• Sonuç bulunamadı

Haberler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Haberler"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Şubat ayında tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 0.56 artarken, üretici enflasyonu (ÜFE) yüz-de 0.09 geriledi. Yıllık TÜFE yüzde 10.43 olurken, yıllık ÜFE yüzde 9.15 olarak kaydedildi. Merkez Bankasının Şubat ayı ikinci dönem beklenti anketin-de anketin-de Şubat ayı TÜFE beklen-tisi yüzde 0,62, yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi ise yüzde 7,26 olarak belirlenmişti.

ÜFE’de Şubatta endekste yer alan toplam 791 maddeden 117’sinin ortalama fiyatlarında değişim olmadı, 316 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 358 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti.

Kaynak: TÜİK

İşsizlik Oranı Yüzde 9,8’e Geriledi

2011 yılında Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yıla göre 431 bin kişi azalarak 2 milyon 615 bin kişiye düştü. İşsizlik oranı ise 2,1 puanlık azalış ile %9,8 seviyesinde gerçekleşti. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 2,3 puanlık azalışla %11,9, kır-sal yerlerde ise 1,5 puanlık azalışla %5,8 oldu.

Bina İnşaatı Maliyet Endeksi Bir Önceki

Döneme Göre Yüzde 0,91 Arttı

Bina İnşaatı Maliyet Endeksi, Ekim–Kasım–Aralık aylarını kap-sayan 2011 yılı dördüncü döneminde, toplamda bir önceki dö-neme göre %0,91, bir önceki yılın aynı dönemine göre %13,79 ve dört dönem ortalamalara göre %12,41 artış gösterdi. 2011 yılı dördüncü döneminde bir önceki döneme göre işçilik en-deksi %0,46, malzeme enen-deksi ise %1,04 arttı. 2011 yılı dör-düncü döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre işçi-lik endeksi %6,24, malzeme endeksi ise %16,13 arttı. 2010 yılı dördüncü döneminde, toplamda bir önceki döneme göre %1,57, bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,52 ve dört dö-nem ortalamalara göre ise %5,75 artış gerçekleşmişti.

Sanayide İstihdam Yıllık Yüzde 5 Arttı

Üç Aylık Sanayi İstihdam Endeksi 2011 yılı IV. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,0, bir önceki döneme göre % 0,8 arttı. Üç Aylık Sanayi İstihdam Endeksi 107,9 oldu.

Sanayide Çalışılan Saat Yıllık Yüzde 4,5 Arttı

Üç Aylık Sanayide Çalışılan Saat Endeksi, 2011 yılı IV. döne-minde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 4,5, bir önce-ki döneme göre % 2,2 arttı. Üç Aylık Sanayide Çalışılan Saat Endeksi 105,5 oldu.

Sanayide Brüt Ücret - Maaş Yıllık Yüzde 14,8

Arttı

Üç Aylık Sanayide Brüt Ücret-Maaş Endeksi, 2011 yılı IV. döne-minde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 14,8, bir önceki döneme göre % 4,6 arttı. Üç Aylık Sanayide Brüt Ücret-Maaş Endeksi 201,8 oldu.

Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü %

30,8 Düştü

2011 yılının oniki ayında bir önceki yılın oniki ayına göre be-lediyeler tarafından Yapı Ruhsatı verilen yapıların yüzölçü-münde %30,8, bina sayısında %29, daire sayısında %21,7, değerinde %29,6 düşüş oldu. 2011 yılının oniki ayında Yapı Ruhsatına göre yapıların yüzölçümü 123.639.732 m2 iken bu-nun 73.304.943 m2’si (% 59,3) konut, 29.878.273 m2’si (% 24,2) konut dışı ve 20.456.516 m2’si (% 16,5) ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

Şubat Ayı Enflasyonu TÜFE’de

Yüzde 10,43 ÜFE’de Yüzde 9,15 Oldu

Inflation for February

was 10.43% in TUFE

(Consumer Price Index)

and 9.15% in UFE

(Pro-ducer Price Index)

While consumer price inflation (TUFE)

has increased 0.56%, producer price inflation (UFE) has decreased 0.09% in February according to the data of Turkish

Statistical Institute (TUIK). Annual TUFE has become 10.43% and annual

UFE has become 9.15%. In the second period of February prospect survey of the Central Bank, TUFE prospect for February has been

determined as 0.62%, and end of year TUFE prospect has been determined as

7.26%.

Tüketici Fiyatları Endeksi Yıllık Değişim Oranları (%)

4,16 7,17 6,24 6,31 6,15 7,66 3,99 6,65 9,48 10,45 4,90 4,26 10,43 10,61 3,00 5,00 7,00 9,00 11,00 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 Aylar 2011 2012

Üretici Fiyatları Endeksi Yıllık Değişim Oranları (%)

10,87 10,80 13,33 13,67 11,00 10,08 12,15 12,58 8,21 10,19 10,34 9,63 11,13 9,15 5,00 7,00 9,00 11,00 13,00 15,00 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 Aylar 2011 2012

18 HAZIR

BETON

Ocak - Şubat • 2012 • January - February

(2)

Sanayi Üretimi Yüzde 3,7 Arttı

2011 yılı Aralık ayında sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %3,7 arttı. Sanayinin alt sektörleri incelendi-ğinde, 2011 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre; madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi %6,7, imalat sa-nayi sektörü endeksi %2,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklim-lendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi de %10,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış endeks 2011 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %3,8, mevsim ve takvim etki-lerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre %2,7 artış gösterdi.

Konut Satışlarında %16,82 Artış Gerçekleşti

2011 yılı dördüncü döneminde, 118.867 konut satış sonucu el değiştirdi ve Türkiye genelinde bir önceki döneme göre %16,82 oranında artış gerçekleşti. 2011 yılı dördüncü döne-minde, konut satışlarında bir önceki yılın aynı dönemine göre %21,89 oranında artış gerçekleşti. 2011 yılı dördüncü döne-minde 4 dönemlik ortalamalara göre değişimlere bakıldığın-da Türkiye genelinde %17,25 oranınbakıldığın-da artış gerçekleşti.

Ocak Ayında Tüketici Güveni Arttı

2012 Ocak ayında Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre %0,2 oranında arttı; 2011 yılı Aralık ayında 92,0 olan endeks 2012 yılı Ocak ayında 92,2 değerine yükseldi.

Şubat Ayında Hizmet, Perakende Ticaret ve

İnşaat Sektörü Güven Endeksleri Arttı

2012 Şubat ayında, Hizmet Sektörü Güven Endeksi bir önce-ki aya göre %1,5, Perakende Ticaret Sektörü Güven Endeksi %6,6 ve İnşaat Sektörü Güven Endeksi %1,3 oranında arttı. 2012 yılı Ocak ayında 97,3 olan Hizmet Sektörü Güven Endek-si 98,8; 93,5 olan Perakende Ticaret Sektörü Güven EndekEndek-si 99,7 ve 88,4 olan İnşaat Sektörü Güven Endeksi 89,6 değeri-ne yükseldi. Hizmet Sektörü Güven Endeksindeki artış, gele-cek üç ayda hizmetlere olan talep; Perakende Ticaret Sektö-rü Güven Endeksindeki artış, gelecek üç ayda iş hacmi (satış-lar); İnşaat Sektörü Güven Endeksindeki artış ise, gelecek üç ayda toplam çalışan sayısı değerlendirmelerinin iyileşmesin-den kaynaklanmaktadır.

Çimento Üretimi 2011’de Yüzde 1,06 Arttı

Türk Çimento Sektörü, 2011 yılında çimento üretiminde ge-çen yıla oranla %1,06’lık artış gösterdi. Bu yıl üretilen çimen-tonun yaklaşık %17’si ihracata gitti. Yine bu dönemde iç sa-tışlarda %9,49 büyüme yaşanırken ihracatta %26,57 ora-nında daralma yaşandı. Bölgesel olarak bakıldığında, üretim-de Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimiz dışında tüm bölgelerüretim-de artış yaşandı. En fazla üretim artışı %5,5 ile Karadeniz bölge-sinde yaşandı. İç satışlarda ise Doğu Anadolu Bölgesi dışın-daki tüm bölgeler büyürken, Akdeniz bölgesinde %21 oranın-da büyüme sağlandı. Çimento ihracatınoranın-da oranın-da tüm bölgelerde azalış gerçekleşti. Özellikle Karadeniz ve D. Anadolu bölgele-rinde %60’lara varan düşüşler yaşandı.  

   2000-2011 Çimento Verileri (ton)

Çimento

Üretim

İç Satış

Dış Satış

2000

35.952.515

31.515.076

4.484.967

2001

29.959.054

25.082.095

5.213.104

2002

32.758.049

26.811.219

5.958.979

2003

35.094.768

28.106.061

7.362.923

2004

38.795.797

30.670.610

8.206.317

2005

42.786.835

35.083.198

7.737.666

2006

47.400.159

41.609.584

5.638.351

2007

49.255.880

42.456.000

6.619.842

2008

51.431.869

40.574.007

10.584.662

2009

53.972.758

39.986.237

14.027.538

2010

62.737.276

47.720.000

15.062.999

2011

63.405.094

52.250.880

11.061.092

Kaynak: TÇMB

Göstergeler

Bir Önceki Yılın Oniki Ayına Göre Değişim Oranı (%)

2011

2010

2009

2011

2010

Bina Sayısı

100.327

141.371

92.342

-29,0

53,1

Yüzölçümü (m²)

123.639.732

178.776.701

100.726.544

-30,8

77,5

Değer (TL)

80.801.643.949

103.256.212.659

54.367.862.313

-21,7

89,9

Daire sayısı

645.655

916.504

518.475

-29,6

76,8

Yapı Ruhsatı, Ocak- Aralık Ayları Toplam

NEWS

HABERLER

19

Ocak - Şubat • 2012 • January - February HAZIR

BETON

(3)

2012’nin ekonomideki ve inşaat sektöründeki büyümenin hız keseceği bir yıl olmasının yüksek bir olasılık olduğunu belirten Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Yönetim Kuru-lu Başkanı Emin Sazak, kentsel dönüşüm projelerinin uy-gulamaya konulmasının hem altyapı hem de konut alan-larında önemli iş potansiyeli yaratacağını ve sektörün bü-yümesine ivme katabileceğini, yabancıların ülkemizde mülk edinmelerinin kolaylaştırılmasının da mevcut konut stoklarının eritilmesi ve yeni konut üretiminin hızlanması boyutuyla olumlu etkileyeceğini söyledi.

Hazır Beton Dergisinin inşaat sektörüyle ilgili sorularını yanıtlayan TMB Başkanı Emin Sazak 2011 yılını

değerlen-direrek, 2012 yılında kentsel dönüşüm projeleri ve Mü-tekabiliyet Yasası’ndaki değişikliklerin inşaat sektörüne etkileri ile ilgili öngörülerini dergimizle paylaştı.

THBB: 2011 yılı inşaat sektöründeki hareketliliğin 2012 yılında da aynı şekilde devam etmesini öngörü-yor musunuz?

Emin Sazak: İnşaat sektörünün 2011 yılının 2.

çeyreğin-de %13.4 olan büyüme performansı kısmi bir gerilemey-le 3. çeyrekte %10.6 olmuştur. Bu duruma neden olan 3 faktör: Baz etkisi, sektördeki faaliyetlerin mevsim-selliği ve yatırımcıların yeni yatırımlara yönelmek yeri-ne mevcut projelerini tamamlamaya ve özellikle konut sektörü için geçerli olmak üzere stokları eritmeye yönel-miş olmalarıdır. Yapı ruhsatlarındaki gerilemeye karşın, yapı kullanma izin belgelerinin yüzölçümünün artmaya devam etmesi bu teşhisi doğrulayıcı niteliktedir. Eylül 2011’de yapı ruhsatları 2010 Eylül ayına kıyasla yüzölçü-mü itibariye %21.58 oranında gerilerken, Yapı Kullanma İzin Belgelerinde yüzölçümü itibariyle %31.93 artış kay-dedilmiştir. Bu tablo sektörün uzun vadeli yatırımlarda hala ihtiyatlı olduğuna işaret etmektedir. Yılın ilk 9 ay-lık döneminde ise yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçü-mü %8.3 düşyüzölçü-müş, yapı kullanma izin belgesi verilenlerin yüzölçümü ise %27.8 gibi yüksek bir oranda artmıştır. 2011’in ilk 9 aylık dönemindeki büyümesi %12.7 olan in-şaat sektörünün 2011 büyümesinin ise %10 civarında gerçekleşmesi beklenmektedir.

2012’nin ekonomideki ve inşaat sektöründeki büyüme-nin hız keseceği, enflasyonda ve döviz kurlarında artış-ların yaşanacağı, mali disiplinin ve kemer sıkma politika-larının gündeme geleceği, tüketicinin harcama eğilimi-nin gerileyeceği zor bir yıl olması yüksek bir olasılıktır. Ocak ayında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2011 büt-çe gerbüt-çekleşmesini açıkladığı basın toplantısında

ekono-TMB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Sazak:

2012’nin ekonomideki ve inşaat sektöründeki

büyümenin hız keseceği bir yıl olması

yüksek bir olasılık

(4)

minin bu yıl 2011’e göre yavaşlayacağına işaret ettikten sonra inşaat sektöründe istihdam yaratma kapasitesin-de bir miktarzayıflama ortaya çıkacağını söylemiş olma-sı da söz konusu öngörüyü doğrulayıcı niteliktedir.

THBB: Kentsel dönüşüm projelerinin ve Mütekabili-yet Yasası’ndaki değişikliklerin 2012 yılı inşaat sek-törüne etkileri nasıl olur?

Emin Sazak: Kentsel dönüşüm projelerinin uygulama-ya konulması hem altuygulama-yapı hem de

konut alanlarında önemli iş po-tansiyeli yaratacak ve sektörün büyümesine ivme katabilecektir. Benzeri şekilde yabancıların ül-kemizde mülk edinmelerinin ko-laylaştırılması da inşaat sektörü-nü mevcut konut stoklarının eri-tilmesi ve yeni konut üretiminin hızlanması boyutuyla olumlu etki-leyecektir.

THBB: İnşaat sektörünün can-lanması için neler yapılabilir, hangi önlemler alınmalıdır ?

Emin Sazak: Sektörü canlandı-racak önlemler kısaca : Kamu fi-nansmanına dayalı bölgesel ve yerel altyapı yatırımlarına ağırlık verilmesi, özel sektör yatırımları-nın kamu-özel işbirliği

modelleri-ni çoğaltmak ve özel sektörü yatırıma yöneltecek önlem-ler uygulanmak suretiyle teşvik edilmesi, bu çerçevede bankaların reel sektöre verdikleri desteğin artırılması ve geçmişte konut talebini canlandırmakta büyük etkinlik sağlamış olan düşük faiz, düşük kur politikasının devam ettirilmesine çalışılmasıdır.

THBB: Türk inşaat sektörü açısından önümüzdeki dö-nemi nasıl görüyorsunuz ?

Emin Sazak: Hem ekonomi hem de inşaat sektörü açı-sından önümüzdeki dönemin bir yavaşlama dönemi ol-ması kaçınılmaz görünmektedir.

THBB: İnşaat sektörü hangi sorunlarla karşı karşıya? Çözüm önerileriniz nelerdir?

Emin Sazak: Sektörün sorunlarını yapısal ve konjonktü-rel olmak üzere iki ana başlık altında ele almak mümkün-dür. En önemli yapısal sorunların başında plansız ve çar-pık kentleşme, imar denetiminin yetersizliği, rant yağ-ması, deprem güvenliğinden yoksun yapılaşma, stan-dart dışı üretimin yaygınlığı, ihale süreçlerinin aşırı dü-şük teklifleri ödüllendiren ve nitelikli firmaların piyasa-dan dışlanmalarına yol açan yapı ve işleyişi, mesleki yet-kinlik denetiminin yetersizliği gelmektedir. Yurtdışı mü-teahhitlikte geçmişten bugüne varlığını sürdüren en önemli 2 so-run teminat mektubu temininde-ki güçlüklere bağlı olarak günde-me gelen ek maliyetlerin rekabet gücü üzerinde baskı yaratması ve politik risk sigortası eksikliği ol-muştur.

Mevcut durumda sektörün en önemli konjonktürel sorunu ise küresel krizin tüm dünyada ve Türkiye’de ekonomik istikrarı, bü-yümeyi , kamu ve özel sektörün yatırım olanaklarını ve tüketici-nin harcama eğilimlerini ciddi bo-yutlarda tehdit ettiği kırılgan bir süreçten geçilmesidir.

Hükümetten beklentimiz ekono-mik istikrarı sağlayacak, kamu yatırımlarının hız kesmeden de-vamını mümkün kılacak, özel sektörü yatırıma teşvik edecek, uzun vadeli tasarrufları özendirecek ve banka-larımızın reel sektöre desteğini artıracak önlemleri za-manında ve en etkin biçimde almasıdır.

Küresel krizin Arap dünyası başta olmak üzere Türk mü-teahhitlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri bölgeler-de yarattığı siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar bir yan-dan alternatif pazarlara yönelmeyi diğer yanyan-dan politik risk sigortasını geçmişte olduğundan daha acil ve önem-li hale getirmiştir. Sahra altı Afrika başta olmak üzere yeni pazarlara daha güçlü nüfuz edebilmek için, geçmiş-te yaşanan örneklerle de kanıtlanmış olduğu gibi Exim-bank tarafından sağlanacak proje kredileri büyük önem taşımaktadır.

Emin Sazak, Chairman of the

Executive Board of TMB: It is a

high possibility that 2012 will

be a year in which the growth in

economy and in the construction

sector will slow down

Underlining that it is a high possibility that 2012

will be a year in which the growth in economy and in the construction sector will slow down, Emin Sazak, Chairman of the Executive Board of Turkish Contractors Association (TMB), said that

the adoption of the urban transformation projects would create significant business potential in the fields of substructure and housing, that it might bring increase in the growth of the sector, and that simplification of the acquisition of residences in our country would create positive impact in terms of melting down the current stocks of residences and

acceleration of the production of new residences.

21

Ocak - Şubat • 2012 • January - February HAZIR

BETON

(5)

İnşaat sektörünün 15 mil-yar lirayı aşan büyüklüğü ile Türkiye ekonomisinin “lokomotif sektörü” oldu-ğunun altını çizen Türki-ye İnşaat Sanayicileri İş-veren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Baş-kanı M. Şükrü Koçoğlu, inşaat sektöründeki bü-yüme ivmesinin 2012 yı-lında da devam edeceği beklentisinin yüksek ol-duğunu söyledi.

İnşaat sektörüyle ilgili sorularımızı yanıtlayan İNTES Başka-nı M. Şükrü Koçoğlu, 2011 yılıBaşka-nı değerlendirerek, 2012 yılı bek-lentilerini, inşaat sektörünün sorunlarını ve çözüm önerileri-ni dergimizle paylaştı.

THBB: 2011 yılı inşaat sektörü hare-ketliliğinin 2012 yılında da aynı şekilde devam etmesini öngörüyor musunuz? M. Şükrü Koçoğlu: . Türkiye ekonomisi 2011 yılının 3. çeyreğinde yüzde 8.2 bü-yürken, inşaat sektörü birçok sektörü ve Türkiye ortalamasını geride bırakarak yüzde 10.6 büyüdü. Yüzde 10.6’lık büyü-me, 200’e yakın yan sektörlerle beraber, ekmek kapısı “inşaat” olan milyonlarca aileyi de yakından ilgilendiriyor.

Sektörün büyüklüğü 15 milyar lirayı geri-de bırakarak, Türkiye ekonomisinin “lo-komotif sektörü” olduğunu belgelemiştir. Harcanabilir gelir seviyemizdeki artış, kamu ve özel sektör ortaklığı ile gerçek-leştirilecek projeler, kentsel dönüşüm projeleri, sürekli artan konut talebi,

dep-remle ciddiyet kazanan kentsel dönüşüm projeleri, enerji ve ulaştırma alanında planlanan altyapı yatırımları, İş merkezle-ri, alışveriş merkezlemerkezle-ri, turizm tesisleri yapımındaki artış, ye-nilenebilir enerji projeleri (HES’ler), sektördeki büyümeyi te-tikleyici unsurlar olacaktır. Bu kapsamda inşaat sektöründeki büyüme ivmesinin 2012 yılında da devam edeceğine dair bek-lentimiz yüksektir.

THBB: Kentsel dönüşüm projelerinin ve mütekabiliyet ya-sasındaki değişikliklerin 2012 yılı inşaat sektörüne etki-leri nasıl olur?

M. Şükrü Koçoğlu: Hükümet tarafından gündeme alınan 2-B düzenlemesi ve yabancılara konut satışının getirilmesi, sek-törde hareketliliği artırabilecek ciddi unsurlar.

Kentsel dönüşüm ve 2-B arazilerinde de yıllardır beklenen ya-sal düzenlemelerde sona yaklaşıldı. Bu iki önemli çalışma, bu yıl inşaat sektörünün “akciğerleri” olacak. Yabancılara mülk satışının önünün açılması da, sektör adı-na umut verici bir adım. “Milyar dolarlık” beklentilerle gündeme gelen yabancıla-ra mülk satışı, ekonominin temel proble-mi olan cari açığı da rahatlatacağı umu-dunu taşıyorum. Türkiye’de sürekli artan bir konut talebi söz konusudur ve istatis-tikler her yıl 600-700 bin civarı konut ih-tiyacı doğduğunu göstermektedir. THBB: Sektörün gelişimi için hükümet-ten ve sektörden beklentileriniz nedir? M. Şükrü Koçoğlu: 16 Aralık 2010 tarih-li ve 27787 sayılı Resmi Gazete’de yayım-lanan “Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik” ile 01 Ocak 2012 tarihinden itibaren, yapıda inşaat ve te-sisat işlerinde yetki belgeli usta çalıştırıl-ması mecburiyeti getirilmiştir. Söz

konu-İNTES Yönetim Kurulu Başkanı

M. Şükrü Koçoğlu: İnşaat sektöründeki

büyüme ivmesinin 2012 yılında da

devam edeceği beklentimiz yüksektir

M. Şükrü Koçoğlu,

Chair-man of İNTES

Execu-tive Board: We have high

expectations that the

rate of growth in the

construction sector will

continue in 2012 as well

Underlining that the construction sector

is the “locomotive sector” of the Turk-ish economy thanks to its more than 15 billion-liras of size, M. Şükrü Koçoğlu,

Chairman of the Executive Board of Turkish Construction Industrialists Employers Union (İNTES) stated that the expectations that the rate of growth in the construction sector will continue

in 2012 were high. M. Şükrü Koçoğlu

(6)

su yönetmelik sektörde nitelikli işler üretilmesi adına atılmış çok önemli bir adımdır. İnşaat sektörü ve eğitim, bugüne ka-dar çok yan yana getirilmeyen bu iki kavramın yan yana geti-rilmesi ve bunun bir mevzuat çalıştırılmasına dönüştürülme-si, bu yoğun gündem içinde birçok insan ve sektör için umut verici bir nitelik taşıyor.

İnşaat sektöründe de mesleki yeterlilik sistemini kurmak ve akredite ettirmekle yetkili tek kurum İNTES’tir. İNTES tara-fından bu amaca hizmet etmek için kurulan “Mesleki Yeter-lilik ve Belgelendirme Merkezi (MYM)” inşaat sektöründe ça-lışmak isteyen/halen çaça-lışmakta olan işçilerin yeterlilikleri-nin tespiti için mesleki yeterlik tespit sınavları ve mesleki ye-terlilik belgesi düzenlemek üzere hizmet vermektedir. MYK, yetkilendirdiği kuruluşlarca standardı ve yeterliliği belirlenen konularda illerde ustalık yetki belgesi verilinceye kadar bu belgeler değiştirilmek üzere, yetki belgesi olarak kabul edile-cektir. “Geçici Ustalık Yetki Belgesi” 01.01.2017 tarihine kadar geçerli olacaktır. Mesleki Yeterlilik Belgelendirmesi ile “eği-timli” usta uygulamasının sahiplenilmesi, daha güvenilir bi-nalara giden yolda sektör için önemli bir gelişmedir.

Bu yıl bütün dünya için zor bir yıl olacak. Sektör olarak bunun farkındayız. Ancak kriz yıllarını bile fırsata çevirmiş ve çok ciddi bir birikim kazanmış olan Türk inşaat sektörü, 2012 yı-lından da alnının akıyla çıkacaktır. Türkiye’nin, krizlerle boğu-şan Avrupa ve Amerika’nın ortasında sağlıklı ekonomisiyle bir “vaha” gibi ayakta kalması da bu umudumu artırıyor. İna-nıyorum ki doğru adımlar atılır, sektörün önü açılırsa bu bek-lentilerin hepsi gerçeğe dönüşebilir. Benim sektöre iki tavsi-yem var. Birincisi “yatırımdan korkmayın. İkincisi de, “yatı-rımınızı doğru seçin.” Çünkü fizibilitesi doğru yapılmamış her yatırım risktir. Ve 2012 yılında riskleri azaltmak, herkesin bi-rincil önceliği olmalı. Kısacası sektöre “sağlam adımlarla” yü-rüme çağrısında bulunuyorum.

THBB: İnşaat sektörü hangi sorunlar ile karşı karşıyadır? Çözüm önerileriniz nelerdir?

M. Şükrü Koçoğlu: Sektörümüzün karşı karşıya kaldığı so-runların başında ihalelerde aşırı düşük teklifler sorunu gel-mektedir. İhalelerde hesapsız kitapsız verilen aşırı düşük tek-lifler sektörden nitelikli firmaları uzaklaştırmaktadır. 4734 sayılı Kanun’un aşırı düşük teklifleri düzenleyen 38’inci mad-desinde de bir değişiklik yapılarak sınır değerin altındaki tek-liflerin değerlendirme dışı bırakılmasına yönelik bir sistem oluşturulmalıdır.

Asgari işçilik oranları uygulaması ise inşaat sektörünün di-ğer önemli sorunlarından birini oluşturmaktadır. Asgari işçi-lik oranları teknolojik değişimler göz önüne alınarak güncel-lenmeli ve bazı işler açısından kaldırılmalıdır.

Sektörün yoğun olarak faaliyet gösterdiği Yurtdışı Müteahhit-lik Hizmetlerinde de mevcut sorunlarımız devam etmektedir. Bu sorunlarımız ve çözüm önerilerimizi şöyle özetleyebiliriz. Yurtdışında pek çok Türk firması aynı ihaleye katılarak fiyatla-rı çok düşürmektedir. Bunu önleyecek sistemler teşvik edilmeli-dir. Ayrıca uluslararası pazarlarda rakip olan ülkelerin kendi fir-malarına sağlamış oldukları destek ve teşvikler incelenmelidir. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar teminat mektu-bu temininde; şirket limiti, banka limiti ve ülke limiti gibi kısıt-lamalar ile karşılaşmaktadırlar.

Yurtdışı müteahhitlik sözleşmelerini, politik ve ticari risklere karşı güvence altına alacak bir sigorta sistemi kurulmalıdır. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde; sektörün “hizmet ihracat-çısı olarak kabul edilmesi ve ihracatçılara sağlanan destekler-den aynı şekilde yararlandırılması” konusunun tartışmaya açıl-ması, artı ve eksi yönlerinin ortaya konulması gerekmektedir. 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Mevzuatında yurtdışında çalışan iş-çilerimizle ilgili olarak ikili bir ayrım yapılmıştır. Uygulama sosyal güvenlik sözleşmesi olan ve olmayan ülkeler olarak iki farklı bi-çimde sürdürülmektedir. Çünkü Sosyal güvenlik sözleşmesi im-zalanmış ülkelerdeki sorunlar göreceli olarak azalmış olup, bu alandaki çalışmaların hızlandırılmasında yarar görülmektedir.

23

Ocak - Şubat • 2012 • January - February HAZIR

BETON

(7)

2012 yılında sektörün hareketlenmesinde kentsel dönüşüm ve mütekabiliyet yasasının itici güç olacağını belirten GYO-DER Yönetim Kurulu Başkanı Işık Gökkaya, kentsel dönüşü-mün çok boyutlu ve uzun soluklu bir süreç olduğunu, ge-leceğin kentlerinin oluşturulmasında kentsel dönüşüm en önemli konuların başında gelirken, bu sürecin kontrollü bir şekilde sürdürülmesinin de aynı şekilde önemli olduğunu vurguluyor.

Bu sayımızda GYODER Yönetim Kuru-lu Başkanı Işık Gökkaya ile görüştük. Gökkaya, inşaat sektörünün 2011 yılı-nı değerlendirerek 2012 yılına ait de-ğerlendirmelerini ve inşaat sektörü-nün sorunları ile çözüm önerilerini dergimizle paylaştı.

THBB: 2011 yılı inşaat sektörün-deki hareketliliğin 2012 yılında da aynı şekilde devam etmesini öngö-rüyor musunuz?

Işık Gökkaya: Genel ekonomiye pa-ralel olarak, 2012 yılında inşaat ve gayrimenkul sektöründe 2011 yılına oranla daha ılımlı bir büyüme bek-lenmektedir. İnşaattaki büyümenin önemli oranda ticari gayrimenkulde-ki canlılıktan beslendiğini, konuttagayrimenkulde-ki durgunluğun ise devam ettiğini

görü-yoruz. Ticari gayrimenkul sektöründe canlanma ve kiralama taleplerinde artış devam etmektedir.

Sektörün hareketlenmesinde kentsel dönüşüm ve mütekabi-liyet yasasının itici güç olacağına işaret edilmektedir. Gayri-menkul sektöründe marka kentlerin kurulacağı, nüfusun fark-lı yerlere kayacağı, daire büyüklüklerinin değişeceği ve sürdü-rülebilir kentlerin oluşturulması amacı ile yeşil binaların ağır-lık kazanacağı süreçler yaşanacaktır. İnşaat sektörünün olduk-ça hızlı gelişmesiyle, kentleşme sürecinin getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda sektörümüzün en önemli konuları arasında yer alan kentsel dönüşümü önemle vurgulamak gerektiğine

inanı-yoruz. Yeni oluşturulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gay-rimenkul sektöründe çok önemli işlevleri olacaktır. Ülkemiz-de kentsel dönüşüm, Ülkemiz-deprem önlem uygulamaları, imar trans-ferleri, imar haklarının menkulleştirilmesi, Mütekabiliyet Yasa-sı gibi enstrümanların oluşturulmaYasa-sı için çalışmalar yapılmak-tadır. Bu doğrultuda sektörde kurumsallaşma arttığı takdirde büyüme de yabancı yatırımlar da artacaktır.

2011 yılında inşaat sektöründeki istih-dam 1,91 milyon kişi ile tarihi zirvesine ulaşmıştır. Toplam istihdam içindeki payı ise yüzde 7,7’ye kadar çıkmıştır. 2012 yılında inşaat sektörü istihdamı göreceli olarak yüksek kalmaya de-vam edecektir. Gayrimenkul sektörü yüzde yüz Türk malı olan ve cari açığı büyütmeyen büyüyen tek sektör ola-rak ülkemiz ekonomisine ciddi anlam-da katkıanlam-da bulunmaktadır.

Türkiye’de son yıllarda işlevsel ve ya-ratıcı projeler üretilerek kısa zaman-da hayata geçirilmektedir. Bu neden-le, emlak sektörü yeni gelişmelerle ekonominin gözbebeği olmayı sürdürecektir. Birbiri ardına hayata geçirilecek yeni projelerle bölgeler adeta yeniden şekillenecek ve konut piyasası asıl hamleyi bu projelerle yapacaktır. Bu konuda sektörün önemli oyuncuları ve Türk proje geliştiricileri ülkemiz ve İstanbul için gereken faaliyet-leri yerine getirmeye devam edecektir.

THBB: Kentsel dönüşüm projelerinin ve Mütekabiliyet Yasası’ndaki değişikliklerin 2012 yılı inşaat sektörüne et-kileri nasıl olur?

Işık Gökkaya: 2012 yılında sektörün hareketlenmesinde kentsel dönüşüm ve Mütekabiliyet Yasasının itici güç olacağı özellikle vurgulanmaktadır. Kentsel dönüşüm çok boyutlu ve uzun soluklu bir süreçtir. Geleceğin kentlerinin oluşturulma-sında kentsel dönüşüm en önemli konuların başında gelirken,

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Işık Gökkaya:

2012 yılında inşaat sektörünün hareketlenmesinde

kentsel dönüşüm ve mütekabiliyet yasası

itici güç olacak

Işık Gökkaya, Chairman of the

Executive Board of GYODER:

In 2012, urban transformation

and the reciprocity law will be

a propulsive power in the

mo-bilization of the construction

sector

Stating that in 2012, urban transformation and the reciprocity law will be a propulsive power in the mobilization of the construction sector, Işık Gökkaya, Chairman of the Executive Board of GYODER underlines that urban transformation

is multidimensional and long-run process and that, while urban transformation is one of the most significant issues in the composition of the

towns of future, controlled progression of this process has importance as well.

(8)

bu sürecin kontrollü bir şekilde sürdürülmesi de aynı şekilde önem arz etmektedir.

Başarılı bir kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesi için kamu-özel sektör işbirliği içinde çalışmaların yapılması, büyük kent-lerin 1/100.000’lik planlarının yapılması, ayrıca imar transfer-leri ve imar haklarının menkulleştirilmesi önem taşımaktadır. Kentsel dönüşüm ve planlama yapılırken, marka kentlerin oluşturulması önem taşımaktadır. Bakanlığımızın önümüz-deki dönem vizyonu içinde en önemli hususlardan biri, ge-cekondu dönüşümleri ve doğal afetlere hazırlıklı bir Türkiye için kentsel dönüşümleri gerçekleştirmek olarak belirlenmiş-tir. Bu noktada ilgili tüm kurum ve kuruluşların birlikte hare-ket etmesi büyük önem taşımaktadır. 400 milyar dolara mal olması planlanan kentsel dönüşüm uzun soluklu olacaktır. Yabancılara mülk satışında engel olan Mütekabiliyet Yasa-sıyla ilgili olarak; karşılıklılık koşulunun kaldırılması halinde Türkiye’ye yıllık 5 milyar doların üzerinde yabancı sermaye girişi olacaktır. Özellikle İstanbul, Bursa, İzmir gibi kentlere yabancılardan talep gelmesi beklenmektedir. Yeni yasanın yabancı bireylerin mülk alımını destekleyerek, ikincil konut piyasasını da hareketlendirmesi beklenmektedir.

Mütekabiliyet ve kentsel dönüşümün hızlı bir süreçle başla-tılmasıyla birlikte gayrimenkul altın çağını yaşadığı 2006-2007’deki gibi dönemleri yaşayabilecektir. Büyük heyecan-la beklenen bu gelişmeler ile sektörde yüzde 5 ile 10 arasında büyüme öngörülmektedir.

THBB: İnşaat sektörü hangi sorunlarla karşı karşıya? Çö-züm için önerileriniz nelerdir?

Işık Gökkaya: Sektörün daha hızlı büyümesi için bazı şartla-rın en kısa sürede çözümlenmesi, yeniden düzenlenmesi ge-rekmektedir. Sektörün çözüm bekleyen en önemli konuların-dan biri mütekabiliyet konusudur. Bu sorunun çözülmesi ya-bancıların sermaye girişinin artmasını sağlayacaktır. Yabancı yatırımcıların mülk edinmesindeki en büyük engel olan yasa-nın kaldırılması Türkiye için çok önemli bir dönemeçtir. Yeni kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konuda çok ciddi ça-lışmalar yapmaktadır. Öncelikle doğru ve sağlam bir altyapı ve hukuki zemin oluşturulmalıdır.

Önemli konulardan bir diğeri olan mortgage kanununun ger-çekleşmesi ve sistemin tam anlamıyla işleyebilmesi için ikin-cil piyasaların kurulması gerekmektedir. Bunlara ek olarak KDV oranlarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Böy-lece sermaye gücünün ve yapısının artırılması sağlanacaktır. Kentleşme sürecinin getirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda sektö-rümüzün en önemli konuları arasında yer alan kentsel dönü-şümü önemle vurgulamak gerektiğine inanıyoruz. Yeni oluştu-rulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gayrimenkul sektörün-de çok önemli işlevleri olacaktır. Ülkemizsektörün-de kentsel dönüşüm, deprem önlem uygulamaları, imar transferleri, imar haklarının menkulleştirilmesi, mütekabiliyet yasası gibi enstrümanların oluşturulması gerekmektedir. Sektörde kurumsallaşma arttığı takdirde büyüme de yabancı yatırımlar da artacaktır.

2023 hedefleri doğrultusunda gayrimenkul sektöründe ya-pılacak yeni düzenlemeler, tüm sektörlerin lokomotifi konu-mundaki inşaat sektörüne ivme ve canlılık kazandıracaktır. Işık Gökkaya

25

Ocak - Şubat • 2012 • January - February HAZIR

BETON

(9)

2012 yılına damgasını vuracak asıl gelişmenin kentsel dönüşüm proje-leri olacağını ifade eden İstanbul İnşaatçılar Der-neği (İNDER) Genel Baş-kanı Nazmi Durbakayım, kentsel dönüşümün pro-fesyonel inşaat firmaları tarafından yapılmaması ve bu çalışmaların sıkı bir denetim altına alınma-ması halinde 1970’lerde-ki gibi bir sürü müteah-hitin ortaya çıkacağını ve bunun büyük bir tehlike olacağına dikkat çekiyor.

Bu sayımızda İstanbul İnşaatçılar Derneği Genel Başkanı Nazmi Durbakayım ile görüştük. Durbakayım İnşaat sektö-rünün 2011 yılını değerlendirerek 2012 yılına ait değerlendir-melerini ve inşaat sektörünün sorunları ile çözüm önerileri-ni dergimizle paylaştı.

THBB: 2011 yılı inşaat sektöründeki hareketliliğin 2012 yılında da aynı şekilde devam etmesini öngörüyor musu-nuz?

Nazmi Durbakayım: 2012’nin en önemli kriteri konut faizle-ri olacaktır. Bankalar mevcut sendikasyon kredilefaizle-rini yenile-me aşamasında yükseliş trendi gösteren oranların yılın ikin-ci çeyreğinden sonra tekrar 1 seviyesinin altına ineceğini dü-şünmüyorum. Günümüzdeki faiz artışını da artık mevsimsel-lik özelliği taşıyan bir yükseliş olarak tanımlıyorum. Faizle-rin artması ancak devletin cari açık tedbiri olarak çok radikal kararlar alması sonucunda olur. Sonuç olarak 2012’de konut kredilerinden kaynaklanan bir maliyet artışı yaşanmayacak-tır diye düşünüyorum. Ancak emtia fiyatlarındaki artış ile enf-lasyona bağlı bir fiyat artışı kaçınılmaz olacaktır. Arsa sıkıntı-sına bağlı olarak konut fiyatlarının dalgalanma göstereceğini artık çok iyi biliyoruz.

THBB: Kentsel dönüşüm projelerinin ve mütekabiliyet

ya-sasındaki değişikliklerin 2012 yılı inşaat sektörüne etki-leri nasıl olur?

N.D.: Mütekabiliyet yasası çıktıktan sonra Türkiye’de birçok şey değişecektir. Başta turizm ve hizmet sektörü olmak üze-re birçok sektörde canlılık yaşanacaktır. Gayrimenkul sek-töründe ise bu yasa ile birlikte bir patlama olacağını söyle-mek mümkün değil. Mütekabiliyet yasasının çıkması ile bir-likte yüz binlerce yabancının Türkiye’den konut almayacağını hepimiz biliyoruz. Belki sayıları ancak yüzlerle ifade eden ve çok lüks konutlardan oluşan yeni bir talep sınıfı oluşacaktır. Bu konutların yapılması ve satılması mevcut konut fiyatlarını fazla etkilemeyecektir. Yukarıda dediğim gibi, bu tür konutlar daha butik ve konsept olacağından dolayı, yurtiçi müşterile-re sunulan konutlara rakip olmayacaktır.

Başta Ortadoğu’daki petrol zenginlerinin global finans pi-yasasındaki ağırlığı düşünüldüğünde, Anadolu yakasında yer alan Ataşehir’in cazibesinin bir kat daha artacağını dü-şünebiliriz. Sayın Başbakanımızın Avrupa ve Anadolu’da iki ayrı merkez kurulmasına yönelik açıklaması, yabancıların da bu bölgelere olan ilgisini çekecektir. Mütekabiliyet yasa-sının bir diğer avantajı da Türkiye’nin tanıtımında olacaktır. Türkiye’den gayrimenkul alan yabancılar, yaşayacakları yeni bölgeyi kendi ülkelerinde gönüllü turizm elçisi olarak lanse edecektir.

Bana göre 2012’ye damga-sını vuracak asıl gelişme ise kentsel dönüşüm projeleri olacaktır. Yaşanan Van dep-remi ile küllenmeye başla-yan İstanbul deprem olasılı-ğının tekrar gündeme gelme-si, kentsel dönüşümün önün-deki kat mülkiyet kanunu gibi birçok engelin aşılması-nı sağlayacaktır. Devletin en üst mercilerinin bu konuy-la ilgili açıkkonuy-lamakonuy-ları ve kanun seviyesinde hazırlık yapması da bu kanaatimi güçlendiri-yor. Sonuç olarak 2012 özel-likle ikinci yarısında kentsel

İNDER Genel Başkanı Nazmi Durbakayım:

2012 yılına kentsel dönüşüm projeleri

damga vuracak

İNDER President Nazmi

Durbakayım: 2012 will

be marked by the urban

transformation projects

Stating that the actual development that will mark 2012 would be the urban

devel-opment projects, Nazmi Durbakayım, President General of Istanbul

Construc-tions Association (İNDER), attracts attentions to the fact that if the urban transformation is not carried out by the professional construction companies and

if these works are not strictly inspected, numerous contractors would appear as in

the 1970s and this will cause a substan-tial danger.

(10)

dönüşümün önünü açacak yasaların çıkmasıyla birlikte ard arda büyük projelerin çalışmaları başlayacaktır. Özellikle şe-hir merkezlerindeki bina yenilemelere yönelik hummalı bir proje yarışı başlayacaktır.

THBB: Türk inşaat sektörü açısından önümüzdeki dönemi nasıl görüyorsunuz?

N.D.: 2011’deki kısıtlı dönemdeki proje arzları ile 2012’de kentsel dönüşüme bağlı potansiyeli yüksek proje arzları-nı karşılaştıracak olursak; 2012’de gayrimenkul sektörünün yüzde 10-15 büyüyeceğini düşünüyorum.

THBB: İnşaat sektörü hangi sorunlarla karşı karşıya? Çö-züm önerileriniz nelerdir?

N.D.: Kentsel dönüşüm yasasının çıkmasıyla birlikte birçok merkezi bölgedeki eski bina ve apartmanların yenilenmesi için çalışmalar başlayacaktır. Kanaatimce; bu çalışmalar ken-tin birçok güzide yerini şantiyeye dönüştürecektir. Buraya ka-dar her şey güzel. İstihdam artacak, ekonomi canlanacak ve hepsinden önemlisi insanlar deprem riski taşımayan konut-larda oturacak diye düşünebiliriz. Ancak bu çalışmalar konut yapım işini profesyonelce sürdüren firmalar tarafından yapıl-dığı zaman bu düşüncelerde olacağım. Bu çalışmalar sıkı bir denetim altına alınmazsa ortaya 1970’lerde olduğu gibi bir sürü müteahhit çıkacaktır. Bu durum, sektör açısından büyük bir tehlikedir. Kentsel dönüşümle beraber 1970’lerdeki inşa-atçı müteahhit furyasını tekrar yaşamamak gerekir.

27

Ocak - Şubat • 2012 • January - February HAZIR

BETON

(11)

Bir taşıma yakıtı olarak doğalgazın vaat ettiği çok şey var: Do-ğalgaz ucuz, bol ve temiz. Dezavantajları ise: mevcut pompala-rın azlığı, düşük güç ve araçlar için gereken yüksek ön maliyet. Bu dezavantajları görmezden gelmek zor, ancak filolar yakıt masraflarını azaltmak için bunu gerçekleştirmektedirler. Bugün doğalgaz dizelden daha ucuza, galonu 1–2 dolardan sa-tılıyor. Hem Sıkıştırılmış Doğalgaz (CNG) hem de Sıvılaştırılmış Doğalgazla (LNG) çalışabilen ISL-G model motoru geliştiren Cummins Westport şirketinin Bölge Satış Müdürü Bill Boyce, “Ülke çapında daha fazla dolum istasyonu açıldıkça daha fazla kamyon filosu da bu maliyet farkından faydalanmak için hareke-te geçiyor.” diye bildirdi.

ABD’deki en büyük sıkıştı-rılmış doğalgaz (CNG) mar-ketini otobüsler ve çöp kamyonları oluşturmak-ta. Fakat bu market ya-vaş yaya-vaş inşaat sektörü-nü de içine alıyor. Chicago menşeli hazır beton şirke-ti Ozinga Bros. Inc. geçen sene Orta-Batı’nın sıkıştı-rılmış doğalgazla (CNG) ça-lışan ilk transmikser kam-yonunu modifiye etti. Ken-worth marka kamyon as-len modifiye edilmiş bir di-zel olan Cummins West-port 8.9 litre ISL-G motora sahip. Kamyonda ayrıca 60 galon dizelin eşdeğeri sı-kıştırılmış doğalgaz (CNG) taşıma kapasitesine sahip iki yakıt tankı bulunuyor ki bu miktar da bir gün boyunca beton taşıyıp karmaya yetiyor.

Doğalgazla çalışan bir kamyonda, doğalgaz buji ateşlemeli motora iletilir. Ayrıca bu kamyonların özel yakıt tanklarına ihtiyaçları var-dır. Sıkıştırılmış yakıt için gereken geniş hacim nedeniyle sıkıştı-rılmış doğalgaz (CNG) kullanan kamyonlar genelde bölgesel da-ğıtım için idealdirler. Yine aynı nedenle, kamyon filoları genelde

uzun mesafeler için sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) tercih etmekte-ler. Sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) kullanan bir kamyon dizel kullanan bir kamyondan 40.000 dolar, yani %20 fazlaya mal olmaktadır. Doğalgaz motorinden daha az tork üretir (dizel bir motorun sağ-ladığından %20 daha az.) fakat aracımızın 6 vitesli Allison marka otomatik şanzımanı vites değişimlerinde sağladığı çekim gücü-nün de etkisiyle bu eksikliği telafi ediyordu. 40 yaşında bir kam-yon şoförü olan Arnold tekrar manüel vitesli bir kamkam-yon kullan-mayı reddediyor ve ekliyor: “O konu çoktan kapandı.”.

Chicago’nun sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) pompasına sahip na-dir benzin istasyonlarından birinde durduğumuzda sıkıştırılmış doğalgazla (CNG) çalışan kamyonlardan birini doldurmanın as-lında kolay bir şey olduğunu keşfettim.

Araçların kilometre performanslarını değerlendirmekse daha karı-şık bir konu. T. Boone Pickens tarafından kurulan doğalgaz firma-sı Clean Energy’de firma-sıkıştırılmış doğalgazın (CNG) pompa fiyatı 2,59 dolardı. Hemen yanı başındaki Marathon benzin istasyonundaysa motorinin pompa fiyatı galon başına 4,11 dolardı. Fakat sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) benzin-galon eşdeğeri göz önünde bulundurula-rak fiyatlandırılmıştı. Motorinle aynı gücü elde etmek için yaklaşık %12 daha fazla yakıt kullanmak gerekir. Yani yakıt tankımızı 31 ga-lon benzinin ya da 27 gaga-lon motorinin eşdeğeri kadar sıkıştırılmış doğalgazla (CNG) doldurmuş olduk ve bu dolum bize 80 dolara mal oldu. Eğer tankımızı bu kadar motorinle doldurmuş olsaydık bu do-lum bize 111 dolara mal olacaktı.

Transmikser Kamyonları

Doğalgaz İle Tasarruf Ediyor

Concrete Mixer Truck Saves

Money With Natural Gas

As a transportation fuel, natural gas has a lot to offer: It is cheap, abundant and clean.

The downsides: lack of available pumps, less power and a higher up-front cost for the vehicle. These are hard to overlook, but

fleets are doing just that in an effort to cut their fueling costs.

Today, natural gas sells for a price equiva-lent of $1 to $2 per gallon less than diesel. “As we get more filling stations across the country, more and more truck fleets are

look-ing to take advantage of that cost differen-tial,” says Bill Boyce, regional sales manager at Cummins Westport, whose model ISL-G engine can run on compressed natural gas

(CNG) or liquid natural gas (LNG).

Yakıt hacmi nedeniyle uzmanlar sıkıştırılmış doğalgazın (CNG- re-simde gösterilen) dağıtım filoları için ideal olduğunu, sıvılaştırıl-mış doğalgazınsa (LNG) uzun mesafeli taşımalar için uygun oldu-ğunu söylüyorlar.

(12)

Drexel Üniversitesi profesörü dünyadaki en yaygın kullanılan malzemelerden biri olan çimentonun çevreye olan etkisini azaltmaya çalışıyor. Şu ana kadar, önemli olan tüm alanlarda başarı göstermiş durumda.

Her yıl, kişi başına yaklaşık iki ton beton dökülüyor. Beton, sudan sonra gezegenimizdeki en çok kullanılan maddedir. Karbondioksitin açığa çıkmasının nedeni çimento üretebilmek için kayaların çok yüksek sıcaklıklarda eritilmesidir. Üretim için gereken 1500 derece ısıyı sağlarken çok fazla yakıt tüketilir. Karbondioksitin başka, daha küçük bir kaynağıysa çimentonun bir bileşeni olan kirecin kireçtaşından elde edilme sürecidir.

Fakat Moseson ve öğrencileri Yeşil Çimento1 için bir formül hazırlayarak beton üretim sürecini daha çevre dostu yapmaya çalışıyorlar.

“Bu sürecin güzel yanı çimento üretmek için malzemeleri fırınlamamız gerekmiyor” diye konuşan Moseson; “Bu yüzden yatırımcılarımızdan biri bana şöyle dedi: ‘Galiba fırınsız ekmek yapmanın yolunu bulmuşsunuz.’ ki bu da doğru.” dedi. Normalde, çimento yapımında ısı öncelikle kayayı enerjiye

çevirmede, daha sonraysa bazı katkı maddeleriyle karıştırılarak tekrar kayaya çevrilmesinde kullanılır. Ama Moseson’un formülü maddeleri parçalamak için soda külü2 benzeri bir alkali kimyasalı kullanımını içeriyor.

Moseson; “Bu sürecin arkasındaki fikir şu: elimizde bu alkali kimyasalından bir tutam var. Sonrasındaysa aktive edecek bir şeylere ihtiyacımız var. Aktivasyon işlemi için kullandığımız maddeler genellikle sanayi yan ürünleri, demir cevherinden demir yapımı sonrasında artakalanlar, ya da kömürden enerji üretiminde ortaya çıkan küller oluyor.” dedi

Şu ana kadar, göstergeler sadece bu sürecin işe yaradığına değil ki bu süreç çok fazla miktarda karbondioksit

üretilmesine neden olan ısıyı kullanmıyor, aynı zamanda da daha kaliteli çimento ürettiğine işaret ediyor.

“Burada, herkesin aşina olduğu mukavemet ve süreklilik gibi önemli ölçütlere bakıyoruz.” diye konuşan Moseson; “Aside maruz kaldığında ya da deniz ortamında tuza maruz kaldığında gösterdiği dayanıklılık. Ayrıca yeşil çimentonun atıkları, nükleer atıkları bile, kontrol altına almada daha başarılı olması gibi ilginç özellikleri de var.” dedi. Şimdiye kadar geleneksel Portland Çimentosu’ndan Moseson’un Yeşil Çimentosuna geçmek için önemli bir adım atılmasa da Yeşil Çimento maliyet konusunda da iddialı. Profesör Moseson durumun böyle olmasının üç ana nedenini anlatıyor.

Birincisi kullanılan kaynak malzemenin saf olmaması. Süreç ana malzeme olarak endüstri atıklarını kullanıyor, ama tüm endüstriyel atıklar aynı olmadıkları için belli bir standartları yok. Fakat yapısal mukavemeti sağlamak için tüm bileşenler arasında mükemmel bir dengenin sağlanması gerekir. İkinci olarak, formül her şeyi aynı anda Portland Çimentosu kadar iyi yapacak kadar mükemmelleştirilemedi. Yani çimen-toyu daha güçlü yapabiliyorlar ve de çimentonun yavaşça çökmesini sağlayabiliyorlar ama bu ikisini aynı anda

Çevreye Duyarlı Çimento

Geliştiriliyor

1. Yeşil çimento burada renk belirtmek için değil, doğa dostu çimento anlamında kullanılmıştır. 2. Sodyum karbonatın bir şekli.

30 HAZIR

BETON

Ocak - Şubat • 2012• January - February

(13)

yapmak çok daha zor. Son olarak da, üzerinde uğraştıkları fakat henüz elde edemedikleri bir şey de düzenleyici makamın onayı.

“Çimentonun sağlam olduğundan ve de hesapladığımız kadar uzun süre dayanacağından emin olmak istiyoruz. Bu büyük bir sorun çünkü tanıdığımız ve bildiğimiz standart çimento 100 yıldır kullanılıyor,” diye konuşan Moseson; “Bu yüzden yeşil çimentoyu pazara doğru şekilde sokmak istiyoruz.” dedi.

Fakat iyimser olmak için iyi bir neden var. Moseson’un kullandığı formül bazı bilim adamlarının piramitlerin yapımında kullanıldığına inandıkları formülle benzerlikler gösteriyor. Şüphesiz ki piramitler zamanın sınavın-dan başarıyla geçtiler.

Kaynak: ht tp: //w w w. p r i . o rg /s to r i e s/s ci e n ce/ e n v i r o n m e n t /u n i v e r s i t y - p r o f e s s o r- developing-environmentally-conscious-cement-8263.html

University professor

developing environmentally

conscious cement

A Drexel University professor is trying to reduce the environmental impact of cement — one of the most ubiquitous materials on earth. So far, he’s had success in all of the areas that

matter.

About two tons of concrete are poured for every person in the world — each year. After water, it’s the most used material on the planet.

(14)

Turizm, Ekonomi, Bilimsel Araştırma ve Tanıtım Merkezi (TEBİAT) tarafından 13-16 Ocak 2012 tarihleri arasında Afyon’da “Deprem Güvenliği ve Kentsel Dönüşüm Yasal Düzenleme Çalışmaları” başlıklı bir seminer düzenledi. Seminer; ülkemizin her bölgesinin deprem tehdidi altında olması ve mevcut yapı stoğunun bugünkü deprem endişelerinden uzak bir anlayışla inşa edilmiş

olması, başta İstanbul olmak üzere bütün şehirlerimizin deprem güvenliği açısından gözden geçirilerek bina stokunun bir plan içerisinde yenilenmesi gerektiğine dikkat çekmek amacı ile düzenlendi. Bu amaca uygun olarak TEBİAT seminerde; Hükümet yetkilileri, sektör temsilcileri, siyasi parti temsilcilerinin bir arada buluştuğu interaktif bilgi alış verişinin olduğu bir platform oluşturdu.

Açılış konuşmalarını TEBİAT Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yörük ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı

seminerde 4 farklı konu başlığında oturumlar gerçekleştirildi. İlk günün birinci oturum başlığı; “Yapı stokunun kalitesi, konut açığı,

kötü şehirleşme vb. olumsuzlukların deprem güvenliği ve kentsel dönüşüm çalışmalarına aciliyet kazandıran mevcut durumu ve yapılması gerekenler” oldu. İkinci oturum başlığı ise; “Deprem güvenliği ve kentsel dönüşüm yasal düzenleme çalışmaları” idi. Seminerin ikinci gününde ilk oturumun konu başlığı; “ Deprem güvenliği ve kentsel dönüşüm açısından denetim yetkisi ve sorumluluğun kurumlar ve kuruluşlar arası dağılımı ve koordinasyonu mevzuatın geliştirilmesi” oldu. Bu oturumda, Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı (THBB) Ayhan Güleryüz, “Türkiye Hazır Beton Birliği ve Ülkemizde Beton Kalitesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. THBB Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güleryüz, Deprem güvenli yerleşme ve yapılaşma için önerilerini şöyle sıraladı: “Afet Yönetmeliği’ne göre en az C20 beton dayanım sınıfı kullanılıyor, inşaatlarda kullanılması zorunlu en düşük beton dayanım sınıfı C30 olmalıdır. Malzeme kalitesi düşük ise yapıların yenilenmesi yoluna gidilmelidir. Güçlendirmenin projesi ve yapımı yetkinlik gerektirir, bu nedenle güçlendirme yerine yeniden yapım tercih edilmelidir. Yapı malzemeleri üzerinde tam bir denetim sağlanmalıdır. G Yönetmeliği ciddi şekilde uygulanmalıdır. Beton üretiminde her tesis KGS’nin uyguladığı gibi yılda 1 sistem denetiminden ve 3 habersiz ürün denetiminden geçmelidir. Yapı malzemelerinde kalite denetimine ve dayanıklılığına önem verilmelidir. Öncelikli hedef olarak Güvenli Yapılar belirlenmelidir. Mevcut yapı stoku yenilenmelidir.”

Seminerin son gününün son oturumun da; “Deprem güvenliği ve kentsel dönüşümün mali boyutu, finans imkanları ve özel sektörün yeri” konusu ele alındı. Tüm katılımcıların bilgi, tecrübe ve deneyimlerini paylaştığı seminerin kapanış konuşmasını İstanbul Üniversitesi Eski Rektör Yardımcısı Ahmet Gökçen yaptı.

“Deprem Güvenliği ve Kentsel Dönüşüm

Yasal Düzenleme Çalışmaları” Semineri

“Earthquake

Security and Urban

Transformation Legal

Regulation Works”

Seminar

A seminar titled “Earthquake Security and Urban Transforma-tion Legal RegulaTransforma-tion Works” was

held by the Tourism, Economy, Scientific Research and Promotion

Centre (TEBİAT) between 13 and 16 January 2012 in Afyon.

32 HAZIR

BETON

Ocak - Şubat • 2012• January - February

(15)

Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) Kongresi 21-22 Ha-ziran 2012 tarihinde İtalya’nın Verona şehrinin ev sahipliğin-de düzenlenecek. 16. Ulusla-rarası ERMCO Kongresi’nin bu yılki konu başlıkları hazır be-ton pazarı, sürdürülebilirlik ve rekabet gücü olarak belirlendi. ERMCO Başkanı Andrea Bo-londi, Kongre ile ilgili şunla-rı söyledi; “Kongre, Batı ülke-lerindeki ekonominin çok has-sas olduğu bir dönemde dü-zenlenecek ve özellikle bu dö-nemde inşaat sektöründe-ki durgunluğun derinliği daha fazla hissedilecek. Bu nedenle Avrupa Hazır Beton endüstri-si, var olan durumuyla ilgili ob-jektif analizler yapmak, topar-lanmak için bir yol belirlemek, katma değer ürünlerin geliş-tirilmesi için şirket organizasyonlarını yeterli duruma getir-mek ve şu anki markette var olan şansları hakkında bilgi al-mak için Verona’da toplanacak.”

İtalya Ulusal Yapı Müteahhitleri Birliği (ANCE) Başkanı Paolo Buzzetti, geleceğin özellikle özel sektör kaynaklarının sağladı-ğı finans dahil olmak üzere, Avrupa’nın altyapı yatırımlarının yeniden başlatma kapasitesine bağlı olduğunu belirtti. Ben-zer şekilde yarının büyük inşaat pazarlarında, güç verimliliği ve sürdürülebilirlik gibi hedeflere ulaşmak için en iyi çözümle-ri belirlemede inşaat sektörünün büyük esnekliğinin

vurgulan-dığı, Avrupa”nın kasaba ve şehirlerinde kentsel dokunun yeni-lenmesi çok önemli olacak. Kongre dolayısıyla, bir yandan Batı Avrupa”da devam eden belirsizlik ile şekillenen gelecek senar-yoların analizine, diğer yandan Doğu Avrupa”da ekonomik bü-yümenin etkilerine önemli bir vurgu yapılacak. Kongre progra-mı dâhilinde, piyasadaki çeşitli yaklaşımlar incelenecek ve çe-şitli ülkelerdeki deneyimler karşılaştırılacak. Kongrede görü-şülmesi öngörülen 5 ana konu ise şunlar; “Krizle Mücadele”, “Avrupa’da Hazır Beton Pazarı: Senaryolar 2012- 2015”, “Ha-zır Beton: Sürdürülebilir Malzeme”, “Beton üreten Firmaların Operasyonel Yapıları” ve “Ürün Geliştirme”.

Teknik Ekonomik Prefabrik Beton Birliği (ATECAP) Başka-nı Silvio Sarno, İtalyan hazır beton endüstrisinin çok zor dö-nemde olduğunu fakat bu durumun farkında olduklarını ve firmaların ürün ve giderek piyasadan gelecek taleplere cevap veren çözümler sunmak için kalite hedefleri etrafında kendi-lerini yeniden düzenleyebilecekkendi-lerini söyledi. Silvio Sarno, ERMCO Kongresi’ne ev sahipliği yapmaktan hoşnut oldukları-nı sözlerine ekleyerek şöyle devam etti; “Kongrede biz İtalya olarak kendi deneyimlerimizi paylaşacağız ve eminim ki in-şaat sektörünün geleceğine yönelik tartışmalara önemli kat-kı sağlayacağız.”

Kongre hakkında ayrıntılı bilgi için:

www.ermcocongress2012.com adresi ziyaret edilebilir.

Avrupa Hazır Beton Birliği Kongresi

21-22 Haziran 2012’de

düzenlenecek

European Ready Mixed

Concrete Organization

Conference will be held in

June 21-22, 2012

European Ready Mixed Concrete Organi-zation (ERMCO) Conference will be held

in Verona, Italy in June 21-22, 2012. The head titles of 16th International ERMCO Conference are ready mixed concrete mar-ket, sustainability and competitiveness. The 5 main subjects that are predicted to be discussed in the conference are: “Fight-ing against crisis”, “Ready Mixed Concrete

Market in Europe: Scenarios 2012-2015”, “Ready Mixed Concrete: Sustainable Material”, “Operational Structures of Concrete Manufacturers” and “Product

(16)

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Taslağı’nı değerlendirdi. İstanbul Depremi’nde neler olacakları hakkındaki öngörülerini paylaşan Erdoğan Bayraktar, sadece İstanbul değil tüm Türkiye’nin depremle yüz yüze olduğu gerçeğini vurguladı.

Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Kanun Taslağı’nı hayata geçirmek için 200 milyar dolarlık bir bütçe gerektiğini belirten Erdoğan Bayraktar, “Riskli yapılar hem Bakanlığımız tarafından hem TOKİ tarafından hem de belediye ve valilikler

tarafından bilimsel verilere göre tespit edilecektir. Riskli yapılarda oturanlar için rezerv yapı alanları oluşturmak da amaçlarımız arasında. Ciddi bir yapı stoğu üretmemiz gerekiyor. Gerekirse özel sektörle anlaşarak, gerekirse kamulaştırma suretiyle bunu yapacağız” diye konuştu. Yasayı vatandaşla anlaşarak yürütmeyi esas aldıklarını belirten Erdoğan Bayraktar, yasanın olmazsa olmazının ise yıkım olduğunun altını çizdi. Acil bölgelerden başlamak suretiyle artık depreme dayanamayacak binaları yıkmak zorundayız. Bunun tespiti

yapıldıktan sonra vatandaşa bu binaları yıkmak için belirli bir süre vereceğiz. Vatandaş gelir bizimle anlaşır yıkarsa ne ala. Yıkmazsa ona en son bir aylık bir süre vereceğiz. Bir aylık süre içinde yine yıkmaya başlamazsa, belediyeler vasıtasıyla ya da bakanlık olarak direkt bu binaları yıkacağız” dedi. Yaşanan Van Depremi sonrasında vatandaşların hassasiyetlerinin, taleplerinin ve devlete güvenlerinin arttığını ve büyük bir beklenti oluştuğunu

ifade eden Erdoğan Bayraktar “Gerek Valilikler gerekse de Belediyelerden gelen taleplerin yanı sıra vatandaşlar tarafından da münferit birçok dilekçe ve başvuru Bakanlığımıza iletilmekte, yaşadıkları alanlarda kentsel dönüşüm uygulamaları gerçekleştirilmesi ve riskli yapıların bertarafı yönünde yoğun talepler bulunmaktadır. Tüm bu hususlar Türkiye’nin, Afet Riskli Alanların Dönüşümü için hazır olduğunu göstermektedir” diye konuştu.

“Afet Alanlarının Dönüştürülmesi

Yasa Tasarısının Şartı Yıkım”

“Condition of the

draft law for the

transformation of

disaster areas is

demolition”

Erdoğan Bayraktar, the Minister of Environment and Urbanization,

evaluated the “Draft Law for the Transformation of the Areas that are

Under Disaster Risk.” Sharing his presumptions regarding what will happen in case of the Istanbul

Earth-quake, Erdoğan Bayraktar pointed out the fact that not only Istanbul but

the entire Turkey is under the risk of earthquake.

36 HAZIR

BETON

Ocak - Şubat • 2012• January - February

(17)

Türkiye Çimento Müstahsille-ri Birliği’nin 28 Şubat 2012 ta-rihinde Ankara’da gerçekleşen 54. Genel Kurulu’nda TÇMB Yö-netim Kurulu üyeleri belirlendi. TÇMB Yönetim Kurulu üyeleri kendi aralarında yaptıkları oyla-ma sonucunda Başkanlığa Mus-tafa Güçlü yeniden oy birliği ile seçildi.

Genel Kurul sonucunda 2 yıl-lığına yeni TÇMB Yönetim rulu oluşturuldu. Genel Ku-rul sonrasında yapılan Yönetim Kurulu’nda Başkanlık Divanı oy birliği ile seçildi. Yönetim Kurulu Başkanı yeniden Mustafa Güçlü olurken, Celalettin Çağlar Başkan Vekili, Davut Ulus Başkan Yar-dımcısı, Mürsel Öztürk de Sayman üye olarak belirlendi. 2001 yı-lından itibaren TÇMB Yönetim Kurulu üyesi olan Mustafa Güçlü, 2004-2008 yılları arasında başkan yardımcılığı ve 2008-2011 yılları arasında başkan vekili görevlerini yürüttü.

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB),Türk çimento sektörünün ortak sesi olmak ve daha kaliteli ürün, daha ve-rimli hizmet anlayışı ile sektörel sorunlara çözüm bulmak amacıyla 1957 yılında kurulmuştur. Türkiye’deki 45’i enteg-re, 16’sı öğütme tesis olmak üzeenteg-re, toplam 61 kuruluşu tem-sil eden TÇMB, üyelerine, araştırma geliştirme, analiz, kalite

kontrol ve eğitim hizmetleri için ortak çözümler üretmekte, ya-sal ve idari düzenlemeler için ortak girişimlerde bulunmakta-dır. Türk çimento sektörünün uluslararası temsilcisi olarak Av-rupa Çimento Birliği’ne 1972 yılından beri üye olan TÇMB aynı zamanda araştırma geliştirme hizmetlerinden başlayarak, eği-tim, uluslararası işbirliği, sertifikasyon, sektörel veri derleme, üniversite, sivil toplum örgütleri ve diğer ilgili kuruluşlarla iş-birliği gibi bir çok sorumluluğu da başarıyla üstlenmiştir. Av-rupa Çimento Birliği’nin (CEMBUREAU) üyesi olan TÇMB, Türk çimento sektörünün uluslararası ilişkilerini de yürütmektedir.

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nde

Mustafa Güçlü Yeniden

Başkanlığa Seçildi

Mustafa Güçlü has

been Re-elected for the

Presidency of Turkish

Cement Manufacturers’

Association

TÇMB Board Members have been determined in 54th General Assembly

of Turkish Cement Manufacturers’ Association, which has been held in Ankara on February 28, 2012. At

the end of voting among TÇMB Board Members, Mustafa Güçlü has

been unanimously re-elected for the presidency.

TÇMB Denetleme Kurulu

Serhan Bacaksız

Kadir Bayburtlu

Yalçın Alpbaz

TÇMB Yönetim Kurulu

Başkan

Mustafa GÜÇLÜ

Başkan Vekili

Celalettin ÇAĞLAR

Başkan Yardımcısı

Davut ULUS

Sayman Üye

Mürsel ÖZTÜRK

Üye

Kemal Ümit ÖZEL

Üye

Hakan GÜRDAL

Üye

Mehmet HACIKAMİLOĞLU

Üye

M.Hayrettin ŞENER

Üye

M.Tansu TUĞLU

Üye

Ümit Yaşar ODABAŞOĞLU

Üye

Gültekin AKSÜYEK

Üye

Necip TERZİBAŞIOĞLU

Üye

Nihat KILIÇ

Üye

M.Şefik TÜZÜN

Üye

Sertaç Bora ÖZYURT

Üye

Mehmet YAVUZ

(18)

İstanbul trafiğinin yo-ğunluğunu azaltmak için bir çözüm öneri-si olarak düşünülen üçüncü köprüde ilk ihaleye katılım olma-masının ardından dü-zenlenen ikinci ihale-nin tarihi 5 Nisan 2012 olarak belirlendi.

5 Nisan’da yap-işlet-devret (YİD) modeliyle gerçekleştiri-lecek ihale kapsamında Boğaz’a

üçün-cü köprü, 35 kilometrelik bağlantı yolu ve Odayeri - Paşaköy arası 60 kilometre uzunluğunda otoyol inşa edilecek. Üçüncü köprüde ihaleye katılacak fir-malar için 135 bin araç garantisi veri-liyor, ayrıca bazı haber kaynaklarına göre köprü ücretleri belirlendi. Buna göre köprü geçiş ücreti 3 dolar + KDV otoyol geçiş ücreti ise kilometre başına

0.08 dolar + KDV olarak açıklandı.

Yatırımcılar, ihale dosyasını 1 Şubat itibari ile Karayolları Ge-nel Müdürlüğü’nden ücretsiz olarak incelemeye başladılar. Proje kapsamında yatırımcıya, yıllık 135 bin araç geçiş güven-cesi verilecek. Devlet, öngörülen sayıda aracın geçmemesi halinde, aradaki farkı yatırımcıya ödeyecek. Aynı sayıda araç geçiş güvencesi otoyol için de verildi. Devletin talimatıyla dini bayramlarda ya da özel günlerde köprüden ücretsiz geçiş söz konusu olabilecek.

Son gelişmelerle ilgili olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bina-li Yıldırım şunları söyledi: “430 kilometre yol ile bir köprüden oluşan ilk model 6 mil-yar lira değerine sahip bulunuyordu, pro-jenin hacmi ve geri dönüş süresi küçültü-lürken, karlılığı da arttırıldı ve dolayısıyla 5 Nisan’da gerçekleştirilecek olan ihalede teklif geleceğini ümit ediyoruz” dedi. Bi-nali Yıldırım, özellikle Çinli firmaları ihale-ye beklediklerini de sözlerine ekledi.

Third Bridge to be Built

by the State

For the third bridge contemplated as a solution proposal for the reduction of the

intensity of Istanbul’s traffic, the tender stage was reached but due to non-atten-dance in the tender by firms, the state suspended the “build-operate-transfer” model and undertook the project itself.

Üçüncü Köprüde

İkinci İhale 5 Nisan’da

40 HAZIR

BETON

Ocak - Şubat • 2012 • January - February

(19)

Kanada’da Ontario Hazır Beton Birliği’nde görev alan ve yol mühendisi olan Mick Prieur “Construct Kanada” toplantısında Belediyelerdeki Karayolları İçin Eşit Yol Yapı Tasarım Matrisinin Geliştirilmesi Üzerine Metodoloji başlıklı bir çalışmayı paylaştı. Çalışmada, beton karşısında asfaltın bakım ve rehabilitasyon programları incelenmiş ve her biri için bir yaşam döngüsü maliyet analizi çıkartılmıştır. Araştırma sonuçları, Portland çimentolu beton ve sıcak karışım asfaltın bir günde 2 bin kamyonu benzer şekilde taşıyabildiğini

ortaya koydu.

Prieur, “Petrol fiyatı şu anda çok daha yüksek ve petrol fiyatı, beton fiyatı enflasyon oranının altında yükseliş gösterdiğinde, enflasyon oranının üstünde yükseliş gösteriyor ve böylece de, asfalt çok daha az rekabetçi hale geliyor, “ şeklinde konuştu. Prier, “Rapor gerçekten beton ve asfalt arasındaki başlangıç yapım maliyetlerinin çok benzer olabileceğini teyit etti” diyor

ve ekliyor, “Uzun vadede, betonun bakımı kesinlikle daha ucuza mal olmakta”. Prieur, belediyelerin eşdeğer bir çapraz kesit için iki bileşenli bir ihale teklif programı oluşturmalarını ve yüklenicilerin hangisi için teklif vereceklerine karar vermelerine izin verilmesini öneriyor. Prieur’un notlarına göre, bunu uygulamış olan Amerikan eyaletlerinde, genellikle ihale teklif fiyatlarında yüzde üç ila beş arasında bir azalma olmakta çünkü aynı iş için daha fazla kişi teklif vermekte.

Prier, beton kullanmanın bazı zorlukları vardır diyerek şu açıklamayı yaptı “Belediyeler beton kullanmaya alıştı ama yaşam döngüsü boyunca betonun daha az bakım programları olması gibi faydaları vardır.” Prieur’a göre, hatırlanması gereken en önemli şeylerden biri de, yaşam döngüsü maliyet analizinin yapılması sırasında, eşdeğer çapraz kesitlere bakıldığından emin olunması, çünkü yanlışlıklar bu noktada ortaya çıkıyor. Kaynak: http://dcnonl.com

Yollardaki beton ve

asfalt mücadelesinde

hangisi kazanır?

Concrete vs. asphalt

on roads, who wins?

At the “Construct Canada”

confer-ence, Mick Prieur, Pavement Engineer in Canada Ready Mixed

Concrete Association shared a study, entitled Methodology for the Development of Equivalent Pavement Structural Design

Referanslar

Benzer Belgeler

 Özden’e göre (2002) Kentsel Dönüşüm: ‘Zaman içerisinde eskiyen, köhneyen, yıpranan yada potansiyel arsa değeri mevcut üst yapı değerinin üzerinde seyreden ve

Üçüncü çalışmada benzodioksinon bileşiklerinin polimerler üzerine uygulanmasının devamı olarak, uç grubunda benzodioksinon türevi içeren polimer ile hidroksi uçlu

Sanayi ve Depolama Alanları Afet Riski Altındaki Alanlar. MÜDAHALE

İlk olarak kentsel dönüşüm kavramının çıkış amacı, neden bilinmesi gerektiği, boyutları, süreç içerisindeki aktörler ve rolleri, özel sektörün süreçteki yeri

“Kentsel Dönüşüm” kabul edilemez. Bir deprem ülkesi olma gerçe- ğinden hareketle, devletin Anayasal görevlerinden biri olan, sağlık- lı, güvenli ve yaşanabilir

TMMOB kentsel dönüşümün ilkeleri arasnda“Sağlkl ve güvenilir bir çevre oluşturulmasnda kritik öneme sahip yap denetim sisteminde kamu denetimini

Toplu Konut İdaresi portföyündeki kentsel dönüşüm projelerinde en hızlı ilerleyen çalışma aşamaları sınır tespiti, bölgenin yerinde incelenmesi, tüm

Tarım bilgi sistemi, jeoloji bilgi sistemi, yargı bilgi sistemi, hidroloji bilgi sistemi gibi birçok bilgi sitemi ve arazi bilgi sistemi ilişkisi, bu ilişkinin kentsel