يلودلا نونا نيناوق ددح امدنع

 Memduhoğlu, H.B. Yönetimde Yeni Yaklaşımlar. Örgütsel Öğrenme,Örgütsel VatandaĢlık DavranıĢı ve Örgütsel Bağlılık-Ünite 5. Örgütsel Davranış, Anadolu

102 Kanada’da düzenleyici etki analizinin ilgili hukuksal düzenleme ile birlikte yayımlandığı örnek bir resmi gazete sayısı için bkz. 24/8) Başbakanlık, diğer

“Grönland ve Kanada Arasındaki Kıta Sahanlığı Sınırlandırmasına İlişkin Kanada ve Danimarka Arasındaki Anlaşma” 329 m. 1 dâhilinde iki devlet arasındaki kıta

CEZA MUHAKEMESİ SORUŞTURMA EVRESİ KOVUŞTURMA EVRESİ DURUŞMA HAZIRLIĞI DEVRESİ KANUN YOLU DEVRESİ DURUŞMA DEVRESİ HÜKÜM DEVRESİ İLK DERECE İKİNCİ DERECE..

Sığınmacı sayısındaki artış, üye ülkeler arasındaki ortak politika oluşturma yönündeki çalışmalarda bazı sorunların çıkmasına yol açmıştır. Devletler