|
G Ö R Ü P D Ü Ş Ü N D Ü K Ç E :
Fen ülkesinde
D
EKt hastalıkları v6 İrem'i uzmanlarımızdan, ordi naryüs profesör Hnlfısî Behçet, fen ülkesinde yeni bir kale fet hederek burcuna adının bayrağı nı dikti.Değerli profesörümüz epev zamandanken üstünde çalıştığı hır hastalığın mahiyetini ortaya koymuş.
Avrupa hekimlik diiııyasüe A- merika tıp âlemi, sürekli çalışma ların verimi olan bu keşfe **Seıı- ılroıı Behçet’’ adım vermişler. Tıp mecellelerinde artık o hastalık, bu adi'ı taşıyor.
Üstadın araştırmalarından, ya ratıcı emeğinden belki bizim dok torlarımız haberdardı. Belki tıb- I hî nıüsam erelerde, meslek raec- ; mualarmda da bu hâdise, konu şulup yazılmış, etrafında müna kaşalar yapılmıştır. Fakat Türk basını, bunu ancak şimdi öğreu- « iş bulunuyor.
Bir Türkün kazandığı ilim za ferini, Avrupa ve Amerikada tes cil edildikten sonra'tanım ak, ga zetelerimiz için, pek de şerefli bîr şey olmasa gerek. Bir meyhane kavgasının bütün dedikodusunu, şahitlerinin ağzından toplamağa can atar, fakat fikir, fen ve sa nat muhitlerinde olup bitenlerle uğraşmağa üşeniriz.
Netekim şu önemli keşif, Av rupalIn, Amerikada başarılmış bir şey olsaydı, ilk yankılarını takislerini) memleket havasında dalgalandıracak, başka ufuklara o dalgaların kanatları üstünde gidecekti.
Ben, kendi soyumdan bir âli- ıniıı adıyla an ıla n hastalığın ne olduğunu bilmiyorum. Böyle bir şey hakkında söz söylemeğe salâ hiyetim yok. Fakat biliyorum, kî bugün “ Sendron Belıçet”’ marka- sile damgalanan hastalık, bütün medenî memleketlerin hekimleri ni nznn zamanlardanberi nğraş- tırmıştı.
Yeryüzünde sessiz bir imtihan
bir Türk
fethi
l)r. Ilulûsi lîehçet
şeklinde sürüp giden bu didin melerde bir Türk, herkesi geride bırakarak kazanmış ve meçhulün kalesine bayrağımızı takmıştır, lîenî sevindiren, göğsümü mîllî bir gurur rüzgârile dolduran, işte bndıır.
Okuma hudutları dar olanlar, kafalarını yabancı asılarla dol duranlar, sanırlar, kj Türk yalnız asîlerdir. Sade kılıç ve kalkanın üstünde yükselmiştir.
Hayır, büyük zaferler yalnız kılıçla kazanılmaz. Yüz binlik onluları dağlardan, denizlerden, çöllerden kervanlar geçirmez. Üs, tün silâhı, üstün sanatkârlar ya parlar. Zaferleri üstün kuman danlar, üstün tabiyeciler kazanır lar. Donanma, başlı başına bir medeniyet şahididir.
Demdi istiyorum, ki Türkün si. Kilimi fen bilemiş, ilim zağlamış, zekâ zafere ulaştırmıştı.
1(599 dan sonraki durgunluk, bütün bîr cemiyet bozgununun neticesidir. Fakat ondan evvel garba hocalık eden büyükler yetiştirdik. Şimdi, yine o mesut günlere dönüyoruz.
“ Jlnlftsi Belıçet” i bu mesut yükselişin bir müjdecisi gibi se lâmlamağı borç bilirim.
H A K K I SÜHA GEZGİN
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi