• Sonuç bulunamadı

Eritema nodozum ve poliartralji ile prezente olan tularemi olgusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eritema nodozum ve poliartralji ile prezente olan tularemi olgusu"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

‹letiflim / Correspondence:

Dr. Ahmet Çayakar. Özel Medical Park Uflak Hastanesi, ‹ç Hastal›klar› Klini¤i, Uflak. e-posta: ahmetcayakar@hotmail.com

Ç›kar çak›flmas› / Conflicts of interest:Ç›kar çak›flmas› bulunmad›¤› belirtilmifltir. / No conflicts declared.

www.raeddergisi.org doi:10.2399/raed.18.05706

Karekod / QR code:

Eritema nodozum ve poliartralji ile prezente olan

tularemi olgusu

A tularemia case presenting with polyarthralgia and erythema nodosum

Ahmet Çayakar1, Ayfle Özdemir2

1Özel Medical Park Uflak Hastanesi, ‹ç Hastal›klar› Klini¤i, Uflak; 2Uflak Üniversitesi T›p Fakültesii T›bbi Biyokimya Anabilim Dal›, Uflak

Olgu Sunumu/ Case Report Gelifl tarihi / Received: Kas›m / November 2, 2017 Kabul tarihi / Accepted: fiubat / February 22, 2018 RAED Dergisi 2018;10(1):14–22. © 2018 RAED

doi:10.2399/raed.18.05706

Özet

Tularemi, y›lda yaklafl›k 500’ü Türkiye’den olmak üzere tüm dün-yada 500.000 yeni olguda saptanan zoonotik bir hastal›kt›r. Etke-ni gram negatif bir kokobasil olan Francisella tularensis’dir. KliEtke-nik bulgular› bakterinin girifl yeri, inokülasyon dozu, virülans› ve ko-na¤›n immün durumuna göre de¤iflebilmektedir. Subklinik seyre-den hafif bir klinik durumdan, a¤›r sepsis geliflimine kadar çeflitli tablolarda karfl›m›za ç›kabilir. ‹nsanlarda global olarak en s›k göz-lenen form ülseroglandüler olup Kuzey Amerika, Asya ve Avru-pa’da daha s›k görülmektedir. Ülkemizde ise orofaringeal tulare-mi en s›k saptanan formdur ve Karadeniz, Marmara baflta olmak üzere hemen hemen tüm bölgelerden olgu bildirimleri yap›lmak-tad›r. Baflta di¤er enfeksiyonlar olmak üzere bir çok hastal›kla ka-r›flt›¤›ndan tan›s› geç konulmakta ve medikal tedavi gecikmesi ne-deniyle süpürasyonlu lenf nodlar› geliflebilmektedir. Bafl-boyun kitlelerinin ay›r›c› tan›s›nda nadir say›lan bir hastal›k olmas›na ra¤-men özellikle servikal lenfadenitli ve eritema nodozumlu olgular da ak›llara getirilmelidir. K›rsal kesimde yaflayanlar, çiftçiler, avc›-lar, kasapavc›-lar, ahç›avc›-lar, do¤aseverler riskli grubu oluflturmaktad›r. Mikroaglütinasyon yontemiyle 1/128, tüp aglütinasyon yontemin-de ise 1/160 ve üzerinyontemin-de titreler tan› koydurucudur. Tedaviyontemin-de ami-noglikozidler kullan›labilen ilk seçenek olup 10 gün süreyle uygu-lanmas› önerilmektedir. Bu makalede, Türkiye’de Ege Bölgesinin Uflak ilinden poliartralji, eritema nodozum ve lenfadenopati ile baflvuran bir olguya yaklafl›m eflli¤inde tularemi hastal›¤›n› irdele-meye çal›flt›k.

Anahtar sözcükler: Tularemi, poliartralji, lenfadenopati, eritema

no-dozum, Türkiye

Summary

Tularemia is a zoonotic diseases which is reported 500,000 new case every year in globally and over 500 number case comes from Turkey. Responsible agent is a Francisella tularensis which is coc-cobacillus shaped and gram negative bacteria. Clinical features can be changeable and depends on host immun response, inoculation dosage, entrance and virulence of bacteria. Tularemia can be emer-gent in various manifestation like as a subclinic mild situation or severe sepsis. Globally most observed form in human is ulceroglan-dular tularemia which mostly can be seen in North America, Asia and Europe. In our country oropharyngeal tularemia is most detect-ed form and case reports has been send nearly form all regions notably Black sea and Marmara. Making diagnose is late because tularemia can be miscible with a lot of diseases especially other infections and because of delay of medical treatment, lymph node suppuration would be progressed. In despite of rare mentioned dis-ease about differential diagnose of head and neck mass, it must come to minds especially with the case cervical lymphadenitis and erythema nodosum. Risky groups are people live in rural areas, farmers, hunters, butchers, cooks, nature lovers. Diagnostic titers are considered to be >1:160 in tube agglutination and >1:128 in microagglutination. First option in the treatment is aminoglycosides and it must be provided for at least 10 days. In this article, we try to evaluate tularemia with clinical approach of the case who admit to the clinic presenting with polyarthralgia, erythema nodosum and lymphadenopathy in the Uflak city from Aegean region in Turkey.

Keywords: Tularemia, polyarthralgia, lymphadenopathy, erythema

(2)

Tularemi, y›lda 500’ü Türkiye’den olmak üzere tüm dünyada yaklafl›k 500.000 kifliye tan› konulan ve birçok

yönüyle vebaya benzeyen bir hastal›kt›r.[1]

Klinik seyri subklinik hafif bir durumdan, a¤›r sepsis tablosuna kadar de¤iflebilir. Atefl, tonsillit, konjonktivit, öksürük, lenfade-nopati, artralji, miyalji, bafla¤r›s›, kar›n a¤r›s› ve ishal göz-lenebilir.[2]

Septal pannikülitlerin prototipi olan eritema nodozumun ise antijenik uyar›lara karfl› gecikmifl bir hi-persensitivite reaksiyonu oldu¤u üzerinde durulmaktad›r. Tularemide özellikle ekstremitelerde eritema nodozu-mun klini¤e efllik edebilece¤i belirtilmektedir. Bu maka-lede poliklini¤imize poliartralji, eritema nodozum ve bo-¤az a¤r›s› flikayetleriyle baflvuran ve tularemi tan›s› konu-lan hastaya yaklafl›m sergilenmifltir.

Olgu Sunumu

Otuz iki yafl›nda kad›n hasta; atefllenme, halsizlik, yor-gunluk, kol ve bacaklar›nda eklem a¤r›s› ve döküntü flika-yetleriyle poliklini¤imize baflvurdu. Öyküsünde flikayet-lerinin yaklafl›k 3 hafta önce bafllad›¤›, ilk 5 günün ateflli geçti¤i ve takip eden dönemde halsizlik, ifltahs›zl›k, yor-gunluk, poliartralji ve miyalji gibi belirtilerin eklendi¤ini belirtiyordu. Üçüncü hafta içinde eklem a¤r›lar› daha da art›fl göstermifl ve bo¤az a¤r›s›, öksürük, her iki bacak ve kollar›nda a¤r›l› k›rm›z› döküntüler geliflmifl. Özgeçmi-flinde k›rsal alanda yaflamas› ve hayvanc›l›kla u¤raflmas› d›fl›nda ek bir özellik yoktu. Bilinen bir hastal›k ya da ilaç kullan›m› tariflemiyordu. Fizik muayenesinde genel du-rumu iyi, soluk ve koopere oldu¤u görüldü. Atefl yüksek-li¤i yoktu ve vital bulgular› normal olarak de¤erlendiril-di. Farinks hiperemik, yüzünde malar rafl benzeri görü-nüm, boyun bölgesinde guatr ve sa¤ submandibular böl-gede yaklafl›k 3 cm’lik a¤r›l› flifllik saptand›. Ayr›ca her iki tibia ön yüzünde ve sa¤ kolda eritema nodozum ile uyumlu k›rm›z›, a¤r›l›, ›s› art›fl›n›n efllik etti¤i subkutan döküntüler mevcuttu (fiekil 1). Hasta ileri tetkik ve teda-vi amac›yla iç hastal›klar› serteda-visine yat›r›ld›. Biyokimyasal incelemelerinde akut faz yan›t›nda belirgin bir yükseklik mevcuttu. Sedimantasyon 50 mm/saat (norm: 0–20) ve C reaktif protein (CRP): 109.2 mg/L (norm: 0–5 mg/l) ola-rak hesapland›. Hemoglobin 7.7 g/dl (norm: 12.2–16.2), Hematokrit : 28.5 (norm: %37.7–47.9), MCV: 62 (norm: 80–97 fl), RDW: 23.9 (norm: 11.6–17.2) ve demir 10 μg/dl (norm: 50–170) olarak saptand›. Anti-nükleer anti-kor, romatoid faktör ve ASO testleri normal idi. Hemo-liz bulgular› izlenmeyen hasta periferik yayma ile de¤er-lendirildi ve demir eksikli¤i anemisi olarak kabul edildi. Akci¤er grafisi ola¤an olan hastan›n boyun ultrasonogra-fisi (USG) de¤erlendirilmesinde her iki tiroid lobunda

multinodüler guatr ile uyumlu, en büyü¤ü 36×29 mm

olan multipl tiroid nodülleri ve sa¤ servikal zincirde en büyü¤ü submandibular bez superior komflulu¤unda

32×22 mm boyutta kenar›nda yer yer hiperekojen hilusu

bulunan multipl lenf bezleri rapor edildi. Enfeksiyon ya-pan etkenleri de¤erlendirmek üzere Quantiferon, Rose bengal, VDRL testleri istendi. Negatif saptand›. EBV ve CMV için bak›lan viral belirteçler de negatif sonuçland›. Hepatosplenomegalisi olmayan ve bat›n USG’de lenfa-denopati saptanmayan hastaya dispne tariflemesi üzerine 3 ünite eritrosit süspansiyonu transfüze edildi. Ayr›ca amprik antibiyoterapi olarak moksifloksasin, metilpred-nizolon, NSAI, kolflisin ve destek tedaviler tatbik edilme-ye baflland›. K›rsal kesimde yaflad›¤› anlafl›lan hastam›zda herhangi bir kemirgenle temas, böcek ya da kedi ›s›r›¤› öyküsü, do¤al ortamdaki bir kaynaktan su içme ya da av eti yeme öyküsü yoktu. Hiler lenfadenopati de¤erlendir-mesi amaçl› toraks tomografisi çekildi ve normal bulgu-lar saptand›. Biopsi yap›lmas› planlanmak üzereyken anamnezi tekrar derinlefltirildi. Son dönemde bahçe iflle-rini yapt›klar› köyde yeni boru sistemi döflendi¤i ve hane suyu ihtiyac›n›n ortak bir musluktan bidonlarla su doldu-rarak sa¤land›¤› anlafl›ld›. Tularemi olgusu olabilece¤i akla getirildi. Halk sa¤l›¤› ile temasa geçildi. Bo¤az sü-rüntü ve serum örne¤i al›n›p, merkez referans laboratu-var›na gönderildi. Mikro-aglütinasyon testi yüksek titre-de (1/640 titre) pozitif saptand›. Tularemi tan›s› konulan hastaya tedavi amaçl› uygulanan ilaçlar kesildi. Enfeksi-yon hastal›klar› ile konsülte edilerek antibiyoterapi olarak streptomisin tedavisine geçifl yap›ld›. Ard›ndan halk sa¤-l›¤› ekipleri taraf›ndan saha örnekleri al›nd›. Baflka olgu saptanmad›¤› anlafl›ld›. Tedaviden 1 ay sonra kontrole gelen hastada a¤r›lar›n azald›¤›, döküntülerin kayboldu-¤u ancak boyundaki fliflli¤in devam etti¤i görüldü. Kon-trol CRP de¤eri 31 mg/L olarak sonuçland›. ‹leri de¤er-lendirme amaçl› kontrasl› boyun magnetik rezonans gö-rüntüleme istendi. Sa¤ parotisden bafllayan ve afla¤› bo-yun kaslar› içine do¤ru sa¤ tiroid lob süperiör kesimine kadar devam eden yaklafl›k 38 mm kal›nl›¤›nda heterojen yo¤un kontrast tutulumu gösteren nodüller saptand›. Bu bulgular apse formasyonu ile uyumlu olarak de¤erlendi-rildi. Kulak Burun Bo¤az hastal›klar› bak›s› yap›ld› ve drenaj ifllemi uyguland›.

Tart›flma

Belirgin özellikleri olarak bafllang›c›nda atefl ve siste-mik semptomlar› bulunan, poliartralji, eritema nodozum ve boyunda lenfadenopatileri saptanan, akut faz yan›t› yüksek genç bir kad›n hastayla karfl› karfl›yay›z.

Artralji ve artrit aç›s›ndan tabloya bak›ld›¤›nda akut

oligoartrit yapan nedenler olarak; gonokok ve viral en-feksiyonlar, endokardit, akut romatizmal atefl, reaktif ar-trit, enteropatik arar-trit, romatoid artrit ve sistemik lupus eritematozis say›labilir. Akut poliartritte ise yine baflta vi-ral enfeksiyonlar, lyme hastal›¤›, sekonder sifiliz, Behçet

(3)

hastal›¤›, sarkoidoz, vaskülitler ve paraneoplastik artrit

ay›r›c› tan›da düflünülebilir.[3]

Enfeksiyöz nedenlere odakland›¤›m›zda, ilk olarak

virüsleri incelemeliyiz. Burada hepatit B, hepatit C, EBV, CMV, parvovirüs B 19 ve HIV bafl sorumlulard›r. Bu tabloda gerçek bir poliartritten ziyade 6–8 hafta içinde zamanla kendili¤inden kaybolan poliartralji gözlenmesi daha olas›d›r. Romatoid faktörü pozitif yap›p, romatoid artrit tutulum fleklini taklit edebilirler. Artralji, parvovi-rüs B19 enfeksiyonunda etkenle temastan iki hafta sonra ve grip benzeri semptomlar›n bafllang›c›ndan bir hafta sonra geliflir. A¤r›, eklem fliflli¤inden daha ön planda olup hastalar›n yar›s›nda konstitüsyonel flikayetlerle birlikte

bulunur. Ayr›ca nefrit, menenjit, vaskülit, lenfadenit, akut hepatit, rafl, miyokardit, geçici aplastik kriz, immun trombositopenik purpura ve jeneralize ödem geliflebilir. Akut dönmede ANA testi pozitif olarak sonuçlanabilir. Cilt döküntüsü s›k olmakla birlikte klasik tokatlanm›fl yüz görünümü ancak olgular›n %20’sinde gözlenmektedir. Akut hepatit B enfeksiyonunda da preikterik dönemde genellikle ürtiker ve makülopapüller bir döküntünün efl-lik etti¤i immun kompleks aracal› artrit veya artralji göz-lenebilir. Kriyoglobulinemi ile birlikte olabilen artraljiler ise kronik HCV enfeksiyonuna has olarak

de¤erlendiri-lir.[4] Bakteriyel septik artrit, non-gonokokal bir etkene

ba¤l› ise daha çok atefl ve toksik görünümle diz, kalça ve

(4)

omuz eklemi gibi monoartiküler tutulumla gitme e¤ili-mindedir. Gonokokal artrit ise daha çok kad›nlarda ten-dinitin de efllik edebildi¤i poliartiküler formda geliflebilir. Olgumuz k›rsal kesimde yaflad›¤› ve hayvan besledi¤i için sistemik flikayetler de yapabilen bruselloz aç›s›ndan mut-laka de¤erlendirilmeliydi. Brusellozda osteoartiküler sis-tem bulgular› genellikle atefl ve terlemenin azald›¤› 3. ve 4. haftaya do¤ru ön plana ç›kar. Tek tarafl› sakroileit ve özellikle L4-L5 vertebra düzeyinde spondilit yapma ola-s›l›¤› daha yüksek iken yük binen büyük eklemlerde peri-ferik artrit olarak da karfl›m›za ç›kabilir. Bu artritlerin bir bölümünde etken üretilebilirken bir k›s›m olgu reaktif artrit fleklinde geliflti¤i için üreme söz konusu olamamak-tad›r.[5]

Hastam›z›n rose bengal ve viral belirteçleri nega-tif saptanm›flt›.

Romatolojik aç›dan olaya yaklafl›ld›¤›nda, öncelikle

alt ekstremite büyük eklemlerinde gezici artrit ata¤› flek-linde izlenebilen akut romatizmal atefl elenmelidir. Artrit bu durumda genellikle bir haftada geriler ancak eriflkin-lerde eklenici vas›fta seyrederek daha uzun süre devam

etme e¤iliminde olabilir. A grubu β hemolitik streptokok

enfeksiyonunu kan›tlamak için bo¤az kültürü veya %80

oran›nda pozitif olabilen ASO testi bak›s› yap›labilir.[6]

Romatoid artrit, özellikle 30–50 yafl aras› kad›nlarda göz-lenir ve küçük eklemleri simetrik olarak tutar. RF ve An-ti CCP %70 oran›nda poziAn-tif olabilir ancak erken dö-nemde negatif saptanabilece¤i bilinmelidir. Cilt dökün-tüsü görülmesi romatoid artritte pek beklenen bir bulgu de¤ildir. ‹lk semptomu simetrik, non eroziv poliartralji olup atefl ve yumuflak doku fliflli¤i yapabilen sistemik lu-pus eritematozis do¤urganl›k ça¤›ndaki kad›nlar› etkiler. Özellikle a¤r›l› ekleme yak›n kaslarda %30 oran›nda mi-yalji hissedilebilir. SLE, hastam›zda da bulunan malar rafl benzeri döküntü baflta olmak üzere çeflitli tipte cilt tutu-lumlar› sergiler. Ancak eritema nodozum beklenen bir bulgu de¤ildir. Bu noktada kar›flabilecek cilt lezyonu ola-rak lupus pannikülitinden bahsedilebilir. Bu durumda ekstremite ve kalçalar›n ya¤ dokusunda subkutanöz infla-masyon neticesi a¤r›l› nodüller geliflmifltir. Yerleflimi de-rin oldu¤u için iz b›rakma olas›l›¤› söz konusudur. SLE’ de ANA testi mihenk noktas›d›r ve olas› vaka oral aft, fo-tosensivite, alopesi aç›s›ndan mutlaka sorgulanmal›d›r. Olas› serozit bulgular›n› ve renal tutulum varl›¤›n› de¤er-lendirmek önem tafl›r. Hastam›z›n ANA, ASO ve RF testleri negatif olarak saptanm›flt›. Behçet sendromu ise genellikle 40 yafl alt›nda bafllamakta ve en s›k diz eklemi-ni etkilemek kayd›yla alt ekstremitede asimetrik tutulum yapmaktad›r. Öyküde tekrarlayan oral aft, genital ülser ve üveit sorgulamas› atlanmamal›d›r. Klasik bafllang›ç bul-gusu olarak kabul edilen oral aftöz lezyonlar›n özellikle sigara kullan›m› da mevcutsa hastalar›n %20’lik

grubun-da bafllang›çta görülemiyebilece¤i bilinmelidir.[7]Tuttu¤u

organlarda non-kazeifiye granülom ile karekterize olan sarkoidoz s›kl›kla sinsi bafllang›çl› multisistemik bir has-tal›kd›r. Olgumuzla ilgili olarak lenfadenopati, deri ve lo-komotor sistem tutulumundaki de¤erlendirme önemli-dir. Saptanan lenfadenopatilerin ço¤unlu¤u her iki akci-¤er hilusunda beklenmekle birlikte vakalar›n yaklafl›k %10’ nunda servikal bölgede geliflebilir. Löfgren sendro-mu; atefl, hiler lenfadenopati, eritema nodozum ve artral-ji ile prezente olan bir çeflit akut sarkoidoz formudur. Bu durumda artrit genellikle bilateral ayak bileklerini etkiler

ve kendini s›n›rlama e¤ilimindedir.[8]Sistemik

vaskülitle-re bak›ld›¤›nda ço¤unun halsizlik, atefl, terleme, ifltahs›z-l›k, kilo kayb› gibi sistemik semptomlarla bafllad›¤› görül-mektedir. Akut enfeksiyon tablolar›n›n aksine burada sin-si bafllang›ç vard›r ve hasta semptomlar›n bafllang›ç günü ve saatini genellikle belirtemez. Eritema nodozumda cilt atrofisi ve ülserasyon gözlenmez iken vaskülitlerde tibia arka yüzünde yerleflen nodüllerde ülser geliflmesi ve skat-risle iyileflme söz konusudur. Enteropatik artrit, inflama-tuar ba¤›rsak hastal›klar› ile birlikte görülür. Kolitis ülse-rozada alt ekstremite eklemlerinde simetrik tutulum, kanl› ishal ve özellikle aktif dönemde eritema nodozum izlenebilir. Kar›n a¤r›s›, ishal ve fistül ile seyredebilen crohn hastal›¤›nda ise %20 oran›nda artrit efllik edebi-lir.[9]

Hastam›z›n medikal hikayesinde oral ya da genital aft, ishal, kar›n a¤r›s›, üveit gibi özellikler bulunmuyordu.

Malignite varl›¤›nda paraneoplastik artrit ile

karfl›la-flabiliriz. Bu fenomen özellikle meme, akci¤er gibi solid organ maligniteleri veya lenfoma, lösemi da ön planda-d›r. Özellikle ileri yafltaki bir hastada akut bafllang›çl› se-ronegatif artrit klini¤inde tedaviye iyi cevap al›nam›yorsa

ak›llara gelebilmelidir.[10]

Lenfadenomegaliler sistemik enfeksiyonlara ba¤l› olarak geliflti¤inde servikal bölgede bilateral seyreder. Bafl ve boyun kanser metastazlar› ge-nelde tek tarafl›d›r ve etraf dokulara yap›fl›kt›r. Lenfoma-larda ise pakeler fleklinde ve lastik k›vaml› olup genellik-le etraf dokulara yap›fl›kl›k göstermez. Olgumuzdaki ser-vikal lenfadenopatiler a¤r›l› ve etraf dokulara yap›fl›k de-¤ildi. Periferik yayma ile de¤erlendirmesi demir eksikli¤i anemisi ile uyumluydu. Ayr›ca radyolojik yöntemlerde belirgin bir malign odak ya da lenfomay› ça¤r›flt›rabilecek baflka bir lenfadenopatiye rastlanmam›flt›.

Eritema nodozum de¤iflik antijenik uyaranlara karfl› geliflmifl gecikmifl bir hipersensitivite cevab›d›r. ‹nsidans› 1–5/100.000 aras›nda olup en s›k 20–40 yafl aras›ndaki kad›nlarda gözlenir. Genellikle pretibial alanlara bilateral yerleflen, hassas veya a¤r›l› nodüler yap› fleklindedir. An-cak nadiren tibia yan taraflar›nda, kollarda, boyunda ve yüzde de geliflebilir. Alt› hafta sonunda mor renk oluflma-ya bafllar ve zamanla skar b›rakmadan iyileflir.

(5)

Histopato-lojisinde erken dönemde septumda perikapiller nötrofilik infiltrasyon, geç bulgu olarak ise lenfohistiyositer hücre-lerin bask›n oldu¤u ve dev hücrehücre-lerin izlendi¤i mikrogra-nülomatöz odak görülür. Nedenleri Tablo 1’de

detayl›-ca listelenmifltir.[11]Pratik hayatta neredeyse yar›s›n›n

ne-deni belirlenememektedir. Olgunun klini¤ini bu aç›dan de¤erlendirdi¤imizde yine karfl›m›za yani enfeksiyöz, ro-matolojik ve malignite ile iliflkili üç ana grup ç›kmaktad›r: • Enfeksiyon etkenleri gözümüzün önünden

geçirildi-¤inde %40’l›k bir alan streptokoklarca doldurulur. Eritema nodozum farenjitten yaklafl›k 2–3 hafta sonra ortaya ç›kar. T›bbi öyküde son 1 ay içinde geçirilmifl bo¤az a¤r›s› veya iltihab›n›n varl›¤› aranmal›d›r. Di-¤er nedenler olarak bruselloz, baflta hepatit olmak üzere viral enfeksiyonlar, salmonella, yersenia, shigel-la ve parazitozshigel-lar belirtilmektedir. Toplumun yaflshigel-lan- yafllan-mas›, HIV enfeksiyonu s›kl›¤›ndaki art›fl ve uygulanan medikal tedaviler sonucu günden güne immunsupres-yona u¤ram›fl hasta kitlesi genifllemektedir. Bu neden-le özellikneden-le geliflmekte olan ülkeneden-lerde fungal enfeksi-yon ve tüberküloz aç›s›ndan uyan›k olmak gerekmek-tedir. Öksürük, kilo kayb›, gece terlemesi gibi konsti-tüsyonel semptomlar ve tüberkülozlu hasta ile maru-ziyet öyküde sorgulanmal›d›r. Çocukluk ve gençlik döneminde gözlenen primer tüberküloz, s›kl›kla sa¤ akci¤er üst lob anterior veya sa¤ orta lob medial seg-menti etkiler. Ço¤u olguda radyolojik parankim tutu-lumu bulgusuna rastlanmaz. Kaviteleflme enderdir an-cak tek tarafl› hiler veya paratrakeal lenfadenopati saptanabilir. Yetiflkinlerde ise primer enfeksiyonda lenfadenopati beklenen bulgu de¤ildir ve tan› PPD deri testi pozitifli¤i ile konur. Eritema nodozumun, tüberküloproteinlerle ilk karfl›laflmadan haftalar sonra bir afl›r› duyarl›l›k reaksiyonu sonucu geliflti¤i

düflü-nülmektedir.[12]

Reaktivasyon tüberkülozu denilen se-naryoda ise lenfadenopati nadiren geliflmekte ve s›k-l›kla kaviteleflme belirleyici olmaktad›r. Kaviteler özellikle akci¤er üst lob apikoposterior ve alt lob su-perior segmentte meydana gelir. Bu aç›dan de¤erlen-dirme amaçl› akci¤er grafisi istemi, PPD deri testi uy-gulanmas› ya da serum örne¤inden quantiferon testi çal›fl›lmas› yol gösterici olmaktad›r. Hastam›z›n to-raks tomografisi normal raporlanm›fl, quantiferon ve ASO testi negatif olarak sonuçlanm›flt›.

• Romatolojik aç›dan ilk s›radaki tan› sarkoidozdur. Bu hastal›kta cilt tutulumu %20 oran›nda beklenmekte-dir. Eritema nodozum bunlar aras›nda en tipik olan›-d›r ve iyi prognoz iflareti kabul edilir. Behçet hastala-r›nda mukokutanöz bulgulara sahip olma s›kl›¤› ise %60’ d›r ve en s›k gözlenen cilt lezyonu nodüler ve papülopüstüler fleklindeki lezyonlard›r. Bunlar genel

olarak eritema nodozum benzeri lezyon olarak nite-lenmekte olup kad›nlarda daha s›k olarak iznite-lenmekte- izlenmekte-dir. S›kl›kla alt ekstremitede tekrarlama e¤iliminde olan hassas k›rm›z› flifllikler olarak geliflir. Bu aflamada patognomonik olmayan ancak karekteristik olarak ka-bul edilen prick testi %70’lere varan pozitif sonuçlan-ma oran›yla yararl› bir tetkik durumundad›r.

• Malignite ile ilflkili durumlar aç›s›ndan en önemlisi lösemi ve lenfoma gibi hematolojik malignitelerdir. Anemik olan olgumuzda yap›lan periferik yayma de-mir eksikli¤i anemisi ile uyumluydu ve atipik hücre iz-lenmemiflti.

Tularemi

Francisella tularensis, pleomorfik yap›da gram negatif

aerobik bir kokobasildir. Halkasal kromozoma sahip olup

dirençli hücre içi yerleflim sergiler.[13] Normal fagositoz

sürecinde nötrofil, makrofaj veya dendritik hücreler yü-zeylerindeki C-lektin ile bakteriyle temas kurup hücre içine al›rlar ve lizozom ile kompleks oluflturup imhay› gerçeklefltirirler. Ancak; F. tularensis, replikasyonunu sa¤-layan proteinlerin genlerindeki modifikasyon neticesinde reaktif oksijen metabolitlerini bask›lamakta ve sitoplazma içinde sa¤ kalarak üreme yetene¤ini sürdürebilmekte-dir.[14]

‹nkübasyon periyodu 2–10 gün aras›ndad›r. Enfek-te olan makrofajlar lenfatiklerle en yak›n lenf bezine ve ard›ndan retiküloendotelyal sisteme yerleflirler. Zamanla ilgili bu alanlarda granülomatöz kazeifikasyon nekrozu ve

Enfeksiyon Sistemik hastal›klar Malignite

Streptekok / Tüberküloz Behçet Lenfoma

Yersenia / Campylobacter Takayasu Lösemi

Tularemi / Brusella Sjögren Sarkoma

Sifiliz / Salmonella Reiter sendromu Renal karsinom Shigella / Meningokok Sarkoidoz

Klamidya / Mycoplasma Sweet sendromu ‹laç

Kedi t›rm›¤› hastal›¤› Kolitis ülseroza Salisilat

Corynebacterium difteria Crohn Penisilin

Propionibacterium acnes Kronik aktif hepatit Kontraseptif Lenfogranuloma venerum Ig A nefropatisi Klortiazid K›zam›k / HSV / Orf Granülomatöz mastit Sülfanamid

Hepatit B / EBV / CMV Gebelik Fenitoin

Dermatofit / Blastomikoz Isotretionin

Coccidioidomycosis Hepatit afl›s›

Sporotrikozis

Aspergilloz / Histoplazmozis Giardiyazis / Askariazis Amebiyazis / Toksoplazmozis

(6)

apse formasyonu geliflmektedir.[15] Enfeksiyonun do¤a

döngüsüne bak›ld›¤›nda bakterinin su, çamur veya bü-tünlü¤ü bozulmufl ölü organizmada aylarca yaflayabildi¤i görülmektedir. Bit, kene, pire ve sinekler hasta olan kedi veya sincaplar› ›s›rarak enfekte olmakta ve ard›ndan in-sanlarla temas kurarak etkeni vücudumuza aktarmakta-d›r. Ayr›ca, enfekte hayvan parçalar› ve ç›kart›lar›n›n cilt veya konjonktiva ile direkt temas› ya da tavflan veya kemi-ricilerin kontamine etti¤i su ve besinlerin oral yolla

tüke-tilmesi bulafl› sa¤lamaktad›r.[16]

En s›k karfl›lafl›lan etken-ler daha fazla virülansa sahip olan F. tularensis nearctica (Tip A) ve F. tularensis holarctica’d›r (Tip B). Tip A ge-nellikle kene ›s›rmas› ya da enfekte tavflanla temas, Tip B ise su kayna¤› çevresinde yaflayan hayvanlar›n enfekte

et-ti¤i içme suyu ile bulaflmaktad›r (fiekil 2).[17]

Klini¤inde üflüme, titreme, halsizlik ve atefl yüksekli-¤inin gözlendi¤i ani bir bafllang›ç vard›r. Bo¤az a¤r›s› ve tonsillit geliflebilir. Atefl baz› durumlarda haftalarca süre-bilir. Yaklafl›k bir hafta sonra genellikle tek tarafl›, a¤r›l› ancak belirgin derecede rahats›zl›k hissi vermeyen, orta sertlikte, s›n›rlar› belirsiz ve çevre dokulara yap›fl›kl›k

göstermeyen lenfadenopati geliflir.[18]

Geç dönemde bu lenf bezleri fluktuasyon verip supure olabilir. Hastalarda

ayr›ca artralji, miyalji, bafl a¤r›s›, öksürük, kar›n a¤r›s› ve ishal gözlenebilir. Özellikle kad›nlarda %20 oran›nda nonspesifik deri bulgular› efllik edebilir. Lezyonlar eks-tremitelere bilateral olarak yerleflme ve kafl›nt›l› olma e¤ilimindedir. Döküntüler s›kl›kla hastal›¤›n ilk 2 haftas› içinde ortaya ç›kmakta ve spesifik tedaviye iyi cevap vere-rek 2–6 hafta içinde solmaktad›r. Klinik ortam›nda mu-ayene esnas›nda saptanabilecek bulgular fiekil 3’de su-nulmufltur. Klinik tablolar, klasik olarak ülseroglandüler, glandüler, orofaringeal, oküloglandüler, sistemik, pul-moner ve gastrointestinal form fleklinde s›n›fland›r›lmak-tad›r.[19]

Ülseroglandüler form global olarak en s›k

göz-lenen flekildir ancak ülkemizde nadiren görülür. Vektörü Kuzey Amerika’da kene, Kuzey Avrupa’da ise sivrisinek-lerdir. Cilt yolu ile penetrasyon sonras› girifl yerinin etra-f›nda k›rm›z› papül ve ard›ndan bölgesel lenfadenopati geliflmektedir. Sonras›nda papül nekroza u¤ray›p birkaç hafta içerisinde iz b›rakan ülsere dönüflmektedir. Lenf bezi tutulumu cilt lezyonu ile ayn› anda, öncesinde ya da birkaç gün sonras›nda geliflebilir. Döküntüler ise genel-likle semptom bafllang›c›n›n ikinci haftas›nda eritema no-dozum, makülopapüler veya eritema multiforme fleklinde

ortaya ç›kabilmektedir.[20]

Ülkemiz düflünüldü¤ünde, en s›k gözlenen klinik flekil orofaringeal formdur. Bu

tablo-fiekil 2. Hastal›k siklusu.

Karasal siklus Su siklusu Tip A Tip B

(7)

da kontamine su ve g›dalar›n tüketilmesi bulafl yolu aç›-s›ndan önemlidir ve bu nedenle epidemilere yol açma

olas›l›¤› da söz konusudur.[21]

Ülkemizde 2014 y›l›nda ya-p›lan ve yaklafl›k 40 merkezden tularemi tan›l› 1000 has-tan›n de¤erlendirildi¤i çal›flmaya göre; hastalar %85 oro-farengeal form fleklinde s›n›fland›r›lm›fl, %15’i farenjit ve %60’› tonsillit olarak s›n›flanm›flt›r. Lenfadenopati sap-tanma oran›n›n % 95 oldu¤u ve bunlar›n %60’›n›n servi-kal zincir, %40’›n›n submandibular bölgede geliflti¤i ra-por edilmifltir. Ultrasonografik özellikleri aç›s›ndan %60’› hiperekojen ve %25’i ise hipoekojen izlenmifl. Hastalara etkin ve do¤ru tedavi bafllanma zaman›n›n

or-talama 4 hafta gecikti¤i ve %15 olguda iki haftal›k etkin tedaviye ra¤men mevcut flikayetlerin devam etti¤i belir-tilmifltir. Supurasyon izlenme oran› ise tedavi sonunda

%80 civar›nda saptanm›flt›r.[22]

Tularemi ay›r›c› tan›s›nda; lenfadenopati yapan se-bepler olarak piyojenik deri ve yumuflak doku enfeksi-yonlar›, kedi t›rm›¤› hastal›¤›, deri flarbonu, sifiliz, flan-kroid, lenfogranüloma venereum, deri tüberkülozu, bar-tonella, toksoplazmoz, sporotrikoz, veba, HIV, EBV ve lenfoma say›labilir. Tonsillofarenjit klini¤inde strepto-kok ya da adenovirüs enfeksiyonu, EBV ve difteri

(8)

¤› aç›s›ndan uyan›k olunmal›d›r. Tulareminin pulmoner tutulumu aç›s›ndan mikoplazma, lejyonella ve klamidya pnömonileri, Q atefli, psittakoz, tüberküloz, fungal en-feksiyonlar, veba, lenfoma ve influenza pnömonisi ay›r›c› tan›da de¤erlendirilmelidir. Sepsis tablosu ile karfl› karfl›-ya isek bakteriyel sepsis, salmonelloz, bruselloz, lejyonel-la infeksiyonu, dissemine tüberküloz, riketsiyoz, malejyonel-larya

ve endokardit akl›m›z›n bir köflesinde bulunmal›d›r.[23]

Tan›da klinik flüphe büyük önem tafl›maktad›r. Özel-likle endemik bölgede enfekte hayvan ile temas öyküsü, kene ›s›r›¤› sonras› deri lezyonu tariflenmesi,

lenfadeno-pati varl›¤› ya da tonsillit durumunda β laktam

antibiyo-tiklere cevap al›namamas› hekimler için uyar›c› olmal›-d›r.[24]

Avc›lar, k›rsal kesimde yaflayanlar ya da mesle¤i çiftçi, kasap veya ahç› olanlar riskli grup olarak kabul edilmelidir. Bu noktada pratik hayattaki yanl›fl bir tutum-dan bahsetmek yerinde olacakt›r. Yap›lan lenf bezi eksiz-yonel biyopsisinin patoloji raporunda ‘granülomatöz len-fadenit’ sonucu ile karfl›lafl›ld›¤›nda ›srarla tüberküloz ta-n›s›na yönelme söz konusu olmaktad›r. Halbuki; ayn› pa-tolojiyi sarkoidoz, kedi t›rm›¤› hastal›¤›, toksoplazma, si-filiz, atipik mikobakteri, brusella, tularemi, yersenia, lep-ra, lenfogranüloma venerum, EBV, CMV, fungal etken-ler ve berilyoz da oluflturabilmektedir. Bu nedenle granü-lomatöz lenfadenit ay›r›c› tan›s›nda daha genifl

düflünül-mesi önerilmektedir.[25]Tulareminin izolasyonunda kan,

balgam, lenf nodu aspirasyon materyali, püy, orofarenge-al ya da konjunktivorofarenge-al sürüntü kullan›labilir ancak bu ifllem

zordur ve özel besi yeri gerektirir.[26]Bu yüzden tan›da

al-t›n standart olarak serolojik inceleme kabul edilmektedir. Bu testte bakteriye karfl› iki hafta içinde oluflmufl olan an-tikorlar mikroaglütinasyon veya tüp aglütinasyon yönte-mi ile saptanmaktad›r. Mikroaglütinasyon yonteyönte-minde 1/128 ve tüp aglütinasyon yönteminde ise 1/160 ve üzeri

titredeki pozitiflik tan› koydurucudur.[27]

Antibiyotiklerin kullan›m›ndan önce ölüm oran› %30’lar civar›nda iken bu oran günümüzde etkin antibi-yotik tedavisi ile %4’ün alt›na düflmüfltür. Mortaliteyi artt›ran faktörler ileri yafl, altta yatan sistemik hastal›kla-r›n varl›¤›, semptomlahastal›kla-r›n bir aydan uzun süre devam et-mesi, pulmoner tutulum, sistemik form, böbrek yetmez-li¤i, gecikmifl tan› ve uygunsuz antibiyotik tedavisi olarak say›labilir. Penisilinler ve sefalosporinler gibi beta laktam antibiyotikler, karbapenem, rifampisin, makrolidler, kot-rimaksazol ve klindamisin gibi antibiyotiklerin do¤al di-rençten dolay› kullan›lmas› önerilmez. Tedavide ilk seçi-lecek antibiyotik aminoglikozid grubu olmal›d›r. Bu

do¤-rultuda streptomisin 2×1 g IM veya gentamisin 3–5

mg/kg IV/IM tek doz halinde veya 3 dozda kullan›labilir.

Tedavi suresi 10 günden az tutulmamal›d›r.[28]

Kaynaklar

1. Tarnvik A. WHO guidelines on tularaemia. Umea: Umea University; 2007

2. K›l›ç S. A General overview of Francisella tularensis and the epidemiology of tularemia in Turkey. Flora 2010;15:37–58 3. Imboden, Hellmann, Stone. Current Diagnosis and Treatment,

Rheumatology Diagnosis and Treatment. Günefl T›p Kitapevi, 2014; 36–41.

4. K›sac›k B, Sayarl›o¤lu M. Üç haftad›r sa¤ el bile¤inde a¤r› ve hareket k›s›tl›l›¤›, sol el s›rt›nda a¤r› ve flifllik yak›nmas› olan 44 yafl›ndaki kad›n hasta. Sayarl›o¤lu M, editör, Romatoloji vaka derlemeleri - I içinde. ROVAG; 2010;29–35.

5. Sendur ÖF, Turan Y. Bruselloz hastalar›nda kas iskelet sistemi tutulumu. Nobel Medicus 2007;3:16–9.

6. Çakmak NY, Erten fi, Sayarl›o¤lu M. 33 yafl›nda kad›n hasta, ayak bileklerinde a¤r›l› flifllik ve k›zar›kl›k flikayeti ile baflvurdu. Sayarl›o¤lu M, editör, Romatoloji vaka derlemeleri - VI içinde. ROVAG; 2015:91–7.

7. Gül A, Onat AM. Behçet hastal›¤›. Onat AM, editör, Romatoloji vaka derlemeleri - II içinde. ROVAG; 2011; 58–60.

8. Y›lmaz S, K›sac›k B. Sarkoidoz. K›sac›k B, editör, Romatoloji vaka derlemeleri - III içinde. ROVAG; 2012; 174–80. 9. Kalyoncu U. 54 yafl›nda kad›n hasta 20 gündür steroid olmayan

an-tiinflamatuar ilaçlardan fayda görmeyen sa¤ al bile¤i, sa¤ 2. meta-karpofalangeal, sol 3 ve 5. MKF, sol 2-3 PIF eklemlerinde a¤r›-flifl-lik, el ve ayak parmaklar›nda yayg›n a¤r› nedeniyle baflvuruyor. K›-sac›k B, editör, Romatoloji vaka derlemeleri - III içinde. ROVAG; 2012;11–4.

10. K›sac›k B, Pamuk ÖN. 49 yafl›nda bayan hasta, son 4 ayd›r geliflen sabahlar› kalkt›¤›nda belirgin olan bel a¤r›s› ve son 1 haf-tad›r geliflen sa¤ dizinde a¤r›, flifllik yak›nmas›yla baflvuruyor. Pamuk ÖN, editör, Romatoloji vaka derlemeleri - IV içinde. ROVAG; 2013;155–61.

11. Bitik B, Sayarl›o¤lu M. 30 yafl›nda kad›n hasta, bacaklar›nda son 3 haftad›r olan nodüler k›rm›z› flifllikler nedeniyle poliklini¤i-mize baflvurdu. Sayarl›o¤lu M, editör, Romatoloji vaka derle-meleri - VI içinde. ROVAG; 2015; 247–53.

12. Mert A. Eritema nodozum: 9 y›ll›k deneyim. Cerrahpafla T›p Dergisi Ocak-Mart 2002;33:47–59.

13. Kazak E, Ak›n H, Helvac› S. A case of arthropod-borne ulcerog-landular tularemia. Klimik Dergisi 2013;26:126-9.

14. Molly K. McLendon, Michael A. Apicella, and Lee-Ann H. Allen. Francisella tularensis: Taxonomy, Genetics, and Immunopatho-genesis of a Potential Agent of Biowarfare, Annu Rev Microbiol 2006;60:167–85.

15. Celli J, Zahrt TC. Mechanisms of Francisella tularensis intra-cellular pathogenesis. Cold Spring Harb Perspect Med 2013;3: a010314

16. Inci A, Yazar S, Tuncbilek A, Vatansever Z. Vectors and vector-borne diseases in Turkey. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 2013;60:281-96.

17. Maurin M, Gyuranecz M. Tularaemia: clinical aspects in Europe. Lancet Infect Dis 2016;16:113–124.

18. Yeflilyurt M. Tularemi: Klinik tablo ve vaka yönetimi. 5. Türkiye Zoonotik Hastal›klar Sempozyumu, 24–25 Ekim 2014, Erzurum. 19. Tularemia. The Center for Food Security and Public Health,

Iowa State University; Institute for International Cooperation in Animal Biologics, June 2017.

20. Senel E, Sat›lm›fl Ö, Acar B. Dermatologic manifestations of tularemia: a study of 151 cases in the mid-Anatolian region of Turkey. Int J Dermatol 2015;54:e33–7.

(9)

21. Uzun MÖ, Yan›k K , Erdem M, Kostako¤lu U, Y›lmaz G, Tanr›verdi Çayc› Y. Epidemiological and clinical characteris-tics and management of oropharyngeal tularemia outbreak. Turk J Med Sci 2015;45:902–6.

22. Erdem H, Ozturk-Engin D, Yesilyurt M. Evaluation of tularaemia courses: a multicentre study from Turkey. Clin Microbiol Infect 2014;20:O1042–51.

23. Sjöstedt A. Clinical manifestations and the epidemiology of tularemia. Medicina fluminensis 2016;52:211–6.

24. Sa¤l›k Bakanl›¤›. Zoonotik hastal›klar hizmet içi e¤itim modü-lü. Ankara: Sa¤l›k Bakanl›¤› Temel Sa¤l›k Hizmetleri Genel Müdürlü¤ü; 2011.

25. Asano S. Granulomatous lymphadenitis. J Clin Exp Hematopathol 2012;52:1–16.

26. Hofer E. Microbiological diagnosis of Francisella tularensis and Austrian epidemiology of tularemia. Workshop “Dangerous Pathogens” and Leptospirosis, 29 May 2009, Vienna.

27. M. Pohanka, R. Chlibek, K. Kuca, H. Bandouchova, J. Pikula. Diagnosis of tularemia using biochemical, immunochemical and molecular methods: a review. Veterinarni Medicina 2011;56: 453–61.

28. Akal›n H. Ülkemizde tularemi sorunu. 7. Ulusal ‹ç Hastal›klar› Kongresi Kongre Kitab›, 14-16 Eylül 2005, Antalya.

Referanslar

Benzer Belgeler

Adress for correspondence: Erdem Şen, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Alaeddin Keykubat Kampüsü, Konya, Türkiye e-mail: dr17erdem@mynet.com.. Available

2 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Ankara, Türkiye.. ©Telif Hakkı 2019 Çocuk

A Case of Erythema Multiforme Related to Pegylated Interferon- α 2a Plus Ribavirin Treatment for Chronic Hepatitis C Virus Infection.. A case of erythema multiforme related

Bu olgu sunu- munda solunum sistemi tutulumu olmaksızın sadece eritema nodozum tablosu ile seyreden bir mikoplazma enfeksiyonu olgusu sunulmuştur..

Norio Sugaya’nın sunumunda (2) oseltamivirin çocuk- luk yaş grubunda etkinliğinin daha az olduğu, bu duru- mun influenza B’nin daha sık görülmesine bağlı olduğu

Solmaz ve arka- daşlarının çalışmasında belirtildiği gibi EN’nin en sık nedenleri grup a beta hemolitik streptokoklar, tüberküloz ve mikotik enfeksiyonlarla,

Eritema multiforme (EM) genellikle ilaçlara veya herpes simpleks virus (HSV) infeksiyonlarına bağlı gelişen, kendi ken- dini sınırlayan, tipik olarak akral bölgelere

Çal›flmam›zda idiyopatik EN’nin lezyon yerleflimi, laboratuvar tetkikleri ve tedaviler bak›m›ndan etyolojisi bilinen EN’den farklar› araflt›r›lm›fl ve EN’li