• Sonuç bulunamadı

Masum bir yalan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Masum bir yalan"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~rr-

T> Ifai,

¡alim be- zaman, ,nı halin-çene ga- bulunma-A f l EKTUPÇU bulunma-Ahme ¿ / m yin odasına gi “ r * Hüseyin N&ilin h

den pek belliydi. Kendi:. . lacağı bir misafir nasılsa _______ dığı iğin masası üzerinde birikmiş evrakı bezgin bir eda ile tetkik et­ mekte olan Ahmet Salim bey der­ hal toplanarak ayak sesine başını çevirdi, fakat gelenin vilâyet mü­ hendisi Hüseyin Nail olduğunu gö­ rünce koltuğuna tekrar yayıldı ve yeni gelene lâübali bir eda ile bir yer göstermeyi kâfi buldu.

Uzun yîllardanberi ( ) de

mek-tupçuluk^den Ahmet Salim bey

Kürmet ve ı t ı r l ı n ı öyle pek bezle- denlerden değildi. Meşrutiyetten ev­ vel validen gayri ancak erkândan bir iki zatla* eşraf tan bir iki kişiyi eteklerdi. Hürriyetin ilânındanberi yüzüne gülünmesi lâzım kimselerin sayısı gerçi hayli çoğalmıştı. Fakat, buna mukabil, yeni rejimde itibar borsası daha çok değişiklik arzetti- ği, kimsenin ehemmiyet ve itibarın­ da istikrar bulunmadığı için^Ahmet Salim beyin hürmetlerinde ve hür­ metsizliklerinde de bir karar kal­ mamıştı. Gösterilen ve koltuktan zi­ yade iskemleye benziyen yere otu­ rup kesik bıyıklarını kemiren Hü­ seyin Naile ise (....) e geldiği beş ay- danberi asla itibar eylememişti.

Bu, otuzla otuz beş arası olması icap eden oldukça yakışıklı ve sü­ süne meraklı bir adamdı ki, hem ik­ tidarsızlığı, hem de irtikâp ve irti­ şaya müsait mevkiinde bir hayli do­ lap çevirdiği söyleniyor, azlinin

(2)

va-< ^ j

Jtao ¿ i

^

erk" -?

i^l*) o jl—-t r>»y^r^J_y3

>•

.

|

* •

J y —■*

c

Â

j

b ->>P |j *—• J ^ -rf

¡P

<=— 'O ~>

t

j-P r^>fe'

. J 0 J y - p > c\ şp

« ^ : : r ~ - !y& _T * >— ¿y

S&lr*

li paşa tarafından mensup olduğu nezarete pek mahrem bir şekilde yazılmış olduğu da dillerde dolaşı­

yordu. VS

Ahmet Salim bey iş esrarında kul­

landığı gözlüğün üzerinden baka­

rak:

— Buyurun, ne var ne yok? diye sordu.

Hüseyin Nail titrek bir sesle de­ di ki:

— Affedersiniz beyefendi, çok

mahrem bir şey arzedeceğim. Havadisten, dedikodudan pek haz ederdi. Ve olanı biteni âmirlerine yetiştirmek, otuz yıla yaklaşan me­ muriyet hayatında en büyük serma­ yesi ve baş hüneri olmuştu.

Nail kesik cümlelerle anlattı: îs- tipdat devrinden meşrutiyete miras kalan ve yetmişine varmış ise de yaşını tashih ettirdiği için tekaüt lâ­

fını ağıza aldırtmıyan vali paşa

genç ve güzel karısına haber gön dertmiş, içinde tehdit ve rica bulu­ nan bir ifade ile görüşmek istediği­ ni, söyliyeceği gayet mühim ve mah­ rem şeyler olduğunu bildirtmişti Genç adam bunları anlattıktan son­ ra gözlerinde bir ateş yana yana ilâ­ ve etmişti:

— Beyefendi, namus bendenizca

hayattan mukaddestir. Vali paşanın bu denactini refikadan öğrendiğim anda kan gözlerimi bürüdü. Gidin makamında: o sarsak herifin pesti­ lini çıkarmak istedim. Fakat sonra

■ t

bir kere size danışmayı münasip bul- dum. En doğru hareket tarzım gös­

tereceğinizden eminim.

Bu söze teşekkür eden Ahmet Sa­ lim bey fevkalâde samimî, hattâ bi­ raz da hürmetkâr bir eda ile her­ hangi bir şiddetten çekinmesini tav­ siye etti, davete icabet etse bile ha­ reminin vaziyeti mükemmelen idare edebileceğini, ihtiyar olduğu pigbet- te de korkak bir adam olan vali pa­ şanın herhangi bir cebir ve zora kalkışmasına imkân ve ihtimal bu- lunrriadığını, hattâ hakikaten baba­ ca bir lâfı olmasının pek mümkün bulunduğunu temin etti. Eğer bir takım yeni vaziyetler zuhur, ederse

(3)

bunları da gelip kendisine bildirme- I sini, takibi kendince en doğru görü- ' nen yolu göstermekten geri kalmıya- cağını ilâve etti.

Birden sakinleşen HüseyinJMfeil

odadan çıktıktan sonra da, m S tup- çu .'Ahmet Salim bey masasının ha- şında eşyak okumıya ta b a m ız ı e- denaMÜ, hemen fesini düzeltilİfcriü- nü Uıkftyerek dışarı çıktı. Sffksiİe Naip^jgfendiyi, muavin efen tH b det- terdaeJaeyi ziyaret edip havSQ *4M - laıfflm«l>ITâllandıra anlattığıfgibi he­ men o günün akşamı buluştuğu it­ tihat ve tera k k i kâtibi mesulüne hi-

kâfi kte de kusur ey

lisinde-Hüseyin Nailin harekâtını

tenkit yollu tek söz söylenmez oldu. . Ancak aradan iki ay kadar bir za man geçtikten sonra bir gün vali paşa muavine dedi ki:

— Nafıa mühendisinin ehliyetsiz­ liğinden ve suiistimalinden bahsede- derek azlini nezaretten istemiştik. Hâlâ cevap alınmadı. Tekit edilse.

Vilâyet muavini Vartan efendi el­ lerini uğuşturarak cevap verdi:

— Paşa hazretleri, biçare hakkın­ da söylenen lâflar hep kıskançık, a- davet eseri. Bendeniz uzun uzun tah­ kik ettirdim ve bütün sözlerin is­ nat ve iftira olduğuna kanaat g e ­ tirdim. Ama yine efendimiz bilirler.

Yorgun ve bir tanesi daima kanlı gözlerini her söz nihayetinde muta­ dı olduğu veçhile yarı kapayan vali Rüknettin paşa sustu, hiç bir mu­ kabelede bulunmadı, içinden: «he­ rifi sızdırdılar galiba’ » diye düşün­ müştü. Fakat belki bitip tükenmek bilmiyecek tahkikatla yorulmak ve hele bir mesele çıkarmak istemedi­ ği için işin ilerisine gitmedi.

Muavin Vartan efendi ise maka­ mına avdet ettiği zaman:

«— Vay alçak herif vay! Hem ka­ rı ile bu yaşta mercimeği firma ver­ miş, hem de işi belli etmemek için kocanın aleyhinde tertibat almıya kalkıyor. Şu Abdülhamit adamları­ nın kurnazlığı dehşet vesselâm!» di­

ye mırıldandı. ^

Ayni zamanda memnundu da:

Vali paşanın (cananesile) gönül sa­

lalarında berdevam olmasına bu

müdahale ve tezkiyesile hizmet et­ miş olmuyor muydu?

• * *

n sonra vilâyet idare mec-O

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

葉錦瑩教授獲聘為北醫大名譽教授

To evaluate the possibility that the N1IC might modulate the gene expression of YY1 target genes through associating with YY1 on the YY1-response elements, we herein investigated

In this assay, Hec-1A cells were cultured under eight conditions, 1C, control group, serum free and phenol red-free medium, 2D, DPN group, 10 nM DPN for 1hr, 3O, oligomycin group,

The results of this study support that the objectivity, comparability, acceptability, justice of the psychiatric clinical examinations can be effective perform and foster an

The proximal junction of whitish squamous epithelium with pink columnar epithelium may be regular but is more commonly seen as presenting with flame-shaped extensions of

Ben ve benim gibiler onu bu yönüy­ le değil de İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan’nda -iki dö­ nem- genel sanat yönetmenliği sırasında tiyatro üzerine ileri