“ T T -
^ W S iie»
Dedikodu yapmaya bayılıyoruz. Bu işi kendine meslek edinmiş yazarlarımız gazete köşelerinden televizyon ekranlarına geçtiler. Kalem lerden sonra televizyon kameraları da kişilerin özel ya şam ların a burnunu sokm aya başladı. Merak ediyoruz, diğer insanlar ne yapmışlar, nasıl yap mışlar diye. Doğal bu, insanlar bilmediklerini öğrenmek isterler. Doğal olmayan bu merakın nasıl giderildiği, konuya ne biçimde yaklaşıldığı. Lafı hiç uzatmadan, sizp Türkiye'nin en eski..ve en
seviyeli dedikodu yazarını tanıt mak istiyorum. Yazarımızın adı A dalet C im coz. D ostları onu Ada diye çağırırdı. 1 9 1 0 ’da do ğup 1970 yılında kansere yenik düşerek ölen Adalet Cimcoz, ba na göre, Türkiye tarihinin en renkli kadınlarından biridir. Ön ce dublaj sanatçısı olarak adını duyurur. Ağabeyi bir dönemin ünlü dublaj y ön etm en i Ferdi Tayfur’dur. Ferdi Tayfur, dub lajda birlikte çalıştığı eşi Melek hastalanınca, King Kong filmin deki kadın sanatçıyı seslendir
mesi için Adalet hanımı stüdyo ya çağırır. Geliş o geliş, yıllar boyu tüm kadın okuyucularımız Adalet Cimcoz’un sesiyle beyaz perdede vücut bulur.
Adalet Cimcoz’un sanat yaşamı mıza diğer bir önemli katkısı da 25 Aralık 1950’de Türkiye’nin ilk özel sanat galerisi olan Mava’vı açmasıdır. Burası sadece bir galeri değil, İstanbul sanatçılarının topla nıp konuştuğu bir mekan da ola rak ün yapmıştır. Zahir Güvemli bu konuda “Maya, kısa zamanda genç istidatların kabesi haline gel di. Sade ressamlar, işlerinden çı kan sanat dostu gazeteciler, tanın mış kişiler hep oraya geliyorlardı,” diye yazar.
Adalet Cimcoz ve eşi Mehmet Ali Cimcoz’un evi de, sanat ile kültürün buluştuğu bir diğer önemli mekan olmuştur. Bu ev, Fransa’da çok bilinen salonlar dan birinin İstanbul usulü bir ör neği olarak dikkatleri çekiyordu. San atçılar, yazarlar her pazar burada buluşup, konuşurlardı. Mehmet Ali Cimcoz, “Genç yaşlı herkes birbirine karışırdı, isteyen p inp on oy n ar, istey en d an s eder, isteyen müzik çalar, herkes kendini yaşayabilirdi,” diye an latır o günleri. Ahmet Hamdi Tanpınar da Paris'ten yazdığı bir mektupta Adalet Cimcoz’a “Sen artık bizim Madame de Sevig- ne’miz oldun der.
Adalet Cimcoz yazar ve çevir men olarak da tanınırdı. Anka ra, İzmir gazetelerinde, Yeditepe gibi dergilerde yazıları yayınlan mıştı. Tiyatro, plastik sanatlar üstüne eleştiriler, denemeler, şiir ve hikaye çevirileri yaptı. Çevir menliği daha sonraki yıllarda iyice benimseyerek Alman dili nin tanınmış aktarıcılarndan biri oldu. Kitaplarını Türkçeye ka zandırdığı y azarlar a rasın d a Knut Hamsun, Traven, Kafka, Brecht, Lope de Vega, Schwarz, Tibor Dery, Kişon, Ruber- Neu mann ve Max Frish ilk göze çar panlardır.
Fitne-Fücur eşittir Adalet Cimcoz Konumuz açısından bizi
K
onu bu kez Mine Sö- ğüt’ün, Adalet Cim- coz’u anlatan kitabı ile gündeme geldi: Takma isimle sanat, siyaset ve toplumsal olayları yazmak.Türkiye’nin ilk özel sanat ga lerisi Maya’nm sahibi, Türk si nemasının unutulmaz sesi, ‘Dub laj Kraliçesi’ Adalet Cimcoz’un 1950’lerin ilk yıllarında çeşitli dergilerde ‘Fitne Fücur’ takma adıyla yazdığı ‘sosyete dediko duları’ ağırlıklı yazıları, akla