• Sonuç bulunamadı

Büyük ozana sahip çıkmak:Ozana ülkesinden bir selam:Nazım'dan Armağan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyük ozana sahip çıkmak:Ozana ülkesinden bir selam:Nazım'dan Armağan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Dikerdem, Abidin Dino, Mehmet H. Doğan, Refik Erdu- ran, Şükran Kurdakul, Aziz Nesin, Ahmet Oktay, Server Tanilli, Afşar Timuçin, Müzehher Vâ-Nû, Samiye Yaltı- rım imzalıların...

Bunlar arasında anılar var, Nâzım Hikmet’in şiirini, başka yönlerini konu alanlar var...

Server Tanilli, değişik bir konuyu ele alıyor: “Çağdaş ede­ biyatın bu en büyük şairine, okul programları yasaktır.” Tanilli, Nâzım Hikmet Vakfı’nın liselerde edebiyat öğre­ timinin bugünkü yüz kızartıcı durumdan kurtulması için kavga vermesi gerektiğini yazıyor: “Yalnız Nâzım Hikmet­ in sanatı adına değil, bütün bir çağdaş edebiyatımızın ve evrensel kültürün onuru adına girişilecek soylu bir kavga­ dır bu.”

Aziz Nesin, “Nâzım Hikmet’in Yaşamöyküsel Roma­ nını Yazmak” konusu üzerinde dururken “Türkiye’de ni­ çin yaşamöyküsel roman yazılamıyor” sorusunu ortaya atı­ yor, birtakım yanıtlar veriyor. Gerçekten, yalnız yaşam­ öyküsel roman değil, yaşamöyküsü kitabı da yazılmıyor ülkemizde Batıda çok yaygın olan bu tür üzerinde çalışıl­ maydım, Aziz Nesine katılarak, özellikle “Uzun ve sa­ bırlı araştırmanın gerekliliği”ne bağlayabiliriz. Belirli “Kişi üzerine bütün belgeleri, yazıları, söylenenleri, tanıklıkla­ rı, onun yazdığı ve ona yazılan mektupları önce toplamak, sonra ayırmak, sonra sıralamak, sonra -en zoru- seçmek, sonra değerlendirmek, sonra yorumlamak, sonra birleşti­ rip yazmak gerekir. Türkiye’nin koşulları yüzünden hiç­ bir profesyonel yazarın böyle boyutlu bir çalışmaya giriş­ me olanağı yoktur. Amatör yazarlarınsa işi değildir.”

Burada bir parantez açaıak, Necati Cumalı’nın yeni oyu­ nuna (Vatan Diye Diye, İnkılâp Kitabevi) yazdığı önsöz­ den de birkaç cümle aktarabiliriz. Cumalı, Namık Kemal’in yaşamından kesitler veren oyununun yazılış öyküsünü an­ latırken şöyle diyor: “Gerçekleri doğru yansıtabilecek böyle (yaşamöyküsel) bir romanın en azından yedi sekiz, belki de on yıllık bir çalışmayı gerektireceğini anladım.”

Aziz Nesin, Nâzım Hikmet Vakfı’na düşen görevlerden birinin de “ kesinlikle bir mit olarak değil, eksiği gediğiyle tam bir insan olarak Nâzım Hikmet’in yaşamöyküsel ro­ manının yazılmasına destek olmak ve bunun için de bel­ geleri toplamak” olduğunu yazıyor.

25 Eylül günü görüştüğümüzde, Aziz Nesin’e, kendisin­ deki Nâzım Hikmet’le ilgili b e lg e le ri

fı’na verip vermeyeceğini sormuştum. “Düşüneceğim de­ mişti. “Nesin Vakfı’nda mı daha iyi korunur, Nâzım Vak- fı’nda mı daha iyi korunur, bakacağız ona, güvencesi var mı bu vakfın...” (Aziz Nesin, TÜYAP, 1990). Yirmi bir gün sonra 16 ekimde yazdığı yazıda, “Bendeki Nâzıma iliş­ kin bütün belgeleri ölümünden sonra Nâzım Hikmet Vak- fı’na bırakıyorum” diyor.

Nâzım’dan Armağan’da büyük ozanımızın şiirlerinden

seksen kadarı da -yazılış tarihi sırasıyla- yer alıvor. Böyle- ce kitap, aynı zamanda bir Nâzım Hikmet seçkisi niteliği taşıyor.

Son bölümde, Nâzım Hikmet’in kitaplarının ve Nâzım Hikmet üstüne kitapların verildiği bir kaynakça yar. Bu­ raya iki küçük ek yapmak isterim: Oğuz A kkanın hazır­ ladığı Yayımlanmamış Eserler (Cem Yayınevi, İst. 1977) kaynakçada yer almamıştır. Alman Faşizmi ve Irkçılığı­ nın ilk baskısı 1936’da yapılmıştır. Nâzım Hikmet’in adı kitabın son sayfasında, “Theodor Balk, B.M. Bernadiner ve Ernst Henri’den iktibas edip toplayan” olarak anılır.

Nâzım Hikmet Vakfı’nın kurulmasına katkı sağlayacak “Nâzım sevgisiyle dolu” kitaptan Afşar Timuçin’in değer­ lendirmesini aktararak yazıya son verelim:

“Nâzım Hikmet’in şiiriyle yüz yüze gelen kişi, onun uyumlu çeşitliliğinden etkilenirken bakış açısının genişli­ ği karşısında şaşkınlığa düşecektir. Buna göre Nâzım Hik­ met gerçek anlamda çok yapılı bir bütünselliğin yaratıcısı­ dır. ‘Bana göre büyük adam odur ki, sanattan politikaya kadar kendi işinde, en önde yürür, dönemeçleri önde ge­ çer, olanı kavrar, olacağı sezer ve bu kavrayışla sezişe da­ yanarak yaratır.’ Nâzım Hikmet bu tanıma uvan kişiliğiy­ le şiirimizin en büyük anıtı va doruk noktasıdır. Onda her zaman koskoca bir tarihin insani özünü, şimdinin bütün boyutlarıyla ve bütün sancılarıyla kuruluşunu ve tam an­ lamıyla bir gelecek inancını buluruz.” □

Ünlü şairin adına kurulacak oian vakfın çalışmalarını, kızkardeşi Samiye Yaltırım’la birlikte, bilim, kültür insanlarından oıuşan Komite yuruıuyor.

O zana ülkesinden bir selam : N âzım ’dan A rm ağan

Büyük ozana sahip çıkmak

Nâzım’dan Armağan / Yayına

hazırlayanlar: Şükran Kurdakul,

Kıymet Coşkun, Öner Yağcı______

Cem Yayınevi / 263 s. / 13.000 TL

CKK Kod No: 022.513

İ

m ALPAY KABACAU

1970’lerin ikinci yarısında Türkiye I Yazarlar Sendikası “ Nâzım Hikmet ■ Enstitüsü” kurulması yolunda ilk gi- / l i f l i m rişimleri başlatmıştı. 12 Eylül döne- minde sendika yöneticileri “Nâzım I H Hikmet Geceleri” düzenledikleri için « T \ jH H bu gecelerde Nâzım Hikmet övüldü- ğü için suçlandılar. Sonunda 12 Ey- lül’ün sıkıyönetim mahkemeleri de kararvermek durumunda kaldı ki Nâzım Hikmet’i anmak, Nâzım Hikmet’i övmek suç değildir!

Türkçenin bu büyük ozanım, belleklerden silinmek, ede­ biyat tarihinden kazınmak istenen Nâzım Hikm et’i hak ettiği ölümsüzlük katında yaşatmak için yeni bir girişim

başlatıldı. Bilim, kültür ve sanat insanlarından oluşan bir komite ile kızkardeşi Samiye Yaltırım, “Nâzım Hikmet Vakfı” kurulması yolundaki çalışmaları hızla ilerletiyor­ lar. Çok sayıda ressamın, kimi galerilerin bağışladığı tab­ lolarla geçenlerde açılan resim sergisinden elde edilen geli­ rin, vakıf kurulması için gereken tutara ulaşılmasına önemli katkıda bulunduğu bildiriliyor.

Nâzım’a Armağan, geliri Nâzım Hikmet Vakfı’na bı­

rakılmış bir başka katkı. Kitabı yayına hazırlayanlar, “Nâ- zım’ın yurttaşlık hakkının tanınması, vasiyetinin gerçek­ leştirilmesi, kendi ülkesinde uğratıldığı haksızlığın gideri­ lerek hak ettiği yerine kavuşması için küçük bir katkı ola­ cağını düşündüğümüz Nâzım’dan Armağan’ı ülkesinin bu büyük ozanına sahiplenişinin bir örneği olarak sunuyoruz,” diyorlar.

Nâzım H ikm et’in kısa yaşqmöyküsünden sonra “Yazılar” bölümünde (s.13-79) on dokuz imza yer alıyor. Nurullah Ataç’ın Şeyh Bedreddin Destanı üzerine yazı­ sıyla Attila İlhan, Bedri Rahmi Eyuboğlu ve Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirleri daha önce yayım lanr.ıştı. İbrahim Ba- laban’ın henüz basılmamış Ustam Nâzım Hikmet kita­ bından alıntı, ilk kez yayımlanıyor olmalı. Öteki yazıla­ rın altında Eylül 1990 ya da Ekim 1990 tarihi var; bunla­ rın Nâzım’a Armağan için kaleme alındığı anlaşılıyor: Mehmet Ali Aybar, Atilla Coşkun, Halit Çelenk, Mahmut

C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 45

S A Y F A 1 9

Mşıseı Arşıvıerae ısıanDuı beııegı

Referanslar

Benzer Belgeler

Günefl lekelerinin alt›ndaki fliddetli manyetik alan›n, Günefl’in iç bölgele- rinden yukar›ya do¤ru t›rmanan ener- jiyi perdeledi¤i, dolay›s›yla lekeyi çev- resine

A number of his works are to be found in the Istanbul Museum of Painting and Sculpture and in a number of private collections.. Most of his works are

Scanned by CamScanner... Scanned

The permeation cient for NA transport through Wistar rat skin studies using SC-stripped and delipidized skins relative to hairless mouse skin demonstrates that the suggested that

Birbirleriyle işbirliği içinde çalışan siteler, Internet üzerindeki kişisel, aka- demik ya da türlere ilişkin sayfalara da bağlantı sağlayarak canlılara ilişkin tüm

 Hastaların yaĢ, cinsiyet, eğitim düzeyi, medeni durum ve yaĢadığı yer gibi tanıtıcı özellikleri ile kronik hastalık varlığı, daha önce hastaneye

dar çok seviyorum ki sana sıralayayım” dedi: “ Hayatta en çok sevdiğini birinci olarak sine­ ma, ikinci Fatoş, üçüncü oğlum Yılmaz.” Yılmaz Güney

[r]