• Sonuç bulunamadı

Ransom Slavery along the Ottoman Borders (Early Fifteenth-Early Eighteenth Centuries) (Osmanlı Sınırlarında Fidye Esareti (Onbeşinci Yüzyılın Başlarından-Onsekizinci Yüzyılın Başlangıona Kadar)), ed. Geza David and Pal Fodor, Leiden-Boston: Brill 2007, XX

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ransom Slavery along the Ottoman Borders (Early Fifteenth-Early Eighteenth Centuries) (Osmanlı Sınırlarında Fidye Esareti (Onbeşinci Yüzyılın Başlarından-Onsekizinci Yüzyılın Başlangıona Kadar)), ed. Geza David and Pal Fodor, Leiden-Boston: Brill 2007, XX"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ransom Slavery along the Ottoman Borders (Early Fifteenth-Early Eighteenth

Centuries) (Osmanl~~ Sm~rlarmda Fidye Esareti (Onbe~inci Yüzy~l~n

Ba~larm-dan-Onsekizinci Yüzy~l~n Ba~lang~ona Kadar)), ed. Geza David and Pal

Fodor, Leiden-Boston: Brill 2007, XX+253, ISBN: 97890 04 15704 O.

Ceza David ile Pal Fodor'un editörlü~ünü üstlendi~i Ransom Slavery along the Ottoman Borders

(Early Fifteenth-Early Eighteenth Centuries) (Osmanl~~ S~n~flar~nda Fidye Esareti (Onbe~inci Yüzy~hn

Ba~lar~ndan- Onsekizinci Yüzy~l~n Ba~lang~cma Kadar)) adl~~ kitap, Brill Yaymevinin "The Ottoman Empire and Its Heritage" (Osmanl~~ imparatorlu~u ve Miras~) sensinde otuz yedinci cilt olarak ç~k-m~~t~r. Bu çal~~ma, E~~~iko Csukovits, Istvan Tringli, Arpad Nogrady, Ceza Palffy, Klara Hegyi, Ferenc Szakaly, Istvan György Toth, Zsuzsanna J. Ujvary, Janos J. Varga, Ceza David, Maria Ivanics ve Pal Fodor olmak üzere on iki Macar ara~unnaan~n konuyla ilgili makalelerini ihtiva etmektedir. Ayr~ca kitab~n ba~~ k~sm~nda içindekiler (V-VI), önsöz (VII-VIII), K~saltrnalar (IX) ve Giri~~ (XI-XX) bölüm-leri yer almaktad~r.

Ceza David ve Pal Fodor'un editör olarak kaleme ald~~~~ kitab~n önsöz'ünde yine kendilerinin editörlü~ünü yapt~~~~ ve 2000 y~l~nda ayn~~ yarnevinin bast~~~~ Ottomans, Hungarians, and Habsburgs in Central Europe. The Military Confines in the Era of Ottoman Conquest (Orta Avrupa'da Osmanh-lar, Macarlar ve Habsburglular. Osmanl~~ Fetih Döneminde Askeri S~n~r Bölgeleri) adl~~ eserde fidye esareti ile ilgili ikinci bir cildin haz~rland~~~~ duyurulmu~tur. Ayr~ca editörler, Macar Bilimler Akade-misi Tarih Enstitüsünde ba~lat~lan projenin bir parças~~ olarak dü~ünülen bu eserin okuyuculanna kavu~mu~~ olmas~ndan da memnuniyet duyduklar~n~~ belirtmektedirler. Bu eseri haz~rlamakla asl~nda editörler, de~i~ik ara~t~rma ekolleri aras~ndaki dengeyi sa~lama ve Osmanh dönemine ili~kin Macaris-tan'da yeni bulgular bulmaya de~er verdiklerini gösterme arzular~n~~ ortaya koymaktad~r. Eserin haz~rl~k a~amas~nda sadece tam anlam~yla Osmanl~~ denetiminde bulunan bölgeler hakk~nda yap~lan konu~malardan ve yaln~z Türk ve K~r~m Tatar kaynaklar~~ kullanan yazarlar~n dahil edilmesinden kaynaklanabilecek tek tarafhl~ktan da kaçm~lmaya çal~~~ld~~~~ ifade edihnektedir. Bundan dolay~~

de~i-~ik ar~iv malzemesine dayanan Habsburg-Macar tarihi ara~u~rmac~larm~n da katk~da bulunmalar~~

istenmi~tir.

Kölelikten fidye sa~laman~n yayg~n bir u~ra~~ olup olmad~~~~ konusunda bu kitap, ikna edici bir fikir vermemektedir. Burada daha çok esir alma teknikleri ve kölelerden, ailelerinden ve cemaade-rinden para ve yarar sa~lama projeleri konusunda daha fazla bilgi bulmak mümkündür. Fidye esare-tine dair bu kitap, proje çal~~malar~~ a~amas~nda vefat eden Ferenc Szakaly ve Istvan Gyorgy Toth'un an~lar~m ithaf olunmu~tur.

Kitab~n "Giri~" k~sm~~ XI. ila XX. sayfalar~~ aras~nda yer almaktad~r. Burada köleli~in insanl~k tarihinin en sürekli fenomenlerinden biri oldu~u vurgulanmaktad~r. Son iki yüzy~l haricinde insanla-r~n esir al~nmas~, meta niyetine kullan~lmas~~ do~al say~l~nakta ve yayg~n olarak kabul edilmekteydi. Erken dönem ~slam tarihinde de Kölelik gündelik hayat~n~n bir parças~yd~. Köleli~in önemi, eski Orta Do~u medeniyederinin bir biri ardmca Müslümanlar taraf~ndan fethinden sonra artt~.

Bununla beraber islam dünyas~nda kölelik Antik dünyada uygulanm~~~ olandan farkl~d~r. Müs-lüman köle sahipleri köleleri had~m, koruma, cariye veya hizmetçi olarak kendi rahatl~klann~~ sa~la-mak, ev ve &Ir-aylar~n~~ korumak veya temiz tutmak için kullan~yorlar& Bu hizmetkar köleler ticarette s~k s~k önemli yer tutmaktayd~lar ve kültürel hayatta da yer almaktayd~lar. Askeri amaçlarla da kölele-rin zamanla kullan~m~~ artm~~ur. Abbasiler döneminden itibaren daha yeni dönemlere kadar ~slam devletlerinin temel dayana~~, hükümdann hizmetkan olan yabanc~~ kökenli köle askerler olu~turmak-tay& ~slam dininin ö~retileri do~rultusunda ~slam toplumlar~ndaki köleler genel olarak antik dö-

(2)

nemlerdeki kölelerden daha iyi konumdayd~lar. Giri~~ k~sm~nda Pal Fodor, ~slami gelenekteki kölele-rin konumunu ele almaktad~r. Ba~lang~çta ~slam dünyas~ndaki kölelekölele-rin büyük bir k~sm~, Orta ve Do~u Avrupa Slavlan aras~ndan, daha sonra da Avrasya bozlurlanyla Afrika'dan gelir olmu~lad~r. Osmanl~lar, Bat~~ yönünde ilerlemeleri esnas~nda Balkan ve Orta Avrupa H~ristiyanlanm kaç~rmak suretiyle köleler elde etmi~tirler. Sürekli sava~larda elde edilen çok say~da kölenin mevcudiyeti, çe~itli alanlarda kullanmak amac~yla toplumun ve devletin talebini art~r~yor ve bu ortam kesintisiz bir ~ekil-de köle alumm~~ sa~liyordu. Köle talebi, yayg~n ve iyi te~kiladanm~~~ bir köle ticareti yaratm~~ur. Köle edinme noktas~nda Osmanl~lar, pek çok uygulamay~~ Bizans, Venedik, Ceneviz, M~s~r gibi seleflerin-den alm~~lard~r.

Osmanl~lar, erkek köleler için kul, ak!, abd-i memluk, gula~n, bende, rakik, halay~k ve kad~n köleler için de cariye, karava~, eme, menduhe, raltika terimlerini kullanmaktad~r. Sava~~ esirleri veya fidye için ahnanlar hakk~nda esir/tutsak (bayan için sebi) terimleri kullan~lmaktad~r. Bu kitap, öncellikle esir ve onlar~n esaret ko~ullar~~ ile köleli~e ad~m atm~~~ kimseleri ele almaktad~r. Son otuz y~lda Osmanl~~ köleli~ine dair çal~~malar artm~~ur. Ancak Osmanh "alunça~" yani ondördüncü ve onyedinci yüzy~llar aras~ndaki döneme dair herhangi bir monografi bulunmamaktad~r. Öncellikle bu kitapta askeri kulluk ve buna ba~l~~ olan yasal sorunlara yer verilmektedir. Örne~in pençik vergisinin Osmanhlarca uygulanmaya ba~lamas~~ gibi. Ara~t~rma konular~ndan bir di~erini de dev~irme usulüyle gayr-i Müslim gençlerin toplanmas~~ veya kul kökenli elitin yasal ve sosyal statüsü olu~turmaktad~r. Bir sonraki a~amada ara~t~rma konulan çe~itlenmektedir. Bu durum son zamanlarda kad~~ sicillerinin yo~un olarak kullamm~mn artm~~~ olmas~ndan ileri gelmektedir. Bu tür kaynaklar, köle ticareti, köle pazar~, köle ithalat~n~n vergilendirilmesi, köle fiyatlar~, kölelerin etnik men~ei, kad~n kölelerin özel problem-leri gibi konularda daha fazla bilgi sunmaktad~r. Yeni ara~t~rmalara göre ba~ta Osmanl~~ Devleti olmak üzere toplumdaki çe~itli gruplar köle i~çilerden yararlanmaktad~r. Askeri kulluk; ev i~lerinde kullan~-lan köleler; zanaat, ticaret ve tar~m i~lerinde kulkullan~-lan~kullan~-lan köleler gibi çe~itli kölelik türleri gözlemlen-mektedir. Bunun yan~~ s~ra uzun süreli özellikle s~n~r bölgelerinde fidye esareti ticareti önem kazan-m~~t~r. Kitab~n amac~, fidye esareti konusuna katk~da bulunmakt~r. Burada yer alan on iki makale sava~~ esirlerinin al~nmas~, adam kaç~nlmas~~ ve fidye esaretiyle ilgilidir. Mekan olarak çal~~malar, K~nm'dan Malta'ya kadar uzanmakta, ancak vurgu Macaristan co~rafyas~na yap~lmaktad~r. Yazarla-r~n Macar as~ll~~ olmas~, çal~~ma mekan~n~~ k~smen agldamaktad~r. Ayn~~ zamanda Macaristan co~rafya-s~, Rus bozlurlan, Kafkaslar ve denizler bölgesi haricinde, köle avalanmn ve köle tüccarlar~n~n ilgi oda~~nda yer alan ba~l~ca bölgedir. Osmanl~lar için XV. yüzy~l Macaristan'dan esir elde etme bak~-m~ndan parlak bir devir olarak görülmektedir. Bundan dolay~~ bu "karanl~k ça~~" ayd~nlatma amac~y-la ilk üç makalenin yazaramac~y-lar~~ taraf~ndan kulamac~y-lan~amac~y-lan kaynakamac~y-lar oldukça de~erli gözükmektedir.

XVI. ve XVII. yüzy~lda esirlerin al~nmas~, esir sahipli~i ve esirlerin de~i~~ toku~u gibi konular hakk~nda oldukça zengin bilgi mevcuttur. Kitaptaki makalelerin büyük bir k~sm~~ bu dönemi incele-mektedir. Bu çal~~malar, esir almmalann temel sebebinin fidye oldu~unu göstermektedirler.

Kitapta yer alan makalelerden ilki, Eniko Csukovits taraf~ndan kaleme al~nm~~t~r. Bu makale, kitab~n 1. ila 18. sayfalan aras~nda yer almakta ve" Osmanh Esaretinden Mucizeyi Kaç~~" (Miraculous Escapes from Ottoman Captivity) ba~h~m~~ ta~~maktad~r. Bu çal~~mada 1396 y~l~nda gerçekle~en Ni~bolu Sava~~'n~n ard~ndan Haçh ordusundan tutsak ahnanlardan ve baz~~ ünlü tutsaklardan isteni-len fidyelerden bahsedilerek Bat~~ Avrupa özellikle Frans~z-Burgundiya ordusunun büyük kay~plar verdi~i vurgulanm~~ur. Ancak bu kay~plar, Macarlann verdikleri kay~plara nazaran çok daha önem-sizdirler. Macar topraklar~na Osmanl~lar taraf~ndan ilk ak~n 1390 y~l~nda yap~lm~~t~r. Bu ak~nlar s~ras~nda ülkenin güney topraklar~~ yani Szeremseg (Sava ve Tuna aras~ndaki bölge) ve Temesköz (Temes nehri ile A~a~~~ Tuna aras~naki bölge) vilayetleri etkilenmi~tir. Ertesi y~l Osmanl~~ ordular~, baz~~ kentleri yerle bir ederek Szeremseg bölgesi içerisinde ilerlemi~lerdir. 1392 y~l~nda alunlar daha çok

(3)

KITAP TANITMA 625 Temesköz bölgesinde yo~unla~m~~t~r. Osmanl~lar, bölgeye girerek h~zl~~ bir ~ekilde esirleri al~p bölgeyi terk etmektedirler. Daha sonraki y~llarda Osmanl~lar yeni bölgelere ula~arak s~n~r bölgesini geni~let-mi~lerdir. 1420 y~l~nda Kral Sigizmund'un A~a~~~ Tuna bölgesindeki tahkimat çal~~malar~, ak~nlarm h~z~n~~ yava~latmas~na ra~men tamamen ortadan kald~ramam~~ur. 1520 y~l~ndan itibaren de Osmanl~-lar, Macaristan'da toprak fetihlerine giri~mi~lerdir. Ak~nc~lar~n ilk hedefi ganimet elde etmektir. Bu ganimet içerisinde yüksek fiyatla esir pazar~nda sat~labilecek tutsaklar önemli yer tutmaktayd~. Bun-dan sonra yazar, Osmanl~lar~n ilk ak~nlar~nBun-dan itibaren Macar topraklar~nBun-dan al~nan esirlere, özellik-le ünlü aiözellik-leözellik-lerden geözellik-len esirözellik-lere dair örneközellik-ler vermektedir. Bunlardan baz~lar~~ için fidyeözellik-ler al~nm~~, baz~lar~~ defalarca esir olarak sat~lm~~, baz~lar~~ da kaçmay~~ ba~arm~~t~r. Eniko Csukovits, giri~~ k~sm~nda aç~kça sorunsal~n~n ne oldu~unu ve hangi kaynaklardan istifade etti~ini belirtmemi~tir. Makalenin geli~iminde as~l hedefinin 1390 y~l~ndan ba~lamak üzere yüzy~llar boyunca Macaristan'~n Osmanl~~ esir pazar~na esirler sa~lad~~~n~~ göstermek oldu~u anla~~lmaktad~r. Makalenin dipnotlar~ndan ise, daha çok Latince yaz~lm~~~ kaynaklardan istifade edildi~i anla~~lmaktad~r.

~stvan Tringli'nin makalesi, kitapta yer alan ikinci makale olup 19. ila 26. sayfalar~~ kapsamak-tad~r. "Osmanl~~ Sava~~ Esirleri Hakk~nda Davalar ve Buzsin'in Ku~at~lmas~~ (1481, 1522)" (Litigations for Ottoman Prisoners of War and the Siege of Buzsin (1481, 1522)) olarak adland~r~lan bu makalede Macaristan'da Osmanl~~ esirlerinin varl~~~~ ele al~nmaktad~r. Macaristan, 1526 ila 1699 y~llar~~ aras~nda Osmanl~~ hakimiyetinde kalm~~t~r. Macaristan'~n Temesköz bölgesinde ise Osmanh hakimiyeti Pasarofça (Polarevac) antla~mas~yla sona ermi~tir. Macaristan'daki Osmanl~~ ara~t~rmalar~~ 1526-1718 y~llar~~ aras~ndaki dönemle s~n~rl~d~r. Daha önceki dönemdeki Osmanl~-Macar ve Osmanl~-H~rvat ili~kileri sava~~ tarihçileri taraf~ndan incelenmektedir. Ancak erken dönem Osmanl~-H~ristiyan ili~kile-rinin baz~~ yönleri, örne~in, köle ticareti henüz yeterince ara~t~r~lmam~~t~r. Macar ve H~rvat esaretinde olan Osmanl~lar hakk~nda bir düzine belge bulmak mümkündür. Macaristan'da Osmanl~~ kölelerinin varl~~~~ da Bat~l~~ seyyahlann dikkatini çekmektedir. Yazar, biri 1481 ve di~eri 1522 tarihli olmak üzere iki kaynaktan bahsetmektedir. Bunlar Macar mahkeme kay~tlar~d~r. Bunlardan ilkinde 1481 y~l~nda iki Türk tutsa~m~n 1500 florin kar~~l~~~nda sat~lmas~~ olay~na de~inilmektedir. Ancak bu iki tutsa~~n kim olduklar~, nerede ve ne zaman tutsak al~nd~klar~~ ve onlar~~ satan~n kim oldu~u konusunda birçok kay~ttan gelen bilgileri özetleyen 1481 tarihli belgede herhangi bir ipucu bulunmamaktad~r. Fakat bu iki Türkün esir olduklar~~ Buzsin kalesinden kaçm~~~ olabilecekleri varsay~lmaktad~r. 1481 tarihli bu belge ~~~~~nda yazar, Osmanl~~ köleleri kar~~l~~~nda fidye istenildi~ini, sat~labildikleri ve sat~n al~nabil-dikleri ve dava edilebilal~nabil-dikleri sonucuna varmaktad~ r.

Buzsin kalesinde hapsedilen Osmanl~lar hakk~nda ilk belgeden k~rk y~l daha geç bir tarihte bir ba~ka belge de bilgi vermektedir. Belgrat kalesinin al~nmas~, Buzsin kalesinde tutsak bulunan Osman-hlara cesaret vermi~tir. Onlar zindandan ç~kmay~~ ba~ararak muhaf~zlar~~ öldürmü~ler ve kaleyi ele geçirmi~lerdir. Dalmaçya, H~rvatistan ve Slavonya banat~~ ~van K~rbavski, Buzsin'i ku~atmak için yeterli güce sahip olmad~~~n~~ dü~ünerek Türklerle müzakerelere ba~lam~~t~r. K~rbavski, Türklere kale kar~~l~~~nda serbest kalmalar~n~~ garanti etmi~tir. Buzsin kalesinden tutsaklar~n serbest b~rak~lmas~~ olay~~ 1521 y~l~n~n sonu ile 1522 y~l~n~n ba~~na tekabül etmektedir. ~lk belgede oldu~u gibi bu belgede de Türk tutsaklan ile ilgili ayd~nlat~lamayan "Türk esirleri Buzsin'e nas~l geldi? Say~lar~~ neydi? Nere-de tutsak al~nd~lar?" gibi baz~~ sorulann ayd~nlaulamad~~~~ görülmektedir. Dolay~s~yla daha çok Os-manl~lar~n Macarlardan ald~~~~ esir ve kölelerden bahseden ilk makalenin aksine ~stvan Tringli' nin çal~~mas~~ Macar ve H~rvatlar tarafindan al~nan Türk tutsaklar~~ konu edinmektedir. Bu iki makalenin a~a~~-yukar~~ ayn~~ dönemleri incelenmesi ve esaret" olgusuna iki farkl~~ cepheden bakmas~, bu fenomene bütünleyici bir yakla~~m getirmesini sa~lamaktad~r.

Arpad Nogrady'ye ait kitaptaki üçüncü makale de "H~rvat Kalelerinde Hapsedilen Osmanl~~ Esirleri ~çin Fidye Listesi (1492)" (A List of Ransom for Ottoman Captives Imprisoned in Croatian

(4)

Castles (1492)) ba~l~~~~ ikinci makalede fikirleri destekleyici veriler sunmaktad~r. Makale 27. ila 34. sayfalar aras~nda yer almaktad~r. Burada 1492 tarihli Bihacs, Ripacs ve Szokol kalelerinde tutsak bulunan Osmanl~~ esirlerinin ödedikleri fidye listesi incelenmektedir. Listede Osmanh esirlerinin büyük bir k~sm~n~n Vardar, Yeni~ehir ve Karaferye'den yani bugünkü Yunanistan'~n kuzeyinden geldikleri anla~~lmaktad~r. Bu liste, Macaristan'da fidyesini ödeyebilecek güçte olan Osmanl~~ esirleri-nin oldu~unu ve bunlar~n da kurtulmak için ödedikleri florin miktarlanm befirtmesi bak~m~ndan önem ta~~maktad~r.

Geza Palffy'nin çal~~mas~~ kitapta "Onaluna ve Onyedinci Yüzy~llarda Osmanl~-Habsburg S~n~r~~ Boyunca Fidye Esareti" (Ransom Slavery along the Ottoman-Hungarian Frontier in the Sixteenth and Seventeenth Centuries) ba~l~~~~ ile 35. ila 83. sayfalar~~ aras~nda yer almaktad~r. Bu makalenin amac~, asl~nda Osmanl~-Macar ortak hukuku ile ilgili tüm konular~~ incelemek de~ildir. Geza Paffy, daha çok köleli~in ve tutsak ticaretinin karakteristik özelliklerini içeren Osmanl~~ ve Macar hukuku-nun ortak yanlann~~ ve mü~terek geleneklerinin baz~~ unsurlar~n~~ bir araya getirmeyi amaçlamaktad~r. Çal~~ma, Budape~te ve Viyana ar~ivlerinden bulunan belgelerden elde edilen yeni bulgulara dayan-d~r~lmaktad~r. Makale, "Osmanl~~ Hakimiyeti S~ras~nda S~n~r Boyunca Esaret Gelenekleri" (Customs of Slavery along the Frontier during the Ottoman Rule, s. 38-42), "Tutsaklarm Elde Edilmesi ve Aç~k Müzayedesi" (The Acquisition and the Public Auction of Captives, s. 42-52), "Özgürlük için F~rsatlar: Kaç~~, Din De~i~tirme, Fidye Ödeme (Opportunities for Freedom: Escape, Conversion, Payment of Ransom, s. 52-57), "Fidyenin Toplanmas~~ ile ilgili Zorluklar" (Difficulties Conserning the Collection of the Ransom, s. 57-68), "Zindanda Ç~karlar~n Temsil Edilmesi" (The Representation of Interests in the Prisons, s. 68-74), "Esir Topluluklarmda Belgelerin Do~rulanmas~" (Authentication of Documents in the Prisoner Communities, s. 75-83) olmak üzere alt~~ altba~l~ktan olu~maktad~r. Bu makalenin bir di~er özelli~i de, her iki tarafta yani Osmanl~~ ve Macaristan topraklar~nda esir alma adetlerini luyas-layarak incelemesidir. Macaristan'da al~nan Osmanl~~ esirlerine örnek verildi~i gibi Osmanl~larca al~nan Macar esirleri de örneklendirilmektedir.

Köle ticareti, Osmanl~-Macar ili~kilerinde oldukça ilgi çekici ve canl~~ bir konudur. Esirlerin al~nmas~~ hem bar~~~ ve hem sava~~ dönemlerinde mümkündü. Öncellikle hem Macarlann hem de Osmanl~lar~n dü~man topra~~~ olarak alg~lad~klar~~ kar~~~ tarafin topraklar~na ak~nlar düzenleyerek ald~klar~~ fidye tutsaklar~na yönelik ticaret dikkat çekmektedir. ~kinci noktada yine her iki taraf~n sava~lar esnas~nda al~p uzak köle pazarlar~nda satt~ldan tutsaklar görülmektedir. Örne~in, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Macaristan'a yap~lan seferler esnas~nda al~nan esirler Saraybosna ve ~stanbul köle pazarlar~nda sat~lm~~lard~r. XVII. yüzy~l~n sonunda Avusturya-Macaristan'~n Osmanl~~ Devletine kar~~~ yapt~~~~ sava~larda Osmanhlardan al~nan esirler, Avusturya asillerine veya Italyan tüccarlar~na sat~lm~~lard~r. Osmanl~-Macar s~n~r~nda fidye esareti, uzun bar~~~ dönemi say~lan 1604-1663 y~llar~~ aras~nda doruk noktas~na ula~m~~t~r. XVII. yüzy~lda fidyecili~in ve insan kaç~rma olayla-r~n~n artmas~, s~n~rdaki köle ticaretinin potansyelini göstermektedir. Bar~~~ zaman~nda esir elde etmek için dü~man topra~ma yap~lan ak~nlar önemli firsatlar yaratmaktayd~. Ayn~~ zamanda alanlar, toprak-lar~n ya~malanmas~~ ve at ve s~~~r stoktoprak-lar~n~n ele geçirilmesi için ortamlar sa~lamaktayd~lar. Bu ak~n-lar, asl~nda bar~~~ anla~malar~n~n aç~kça ihlali anlam~na gelmekteydiler. H~ristiyan veya Osmanl~~ tebaa-s~ndan esir al~nanlar kar~~~ tarafin topra~~nda bulunan zindanlara kapauhyorlard~. Esirin kaderi, onun aileyi konumuna, rütbesine ve askeri hiyerar~ideki önemine ba~l~~ idi. Macarlar aras~ndan al~nan en de~erli esirler, yüksek, orta ve bazen küçük asiller olu~turmaktayd~. Askeri komutanlar da yine de~erli esirler aras~nda say~lmaktayd~lar.

Macarlar aras~ndan al~nan esirler Istanbul'a götürülüyor ve Galata Kulesine, Rumeli Hisanna ve daha sonraki tarihlerde Yedikule Zindan~na kapauhyorlard~. Di~er taraftan Macar krall~k saray~~ için ise yüksek rütbeli Osmanl~~ askerleri de~erli esirler konumundayd~lar. E~er esir alman bir Os-

(5)

KITAP TANITMA

627

manl~~ için ödenen fidye tatmin edici bulunmazsa Osmanl~~ esiri Viyana'ya gönderiliyordu ve buradan pek kurtulma ~ans~~ yoktu. Örne~in Koppany'li Ali Bey 1583 y~l~nda tutsak al~n~p Kral II. Rudolfa (1576-1608) teslim edilmi~tir. Hem Macar hem de Osmanl~~ taraf~ndan dü~ük rütbeli askerler "s~ra-dan esirler" olarak alg~lanmaktayd~lar. Bun"s~ra-dan dolay~~ onlar ba~kente de~il, esir al~nd~klar~~ bölgelere kom~u olan vilayetlerdeki veya sancaklardaki zindanlara kapat~llyorlard~. Üçüncü grup esirleri ise köylüler veya köylü askerler olu~turmaktayd~. Çok say~da bu gruptan gelen kimseler, martaloslar ve Tatarlar ya da imparatorluk ordusundaki askerler tarafindan esir al~nm~~lard~r. Bu tür esaretteki amaç, asl~nda fidye de~ildi. Buradaki amaç, daha çok al~nan bu tür esirlerin ~stanbul veya Almanya veya ~talya köle pazarlar~nda sat~lmalar~d~r. Esir al~nanlar~n askerler taraf~ndan payla~~lmas~~ çe~itli yollardan olmaktayd~. Bazen aç~k artt~rma yoluyla esirler sat~lmaktayd~~ ve elde edilen gelir, askerler aras~nda bölü~türülmekteydi. Sebest katman~n fidye ödemek, kaçmak veya din de~i~tirmek gibi çe~itli yollar~~ vard~. Din de~i~tirme daha çok "ikna" yoluyla mümkündü. E~it de~erdeki yani e~it miktarda fidye getirebilecek esirlerin ikili anla~malar gere~i takasa tabi tutulmas~yla da bir tutsa~~n serbest kalmas~~ mümkündü.

Hem Osmanl~lar hem de Macarlar, fidye toplama i~ini en iyi ~ekilde esirin kendisinin yapabile-ce~ini kabul etmi~lerdir. Her iki taraf da esirin fidyesini toplay~p geri dönmesi konusunda çe~itli kefalet sistemleri geli~tirmeye çal~~m~~t~r. Genelde esir, akrabalar~~ fidyenin bir k~sm~n~~ gönderdikten sonra serbest b~rak~l~rd~. Örne~in Budin'de bir esir serbest kalmas~~ için en az~ndan fidyenin yar~s~n~n ödenmi~~ olmas~~ gerekiyordu. Bir kontrat ile bir Macar asili veya komutan~~ ya da Osmanl~~ subay~~ bir esire serbest kalmas~~ için kefil olabilirdi. Esir sahibi ise fidyenin ödenece~i son tarihi belirliyordu. E~er belirlenen tarihte fidye ödenmezse esir, zindana geri dönmek zorundayd~. Rehin sisteminin de bir esirin serbest kalmas~~ için uygulanageldi~i görülmektedir. Ancak suiistimallere yol açt~~~~ da bilin-mektedir. Esirin akrabalar~n~n fidyeyi toplama i~lemi tamamlanana kadar esirin akrabalar~~ belli say~daki hizmetçiyi tutsak al~nan ki~inin yerine zindana gönderilmekteydi. Kefalet sisteminin, kefil olan ki~iler (özellikle fidyenin ödenmesine kefil olanlar) aç~s~ndan fidyeyi iki kat ödeme veya bir uzvunun kesilmesi gibi çok ciddi cezalara maruz kald~klar~na dair örnekler vard~r. XVI. yüzy~l~n ikinci yar~s~ndan itibaren esir topluluklar~n~n olu~turulmaya ba~land~~~~ görülmektedir. XVII. yüzy~l-dan itibaren ise, esirler katip arac~l~~~yla dilekçe yazmakta ve bunlar~n tasdiki için de mühürler kul-lanmaya ba~lam~~lard~r.

Geza Palffy'nin kapsaml~~ çal~~mas~na bir de~erlendirme yapacak olursak burada kendisinin Osmanl~lar ve Macarlar taraf~ndan uygulanan fidye için esir alma adetlerini, fidye toplama pratikleri-ni ve esirlerin serbest kalmas~yla ilgili uygulamalar~n~~ ak~c~~ bir dille çok say~da örnek vererek ele ald~~~n~~ belirtmemiz gerekir.

Klara Hegyi'nin kaleme ald~~~~ "Macaristan'da Osmanl~~ Kalelerinde Asker Olarak Azad Edilmi~~ Kölelerin [Yer Almas~]" (Freed Slaves as Soldiers in the Ottoman Fortresses in Hungary) kitab~n 85. ila 91. sayfalar~~ aras~nda yer almaktad~r. Bu makalede biri 1553/1554 ve di~eri 1557/1558 olmak üzere iki mevacib defterinden hareketle Macaristan'daki Osmanl~~ kalelerinde Balkan kökenli askerler ele al~nmaktad~r. Özellikle Bosna ve Hersek bölgelerinin Macaristan'daki Osmanl~~ kalelerine en fazla asker gönderen bölgeler olduklar~~ belirtilmektedir. Özellikle topra~~~ az olan köylüler veya kimsesiz çocuklar askerlik görevine al~nm~~lard~r. Macaristan'da Osmanl~~ kalelerinde askerlik yapan di~er bir grup da azad edilmi~~ kölelerdir. Özellikle daha önce askerlik yapm~~~ ve ~slam olmu~~ azatl~~ köleler asker olarak görevlendiriliyorlard~. 1554 y~l~nda mevacib defterinde kay~tl~~ 3412 askerden 54'ü azadi' köledir.

Ferenc Szakaly, "Kopanyli Ali Bey'in Fidyesi, Osmanl~~ Macaristan'~nda Esir Al~m~n~n Ticarete Etkisi" (The Ransom of Ali Bey of Kopany, the Impact of Capturing Slaves on Trade in Ottoman

(6)

Hungary) ba~l~~~~ alt~nda kitab~n 93. ve 114. sayfalar~~ aras~nda 1583 y~l~nda tutsak al~nan Kopanyli Ali Bey'in hikayesini kaleme alm~~t~r. Çal~~ma, Ali Bey'in fidyesi ile ilgili Macar ve Osmanl~~ taraflar~~ aras~nda yap~lan yaz~~malara dayanmaktad~r. Ali Bey, nakit olarak 30000 filuri ile 100 öküz, 2 alt~nl~~ ve gümü~lü eyere sahip at, örtüsüyle beraber ba~ka 8 at daha, ~ran ipek hal~s~~ ve buna benzer pek çok ~eyi fidye olarak kurtulman~n bedeli için ödemek zorundayd~. Ali Bey'in fidyesinin ödenmesi ile ilgili bilgiler 1591 y~l~n~n sonuna kadar uzanmaktad~r. Ancak Ali Bey'in istenilen 30000 filuriyi ödeyip ödemedi~i konusunda bilgi yoktur. Ferenc Szakaly'nin makalesinin giri~~ ve sonuç k~s~mlar~~ çok ay~rtedilememektedir. Çal~~man~n giri~inde ara~t~rman~n amac~, sorunsal~~ ve kullan~lan kaynaklar aç~kça belirtilmemi~tir. Çal~~man~n hangi kaynaklara dayand~~~~ makalenin geli~iminden anla~~lmak-tad~r. Makalenin hedefi aç~kça belirtilmedi~i gibi ç~kar~lan sonuçlar da tatmin edici gözükmemekte-dir.

Istvan György Toht, "Onyedinci Yüzy~lda Osmanh Macaristan'~nda Türk Esiri Olarak Katolik Misyonerler" (Catholic Missionaries as Turkish Prisoners in Ottoman Hungary in the Seventeenth Century) adl~~ çal~~mas~nda XVII. yüzy~lda Osmanl~~ Macaristan'~nda inanç yaymakla me~gul olan Katolik misyonerlerin esir al~nmas~ndan ve bu esaret dönemlerinde ya~ad~klar~ndan söz etmektedir. Makale, kitapta 115. ila 140. sayfalar aras~nda yer almaktad~r. Makalenin giri~i olarak Mohaç bölge-sinde faaliyet gösteren rahip Don Simone Matkoviç'in Roma'ya yazd~~~~ mektuptan söz edilmektedir. Don Simone Matkoviç, 1634 y~l~nda Budin'de Vezir Cafer Pa~a'n~n emriyle di~er iki Romal~~ rahiple beraber tutsak al~nm~~t~r. 1635 y~l~nda da Saraybosna'ya gelen Matkoviç, Roma'ya hitaben fidyeleri-nin kar~~lanaca~~~ ümidiyle esareti s~ras~nda ya~ad~klar~n~~ anlatan bir mektup yazm~~t~r. Don Simone Matkoviç, Ortaça~~ Bosna krallar~n~n soyundan gelmektedir. Çal~~man~n geli~iminde makalenin as~l dayand~~~~ kaynaklar olarak Roma'da bulunan Kutsal ~nanç Yayma Cemaatinin ar~ivinden kalan belgeler oldu~u vurgulanmaktad~r. Ferenc Zakaly'nin çal~~mas~nda oldu~u gibi Toht'un da çal~~ma-s~n~n amac~, sorunsal~~ ve elde edilen sonuçlar aç~kça belirtilmemi~tir. Bu noktalar~n kavranmas~~ okuyucunun yetene~ine b~rak~lm~~t~r. Ancak konunun ilgi uyand~r~c~~ özelli~e sahip oldu~unu da vurgulamak gerekir. Makalenin 133. ila 140. sayfalar~~ aras~nda yer alan bölümünde Osmanl~~ döne-minde Macaristan topraklar~nda Katolik misyonerlerle ilgili kaynaklar verilmi~tir. Asl~nda yazar, bu çal~~mada Katolik misyonerlerin ilgi çekici esirler olabileceklerini vurgulamaktad~r. Çünkü tutsak al~nm~~~ bir misyonerin fidyesinin ödenme ihtimali yüksektir ve genelde Katolik cemaati tarafindan kar~~lanmaktad~r. Di~er taraftan misyonerleri yakalamak için dü~man topra~~na geçmek ve ak~n yapmak gerekmiyordu. Onlar~~ Osmanl~~ topra~~nda iken esir almak mümkündü. Ayr~ca fidyenin toplanmas~~ için esirleri göndermek gerekmiyordu, yerli Osmanl~~ tebaas~~ Katolik köylerin ileri gelen-lerine haber gönderilip fidye temin edilebilirdi.

Zsuzsanna J. Ujvary'nin çal~~mas~~ kitapta 141. ila 167. sayfalar~~ aras~nda yer almaktad~r. Maka-le, "Osmanl~~ Macaristan'~nda (Onyedinci Yüzy~l~n Ortas~) Müslüman Esirin Takas Edilmesi" (A Muslim Captive's Vicissitudes in Ottoman Hungary (Mid-Seventeenth Century)) ba~l~~~n' ta~~makta-d~r. Yukar~da ele al~nan Istvan György Toht ve Ferenc Zakaly'nin çal~~malar~~ gibi Zsuzanna J. Ujvary'nin çal~~mas~nda da kaynaklar tan~t~lmam~~, çal~~man~n sorunsal~, hedefi ve sonuçlar~~ da net bir ~ekilde ortaya konmam~~ur. Ancak makalenin geli~iminde "Kutsal Bar~~~" korumakla görevli General Kaptan Adam Bathyany'nin (1633-1659) ve ailesinin ar~ivinden istifade edildi~i anla~~lmak-tad~r. Makalede Müslüman esirler ve bunlar kar~~l~~~nda istenilen fidyeler konusunda önemli data sunulmaktad~r. Özellikle sipahi olan Peçli Receb'in uzun süren esareti ve bu u~urda ya~ad~~~~ macera-lar anlat~lmaktad~r.

Janos J. Varga'n~n "Münih'ten Osmanl~~ Esirlerinin Fidye Kar~~l~~~~ Serbest B~rak~lmas~" (Ransoming Ottoman Slaves from Munich (1688)) adl~~ çal~~mas~~ kitapta 169. ve 181. sayfalar aras~nda bulunmaktad~r. Ad~ndan da anla~~laca~~~ gibi bu makalede Budin'in Lorrain Dükü Karl ile Baviyeral~~

(7)

KITAP TANITMA

629

Maximilian taraf~ndan ele geçirilmesinden sonra al~nan çok say~daki Osmanh esiri ve bunlar~n fidye-lerinin ödenmesi üzerine serbest b~ralulmalan konusu ele ahnmaktad~r. Lorrain Dükü Karl ile Baviyera Prensi Maximillian Emmanuel, 78 günlük ku~atman~n ard~ndan 2 Eylül 1686 tarihinde Budin kalesini ele geçirmi~ler ve çok say~da Osmanl~~ tebaas~~ Müslüman' esir alm~~lard~r. Maximilian Emmanuel 345 esir alm~~, bunlar~~ Tuna üzerinden 3 gemiyle Regensburg'a naklet~ni~~ ve oradan da askerlerin e~li~inde Münih civar~ndaki köy ve kasabalara götürülmü~lerdir. Burada köprü yap~m~, kanalizasyon in~as~~ gibi çe~itli i~lerde kullan~hm~lard~r. Bu makalede de kullan~lan kaynaklar, çal~~-man~n amac~, sorunsah ve elde edilen sonuçlar aç~kça belirtilmemi~tir. Bunlar~n tespiti okuyucuya b~rak~lm~~~ gözükmektedir.

Gaza David, "1700 Y~l~~ Civar~nda Galata ve Istanbul'da Azad Edilmi~~ Erkek Köleler" (Manumitted Male Slaves at Galata and Istanbul around 1700) adh çal~~mas~~ daha önce inceledi~i kad~n köleler ilgili makalesinin bir benzeri niteli~indedir. Makale, ldtapta 183. ve 191. sayfalar~~ ara-s~nda yer almaktad~r. Geza David, daha önce kad~n l'Ieler için kulland~~~~ malzemenin erkek köleler için de bilgiler ihtiva etti~ini belirtmektedir. Dolay~s~yla yazar, "1700 Y~l~~ Civar~nda Galata ve Istan-bul'da Azad Edilmi~~ Kad~n Köleler" (Manumitted Female Slaves at Galata and Istanbul around 1700) adh makalesini haz~rlarken istifade etti~i ayn~~ belgeleri kullanm~~ur. Bunlar, Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivinde muhafaza edilen 111 numaral~~ Mühimme Defterinde yer alan ve 1698-1701 tarihlerine ait olan hükümlerdir. Ayr~ca yazar, bu makalede iki cinsiyet aras~ndaki fiyat ayr~m~, sahipleri ve buna benzer özellikler aras~nda farkhhIdar tespit etmeyi hedefledi~ini belirtmektedir. 1699 y~l~nda Karlofça Anda~masm~n ard~ndan Avusturya elçisi Wolfgang von Öttingen ve konuyla ilgili resmi görevli Adolph von Sinzendorf, Osmanl~~ Devleti'nden H~ristiyan esir ve kölelerin, özellikle Habsbourg top-raklar~ndan al~nm~~~ olanlar~n geri verilmesini istemi~lerdir. Ceza David, Avrupa as~ll~~ erkek kölelerin ya~ad~~~~ yerleri, etnik kökeni, eski sahiplerinin mensup oldu~u din ve etnik kökeni ve kölelerin azat edilmesi için istenilen fiyatlar~~ inceledikten sonra azat edilmi~~ kölelerin anayurtlarma dönüp dönme-dikleri konusunda bilgi elde edemedi~ini belirtmektedir.

Kitapta K~r~m bölgesi üzerine yer alan tek makale Maria ~vanics'in "Kölele~tirme, Köle i~çi ve K~r~m Hanl~~~nda Esirlere Yap~lan Muamele" (Enslavement, Slave Labour and the Treatment of Captives in the Crimean Khanate) adl~~ çal~~mas~d~r. Kitab~n 193. ila 219. sayfalar~~ aras~n~~ kapsamak-tad~r. Makale, "Askeri Seferler Esnas~nda Esir Alma F~rsadan" (Opportunities for Taking Prisoners during Military Campaigns, s. 194-195), "Hanl~kta Esirlerin Ekonomik Anlam~" (The Econo~nic Significance of Captives in the Khanat e, s. 195-201), "Macar Seferlerinde Esir Alma F~rsadar~" (Opportunities for Capturing Slaves in the Hungarian Campaigns, s. 201-207), "Kölelere Yap~lan Muamele-Macar Sava~~ Esirlerinin Kaderi" (Treatment of the Captives-the Fate of the Hungarian Prisoners of War, s. 207-219) olmak üzere dört altba~hktan olu~maktad~r. Makalede K~r~m Hanl~~~nda görülen esir alma gelene~ini ve esir ticaretini ele alan bir çal~~mad~r. Tatarlann çok say~da esir alabildikleri seferler, genellikle Lehistan, Rusya ve Çerkez bölgesine yap~lanlard~r. Bu çal~~mada da kullan~lan kaynaklar, çal~~man~n hedefi, sorunsah aç~k bir ~ekilde metnin geli~iminde yer almamaktad~r. Dipnotlarda kullan~lan bibli-yografyadan yazar~n baz~~ maliyeden müdevver defterlerden, baz~~ Osmanl~~ kroniklerinden ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden istifade etti~i anla~~lmaktad~r. Tatarlar, Macar topraklarma Osmanl~~ ordulanyla beraber gelebilmi~lerdir. Rusya ve Lehistan'a s~k s~k askeri seferler ve ak~nlar düzenlenir-ken Macar topraklar~na Tatar ak~nlar~~ oldukça nadir görülmektedir. Yar~m as~r içerisinde bir kez Tatarlann Macar topraklar~na alanlarda bulunduklar~~ bilinir. Sonuç olarak yazar, Transilvanya-Tatar-Osmanh ili~kileri çerçevesinde Tatarlann Transilvanyahlan esir almas~~ sadece ekonomik de~il, siyasi boyuta da sahip bir olgu oldu~unu belirtmektedir. Bu yönüyle Rusya ve Lehistan topraklar~n-dan al~nan esirler amaç bak~m~ntopraklar~n-dan farkl~l~k göstermektedir.

(8)

Kitaptaki son makale olan Pal Fodor'un çal~~mas~~ "Onyedinci Yüzy~l~n Ba~~nda Akdeniz'de Maltal~~ Korsanlar, Osmanl~~ Esirleri ve Frans~z Tüccarlar" (Maltese Pirates, Otoman Captives and French Traders in the Early Seventeenth-Century Mediterranean) ba~l~~~n~~ ta~~maktad~r. Pal Fodor'un çal~~mas~~ kitapta 221. ila 237. sayfalar aras~nda yer almaktad~r. Makalenin 234. ila 236. sayfalar~~ aras~nda Malta esaretinden kurtulmu~~ Osmanl~~ kölelerinin listesi ilave edilmi~tir. Çal~~man~n son sayfas~~ olan 237. sayfada ise, "Maltal~~ Korsanlar, Osmanl~~ Esirleri" (Maltese Pirates, Ottoman Captives) ba~l~~~n' ta~~yan bir harita yer almaktad~r. Pal Fodor, bu çal~~mas~nda Maltal~~ korsanl~k ekonomisinin bir yönünü yani Osmanl~~ tebaas~ndan olan ki~ilerin tutsak al~nmas~~ ve bunlar için fidye istenilmesi, bu tür olaylar~n ard~nda yatan ticari ve siyasi ç~karlar ve buna benzer konular~~ inceleyemeyi hedefledi~ini belirtmektedir. Ayr~ca yazar, bu çal~~mas~n~n Paris Bibliotheque Nationale'deki bulunan bir belgeler koleksiyonuna dayand~~~n~~ ifade etmektedir. Bu koleksyon, 1626-1651 y~llar~~ aras~nda Izmir'de Frans~z konsolosu olan Jean Dupuy'e aittir. Söz konusu koleksi-yon 36 Osmanl~~ temessükü veya hücceti içermektedir. Makale, Osmanl~~ tabiyetinde olup da esir al~nan Müslümanlar~n Güney Avrupa'daki esaretini ele almas~~ bak~m~ndan önem ta~~maktad~r.

Son olarak kitab~n sonunda 239. ila 253. sayfalar aras~nda ayr~nt~l~~ yer ve ki~i adlar~~ indeksine yer verilmi~tir. Bu çal~~ma, Macaristan'da 1526-1718 y~llar~~ aras~nda kabul edilen Osmanl~-Macar ili~kilerini tutsakl~k ve fidye konusunu temel alarak 13901 y~llara kadar geriye çekmektedir. Fidye ve tutsakl~~~n insanl~k tarihi boyunca var oldu~unu, bununla birlikte ~slam dünyas~ndaki uygulamas~n~n Antik dünyaya nazaran daha hafif oldu~una vurgu yap~lmaktad~r. Çal~~mada Osmanl~~ döneminde K~r~m'dan Malta'ya kadar uzanan ve a~~rl~kl~~ olarak Orta Avrupa co~rafyas~nda esaret ve fidye i~len-mi~tir. Bu yap~l~rken esaret ve fidyenin sadece Müslümanlar taraf~ndan de~il, H~ristiyanlar taraf~n-dan da siyasi ve ekonomik amaçlarla yo~un olarak uyguland~~~na dikkat çekilmi~tir. Bu çal~~may~~ okuyan herhangi bir okuyucu, tutsakl~k ve fidye sorununun insanl~k tarihinin karanl~k yüzlerinden birisi oldu~unu deh~ete kap~larak ö~renebilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Multinational companies (MNC) can diffuse culture across borders (Edwards et al., 2005), which drive national employment and promote their ability to remain

ÖZ Din ve felsefe arasında bir çatışma söz konusu mudur? Bu soru gerek Yahudi ve Hıristiyan gerekse Müslüman olsun bir dine inanan düşünürlerin çoğunu

Akıllı saat markası Garmin’in sunucularına yapılan sal- dırı sonucunda şifrelenen dosyaların açılması için bilgi- sayar korsanları firmadan 10 milyon dolar talep ediyor..

[r]

Different dosages of chlorella diets didn’t affect levels of ferrous ion, ferric ion, and the ratio of ferrous to ferric ions, but significantly elevated the activity of

In order to reveal the correlation of scavenging enzymes activities and cell differentiation, a panel of human hepatocellular carcinoma (HCC) cell lines, including