Kodallt ve eşi Olcay Harum, 76 yıl sonra sonra baba toprağı Mersin'deki evlerinde.
K lasik Türk
M üziği meyhane
edebiyatı
Ünlü besteci Nevit Kodal-
Iı, Hürriyet e konuştu:
“Alaturka müziği Türk
Sanat Müziği’ diye tak
dim ediyorlar. Klasik adı altında çalıp
söyledikleri Çakıl ın meyhane edebiyatı.
Tarkan’ın da, dünyadaki benzerlerinin
de söyledikleri çok ilkel şeyler. ” ■ 4’te
4
p a z a r t e s i3 Eylül 2001
t& vaf
h
■
hT .
m - -m m *mmmm mliiınnr^ı
İN SAN
TROPİK İKLİME UYGUN PİYANO1
]
Y E N E R
Ü S O Y
röportajı
M
ersin'denAntalya'ya doğru giderken Erdemli'yi geçince, Fanazlı'ya geldiğinizde solunuzda ODTÜ tesislerinin duvarları başlar. O anda sağınıza bakarsanız
daracık bir toprak yolun başında "Nevit Kodallı Caddesi” yazılı tabelayı görürsünüz. Taşlı-tozlu yoldan yeşillikler arasındaki tepeye tırmandığınızda, karşınıza iki katlı beyaz bir
ev çıkar. İşte o evde Cumhuriyet dönemi besteciler kuşağının dünyaca ünlü temsilcilerinden Devlet Sanatçısı Nevit Kodallı, 41 yıllık sevgili eşi Olcay'la birlikte yaşar. Mersin'in Mesudiye Mahallesi 54. Sokak'ta dünyaya gelen Giritli Melek hanımla Adanalı Rıfat beyin küçük oğlu Nevit, 76 yıl sonra baba toprağına döndü. Şimdilerde Adana ve Mersin üniversitelerinde dersler veriyor, korolar kuruyor ve yeni eserler yazıyor. Kodallı 'nın eserlerini yazmaya sayfalar yetmez. "Atatürk Oratoryosu"ndan "Van Gogh" ve "Gılgamış” operalarına, lied'terinden kantatlarına, konçertolarına,
senfonilerine, süitlerine kadar. "Kral Oidipus", "Deli İbrahim", "IV.M urat"tan "Atçalı Kel Mehmet"e kadar yazdığı onlarca tiyatro müziği ne olacak? 'Murat'ın
Türküsü", "Pembe Kadın" gibi onlarca film müziği, ses ve ışık gösterileri unutur mu? Sayısız çocuk, gençlik şarkıları, marşlar da cabası. Mehmet Nevit Kodallı, yalnızca bir besteci değil, şair, dilbilimci, düşünür, mizahçı. Cennet gibi bir doğa içinde Akdeniz'i kuşbakışı gören evinin
verandasında acımasız sıcak ve neme meydan okumaya hazırsanız, buyrun. İşte Türkiye Cumhuriyeti'yle yaşıt bir koca sanat çınarı.
meyhane edebiyatı
r
i
Nevit
Kodallı,
arkadaşımız
Y e n er Süsoy'a
piyanosunu,
Paris'te
bulunduğu
dönem de,
1949'da satın
aldığını söyledi.
O günün
parasıyla
250 bin eski
Fransız Frangı
vermiş.
Piyanoyu
üreten fabrika,
Türkiye'de
iyi ses
çıkarabilmesi
için tropikal
iklim
koşullarına
uygun üretmiş.
Klasik Türk müziği dedikleri
diye
takdim
edilmesine
karşıyım.
Genç... Ve Kelebek.
Bi i l
EH s
\\ >} Kelebekte 6 17 farklı renk vevar. Yatak, ranza, gece masası, bilgisayar veya çalışma masası, dolap, kitaplık, hobi ünitesi veya diğer ünitelerden dilediğinizi seçin. Kelebek'in size sunduğu uygun ödeme koşullanndan yararlanarak odanızın boyutlanna göre ideal genç odasını yaratın. Unutmayın! Kelebek’te her bütçeye özel seçenekler var.
Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış!
Kelebek Mobilya
Zorla Halikarnas diskoya götürdüler
■ îki yıl önce Bodrum'da benizorla Halikarnas Disko'ya götürdüler, boyumun ölçüsünü aldım. O kadar desibel içinde müzik dinlenmez, titreşimler neredeyse midemi delecekti.
Gürültü insanı dinlendirmez,
aksine yorar.
■ Fransız ballad'larım çok severim, Yves Montand'ı çok dinlerim. H em müziklerinde, hem sözlerinde gerçekten estetik var.
■ Sinemayı çok seviyorum ama, bu yeni icat cep sinemalarından
şikâyetçiyim. Koca koca
hoparlörlerle beyninizi patlatıyorlar. Eskilerden Fernandel ve Danny Kaye büyük sanatçılardı, hâlâ zevkle izlerim.
■ Giyimime özen gösteririm, doğrusu iyi giyindiğimi de söylerler.
A la tu rk a
piyasa
müziğinin
Türk sanat
müziği
t a k s i t c a r d h tt p:// w w w .k e le b e k .c o m .tr AKILLIKARTQ ü c r e t s i z B a y i A d re s H a t t ı: 0 8 0 0 2 I I 6 0 8 2 +Mesut Cemil'in müziği ile
Çakıl'ın müziği ayrı şeyler
■ Bu sıcakta eğri oturalım , doğru konuşalım . TRT'de M üzik Denetlem e Kurulu üyeliği yaptığı yıllardan iyi bilirim ki, Nevit hoca Türk Müziği'nden hoşlanm az.
- Y e n e r bey, b e n T ü rk M ü ziğ i'n i iyi bilirim , y a p tık la rım a M e s u t C em il h o c a m bile şaşardı. G ele n e k se l m üziğim izin ne o ld u ğ u n u ö ğ re n m e k için eski yazıyı söküp k o n serv atu v ar arşivindeki b ü tü n esk i T ü rk M üziği n o taların ı sö k tü m , bilim sel an alizler y ap tım . B e n esas o la ra k h alk m üziğim iz ü zerin d e d u rd u m . A ta tü rk 'ü n bize g ö sterd iğ i yol oy d u , k o n serv atu v arm k u ru lu ş am a c ı oydu. H alk m üziğim izi d a h a iyi anlayabilm ek için b a ğ la m a çalm ayı d a öğrendim , h a tta v irtü ö z ü oldum , Sarı R e c e p 'te n , M u zaffer
S arısö z e n ’d e n d a h a aşağılarıyla çalm azd ım . B e n a la tu rk a p iyasa m üziğ in in g ra m e r yanlışıyla “T ü r k S a n a t M üziği” diye ta k d im ed ilm e sin e karşıyım . M ü zik z a te n s a n a ttır, sa n a t resm i, sa n a t m üziği, sa n a t şiiri diye b ir şey o lu r m u ? B a şın a da b ir T ü rk k o y m u şlar, T ü rk lü k le hiç ilgisi yok, A ra p 'ta da aynı şey var. B u n la rı söylediğim z a m a n b e n fe n a ad a m
o lu y o ru m . K lasik T ü rk M üziği d e olm az, ç ü n k ü klasik o lm a n ın k u ra lla rın a uym uyor. H o c a m M e su t C em il b u m üziğe “T a rih i T ü rk M u sik isi” d e rd i, g e rç e k te n d e öyle. K lasik T ü rk M üziği d iy e re k E n d e ru n M ü ziğ i'n e sm ıf atlatm ay a, h av a v e rm e y e çalışıyorlar. K lasik adı a ltm d a çalıp söyledikleri Ç akıl'ın, K ristal'in m e y h an e ed eb iy atı.
Erköselerin teklifini reddettim
■ Rakıyı da Mozart'la mı içersin be muhterem hocam?
- Paris'ten döndükten sonra verdikleri para yetmediği için A nkara
Radyosu'nda birkaç yıl tonmaysterlik yaptım. D aha çok çoksesli müziklerde çalışırdım. Bir keresinde de Erköse kardeşlerin çaldıkları bir alaturka programda görev aldım. Piyano da var stüdyoda, oturdum ben de onlarla beraber çaldım. Program m sonunda hep birlikte yanım a gelip
“ K ardeş çok iyisin be. G el bizimle gazinolarda çalış, sana gecede 500 kağıt verelim” dediler. Şunu da söyleyeyim, adabıyla rakı
içeceksem fasıl heyetiyle içmek isterim, çünkü atmosferi odur. “9. Senfoni” ya da kendi eserlerimi dinleyerek rakı içecek değilim ya.
Hacı Bektaş Oratoryosu nu yazıyor
- Liman şehirleri her zaman kara şehirlerinden çok daha dünyaya açıktır. Örneğin Türkiye'nin ikinci operası 1946'da Ankara'dan sonra Mersin'de açıldı. 9 yaşımdayken bana ilk müzik eğitimini veren Hayri ağabeyim bir İtalyan’dan keman ve viyolonsel dersleri almış.
Cumhuriyet'in ilk öğretmenlerinden olan Nimet ablam piyano ve ud, Hamdi ağabeyim keman, Nihat ağabeyim de mandolin çalardı. Kardeşler yan yana geldiğimizde iyi bir müzik topluluğu olurduk yani. Amcam da gayet iyi ney üflermiş,
babama da müziği aşılayan o. Mersin Ziraat Bankası müdürü olan babam felaket koyu bir Enderuncuy- du. Çok güzel tambur çalıp söylerdi, Rıfat Bey'i bile hafif sayardı ama, arpa ekti darı çıktı. Şu sıralarda Abdülkadir Paksoy'un “Hacı Bektaş Destanı” üzerinde çalışıyorum. Onu, Alevi yanından değil, hümanist yanından alıyorum. Şiir olarak çok güzel ama, oratoryo olacaksa konu sunun bir yerden başlayıp gelişmesi lazım. Henüz onu halletmiş değilim. Aslında Hacıbektaş'ın da nereden gelip nereye gittiği pek bilinmiyor.
YARIN: TÜRK İSLAM SENTEZİ OLMAZ
Tarkan'ın |
• • • w • imüziği de
• •
I
w •
söylediği
de ilkel
■ Türk pop müziğinin nice ünlü bestecisini çaktırdığı o yıllardan bugüne değişti mi acaba Nevit hoca? Söz gelimi Tarkan onun için ne ifade ediyor?- Tarkan'ın söyledikleri de,
j
bütün dünyadakij benzerlerinin söyledikleri gibi, çok ilkel şeyler, öyle bir İ müzik ki, aynı sözleri
j
tekrarlayarak herkesinkafasını uyuşturacak. Yabancılarınkinde hiç olmazsa bir parça çoksesliliğe benzeyen şeyler var,
bizdekilerde ise hiçbir şey yok. Kullandıkları da bizim eski Anadolu Frigyen
gamlarından başka bir şey değil. Elvis Presley de öyleydi, | bugünküler de öyle, hepsi i dört nota. N e kadar ilkel
i
beste yaparsanız insanları oi
kadar etkiniz altınaalıyorsunuz. Aslında bu pop
i
filan değil, düpedüz piyasamüziği. Tangolar da iyi kötü kendi formunda yazılmış geçerli şeyler, içlerinde yüksek bazı değerler olduğu için hâlâ yaşıyor. 1950'de demokrasi adı altında bütün ileri hareketler bastırıldığı gibi, | geleneksel müzik, milli
i
müziğimiz diye sunuldu.I Demokrat Parti'yle başlayan mahvetme, yozlaşma, Kenan Evrenle noktalandı, Özal'la i da bilmem nesi çıktı.
Cumhuriyet müziği bugün TRT'de bile çalınmıyor, varsa yoksa arabe.sk. M üzik insanın kafasını işletir, hemen arkasından filozofiyi getirir. M üzik insanı insan etmeye yarar.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi