• Sonuç bulunamadı

Farklı Sosyo Ekonomik Duzeylerde Yaşayan 65 Yaş Üstü Bireylerin Beslenme ve Fiziksel Aktivite Durumlarının Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı Sosyo Ekonomik Duzeylerde Yaşayan 65 Yaş Üstü Bireylerin Beslenme ve Fiziksel Aktivite Durumlarının Değerlendirilmesi"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

---Beslenme ve Diyet Dergisi /J N u tr and Diet

i4(l):41-51/2006-FARKLI SOSYO EKONOMİK DÜZEYLERDE YAŞAYAN 65

YAŞ ÜSTÜ BİREYLERİN BESLENME VE FİZİKSEL

A K TİV İTE DURUMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

--- Prof. Dr. Gülgün ERSOY*, Uzm.Dyt. Gamze ÇITAK

AKBULUT*-Ö Z E T

Uç fa r k lı sosyo-eko no m ik düzeyde yaşayan 65

y a ş ■ üstü bireylerin beslenm e ve fiziksel aktivite

durumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılan bu çalışmada, sosyo-ekonom ik düzeyin artışına p a ra le l o larak besin öğelerinin tüketim düzey­

lerinin RD A'ya daha yakın olduğu bulunmuştur. B ireylerin p ro tein alım ları üç sosyo-ekonom ik düzeye (düşük, orta, yüksek) göre (sırasıyla; 47.6 ±28.7, 50.3±24.8, 50.9 24.8 g/gün) (p< 0.05) ve y a ğ tüketim ortalam aları (sırasıyla; 47.6±28.7, 49.1 ±22.2, 50.4+21.9 g/güıı) (p< 0.05) sosyo­ ek o n o m ik d üzey a rttıkça yükselirken, karbon­ h id ra t tü ketim o rta la m a la rı (sırasıyla; 173.9 ±79.5, 164.1±63.2, 158.0±62.4 g/gün) düşmekte­ dir (p< 0.05). A vitamini (p< 0.05), B2 vitamini (p< 0.05), C vitam ini (p< 0.05), kalsiyum (p< 0.05), dem ir (p< 0.05), çinko (p< 0.05) tüketim o rtalam ala rı so syo-eko no m ik düzeyin artışına p a r a le l o la ra k artm akta; ancak büyük oranda RDA değ erlerin in altında tüketilm ektedir (p< 0.05). P o sa tü k e tim i h er üç so syo -eko n o m ik d ü z e y g r u b u n d a o rta la m a 15 g /g ü n tüketim düzeyi ile önerilenin altındadır. Günlük enerji alım ı ortalam a la rı (kkal/gün) sosyo-ekonom ik d ü zeye g ö re sıra sıy la (1 333±605, 1319±461, 1317±471 kkal/gün) (p 0.05) ve toplam enerji h a rca m a sı (20 74 ± 5 09 , 1955±431, 1954±397 kkal/gün) (p< 0.05) azalmaktadır. Bu sonuçlar sosyo-ekonom ik düzeyin artışına paralel olarak eğitim düzeyi, maddi olanaklar ve fiziksel çevre koşulları ile ilişkilendirilmiştir. Düzenli fiziksel aktivite olarak sıklıkla "yürüyüş" yapıldığı, bu o r a n ın da s o s y o - e k o n o m ik d ü ze y a r ttık ç a azaldığı belirlenm iştir (p 0.05).

A n a h ta r sözcükler: Yaşlı, besin tüketimi, fiziksel aktivite.

A B STR A C T

The evaluation o f the nutrition and the physical activity Ievels o f the elderly people ( 65 years old) living in different socio-economic Ievels The study was carried out to evaluate the nutri- tional status and physical activity Ievels o f the elderly (>65 years old) living in three different socio-economic Ievels. The intake o f the nutrients was fo u n d sim ilar to the RDA, parallel to the increase o f the socio-economic Ievels. The aver- age intake o f the protein different socio-economic (low, medium, high) level (47.6±28.7, 50.3+24.8, 50.9±24.8 g/d) (p< 0.05), fa t Ievels (47.6±28.7, 4 9 .1±22.2, 5 0 .4 ± 2 1 .9 g/d ) (p< 0.05) w ere increasing while average intake o f the carbohy- drate Ievels (173.9±79.5, 164.1±63.2, 158.0±62.4 g/d) (p< 0.05) were decreasing, according to the increase o f the socio- economic Ievels. The aver­ age intake o f the vitamine A (p< 0.05), vitamine B2 (p< 0.05), vitamine C (p< 0.05), calcium (p< 0.05), iron (p< 0.05) and zinc (p< 0.05) were increasing, parallel to the increase o f the socio- economic Ievels and the amount were found inad- equate. The average intake o f the fiber was also fo un d inadequate (15 g/d) in ali o f the groups. The a vera g e en erg y in ta ke (1 3 3 3 ± 6 0 5 , 1319±461, 1317±471 kcal/d) (p< 0.05) and total energy expenditure (TEE) (2074±509, 1955±431, 1954±397 kcal/d) (p< 0.05) were decreasing according to the socio-economic Ievels. These results were related to the education Ievels, eco- n o m ic a l sta tu s a n d p h y s ic a l c o n d itio n s. "IValking" was frequently done as a regularphys­ ical activity, and the ratio o f the elderly people was decreasing according to the socio-economic Ievels.

* Haccttepc Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Ankara

Key words: Elderly, fo o d consumption, physical activity.

(2)

4 2

E R S O Y G ., A K B U L U T G .Ç .

G İR İŞ

Yaşlılık giderek ilerleyen fiziksel değişikliklerin görüldüğü, akut ve kronik hastalıkların arttığı bir d ö n e m d ir (1). Y aşlanm a d ö n e m in d e s a ğ lığ ın k o ru n m a sı, ge liştirilm e si, h a s ta l ık l a r s o n u c u ortaya çıkan primer ve sekonder özürün tedavisi, y a ş lı n ın to p lu m s a l y a ş a m a ta m k a t ı l ı m ı n ı n sağlanması çok önemlidir. Sağlıklı ve k a lite li yaşlanmanın devamı ve fonksiyonel kapasitenin gelişiminde beslenme ve fiziksel aktivite önemli faktörlerdendir (2). Bu dönemde yetersiz-denge- siz beslenme, bilişsel fonksiyonların bozulması, bağımsız yaşam zorlukları, fiziksel inaktivitede artış gözlenmektedir (3). Yaşlılık dönemine ait bu olası sorunların azaltılması için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının (sigara tüketimi, fiziksel aktivite ve y ü k se k k a lite li d iy et) s ü rd ü rü lm e s i tem e l hedeflerden biri olmalıdır (4).

Y a ş l ıl a r d a b e s l e n m e d u r u m u ve f i z i k s e l aktivitenin saptanm ası sağlığın k o ru n m a sı ve fonksiyonel kapasitenin geliştirilmesi açısından önem taşıdığı için bu çalışm ada farklı s o s y o ­ ekonomik düzeylerde yaşayan bireylerin beslen­ me ve fiz ik se l a k tiv ite d u r u m l a r ı n ın d e ğ e r ­ lendirmesi amaçlanmıştır.

A R A ŞT IR M A Y Ö N T E M İ V E A R A Ç L A R I A nkara Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde farklı sosyo-ekonomik düzeyde yaşayan 65 yaş üstü bireyler "gelişigüzel ömekleme"yöntemi ile s e ç i l e r e k a r a ş t ı r m a y a a lın m ış tır . Ö r n e k le m gu ru b u içinde kadın ve erkek sayılarının eşit olmasına özen gösterilerek 400 kişi (200 K, 200 E) düşük; 360 kişi (180 K, 180 E) orta ve 300 kişi (150 K, 150 E) y ü k s e k s o s y o -e k o n o m ik düzeyde olm ak üzere toplam 1060 yaşlı birey çalışma kapsamı içinde değerlendirilmiştir.

Anket yöntemi ile bireylerin kişisel bilgileri; boy, ağırlık, bel ve ka lç a çevresi ö lçü m le ri, genel sağlık, beslenme (1 günlük besin tüketim kayıt­ ları) ve fiziksel aktivite (1 günlük fiziksel aktivite kayıtları) durumları irdelenmiştir (5). Verilerin değerlendirilmesinde "aritmetik ortalama, stan­ dart sapma" ile "One-Way Anova, Independent

t-te s t v e 2 x 2 K i K a r e " t e s t l e r i k u l l a n ı l m ı ş v e önemlilik derecesi p<0.05 seçilerek k arşılaştırm a yapılmıştır.

B U L G U L A R

A ra ştırm a y a katılan b ire y le rin y a ş o rta la m a la rı (±S) kadınlarda 70.7±5.8 yıl, erk e k lerd e 71.2±5.5 yıl olarak be lirlenm iştir. Ö ğ r e n im d u r u m l a r ı n a göre değerlendirildiğinde, b ireylerin % 4 2 .9'u n un ilk o k u l, % 2 4 .8 'in i n o r t a o k u l v e lis e m e z u n u , % 1 9 . 2 's i o k u r y a z a r o l m a d ı ğ ı g ö r ü l m ü ş t ü r . B i r e y l e r m e s l e k d u r u m l a r ı n a g ö r e i n c e ­ le n d iğ in d e , h e r üç s o s y o e k o n o m i k d ü z e y d e , kadınların % 3 0.8'in in ev h a n ım ı, geri k a la n ın ın h e m e n h e m e n t a m a m ı n ı n , e r k e k l e r i n is e % 4 1 . 7 ' s i n i n e m e k l i o l d u ğ u b e l i r l e n m i ş t i r . B ir e y le rin % 6 7 's i e ş iy le b i r l i k t e , % 13.5 i tek başına, geriye kalan kısm ı da akra ba ve diğer aile f e r t l e r i y l e b i r l i k t e ( % 1 9 . 5 ) y a ş a m l a r ı n ı sürdürmektedirler. Bireylerin % 1 .3 'ü n ü n h e rh a n ­ gi b i r s o s y a l g ü v e n c e s i b u l u n m a m a k t a d ı r . Bireylere hastalık durumları soru ld u ğ u n d a en sık görülen hastalıklar sırasıyla hipertansiyon (%24), k e m i k - e k l e m h a s t a l ı k l a r ı ( % 1 8 ) , k a l p - d a m a r h a sta lık ları (% 16), d ia b e te s m e l li t u s ( % 8 ) tur. K ullanılan ilaçlar ise h a s ta lık la r ın a ö z g ü olup, %10'unun aspirin, % 5'inin de ağrı kesici ilaçları düzenli olarak kullandığı saptanmıştır. Bireylerin b üyük ç o ğ u n lu ğ u n u n sig a ra iç m e d iğ i (% 5 8 .8 ), % 2 1.1'inin de sigarayı bıraktığı belirlenmiştir.

Kadınlarda BKİ ortalamaları (±S) h e r üç so syo ­ ekonomik düzeye göre sırasıyla 29.5± 5.4 kg/m 2, 2 9.3± 4 .5 k g /m 2 , 2 8 .8 ± 4 .9 k g / m 2 ; e r k e k l e r d e 2 7 .0 ± 3 .9 k g / m 2 , 2 7 . 1 ± 4 . 2 k g / m 2 , 2 6 . 5 ± 3 . 8 kg/m2 bulunmuştur ve gruplar arasında istatistik­ s e l o l a r a k f a r k s a p t a n m a m ı ş t ı r ( p > 0 . 0 5 ) . Bel/kalça oranları ortalamaları (±S) ise sırasıyla k a d ın la rd a 0 .9 0 ± 0 .0 7 , 0 .9 1 ± 0 .0 7 , 0 .8 9 ± 0 .0 7 ; e r k e k le r d e 0 .9 5 ± 0 .0 7 , 0 . 9 5 ± 0 . 0 7 , 0 . 9 5 ± 0 . 0 6 o lara k b e lir le n m iş tir ve g r u p la r a r a s ı n d a fark bulunmamıştır (p>0.05).

B i r e y l e r i n ö ğ ü n t ü k e t i m d u r u m l a r ı i n c e ­ lendiğinde, % 5 7 .3 'ü n ü n öğün a tla d ığı, a tla n an öğünler arasında öğle ö ğ ü n ü n ü n ilk sıra d a y e r aldığı görülmektedir (%45.3). Ara öğün tüketim

(3)

F arklı S o sy o -E k o n o m ik D ü zey lerd e Y aşayan 65 Y aş Ü stü B ireylerin B eslenm e ve Fiziksel A ktivite D urum larının

(4)

Tab lo 2. F a r k S o sy o -E k o n o m ik D ü z e y d e k i Birey le ri n Ene rj i ve D er B es in Öğ elerinin RDA 'ya G ö re D e ğ e r le n d ir il m e si (n :l 0 6 0 ) 44 ERSOY G., AKBULUT G.Ç.. p < (I 5

(5)

F arklı S o sy o -E k o n o m ik D ü zey lerd e Y aşayan 65 Y aş Ü stü B ireylerin B eslenm e ve Fiziksel A ktivite D urum larının 4 5 D e ğ e rle n d irilm e si

durumlarına bakıldığında, bireylerin %46.3'ünün g ü nde b ir kez, % 1 8.0 'ın ın ise iki kez tükettiği görülm ektedir. A ra öğünlerde en çok tüketilen b esinler arasında sebze, meyve, çay, kahve, süt ve m eyve suyu yer almaktadır.

Tablo l'd e bireylerin besin tüketim durumu gös­ terilmiştir. Bireylerin ortalama enerji tüketimleri

s o s y o - e k o n o m i k d ü z e y e g ö r e s ı r a s ı y l a ;

1 3 3 1 . 1 ± 6 0 5 .2 , 13 18 . 8 ± 4 6 1 .0, 1 3 1 7 . 3 ± 4 7 1.0 k k a l/g ü n olarak b u lu n m u ş tu r (p>0.05). Sosyo­ e kon o m ik düzeye göre diyetteki protein ve yağ miktarları açısından gruplar arasında fark saptan­ m am ıştır (p>0.05). Tüketilen karbonhidrat mik­ tarı değerlendirildiğinde, en yüksek karbonhidrat t ü k e t i m i d ü ş ü k s o s y o - e k o n o m i k d ü z e y d e (173.0g±79.5 g/gün) ve en az tüketim ise yüksek s o s y o -e k o n o m ik d ü z e y d e (158.0g±62.4 g/gün) saptanmış ve gruplar arası fark istatistiksel olarak önemli bulunm uştur (p<0.05, r=0.01). Bireylerin, A v ita m in i (r= 0.00), B2 vitam ini (r=0.008), C v i t a m i n i ( r = 0 .0 0 ) , d e m i r ( r= 0 .0 2 2 ) ve çinko (r= 0.047) tüketim ortalamaları sosyo-ekonomik d ü z e y e g ö re g r u p la r arası farklı b u lu n m u ş tu r (p<0.05).

Tablo 2'de bireylerin enerji ve diğer besin öğeleri tüketim lerinin R D A 'ya göre d e ğerlendirilm esi gösterilmiştir (6). Buna göre %67'nin altı yeter­ siz, % 6 7 -133 normal, %133'ün üstü ise yüksek d üzey tüketim olarak kabul edilmiştir. Enerji tüketimleri incelendiğinde, genel olarak sosyo­ ekonomik düzeyin artışı ile birlikte, RDA'ya göre normal sınırlar içinde (%67-133) tüketim kadın­ larda artış gösterirken, erkeklerde düşme eğil­ imdedir, ancak g ruplar arası fark istatistiksel olarak önemsizdir (p>0.05). RDA'ya göre protein tüketimleri tüm bireylerde yetersiz bulunmuş; bu y e te r s iz liğ e en faz la d ü ş ü k s o s y o - e k o n o m ik düzeyde rastlanmıştır (p>0.05). A, B l , B2, C vit­ a m in le r i ve ç in k o d ü z e y le r i n e b a k ı l d ı ğ ı n d a so sy o -e k o n o m ik dü zey in düşm esi ile b irlik te hem erkek, hem de kadınlarda yeterli sayılabile­ cek düzeyler düşme eğilimi göstermektedir ve g ru p la r arası fark ista tistik sel o la ra k ö n e m li bulunmuştur (p<0.05).

B ireylerin fiziksel aktivite konusundaki bilgi düz e yle rin e ilişkin veriler Tablo 3'de g ö s te r­ ilmiştir. Sosyo-ekonomik düzeyin artışı ile birlik­ te "egzersizin sağlığa olumlu etkisi vardır" diyen­ lerin sayısında bir artış saptanmış ve gruplar arası

T a b lo 3 . S o s y o - E k o n o n ıik D ü z e y e G ö r e B ir e y le r in F iz ik se l A k tiv ite K o n u su n d a k i B ilg i D ü z e y le r in in D e ğ e r le n d ir ilm e s i (n :1 0 6 0 )

F iz ik s e l A k ti v it e B ilg i D ü z e y i S D ü şü k % S o s y o -e k o n o m ik d ü ze y O rta S % Y ü k se k S %

Sizce egzersizin sağlığa olumlu etkisi var mı?

Var 272 68.0 292 81.1 274 91.3

Yok 34 8.5 15 4.2 8 2.7

Bilgisiz 94 23.5 53 14.7 18 6.0

Toplanı 400 100 360 100 300 100

Olumlu etkileri neler?

Zayi llaıııa 20 0.7 17 5.8 9 3.3

Sağlıklı olma 194 71.3 227 77.7 231 84.9

Uyku düzeni 7 2.6 6 2.1 3 1.1

Kendini rahat hiss. 38 14.0 23 7.9 19 6.9

Gençleştirmek 13 11.4 19 6.5 12 3.8 Toplam 272 100 292 100 274 100 Bu bilgileri nereden edindiniz? TV.Radyo 29 10.7 36 12.3 17 6.2 Gazete,Dergi 6 2.2 15 5.1 12 4.4 Sağlık personeli 53 19.5 70 24.0 80 29.2 Arkadaş.aile 40 14.7 27 9.2 30 10.9 Kendi 144 52.9 144 49.3 135 49.2 Toplam 272 100 292 100 274 100

(6)

4 6

E R S O Y G ., A K B U L U T G .Ç .

T ab lo 4. S o sy o -e k o n o m ik D üzeye G öre B ire y le rin F iziksel A k tiv ite D urum larının D e ğ e rle n d irilm e s i (n :1 0 6 0 )

Fiziksel Aktivite Durumu Düşük S % Sosyo-ekonomik düzey O rta S % Yüksek S %

Düzenli olarak egzersiz

yapma durumu , , ,

Yapıyor 165 41.3 182 50.6 154 > 1 ..i

Yapmıyor 235 58.8 178 49.4 146 48.7

Toplam 400 100 360 100 300 100

Düzenli egzersiz yapma nedeni

Rahatlamak için 7 4.2 2 1.1 3 1.1)

Sağlıklı olmak için 90 54.5 119 65.4 1 15 74.7

Kendini daha iyi 54 32.7 41 22.5 27 17.5

hissetmek için Zayıflamak için 14 8.6 20 11.0 9 5.8 Toplam 165 100 182 100 154 100 Egzersiz türü Yürüyüş 150 90.9 153 84.1 129 «3.7 Koşu 3 1.8 3 1.7 2 1.3 Cimnastik 6 3.6 9 4.9 10 6.5 Kültür-fizik 5 3.0 17 9.3 11 7.1 Bisiklet 1 0.7 - - 1 0.7 Yüzme . _ _ - 1 0.7 Toplam 165 100 182 100 154 100

fark istatistik sel olarak önem li b u lu n m u ş tu r (p<0.05). Bu olumlu etkinin en fazla "sağlıklı olarak yaşama" nedeni o lduğ u nu s ö y ley enler bütün gruplar içinde ç o ğ u nluk tad ır (p>0.05). Tüm gruplar içinde "egzersiz-sağlık" konusunda­ ki b i lg i le r i k e n d i k e n d i n e ö ğ r e n d i k l e r i n i s ö y le y e n l e r in s a y ıs ı y ü k s e k o l u p , s o s y o ­ ekonomik düzeyin artışına paralel olarak sağlık personelinden yararlananların sayısı da artmak­ tadır (p>0.05).

Bireylerin bir günlük aktivite kayıtları alınarak h e s a p la n a n fiziksel aktivite düzeyi (physical activity level-PAL) değerleri kullanılarak toplam enerji harcamaları (TEH) saptanmıştır. Sosyo­ e k o n o m i k d ü z e y e g ö r e T E H s ı r a s ı y l a ; 2074±509.2, 1954±431.3, 1954±396.7 kkal/gün b u l u n m u ş t u r ( p < 0 .0 5 ) . Y a p ıla n i s t a ti s ti k s e l değerlendirme sonucu aradaki farkın düşük-orta ( r = 0 . 0 1 ) ve d ü ş ü k - y ü k s e k g r u p la r ( r= 0 .0 1 ) arasında olduğu saptanmıştır.

Tablo 4'de bireylerin düzenli olarak eg zersiz y a p m a d u r u m l a r ı g ö r ü l m e k t e d i r . S o s y o ­ ekonomik düzey arttıkça düzenli egzersiz yapan­ ların o r a n ın ın a r t m a s ı n a k a rş ın , bu d ü z e y in TEH'nı artıracak kadar yeterli olmadığı saptan­

mıştır (sırasıyla, % 4 1.3, %50.6, % 5 1.3) (p<0.05). Tercih edilen egzersiz türlerine bakıldığında tüm g ru p la r a r a s ın d a " y ü rü y ü ş " ( s ı r a s ı y l a % 9 0 . 9 , % 8 4 . 1, % 8 3 .7 ) , ilk s ı r a l a r d a y e r a l m a k t a d ı r (p>0.05).

T A R T IŞ M A

Bu çalışma; yaşamlarını Ankara'nın çeşitli sem t­ l e r in d e , ev o r t a m ı n d a s ü r d ü r e n , g e l i ş i g ü z e l ö r n e k l e m e y ö n t e m i ile s e ç i l m i ş 1 0 6 0 y a ş l ı b ire y in b e s le n m e ve f iz ik s e l a k ti v it e d u r u m ­ larının değerlen dirilm esi a m a c ıy la yapılm ıştır. Y a ş lılık s ü re c i, k i ş i n i n h e m k e n d i s i h e m de içinde yaşadığı to p lu m için en v e rim li d ö n e m olarak devam etmelidir, çünkü dünya nüfusu git­ tikçe y a ş la n m a k t a d ır ve 2 0 2 5 y ı l ı n d a d ü n y a nüfusunun % 15'inin yaşlılardan oluşacağı b e k ­ lenmektedir (2,7).

Ç a l ı ş m a m ı z d a b i r e y l e r i n % 1 3 . 5 ' i n i n y a l n ı z yaşadığı görülmektedir. A ncak aile k a v ra m ın ın çok ön e m li o ld u ğ u ü l k e m iz d e b i r e y l e r g e n e l olarak akraba veya diğer aile fertleriyle birlikte yaşamlarını sürdürmektedirler. Bugün ülkem izde 65 yaş ve üzeri grubun % 90'ında bir, % 3 5'inde iki, % 23'ünde üç, % 15'inde dört ve da h a fazla

(7)

F ark lı S o sy o -E k o n o m ik D ü z e y le rd e Y aşay an 65 Y aş Ü stü B ireylerin B eslenm e ve Fiziksel A ktivite D urum larının 4 7 D e ğ e rle n d irilm e si

sayıda kronik hastalık olduğu tahmin edilmekte­ d i r ( 8 ) . Y a ş l ı l ı k e n f a z l a h a s t a l ı ğ ı n o l d u ğ u dönemdir. Artan yaşlı nüfus beraberinde pek çok sağlık ve bakım sorunlarını gündeme getirmekte­ dir. Ç alışm am ızd a hipertansiyon ve kemik-eklem hastalıklarının ilk sırada yer alan kronik hastalık­ lar arasında olduğu saptanmıştır. Yaşlılarda uzun süreli ilaç kullanımını gerektiren kronik hastalık­ ların fazlalığ ınd an dolayı birden fazla ilaç kul­ l a n ım ı y a ş la b e r a b e r artış g ö s te rm e k te d ir (9). H uzurevinde yaşayan yaşlılarda yapılan bir çalış­ m ada, hastalık prevelansının azalan sırayla hiper­ t a n s i y o n , o s te o a r tr it , k a lp y e tm e zliğ i, diabet, koroner arter ve osteoporoz olduğu bildirilmiştir

(10).

Sağlıklı y a şam şeklinin sürdürülm esinde temel f a k t ö r l e r i n e n ö n e m l i l e r i a r a s ı n d a , f iz i k s e l a ktiv ite d ü z e y in in artırılm ası, kaliteli bir diyet tüketimi ve sigara kullanm am a sayılabilir. Sigara kullanan bireylerde kronik hastalıklara yakalan­ m a riski 2-3 kat artm aktadır (3). Bu çalışmada s i g a r a i ç m e y e n l e r i n o r a n ı n ı n y ü k s e k o lm ası olumlu bir bulgudur.

V ü c u t a ğ ır lığ ı ö lç ü m ü , b e s le n m e d u ru m u n u n göstergesi olarak sıklıkla kullanılmaktadır (11). A n t r o p o m e t r i k d e ğ e rle n d ir m e le r d e n en p ratik o l a n ı b e d e n k itle in d e k s i (B K İ) ve b e l/k a lç a ç e v re si o ra n ın ın değerlen d irilm esid ir. BKİ'nin yaşam boyu önerilen sınırlarda tutulması, yeterli v e d e n g e l i b e s l e n m e n i n b i r g ö s t e r g e s i d i r . Y e tiş k in le r için BK İ d e ğ e rleri 25-2 9.9 kg/m 2 a r a s ı " h a f i f ş iş m a n " o l a r a k k a b u l e d ile n bir sınırdır. A n c a k ilerleyen yaşla birlikte özellikle v üc u t yağ d o k u sunu n artışı ve kemik kitlesinin k o r u n u m u a ç ıs ın d a n 65 yaş ü stü b irey ler için ideal sınır 25-26 kg/m 2 olarak öngörülmektedir (11). Bu ç a lış m a d a ise; bireylerin BKİ ortala­ m aları kad ın la rd a 29.3 4.9, erkeklerde ise 26.9 4 . 0 k g / m 2 o l a r a k s a p t a n m ı ş t ı r . B a y k a n ve arkadaşları (12), A nkara'nın çeşitli semtlerinde y a şay a n 55 yaş üstü bireylerin genel sağlık ve beslenm e durumları ile ilgili yaptıkları çalışma­ d a , k a d ı n l a r ı n % 2 2 ' s i n i n , e r k e k l e r i n ise % 1 5 .8 'in in ş iş m a n o ld u ğ u n u g ö ste rm işle rd ir. Ü lk e m iz d e yap ıla n bir b aşk a çalışm ada kadın­ ların % 25 'inin ideal vücut ağırlığında olmasına

karşın, erkeklerde bu oran %44.7 olarak bulun­ muştur (13). GATA'da 300 yaşlı bireyde yapılan bir çalışmada ise, kadınların %25'i normal vücut ağırlığında, %37.5'inin şişman olduğu; erkeklerin ise %44.7'sinin normal ağırlıkta, %9.2'sinin ise şişman olduğu saptanmıştır (14). Diğer çalışma bulgularında olduğu gibi bu çalışmada da, kadın­ larda şişman olanların oranı erkeklerden fazladır. G e n e t i k f a k t ö r le r ve b e s l e n m e n i n o r t a l a m a yaşam süresini ve bireylerin yaşam kalitesini etk­ ileyen önem li etm enler olduğu bilinm ektedir. A y rıc a b e s l e n m e , h a s t a l ı k l a r ı n t e d a v i s i n d e olduğu gibi oluşumunda da etkilidir. Yaşlılarda beslenme planlanırken, hem sıklıkla rastlanılan besin öğesi yetersizliği durumunun düşünülmesi, hem de k ro n ik h a sta lık ların önlenm esi h e d e f alınmalıdır (15).

Beslenme durumunun değerlendirilmesinde kul­ lanılan yöntemlerden biri de besin tüketim kayıt­ larının değerlendirilmesidir. Bu çalışmada, birey­ lerin ortalama enerji tüketimleri sosyo-ekonomik düzeyin azalmasına paralel olarak düşmektedir, ancak gruplar arası fark istatistiksel olarak önem­ siz b u l u n m u ş t u r ( p > 0 .0 5 ). S o s y o - e k o n o m i k düzeyin artışıyla beraber kadınların enerji tüke­ timleri RDA'da belirlenen kabul edilebilir düzeye ( % 6 7 - l 33) g ö re a rtış g ö s te r ir k e n ( s ı r a s ı y l a %30.0, %36.1, %40.0); erkeklerde azalma eğili­ m ind e o ld u ğu g ö rü lm e k te d ir ( % 5 1.5, % 45 .6 , %50.0). RDA'nm altında enerji tüketen bireylerin ç o ğ u n lu k l a d ü ş ü k s o s y o - e k o n o m ik d ü z e y d e bulunması, hatalı beslenme alışkanlıkları, maddi olanakların azlığı ve beslenme bilgi yetersizliğin­ den kaynaklanabilir. Güney Afrika'da yapılan bir çalışm ada; dü şük so sy o -e k o n o m ik d üzeydek i yaşlı erkek b ire y lerin % 2 7 'sin d en , k a d ın la rın %37'sinden fazlasının enerji tüketimleri RDA'nın önerdiği değerlerin altında bulunmuştur (16). Bireylerin protein tüketim ortalam aları d e ğ e r­ lendirildiğinde, tüm gruplarda yaklaşık 50 g/gün protein tüketim inin olduğu saptanm ış, s o s y o ­ e k o n o m ik d ü zey d ü ş tü k ç e b ire y le r in p ro te in tüketimlerinin de azaldığı görülm ekle beraber, g ruplar arası fark istatistiksel olarak ö nem siz bulunmuştur (p>0.05). Bireylerin protein tüke­

(8)

4 8 ERSOY G„ AK.BULUT G.Ç..

tim leri R D A 'y a g öre d e ğ e rle n d irild iğ in d e ise, g en el o la ra k d ü şü k s o sy o -e k o n o m ik d ü zey d e y a şa y a n b ire y le rin % 6 0 'ı ö n e rile n d e ğ e rle rin a ltın d a p ro tein tüketm ektedir. Bu durum et ve ürünlerinin yetersiz tüketim i ile açıklanabilir. Bir b a ş k a ç a lış m a s o n u c u n a g ö re d e , s o s y o ­ ekonom ik düzeyi düşük olan yaşlıların protein alım lannın 40.8-51.6 g/gün arasında olduğu sap­ ta n m ış tır (17). P e n n a th u r'u n (1 8 ) y a p tığ ı b ir çalışm aya göre, yaşlılara 9 hafta boyunca 0.45 g /k g /g ü n p ro tein v e rilm e si so n u cu n d a y ağ sız doku k itlesi kaybı ve im m ün y a n ıtta azalm a, güvenli protein alim inin kadın ve erkeklerde 1- 1.2 g/kg/gün (~65 g/kg) (iyi kalite kaynaklı pro­ tein) olması gerektiği gösterilmiştir. Baykan (19); 3 ayn il ve 6 kurumda 203 yaşlı üzerinde yaptığı araştırm asında yaşlıların enerji, yağ ve protein tü k e tim le rin in ö n e rilen d e n fazla, A v ita m in i tüketim lerinin ise önerilenin altında olduğunu göstermiştir.

B ire y le rin tü k e ttik le ri k a rb o n h id ra t m ik ta rı d e ğ e rle n d irild iğ in d e , k a rb o n h id ra t tü k e tim i düşük sosy o-ekonom ik d ü zey de en y ü k se k tir (173 g/gün). Sosyo-ekonom ik düzeyin artışı ile birlikte tüketim düzeyinin de düştüğü görülm ek­ tedir (p<0.05). Sosyo-ekonom ik düzeyi düşük olan toplumlarda ekmek ve unlu besinler diyetin temel enerji ve karbonhidrat kaynağıdır (10). Bu ç a lışm a d a da s o sy o -e k o n o m ik d ü z e y i d ü şü k grupta karbonhidrat kaynağı olarak beyaz ekmek ve unlu besinlerin daha fazla tüketildiği bulun­ m uştur. D iyetin içerdiği yağ m iktarı ve çeşidi s e ru m k o le s te r o l, tr i g li s e r i t v e l ip o p r o te in dü zeyini değiştirerek ileri yaşlarda d ejen eratif h a s ta lık la r d a n b a z ıla rın ın o lu şu m u n a zem in h azırlam ak tad ır, Bu b ilg ilerin ışığında diyette yağdan gelen enerjinin oranının %25-30 (50-65 g/gün) arasında olması önerilmektedir. Bu çalış­ m ad a b ire y lerin so sy o-ek o nom ik düzeye göre tü k ettik leri yağ m iktarı o rtalam aları düşükten yüksek sosyo-ekonom ik düzeye doğru sırasıyla, 4 7 .6 ± 2 8 .7 , 4 9 .1 ± 22 .2, 50.4± 21.9 g/gün olarak b ulu nm uştu r (p>0.05). S onuçlardan da görüle­ ceği üzere, yaşlı bireylerin toplam yağ tüketim ­ leri RD A'ya göre kabul edilebilir düzeylerdedir. K ronik hastalıkların önlenm esinde olduğu kadar,

t e d a v is in d e d e ö n e m li b i r b e s i n ö ğ e s i o la n posanın y etişk in lerd e o ld u ğ u g ib i y a ş lıla rd a da önerilen düzeyi g ü nlük 20-30 g /g ü n d ü r (10). Bu araştırm ad a, b ire y le rin o rta la m a p o s a tü k e tim ­ lerinin 15 g/gün o lduğu ve so sy o -ek o n o m ik düz­ eye göre b ir k a rşıla ştırm a y a p ıld ığ ın d a , y ü k sek sosyo-ekonom ik d üzeydeki b ire y lerin d ah a fazla p o s a tü k e ttik le r i g ö z e ç a r p m a k ta d ır . Y ü k s e k s o s y o -e k o n o m ik d ü z e y d e y a ş a y a n b ir e y le r in kepekli ekm ek, seb ze v e m ey v e tü k e tim le rin in , d ü ş ü k s o s y o - e k o n o m ik d ü z e y d e is e k e p e k li ekm ek tü k etim i y e rin e b e y a z e k m e k tü k e tim in diğ er g ru p lara o ra n la d a h a fa z la o lm a sı b u n u n nedeni olabilir. Aynı zam and a k u ru b ak lag illerin , m evsim in yaz olm ası n edeniyle bü tün g rup lard a yetersiz tüketildiği dikkati çekm iştir. M ozaffarian ve a rk a d a ş la r ın ın (2 0 ) y a ş lı b i r e y l e r in ta h ıl, m eyve ve sebze tü ketim ini a ra ştırm a k am a c ıy la yaptıkları çalışm ada, po san ın (16.2 g /g ün) ö zel­ lik le k a r d iy o v a s k ü le r h a s ta l ık l a r g ib i k r o n ik h a sta lık lara k arşı k o ru y u c u e tk is in in o ld u ğ u n u göstermişlerdir.

V itam inler ve m in eraller y aşam ın h e r d ö n em in d e insan s a ğ lığ ı iç in ö n e m in i k o ru y a n b e s in e le ­ m entleridir. Ö zellikle k ollo jen y a p ım ın d a önem li olan C vitam ini v ücu tta d a m a r y a p ısın ı k o ru y u ­ cudur. Yapılan bir ço k araştırm ad a, seru m askor- bat düzeyi ile seru m k o leste ro l d ü z e y i a ra sın d a ters b ir iliş k in in v a rlığ ın a iş a r e t e d ilm e k te d ir (21). Bu nedenle y aşlılar için ö nem i fazladır. Bu çalışm ada b ire y le rin A , B l , B 2, C , E v ita m in ­ lerinin sosyo-ekonom ik düzey in d ü şü şü n e p aralel o la r a k a z a ld ığ ı v e R D A 'n ın a l t ı n d a ( < % 6 7 ) t ü k e t il d i ğ i s o n u c u n a v a r ı l m ı ş t ı r ( p < 0 . 0 5 ) . Ankara'da ev koşullarında kalan y a şlıla r üzerind e y apılan b ir a ra ştırm a d a e n e rji, p ro te in , A , B l , B2, C v itam in i ve n ia sin y e te r s iz lik y ü z d e le ri erkeklerde sırasıyla % 46, % 31, % 51, % 58 , % 53, % 20, % 64; k a d ın la rd a ise s ıra s ıy la % 4 3 , % 28 , % 57, % 55, % 48, % 22, % 64 olarak sa p ta n m ıştır (2 2 ). B e n z e r b i r ç a lı ş m a A n k a r a 'd a S e y r a n B a ğ la n H u z u re v i'n d e v e K e ç iö re n G ü ç s ü z le r Y urdu'nda kalan 133 y aşlı ü z e rin d e y ap ılm ıştır. Enerji, protein, A, B l, B2 vitam in leri ve niasini yetersiz tüketenlerin oranını erk ek lerd e sırasıy la % 72, % 96, % 48, % 6 0 , % 5 4 , % 5 9 , k a d ın la rd a sıra sıy la % 73, % 88, % 4 8 , % 5 9 , % 55 ve % 5 4

(9)

F a rk lı S o s y o - E k o n o m ik D ü z e y le rd e Y a ş a y a n 65 Y a ş Ü stü B irey lerin B e slen m e v c F izik sel A ktivite D urum larının

D e ğ e rle n d irilm e s i 4 9

o ld u ğ u b u lu n m u ş tu r (2 2 ). B ir b a şk a çalışm ada, y a ş la n 7 4 -7 9 a ra sın d a değ işen 807 bireyin C vit­

a m in i a lı m l a r ı n ı d e ğ e r le n d ir ilm iş v e s o n u ç ta m e y v e v e s e b z e tü k e t im i n in y a ş lı b ire y le r in s a ğ l ı ğ ı n ı o l u m l u y ö n d e e tk i le d i ğ i s o n u c u n a v a r ı l m ı ş t ı r (2 2 ). B u ç a lış m a d a , d ü ş ü k s o s y o ­ e k o n o m ik g ru p ta k i b ire y le rin sü t ve ürünleri ile se b ze -m e y v e g ru b u n u d iğ er gruplara oranla daha a z t ü k e t m e l e r i , ö z e l l i k l e A , C v i ta m i n i v e ribo flav in i d ü z e y le rin in düşük olm ası ile açıklan­ abilir.

Ç a l ış m a d a b i r d i ğ e r d ik k a t ç e k ic i b u lg u da, dem ir, çink o ve k alsiy u m gibi m inerallerle birlik­ te f o lik a s it in d e g e n e l o la r a k tü m g ru p la rd a d ü ş ü k d ü z e y le rd e tü k e tild iğ i, an cak en önem li fark ın d ü şü k s o sy o -e k o n o m ik düzeydeki grupta o ld u ğ u sa p ta n m ıştır (p>0.05). B u grupta, süt ve ü r ü n l e r i i le e t g r u b u b e s i n l e r i n , m a d d i o l a n a k l a r ı n y e t e r s i z l i ğ i n e d e n i y l e d ü ş ü k t ü k e t i l m e s i b u s o n u c u d e s te k l e m e k te d i r . Y aşlanm a ile b irlik te k em ik m ineral kaybı başla­ m ak ta, m en a p o z u tak ib e n östro jen yetersizliğin­ den d o lay ı k e m ik y o ğ u n lu ğ u hızla azalm aktadır ( y ı l d a % 2 - 5 ) . O s t e o p o r o z o lu ş u m u s o n u c u k e m ik le rd e k i z a y ıfla m a son u cu k alça ve eklem k ırık ları, y aşlıla rd a sıklıkla rastlanılan bir durum ­ dur. B u n e d e n le , ö z e llik le de k a d ın la rd a diyet k a l s i y u m u n u y e t e r l i t ü k e t m e k ö n e m lid ir . Y aşlılarda en sık görülen hastalıklar sorulduğun­ da k e m ik -e k le m h a sta lık ları ço ğ u nlu ğ u o lu ştur­ m aktadır. B ir d iğ er önem li m ineral olan dem irin, y a ş lıla rd a y e te rs iz liğ in in sap tan m ası; m ide asit s a lg ısın ın a z alm a sı, çeşitli g astro -in testin al sis­ te m h a s t a l ı k l a r ı v e y a i l a ç l a r ı n ( a s p r in , a n tik o a g ü la n , a r tir it, v b ) e tk ile ri so n u c u biy - o y a r a r lı ğ ın ı n d ü ş m e s i ile a ç ık la n a b ilir (23 ). Y apılan b ir çalışm ad a, A nkara'nın dört sem tinde 65 y aş ü z e ri 115 y a şlın ın % 50 'sin in kalsiyum u d ü ş ü k tü k e ttiğ in i g ö s te rm iş tir (2 4 ). B ir başka ç a lışm a d a ise, A n k ara'd a farklı sosyo-ekonom ik d ü z e y d e 3 1 4 y a ş lın ın (6 0 -7 4 y aş arası) sadece k a ls iy u m tü k e tim d u ru m u n u a ra ş tırm ış la rd ır. S o sy o -ek o n o m ik düzeyin süt ve ürünleri tüketi­ m in i e tk ile d iğ i v e tü m b ire y le r in % 4 4 .5 'in in k a ls iy u m u y e te rs iz tü k e ttik le ri s o n u c u n a v a r­ m ışlardır (22). G enellikle yaşlı bireylerde diyetle ç in k o a lım ı ve e m ilim i genç b ire y lerd e n daha

d ü ş ü k tü r .D ü ş ü k ç in k o d ü z e y i, y a ş lılık ta tat duyusunun azalm asına neden olabilmektedir. Et, ta v u k , b a lık g ib i e t g ru b u b e s in le r v e y a ğ lı to h u m la r ç in k o n u n iyi k a y n a k la rıd ır. B u n u n yanın da ku rubaklagillerin uygun şekilde hazır­ lanm ası ve p işirilm esi, ekm ek gibi tahıl ürü n­ lerin in m ay a lan d ırıla ra k tü k etilm esi çinkonun biyoyararlılığm ı artırm aktadır (24,25). Bu çalış­ m ada da, özellikle düşük-sosyo ekonom ik düzey­ deki bireylerin et ve ürünlerini az tüketm esi ve m evsim in yaz olması nedeniyle de kurubaklagil tüketim lerinin düşük olm ası, çinko alım düzey­ lerin düşük olm asını etkilem iş olabilir.

Y e te rli v e d e n g e li b e s le n m e n in ö n e m li unsurlarından biri de düzenli öğün tüketim idir. Ö z e llik le y a şlıla rd a , sin d irim i k o la y la ştırm a k am acıyla öğün sayısının arttırılıp, öğünde yenen­ lerin m iktarını azaltm ak gerekebilir. Bu çalışm a­ da a n a ve a ra ö ğ ü n tü k e tim d u ru m la rı in c e ­ len d iğ in d e, b ire y le rin % 5 7.3'ü n ün an a öğünü, özellikle öğle öğününü atladıkları bulunm uştur. En az 1 ara öğün tüketenlerin oranının da yak ­ laşık olarak % 65 olduğu ve bu öğünde m eyve- sebze, süt, m eyve suyu, çay ve kahve tükettikleri saptanmıştır. Ancak, bu ara öğünün, atlanan ana öğün yerine tüketildiği gözlem lenm iştir. Bu yaş grubunu n günde üç ana ve en az b ir ara öğün tüketm esi önerilmektedir. Çünkü, ara öğünler ana ö ğ ü n lerd e y e te rsiz tü k etilen b esin g ru plarının karşılanm asına yardım cı olmaktadır Bu çalışma­ da da özellikle düşük sosyo-ekonom ik düzeydeki bireylerin ana öğünlerinde süt, sebze ve meyve gibi besinleri yetersiz tükettikleri saptanm ıştır. Yaşlılıkta susam a duyusunun azalması nedeniyle y e te rin c e sıv ın ın tü k e tilm e m e si, b ö b re k le rin idrarı konsantre etme yeteneği ile renin etkinliği ve aldosteron saliminin azalması sonucu böbrek­ lerin suyu geri em m e bozukluğu, bazı ilaçların (diüretik, laksatif) kullanımı dehidrasyona neden olm aktadır (13). Bu çalışm ada, toplam sıvı (su, çay , k a h v e , m ey v e su y u , a y ra n ) tü k e tim in in so sy o -ek o n o m ik d ü zey e göre fa rk lılık g ö ste r­ m ediği, ancak önerilen düzeye yakın değerlerde sıvı tü k e tild iğ i b u lu n m u ştu r ( - 2 3 0 0 m l/g ü n ). Ayrıca, yüksek sosyo-ekonom ik düzeyde yaşayan b irey lerin kahv e tü ketim lerin in y ü k sek o lduğu dikkati çekmiştir.

(10)

5 0 E R S O Y G ., A K B U L U T G .Ç .

İnsan yaşamının ileri dönemlerinde sosyal yaşam değişiklikleri ile birlikte yaşa bağlı olarak insan v ü c u d u n d a o l u ş a n m e t a b o l i k v e f i z y o l o j i k değişimler, yeni bir yaşam biçimini gerekli kıl­ maktadır Yaşlanmayla birlikte, bazal metaboliz­ m a hızının yavaşlaması, fiziksel aktivitenin dur­ gunlaşması ve kas hareketlerindeki verimliliğin ve m o t o r y e t e n e ğ i n a z a l m a s ı s o n u c u e n e rji g e re k sin m e si a z a lm a k ta d ır (25,26). V ü c u d u n yağsız doku kitlesi, dinlenme enerji harcamasını e tk ile m e k te , 40 y a ş ın d a n s o n ra y a ğ s ız doku kitlesinde her 10 yıllık dönemde %2-3 azalma görülmektedir (25). Buna paralel olarak dinlen­ me metabolik hızı da azalmaktadır. Bireyin enerji gereksinmesi dinlenme metabolik hızı ve fiziksel aktiviteler için harcadığı enerjinin toplamına eşit­ tir (27). Bu çalışmada, sosyo-ekonomik düzey yükseldikçe bireylerin toplam eneıji harcamaları ( T E H ) a z a l m a k t a d ı r ( s ı r a s ı y l a ; 2 0 7 4 509 kkal/gün, 1955 431 kkal/gün, 1955 397 kkal/gün) (p<0.05). Y üksek sosyo-ekonom ik düzeydeki bireylerde maddi olanak ve fiziksel koşullarının daha iyi olması ile açıklanabilir.

D ü n y a S a ğ lık Ö rg ü tü ( W H O ) , H a s t a l ı k l a r ı Önlem e ve Kontrol M erkezi'ne göre, fiziksel aktivitenin artması, sağlıklı yaşam sürecinin uza­ m as ın a ve yaşam k a lite sin in ge liş tirilm e s in e yardım cı olmaktadır. Yetersiz fiziksel aktivite sağlığın korunmasında olumsuz etkilere yol açan b i r r is k f a k tö r ü o la r a k k a b u l e d il m e k t e d ir . Yetersiz beslenm e durumunda, fiziksel olarak a k t i f o lm a y a n y a ş lıla rd a , a ğ ırlığ ın ço ğ u kas dokusundan kaybedilir (28,29). Tablo 3'de birey­ lerin fiziksel aktivite konusundaki bilgi düzeyler­ ine bakıldığında, sosyo-ekonomik düzeyin artışı ile b irlik te "eg z e rsiz in sa ğ lığ a o lu m lu etkisi vardır" diyenlerin sayısında bir artış görülmekte­ dir (sırasıyla; %68.0, % 8 1.1, % 9 1.3) (p<0.05). Bireyler arasında "sağlıklı yaşam ", egzersizin sağlık üzerindeki en olumlu etkisi olarak belir­ tilmiştir. Aliyeva'nın (30) çalışması bu araştır­ m anın bulgularını d estekler niteliktedir. Buna göre, y a ş lıla r ın e g z e rs iz y a p m a n e d e n i % 94 oranında "sağlığı korumak" olarak belirtilmiştir. Y aşlılara u y g u la n a n e g z e r s iz p ro g ra m la rın ın fiziksel u y g u n lu ğ u , ç e vikliği ve cevap hızını geliştirm e potansiyeli olduğu belirtilm ektedir.

Aynı z a m a n d a kas k u v v e tin i, e s n e k liğ i, k e m ik sağlığını, kardiyovasküler ve respiratuar yanıtı ve aktivite toleransını artırmaya da y ardım etm ekte­ dir. Ayrıca, egzersizin yaşlıların ya şam kalitesini ve k e n d in i iyi h i s s e t m e d u y u s u n u e t k i l e y e n sosyal ve psikolojik y a ra rla n o ld uğu da g öster­ ilmiştir. Bu çalışmada, düzenli e g z e rs iz y a p a n ­ ların oranı, d ü ş ü k te n y ü k s e k s o s y o - e k o n o m i k d ü z e y e göre s ır a s ıy la , % 4 1 .3 , % 5 0 . 6 , % 5 1 .3 olarak bulu nm uştur (p<0.05). Ö z e llik le y ü k s e k s o s y o -e k o n o m ik d ü z e y d e k i b i r e y l e r i n e ğ it im düzeyinin yüksek olması, konuy la ilgili yayınları izlemeleri ve yaşam biçimi haline dönüştürm eleri olumlu bir b u lgu du r. D ü z e n li e g z e r s iz y a p m a o r a n ı n ı n s o s y o - e k o n o m i k d ü z e y e g ö r e a r t ı ş g ö s t e r m e s i n e k a r ş ı n , b u g r u p i ç i n d ü ş ü k d ü z e y l e r d e o l d u ğ u s ö y l e n e b i l i r . K u s h i v e a rk a d a ş la r ı (3 1 ), 5 5 - 6 9 y a ş a r a s ı 2 2 6 0 p o s t- menapozal yaşlı kadında 7 yıl süresince yapılan çalışmada, orta düzey fiziksel aktivitenin artırıl­ m a s ın ın k a r d i y o v a k ü l e r v e s o l u n u m s i s t e m i h a s ta lık la r ı r is k in i a z a l t t ı ğ ı n ı b e l i r t m i ş l e r d i r . D üzenli egzersiz y a p a n la rın b ü y ü k ç o ğ u n lu ğ u sağlıklı olmak ve kendilerini daha iyi hissetm ek için aktivite yaptıklarını söylem işlerdir. Sıklıkla y a p ı l a n a k t i v i t e t ü r ü n ü n t ü m g r u p l a r i ç i n "yürüyüş" olduğu gösterilmiştir. Yaşlılarda ö zel­ likle inaktif olanlarda egzersiz program ları daha uzun süreli eğitim g erekecek şek ilde d ü z e n le n ­ melidir. B irço k d e ğ iş ik liğ in y a ş l a n m a d a n ç o k sedanter y a ş a m d a n k a y n a k la n d ığ ı n ı n b ilin d iğ i günümüzde, egzersiz ve fiziksel aktivite alışkan­ lığ ın ın y a ş l a n m a d a n ö n c e e d i n i l m e s i b i r e y i n sağlığını koruduğu kadar toplum sal sağlık içinde gerekliliği tartışılm azdır (2). G ü n d e 30 d a k ik a o rta y o ğ u n l u k t a y a p ı l a n f i z i k s e l a k t i v i t e n i n , yaşlılarda yağsız doku kaybını (sarkopeni) azalt­ tığı, kemik mineral dansitesini arttırdığı, osteo- poroza ve çeşitli kronik hastalıklara karşı koruyu olduğu bilinmektedir (32,33).

S O N U Ç V E Ö N E R İ L E R

Bu çalışmanın sonuçlarına göre, sosy o -ek ono m ik d üzey arttıkça R D A 'y a gö re b e s le n m e d u r u m u " y e t e r l i " s ı n ı r l a r i ç e r i s i n d e o l a n y a ş l ı l a r ı n oranının arttığı; düzenli fiziksel aktivite y a p a n ­ ların o ra n ın ın ise, a z a ld ığ ı d i k k a t i ç e k m iş tir.

(11)

F a rk lı S o sy o -E k o n o m ik D ü z e y le rd e Y a şa y a n 65 Y aş Ü stü B ireylerin B eslenm e vc Fiziksel A ktivite D urum larının 5 1 D e ğ e rle n d irilm e s i

Yaşlılık d ö nem in de sağlık, bakım ve rehabilitasy­ on h i z m e tl e r i sa ğ lık lı ve a k ti f y a ş am süresini u z a tm a k t a d ır . S a ğ lık lı y a ş la n m a d a en önem li h e d e f , s a ğ l ı ğ ı n g e l i ş t i r i l m e s i , h a s ta l ık l a r d a n k o r u n m a v e tem el sağlık hizm etlerinin sağlan­ m ası; y a ş lıla r için özel sağlık ve sosyal servis ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Düzenli egzersiz, fiziksel a ktivite ve yeterli-dengeli beslenme ile y a ş l ı b i r e y i n y a ş a m k a li te s i a r t ı r ı la r a k d a h a bağım sız bir yaşantı sürmesi sağlanacaktır.

K A Y N A K L A R

1- Y ılm azer İ, Gürdağ M. Yaşlılık ve yaşlılıkta beslenme, B eslenm e ve D iyet Dergisi 1982; 11:17.

2. K aradum an A, Y iğiter K, Aras Ö, Yakut Y. Yaşlılıkta fiziksel bağım lılık ve yaşam kalitesi, Yaşlılık Gerçeği, H.Ü. G EBA M Yayını, Ankara, 2004:79.

3. A n n e m ie n H N ve ark. R elation o f dietary quality, p h y s ic a l a c tiv ity , and sm o k in g h ab its to 10-year c h a n g es in h ea lth status in o lder E uropeans in the S EN E C A study, A m erican Journal o f Public Health 2003;93(2):318.

4. P irlic h M , L ochs H. N u tritio n in the elderly, B est P r a c ti c e & R e s e a r c h C lin ic a l G a s tro e n te r o lo g y 2003;15(6):869.

5. Lee RD, N iem an DC. Nutritional Assessment. WM.C. Brovv Com m unications, Inc. Oxford,1993.

6. F o o d a n d N u tr itio n B o a rd C o m m is s io n on L ife S ciences N ational R esearch C ouncil Recom m ended D ie t a r y A llo v v a n c e s, N a tio n a l A c a d e m y P re ss, W ashington D.C, 1989.

7. Jo n es I. T he n u trition o f elderly people, Journal o f H um an N utrition and D ietetics 1999; 12:483.

8. Erdil F, Çelik SÇ, Baybuğa MS. Yaşlılık ve hemşirelik h izm etleri, Y aşlılık G erçeği, H.Ü. GEBAM Yayını, A nkara, 2004:57.

9. Şahin G, B aydar T. Yaşlılarda ilaç kullanımı, Yaşlılık G erçeği, H.Ü. GEBAM Yayını, Ankara, 2004:47. 10. K u tsa l Y K . 1 E k im U lu s la r ara sı Y a ş lıla r G ünü,

A ctual M edicine 2003;8:3.

11. Baysal A ve ark. D iyet el kitabı, 4. baskı, Hatipoğlu yayınevi, A nkara, 2002.

12. B aykan S, Pekcan G. A nkara'nın çeşitli sem tlerinde yaşayan elli beş yaş üstü nüfus grubundaki bireylerin beslenm e alışkanlıkları ve genel sağlık durumları, HÜ. Tıp/C errahi Bülteni 1982; 15:1.

13. G oodhart R, Shills M. M odem Nutrition in Health and Disease, Lea and Febiger, Philadelphia, 1974:682. 14. G ürdağ M. G ülhane A skeri Tıp Fakültesi ve Eğitim

H astan e'sin e başvuran veya tedavi olan em eklilerde em ekliliğin genel sağlık ve beslenm e alışkanlıklarına etkisi üzerine bir araştırma, mezuniyet sonrası eğitim çalışm a raporu, Ankara, 1982.

15. Rakıcıoğlu N. Yaşlılıkta Beslenme, Sağlıklı ve başarılı yaşlanma, H.Ü. GEBAM yayınlan, Ankara, 2004. 16. Charlton KE, Rose D. Nutrition among older adults in

Africa: the situation at the beginning o f the millenium, Journal o f Nutrition 2001; 131:2424.

17. Tucker KL, Buranapin S. Nutrition and aging in devel- oping countries, Journal o f Nutrition 2001;131:2417. 18. Pennathur A, Magham R, Contreras LR, Dowling W.

Daily living activities in older adults: Part 1-a review o f physicial activity and dietary intake assessm ent m e th o d s, I n te r n a tio n a l J o u rn a l o f I n d u s tr ia l Ergonomics 2003;32:389.

19. Baykan S. Türkiye'de yaşlıların barındığı altı kurumda beslenm e durum u ve bununla ilgili bazı faktörler, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Doktora tezi, Ankara, 1972. 20. Mozaffarian C, Kumanyika J, Lemaitre RN, Olson JL,

Burke GL, Siscovick DS. Cereal, fruit and vegetable fire intake and the risk o f cardiovascular disease in elderly individuals, JAMA 2003;289( 13): 1659. 21. John HS, Dempsey PM. The relation o f ascorbic acid

and folic acid for the olds'. Journal o f the Irish Medical Association 1974; 9:247.

22. R akıcıoğlu N. Özel grupların beslenm e durum ları: Yaşlılık, Ankara İli Beslenme Alışkanlıktan ve Mutfak Kültürü, Sempozyum Bildirileri ve Katalog, Ankara,

1999.

23. Ervin RB, Stephenson JK. Mineral intakes o f elderly adult supplem ent and non-supplem ent users in the T hird N ational H ealth and N u trition Exam ination Study, J Nutr 2002;132:3, 427.

24. C h ern o ff R. (Ed.). G eriatric N utrition, The H ealth P ro fe s s io n a ls ' H a n d b o o o k , 2nd e d itio n , A SPE N Publication, Gaithersburg, 1999.

25. Baysal A. Beslenme, 8. Baskı, Hatipoğlu yayınevi, Ankara, 1999.

26. R akıcıoğlu N. Yaşlı B eslenm esi, K utsal YG. (Ed.) Geriatri 2002, H.Ü. GEBAM yayını, Ankara, 2002. 27. Keep fit for life. Meeting the nutritional needs o f older

persons, World Health Organisation, 2002.

28. Gregg EW, Cauley JA, Stone K, Thompson TJ, Bauer D C, C um m ings SR, E n sru d KE. R e la tio n sh ip o f changes in physical activity and mortality among older women, JAMA 2003; 289(18):2379.

29. Arslan P, R akıcıoğlu N. Beslenm e risk taram ası ve yaşlı beslenm esi, Y aşlılık G erçeği, H.Ü. G EBAM Yayını, Ankara, 2004:97.

30. Aliyeva İ. Bakü Bilgah Huzurevi'nde kalan yaşlılann d u r u m la rın ın b e lir le n m e s i, H Ü . H a lk S a ğ lığ ı Hemşirelik Programı Bilim Uzmanlığı Tezi, Ankara, 2003.

31. Kushi L ve ark. Physical activity and mortality in post- menaposausal women, JAMA 1997;277:1287.

32. Curl WW. Aging and exercise: are they compatible in vvomen? Clinical Orthopaedics and Related Research 2000;372:151.

33. Ersoy G. Egzersiz ve Spor Yapanlar için Beslenme ile İlgili Temel İlkeler, Nobel Yayınevi, Ankara, 2004.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, eğri eksenli çubukların düzlem içi statik ve dinamik davranışlarına ait denklemler, eksenel uzama, kayma deformasyonu ve dönme eylemsizliği etkileri göz

Sosyal ve ekonomik faaliyetler insanoğlunun temel toplumsal faaliyetlerini oluĢturmaktadır. Toplumsal bir varlık olarak insanoğlunun hayatını devam ettirebilme

Buna göre çalışmamızdaki yüksek gelir grubuna ait katılımcıların ağırlık değerleri, asgari ücret ve orta düzey gelir grubuna ait katılımcılardan

Her iki grup PASE sonuçları karşılaştırıldığında; kendi evinde kalan yaşlıların PASE boş zaman aktivite puanı, ev işi aktivite puanı ve toplam puanları

Berthe Gaulis, Adana’dan Beyrut üzerinden ülkesine döndükten sonra, Mustafa Kemal Paşa’ya da söz verdiği gibi, Türk davası lehinde çalışmalarını sürdürmüştür.

Onur (2012:11-12), Türkiye mü- zeciliğinin en büyük sorunlarından bi- rinin müzelerin durumunu inceleyen periyodik raporların sayıca eksikliği olduğunu belirtir.

“Deneysel Yaratıcılık Programı” deneme grubu çocukların, bilişsel gelişimleri ile ilgili davranışlarını etkileyip etkilemediğini test etmek için deneme ve kontrol

Evrim Ölçer Özünel’in kent kültü- rü üzerine halk bilimi penceresinden getirdiği bu yeni bakış açısı, “kent ve kültür aktarımı” gibi sorunlu bir alan- da