1 H a z i r a n
930 d a n
K ita p la r v e m e c m u a la r
Y a z a n : 1 T e m m u z930 a k a d a r
a r a s ı n d a
N . S.
A skerlik vazifesi — Bin bir
/_% husumete rağm en kur-
tardığıınız vatan d a hür ve müstakil y aşam a k için ask erd en ve askerliğimizden b aşk a hiç bir istinatgaha malik değiliz. H ürriyet ve istiklâl nimetlerinin, butiin Tiirk- lerin iyi a s k e r olmaları ve iyi a s
ker kalmaları şartiyle k alacağı mut lak bir hakikattir. MuallimAîet han- met'endinin eşsiz bir sadegi, vuzuh ve artık hiç bir kelimesine ilişile- ıııeyecek bir icaz ile yazdığı bu k ü çük kitap, askerlik bahisleri h a k kında n eler bilmek lazımsa, bunları bir daha unutulam ayacak bir kuv vet ve selâsetle anlatıyor. Memleke timizde, bu kitabın bir nüshasından mahrum hiç bir köşe kalmamalıdır, ve h e r köyün en iyi okuru, köylüleri geceleri etrafına toplayarak, onun sahiîelerini yavaş yavaş, h e r cüm lede uzun uzun tevekkufla okum a lıdır. Basılışının şekli ile intizam, zerafet ve güzellik mefhumlarını da vatanın en ü c ra köşelerine götürüp eriştirecek olan ve h e r sınıf halka aynı salahiyet ve aynı tesir ile hitap eden bu eser, T ürkcenin mu harririne en fazla şükran ve minnet kazandırdığı ender kitaplar arasın da da çok şerefli bir mevki k a z a n
mış b u lu n m a k ta d ır.
Aşık Kerem — Halk arasın d a
asırlardan beri dolaşan efsaneleri, memlekette okumağı yeni öğrenmiş
binlerce v atan d aşa temiz ciltler
içinde vermek, pek isabetli bir h a reketti. Maarif vekâleti buna k a r a r vermiş ve bu efsanelerimizin en m eşhur ve m üessirlerinden biri olan Aşık K erem ’i Besim Atalay beye dü zelttirerek bastırmıştır. Bu efsaneler, büyüklüğünü tabiatin bin bir kuvvet ve maddesinden alır b irer nehirdir, ve kaç yüz sen ed ir ırkımızın hafızasın dan ve kalbinden ç a ğ lay arak g e çerk e n daima biraz d ah a zengin
leşmiş olan bu efsanelerin hepsi
toplandığı zaman, müstakbel şairle rimiz, romancılarımız, musikişinas ve ressamlarımız için de pek geniş bir ilham sarayının kapıları açılmış bulunacaktır .
Yevmi gazeteler ve edebiyat —
Harf inkilâbı b aşlark en , Milliyet, Ciimhuriyet ve Vakit, edebî sah iîe lerini kaldırdılar. O zam andanberi edebiyat Cümhuriyet gazetesinin sütunlarına sokulanıamış. Milliyet gazetesinin g eçen lerd e tesis ed ere k Meş’ale gençlerine verdiği sahife ise, nedense devanı etmemiştir. F ak at son zam anlarda V akit
Sahife : 50 Türk Yurdu S a y ı : 31-225
lık bir ilâve ç ık arm ağ a b aşla
dı, ve bu ilâvelerin lıer birinde
okunm ağa lâyık y azılar bulunuyor.
G azetelerin edebî ve İlmî m ev
zulara d ah a fazla y e r tahsis e d e cek leri ve meselâ, h e r garp g a z e tesinde olduğu gibi, muntazam n e ş riyat tenkitleri y ap ac ak ları z a m a nın uzak olm amasına dua edelim.
Bu h ususta İzmir gazeteleri İs- tanbuldaki ark ad aşların ı geçmiş ve haftada bir edebî sahife vermek usulünü tesis eylemiş bulunuyor lar. Başka bir m akalede, bu salıi- felerde görülen im zaların en ümit vericilerinden bahsetm ek tasavvu- rıındayız.
Hayat— Bu nüshası Celâl Nuri b e yin ( Şinasi ve Ahmet Rasim) s e r le vlıalı bir makalesile başlıyor. S e r levhasına nazaran Şinasi ile Ah met Rasiııı bey arasın d a bir m uka yese y ap ılacağ ın a hükmettiren bu makale, Rasim Beyin Şinasiye ta h sis ettiği eseri okuduğunu söyler söylemez Şinasiyi tarife ve Ziya Paşa ve Kem al’le m ukayeselerine gi
rişiyor. Ahmet Rasim Beyin kita bından artık hiç bahsedilmem ekle beraber, eser, Şinasiyi pek iyi an latan bir m akale yazdırmıştır. Mü derris Şekip Bey de m ecm uaya güzel
bir makale ile avdet etmiş, Aptul- lalı Cevdet Bey ise artık h e r ş e yini ezberlediğimiz H ayyam a yeni bir etüt vermiş. Yunanistan ehalisi m akalesi calibi istifadedir.
Ayın tarihi — Matbuat umum mü dürlüğü tarafından ve h er hangi bir Avrupa mecmuasından farksız bir kıyafette çıkarılan bu mecmua, b ü
tün dünyanın vak ay iin e ve mühim m eşelerin e dair telif ve te rcü m e bir hayli m akale ve malûmatı ihtiva edi yor. Yevmi g a z e telerd e G reta Gar- bo’nun sağ kaşını kaldırışındaki eda
ile Valentino’nun ölümünden bil
mem n a k a d a r so n ra ilham ettiği son aşk a satırlar - nasıl satırlar, m a k a leler!- tahsis edilirken, siyaseti h a riciye bahislerini takip için tavsiye edebileceğim iz y eg ân e mecmuadır. Kabil olduğunu kuvvetle z a n n e d erek ilâve edelim ki, aynı tarzdaki Av
rupa m ecm u aların d a da sık sık
görüldüğü veçhile, Ayın tarihi bir
ay içinde b aşka m em leketlerde
çıkan en mühim siyasî kitap ve m akaleleri de tahlil ve h u lâsa etse, kendisinden beklenilen hizmeti d a ha cömertlikle ifa etmiş olurdu.
Gürbüz Türk çocuğu — Hem ç o cukların haz ve istifadesini, hem de büyüklerin çocuk m eselelerine vu kuf ve alâkalarını tatmin edip b e s lem ek gayesile çıkan bu mecmua, arkadaşım ız Neşet beyin idaresine geçti. Vazifesini bu sayede daha muvaffakiyetle ifa ed eceğinden şü p he etmiyorum. Yeni nüshası da ş e k linde ve tertibindeki büyük fa rk larla bana bu kanaati veriyor.
Fikirler — İzmir’den bize gelen ve vatanımızın bu aziz beldesinde pek şayanı taktir bir ilim ve edebiyat muhitinin mevcudiyetini ve inkişa- finı h e r nüshasile bize te k ra r eden Fikirler, bu son sayısını hem en ta mamen terbiye bahislerine h a s re t miş. Müderris İsmail Hakkı beyin R ousseau’dan çok selâhiyetle b ah seden bir makalesile başlayan
mün-Sayı : 31-225 Kitaplar ve mecmualar arasında Sahif e : 51
d ereçatı, hep ciddî ve nezih y a z ıla r dır. İrfan ademi m erkeziyeti h alk çılık sisteminin en esaslı şiarların dan biri olduğu için, vatanın lıer tarafında böyle güzel ve değerli
m ecm u alar çıkmasını ve bunun
mümkün olmasını candan dileyelim. Muhit .— Son nüshasını ele alır ken, insan, hacim ve hele kapağın nefaseti itibarile en mutena A v r u
p a m e cm ualarından birini eline
aldığına hükmediyor. Refik Ahmet beyin bizde tiyatronun tarihi hak-
kındaki m akalelerinin yenisi de
ötekiler gibi e n t e r e s a n . Bun
la r cilt halinde toplandığı zaman, hakikaten kıymetli bir e s e r vücude gelmiş olacak. Ahmet Muhip im za
sını taşıyan (Bulutlar) isimli şiir
güzel. Mecmuanın sadık m u h a rrir leri olan M eşaleciler bu nüshaya kendilerinden bir şey verm em iş ler. Bir kaç tane en teresan ter- ceme var.
Hilâliahmer mecmuası , Tıp dün yası , Sıhhi sahifeler . — Hilâliah m er mecmuası gerek m iinderecat ve g e re k şekik itibarile Avrupada- ki emsalinin çoğuna faik bir halde çıkıyor. Bizim Hilâlialımerimizden çok fazla menabii bulunan bir çok m em leketlerin Salibiahm erleri d a ha ince hacım da ve d ah a az cazip m eçm u alar çıkarabiliyorlar. Bizim kine faik olarak an ca k Beynelmi lel Salibiahmer niecmuasile almam yada çıkanı göstereceğim. Tıp dün yası ile sıhhî salıifelerin muhtevi yatı doğrudan doğruya meslekî y a zılar olmakla beraber, meslekten olm ayanların da okuyup istifade
ed eb ilecek leri şe y le r yok değildir.
Havacılık ve Spor —. Memlekette
tay y are ve spor sevgi ve bilgisini yazı ve resim lerd e tamim eden bu
mecmua, kıyafetinin güzelliği ye
kâğıdının nefaseti ile de san,at ve güzellik mefhumlarının yayılm ası na hizmet ediyor. Bir zam an lar d a h a tanınmış imzaları da ihtiva e d e
rek memlekette bir hava ed eb i
yatı vücude getirmeği istihdaf e t miş olan bu mecmüa, şimdi daha ziyade bir gençlik ve salon m e c muası olmak gayesini takip ediyor. Biz, onun eski hedefini de ihmal e t memesini temenni edenlerdeniz.
Resimli Uyanış. Son nüshasında, U-
yanış g elecek sayıdan itibaren edebî bir ham lede bulunacağını h ab er v e riyor. Bu, edebiyatı candan s e v e n ler için g e rç e k te n bir müjdedir. F ak at bu çeşit m üjdelerin ilkini daha harf inkilâbını müteakip is mini değiştirirken vermiş olan bu
eski ve tarihî mecmua, bundan
sonra da yirmi otuz imzanın iştira- kile ve en zengin bir iç ve dışla çıkacağını bildirmiş, bundan bir müddet sonra ise yeni bir edebî mektebin miintesiplerini sinesinde topladığını ilân etmişti. Ya kuvveden file çıkamayan, y a da ancak bir iki hafta idame edilen o eski ham le leri hatırlayarak. Uyanışın h ab er verdiği bu yeni hamleyi biraz te reddütle k arşılam ak zaruretindeyiz. İlâve edelim ki, aldanmış olduğu muzu görmek bizi çok sev in d ire cektir: bekleyelim.
İçtihat — s en ele rd en beri en d er bir vefa ile G. Le Bon’u. G uyau’yu,
V
Sahile: 52
Dozy’yi, ve Ö m er Hayyamı anlatan Aptullah Cevdet Bey, mecmuasının son nüshasında da bir iki b aşka sev diği ile b e ra b e r bu dört isimden bahsedip ettiriyor. Memleketin fikir ve ilim hayatında in k â r edilemez bir mevkii olan İçtihad’ı çok dada zengin m ü n d e re cata malik görmek istiyoruz. Mevcut imlâ kaidelerine faikiyeti hiç te kabili ispat olma yan düsturlar vaz’ederek, ortadaki yazı kararsızlıklarını artırab ilecek bir noktai n a z a r takip etmesine gelince, bunu da doğru bulmadığı mızı söylemeliyiz.
Odlu yurt, Emel — Rusyada çarlık idaresinin sukutunu müteakip istik lâl ilân eden A zerbaycanla Kının, Bolşevik idaresi ile b e rab e r te k ra r R u sy a’nın siyasî vahdetine girdi ler. Bıı emrivakii kabul etmeyen
bazı A zerb ay can m illiyetperver
leri İstanbul’da Odlu y u rt’u ve kı rımlılar da R om anya’da Em el’i
çıka-\
S a y ı: 31-225
rıyorlar. Daha ziyade siyasî mahi yette yazıları ihtiva eden bu m e c
mualarda, bazan edebi bahisler
ve şiirler de intişar ediyor. Lisan itibarilc bizden pek uzak değiller. F ak at niçin ( Emel ) eski harflerle çıkıyor ?
Cençler yolu, yeni mecmua — V a tanın siyasî hudutlarının biri dahi linde ve öteki haricinde, biri Balı kesir ve diğeri A ntakya’da çıkan bu iki edebî ve ilmi mecmuayı, m u n ta zam an takip ediyoruz. İçlerinde h e nüz tam am en belirmiş istidatlar se- zemeıııekle beraber, yazılarındaki temiz ciddiyeti tak tir etmeği borç sayarız. Sade şunu ilâve edeyim ki, yeni m ecmuada, (Tenkit ve tahlil) ve ( Hukuk ve vazife ) gibi iki v ak u r se ıle v h a altında ( Diken )
imzası bir az garip. Gene aynı
m ecm ua sahiîelerinde A. Sırrı beyin ( 22 senen) serlevhalı şiiri için epi, hayli güzel sıfatını israf saymıyoruz.
Türk Yurdu
1
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Tah a Toros Arşivi