• Sonuç bulunamadı

Küllük Anıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Küllük Anıları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nevzad Sudi'nin kitabı üçüncü baskıda

Küllük Anıları

□ ismet Kemal

k a r a d a y i

/ / ■ y ^ v üşün Sanat Dostlarım-

• • I 1

II’

deki “portre

çizgilerin-I § de şu başlangıç vardı: X S .. Kökeniyle Batum Gür­ cüsü... Yanıtıyla Erzincan’da dokmuş bir Sivas türküsü... Afrası tafrası yok; hep akla ve haklılığa taraf... Salt politikalar­ dan değil, bireyselliği düşünsele bağla­ yan şiirsellikten yana...”

Kadıköy Perşembe’lerinin “Nevzad ağabey"ine şu soruyu sormuştum: “A. Nevzad Odyakmaz yerine Nevzad Sudi niye?” Yanıtı şöyleydi: “Sudi, bahamın adıdır, ilk yıllarda şiirlerimi Nevzad Su­ di ya da ona Ody akmaz! ı ekleyerek ya­ yımlıyordum. Küllük döneminin yazar­ ları, şairleri de beni bu adla tanırlar...” “K üllük Anıları” üçüncü baskıyı yap­ tı. Yargıtay üyeliğinden em ekli ve 1958 yılından bu yana beşi şiir, kırka yakın kitabı yayımlanmış olan dosta şimdi başka sorularım var; kitabı yayımlayan “Mephisto" Kitabevi’nde, Murat Kaplan tanıklığıyla güzel güzel söyleşirken:

-Kitabınızın adı olan Küllük Kahve­ si’ nin özelliği neydi?

- Küllük, Beyazıt’ta, Beyazıt Cami-

si’nin yanında, önü alana dönük, ağaçlık­ lı bir kahvenin adıydı. Bu kahve, 1939’lu yıllarda o dönemin şairlerinin, yazarları­ nın, sanatçılarının, akademisyenlerinin toplandıkları bir yerdi. Söyleşirler, tartı­

şırlar, şiirlerini, öykülerini birbirlerine ilk kez burada okurlardı. Sonraları yaygınla­ şan şiir okuma matinelerinin Küllük’te gerçekleştirildiğini söyleyebilirim.

- Sanırım o dönemde “Küllük” adlı bir

dergi de yayımlanmıştı.

- Evet, Küllük’te bir araya gelen yazın­

cıların 1940 yılında çıkardıkları “Küllük” adlı derginin yazınımızda önemli bir yeri vardır. Ne yazık ki bir sayı çıkabilen bu dergi, o dönemin Dahiliye Vekâleti’nin gerekçesiz bir karan ile kapatılmıştı. Söy­ lentiye göre kapatılma nedeni, Orhan Veli’nin dergide yayımlanan “Tahattür” adlı şiiriydi. Oysa şiirin, dergi kapatılma­ sını gerektirecek denli aşırı bir yönü yok­ tu. Asıl neden, toplumcu yazarlarm, şair­ lerin çoğunluğunun bu dergide yer alma­ sıydı. “Küllük Anıları”nda belirttiğim derginin içeriği, bu düşüncemi kanıdar niteliktedir.

- “Şiirin aşırı bir yönü yoktu” dediniz.

Sizce, yazında, düşünde, ideolojik dünya görüşünde filan, “aşırt” ne demeye geliyor, az açar mısınız?

- Sorunuzu siyasal açıdan değil, yazın­

sal açıdan yanıdamak isterim. Her yazın­ sal yanıtın, doğal gelişim içinde, siyasal ve toplumsal gerçekleri içermesi gereke­ ceği, böyle bir işlevi olduğu kuşkusuz­ dur. Ayrıca sizin sorunuz doğrultusunda, ülkenin var olan siyasal ve toplumsal ya­ pısını da yansıtması doğaldır.

- Başa dönelim. Küllük Kahvesi’ne geli­

şiniz nasıl oldu?

T T -€ > O O fi~ 3 L ı

NEVZAD SUDİ •

kulluk

y

- Bu kahveyi de, buraya gelen yazıncıla­ rı da 1939 yılında tamdım. Onaltı yaşın­ daydım. Toplumsal içerikli bir dergi olan Ses dergisine gönderdiğim “Toprak Şarkı­ sı” adlı bir şiirimin bu dergide yayımlan­ ması, Küllük’teki şairlerle, yazarlarla ta­ nışmamda etkili olmuştu. (O şiiri neden kitaba almadınız sorusunu sormadım).

ANILARI YAZM A NEDENİ

- Özellikle “Küllük Anıları”m yazmanı­

zın nedenini sorabilir miyim?

- Küllük’te tanıdığım, dost olduğum o

dönemin şairlerine, yazalarına ilişkin anı­ larımı yazmayı yıllar sonra düşündüm. Uzun süre karar veremedim. Onların ço­ ğu ünlenmişlerdi. Birlikte geçirdiğimz özel yaşamımıza ilişkin günlerimizi açık­ lamam doğru olur mu diye usumdan ge­ çirdim. Oysa onlarm, toplumun benim­ sediği kişiliklerini, yapıtlarını, bildik san­ dığım yazıncılar olduklarını düşününce, bir sakınca olamayacağı sonucuna var­ dım.

- Anılarınızı yazarken nasıl bir yöntem

uyguladınız?

- Yazmcağımın başına oturup, zorunlu

durumlar dışmda, hiç ara vermeden, ta­ rihsel bir sıra gözetmeden, önceden bir karalama da yapmadan, anılarımı yaz­

dım. İlk kez Ankara’da, “Karşı” dergisin­ de bölüm bölüm yayımlanan “Küllük Anıları”, değerli dostum Burhan Gü- nel’in Kerem Yayınevi’nce kitaplaştırıldı. Kitap iki baskı yaptı. Bu kez Mephisto Yayınevi, kitabın genişletilmiş üçüncü baskısını yaptı. Kitapta ikiyüzü aşkın kişi adı var. Anılarla yaşamım birbirine geç­ miş durumda. Bu anılar kuşkusuz benim yaşamıma da ışık tutuyor. Yayıncılara iliş­ kin anılarımı anlatırken, kendi yaşadıkla­ rımı da anlatıyorum. Bu nedenle Küllük Anıları bir bakıma benim yaşamöyküm... Ayrıca kitapta, o dönemin İstanbul’un­ dan özgün, çarpıcı görüntülere de yer ve­ rildi.

- Hep sorulur. Resmi uğraş birlikteliği­

miz var. Bana çok sık sorulanı ben de size sorayım: Bir yanınızda hukuk, öte yanı­ nızda yazın... Bu iki uğraşın sîzdeki bilinç ve etkileşim alanları nasıl oldu, oluyor?

- Toplumda var olan ve bilinçli bir

yöntemle algılanan her oluşumun, bilim­ sel etkinliklerin kendi alanlarında tümüy­ le bağımsız olduklarım, herhangi bir et­ kileşim altında bulunmadıklarmı söyleye­ bilir miyiz? Sizin de bildiğiniz gibi, öğre­ tide hukukun birçok tanımı yapılmıştır. Bu tanımlamalardaki belirgin öğeler gö- zönünde tutularsa kısaca hukuk, adalete yönelmiş bulunan bir toplumsal yaşam düzenidir. Bu yaşam düzeni içerisinde, toplumsallığın gereği olarak, yazının ve yazıncıların varlığını, bu düzene katkıla­ rını, aralarındaki etkileşimi yadsıyabilir miyiz? Bilinçli olan her yazıncı, bir yanda toplumsal yaşamla iç içe olmak, bir yan­ dan da bağımsız ve her bakımdan özgür olmasını sağlayacak hukuksal bir düze­ nin nimetlerinden yararlanmak duru­ mundadır...

- Eh, öyle ise teşekkür ediyorum. - Ya ben ne diyeyim dost?..» Küllük Anıları/ Nevzad Sudi/

Mephisto Yayın/ 208 s.

--- 1

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dergide yer alan ‘Kaybol­ makta Olan Bir Kentin Gölge­ leri’ başlıklı yazıda, siyah- beyaz 189'tane İstanbul fo­ toğrafından oluşan albümde, Güler’in

Bu sayfada, a) Makale başlığı (Türkçe ve İngilizce başlıklar yazılmalı; başlık kısa ve konu hakkında bilgi verici ve tümü büyük harflerle yazılmış olmalı

Turizm ve Tanıtma Bakanı Erol Yıl- maz Akçal, 1972 yılı turizm mevsimini a- çarken, ana konular hakkında basına ver- diği bilgiler arasında, istanbul festivaline de temas

Q metodolojisi yardımıyla haber birimlerinde çalışan medya profesyonellerinin hem özel, hem de kamusal alanda toplumsal bir dönüşümü hedef alan birbirinden farklı beş

Japonya Uzay Ajansı’nın Yunan mitolojisindeki İkaros adlı kahramandan da esinlenerek IKAROS (Interplanetary Kite-craft Accelerated by Radiation Of the Sun - Güneş

ANAP’m İstanbul eski yönetim kurulu üyesi olan Cander aynı zamanda Emlak Baııkası’na Civan döneminde pahalı otomasyon sistemi satarak bankayı 18 milyon dolar zarara

DERlNER Turizm ve Tanıtma Bakam imar ve iskân Bakanı Köy İdleri Bakanı. N- KÜRSAT

Daha sonra bu molekülleri lipidik mezofaz olarak adlandırılan bir tür yumuşak biyolojik madde oluşturmak için kullanmışlar.. Lipidik mezofazda, lipitler, tıpkı