7 7
PROFIL
FİESTAİ■
TÜRKAN SORAY
"BENİM İÇİN ARTIK KA
GÜZE
İÇİM
^
‘ r m
\
u
jjTürkan Şoray, 15 yıl öncesinden
• HAKKI YALÇIN
B!
oğaz’ a karşı bir evde heyecanları na senaryoları or tak edip, birkaç sigara ile teselli bulan, bütün sevdasını kızı Yağmur’a saklayan bir k adın... O’na “Sultan” diyorlar. Sinemada şimdiye dek yaptıklarının, emekleri nin karşılığı bu “sultan lık”...Türkan Şoray, bu “sultan” yakıştırmasın dan oldukça hoşnut. Ama hiçbir zaman ken dini bir “ sultan” gibi hissetmiyor. Sakin bir yapı, sade bir yaşam . Sultan denince Türkan Şoray’ın aklına sarayda eteklerini savura savura yürüyen bir kadın imajı geliyor. Oysa ne saray var. ne koltuklar...
SİN EM AN IN
temel taşların dan biri olan Türkan Şoray, 30 yıllık emeklerinin karşılığında bir “Sultanlık” yakala mış. Çok değil... Oysa yi tirilenleri ne siz sorun, ne kendisi söylesin...Sinema deyince, Tür kan Ş oray’ın yüreği hopluyor. Şimdiki sorun ları “geçici bir buna lım” olarak değerlendi riyor. Geçmişte olduğu gibi sinemanın çıkış yolu bulacağına inancı tam. Son zamanlarda seyirci nin sinemaya dönüş yap ması, festivallarde alı
nan ödüller, Türkan Şoray’m umutlarının dayanakları. "Türk sinem asının en önemli sorunu finans. Dönem dönem bunalımlı günler yaşıyor. Ben 30 yıl dır bunlara alıştım. Ama her seferin de bir çıkış yolu bulmuştur. Bu günle ri de atlatacaktır. Sinemanın bir so runu da seyirci olayıydı. Sinemaya il gi yeniden arttı. Son durum karşısın da pek karamsar değilim".
Bir gün yalnız kalm ak korkusunu yasam ıyor Sora
Peki, sinemanın son günlerde cinselliğe sarıl masına tepkisi nedir?.. Kendisi de bir filmde çı rılçıp la k soyunur mu acaba?. İşte bu soruların cevabı: “Cinsellik de nildiği zaman neden se ilk akla gelen şey çıplaklık oluyor. Sine mada çoğu kez çıplak lık yoluyla, cinsellik ticari bir meta haline dönüştürülüyor. Ben bu bakış açısına kar şıyım. Ama senaryoda çok gerekliyse, belli ölçülerde estetik ola rak ben de soyunabi lirim”...
TÜ R K A N ŞORAY,
sıradan bir insan gibi yaşadığı düşüncesinde. Tanınmış olmanın zor luklarını değil, güzellik lerini hissediyor. Canı sıkıldığı zaman sokakla ra atıyor kendini. Kala balık yerler, tercih sebe bi. Sokaktaki insanların sarılıp, kendisini öpmesi değişik bir m utluluk. “Sevilmek ve böylesi- ne ilgi görmenin ne zorluğu olabilir ki” di yor. Böyle bir ilgiyi yiti rirse eğer, o zaman ra hatsızlık duyacağını be lirtiyor. Ama, kendisini gerçekten seven insanla rın varlığına öylesine inanmış ki, gelecekle il gili hiçbir karamsarlığa kapılm ıyor. “Dostluk olarak, insan olarak herhalde sevilecek bi riyim. İnanıyorum ki, her zaman be nim yanımda dostlarım ve sevenlerim olacaktır. Daha da ilerisini düşünüyo rum. Herhalde öldüğüm zaman, her kes bana koşar diyorum”...
FİLMLERİNDE
nice aşkın kahramanı olmuş, özel yaşamında “ağlarken gülümse meyi” oynamış Türkan Şoray için, aşk her zaman varolan bir şey. Ve “aşksız ol maz” diye düşünüyor. Mesleğine ve kızıengeç burcunun tüm özelliklerini taşıyan 1 Tü rk a n Şoray rom antik ortam larda huzur bulduğunu inkar etm iyor. Eskiden şiir yazarm ış. Şim di hayat uğraşı içinde
“Sultan denince
aklıma sarayda
eteklerini sürüyen
bir kadın geliyor.”
Yağmur’a duyduğu aşkın dışında, karşı cinse duyulan aşkı duyguların en yüksek noktası olarak değerlendiriyor. Ama maa lesef, bu duyguların yıllarca aynı düzeyde gitmesi mümkün değil. Ne kadar süreceği ni, verilecek emek ve değerle belirliyor. Türkan Şoray’a göre, herşeye rağmen aş kın ömür boyu sürmesi mümkün değil. Ancak bu duygu yerini sevgiye, sağlam birdostluğa ve arkadaşlığa bırakıyor. İşte aş Kızı Ya ğm u r, Tü rk a n Şoray'ın herşeyi
kın özeti: “Aşk çok yüce, çok çalkantılı, karmakarışık, alabildiğine fırtınalı bir duygu. Onu yaşamak çok güzel, sürdürmek çok zor”...
YILDA BİR VEYA İKİ
filmin geliriyle geçinmek, yurtdışındaki sanatçılara özel bir şey. Oysa Türkiye’de bu pek mümkün değil. "Türkan Şoray, şu günlerde geçi mini nasıl sağlıyor" diye merak edenler oluyordur kuşkusuz. Ve üstüne üstlük, vergi sıralamasında Türkan Şoray’ın sa natçılar arasında her zaman ilk sıralarda yer alması daha meraklı bir boyuta ulaşı yor. “Sinemanın daha çok gelir getir diği dönemlerde bugünleri düşüne rek, har vurup, harman savurmamayı tercih ettim. Belli bir tasarrufum ol du. İyi ki de olmuş. 30 yıldır sinema dayım. Bir işhanım ve gelir getiren“Bir erkekle
yaşamak güzel ama
erkek olmayınca da
yaşam durmuyor ki.”
bir evim var. Hepsi bu kadar. Bu biri kimimle film çekmediğim zamanlarda bile yaşamımı rahatlıkla sürdürebili- yorum. Hele şimdi kızım da var. Onun geleceğini de düşünmek zorundayım.Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Sinemaya girdiğim ilk yıllardan bu yana Zeki Müren’le ikimiz her yıl ver gisini ödeyen sanatçılar arasında ilk sırayı alırdık.”
SAYFA 6 FİESTA - 2l KASIM 1993 21 KASIM İ 993 •FİESTA SAYFA 7
SANAT YAŞAMINA
başladığı günler den bu yana, parlak başarılara alışmış olan Türkan Şoray, “aynalarla barışık” bir yaşam sürüyor. Aynada kendini beğe niyor ama asla bir güzellik hastası olarak değerlendirmiyor kendini. Ayrıca geçen yıllar içinde, güzellik anlayışının değiştiği ni de inkar etmiyor zaten. “Artık başka güzelliklerin olduğu bilincine vardım. Mesela kendimi o gün güzel görmesem de dert etmiyorum. Benim için önemli olan kendimi geliştirmek, kafamın içi ni güzelleştirmek. 15 yıl önce böyle düşünmüyordum. Fiziki güzelliğe da ha çok önem veriyordum.”Peki ya seksilik? derseniz, işte onun ce vabı: “Seksi olup olmadığımı hiç düşünme dim. Yalnızca filmlerde seksi kadın rolleri olduğu zaman seksi olmaya çabaladım. “Bunun dışında, özel yaşantımda seksi görünme çabam hiç olmadı”...
Eskiden şiir yazarmış Türkan Şoray. Şimdi nereye koyduğunu bilemediği şiir defterlerinin arasında kalmış bu duygular. Zaten burcu gereği romantik bir yapısı var. Yengeç burcunun tüm özelliklerini ta şıdığı inancında. Son zamanlarda roman tik duygularını paylaştığı kimseler olmu yormuş. O yüzden de şair yanını bastırmış.
GECE YATAĞA
uzandığı zaman mut laka gözlerini tavana dikiyormuş. Günün tahlilini yaparken, uykusuz kalması ne denli titiz olduğunun göstergesi.Şu günlerde aşkla başı hoş değil. Ya da kendisi öyle söylüyor. Duygularını kızı Yağmur üzerinde yoğunlaşmış. Ama ka dın ve erkeğin birbirini tamamladığı inan cında. “Yaşamı paylaşmak güzel ama, bir kadının hayatında erkek olmadığı zaman yaşam yine sürüyor. Dünya durmuyor” diyor.
Hayranlarından gelen mektuplarda azal ma yok. Hayranlıklarını belirtirken evlen me teklifinde bulunanlar da var.
“Türkan Şoray, bir erkeğin ilgisine nasıl karşılık verir?”. Bu ilgi, Türkan Şoray’ın karşısındakine duyduğu ilgiye bağlı. Erkeğin kişiliği öncelikli tercih sebe bi. Yakışıklı olması değil ama, bir hareke ti, bir jesti herşeyi değiştirebilir ve Türkan Şorayün kalbine girebilir.
ZAMAN ZAMAN
gerçek evlenme tek lifleri alıyor. Bu teklifleri yapanlar, Tür kan Şoray’ın yakın dostlarını sokuyorlar a- raya. Bunlara gülüp geçiyor “Sultan”... Herşeye rağmen “kesin evlenmeyece ğim diye bir kural yok” derken, evlene ceği kimseyle dünyaya bakışının aynı ol ması şartını koyuyor.Sakin, sessiz bir yaşamın içinde bazen fantazilere kaptırıyor kendini. “Bir sabah uyandığımda star değil de, sıradan bir insan gibi olsam, kendi dünyamda güzellik ler yaratm aya çabalarım " diyor. Ardından da ekliyor: "Çalışan, üreten, mutlu bir evliliği olan çocuğu olan bir anne de enaz bizler kadar mutludur"...
Kızı Yağm urun dersleri ve sanatıyla yoğrulan Türkan Şoray, herkesin kardeş çe, barış içinde yaşadığı bir ülkenin hayal-SAYFA 8 FİESTA - 21 KASIM 1993
“Giderek bilinçlenen
kadınlarımız kendi
şansını kendisi
yaratacaktır...”
lerini kurup, bu konuda çaba gösteriyor. Huzurlu bir Türkiye'nin savunucusu.BUGÜNE KADAR
kesinlikle rüşvet vermemiş. Zaten buna da karşı. Faldan, büyüden alabildiğine korkuyor. Birçok sa natçı gibi özel falcısı falan da yok. Yalnız ca oyalanmak için bazen dostlarına kahve falı baktırıyor. Hepsi bu."Türkiye'de kadın olmak bir şans mı" sorusuna, "Ülkemizde giderek bi linçlenen kadınlarımız, zaman içinde kendi şansını kendisi yaratacaktır" di yecek kadar duyarlı.
ÖNÜMÜZDEKİ
günlerde Türkan Şo- ray’ın hayatında yeni bir sayfa açılacak. “Şarkıcı Türkan Şoray”...İlk kaseti için Yaşar Plakçılık Şirketi sahibi Mustafa Kekeva ile anlaşm asını yaptı bile. Sahneyi değil de, hayır konserlerini tercih edecek. “Yaşantımda bir renk, bir fan- tazi olacak” dediği müziğe kavuşacak.Bugüne kadar herşeyin üstesinden gel meyi başarmış bir sanatçı olarak, şarkıcı lığın da “kitabını yazacağından” kimse nin kuşkusu olmasın...
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi