• Sonuç bulunamadı

1911 de İstanbul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1911 de İstanbul"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3 TEMMUZ 1S55

1911

De İstanbul

Aşağıdaki satırlar Mecmua-i Ebiizziya’da «Payitahtın Hâli» adiyle neşredilmiş

uzun

bir

yazıdan alınmıştır. Fethin heşyiizüncü yılı nı da idrâk ettikten sonra ibret gözüyle

okunmaya değer. En az bir buçuk asırlık bir ihmâlin harâbeye çevirdiği muazzam

beldeyi imâra uğraşanlara Allah kuvvet ve metanet, sabır ve sebat versin. Yazıya o dev­

rin İstanbul'undan resimler ilâve ediyoruz.

Yazan: Ebüzziya Tevfik

Ş

inasi merhum hicri 1863 de Tasviri Efkârda, İstan­ bul sokaklarının tenvir vt tathirine hasrettiği bendi mah- susda, İstanbulun evsâfı tabiî- yesine şu cümlei lâtifesiyle ter­ cüman olmuştu:

«Şehrimiz bir pâyitahttır ki, yalnız başına bir devlet değer! ve ona mâlik olanlar ise -Na- polyonun sözüdür- cihana hük­ metmeye muktedir olur.*

Nâmık Kemal merhum da, iiç

sene sonra, yine Tasviri Efkâr­

da, Hocapaşa yangını üzerine yazdığı bir makalede:

«Istanbulumuz bir şehri şehir­ dir, cihanın pâyitahtı olmak

ka-Birbiı-Ierine bitişik çıra gibi tutuşup yanan ahşap evler

ve ifrât derecede görmezliğe, daha doğrusu körlüğe müptelâ, Görmüyor, görürse aldırmıyor, vazife etmiyor. Acaba belediye çavuşları da halkın arasındaki bakar körlerden mi seçiliyor?

Halkımızda «eser» muhafazası fikri de kalmamıştır. Fakat bu haleti ruhiye, efradı ahâliye, hiç şüphe yoktur ki efradı hükü­ metten sirayet etmiştir. Baş, dâ­ ima ya «Hüsnü misâl», yahut *sui misâl» ol-ur. Resmî binala­ rımıza, mukaddes binalarımıza, hattâ muhteşem binalarımıza göz atacak olursak halkın müptelâ olduğu kayıtsızlığın daha geniş ölçüde belirmiş olduğunu

görü-biliyetini hâizdir. Milletimize mevrus olan şanı muzafferiye- tin en büyük bir nişânei iftiha­ rı bu beldedir. Bizim mülkümüz olalı bir kat daha mâmur ol­ muştu».

Bu güzel şehir, sonraları, ka­ nuna boyun eğmeyip mâlik ol­ duğu arsayı sokağa tecavüzle genişletmekte pervâsız bulunan­ ların kötülüğü ile bu hâle gir­ miştir. Bir millet arasında ka­ nun ve nizama boyun eğme fik­ ri yok olup herkes hareketlerin­ de keyfine tâbi olursa o millet dekadans denilen yok olma fe­ lâketine kadar gider. Halk her şeyi hükümetten bekliyor. Şeh­ rin biraz sapa, fakat haylice kalabalık yerleri hayret ve o nisbette nefretle görülecek şey­ lerden geçilmiyor. Yiyecek sa­ tan öyle dükkânlar var ki ka- zârâ içlerine göz atanlar, iştiha ile alacakları şeyleri müddeti ömründe ağzına koymamaya ye­ min edecek kadar mülevves ve müstekreh bir halde görmekte­ dirler. Halk nasılsa kayıtsızlığa

Müze Müdürü Hamdi Bey merhum: * Badana, dekadansın en aydın bir delilidir» der idi. Yerden göğe haklıdır. Tâkib ve imâr fikrini terkeden milletler, ayıplarını örtmek için en tez çâre olmak üzere badanadan is- timdâd ederler. Devletin en büyük başını aldatmak için, meselâ bir kışlayı, yahut devlet dâirelerinden birini senede bir defa boyamakla, gûya ki, ona metanet vermiş olurlar. Bizde ise badana o derece suiistimal olunmuş ve olunmaktadır ki, mücellâ mermer sütunlara ve altın kakmalı nakışlarla müzey­ yen tavanlara kadar herşeye sü­ rülmektedir. Sultan Ahmed câ- miinin en sonraki tamirinde, Hünkâr mahfilinin altındaki ta­ vandan 12 milimetre kalınlığın­ da sekiz kattan ibaret bir ba­

da« tabakası çıkarılmıştı. Ga-

ribdir ki bu badananın kazın­ masıyla meydana çıkan yaldızlı tavan, hiçbir tamire muhtaç ol­ maksızın, bugün, aslındaki pa­ rıltı ile ve bütün letafetiyle seyredilmektedir.

Geçen gün Ayasofyaya gittim. Kapunun sol tarafındaki ağacın altına atılmış olan iskemleler üzerine beş on kişi oturmuş, ki­ mi kahve içiyor, nargile içiyor, kimi yediği marulun yaprakla­ rıyla koçanını atarak orasınt, gittikçe sermayesi çoğalan bir mezbele hâline tahvil eyliyordu. Hele bir mabedin harîmi demek olan avlusunda kahvehaneler bulundurmaya akil ve naklin nasıl cevaz verebildiğine ne ka­ dar hayret edilse yeridir. Bu utanmazlığın hikmeti, illeti ne­ dir?

Korkunç kıyafetli dilenciler

çatının tamire muhtaç olduğunu ihtar ettikçe aldıran olmamış. Çünkü Yıldız sarayından görül­ meyen her yer, her şey harâb olmaya mahkûm tutulmuş. Ab- dülhamidede tahrib fikri bir do­ ğuş lekesi olarak bulunabilirdi, «bakım, koruma» fikri de hü­ kümetin mânâsı içindedir. Bu işlerle vazifeli bir hey’et, hiç olmazsa bir memur bulunmak lâzım gelmez mi?..

Ayasofya karşısındaki Üçüncü Ahmed çeşmesi, bir devrin zevki bediînin t e r c ü m a n ı d ı r . Ab- dülâziz cülusunun tezine tamir ettirmişti. Sonra, yerden kalkan tozun, toprağın hedefi ola ola renk ve nakışlarından eser kal­ madı, Seyyid Vehbinin mutan­ tan kasidesi dahi okunamayacak hâle gelmiş.. Üçüncü Ahmed, çeşmesine tarih olarak:

Aç Besmele ile iç suyu Han Ahmed’e eyle duâ

mısrâını söylemiş... Bu mısra da yalancı şâhid gibi mahcub du­ ruyor.. Çünkü, Çeşmede su yok­ tur.

Bir mislini inşâya pek de kudretimiz olamayacak gibi gö­ rünen muhteşem Beykoz kas­ rının hâlini görenlerin yüreği kanar. Çünkü bu kasra Abdül- hamid’in devri saltanatında kim­ se gitmemiş! içindeki bekçiler

Sokak köpeklerine et ziyafeti

Hammallarm taşıdığı güzel kibar hanımlar

Büyük şehirde yer yoktur ki, barakalarla karşılaşılmasın!. -Ecdadın asırlara göğüs geren yapıları arasında barakalar...- Baraka derdine düşüldüğü gün yerleşme fikrine vedâ etmek lâ­ zımdır. Her şeyimiz, her işimiz, her mahal ve mekân.mızda bir

«muvakkat» lik haleti görülü­

yor.

Her ferd ki, vatanının ikbâl ve şevketinden başka bir emeli olmamak lâzımdır. Bakım, koru­ ma fikrine sâhib olmalıaır. Bu fikrin doğması, Şarkda, herşeyi hükümetten bekleyen siyaset ve idâre an’anesinin yıkılmasına bağlıdır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi 0 0 1 5 8 3 2 3 0 0 1 0

Referanslar

Benzer Belgeler

On the other hand actinide and lanthanide complexes of 8-hydroxyquinoline have been a source of interest by many years [1,3,6,7-10,12-14],The aim of this study is to

Merkezi devlet idarelerinin büyümesi ile yerel şartlardaki halkın ihtiyaçlarının belirlenmesi ve çözümlenmesi için belediyelerin yerel yönetim olarak topluma

A lt göz kapağının üç katlı anatomik yapısını esas alan çeşitli rekonslrüksiyon yöntemleri hala üç katlı onarım için ideal bir çözüm getirememiştir.

Onun için her­ kes gibi hareket eder, yalnız şu farkla ki, başkalarının önünde sözde saygı gösterdiği şeylere kendi başına kalınca canının istediği

Seniha Sultan, Sultan Abdülha - midin cülûsundan az bir müddet sonra mahlû Sultan Muradı tekrar tahta geçirmek için teşekkül eden «Kleanti İskalyeri»

yatan kalp yetersizliği hastalarının hemşirelik bakım planlarında yer alan hemşirelik tanılarının belirlenmesi ve bu tanıların Kuzey Amerikan Hemşirelik Tanıları

 Azalmış ejeksiyon fraksiyonlu (EF) KY olan stabil hastalarda KY hastaneye yatış riskini azaltmak için düzenli aerobik egzersiz önerilmektedir.  Kalp

The random effects method presumes that heterogene- ity is present, and the differences among studies are due partly to statistical random variability, but also due to differences