• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:Said Paşa sadaret vaitlerinin ne için olduğunu anlamıştı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:Said Paşa sadaret vaitlerinin ne için olduğunu anlamıştı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

life 6 A K Ş A M

- ... ... ... ...- . ' I A J - ... ... ^

SARAY ve BABIÂLİN İN İÇ Y Ö Z İ

Y azan: S Ü L E Y M A N KÂ N I İR TE M — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Te frik a No. 451

Said paşa sadaret vaitlerinin ne

için olduğunu anlamıştı

Said paşa Faik beyin yanında anahtarı hareme gönderdi; nişan mahfazasını getirtti; Faik bey ni­ şana bakarak değişiklik bulama­ dı.

Said paşa bu sözleri de ilâve etti:

— Bir adamın padişahındaki alacağı nişanı bozup da onu ha­ mil olarak bir cemiyete çıkması­ na, bahusus padişahın ziyafetine o nişanla gitmesine imkân ola­ maz. Bu cahil bir müfsidin sözül Zatı şahaneye öyle söleyiver- miş.

Faik beyden yedi gün sonra Ahmed İzzet bey -paşa- da Said paşaya geldi. Said paşa pencere­ den sokağa baktı. İzzet beyin ara­ basını kapının önünde duruyor gördü. İzzet beye:

— Arabanız kapıda bekliyor. Hafiyeler bizim evin önünde ara­ ba gördükleri gibi etrafına üşüşü­ yorlar, söyliyelim de ahıra çek­ sinler, dedi; fakat İzzet bey:

— Yok! Ben şimdi gideceğim. Bugün de mürselen geliyorum!.

Cevabile reddetti.

Said paşa — Nasıl risalet?, izzet bey — Üç gündenberı mabeyindeyim. Efendimiz selâm buyuruyorlar. Bir kaç güne kadar makamınıza geliyorsunuz!.

İzzet bey sözünü filen tarife kalkıştı. Yanı kolunu kaldırib elile de cenubu -Babıaliyi- işaret etti.

O sırada uşak kahve getirdiği için sözünü kesmek istemiyen İz­ zet bey bu defa fransızca olarak Said paşaya sadarete geleceğini beşaşetle tebşir etti.

Said paşa — Babıaliye gitmeyi sonraya bırakalım. Siz nasıl me­ mur oldunuz? Hele onu söyleyin. İzzet bey — üç gün evvel Ha- ci Ali beyedn aceleten mabeyine gelsin diye haber geldi; gittim; (Efendimiz seni görecekler, hay­ di bakalım) dedi; beni huzura götürdü. Girer girmez koşarak zatı şahanenin ayaklarına yüz sürdüm, (Efendim, usulü bilemi­ yorum. Kusurum olursa affı şaha­ nenizi niyaz ederim.) dedim. Za­ tı şahane hafif şada ile (yok, yok! Pek iyi biliyorsunuz!) buyurdu­ lar.

İşte o gündenberi efendimiz be­ ni hizmetlerinde alıkoydular. Ge­ ce, gündüz meşgulüm. Bir dakika yanlarından ayrılamıyorum. Hat­ tâ buraya gelirken de (Çok kal­ ma!) buyurdular.

Gelelim işe: Buyuruyorlar ki, (İnfisalden «onra mabeyine gel­ mek âdettir. Kendisi buna riayet etmedi.) Gelirseniz iltifat buyu­ racaklar: Niçin böyle yapıyorsu­ nuz? (Beni tanımıyor) buyuru­ yorlar.

Said paşa İzzet beyle eskıden- beri mevcud teklifsizliği artık de­ ğiştirmek, İzzet beye artık padi­ şahın karini muamelesi etmek, sö­ zünde daha ciddî davranmak lü­ zumunu hissetti.

— tnfisalim sırasında gördü­ ğüm tahkire nazaran benim için saraya gitmek lâzım gelmez am­ ma gitmeyişinı bundan değildir. Gerek azil akabinde, gerek malu­ liyetim günlerinde kendiliğimden

saraya gitmemek eski âdetimdir. Mazuliyet akabinde mabeyine gi­ dilmek bir zamandanberi vakıâ âdet oldu ise de bu itiyad devlet kaidesine muhaliftir. Nasba te­ şekkür olunur amma azil nasıl şükranı icab ettirir?

Resmî günler haricinde sarayı taciz etmek de devletin de’bine uygun düşmez.

İzzet bey de Faik beyin nişan hakkmdaki sözlerini tekrar etti. Said paşa tekrar nişanı celb ile İzzet beye gösterdi.

Muhavere nişan meselesine in­ tikal edince İzzet bey sadaret tebşirini unutmuş göründü; kalk­ tı gitti.

Bu mükâlemeden üç gün son­ ra tekrar geldi. Halil Rifat paşa artık sadnazam olmuştu. İzzet bey evvelâ:

— Sadnazam Rifat paşa baş­ ka memuriyetle vükelâ heyetine dahil olmak üzere sadarete avde­ tiniz tekarrür etti.

Dedi; sonra:

— Mabeyin kâtiblerinden Kâ­ zım bey Almanya sefirinin devlet­ lerin zatı şahane hakkında fena fikirleri -yani hal’ fikri- bulundu­ ğunu söylediğini beyan etmiş; se­ faretlerin celb etmek istedikleri ikinci maiyet vapurları îstanbuln girecek olursa iğtişaş ve ihtilâl çı­ kacağı da ZaTotiye nezaretinden katiyyen haber verilmiştir.

Sözlerini ilâve ederek Said pa­ şadan malûmat ve mütaleasmı sordu.

Said paşa — Hükümdarlar ara­ sında tekâfül kaidesi caridir. Ge­ rek Almanya imparatorunun, ge­ rek sair hükümdarların hakkı şa­ hanede hürmet hisleri ise malûm­ dur. lstasiyonerler gelmesinden bir mesele çıkıp çıkmıyacağı da ancak hükümetçe bilinecek şey­ dir.

Said paşa bu sadaret vaidleri- nin kendisinden malûmat istihsa­ li için öne sürüldüğünü anlıyor­ du.

İzzet beyin ikinci gelişinden bir gün sonra Said paşa saraya git­ ti; huzura kabul olundu.

Padişah ile mülâkatmdan beş gün sonra İzzet bey sabahleyin gene Said paşaya geldi:

— Efendimiz buyuruyorlar ki, (Dahilen, haricen düşmanlar hü­

cum ettiler! Müşkül mevkide bu­ lunuyorum. Biteceksem bari onun elinde biteyim!)

Said paşa — Zatı şahaneye bilâmucib ilka olunduğunu anla­ dığım teessür sebeblerine mütees- sif oldum. Memuriyet bahsine ge­ lince: Halin hakikatini ve irade­ lerinin tafsilini anladıktan sonra mülâhazamı arzeylerim.

— Bunun sebebi Kâzım beyin geçende beyan eylediğim sözü­ dür. Sadaretiniz mukarrerdir. Bir, iki saate kadar davetei gelip sizi mabeyine götürecektir!.

Bu sözlerden sonra İzzet bey acele işleri olduğu beyanile çıktı; gitti.

İki gün sonra mabeyin yaverle­ rinden Ferid bey gelerek Said pa­ şayı saraya davet etti:

— Zatı şahane Çit köşkünü teş­ rif buyurdular; ayakta sizi bek­ liyorlar. Arabanızın hazır olması uzayacaksa ben araba ile geldim. Onunla gidelim.

Dedi. Bu ifadeden Said paşa ağır bir iş zuhur ettiğini zannet­ ti. Esvabını değiştirinceye kadar arabası da hazır oldu.

Çit köşkünde yalnız Ahmed İz­ zet beyi buldu. İzzet bey sadare­ tinin mukarrer olduğunu dördün­ cü defa tekrar ile Said paşaya şu suali irad etti:

— Devletler sefaretlerin mai­ yetlerine birer istasiyoner gemisi daha göndermek istiyorlar. Bu­ nun için ne dersiniz?.

Said paşanın bu mesele hakkm- daki mütalealarmı dinledikten sonra İzzet bey huzura gitti. Sa­ id paşa yedi saat kadar Çit köş­ künde yalnız kaldı. Akşama doğ­ ru getirilen yemeği yedi.

(Devamı var)

Süzme Sözler i

Yazan: R a if Necdet Kestelli 1

Siyasî ve içtimai hissi ve felsefî B

vecizelerden müteşekkil bu eşsiz i

eseri bütün münevverlere ve genç- [İ

lere ehemmiyetle tavsiye ederiz. S

YENİ ÇIKTI

Fiyeti 3 0 kuruş

Tevzi yeri: AKŞAM KİTAPHANESÎ S iRiınmwııii»ımımiuwKimuîiHimnııımuıuuııumıııiRiHtuiiiru;u

her hangi bir sebeple sinirleri İyi çalışanııyantarı kurtaran

Bromural

dır.

Bu mûstahzar-çoeuklaıa bile verilmekten çekin i lınlyeeek derecede- zararsız ofııp sinir hallerini giderir, rahat bir uyku getirir ve uzun zaman alınsa da alışıklık vermez, bromural sinil ilerin, teheyyçlülerin ve uyııyamayan- tarın ilâcıdır.

fO t t 20 komprimeyi havi tOp. (etile eczanelerde reçete ile satılır.

Knoll A.-O., kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen s/Rhin.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1539 Süleyman Haldun GULEMAN Güzel Sanatlar Akademisi Mi­ marî şubesinde talebe 1541 İsmail Atıf SERDENGEÇTİ Hukuk fakültesinden mezun 1553 Hazmonay ADATO Yüksek

Literatürde en sık uygulanan ve önerilen adölesan sağlığını geliştirme programlarının beslenme, egzersiz, hijyen, uyku, alkol, ilaç, sigara kullanımı ve

Morris ve arkadafllar› (4) ise M.tuberculosis kompleksi üre- yen 170 BACTEC besiyerlerinden haz›rlanan preparat›n %22.9’unun kord-pozitif; MOTT üreyen 543 besiyerlerinden

[r]

Meğer uzaktan sadece baş üstünde bir hotoz gibi görünen kale ta aşağı­ ya kadar bir mustatil çizerek uzanıp inmekte imiş, iki yüz elli metre yüksekliğindeki

[r]

Reel sektörü temsilen kişi başına gelir, istihdam ve inşaat değişkenlerinin kullanıldığı Model I’e ilişkin elde edilen etki tepki analizi bulgularına

Saray Kasabası- Denizli sancağının sahip olduğu kaza merkezlerinden biri olarak makro liva olan Denizli’nin 4 saat batı yanında ve Aydın şimendifer hattı üzerindedir.