• Sonuç bulunamadı

Bir kıymetin ardından:Yeri boş kalan Mahmut Yesari

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir kıymetin ardından:Yeri boş kalan Mahmut Yesari"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B ir kıym etin ardından

Yeri boş

kalan

Mahmut

Yesari

Yazan: KANDEMİR

D ostluk, ark a d a şlık b ir y an a, cem iyet ve m em leket hesabına, ara m ızd a n ay rılışın a en çok ü zü lü n ecek şa h si­ y etle rd e n b iri de. M ahm ul Y esari'dir.

K ızdığı zam an bile k im seyi k ırm a y an , h e r zam an (ne verseler ona şak ir, ne k ılsa la r ona şâd), d aim a iyi, s a ­

m im î, uysal, k a le n d e r olan M ahm ut, a y n ı zam an d a başlı- b aşın a b ir rom an fa b rik a sı denecek d erecede de v elû d ve o n isb e tte de ese rle rin i a ra tm a sın ı bilen b ir y az ard ı. O k a d a r k i; göçüp g ittiğ i gün b ıra k tığ ı b oşluk, h â lâ devam ediyor ve k im b ilir d a h a n e k a d a r sü rec ek tir.

Ç alakalem y azar gibi g ö ründüğü â n la rd a bile, k âğ ıd a d ö k tü ğ ü sahneyi, m u tla k a içinde ca n la n d ırır, y a şa tırd ı.

B irlik le (R esim li P erşem b e) y i çıkardığım ız g ü n lerd e, id a re h an e y e g elen b ir genç kız, e lin d ek i (A ksaçlı K ız) ro ­ m an ın ı g ö ste re rek M ah m u d 'a y ak laşıp so rm u ştu ;

— Sizin değil m i, bu eser B eyefendi?.

— Z an n ed erim öyle... N eden sordunuz K ü çü k H anım ? — S a b a h a k a d a r elim den bırak am ad ım ... v e d u rm a ­ d a n ağladım ...

— V ah v ah ... diy e gü lü m sey erek genç kızın u za ttığ ı k ita b ı im zalıyan M ahm ut, yalnız kaldığım ız ânda, b ird e n ­ b ire o gülü m sey işten sıy rıla ra k :

— K ızı ağ latm ışım ... ve k im b ilir d a h a n ic ele ri v a r... A m m a, ben de ağ lay a ra k yazm adım m ı?., d erk e n , gözleri doluyordu.

Ve tıp k ı işte böyle, ağlay a ağ lay a y a z d ık la riy le ağ ­ la ttık la rın ın y ü zlerin e g ü le rk e n , b ird e n b ire değişip hüzne boğuluşu gibi, ay n ı m asanın b aşında, a y n ı s a a tte b irin i b ırak ıp ö te k in e b aşlam ak su retiy le, içli b ir kızın y a n ık y ü ­ reğ in i ta sv ir ed erk en , m a sk a ra lık la r ö rn eğ i b ir k a lta b a n tip in i de olanca gülü n çlü ğ ü y le m ü k em m elen c a n la n d ırırd ı. Y alnız, d aim a sessizlik, sü k û n iste rd i ve şu koca İs« la n b u ld a , key fin ce sü k û n a dalacak b ir köşe b u la m ay ışın a sin irle n ird i. İçe rk e n bile, ra d y o y a ta h a m m ü l edem ezdi:

— Y ahu... İn san ın , k en d i içinden gelenden, d a h a iyi d inleyeceği ne v a r ki?, diye tu ttu r a r a k , h er girdiğim iz yerd e sesle k arşılaşıp çıka ç ık a n ere d e p o stu sereceğim izi bilem ediğim iz serince b ir gece. T aksim e d o ğ ru g iderken, ra h m e tli İsm ail H ab ib 'e te sa d ü f etm iştik . M eğer o da, iç e­ cek sak in b ir köşe arıyorm uş:

— Yok, b ira d e r, yok... H er ta ra f g ü rü ltü içinde... d e ­ yince, M ahm ut da:

— G elin,' m ezeleri filân alıp. Ş işliye, H ü rriy e t T ep e­ sine gidelim , b ir ağacın altın a o tu ru r, çekeriz. O lu r b ite r.,

te k lifin d e b u lu n d u . H abib itira z e tti:

— B u h av a d a... B aksana, y a ğ m u r g eliyor gib i... M ahm ut o ra la rd a değil:

— V arsın gelsin... B a h ar y a ğ m u ru ... H em de sessiz sadasız y ağ a r...

N ih ay e t, H abib, son çarey i b u ld u :

— Bize gidelim ... D ö rt d u v a r a ra sın a k ap a n ırız am a, b aşk a çare yok...

O na u y d u k . T ak sim d ek i a p a rlım a n ın a g ittik ... F a k a t, d a h a içeri g irerk en , kom şu p en c erelerd en b ir rad y o çığlı­ ğ ıd ır başladı.

M ahm ut, d u rak la d ı:

— V azgeçtim ... B u rad a da r a h a t yok... — P en ce re le ri k a p a tırız ...

— H ele b ir te c rü b e edelim ...

E ttik . P en ce rele r k ap an d ı. B o d ru m k a tın ın b u m ezar sessizliğine göm ülen d ö rt d u v a rı arasın d a, sa b ah a k a d a r başbaşa, d ü n y an ın en n eş'e li in sa n la rı h alin d e idik. O rta ­ lık ağ a rırk e n , H ab ib 'd en ay rıld ık . T aksim m e y d an ın a d o ğ ­ ru gidiyoruz. M ahm ut, o k en d in e has babacan h a li ile, k o ­ lu m u d ü rte re k :

— B ana bak!, dedi, b ir ro m an yazdım ... — T abiî yazarsın, b aşk a ne işin v a r ki?

— Yook öyle değil... Bu gece, şim di, H ab ib in evinde.. — S açm alam a M ahm ut...

— V allahi y ah u ... O sessizlik, o d ü n y a d a n uzak gibi kalış öyle y a ra d ı ki...

— Ee?.

— K oskoca b ir rom anı, k a fa m d a yazdım b itti... İsm i­ n i bile koydum : «Tipi D indi...»

M ahm ut, en güzel ro m a n la rın d a n b irin i, işte böyle d ö rt d u v a r ara sın d a d o ğ u rm u ştu . Z aten hep böyle idi. İçi, m uh ay y ilesi o k a d a r zengindi ki, d aim a ken d i k en d in e fazlasiyle y eterd i.

— — — - — — — — ■

Referanslar

Benzer Belgeler

Ama yalnız Italyan mutfağının değil, bence bütün mutfakların en güzel tatlıla­ rından biri olan Tiramisu çok güzeldi. Kısacası, sıcak, sade ama zevkli

Hülya Eyigör; Tasarım: Erdem Atalay Çetinkaya, Özer Erdem Gür; Denetleme/Danışmanlık: Ömer Tarık Selçuk, Hülya Eyi- gör; Veri Toplama ve/veya İşleme: Erdem Atalay

Tarım arazilerinde görülen bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için sulu tarım alanları genişletilmeli, nadas alanları ve ekilmeyen tarım arazileri

TRT Müzik Dairesi para meselesini halledemediği için sanat faaliyetle­ rinde de bir ilerleme kaydedemiyor.. Maddi yönden tatmin olursak sanatımızı da ilerletme

kitabı başarı ödülü kazandı. Deneme-inceleme-araşurma dalında, Mümtaz Idil’in “Ro­. man ve Gerçeklik” kitabı

Gazetelerden: Ankarada, aveılar arasında bir müsabaka yapıldı... Bir meraklı — Yahu Aka, senin atıcılığın

Kestaneciden papaza, keten helvacıdan duvar ustalarına, hamallardan kiracılara kadar geniş tip yelpazesinde, eski deyimle küçük insanın, yerini, ruh halini,

Bölge Araştırma Proje Miidürii Yüksek Ziraat Mühendisi Yaşar Erkenez, Bölge Müdürlüğü holünde bulunan kahve ağaçlarının çiçek açtığını bildirdi..