Azizim: ■/ > , ; .
"Seni vefasız olduğun halde sevdim, sadık olsan acaba ne ya= pardım?,, mealinde ve bilmen» hangi Fransız şairinin bir beyti varmış. lercümesini Sadullâh pa= şanın hatıratında görmüştüm.
E=
ğer siz de hislerine, kaprislerine daima galebe eden ciddî ve insaflı bir zat olsaydınız, acaba ne yapar= dik? Çünkü, bu halinizde bile ve bütün kusurlarınıza rağmen, sizi memleketimizin en iyi münekkidi sayıyor, her yazınızı alâka ile oku= yoruz. Bundan beş altı ay evvel (San atkârlar) isimli kitabım için yazdığınız yazının, bende uyandır^ dığı hüzünlü ve nıütehayyir hid= deti, bu sefer neşrettiğim (Edebi= yat ve san at bahisleri) hakkında yazdığınız iki değerli makale ta= ’ mamen unutturdu. Flalbuki, ne yalan söyliyeyim, yeni kitabı da sadece tezyif mevzuu yapacağınıza ihtimal veriyordum. Bu yaşımda toyluk etmişim; sizin, fikirleriniz^ de ve hükümlerinizde olduğu gibi, infiallerinizde de sabit bulunduğu* nuzu zannetmiştim. Flemen ilâve edeyim ki, bir adamın bir kitabı şöyle böyle, hatta sadece gülünç, lâkin diğer kitabı da zararsız, iyi, hatta fevkelâde olabilir. Bunu tes= lim ederim. Lâkin, Racine in (Bri= tannicus) te kullandığı beyti bura= ya tatbik ile diyeceğim ki, ne (San’atkârlar)okadar tezyife, ne de (Edebiyat ve san at bahisleri) bu kadar şan ve şerefe lâyık değiller* di. İkisi de ayni kıratta eserlerdir. Binaenaleyh, fevkalâde müşkülpe* sent olduğunuz halde, bu kitabımıgerek ihtiva ettiği görüşler, ge= rek kariine ilham edeceği itirazlar ile değerli bir eser,, addedince, c = teki kitapla haksızca ve delilsiz eğlenmeğe kalkmanızı hiç doğru bulamam. Fakat artık mevzua gi= reyim: (Edebiyat ve san at babis= leri) kitabının ihtiva ettiği dört makalenin ilki ve nisbeten düz= günü : (Seyahat edebiyatı hakkm= ela düşünceler) serlevhalısıdır. N e çare ki seyahat edebiyatını sev= miyormuşsunuz, hatta“ şimdiki hab de ve bilmem nekadar zaman için,, sevdiğiniz Andre Gide in Kongo seyahatnamesini bile okumamış= siniz. Bu sebeple, işaret ettiğim makaleye bir türlü başlıyamadığı= nızdan, öteki üç makaleyi tahlille meşgul oluyorsunuz. Ancak bir kısmı okunan bir kitaptan bahset= mek, benim de iştirak ettiğim bir noktainazarle, doğru değildir. Ama madamki bir ikinci noktainazar da münekkidin istediği noktalar hak= kında fikirlerini söylemekte, ve bahsettiği kitabı =bu fikirleri söy= lemeğe bir vesile olarak= almakta serbest bırakıyor, bu cihet üzerin* de ısrar etmiyeceğim. Kitabımın (Edebiyatta başka san atlar) ser= levhalı ve ikinci makalesi müna* sebetiie yazdığınız ilk makaleye, bu makaledeki bir itirazınıza ge= leceğim. Şiirde ve aîelitlak edebi* yatta daima resim yapılmasının aleyhinde bulunmuştum. Bu mü= nasebetle Haşimle Verlaine i zik* rediyor, Virgile’in de çok resim yaptığını söylüyorsunuz. Peki, bir Vîrgile içimize gelecekse varsın o
da yapsın. Fakat ben hiç te Vir= gile olmadan fazla resim yapanlara ve resim yapılmasına itiraz edi= yorum.
(Temsil san atinde heyecanların hududu) makalesindeki bir fikre, ikinci yazınızda dokunarak diyor* sunuz ki: “ Aleksanyanın yerinde bü= yük aktör Guitry de olsaydı, seyir* çilerin seviyesi düşkün olunca, ay= nı hiddetle coşacaktı, ve madamki Aleksanyan, karşılarında hakikaten bir cinayet işlendiği kanaatini se= yercilerinde hasıl etmiş, demek ki hakikat zannınm azamî haddine kadar vermiş ve tamamiyle mu= vaffak olmuştur. Aleksanyanın ve o çeşit melodram oyuncularının sâf seyirciler üzerinde uyandırdık* ları taşkın hiddetlerde, oynadıkları melodramların da elbette büyük bir tesiri var. Ancak, şu muhak* kak ki, adî aktör insanın daima galiz ve kaba hislerini tahrik eder. Nitekim aynı açık mevzuu hakikî bir san atkârla adî, bir muharrir yazsalar ve aynı adam bu iki ki= tabı okusa, ilkinden yalnız bediî bir heyecan, İkincisinden de, -eli ni eteğini dünyadan çekmemişse başka çeşitte bir teheyyüç duyar. Çıplak bir kadın vücudunun bü= yük bir ressam tarafından yapıl* mış tablosiyle, fotoğrafa geçmiş suretinden alman tesir bir midir? Sarah Bernhardt, belki bütün za= fer ve şerefin kendisine ait oh ması için, sık sık adî piyesler oy« namış ve bunları oynarken fev= kelâde san’ati sayesinde daima heyecan, fakat temiz ve yüksek
bir heyecan yaratmıştır. Aleksan= yan m repertuvarmda şüphesiz ki Guitry düşer, fakat gene şüphe- siz ki onun gibi seyircilerle yum-ruk yumruğa gelecek derecede düşmezdi.,,
İki makalede de temas